-
ADAM BARA GIRER, BARMEN KIZA
:'HEY KOCA POPOLU BANA BIR BIRA'' DIYE SESLENIR.
KISA BIR TARTISMADAN SONRA ADAM BARDAN ATILIR....
IKI GÜN SONRA AYNI ADAM AYNI BARA GELIR AYNI BARMEN KIZ
:'HEY KÜÇÜK MEMELI BANA BIR BIRA'' DIYE SESLENIR.
GENE TARTISMA VE BODYGUARTLAR YINE ADAMI BARDAN ATARLAR..
ÜÇ GÜN SONRA ADAM YINE GELIR. ZORLA VE KIBAR OLACAGINA SÖZ VEREREK BARA GIRER. BÜTÜN GÖZLER ÜZERINDEYKEN AYNI BARMEN KIZA YÖNELERE
:'BIR BIRA RICA EDIYORUM'' DER.
IKINCI,ÜÇÜNCÜ,DÖRDÜNCÜ.... ADAM GAYET KIBAR...SONUNDA BARMEN KIZ CESARET ALIP ADAMA YAKLASIR VE YAVASCA
:'GERÇEKTEN GÖGÜSLERIMI KÜÇÜK MÜ BULDUNUZ" DIYE SORAR.
ADAM SAKIN
: ''EVET AMA, SANIRIM BASIT BIR ÇÖZÜMÜ VAR''
KIZ HEYECANLA
''NASIL'' DIYE SORAR...
ADAM: "HER GÜN BIR PARÇA TUVALET KAGIDI ALIP GÜNDE BIR VEYA IKI KEZ MEMELERININ ARASINA SÜRECEKSIN''DIYE YANITLAYINCA KIZ UMUTLA:
"GERÇEKTEN ISE YARAR VE GÖGÜSLERIM BÜYÜRMÜ KI '' DIYE SORAR.
ADAM KENDINDEN EMIN BIR IFADEYLE: 'KESINLIKLE, BAK AYNI YÖNTEM POPONDA NASIL ISE YARAMIS''
-
Osmanlı'nın Avrupa'ya yayılmaya başladığı dönem..
Akıncılar Avrupa ortalarında at koşturuyorlar.. "Türkler geliyor" dehşeti giderek dostluğa, yakınlığa dönüşüyor.
Evlerinden dışarıya çıkmaya başlıyorlar. O zamana kadar böyle cengaverler görmemiş olan halkın dikkatini en çok akıncıların göğüs kılları çekiyor..
Bir Slav güzeli, yaz sıcağında göğüs bağır açık dolaşan akıncıya yaklaşıyor dayanamayıp.. "Hiç böyle göğüs kılları görmemiştim" diyor.. "Bir tane hatıra olarak alabilir miyim?" Akıncı gülüyor.. "Vitrini bozma kadın!.. Depodan verelim!.."
-
Temel kasasının dört rakamlı şifresini unutmuş ve şifre çözücü çağırtmış. Adam "Hatırladığın kadarını söyle" deyince Temel:
"Hepsi 5'ti ama sırasını unuttum.."
-
Atlantik seferini yapmakta olan bir yolcu uçağı havada şiddetli bir fırtınaya yakalanır. Şiddetli yağmur, gök gürültüsü ve şimşekler derken uçak dengesini kaybetmeye başlar. Yolcular feryat etmektedir. Herkes artık uçağın düşmek üzere olduğundan ve son dakikalarını yaşadıklarından emindir. Uçak bir kez daha sarsılırken arka sıralardan bir kadın ayağa fırlar ve bağırır:
Artık dayanamayacağım. Burada oturup koltuğa bağlı şekilde, bir hayvan gibi ölmeyi bekleyemem. Öleceksem, bari kadınlığımı hissederek öleyim. Aranızda bana kadınlığımı son bir kez tattıracak bir erkek var mı? Ön sıralardan bir el kalkar ve kadın ele doğru yürür. Kadın yaklaşırken, adam da üstündeki gömleğini çıkarır. Fırtınadan gidip gelen ışık aralarında kadın, erkeğin kaslı, üçgen vücudunu seçer. Sonra erkek ayağa kalkar ve kadının tam önünde durur ve: Ölmeden önce sana kadınlığını ben hissettirebilirim. Hala istiyor musun? Kadın bir erkeğin vücuduna, bir gözlerinin içine bakar ve hevesle: Evet, istiyorum, der. Bunun üzerine erkek elindeki gömleği kadına uzatır.. Pekala, öyleyse şunu ütüle bakalım..!
-
Kadın sabah kahvaltısı için yumurta haşlarken, kocası mutfağa girer girmez
"Hadii..!" demiş, "Hadi.. Benimle şimdi seks yapmanı istiyorum..!"
Adamcağız 'yaşasın bu gün ne harika başladı' diye yatırmış karısını mutfak masasına, birliktelikleri bittikten sonra adam pijamasını beline çekerken "Hayrola?.." demiş,
"Neydi o?.."
"Yok bir şey.." demiş kadın ocağın altını kapatırken, "Yumurta tam haşlansın istemiyordum, yumurta pişirme makinesinin saati bozulmuş da..!"
