Dava açmadım Sn. Erdoğan, uzun süreli ve düşük taksitli ödeme planı uzlaşı sağladı. Burada kişileri değil de olayları ve fikirleri tartışmak daha doğru olmaz mı? gene de bu yakın ilginiz gözlerimi yaşartmadı değil, eksik olmayın...
Printable View
Dava açmadım Sn. Erdoğan, uzun süreli ve düşük taksitli ödeme planı uzlaşı sağladı. Burada kişileri değil de olayları ve fikirleri tartışmak daha doğru olmaz mı? gene de bu yakın ilginiz gözlerimi yaşartmadı değil, eksik olmayın...
Yakın ilgim kişisel değil , konuya aslında,
dediğiniz gibi kişilere özel değil, genel olarak konuya ilişkin yorumlar yaptım. Her ne kadar , hiç kimseye , keyfine kredi aldın, harcarken iyiydi ödemeye gelince mi kötü oldu gibi yaklaşımlarda bulunmamama rağmen, banka avukatı ilan ediliverdim.
Sormamdaki amaç , eğer o dönemde bir çözüm bulabildiyseniz, aynı konudan muzdarip diğer kişilere de faydası olabilir diye düşünmemdi.
Bankalar her şeyden kazançlı çıkar.
Erdoğan bey gayet önemli noktalara temas etmiş teşekkür ederim. Kendisi hukukçu da değilmiş. Ama şu konuya takıldım; "Banka avukatı"... Arkadaşlar burada alacaklı olan banka mıdır, avukat mıdır? Banka avukatı aldığı parayı bankaya verir. Yargı ne karar verirse avukat saygı duyar, banka da duymak zorundadır.
Bahsedilen Yargıtay kararı hala ortada yok ama kimse 5510 sayılı yasadan önceki bir ihtilafa ilişkin bir karar olabileceğini hiç düşündü mü? Kural olarak kanunlar geriye doğru yürümezler. Veya başka bir neden de olabilir. Yargıtay kararını görmeden hakime, avukata, bankaya çemkirmenin bir anlamı var mı?
Üstelik Erdoğan beyin bahsettiği gibi bizler burada tarafsız yorumlar yapıyoruz hukuk adına. Bir avukat bugün X bankasının avukatı olabilir, yarın da Y emeklisinin avukatı olabilir. Ama hukuk tektir. Ben kendi adıma Erdoğan beye konuya olan katkıları için bir hukukçu olarak teşekkür ediyorum çünkü kendisi Medeni kanun madde 2 de belirtilen aslolan iyiniyettir, herkes borçlarına sadık olmalıdır ilkesinden bahsetmiş. Görüyorum ki insanlar artık şu klişeleri ezberlemişler; 1- Eve hacze gelemezler, 2- Emekli maaşına haciz konmamalı 3- Hatta maaşa bile haciz konamaz... vs. Peki bırakın bankaları. Benim Erdoğan beye borcum var, Erdoğan beyin de Aykut beye borcu var. Ben Erdoğan beye ödemezsem, Erdoğan bey de Aykut beye ödeyemeyecek. Bu zincirleme borç yumağı ülke ekonomisini çökertir farkında mısınız?
Saygılar.
işte size aynı yargıtay dairesinin kararı
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/14991
K. 2010/5048
T. 14.4.2010
• TAZMİNAT DAVASI ( Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesindeki Düzenlemelerin Tüketici Davacının Aleyhine Olan ve Tüketiciyi Külfete Sokan Sözleşme Hükmünün Tüketici İle Ayrıca Müzakere Edilerek Kararlaştırılmadığı İçin Haksız Şart Olduğu )
• HAKSIZ ŞART ( Tazminat Davası - Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesindeki Düzenlemelerin Tüketici Davacının Aleyhine Olan ve Tüketiciyi Külfete Sokan Sözleşme Hükmünün Tüketici İle Ayrıca Müzakere Edilerek Kararlaştırılmadığı İçin Olduğu )
• MAAŞA EL KONULMASI ( Davacı Tüketici Olup Maaşının Tamamına Sözleşmenin Bu Hükümleri Uyarınca Bloke Edilerek El Konulup Kredi Kartı Borçları İçin Takas Mahsup Uygulaması Haksız Şart İle İlgili Emredici Hükmü Bertaraf Etmek İçin Yapılan Bir Uygulama Olduğu )
• BANKACILIK HİZMETLERİ ( Sözleşmesindeki Düzenlemelerin Tüketici Davacının Aleyhine Olan ve Tüketiciyi Külfete Sokan Sözleşme Hükmünün Tüketici İle Ayrıca Müzakere Edilerek Kararlaştırılmadığı İçin Haksız Şart Olduğu )
4077/m.6, 7, 9, 10, 11, 31
