-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Fischer rumuzlu üyeden alıntı
Sn Erdem53, yazınıza turistik bir şehirde yetişmiş ve çokça müslüman turistle konuşmuş, cami yolunu müsülam turistlere belki de onlarca kez tarif etmiş biri olarak katılamayacagım. Nasıl olur da düşüncelerinize bu kadar kolay kılıf uydurursunuz, hayret ediyorum...
Eğer namaz kılmak istiyorsanız, saati de kurarsınız, güneşe de bakarsınız ya da teknolojiyi, gazeteyi vs de kullanırsınız...Ne yazık ki bu toplum, bırakın ezanda ne söylendiğini bilmeyi, mevlütü sünnet ya da Kuran-ı Kerim'in bir ayeti sanıyor, nikahta eller çapraz yapılmaz diyor, geline 3 kere kuşak diyor, sayılara manevi anlam yüklüyor falan da filan... Camiden cevşen alıyorsunuz, küçük poşetini açıyorsunuz, içinden küçük bir kağıt çıkıyor. Depremden korur, hastalıktan korur, cinlerden korur ve daha bir sürü şeyden korur yazıyor...Diyanet kontrolündeki Allah'ın evinden aldıgınız kagıtta yazıyor bu safsatalar...
Türk insanının en yumuşak oldugu konu din... Okullar kapatılacak deseniz yanınıza 3-5 kişi gelir-gelmez ama din elden gidiyor deseniz yıgnları arkanıza alırsınız. Üstelik bu yıgınlar, ne oldugunu bile sorgulamazlar... Alın size AKP... Benim endişe ettiğim konu bu, Türk insanı dinini bilmiyor, bilmek dahi istemiyor, cehaletinden bile bihaber. Farzlar, sünnetler ve hurafeler birbirine karışmış gidiyor ve siz hala Arapçayı savunuyorsunuz. Bırakın da insanlar en azından ezanda ne söylendiğini bilsinler. İş o kadar cıvıdı ki, 2 hafta önce Avrupa kupasındaki maçta Türkler'in favori tezahuratı Ya Allah bismillah Allahuekber oldu. Şimdi tartışaduralım, zeytin ağacının dalında zeytin, yerden yüksekliği 187, siz topuklarınızın üstünde durup ellerinizi uzattıgınızda parmaklarınız 185 cm'e kadar yükseliyor. Açlıktan öleceksiniz, yanınızda ise sadece Kuran'ı Kerim var ve kalınlıgı 3 cm. Kuran'ı Kerim'in üstüne basarak zeytini alıp yemeli mi yoksa ölmeli mi.. Bu soruyu Yaşar Nuri Öztürk'e sordular... Dinimizle ilgili merak ettiğimiz konular bu kadar vahim yani...
Sayın Fischer;
benim daha önce yazmış olduğum yazıya; yukarıdaki, konuyla alakası olmayan yazınızla müdahala ettiniz.Bende akabinde yazmış olduğum yazılarla size gerekli cevabı verdiğim kanısındayım.Benim size cevaben yazdığım yazılara, siz değil de başkaları karşılık verdi.
Şimdi de aşağıdaki yazıyı yazıyorsunuz.
Alıntı:
Fischer rumuzlu üyeden alıntı
Sn Erdem53, bu konudaki bilgi dağarcığınız (bence) fazlasıyla sığ...Turistik şehirlerdeki yabancıların ibadet zorluklarından da, cami avlularında satılan x-y-z'lerden de bihaber oldugunuzu düşünüyorum. Lütfen kusura bakmayın.
.......
Bunun adına ben konuyu saptırmak diyorum. Artık siz kıvırmak veya ne diyorsanız deyiniz. Siz tekrar aynı taktiği kullanmazsanız bende tekrar aynı kelimeyi kullanmam herhalde.
Derin bilgilerinizi forumda sergilemeniz ümidiyle...
Saygılar sayın Fischer.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Peki merak ettim bu muglalı vatandaş başarılı olmuş mu girişiminde yani kimliğindeki islam yazısını kaldırabilmiş mi acep :)
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın kraliche;
Farklı bir nickle 4. kez gene çıktınız. Yönetim tarafından gene atılmamanız için avatarınızı düzeltiniz, Türkçeyi düzgün kullanınız, mantıklı yazınız
Saygılar.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
commodore1tr pardon neden bahsettiğinizi anlayamadım ben buraya dün kayıt oldum ok bilip bilmeden yargısız infaz yapamazsınız benim kim olduğumu nereden biliyorsunuz bu bir ikincisi yazılarım gayet analaşılabilir bir biçimde eğer canınız sıkkın ise başkasını bulun uğraşacak !!!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Dağıtım günceli;
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı şimdilik kömür dağıtıman başlamış.
