Duygu hanım emlakçıyla yaptığım görüşme sonucunda evin alımında aracılık edeceğine dair madde varmış sözleşmede.Anlayacağınız emlakçı işi sıkı tutmuş..Yinede teşekkürler ilginize.
Printable View
Duygu hanım emlakçıyla yaptığım görüşme sonucunda evin alımında aracılık edeceğine dair madde varmış sözleşmede.Anlayacağınız emlakçı işi sıkı tutmuş..Yinede teşekkürler ilginize.
Yanlış anlamayın ama ben cümlenizin sonundaki
"Varsada devreden cıkarabilirseniz komisyon ödemek zorunda kalmazsınız"
Tavsiyenize takıldım.
Yani Hukuki ve Ahlaki davranması gereken Bir hukuk insanı olarak size tüm emlakçı arkadaşlarımız adına çirkin bir yol olan "DEVREDEN ÇIKARMA" tabirini tavsiye etmenizi yakıştıramadım ve şaşırdım.
Mesajınızda sorduğunuz soruyu veb Sayın Duygu TEKAY hanımefendi gibi kaçak yollarda değil de daha ahlaki bir yolla yanıtlamak istiyorum
Bahsini ettiğiniz emlakçının aracılığı olmasa siz bahsini ettiğiniz binayı yada müteahhidi yahut mahalleyi sokağı görmeyecektiniz.
Size 4. katı gösterse de evi bulan beğendiren ve muteahhitle tanıştıran o arkadaş,
normal şartlarda bir hukuk devletinde emlakçının hukuki haklılıkları ile hakkını alabilmesi ancak,
Hukuk devletinde yol gösterecek sayın avukatlarımız Sayın Teaky gibi işin kaçak yollarını, gayri ahlaki yollarını kendince açıklamaya çalışmak yerine doğru ve ahlaki olan yönlendirmeler yapsalar idi size de böyle bir pozisyonda kaçak güreşmek hakkı, talebi,haddi doğmaz idi
ancak başta hukukçu olarak güzel ahlaklı olmasını beklediğimiz insanların beklediğimizden farklı tavırlar göstermesi, gerekse de alacak oldukları evde insanların hakkını yemeden çoluk - çocukları ile ağız tadıyla sağlık ve mutlulukla oturmayı hayal edecek potansiyel müşterilerin bu tavırları sergilemeye çalışması insanlara olan güvenin ve genel ahlak anlayışının henüz oturmamış olduğunu göstermektedir.
şimdi asıl sorunuzun yanıtına geleyim, 4. kata baktım 7. katı aldım emlakçıya para vermemeliyim değilmi sorunuzun fiilen olmasa da manen cevabı
o evde oturacak olduğunuz ailenizle birilerinin rızkı ve hakkı ile oynayarak oturmak size ağız tadıyla oturmanızı engelleyici bir hal doğurur, rızkı yenen her kim olursa olsun sizden yada yakın çevrenizden çıkar aheste aheste...
Saygılarımla...
emlakçılar sarmış burayı.Ayıptır.Millet kredilerle uğraşırken oturduğu yerden para kazanan kişilere, 10dk içinde sahış ile konuşup allem gallem ile satış peşinde olan insanlara bir de para mı yedirsinler.Eğer emlakçı iseniz sadece izleyin ve kendi çapınızda önlem alabiliyor iseniz alın.Avukat hanım danışmanlık için yol gösteriyor.AYRICA DEVREDEN ÇIKARMA İŞİ OLDUKÇA HUKUKİ VE AHLAKİ BAKIMDAN UYGUNDUR.fESİH OLAYI HER ZAMAN OLAN BİR ŞEY.
merhaba istanbul -pendik de oturuyorum. yeni bir daire satın almak için sahibinden com dan bir daire buldum. daire sahibi aracı emlakçı daire ye baktım ve daireyi çok beğendik ve emlakçı ile bir gayrımenkül alım satım sözleşmesi yaptım.
1.) beş bin TL kapora, Bin TL de tapu masrafı verdim.
2.) elimde Gayrımenkül Alım satım sözleşmesi var
3.) 10.000 TL nakit verdiğime dair makbuz ve de 3000 TL İnterntten .eft yaptığma dair dekontlar mevcut.
4.) bu dekontları ile İhtarname gönderdim.
5) emlakçı bana fatura kesmiş bende onu noter ile geri gönderdim. yine ihtar çekerek.
emlakçı satım gününe kadar daire sahibi ile beni görüştürmemiş ve satım günü de kendisi satış için gelmemiştir. bende belediye kanalı ile daire sahibinin telefonunu alıp satım işleminin Emlakçının belirttiği gün ve saaat de satışı asıl daire sahibi ile gerçekleştirdim.
yukarıdakilere göre
emlakçıyı icraya vermek istiyorum.
aslında ilginç olanda şudur.
Emlakçı ile asıl tapu sahibi ile arasında hukuki bir işlem yoktur. hatta birbirilerini tanımamaktadırlar. şöyle ki 4 ortak "a,b,c,d " kişileri ortak bir daire alıyor tabuyu da "d" nin üzerine yapıyorlar. "d " de tüm hissesinin bir süre sonra diğer ortaklara satıyor. fakat aralarındaki samimiyette dolayı tapu hala "d" de kalıyor.
emlakçı ise sözleşmeyi "a"ile yapıyor sonra ardaki bir kaç şey için yırtıp atıyorlar.
bu durumda ne yapabilirm.
ilgilenecek arkadaşların 0535 611 91 34
………… tarihli sözleşme kapsamında Dumlupınar mah. Atatürk cad. xxx parsel, xxxxx ada xxxx xx nolu daire için H. EMLAK ile alım satım komisyon sözleşmesi yapılmıştır.
Sayın x Emlakın sahibi, OSMAN AYDIN ile sözleşme çerçevesinde kendilerine internet havalesi 3000 TL, Elden nakit 10.000 TL ödemeleri gerçekleştirdim. Ayrıca Elden yine 2000 TL verdim yalnız onu verdiğime dair herhangi bir belge bulunmamaktadır. Sadece o tarihte altınları bozdurduğuma dair belge var. Altınlarımızı bozdurup kendilerine vermiştik. Sayın H. Emlak OSMAN AYDIN yukarıda belirttiğim sözleşmede yer alan daire için aldığı bu ücretleri kaparo adı altında almış, asıl daire sahibi K. SEVEN ile görüştürmemiştir. Çünkü görüştürememekte ki sebep Sayın OSMAN AYDIN, K. SEVEN’i şahsını tanımamaktadır.
( Sayın K. Seven ve diğer dört ortağı yukarıda adı geçen daireyi satın almışlar. K. sevenin hissesine düşen miktarı kendisine ödeyip sayın k. sevenin bu evde hissesi kalmamıştır. Ve aralarında ki samimiyetten dolayı ise daire Sayın K.SEVEN üzerinde bulunmaktaydı. Ortaklarından biri olan (söz sahibi) Orhan DOĞAN bu dairenin hissedarlarından olup dairenin satışı için birçok kere satış yapmak istemiş lakin bir türlü satamamıştır.24.06.2009 tarihinde daire ile ilgili yaptığımız sözleşme ye istinaden Sayın H. Emlak OSMAN AYDIN ile Orhan DOĞAN kendi aralarında da sözleşme yapmış. OSMAN AYDIN 1.000 TL kapora aldığını bildirerek Orhan DOĞAN’a 1000 TL ödemiştir.)
Şahsımın sözleşme ve sonraki aşamalarından sonra daire sahipleri ile görüştürmemiştir. Daire için krediye başvurmamız gerekiyordu. Sayın OSMAN AYDIN da kendilerinin tanıdığı olduğunu kredi işi kolay olduğunu onun kendisine bırakmasını istemiştir. Buna istinaden sayın OSMAN AYDIN a kredi için gerekli evraklarımı teslim ettim. Akabinde 15 gün sonrasında sayın OSMAN AYDIN kredi için bir sonuç alamamış ve dairenin gayriresmi sahibi olan Orhan DOĞAN’a daire alıcıların kredisi çıkmıyor kaporayı geri istiyorlar diyerek verdiği 1.000 TL kaporayı iade alıyor. Şahsımıza ise sayın OSMAN AYDIN şöyle söylemiştir. Daire sahipleri 15 gün geçtiği için vazgeçtiler, kaporanı da yakacaklar dedi. Yalnız kredi çıkartırsan daire sahiplerin sıcak bakacağını da belirtti. Bunun üzerine kredi için diğer bankalara müracaat edip kredinin çıkmasını hızlandırdım. Sonuç da Finansbank Bostancı Sanayi Şubesi 73.500 TL olarak kredimi onaylamıştır.
Tarafıma çıkan bu kredi ile birlikte OSMAN AYDIN ile görüşmeye gittim. Kendileri daire sahipleri ile benim için konuşabileceğini söyledi.
Aradan birkaç gün geçmesi ile OSMAN AYDIN ile tekrar görüşmeye gittim de ise kendisi daire sahipleri ile görüştüğünü fakat fiyatın 100 000 TL değil de 105.000 TL olduğunu belirtmiştir. Ve sonrasında kendinse bu rakamı ödeyemeyeceğimi belirtmiş ve fiyatı 103.000 TL ye getirmiş bulunmaktadır. Ve bu şekilde mutabık kalmış bankanın bana vermiş olduğu ipotek dosyasını da Sayın OSMAN AYDIN A tapu da işlemleri başlatması amacı ile 1000 TL de masraf ücreti ile birlikte kendilerine verilmiştir.
Sayın OSMAN AYDIN sözleşmede ki daire satışı ve Finansbank avukatına daire ipote için 13.08.2009 günü saat 14: 00 e randevu almıştır.
13.08.2009 tarihinden birkaç gün önce Pendik belediyesinden daire ile ilgili araştırmalar yapıp K. SEVEN in telefonlarına ulaştım. Ve durumu anlattım. K. SEVEN ve asıl daire hissedarı Orhan DOĞAN ile mutabakat kalıp, eğer satış da bir terslik yaparsa arkandayız dediler.
13.08.2009 günü belirtilen tarih ve saat de kendilerini defalarca aramamıza rağmen gelmemiş ve daire sahibi K. SEVEN in müsait olmadığını belirtmiştir. Randevuyu alan zaten kendisi bulunmaktadır.ve tarafımızca haksızlığa uğradığımızı düşünerek 13.08.2009 günü Pendik tapu müdürlüğünde yukarıda adı geçen dairenin satışını gerçekleştirmiş bulunmaktayım.
13.08.2009 günü yaptığım ödemeleri ve evraklarımın geri iadesi için ihtarname gönderdim
Sayın OSMAN AYDIN 13.08.2009 tarihli adıma fatura düzenleyip tarafıma posta kanalı ile göndermiştir.
Bu faturayı 25.08.2009 günü elime ulaşmış vede aynı gün kendisine noterden ihtarname ile geri gönderilmiştir.
İCRAYA VERMEK İSTİYORUM
DOLANDIRICILIKDAN SAVCILIĞA DA VEREBİLİRMİYİM ACABA
Emlak Danışmanlarının kullanmakta oldukları: "Yetki Belgesi" adı altındaki pazarlama ve tellaliye sözleşmesi, "Yer Gösterme Belgesi" adı altındaki tellaliye sözleşmesi hukuken geçerli sözleşmelerdir.
İlgili yargıtay kararı hükümlerinde: "pazarlama yetkisi olmayan Emlak Danışmanının tek başına imzalatacağı Yer Gösterme Belgesi' nin geçersiz olacağı" hükmü nedeni ile tek başına geçersiz olacağı açık isede bu örnekte, Emlak Danışmanı pazarlama yetkisini aldığından; sözleşmeleri geçerlidir.
Keza talepleriniz doğrultusunda giriş kattaki daireyi göstermiş fakat siz aynı kişinin 1. normal katını alacak olsanızda Emlak Danışmanı ücrete hak kazanır.
Emlak Danışmanı yeri göstermekle sözleşmede taahüdü olan işlemi gerçekleştirmiş olduğundan bu sözleşmenin feshi sizin açınızdan bu işlem için mümkün değildir.
Bu konuda meslek mensuplarımı haksız kazanç sağlayan kişiler olarak lanse edilmesini yada bir hukuk insanınca aradan çıkarılmasını tavsiye edilmesini kınamak istiyorum. Benimde bu avukat arkadaşla iş yapan birisi ile tanışırsam aradan çıkarılması için tavsiyede bulunmammı gerekiyor?
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/407
K. 2002/6360
T. 29.5.2002
• İTİRAZIN İPTALİ ( Tellallık Sözleşmesi Gereği Ödenmesi Gereken Paranın Ödenmemesi Üzerine Başlatılan İcra Takibine Vaki İtiraz )
• TELLALLIK SÖZLEŞMESİ ( Tellal ile Bu Sözleşmeyi İmzalayan Kişi Arasında Hak ve Borç Doğuran Bir Sözleşme Olması )
• TAŞINMAZA İLİŞKİN TELLALLIK SÖZLEŞMESİ YAPILMASI ( Tellal ile Bu Sözleşmeyi Yapan Kişinin Mutlaka Taşınmazın Maliki Olması Gerekmemesi )
2004/m.67
818/m.404,405
ÖZET : Taşınmaza ilişkin bir tellallık sözleşmesi yapılabilmesi için, tellal ile bu sözleşmeyi yapan kişinin, mutlaka taşınmazın maliki olması gerekmez. Tellallık sözleşmesi, tellal ile hu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı. emlak komisyoncusu olduğunu, davalı ile, davalının eşi Haluk'a ait dairenin satımı konusunda dava dışı alıcı M. Tamer bir araya getirip aralarında 28.09.2000 tarihli sözleşmenin imzalanıp, tapuda işlemde yapıldığını, davalının ücretini ödemediğini, yaptığı icra takibine de itiraz ettiğini bildirip, davalının itirazın iptaline ve inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin geçersiz olduğunu, satışa konu dairenin eşine ait olup, bedelin yüksek gösterildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazın maliki olmadığı davacının taşınmaz maliki ile taşınmazın satımı konusunda yapılmış sözleşmede bulunmadığı gerekçesi ile dava red edilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının dayandığı, davalı, davacı ve taşınmazı satın alan dava dışı M. Tamer arasında yapılan 28.9.2000 tarihli sözleşme BK.404. maddesindeki şartlara uygun geçerli bir tellallık sözleşmesidir. Sözleşmede satıma konu edilen dairenin tapusu da alıcı dava dışı M.Tamer 11.10.2000 tarihinde intikal ettirildiği dosya içeriği ile sabittir. Tellal sözleşme ile üstlendiği taşınmazın satımı işini yerine getirmiştir. BK.405/1. maddesi hükmüne göre ücrete hak kazanmıştır.