ÖZET : Taraflar arasındaki Bankacılık Hizmetleri sözleşmesindeki düzenlemelerin tüketici davacının aleyhine olan ve tüketiciyi külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı için açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Davacı tüketici olup maaşının tamamına sözleşmenin bu hükümleri uyarınca bloke edilerek el konulup kredi kartı borçları için takas mahsup uygulaması 4077 sayılı kanunun 6. maddesindeki haksız şart ile ilgili emredici hükmü bertaraf etmek için yapılan bir uygulamadır. Hal böyle olunca, sözleşmedeki hükümlerin haksız şart olduğu kabul edilerek bu ilkeler çerçevesinde davacının zararı bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf Hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmeli, bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı banka ile 2004 yılında Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme uyarınca adına kredi kartı ve vadesiz mevduat hesabı açıldığını, eğitim görevlisi olup maaş ve benzeri ödemelerinin davalı bankanın İzmit şubesindeki bu hesabı üzerinden yapıldığını, davalı bankanın ödeyemediği kredi kartı borçlarını gerekçe göstermek suretiyle hiçbir bildirim yapmadan 15.01.2008, 5.02.2006, 15.03.2008 tarihlerinde hesabına yatan üç aylık maaşlarının bankaca bloke edildiğini, sözleşmedeki rehin ve temlike ilişkin hükümlerin haksız şart niteliğinde olup geçersiz olduğunu ileri sürerek davalının hesabındaki maaşına el koyma işleminin iptal edilerek bloke edilen paranın faizi ile tahsilini, bloke nedeniyle uğradığı maddi zarar için 3000,00 TL ile üç ay boyunca uğradığı manevi zarar için 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı banka, davacı ile imzalanan Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca açılan hesabın sadece maaş hesabı olmayıp mevduat hesabı da olduğunu, sözleşmenin 47. maddesi, 136. maddesi ve 137. maddeleri uyarınca da bankaya rehinli olduğunu, sözleşme uyarınca bankaya rehinli bulunan hesaptan takas mahsup işlemi yapılmış olup maaş haczi uygulanmadığını, sözleşmenin açık hükümleri gereğince de davacıya bildirim yapılmasına gerek olmadığını, yapılan uygulamanın doğru olduğunu, alacaklarını sözleşme gereğince davacının hesabından tahsil ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının toplam 2.901,24 TL yatan maaşına bloke konularak kredi kartı borcunun takas-mahsup yolu ile ödenmesinin banka tarafından yapılan bu uygulamanın maaş haczi olmayıp sözleşme hükümleri gereğince rehinli hesaptan takas mahsup hakkının kullanılması olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, öğretim görevlisi olup maaş ve benzeri ödemelerinin, davalı bankanın İzmit şubesindeki hesabı üzerinden yapıldığını, davalının kredi kartı borçlarını gerekçe göstermek suretiyle 15.1.2008, 15.2.2008, 15.3.2008 tarihlerinde hesabına yatan üçer aylık maaşlarının bankaca bloke edildiğini, sözleşmedeki rehin ve temlike ilişkin hükümlerin haksız şart niteliğinde olup geçersiz olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmış, davalı, davacıya, kredi kartı tahsis ettiğini, kredili mevduat hesabı açtığını, maaş hesabının da sözleşmenin 47, 136, 137. maddeleri uyarınca rehinli olduğunu, davacının doğan kredi kartı borcu için rehinli bu hesaptan takas mahsup işlemi yapıldığını yapılan işlemlerin tamamının sözleşmeye uygun olduğunu savunmuştur.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyiniyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az on iki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir..." hükmü, yine 4077 sayılı Kanun'un değişik 6. ve 31. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasındaki Bankacılık Hizmetleri sözleşmesinin 136. ile 137. maddelerindeki düzenlemelerin tüketici davacının aleyhine olan ve tüketiciyi külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı için açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Davacı tüketici olup maaşının tamamına sözleşmenin bu hükümleri uyarınca bloke edilerek el konulup kredi kartı borçları için takas mahsup uygulaması 4077 sayılı kanunun 6. maddesindeki haksız şart ile ilgili emredici hükmü bertaraf etmek için yapılan bir uygulamadır. Hal böyle olunca, sözleşmedeki hükümlerin haksız şart olduğu kabul edilerek bu ilkeler çerçevesinde davacının zararı bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf Hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmeli, bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözardı edilerek davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi
bu konuda .eminmisiniz çünkü 2 gün önce ben bankaya kredi çekmeye gittim.bu arada emekliyim banka bana muvafakatname imzalatmaya çalıştı ben imzalamadım onlarda kredi vermedi.madem sözleşme yeterli neden ayrıca muvafakiyet?