Kurufasulye ve sair erzak dağıtımı için ramazan ayı bekleniyor, fakire iş bulsa gidip alamayacak ya; fakir fakirliğini bilsin, dağıtım güncelini takip etsin.
İstatistiki veriler;
"Yoksul ailelere yapılacak yardım ile ilgili ilk karar 2003 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınmış ve aynı yıl 1 milyon 98 bin aileye 687 bin 764 ton kömür dağıtılmıştı."
Sonra ki yıllarda otomatiğe bağlanmış dağıtım miktarları şöyle:
2004 yılında 1 milyon 503 bin aileye, 1 milyon 56 bin 97 bin ton
2005 yılında 1 milyon 875 bin aileye, 1 milyon 319 bin 330 ton
2006 yılında 1 milyon 769 bin aileye, 1 milyon 273 bin 265 bin ton
2007 yılında 1 milyon 884 bin aileye, 1 milyon 521 bin 696 ton, kömür dağıtımı
2008 yılı için 1.884.539 aileye 1.504.780 Ton kömür dağıtılacak.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Şu saygı konusunu toparlayayım artık ortalık durulmışken sonra devam edeceğim konulara geçeyim.
http://www.postimage.org/aVD6duJ.jpg
Önce Bu resme çok ama çok iyi bakın.....
Bu önce Marmara Üniversitesinde bir kız öğrencinin açtığı sonra 22 Temmuz seçiminden öncede zırt pırt açılan akla zarar bir pankart.
Bu pankartı açan gerli zekalı kızlarımıza ve bunlara bu pankartı veren şerefsizlere neden saygı duyacağım ????
17 Ağustos 1999 da sabah şaşkınlığımız geçer geçmez iki arkadaş gölcüğe gitmeye karar verdik, yarım yamalak gelen haberlerden karayolu ile ulaşımın olanaksız olduğunu anladıktan sora bir arkadaşımızın balıkçı teknesini gasp ettik tam yola çıkarken orada su ve ekmeğe ihtiyaç olabileceğini düşünerek bir markete daldık. Orada resmen duygulanacağım olaylar yaşandı. Market sahibi bulduğum suyu ekmeği aldığımı görünce
'' Hayırdır ekmek su sorunu yok çıkıyor '' dedi.
'' Biz ufak bir tekne bulduk Gölcük'e gidiyoruzda ondan alıyorum.'' deyince adam bir dondu. Hatta markette alışveriş yapanlarda dondu bir baktılar. Adam tekne nerede diye sorunca bizim arakladığımız dere ağzına soktuğumuz tekneyi söyledim. Ben o ana kadar aldığımız malzemenin nasıl taşınacağını gerçekten düşünmemiştim.
Market sahibi '' bırakında depodan alalım'' dedi. Fırınada telefon ettirip 10 kasa ekmek siparişi verdi acil dereağzına... Su soda kola ne varsa yopladık tekneye kadar arabayla götürdük neredeyse tekne batıyordu. Ekmeklerde geldi biz yola çıktık....
Değirmendere ve Gölcük sahil şeridi inanılmazdı gözlerim doldu boğazım düğümlendi. Yanaştıktan sonra bu yıkımın sanıldığından büyük olduğunu gördük. İlgililere malzemeleri verdikten sonra yardım çalışmalarına fiilen katıldık. Belkide hayatımın en acı en kötü anlarıydı orada geçirdiğim üç gün....
Üçüncü gün gölcükte resmen koku vardı insan kokusu daha ulaşılamamış ölülerin kokusu çabalar uğraşlar bir garipti. Çıkartığımız kişiler tarif edilemez di. Ama bir canlı bulduğumuzda resmen seviniyorduk. Hatta kendime inanamadım ama çıkan bir teyzeye sarılıp ağladım herhalde duygusal bir patlamaydı.
