Siz ihtarı yöneticiniz hakkında yaptığınız şikayetten dolayı değil, yöneticinize karşı saygısız davranışınızdan dolayı aldınız.
Gayet doğal. Usule aykırı bir durum yok.
Printable View
Mailleşme metnini okuduğunuzu varsayarak,
Yazışma metnin deki üslubum genel ahlak kuralları çerçevesinde, küçük düşürücü, yalanlayıcı, rencide edici hiçbir söz veya ima içermemektedir.
Bunun ihtarı gerektiren tarafını anlamakta güçlük çekiyorum. Lütfen bunun hangi kelimesi söyledigim personel yonetmeligi maddesine uymaktadır ?
Bu şekildeki bir hitap saygısızlık değil de nedir?
Yöneticinizle senli benli devam eden üslubuzun yanında ayrıca ne yapması gerektiğini belirtmeniz de saygısızlıktır. Kaldı ki, yöneticiniz verdiği cevapta;"Kimseyle görüşmeme ihtiyacım yok. Benim ve muhasebenin onayıyla yapabilirsin." demekte.
Senli, benli konuşmak genel ahlak kuralları çerçevesinde "saygısızlık" olarak nitelendirililemez. Ayrıca bu şahıs diger grupta çalışan arkadaşlarımlada senli benli konuşmaktadır. Olayın iç yüzü tamamıyle şahsımı hedef alan bir ihtar hazırlanarak bana kabul ettirilmeye çalışılmasıdır.
Konuyu ilgisiyle görüşmesi konusunda, kendisininde yetkisi olmadıgı konuları, bir üst makama ulaştırmasını sağlamak kendi sorumlulugundadır. Bunu, personel olarak istemek kadar dogal ne olabilir ki? Ayrıca bu küstahlıkda degildir.
İşveren öncelikle bu konuda benim savunmamı istemiş, fakat savunmamı yazmadan, ihtar vermiştir. Yani beni dinlemeden ihtar verilmesi doğru mudu ? İşveren yanlı olamaz? Bir çalışanını haklı görüp diger çalışanını sürekli haksız göremez. Bu işverenin adil davranmadıgının ispatıdır.
Ben yinede verdiginiz cevap için teşekkür ederim.
İşyeri dışında ve yöneticiniz konumunda olmayanlar için evet. İşyerinde ve de yöneticinizle değil ama.
İşveren doğrudan ihtar edebilirdi diye düşünüyorum. Ancak, savunmanızı istemiş olduğuna göre işverenin savunma yapmanızı beklemesi gerekirdi. İşveren burada hata yapmıştır. (Bence)
Yönetici dediğiniz kimsenin kabul etseniz de etmeseniz de sizden hiyerarşik olarak üstünlüğü vardır. O size "sen" diye hitap edebilir yeri geldiğinde çünkü kendisi geleneksel tabirle "patrondur". Fakat sizin "sen" diye hitabınız "patron" olarak kendisinin rencide olduğunu iddia edebilir. Sizin üstünüze "sen" şeklinde hitabınız yönetmeliğe ve kanuna göre "ahlak dışı" kabul edilebilip haksız fesih ile sonuçlanabilme olanağı varken, üstünüzün size "sen" diye hitap etmesinin sizin ona karşılık bir kazancınız olacağı şeklinde bir durum yoktur ne yönetmelikte ne de kanunda.
Benim hala anlayamadığım husus, ihtara cevap vererek bu meseleyi nereye vardırmaya çalışmak istediğiniz. Siz anladığım kadarıyla bu şekilde mutlu değilsiniz, o zaman çekin bir karşı ihtarname içinizdekileri dökün rahatlayın. Eğer bu hareketiniz işten çıkarılmanız ile sonuçlanırsa, 3 sayfa boyunca neyi savunuyorsanız bilgi ve belgelerle mahkeme sunup hakkınızı ararsınız. Çünkü sen siz ben biz üslubunun yerinde olup olmadığını tartışarak sizin işvereninize karşı bir üstünlük kazanmanız mümkün gibi gözükmüyor. Bu arada bana göre de kullandığınız üslup ihtar gerektirir ve bir ihtarı bu kadar gözde büyütecek bir durum yoktur. İhtar size karşı bir karalama amacı ile yapılarak bunun sonunda işten çıkarılmanız da söz konusu olursa o zaman çekilen ihtarı yazışmaları mahkemeye sunarak "hayır benim üslubum düzgündü, işveren haksızlık etmiştir" diyerek mahkemenin hakkaniyetli bir karar vermesini dileyebilirsiniz. Ayrıca öncelikle savunmanızın alınması gerektiğini de ifade edebilirsiniz ki sayın tolg un söylediği gibi işverenin burada usül hatası mevcut.
Sayın cagjackal,
Durumu vardırmak istedegim nokta, yazılı olarak hazırladıgım metin le birlikte insan kaynaklarından yöneticimin şahsıma yanlı ve tavırlı davranışı sebebiyle,değişmesini talep etmektir. Ayrıca haksız olarak aldıgım ihtardan dolayıda yine cevaben iptal edilmesini saglamak.
İşimle ve meslegimle ilgili en ufak problemim yoktur. Sorun sadece kötü niyetli oldugunu düşündügüm Yönetici'dir.
Ben mesleginde başarılı bir çalışanım. Yarın başka şirkete geçiş yaparken, şuandaki işveren arkamdan iyi referans vermeyerek kariyerime taş koymayıda düşünmektedir. (Diger şirketlere geçiş yapan arkadaşlarımızın %90 ına, aynı tavır takınılmaktadır.)
Dolayısıyla işveren in bü kötü düşüncesini ileride aleyhime kullanır endişesi taşımaktayım. Bununla ilgilide hukuken neler yapabilecegimi araştırmaktayım.
Yine bir uslup hatası yapıyorsunuz kanaatimce.
İnsanların düşüncelerini, aklından geçenleri okuyup bunlara göre insanları yargılayıp cezalandıramayız. Bunun yerine kendi aklınızdan geçenleri ifade etmelisiniz.
Dolayısı ile cümleniz örneğin şöyle olabilirdi:
"Diğer şirketlere geçiş yapmak isteyen arkadaşlarımızın büyük çoğunluğuna kötü referans vererek kariyerlerini olumsuz olarak engellemiş olmaları, bana da benzer davranışta bulunulacağından endişe etmekteme sebep olmaktadır."
Tabii bu cümleyi söylerseniz, "kötü referans" olayını ispatlayabiliyor olmanız gerektiğini de unutmayın.
En başta,
olaya kendi tarafınızdan baktığınız için, kendi tarafınızdan görüneni aktardığınızı , aktardıklarınızın yanlı düşünceler olabileceğini düşündüğümü ve bu nedenle başka bir cevap vermek istemediğimi belirtmiştim hatırlarsanız.
O gün gördüğüm durumun doğru olduğunu , yanılmadığımı gördüm, devam eden açıklamalarınızda sn.mula2001.
Sen /siz/x bey/Y hanım... 3numara -5numara....işletme içindeki hitap şekillerini beli bir kurala bağlayan bir şey yok. Üst amire sen demek, veya birine sen demek , sen denileni rahatsız etmediği, o kişinin bu hitaptan rahatsızlığını belirtmediği sürece sorun olmayacaktır elbette. Amire siz, altında çalışana sen denilir gibi bir kural yok. Sen denilen kişi, buradaki amiriniz,
ilk cevabi yazısında belirtmiş rahatsız olduğu noktaları, selamsız sabahsız başlaman hoş olmamış demiş, sizinle aynı hitap tarzında.