- - - Updated - - -
bu yazdığınızdan bir şey anlamadım...zaten banka krediyi maaşınıza güvenerek veriyor....x kişisi dediğiniz senet falanmınedir .örneğin ben kredi çektim ısrarla benden muvafakiyet istediler ben imzalamadım ama krediyi verdiler......
- - - Updated - - -
dünyanın neresinde görülmüş 100000 tl ev kredisi çekip 200000 tl geri ödemek.kimse bankaları savunmasın.nomal bir emelli 1000 tl maaşla 1400 tl kredi ödeyebilir.kan emiciler.
Bankayı değil kim haklıysa biz onu savunuruz. 'ödememeye yemin etmek' bana çok samimi gelmiyor. Bir borcun yükümlülüklerinden neden kaçmak ister ki insan? Sayın Cumhurbaşkanı vakti zamanında kart mağdurları ifadesi için 'Kusura bakmasınlar kredi kartının mağduru olmaz' demiş ve çok eleştirilmişti! Kartın mağduru olmaz kimse size zorla harca demiyor. Ben bu mağdur kelimesini gerçekten çok kızıyorum. Mağdur varsa bu borcunu alamayan bankadan başkası değildir.
Yanlış anlaşılmasın, şahsıma ait bir borç için de aynı ifadeleri kullanırım. Ne yazık ki ülkemizde kredi kartları ödeme aracı olarak değil borçlanma aracı olarak kullanılıyor. Sorunun temelinde bu var.
1) kart ücreti ve dosya masrafları yasaldır (hakem heyeti kararlarına karşı açılan davaların sonuçlarına da bakacak olursak) ve bankalar verdiği hizmetin karşılığında bu tutarları tüketiciden talep edebilirler, neticede zorla imzalatmıyorlar, koşulları uygun bulmazsanız o bankayla çalışmazsınız
2) Borcunu ödemeyen tüketici, bankanın (dolayısıyla mevduat sahibi olan halkın) parasını almak için gösterdiği çabayı yadırgayamaz (herşey kanunlar çerçevesinde yapılıyor)
Şimdi banka avukatlığıyla suçlanacağımdan adım gibi eminim, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar demişler.
Netice ise şudur, siz şayet bankaya emekli maaşınıza bloke konulabileceği, haczedilebileceği yönünde bir imza verdiyseniz, banka da bunu yapar. Dolayısıyla sözleşme yaparken neye imza attığımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor, hatta sözleşmenin bir kopyasını alıp detaylıca inceleyip ardından gidip imzaları atmak daha akıllıca.
Uzun uzun sözleşmeler esasında siz borcunuzu ödediğinizde sorun değil, zaten oradaki çoğu madde siz ödeme yapmadığınızda bankanın kendini garantiye alması için.
Kabaca ( sizin kan emiciler tanımınıza istinaden ) ;
açtığınız damar yolundan ( kredi sözleşmesinde ödemenin maaşınızdan otomatik olarak tahsil edilmesi ve ödenmeyen borçlar için bankaya bloke yetkisi vermeniz o iş için damar yolunu açmaktır ) banka kanınızı emecek, siz de yemininizi bozmamış olacaksınız.
sayın erdoğan bey diyelimki bankadan kredi çektim daha sonra ms hastalığına yakalandım bu ilaç yurt dışından yüksek paralarla getiriliyor ve tabiki bankaya borcumu ödeyemedim.....şimdi ne iolacak..işte burada kanun maddesi diyorki haciz aşamasından önceki yapılan anlaşmalar geçerli değildir diyor yani 83/a
- - - Updated - - -
yargı kanun koyucumudur yoksa kanun koruyucumudur.yargıtay 13.mahkemesi başka bir kanunda banka yanınnda değil tüketici yanında olmuştur bu nasıl bir durumdur.. kanunları çğnemiş bir yargı dünyanın hiç bir yernde işlemez.bankalara gidipteben bankaya vadeli hesap açıyorum bana% 9,5 faiz veriyor sen benim paramı kredi olarak çekerken %20 ile paramı satıyor..kanuni tefecilik.niye benim yasal alacağım olan dosys masraflarını vermiyor veya 1-2 sene bekletiyor...lafım size değil bankalara ne kadar banka avukatı olursanız olun siz bankanın yap dediğinizi yapıyor.ben burada banka avukatlarını suçlu görmüyorum.