-
Cevap: Aselsan
ASELSAN
İntihar mı yoksa suikast mi? Bu konuyla ilgilenen insanların aklına gelen ilk soru bu değil mi?
Peki o zaman aşağıdaki 2 hikayeyi okuyalım.
İstikbal Amerika Mandası Kabul Edenlerindir.
Yıl 2020 ve 3. Dünya Harbi patlak verdi. Anadolu ve Orta Doğu'da başlayan bu savaşta yıllardır stratejik ortak konumunda olan Türkiye ile ABD ayrı saflarda yer aldı. Beklenen kuşatma başlamıştı ve milyonlarca masum insanın can güvenliği yoktu. ABD yıllardır dilinden düşürmediği BOP'yi gerçekçekleştirecek miydi? Yoksa 1. Dünya Savaşı'ındaki gibi ecnebi düşmanlar bu topraklardan def mi edilecekti? Harp devam ederken İstanbul, Eskişehir, Kayseri ve Konya gibi üslerden jetler havalandı. Ama ne hikmettir ki havalanan bu jetler hedeflere intikal edemeden yere çakıldı. Ana üsse, jetlerin tümünde teknik arızaların boy gösterdiği ve bu yüzden jetlerin hedeflere intikal edemeden yere çakıldığı bildirildi. Bu olay tüm kamuoyu tarafından esefle kınandı. Fakat tüm direnişlere rağmen T.C büyük bir hezimete uğramıştı.
İstikbal Göklerdedir. "Mustafa Kemal"
Yıl 2020 ve 3. Dünya Harbi patlak verdi. Anadolu ve Orta Doğu'da başlayan bu savaşta yıllardır stratejik ortak konumunda olan Türkiye ile ABD ayrı saflarda yer aldı. Beklenen kuşatma başlamıştı ve milyonlarca masum insanın can güvenliği yoktu. ABD yıllardır dilinden düşürmediği BOP'yi gerçekçekleştirecek miydi? Yoksa 1. Dünya Savaşı'ındaki gibi ecnebi düşmanlar bu topraklardan def mi edilecekti? Harp devam ederken İstanbul, Eskişehir, Kayseri ve Konya gibi üslerden jetler havalandı. (Bu jetler ünlü mühendislerimiz, Hüseyin Başbilen, Ünsem Ünal, Evrim Yançeken tarafından modernize edildi.) Jetler havalandıktan 20 dk sonra harbin intikal ettiği çeşitli yerlerden ana üsse eşref verici haberler geliyordu. Türk Jetleri düşman birliklerini büyük bir hezimete uğratmıştı. Tüm halkın diline şu 2 kelime dolanmıştı:
"İstikbal Göklerdedir"
Ben 20 yaşındayım dış siyasetten de çok fazla anlamıyorum belki ama bu tabloyu görmek için kahin olunması gerektiğinide düşünmüyorum. ASELSAN olayı Türkiye'nin istikbaline vurulan prangadır! Kim ne derse desin bu tür olaylar boy göstermeye devam ettikçe Mustafa Kemal Türkiye'sinden bir adım daha uzaklaşıyor olacağız.
-
Cevap: Aselsan
Aselsan'da sır 'intihar'a AYİM tazminatı
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, vatani görevini yaparken intihar eden Aselsan mühendisi Burhaneddin Volkan'ın ölümünde TSK'yı kusurlu buldu. Aileye 212 bin lira tazminat ödenecek. Aile, özel yetkili savcı istedi.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) vatani görevini yaparken ölen Aselsan'ın genç mühendisi Burhaneddin Volkan'ın ölümünde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) hizmet kusuru olduğuna karar verdi. AYİM, askeri savcılığın takipsizlik kararı verdiği olayla ilgili olarak aileye maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kamuoyunda Aselsan intiharları olarak bilinen olaylardan biri olan Burhaneddin Volkan'ın ölümünde, Bando Okulları Komutanlığı'nda görevli iki albay ve bir yarbaydan oluşan 3 komutanın ihmali olduğu yönünde iddianame tanzim edilmiş, askeri mahkeme bu iddianameyi iade etmişti. Volkan'ın ailesi, bu kez Milli Savunma Bakanlığı'ndan, TSK'nın çocuklarını iyi koruyamadığı gerekçesiyle tazminat istedi. Aile, bakanlıktan dilekçesine yanıt alamayınca AYİM'ye başvurdu. AYİM, TSK'nın hizmet kusuru olduğuna hükmederek aileye tazminat ödenmesine karar verdi. SABAH Özel İstihbarat Bölümü'nün ulaştığı belgelere göre Milli Savunma Bakanlığı, bu karar doğrultusunda Volkan'ın eşi Nuran Volkan'a 156 bin 500, annesi Fatma Volkan'a 33 bin 500, babası Mahmut Volkan'a 22 bin lira tazminat ödeyecek.