Davalının satımı konu dairenin tapuda maliki olmaması sonucu değiştirmez. Zira taşınmaza ilişkin bir tellallık sözleşmesi yapılabilmesi için tellal ile bu sözleşmeyi yapan kişinin mutlaka taşınmazın maliki olması gerekmez. Yasada böyle bir hüküm bulunmamaktadır. Tellallık sözleşmesi tellal ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı davacıya karşı sözleşme ile yükümlendiği ücretten sorumludur. Mahkemece, yukarıdaki hususlar nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 29.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2006/4173 E., 2006/6487 K.
• TELLALLIK SÖZLEŞMESİ
"ÖZET"
SOMUT OLAYDA, DAVACININ ALICI VE DAVA DIŞI SATICIYI BİR ARAYA GETİRDİĞİ, TAŞINMAZIN SATIŞI İÇİN ARACILIK ETTİĞİ SÖZLEŞME İÇERİĞİNDEN ANLAŞILMAKTADIR. MAHKEME KABULÜNÜN AKSİNE, TELLAL SÖZLEŞMEDE AÇIKÇA KARARLAŞTIRILMIŞ İSE, HAZIRLIK İŞLEMLERİNİN İKMALİ HALİNDE DAHİ ÜCRETE HAK KAZANIR.
"İçtihat Metni"
Dava dilekçesinde 3.304.000.000 lira (ıslahla) alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.
Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı taşınmaz satıcısı ile davalı alıcıyı biraraya getirdiğini ve davalının gayrimenkul alımına aracılık ettiğini, bu husustaki sözleşmenin taraflar arasında imzalandığını, buna göre tahakkuk eden komisyon ücretinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine yapılan takibe itiraz edildiğini beyanla itirazın iptaliyle % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili verdiği ıslah dilekçesi ile; davalarını alacak davası olarak değiştirdiklerini belirterek 3.304.000.000 TL. komisyon alacağının sözleşme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevabında; alıcı ve satıcının karşılıklı irade ve hoşgörüsü ile alım-satımdan vazgeçildiğini, bir süre sonra aynı evin satılık olduğunu gazete ilanı ile öğrenince davacıyı aracı kılmadan ev sahibinden (satıcı) taşınmazı satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sözleşmede karar altına alınan hususların resmi biçimde yapılmadığı, daha sonra yapılan (tapuda) satış işleminde de davacının aracı kılınmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
BK.nun 404. maddesinde belirtildiği üzere "Tellallık bir akittir ki onunla tellal, ücret mukabilinde bir aktin yapılması imkanını hazırlamayı veya akdin icrasına tavassut etmeyi" üstlenir.
Somut olayda; davacının alıcı ve dava dışı satıcıyı bir araya getirdiği, taşınmazın satışı için aracılık ettiği sözleşme içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkeme kabulünün aksine, tellal (komisyoncu) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış ise, hazırlık işlemlerinin ikmali halinde dahi ücrete hak kazanır. Taraflar arasında düzenlenen 11.05.2004 tarihli sözleşmede, "sözleşmenin imzasından itibaren gerçek satış bedeli üzerinden % 3 + KDV tutarında aracılık hizmet ücreti ödeneceği" kararlaştırılmıştır. Buna göre, davalı % 3 oranında komisyon ücretini sözleşme hükümleri uyarınca her koşulda davacıya ödemekle yükümlüdür.
O halde, dava konusu taşınmazın sözleşmedeki değeri üzerinden % 3 (+KDV) oranında komisyon bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi