-
boşanmaların ne kadar fazla oludu bi gerçek.bunu üzülerek görebiliyorum. ama boşanmaların asıl sebebine inmek önemli bence. bir ailede anne ne kadar önemliyse babada ailenin önemini bilmeli. ne yazıkki günümüzdede hep aynı sorun ya eşine (kocana) boyun eğeceksin yada bu evliliği sürdüreceksin!!!. erkeklerin yaptığı söylediği tek şey var evliliklerini "ben böyleyim, işine gelirse"tavrı ile bakmaları. bu yüzdende kadınlarımız (henüz o aşamaya gelemedi inşallah artık herkesin gözü açılacak) haklarını sonuna kadar korumalı ezik kalmamalı. bu arada babalarıda ilgilendiren babalardan yana olan okadar yasa varki. sizlerde o haklarınızı kullanabilirsiniz. önemli olan saygıyı yitirmeden (eski eş veya devam eden eşinizle) hak ve özgürlükleri beraber kullanmak.
-
zamanında platon da denemşti ama olmadı yani ütopik bir dünya sadece hayal mahsulu olarak kalabilir. bir takım nesnel kanunlarla ilintili eşit hak ve özgürlükler deniliyor. Toplumun neresinde bütün bu hak ve özgürlükler uygulanıyor ya da yaşatılıyor. Bizlerin sadece yaptırımlar ve bir takım kanunlara takılıp kalmamız gerekiyor. söylermisiniz aile içi ilişkileri , hangi kanun denetliyor yada belirliyor. bu güne kadar süregelen kanunların yetemediği yerde devreye giren örf adet ve de anenelerimiz nerde. işte sonun başlangıcı burada başlıyor. örf adet ve de anene gibi gerek ailemizi gerekse toplumu bir arada tutan değerleri unuttuk özellikle kadın haklarını kullanarak yıkmaya başladılar. Uyanın millet gafletin içine düşmüşüz hala benim haklarım az onunki fazla diye birbirimizi yıpratıp laf ebeliği peşine düşmüşüz. Buna bir son vermemiz lazım. Yakın geçmişi hatırlayın. Mesela İran'da yaşanan kadın hakları ile ilgili gerginlik! Bu hak arayışı mücadelesinde ne gariptirki kadınlar birbirine girdi! yıkılmakta olan tabulara sımsıkı bağlı bağlı bir taraf , diğeri ise yıkım peşinde (örnek belki bizim toplumumuzu ilgilendirmez ama ) bu olay şu gerçeği anlatıyor hemcins bile olsan ahlaki değerlerin örf adet ve anenelerin yitip gitmemesi uğruna savaş verebiliyorsun!
-
ha şunuda eklemek isterim;
GÖZ AÇILMADAN GÖNÜLDE AÇILMASI GEREKİYOR!
ASIL ÖNEMLİ OLAN BUDUR!
ÇÜNKÜ DOĞRUYU ARARKEN GÖZÜNÜ AÇIP ÇIKAR İLİŞKİLERİ PEŞİNDE KOŞMAK YERİNE. GÖNLÜNÜ AÇIP SEVMEYİ VE TAHAMMÜL ETMEYİ ÖĞRENEBİLİRİZ.
-
gönlünün açık olmasına katılıyorum. tabiki sevgi saygı herşeyin başındagelir. karşılıklı sevgi sayğı ama bahsettiğim. (her iki eşiçinde söylüyorum)hiç bir şey yapmadan, aile içinde bulunduğu konumun hakkını vermeden sevgi beklemek saygı beklemek yersiz. ama günümüzde boşanma olaylarına baktığımızda kadın erkek olarak ayırmak yanlış olur sonuçta öyle yada böyle yuvalar yıkılıyor çocuklar ailesiz kalıyor. bunun nedenini tek tarafa yıkmak yanlış. her şey karşılıklıdır. evlilğin getirdigi yüklerin başında. iyi bir anne, iyi bir baba, karşılıklı sadakat, hoşgörü, güven, sevgi ve arksında saygı vardır. öncelikli bunlardan hangisini yerine getirmediğimizi bulalım. insan önce kendini eleştirebilmeli. her şeyin koptuğu noktada yasalar hak ve hukuk arınır. önemli olan kopma noktasına gelmemek. bu sitedeki çoğunlukta zaten kopma noktasına gelmiş. yapıcı oldum yıkmak istimiyorum diyenler ise lafta icraatta birşey yok. önce kendimizi eleştirelim eksiklikleri bulalım. yasalar zaten kadın ve erkeğin arkasında.