Konu zaten sen-siz de değil görebildiğim kadarıyla, konuyu diel getiriş şeklinizde. Tahrik edici olarak değerlendirebileceğim bir yazışma tarzınız olmuş üst amirinizle. ( düşüncem bu yönde)
Masraf bildirim formunu isteme noktanız amirinizmidir, muhasebe bölümü mü? Bana göre olması gereken ve anladığım sizde de o şekilde;
yaptığınız harcamaları muhasebe bölümüne bir form doldurarak talep ediliyor, o formun muhasebe bölümü tarafından işleme alınabilmesi için ilgili bölüm amirinin onayı aranıyor. Formu amirinizden istemenize rağmen gelmediğinde muhasebeden isteyerek alıp doldurabilir ve amirinize onaylatarak muhasebe bölümünüze teslim edebilir ve herhangi bir zarara uğramadan yapmış olduğunuz harcamaların karşılığını alabilirdiniz,
ama bunu yapmak yerine , amirinizle didişmeye ( başka türlü ifade aklıma gelmiyor) girmeyi tercih etmenizdir ASIL HATA.
İhtar bir uyarıdır, ihtar vermek için bir savunma alınması zorunluluğu yoktur diye biliyorum ben.
Bir konuda savunma istenir, savunmadan sonra ihtar verilebilir, varsa yönetmeliklerde para kesme cezaları olabilir, duruma göre sözleşme feshedilebilir.
Cezaları uygulamak için savunma alınıp alınmadığının önemi olsa da, bir çalışanı yaptığı bir hata nedeniyle uyarmak için savunmasını alma zorunluluğu yok.
Uygun olmayan bir davranış görür amir-yönetim veya ilgili bir birim , İK ya veya üst birimlere bildirir, karşılığında da o şekilde davranmaması gerektiği yazılı olarak bildirilir-uyarılır, ihtar budur.
Verilen ihtar nedir? Yöneticilere -iş arkadaşlarına nazik kibar saygı çerçevesinde hitap etmiyorsunuz , lütfen buna dikkat edin.
Neyi iptal ettirmeye çalıştığınızı anlayamadım gerçekten, daha nazik olun, hitap tarzınıza dikkat edin uyarısını , bir başka ihtara neden olabilecek tarzda, üst amiri taraflı olmakla itham eden içerikle yazılmış bir cevap yazısıyla mı iptal ettirmeyi düşünüyorsunuz size yapılan ihtarı?
( Benimle bu şekilde takışmakta ısrar eden biriyle ben olsam ben de çalışmak istemem, huzurun kaçmasına neden olan olaylara sebep olduğu için- sonuçta kıdemini ihbarını verir geçerli nedenle sözleşmesini feshederim)
YAzdıklarımdan anladığınız biraz yanlış, yada eksik;
demek istediğim;
yazışma tarzınızı gözden geçirip, biraz daha yumuşatsanız, üst amirinizle sudan sebeplerle tartışmaya girmekten kaçınsanız, daha fazla hata yapmanızın önüne geçip, huzur içinde çalışmanıza devam etseniz bence daha doğru olacaktı-(r)
- - - Updated - - -
Bir başka şirkete geçiş yapacak olduğunuzda, kendisine sorulan nasıl bilirdiniz sorusuna, iyi çalışır ama amirleriyle takışmayı pek sever deme hakkı var sonuçta işvereninizin.
Değerli üyelerin görüşlerini de bir potaya atıp erittiğimizde sonuç olarak; sizin işvereninizin beynine ve duygularına hükmedemeyeceğiniz, işvereninizin istediği gibi size ihtar çekebileceği fakat sizin ihtarı yok sayma, hükümsüzleştirme, kendi lehinize çevirme gibi hukuki veyahut hukuki olmayan herhangi bir yol olmadığı, başka şirketlere geçtiğinizde de işvereninizin aklına girip istediğiniz referansı verdiremeyeceğinizi, işvereninizin sizin hakkınızda istediği referansı verebileceğini, olumsuz referans verilmesi halinde işvereninizin sorumluluğu olmadığını ve yeni gireceğiniz işte verilmiş olan kötü referansın aksini ispatlamanın yükümlülüğünün sizde olduğunu sanırım anlamışsınızdır.