Sanırım yatılı bir kur an kursu yada onun gibi bir yerin enkazına ulaştık. bir vinç yardımıyla çökmüş tavanı ağır ağır dikkatlice kaldırttıktan sonra hepimiz donduk kaldık. Yaşları muhtemel 12 ile 18 yaş arası 20 kızın cesediydi karşımızda duran. Ağzımdan gayri ihtiyari dökülen bir çok acı sözün yanında en dikkat çekeni ''' Alla Allah hepsi türbanlı...'' olanı idi bu forum için. Arkadaşım şöyle bir bana baktı '' Ne olmuş ki abi..'' dedi. '' Sorunum türban değil, deprem gecenin köründe oldu bu çocukları uyurken yakalamış bu yavruları kim türbanlarıyla yatırıyor ki '' dedim. O gün bugün neden Türbanla yatarlar bilmem .. On yavrunun vücudunu yüreğim burkularak taşıdım dışarıya... İçim kan ağladı ....
Birde kavga ettim gitmişken etmezsem şanıma yaraşmazdı. Hemde imamla. Tabiiki ağız kavgası. İmam olacak adam dört beş kişi bulmuş cesetleri bir taraktörün arkasına yerleştiriyordu. Ama nasıl? Sanki un çuvalı gibi traktörün romörküne atıyorlardı cansız insan bedenciklerini. Dayanamadım müdahale ettim. Aldığım yanıt ''ben imamım ''oldu. '' Seni imam yapanın...'' diye başladığımı anımsıyorum. Sonra beni yatıştırdı birileri yetkililer gelmiş duruma el koydular ölü bedebcikler gereği gibi yerleştirildi araçlara....
Üzerinden seneler geldi geçti hala kaç kişi öldü resmen bilinmez. Resmi rakamın ciddi yanlış olduğu konusunda herkes hemfikir. Resmi raporlara göre, 17.840 kişi hayatını kaybetti derler ama 30 bin civarı ve üstü olduğu söylenir durulur..
Şimdi bu gerizekalı tipler ellerindeki pankartın anlamını bile bilmiyorlar. Türkiye'nin yüzde doksanbeşi müslümansa bu ölenlerinde yüzde doksanbeşi müslümandır onun bile farkında olmayan zavallılar bunlar. Peşinden gelen Düzce depreminde de bin yuttaşımız hayatını kaybetti. Hatta daha dikkatli baktığımızda Düzce Gölcük Yalova gibi yerleşim yerlerinde müslüman nüfus yüzde doksandokuzlara kadar çıkar. Gayri müslim ve diğer inaçlara sahip kişiler ile inançsızlar büyük şehirlerdedir. Yüzde beş odur gibi geliyor bana...
Biz bu acıları yaşadıktan sonra Japonyada bizden çok büyük ABD de ise bizimkine yakın depremler oldu . 8,1 büyüklüğündeki Japonya depreminde ölü sayısı 2 olurken ikisinin de korkudan kalp krizinden öldüğü açıklandı. ABD de ise 7,2 büyüklüğündeki depremde 7 kişi öldü... Peşinden İran Bam depremi geldi ölü sayısı 48 bin olduğu sanılıyor onlarda bizim gibi tespit edemedi... Topu topu 6,3 büyüklüğünde idi bu deprem...
Bu gerçeklerden yola çıkarak 7.4 yetmedimi pankartını taşıyan kızın görüşüne saygılı olup bana da saygı duy mu diyeceğim ? 7.4 yetmedi miyi bana karşı kaldırdığını net bilirken hemde ....
Bu kıza demem gerekmez mi benim '' bak kızım haklısın Allah uyarıyor salaklık yapmayın akıllı olun fay hattının üzerine ev kurup durmayın okuyun çalışın bilim irfan sahibi olun, türbanla bir şey olamazsınız, bak Japonya ya Abd ye sizden büyük şiddetli deprem oluyor bir şey olmuyor , seni dinciler sömürürken evinin çimentosunu demirini çalıyor ölüp duranda hep müslümanlar oluyor uyan artık. Eğitime modern bilime yapış uygar ol. Kafandaki pas ı at..''
Ha ben bunu diyince düşüncelere saygılı olalım... Hemde gene tek taraflı. Olmuyorum kardeşim olmaktan bıktım ben. Hale bakın Hem hep bana saygısızlık yapılacak hem hep ben saygılı olacağım....
Fazla saygı ve iyi niyete salak derler salak... Fazla salaklıkta iyi değildir. İnsan değerlerine sahip çıkmalı korumalıdır. Laik demokratik sosyal hukuk devleti bize bir lütuftur.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Şimdi bu saygı konusunu toparlayıp işimize bakarsak.
Saygı bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu olarak tanımlanabilir. Başkalarını rahatsız etmekten çekinmekte saygıdır. Dolayısıyla saygı kişinin kendi içinde bulunulan bir haslettir . İnsanlar birbirlerine karşı saygılı olmak zorundadırlar.
Örneğin topluluk olan bir yerde bağıra bağıra telefonla konuşmak saygısızlıktır. Ama bu kişiyi uyarmak saygısızlık değildir. Fakat uyardığınız kişinin size şarlaması veya ''bana saygılı olun'' demesi saygısızlığın dik alasıdır.
Cuma namazınına giderken bunu herkese reklam yapmak hem ayıp hem günah hem saygısızlıktır. Gittiğiniz camiide camii içinde yada avlusunda yer yoksa caddeye kaldırıma seccade atıp oradan yürüyenlerin yürümesini engellemek saygısızlığın dik alasıdır. '' Burada namaz kılıyoruz başka yerden geçin'' demek saygısızlığın katmerlisidir.
Türbanlı bir kızımızın ben taçlandım diye ortada dolanması normaldir. Başı açık bir kızımıza ''kaltak'' demesi hem saygısızlık hem hakarettir. ''Dinsiz'' demesi saygısızlığın katmerlisi günahın büyüğü terbiyesizliğin dik alasıdır, giyiminden dolayı '' erkekler buna her şeyi yapar istiyor'' demek bin kere saygısızlık hakaret terbiyesizlik günahtır. '' Şeytan girmiş içlerine ''demek artık iflah olmaz bir yobazlıktır.
Kişinin inancı gereği oruç tutması normaldir. Kendi tuttuğu oruçtan dolayı başkalarının bir şey yiyip içmemesini istemek günah ayıp ve saygısızlıktır. Oruç tutmayana kafir demek günah ve saygısızlığın dik alasıdır.
Fischer adlı üyenin cami avlusunda cevşen satıldığını söylemesi normaldir. Hayır asla satılmıyor demek bu kişiye sen yalancısın demektir ayıptır saygısızlıktır. Tristik yerde gözümle gördüm demesine bile hayır hayır demek saygısızlığın dik alasıdır. Fischer adlı üyenin minberin yanında imam dua ettirirken '' hadi cevşen var tesbih var'' dendiği iddiası yok ki bu anlaşılıyor. Camii etrafı ve avlusundan bahsediyor bunu saptırmak hem ayıp hem katmerli saygısızlıktır.
En kutsal mekanlarımız camiler değildir. Camii adı üzerinde cem kökünden gelen toplanma yerleridir. Bizler için en kutsal yerlerimiz mezarlıklarımızdır. Aile büyüklerimiz sevdiklerimiz eşimiz dostumuzun son yolculuğunu geçirdiği yerlerdir. Müslümanım diye ortalarda dolaşıp buraların leş gibi olmasına seyirci kalmak bakımsız bırakmak günah ayıp saygısızlıktır, buraları fuhuş yuvası haline getirmek rezaletin daniskasıdır, tinerci hapçı şarapçı it kopuk ne arasan mezarlıklarımızda bulunması kepazeliktir. Mezarlıklarımızda cinayet işlenmesi, kap kaç yapılması sözün bittiği yerdir. Mezarlıklarımızda ziyaret ederken sahtekarların gelip mezarı sulamaya kalkması dua etmeye kalkması sizi dinen sömürmeye kalkmasıda maalesef ülkemize has bir dangalaklıktır. HAAAA mezarlıklarımızda bunlar olmuyor diyecek olanda başka dünyada yaşıyor demektir. ( Başka şey yazacaktım anladı o durumda olanlar...)
Bu bir öyküdür çok fazla araya girmeyin demem normaldir. Arasıra bu böyle diye bir ek yapmak konuyu desteklemek normaldir , eleştiri getirmek normaldir. Amma ısrarla konuyu kesecek şekilde tartışma yaratmak saygısızlığın dik alasıdır.
Tek taraflı saygı tek taraflı aşk gibidir. Aşkın gider ellere sen .....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
En kutsal yer bence eğitim kurumlarımızdır.Tabi din,siyaset karıştırılmadan Mustafa Kemal'in bize bıraktığı şekilde muassır medeniyetler yaratmak için aydın ve laik öğretim veren eğitim kurumlarımız..
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
....................
Kişinin inancı gereği oruç tutması normaldir. Kendi tuttuğu oruçtan dolayı başkalarının bir şey yiyip içmemesini istemek günah ayıp ve saygısızlıktır. Oruç tutmayana kafir demek günah ve saygısızlığın dik alasıdır.
Fischer adlı üyenin cami avlusunda cevşen satıldığını söylemesi normaldir. Hayır asla satılmıyor demek bu kişiye sen yalancısın demektir ayıptır saygısızlıktır. Tristik yerde gözümle gördüm demesine bile hayır hayır demek saygısızlığın dik alasıdır. Fischer adlı üyenin minberin yanında imam dua ettirirken '' hadi cevşen var tesbih var'' dendiği iddiası yok ki bu anlaşılıyor. Camii etrafı ve avlusundan bahsediyor bunu saptırmak hem ayıp hem katmerli saygısızlıktır.
Sayın commodore1tr;
kişinin inancı gereği oruç tutması-tutmaması, başını örtmesi-örtmemesi kişilerin kendi tercihidir ve normaldir. Kendi tuttuğu oruçtan dolayı başkalarının birşey yiyip içmemmesini istemek ayıp, günah ve saygısızlıkdır sonuna kadar katılıyorum.
Peki; kendi başı açık olduğu için başkalarının da başının açılmasının istenmesi, sen yanlış biliyorsun senin dininde kitabında böyle birşey yok denmesi normal mi dir? Ayıp, günah ve saygısızlık olmuyor mu?
Fischer rumuzlu üyenin camilerde cezşen satılması konusunda ise aşağıdaki alıntı dan ben öyle anlıyorum.Tüm hukuki net üyelerinin görüşüne sununuz bakalım ne anlaşılıyor.
''Camiden cevşen alıyorsunuz....
Diyanet kontrolündeki Allah'ın evinden aldığınız kağıtta yazıyor bu safsatalar...''
Bu sözlerden ben cami yi kastettiğini anlıyorum.Cami avlusu olduğunu nereden çıkarıyorsunuz.
Cami avlusunda satıldığını ben cevaben yazdığımdan dolayı kendisi de daha sonradan benim yazımı kastederek cami avlusunda satılan x-y ler diye yazmış.Burada sayın Fischer'in camilerin kendilerinden bahsettiği açıkça ortadadır.Aşağıda ki yazısından da anlaşılacağı üzere:
Alıntı:
Fischer rumuzlu üyeden alıntı
... Camiden cevşen alıyorsunuz, küçük poşetini açıyorsunuz, içinden küçük bir kağıt çıkıyor. Depremden korur, hastalıktan korur, cinlerden korur ve daha bir sürü şeyden korur yazıyor...Diyanet kontrolündeki Allah'ın evinden aldıgınız kagıtta yazıyor bu safsatalar...
Ayrıca turistik yerlerden bahsedilen konu cevşenlerle alakalı değildir.Yine bu forumda sizinde görüş belirttiğiniz, Ezanın Türkçe okunması ile alakalı kısımda geçmiştir.Okuma zahmetine katlansaydınız görebilirdiniz sayın commodore1tr.
Kimin katmerli saygısızlık yaptığına bırakınızda hukuki.net sitesinin tarafsız üyeleri karar versinler.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
''Din İman İnanç ve Türban'' bunlar gerçektende bireyin kendisi ile alakalıdır.Devletin ise görevi halkın çoğunluğu neye inanıyorsa ona yönelmek değildir.Örneğin; alevi kardeşlerimiz daha fazla cem evi talebinde bulundular.Ama sayın başbakanımız bu talebe ısrala karşı!!Ben alevi değilim ama oladabilirdim.Siz de olabilirdiniz bu konuya hasseseiyeet gösterilmesini isterim.Ayrıca bazı insanlar çıkıp ''türban'' kur'an-da yazmıyor diyorlar.Onlara da cevabım şudur ; bi insan neye inanırsa inansın,yazsın yazmasın fark etmez
inanması zaten yeterlidir!!
TBMM' de ''din'' tartışmasını bırakmalı ve ''ekonomi'' ''açlık'' bunlar ile ilgilenmeli!!
Eğer ortada bir inanç var ise o devletin inancı değil HALKIN İNANCIDIR!!!
Bir şey daha eklemek isterim.Diğer avrupa ülkeleri skolastik düşünceyi yıkıp,
bilime yöneldiler ve günümüz malum teknolojisi!!Bu yüzyıllar öncesi oldu!!Ama görüyorum ki biz daha değil teknolojik gelişmeler,değil bilimsel gelişmeler SKOLASTİK DÜŞÜNCEYİ YIKAMADIK!!!BU BÖYLE ''TÜRBAN'' ''DİN'' KAVGALARIYLA YIKILMAZ!!GELİŞİR...GELİŞTİRMEK İSTEYENL BUYURUN BU KONUYU DAHA DA TARTIŞTIRIN...