-
Re: Anlaşmalı boşanma
Yazdığımız yazılar kişilere ve olaylara göre değişiklik göstersede ...Evinde namusuyla oturan kadını kimse boşamıyor ; eğerki boşamışsada çalışmasına manimi oluyor sanki . Boşanmış olan erkek yeniden evlenirse her iki kadınada bakmak zor olmazmı
Erkekten az maaş alabilir ama erkekten daha kolay iş bulur.
Hakimde taktir ederken 100 ytl den fazlasını veriyor.
Hiçbir erkek yıllarca kendine düzgün bir şekilde kadınlık yapmış kadınını yüz üstü bırakmaz yeterki kadın çirkefleşmesin erkeğin vicdanı el vermez ama kadınlar hiç acımadan ne var ne yok elinden herşeyi almaya çalışır. İhanet edipte özel hayatıma karıştı diye mahkemeye veren kadınlarıda biliyoruz.
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Ben de bu sütten çıkmış ak kaşık nedir diyordum..
Bu forum sayesinde öğrendim: erkeklermiş. :):)
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Daha önce dediğim gibi, üstünde düşünülünce bu konu çok dal budak sarmaya müsait bir konu.
Genel olarak konuşuyoruz. Yoksa münferit olaylara girersek her iki taraf da kendi tezlerini destekleyen örnekler bulmakta hiç zorluk çekmez.
Sayın Hüseyin Şengül, bir cümlenizi ele alalım: "Erkekten az maaş alabilir ama erkekten daha kolay iş bulur."
Şimdi düşünelim. Eğitim almamış yine de en iyi ihtimalle lise mezunu bir kadın boşandıktan sonra ne tür işler yapabilir? Sekreterlik, dikiş atölyesi, çocuk bakıcılığı, bir şirketin temizlik işleri, yemekhanede çalışmak, bulaşıkçılık, vs. Aynı zamanda velayeti aldıysa kendi çocuklarının bakımı, kendi evini çekip çevirme v.s.
Peki bu kadın yapabileceği işlerden birine girdi diyelim. En iyi ihtimalle günde 8 saat çalışacak ve yine en iyi ihtimalle asgari ücret alacak. Bu kadın yine çocuklarına da bakacak, evini de ihmal etmeyecek, küçük ailesinin her türlü sorumluluğu yine üzerinde olacak. Bu bizi kadının erkekten çok daha fazla yıpranmasına götürüyor. Daha fazla efor sarfettiği halde en iyi ihtimalle erkeklerle aynı ücreti alıyor.
Bir lokantada çalıştığını düşünün. 12 saatlik çalışma, bu çalışma karşılığında yüksek derecede yıpranma, düşük ücret ama sorumluluk aynı.
Kadın sizin dediğiniz gibi erkeklere nazaran daha kolay iş bulabiliyor bile olsa bulduğu işlerde erkeklere nazaran yıpranma payı daha yüksek, çalışma koşulları daha ağır, sorumluluğu aynı ve ücreti daha düşük olacaktır. Çalışmakta marjinal faydası varmış gibi görünse de efor kaybı ve yıpranma ne yazık ki daima göz ardı ediliyor.
Erkeğin her iki kadına bakması elbette ki ekonomik gücü yerinde değilse zordur. Bunu kimse inkar edemez. Ama evliliği boyunca çalışmasına bir şekilde engel olunmuş bir kadının boşandıktan sonra sırf onu daha önce çalıştırmamış kişi düşünülerek çalışmasını istemek ne kadar samimi bir dilek?
Babalar kızlarını okutmama gerekçesi olarak, onları kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirmeme gerekçesi olarak "evlenince kocası bakacak, baksın" görüşünden hareket etmiyorlar mı? Peki okuma aşkıyla dolu kızlara engel olan yine erkekler değil mi? Onların önlerini tıkayan yine erkekler değil mi? Çocuklarını meslek sahibi yapma konusunda bir seçim yapmaları gerekse daima erkekler seçilmiyor mu? Genel olarak Türk Aile yapısının bu hali ortada iken neden erkekler maddi menfaatlerine halel geldiği anda kadının ekonomik değer üretmesini talep ediyorlar?
İyi niyetli veya kötü niyetli olsun, kadının size boşandıktan sonra yük olmasını arzu etmiyorsanız o kadının önünü daha evlenmeden veya evlilik birliği içinde açmak zorundasınız.
Evliliği boyunca ailenin her türlü sorumluluğunu üzerine almış ve gönüllü olarak yaptığı işler ve sorumlulukları neticesinde ücret olarak kendisine sadece MANEVİ HAZ ödenmiş bir kadından, boşanmış olmakla başka bir hayat, bilmediği bir hayat yaşamasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım mı?
Sizin olayınızdan bağımsız olarak, her türlü şiddete maruz kalmış bir ev kadının boşanmış olduğunu düşünün. Ki şiddet, münferit addedilemeyecek olaylardır. Böyle bir kadının sırf eski kocasına yük olmamak için çalışmasını beklemek adil bir yaklaşım mı? Ki çoğu, yuvası dağılmasın, çocukları perişan olmasın, aç açıkta kalmasın diye sineye çekiyor, ömür boyu katlanıyor şiddete. Ne baş vurabileceği bir makam bulunduğunun bilincinde, bilincinde olanlarsa verilecek tedbir kararlarının yetersiz kalacağını bilip er geç yine o şiddete hem de daha beterine maruz kalacağının bilincinde. İyisi mi hiç adli yargıya baş vurmamak.