-
Kadının çok hareketli bir yaşamı olmuştu.. Kocası da biliyordu bunu.. Altı aylık evliyken, karısının düzeldiğini ve her şeyden vazgeçtiğini düşünüyordu..
Eve geldi, yatak odasından duman kokusu geliyordu ve kül tablasında yanan bir puro vardı..
-Seni yakaladım, nerden geldi bu puro?!! Yataktaki kadın sessizliğini bozmadı..
-Bu puronun nerden geldiğini bilmek istiyorum!! diye kükredi adam.. Dolaptan boğuk bi ses geldi:
-Küba'dan tabii ki, Küba'dan!
-
Yakalandığı soğuk algınlığı nedeni ile işine bir hafta gelemeyen can dostum Jim'in odasına "geçmiş olsun" ziyaretine gittim, beni karşılayıp " Daha iyiyim, teşekkürler.." dedi,
"Ama evde yattığım süre içinde beni çok mutlu eden bir gözlemim oldu.." "Yaa.. Neydi?.."
"Karım.. Karımın beni gerçekten sevdiğini anladım.. Ben evdeyim diye o kadar mutluydu ki.. İnanır mısın, ne zaman postacı, sütçü, tesisatcı kapıyı çalsa, koşarak kapıyı aralayıp heyecanla "Kocam evde.. Kocam evde.." deyişini duyuyordum..!"
-
Birgün kadınlara bakış açısı konulu bir sempozyum yapılır.
Türkiye'den Temel katılır.
İlk olarak Fransız'a sorarlar.
- Bir kadının elini niye öpersin?.
- Saygımdan..
İngilize sorarlar.
- Kadınlar asil yaratıklardır o yüzden öperim.
Sıra Temel'e gelir ve sorarlar.
- Bir kadının elini niye öpersin?
- Valla, bir yerden başlamak gerek!..
-
Atlatma tekniği
amerikalı, ingiliz, fransız, alman, kürt ve türk kafileler hep
berbaber bi uçakta gidiyomuş. pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş
ki: "uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin. deniz
üzerindeyiz atlaralarsa kurtulma şansları var ama atlamazlarsa herkes
ölecek!!!"
Tabii böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden akıllı bi
tanesi düşünmüş taşınmış herkese uygun bi dille anlatılırsa uçaktan
atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin
yanına gitmiş:
"sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonların araştırma
laboratuarlarıyla kaplı. eğer oraya ulaşırsanız tüm japon teknolojisi
sırlarını kaparsınız!"
bütün amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamışlar;
sonra hostes İngilizler'e yönelmiş:
" sayın yolcularımız şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri
üzerndeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!"
bütün ingilizler hevesle atlamış;
sıra Fransızlara gelmiş. hostes:
"bayanlar baylar, afedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem
uçaktan atlar mısınız? şimdiden teşekkür ederim" demiş
Fransızlar: "tabi, mersi!" demiş ve sırayla atlamışlar.
hostes bu kez Almanlara yönelmiş:
"laaaan! atlayın çabuk aşağı!" diye bağırmış
Alman kafile "heil" demiş ve atlamış;
hostes kürtlerin yanına gitmiş:
"bana bakın, burdan atlamak yasaktır. sakın atlamayın" demiş
kürtler dakkasında atlamış...
ve sıra gelmiş Türklere...
hostes yandan yandan gülümseyerek ve hafif de dayılanarak şöyle
demiş:
"siz var ya........ buradan atlayamazsınız!!!!!!"
-
chicago hastanesinde sıkışan adam bir çok kez denemesine karşın meşgul
olan
erkekler tuvaletine girememektedir. adamın zor durumunu gören bir
hemşire,
bayım, duvardaki tuşların hiç birine dokunmama sözü verirseniz
isterseniz
bayanlar tuvaletini kullanabilirsiniz' diyerek yardımcı olur. adam
ihtiyacını giderdikten sonra karşısındaki, is, ih, tp ve otc tuşlara
takılır
biraz tereddüt geçirir, ancak merakını yenemeyerek birinci tuşa
dokunur.
altından fışkıran ılık su anında adamın altını yıkar. erkekler
tuvaletinde
böyle bir lüksü hiç yaşamamış adam, daha büyük bir haz beklentisi
içinde ih
tuşuna basar. sonuç, beklediği üzere olağanüstüdür: bu kez ılık su
yerine
püfür püfür bahar çiçeği kokulu ılık hava, nazik yerleri
kurulamaktadır.
hanımlar tuvaletinin tuvalet ötesi bir şey olduğuna inanan adam
tereddütsüz
tp tuşuna uzanır. bu kez de talk pudrasının okşayıcı etkisiyle
kendinden
geçer. son tuşun daha görkemli bir etkisi olacağına kuşkusu olmayan
adam
hemen ona da basar.
bir adım sonra hatırladığı ilk şey, hastanede uzandığı yatakta
kendisine
doğru eğilmiş endişeli hemşirenin yüzüdür. 'ne oldu bana?' diye sorar
acı
içinde, 'son hatırladığım şey, üzeri otc işaretli bir tuşa basmak..'
'biliyorum; otc, otomatik tampon çıkarıcı demek. penisiniz yastığın
altında'