EN BAŞARILI İKİNCİ İSİMDİ
Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde okuyan Burhaneddin Volkan 2005'te üniversiteyi bitirdiği yıl işe başladığı Aselsan'da iki yıl Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği'nin Uçak Komuta Kontrol Merkezi bölümünde çalıştı. Sekiz mühendis arasında en başarılı ikinci isimdi. Üç arkadaşının intihar ettiği dönemde hastalanan ve ağır psikolojik sorunlar yaşayarak ailesinin yanına dönen Volkan, sniperler tarafından öldürüleceğini belirtiyordu. Volkan görev yaptığı Bando Okullar Komutanlığı'nda 7 Ekim 2007'de nöbetçi subay odasında Vzör marka silahla intihar etti. Komutanlarının Volkan'a intihar ettiği gün izin vermediği belirtildi. Eşi ve ailesinin şikâyeti üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Askeri Savcı Ömer Taha Özkan, Volkan'ın eşinin, babasının ve birlikte çalıştığı arkadaşlarının ifadelerine başvurdu.
DÖKÜMLER İNCELENDİ
Telefon dökümleri üzerine de inceleme yapan savcı, Volkan'ın telefonunun izin günlerinde bile askeri birliğin yanındaki baz istasyonundan sinyal verdiğini belirledi. Tespitler Volkan'ın çok çalıştırıldığı tezini doğruluyordu. Savcının diğer önemli tespiti de Volkan'ın üç gün kışladan çıkmama cezasına çarptırılması oldu. Savcılık, Albay Nehir Aydın'ın görevde yetkiyi kötüye kullanma, Albay Nedim Köse'nin görevi ihmal, Yarbay Özcan Kızılaslan'ın da görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun sabit olduğuna hükmederek cezalandırılmalarını talep etti. Ancak Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, yorumlarla iddianame düzenlendiğine hükmederek iddianamenin iadesine karar verdi. El değiştiren soruşturma bu kez takipsizlikle sonuçlandı. Eşi ve babası bu kez Volkan'ın ölümünde TSK'nın kusuru olduğu gerekçesiyle Milli Savunma Bakanlığı'na başvurarak tazminat talep ettiler. Kurum, dilekçeye cevap vermeyince prosedür gereği AYİM'ye başvuran aile buradan beklediği kararı aldı. Volkan'ın Tuzla'daki Piyade Okulu'na katıldığında yapılan Psiko Sosyal Risk Faktörü Tarama Anketi'nde ruhsal hastalık geçirdiğini ve halen ilaç kullandığını belirttiği halde tıbbi destek verilmediği, bu yöndeki bilgi ve belgelerin yeni birliği olan Bando Okullar Komutanlığı'na gönderilmediği, bu sebeple de idarenin hizmet kusuru içerisinde olduğuna karar verildi.
'Özel yetkili savcı istiyoruz'
Sabah'ın sorularını cevaplandıran Burhaneddin Volkan'ın babası Mahmut Volkan AYİM'nin kendilerini haklı bularak tazminata hükmetmesine rağmen olay için ayrıca özel yetkili savcılık soruşturması talep ediyor.
Askeri casusluk soruşturmasını yürüten İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen'e mağduriyetlerini anlatan bir dilekçe gönderdiğini kaydeden Mahmut Volkan şunları söyledi: "Aselsan'daki arkadaşlarının anlattığına göre Burhaneddin çok önemli bir uçak projesi üzerinde çalışıyormuş. Engel olmak için çocuğumun iradesini elinden aldılar, sonunun böyle olmasına sebep oldular. Benim oğlum intihar edecek çocuk değildi. Birlikteki arkadaşları, ikinci soruşturmada komutanların lehine ifade alınması için herkesin ayarlandığını da söylediler. Bu olay bir aydınlatılsa Türkiye'de ne gibi karanlık işlerin döndüğü gün yüzüne çıkacak. Başbakanımıza bir mektup yazıp yardım isteyeceğim, bizim çocuğumuz harcandı, başka çocuklar harcanmasın."
Aselsan'daki şüpheli ölümler
2006-2007 yıllarında 6 ay içinde Aselsan'da 3 mühendis şüpheli bir şekilde öldü. İlk ölüm 7 Ağustos 2006'da yaşanırken 16 Ocak 2007 ve 26 Ocak 2007'de iki vaka daha yaşandı.
Ölen Hüseyin Başbilen, Aselsan'da milli tank projesini yürütüyordu. Ali Ünal ve Evrim Yançeken F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu, komuta kontrol ve şifreleme sistemleri üzerine çalışıyordu.
Bir dönem Aselsan'da çalışan mühendis asteğmen Zafer Oluk da mayısta hayatını kaybetmişti.
http://www.haber7.com/haber/20110227...-tazminati.php
-
Cevap: Aselsan
ASELSAN'da kafa kemiren büyük şüphe
Aracında intihar ettiği söylenen Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen'le ilgili fotoğraf ve görüntüler dünyaca ünlü uzman ekip tarafından değerlendirildi.
ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturmada kritik ayrıntılar ortaya çıktı.
Aracında intihar ettiği söylenen Hüseyin Başbilen'le ilgili fotoğraf ve görüntüler savcılığın görevlendirdiği dünyaca ünlü uzman ekip tarafından değerlendirildi. Yapılan incelemeye göre Başbilen'in boğazı sağ arka koltukta oturan bir başka kişi tarafından kesildi. Bıçak çekilirken kan arka koltuğa damladı.
ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturmada kritik ayrıntılar ortaya çıktı. Mühendis Hüseyin Başbilen'in şüpheli ölümünü inceleyen uzman ekibin, Başbilen'in boğazının sağ arka koltukta oturan bir başka kişi tarafından kesilmiş olabileceği görüşüne yer verdiği öğrenildi. Uzman ekip, bıçakta kalan kan damlalarının bıçağı çekerken 'gayri ihtiyari' arka koltuğa damlamış olabileceğini belirtti.
ELİ DE KESİLMİŞTİ
7 Ağustos 2006'da aracında boğazı ve elleri kesilmiş halde bulunan Milli tank, Kanas silahı ve F-16 uçakları üzerinde çalışan ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in intihar olduğu öne sürülen ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada çarpıcı bilgilere ulaşıldı. Başbilen'in ölü bulunduğu araçta kriminal inceleme ekipleri tarafından cinayet sonrası yapılan araştırmadaki bilgiler, uzman ekip tarafından değerlendirildi. Başbilen'in ölümü sonrası olay yerine giden kriminal ekipler, kanın yön ve akış şeklini olay yerinde inceleyerek fotoğraflamış ve kameraya almıştı. Soruşturma savcılığı tarafından görevlendirilen uzman ekipler olay yerine giden kriminal ekibin topladığı bilgi ve dokümanları yorumladı.
SORU İŞARETİ UYANDIRIYOR
Dünya çapında tanınmış ekibin, Başbilen'in boğazını kesen falçatanın sağ arka koltukta oturan bir başka kişi tarafından saplanmış olabileceği belirttiği, falçatanın önce boyun alt tarafına doğru kesik bıraktığı çıkarken ise aracın arka koltuk yönüne doğru çıkış izi bırakmış olabileceği görüşüne yer verdiği bildirildi. Uzman ekibin aracın arka koltuğunda Başbilen'e ait bulunan kan izlerini buna bağlayarak, "Gayri ihtiyari bıçak arka taraftan çekilirken bıçakta biriken kan damlaları da bıçakla beraber hareket ederek arka tarafa damladı" tespitinde bulunduğu kaydedildi. Ekibin kan fışkırma, kan akma, kanın yönü ve kanın akış şeklini detaylı incelediği aktarıldı.
Uzman ekibin ayrıca Başbilen'in boynundaki 20 cm'lik kesik ile bileğindeki kesikleri detaylı incelemeye tabi tuttuğu bildirildi. Uzman ekibin bileklerini kesen bir kişinin bu acıyla boğazını 20 cm nasıl kesebileceğine ilişkin de sorgulama yaptığı dile getirildi. Edinilen bilgilere göre inceleme ekibinin en çok üzerinde durduğu nokta Başbilen'e ait kanın araç içindeki dağılması oldu.
SON FAZI TAMAMLAYAMAD
I Milli Tank Projesi üzerinde çalışan Başbilen'in 57 saatlik çalışmasının ardından sunum yapacağı gün öldüğünü babası daha önce BUGÜN'e açıklamıştı. Bir başka ayrıntı daha gün yüzüne çıktı. Milli Savunma Bakanlığı'nın Şubat 2006'da, yurt dışından 1000 adet tank alımını kapsayan Yeni Nesil Tank Alımı Projesi'nden vazgeçmesinin ardından Başbilen'in Milli Tank Projesi'nde görevlendirildiği belirlendi. Yeni Nesil Tank Alım Projesi'nde Fransa, Almanya ile ABD-İsrail ortaklığı yarışıyordu. Tank başına Türkiye'ye 13 milyon ile 18 milyon dolar aralığında üç teklif yapıldı. 1000 tankın alınması halinde Türkiye'ye 13 milyar ile 18 milyar dolarlık fatura çıkarıldı. Türkiye projeden vazgeçip Altay Milli Tank Projesi'ne yöneldi. Bu projede 4 fazlık yerel çalışma hazırlaması istenen Başbilen'in öldüğünde 3'ncü fazı yeni bitirdiği belirtildi. Başbilen, tank ve kanas silahlarında gece görüş sistemini sağlayan uzak mesafede etkili olacak sistem üzerinde de çalışıyordu.
KAYITLARA GÖRE İNTİHAR
Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006'da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulundu. Ardından 17 Ocak 2007'de Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla öldü. Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken oturduğu binanın 6'ncı katından düşerek can verdi. ODTÜ mezunu üç genç mühendisin ölüm nedenleri kayıtlara intihar olarak geçti.
http://gundem.milliyet.com.tr