Bir erkeğin, erkek bakış açısından kolay kolay kurtulamayacağının farkındayım. Yıllardır kanunun dili de erkekti yorumlayanları da (kadın olsa bile) erkek gibi yorumladı. "Namus" gibi, cinsiyet ayrımı gütmeyen bir kavram bile, ailenin namusu söz konusu olunca hesabı kadından sorulmaya endekslendi.
Bu yazılarımda çabam sadece farklı (daha objektif) bir bakış açısı getirmeye yönelik. Erkek ve kadını farklı cephelerde gösterip cinsiyet ayrımcılığı yapmak değil. Yanlış anlaşılmamak dileğiyle.
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Kısacası allah şerefsizden uzak tutsun ayrılıklar ,ihanetler ,cinayetler olmasın insanın yuvasının dağılması elbette kötü bir olaydır allah herkesi ıslah etsin ne diyelim Genel bir konu olduğu için kötü örnekleri gösteriyoruz olay üzerine pek konuşamıyoruz .
-
Re: Anlaşmalı boşanma
İlknur hanım,
Beni yazan diğer arkadaşlarla karıştırmayın. Onlardan farklı şeylerden bahsediyorum.
Ben evlenmeden önce ailesinin iş yerinde çalışan, evlendikten sonra da çalışmaya devam eden, ama boşanma davası açtıktan sonra çalıştığı halde sigortasını kestirerek kendini çalışmıyor gösteren kadınlar tanıyorum.
Bu kötü niyet, kanunların suistimali değil mi?
Ayrıca size bir soru sormuştum. Feministlikle ilgili. Kadın erkek eşitliği adına "evin reisi erkektir" ifadesi kanundan kaldırıldı. Bu erkeğin kadına bakması zorunluluğunu (çocuklarına değil) da getirmez mi? Erkek karısına bakmak zorunda değilse nafaka da ödemek zorunda değildir.
Yanlış anlaşılmasın. Benim sorum tutarlılık açısından. Benim şahsi düşüncem erkek evin reisidir, bundan doğan sorumluluklarından biri karısına bakmaktır.
Ama herşeyden önce iyi niyet ilkeleri işlemelidir. Kötü niyetli kadına bakma mecburiyeti olmamalıdır.
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Sayın macera,
Siz de bilirsiniz bir kadının çalışıp çalışmadığı veya gelirinin olup olmadığı sadece sigorta kayıtlarına bakılarak ispatlanan bir durum değil.
Fiilen çalışmayı, fiili gelir elde etmeyi ispatlamak yeterli. Hatta hangi ilde olduğunuzu bilmiyorum ama Ankara Aile Mahkemelerinde mezun olduğu okul, yabancı dil bilip bilmediği, yaşadığı hayat standardı dahi bir geliri olduğu yönünde kuvvetli delil sayılarak gerçekte çok cüz'i bir kazancı tespit edilebilen kişilerin aslında o kazancın çok daha fazlasını elde ettikleri varsayılarak verilmiş ve Yargıtayca onanmış kararlar var.
Kötü niyeti bir hafiye gibi çalışarak ispat etmek tamamen Avukatın elinde.
Evin reisi erkektir hükmünün kaldırılmış olmasına rağmen bakma zorunluluğu acaba birbiriyle doğrudan ilişkili kavramlar mı? Bu konuda da düşünmek gerek. Eğer doğrudan ilişkili olduğu sonucunu çıkarırsak, nasıl ki kadınlar on yıllar süren çalışmaları sonucunda bu hükmü kaldırtabildiler, erkekler de aynı şekilde bir mücadele verebilirler. Bilirsiniz hak verilmez, alınır. :)
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Sayın avukat hanımlar,
Size sorum şu:
Sadakatsiz ve şiddet uygulayan erkekle,
sadakatsiz kadına aynı muameleyi uyguladığınızı soyleyebilirmisiniz,
boşanma davalarında?
yapan kadın olunca herkes ustune dusulmemesi, en kısa yoldan boşanılıp kurtulunması gerektiğini soyler ve yapılırken,
aynı şeyleri erkekler yaptığı zaman canına okuyorsunuz kanunla ve siz...
Olay bu kadar basit, hiç bu kadar uzatmayın.....
-
Re: Anlaşmalı boşanma
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Yukarıda çok basit bir soru vardı anafikir olarak algılanması gereken,
Algıda secicik yapılarak soruma alakasız bir soru ile cevap verildi!
Benim sorumun cevabı sizin sorunuzun yada tartışmanın yanıtıdır...
-
Re: Anlaşmalı boşanma
Hmmm demek siz kadınlara daha toleranslı davranılıyor dıyorsunuz.
Peki sual size; erkek yapınca elinin kiri kadın yapınca namussuzluk olan şey nedir?