-
Bu konuya başlarken de söyledim ve yine tekrar ediyorum! Öz eleştiri yaptım yapmayada devam ediyorum. Ama ne kadar öz eleştiri yaparsam yapayım, aleni olarak yaşanan bir takım olumsuz şeylerin üzerinde bir haksızlık doğurmuyor benim açımdan. 6 Yıllık evli olmam ve eşimin bunun tas tamam 6 yılınıda görmezden gelmesi (severek evlendik) evliliği işkence gibi görmesi bana hiç mantıklı gelmiyor. Bunun özeleştiri yapmam ve ya kendimi suçlamamla ne alakası var! 6 yıl boyunca çocuk sahibi oluyorsun,birikim yapıyorsun, gelecekle ilgili planlar yapıyorsun, bütün bunların arasına serpiştirilmiş yaşanmış bir çok tatlı anıların var. Daha düne kadar bu modda yaşıyorsun sonrada ufacık bir olumsuzlukta ne eşine ne de yuvana katlanabiliyorsun, terk ediyorsun!Unuttum gitti diyorsun! Eziyet diyorsun! İnkar ediyorsun !Hata yaptım diyorsun! Ne kadar kolay ne kadar basit bu mudur annelik bu mudur kadınlık. En can alıcı noktası ise Eğitim düzeyi yüksek bir öğretmen bunu yapan! Ekonomik özgürlüğü, saygın bir mesleği hak ve özgürlüğü kısıtlanmamış, hayatına dilediği gibi yön verebilen, baskı altında olmayan biri. Kısaca anlatmak istediğimi bu örnek çok iyi açıklıyor.
-
Re: Boşanma - Velayet
Sayın hukukçular affınıza sığınaraktan bu olaylar benim yaşadığım olaylada ilintili olduğu için banada yardım etmenizi rica ediyorum…:
merhabalar ben 32 yaşında bir ev hanımıyım 5 yaşında bir oğlum war kocamla ewliliğimiz kötü gitmektedir, üstelik kocam beni
aldatıyor bu durumu kocam bizzat bana kendisi söyledi. elimde bir belgem yok henüz davada sunabileceğim fakat yaşadığımız
ilçede kocamın başka bir ilişkisi olduğunu bilen kişi çok var ben nafaka peşinde değilim sadce 5 yaşındaki oğlumu düşünüyorum
kocam ben den ayrılır ayrılamaz başka bir ewlilik
yapacak(bunuda kocamdan bizzat duydum) we oğlumun üvey bir annesi olacak o daha çok küçük benim maddi bir gelirim yok.
kocam bana anlaşmalı
başanabileceğimizle ilghili bir belge sundu bu anlaşamaya göre çocuğumun velayeti babasında kalacakmış,ayrı bir ikametgah
halinde oğlumu görmem temmuz 1-30u arası ve dini bayramlarda 3gün olark yer alıyor.ki kcamın işi gereğince
tayini çıkabilir.eğer ikametgah farklılığı olmazsa istediğim zamn oğlumu görme imkanım olabilirmiş.ben oğlumu
en azndan hafatada 2 gün görmek istiom biliorm mahkeme kararıyla çocuğumun velayeti bana geçmesi çok zor çünkü maddi bir
gelirim yok ama eğer kocamn beni aldattğını belgeleyebilirsem telefon konuşmaları veyada ses bandlarıyla çocuğumun velayetinin bana geçmesi mümkn olabilir sizce?lütfen bana acil bir cvp yazın çünkü kocam anlaşmayı imzalamam için beni sözle taciz edyor....ayrıca çocuğumdan ayrılacağım psikolojisiyle çok kötü şeyler yapabilirm lütfen bana acil cvp yazınn......:confused: