-
İkinci Dünya Savaşı günleri.. Polonya işgal altında. Kolunda gamalı, haç bir gestapo şefi Alman, şüphelendiği Polonyalıyı Varşova'da bir duvara dayamış, elindeki makineli ile tarayacak..
Yukarlardan bir ses gelmiş..
"Onu vurma.. Serbest bırak. O günün birinde Papa olacak.."
Gamalı haçlı dehşet içinde mırıldanmış..
"Ya ben ne olacağım?.."
Yukardan ses gelmiş gene..
"Sen de ondan sonraki Papa olacaksın!.."
-
Eve sabaha karşı gelen koca
- Hayatım tahmin et ben neredeydim?..
Karısı
- Çok kolay tahmin ediyorum ama yine de sen tasarladığın kendi hikâyeni anlat..!
-
Küçük Temel'in komşularının bir bebeği dünyaya gelmiş.. Ama ne talihsizlik ki minik bebeğin kulakları yokmuş.. Bebeği ailece ziyarete giderlerken bu üzücü durumu patavatsız oğlu küçük Temel'e anlatan babası "Sakın ama sakın bebeğin bu kusurundan bahsetmeyeceksin..!" diye tembih etmiş.. "Bırak bahsetmeyi, ağzından 'Kulak' kelimesi çıkarsa seni mahvederim..!"
Bebeğin yanına çıkmışlar, Temel bebeğe yaklaşmış, "Ne güzel bir bebek.." demiş
"Ciddi misin?.." demiş bebeğin annesi, "Teşekkür ederim Temel.."
"Minik ayakları, minicik elleri, ne de güzel gözleri var.. Görebiliyorlar mı bari?.."
"Evet.." demiş bebeğin annesi, "Doktor gözlerinin sağlam olduğunu söyledi.."
"Bu harika!" demiş Temel, "Eğer gözlük takmak zorunda olsaydı ayvayı yemişti!"
-
Karı koca evliliklerinin 40'ıncı yıldönümünde sert bir ağız dalaşına girerler.
Adam der ki; ''Sen öldüğünde, mezar taşına 'Burda benim karım yatıyor. Her zamanki gibi soğuk' diye yazdıracağım.
" "Yaa?" der kadın, 'Sen öldüğün zaman da ben senin mezar taşına 'Burda benim kocam yatıyor. Nihayet sertleşti' yazacağım."
-
Sarışın umutsuz bir şekilde kocasının işyerine telefon eder:
-Bir yap-boz yapmaya başladım ama olmuyor. Moralim çok bozuk kocacım..
-Sakin ol sevgilim, bir örnek var mı önünde?
-Evet kutunun üzerinde bir horoz resmi var ama yapamıyorum, bütün parçalar birbirine benziyor!!
-Önemli değil hayatım, az sonra eve gelirim beraber deneriz..
Adam eve döner ve sarışını yap-bozun önünde hıçkırıklar içinde bulur:
-Bak sevgilim, tatlım benim.. Gel mısır gevreklerini kutusuna dolduralım ve bundan kimseye bahsetmeyelim..
-
Adamın takıntısı, lastikten sapan yapıp kuş avlamak.. Çocuk değil, 40 yaşında.. Ama aklı fikri sapanda.. Ana caddede elinde sapan kuş peşinde bir adam düşünebiliyor musunuz?..
Ailesi ikna etmiş, almış götürmüşler Bakırköy'e.. Tedavi.. Tedavi.. Her şey yolunda.. Toplamış başhekim doktorlarını.. Getirmişler adamı.. Başhekim, "Her şey yolunda.. Sizi taburcu ediyoruz.. Çıkınca ne yapacaksınız?.."
"Bir lastik bulup sapan yapacağım.."
Hayda.. Atmışlar gene içeri.. Tedavi.. Tedavi.. Gene heyet.. Gene ayni soru.. Gene ayni yanıt..
"Bir lastik bulup sapan yapacağım.."
Bir yıla yakın vakit geçmiş.. Adam artık normal üstü normal.. Getirmişler heyetin önüne.. Baş hekim sormuş..
"Çıkınca ne yapacaksın?.."
"Beyoğlu'na bir romantik bara gideceğim.."
"Sonra.."
"Müzik dinleyeceğim.."
"Güzel.. Sonra.."
Bir güzel kız bulup dansa kaldıracağım.."
"Mükemmel.. Sonra.."
"Kızın kulağına aşk şarkıları, sözleri fısıldayıp onu etkileyeceğim.."
"Harika.. Sonra.."
"Kızı alıp eve getireceğim.."
"Fevkalade.. Sonra.."
"Kızı yatak odama götürüp soyacağım.."
"Sonra.. Sonra.."
"Donunun lastiğini sıyırıp sapan yapacağım.."
-
Dünyada ne olmak en güzel şeydir?
-Tava!.
-Nedeni?
-İçinde sürekli yiyecek bir şeyler var, yani karnın hep tok.. Altın sürekli sıcak.. Sapın da sürekli bir kadının elinde!..
-
İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin
sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde
birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş:
- Vietnam, 42 yıl önce...
Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş:
- At pisliği 20 adım geride...
-
İlkokul öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik elini kaldırmayınca merak eder ve sorar,
- Sen gitmek istemiyor musun?
- İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...
-
Evin hanımı işe başlayan hizmetçiye:
"Biz 8'de kalkar, 9'da kahvaltı yaparız. Sen ona göre hazırlanırsın tamam mı?"
Hizmetçi, gayet sakin:
"Uyanamazsam, siz başlayın."