-
konunun eştlik ilkesiyle ilgisi yok. sorun biyolojik yapıdan kaynaklanıyor. Yasal düzenlemeye göre, evlilik birliğinde doğan çocuklara babaya kaydolur. nesebinin sahih olması karinedir. keza, evlilik sona erdikten 300 gün sonraya doğan çocukların da babasının da koca olduğu karinedir. Eğer boşanan bir kadın derhal evlenir ve 7-8 aylık erken doğum yaparsa çocuk kimin nufusuna kaydolacaktır? esas olan bu durumdur. yoksa eşitlik ya da eşitsizlikten bahsedilemez.
-
Sayın ragipatay ;
demişsiniz ki
''
konunun eştlik ilkesiyle ilgisi yok. sorun biyolojik yapıdan kaynaklanıyor. Yasal düzenlemeye göre, evlilik birliğinde doğan çocuklara babaya kaydolur. nesebinin sahih olması karinedir. keza, evlilik sona erdikten 300 gün sonraya doğan çocukların da babasının da koca olduğu karinedir. Eğer boşanan bir kadın derhal evlenir ve 7-8 aylık erken doğum yaparsa çocuk kimin nufusuna kaydolacaktır? esas olan bu durumdur. yoksa eşitlik ya da eşitsizlikten bahsedilemez.''
İlk bakışta mantıklı peki tersini düşünün
Boşanan koca hemen evleniyor evlendiği kadın
'' Boşanmış birisiyle evleniyorum, çocuk yok aslında bekardan farkıda yok hata yapmış dönmüş' diye evlendi...
Aradan beş ay geçti sizin karinelerinizin hepsi gerçek tuttu veeski eşten olan çocuk kanunen babanın nüfüsuna kaydoldu.
Çocuksuz adam oldu çocuklu
Kadın yok yere oldu üvey anne ( kanun yüzünden.. hiç istemediği ve tanımadığı halde )
Kadının da bir çocuğu olursa miras olayı durduk yere iki olacak kadın için
Hiç olmayan bir sorun çıktı kadın için nafaka...
Toplumumuzda da nedense bunun dedikodusu hep yeni eş aleyhine olurrr '' bak kadın iki cilve yaptı gül gibi karısını üstelik hamileyken boşattırdı' dedikodularına ne yapacaksınız ???
Hadi her bişeyden vazgeçtim bu nebiçim bir biyolojidir sayın avukat ( bazı meslektaşlarınız da fizyoloji demişti ) tek taraflı ... Günümüz şartlarında eğer doktor müdahalesi olmadı ise ve kadının adı Hz. Meryem değilse kadının tek başına hamile kalması mümkün değil.. Az da olsa ?!!!! erkeğin bir payı var
Yani çocuk genelde ' ortak meyve ' sayılır ancak biyolojik (fizyolojik ) taşıma annededir. Anlamadığım taşıyan neden bu kadar sorumluda 'taşıttıran' sorumsuz... sorunun temeli budur...
Erkek 300 gün doğmadan evlenirse ve eşki eşi hamile ise yeni eşini de aldatmışta oluyor öyle düşünsenize... Dolayısı ile nuh nebiden kalan bu kanun makul bir süreye ve her iki taraflı düşünülmelidir aksi doğa kanunlarına kesin aykırıdır da Türk kanunları içinde normaldir.. ama doğa Türk kanunlarının da üzerindedir sakın unutmayın ( AİHM sine gitsenizde kazanma şansınız sıfır )
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
verdiğim örnek, medeni huku forumlarında, tesadüfen sorulmuş. mayıs sonunda boşanan biri, 4 aylık hamile olduğunu söylüyor. Şimdi evlenirser çocuk kimin nüfusuna kaydolacak. Hukuk tartışmasak bile çocuk 180 gün ile 300 gün arasınada doğabilir
-
Sayın ragipatay;
Zaten sorunun özü burada yatıyor sanıyorum bir yerde atladınız. Benim demek istediğim açık ve net boşanan bir kadın evlenmek için hamile olmadığını ispat etmeye ne kadar yükümlü ise boşanan bir erkekte evlenmek için eski eşinin hamile olmadığını ispatla yükümlüdür. Olayın mantığı budur. Bunun olmaması eşitliği bozduğu gibi yukarıdada anlattığım şekilde yeni doğan evliliği de sakatlayacaktır.
Erkek boşandıktan sonra eski eşinin hamile olmadığını ispat etmeden evlenirse vede eğer eski eş hamile çıkarsa kanun aksi ispat edilmedikçe çocuğun babasını boşanan eş kabul etmektedir. Gayet güzel peki yukarıdaki somut olayda ki gibi adam hiç ilgilenmiyor bana ne diyor yükümlülükten kaçıyorsa ne olacak? Niçin kadın bunu zorla elde etmeye çalışacak mahkemelerde dolaşacak adamı buldurmaya uğraşacak... Malumunuz üzere nüfusa kayıt sadece nüfüs müdürlüğünde yapılan soyadı işlemi gibi basit bir işlem değildir. Burada esas miras hakkı dahil bir çok haktan yeni doğan çocuğun yararlanmasıdır.
Yukarıda açıklanan mevcut durum muvahecehesinde bu sorumluluğun sadece kadın üzerine yıkılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir diye düşünüyorum. Dolayısı ile kanun koyucunun erkeğinde yeniden evlenebilmesi için eski eşiyle her türlü ilişkisinin bittiğini ispatlamasını istemesi gerekmektedir diye düşünüyorum . Bu sayede her üç tarafta çok daha rahat hareket edecek adil olan olacaktır.
Yukarıdaki somut örnek aslında haklı olduğumuzun bir kanıtıdır. Eğer erkeğede bu yükümlülük getirilmiş olsa idi hanımefendi şimdi eski kocasının peşinden koşmak zorunda kalmaz kanunları uygulatabilmek için uğraşmazdı.. Erkek evlenebilmek için yana yakıla eski karısının peşinden dolaşırdı..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
evet haklısınız, atlamışım. ben yalnızca çocuğun nesebi açısından soruna yaklaştım. erkek ya da kadının durumunu düşünmedim. Kendi verdiğim örnek de aslında sizin söylediklerinizi, baba açısından doğruluyor.(nesep açısından bu örneği vermiştim) gerçekten evlenen bir adamın eski karısı boşanmadan itibaren 300 gün içersinde doğurursa ne olur? Aynı adamın yeni karısndan da çocuğu olduğunu düşünürsek daha daha ne olur? İki kardeş, 20-25 gün arayla doğmuş ve ileride arkadaşlarına ne der?
Sanırım pratikte bu durum çok az bir olasılık olduğu için biz bunu atlıyoruz. Erkeğin eski karısının hamile olmadığını kanıtlayacak bir yöntem bulmalıyız. Hiç bir kadının eski kocası istedi diye gebelik testi yaptıracağına ihtimal veremiyorum.