-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Tvlerde izlediniz mi bilmiyorum.İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturma Cihanerin elindeymiş,kendisi hakkında tutuklama talep eden savcı, İsmailağa cemaatinin silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle(anayasal düzene karşı suç kapsamında) özel yetkili savcı olan kendince bu soruşturmanın yapılması gerektiğini iletmiş cihanere, cihaner ısrarla örgütün silahlı olmadığını söylemiş fakat özel yetkili savcının diretmesi üzerine görevsizlik kararı vererek(görevsizlik kararında dipnotlu atıflar yapmış, bu anlattıklarım cihanerin verdiği görevsizlik kararında mevcut,tüm bunları tvde cihanerin avukatı turgut kazan anlattı,medyada pek anlatılmaması doğal bunların, çünkü medyanın büyük çoğunluğu yandaş medya artık) dosyayı özel yetkili erzurum savcısına yollamış.Medyada, Cihanerin 2 kişiye para teklif edip cemaatin mekanlarına silah koymalarını sağlayarak cemaati süründürmeye çalıştığı söyleniyor.Oysa ki işin aslı, bir ya da iki gizli tanığın cemaatin silahlı olduğunu söyleyerek dosyanın Erzuruma gönderilmesini sağladıklarıdır.Ne tesadüf ki örgütün silahlı olması nedeniyle dosyayı isteyen Erzurum Savcısı bu soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.Bu arada 2 cemaat üyesi dosya erzuruma yollanmadan ve hatta cihanerin bu gizli tanıklardan haberi olmadan,dosyamız erzuruma gönderildi bakanlılarla konuşuldu, o iş tamam şeklindeki konuşmaları dinlemeye takılmıştır.Daha ağır cezayla yargılanacak olmalarına rağmen sevinmişler ve sonuçta da haklarında Erzurumda takipsizlik verilerek dava açılmamıştır.Ya örgütün silahlı olduğunu söyleyen gizli tanıklar falan yoktur, bunlarsoruşturmayı erzuruma alıp kapatmak için uydurulmuştur ya da bu tanıklar vardır ama bunlar cemaatten olup danışıklı döğüş sonucu yalancı gizli tanıklık yapmışlardır.
Olayların bu şekilde cereyan ettiği HSYK tarafından bilinmektedir.Erzincan savcısı hakkındaki iddianamenin de ölü doğmuş olduğu bu olaylardan anlaşılmaktadır.HSYK'nın savcıların özel yetkisini kaldırması son derece doğrudur.Yaptıkları suç duyurusu(yetki gaspı nedeniyle)doğru olmasa bile ,cemaatin soruşturmasını ,erzincan savcısının silahlı örgüt olmadıklarını ısrarla belirtmesine rağmen, silahlı örgüt oldukları gerekçesiyle aldıktan sonra takipsizlik veren üzerine erzincan savcısına ,bu cemaate yönelik soruşturmasına müsteniden dava açan Erzurum savcısı hakkında tüm bu olaylar nedeniyle suç duyurusunda bulunulmalıydı.
Ve lakin Erzurum savcısı Hsyknın kararını tvden öğrenmesine ve o andan itibaren Erzincan savcısının dosyasında el çekmesi gerekmesine rağmen dosyayı İstanbula yollamış ve istanbul savcıları yetkisizlik(suçun ergenekonla ilgili olmaması dolayısıyla,ergenekonla ilgili olsa suç nerede işlenirse işlensin istanbul savcıları yetkili)kararı vermişlerdir.Gerçekten ergenekon ile ilgili olsaydı savcı,Ergenekon savcıları yetkisizlik vermezlerdi.
Bir de savcı ismailağa yönelik soruşturmaya 2007de başlıyor,2009 nisanda dursun çiçeğin hazırladığı belgeye dayanarak, cemaat hakkında soruşturma açtığı iddia ediliyor.Böyle saçmalık olur mu :D
Bir ergenekon çuvalı diktiler,kitabına uydurup ya da uyduramadan çok zorlayarak içine herkesi atıyorlar(bişeyler olduğu belli ergenekonda ama kasıtlı olarak da bazı savcılar ve hakimler yetkilerini kötüye kullanarak bunun içine herkesi sokabiliyorlar,cihaner olayı bunun en somut örneği).
Olayla ilgili bir yığın spekülasyon yapılıyor. Sizin anlattığınızın tam tersini de okudum. Bunların aslını bilmiyoruz. Doğrulanabilir, kanıtlanabilir bilgilere sahip olmadan olayı aslında ne olduğunu bilemeyiz. Savcı Cihaner, İsmail ağa cemaatini soruşturuyordu da cemaatlere yakın olan Erzurum savcısı bunu önlemek mi istiyordu? Yoksa aslında Cihaner gerçekten ergenekon terör örgütü denen bir silahlı örgütün mensubuydu da Erzurum savcısı doğru olanı mı yaptı? Dediğim gibi bunlar bizlerin bilmeye muktedir olamayacağı ve üzerinde her türlü spekülasyonların yapılmasına müsait konular olduğu için burada taraf olmam. Olay öyle olmuş ya da böyle olmuş bunlarla ilgilenmiyorum. Aslında Erzurum savcısının yaptığının hukuken doğru olduğuna dikkat çekmek istedim.
Bunu da kanunlarla (hukukçu olmamama rağmen) göstermeye çalıştım. Eğer yanlış okumadıysam aynen yukarıda anlattığım gibi yazıyor maddeler. Hala Erzurum savcısının hukuksuz bir işlem yaptığını iddia edenlerden tatmin edici bir açıklama göremedim. Kanun maddeleri ile açıklamaya çalışın dediğimiz zaman tek bir madde bile gösteremiyorlar.
Selamlar
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
ALTINCI BÖLÜM
Suçlarla İlgili İnceleme, Soruşturma ve Kovuşturma
Kişisel ve görevle ilgili suçlar:
Madde 46 – Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir.
Erzurum özel yetkili savcısı Yargıtay Birinci Başkanlık kurulundan soruşturma için izin aldı mı?Bu maddeyi bile bile(bilmese de önemli değil bir savcı kanunları bilmediğini iddia edemez hele de kendi görev alanıyla ilgili kanunları) Başsavcı hakkında soruşturma yapan savcının görevini kötüye kullandığı aşikardır.Suçüstü durumu da söz konusu değildir.Ceza muhakemesi kanununda suçüstünün nasıl meydana geleceği belirtilmiştir.Erzurum savcısının görevini kötüye kullandığı açıktır.Suçüstü kavramıyla ilgili öğretedki görüşlere ve yargı kararlarına da bakabilirsiniz.Başsavcının işlediği iddia edilen suçlardan suçüstü yakalanmış olması mümkün değildir.Olay kapanmıştır.
TANIMLAR
Madde 2 - (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
j) Suçüstü:
1. İşlenmekte olan suçu,
2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu,
l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi, İfade eder.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
ekinoksday80 rumuzlu üyeden alıntı
Zaten sorunda burda çıkıyor. İdare, "kanunlarla belirtilmemiş bazı durumlarda" takdir yetkisi kullanma hakkını anayadan aldığını iddia ederek her konuda bu özel yetkiyi kullanıyor. Sınırları belli olmayan bir gücün kullanılması idarede keyfi kararlara vermesiylede sonuçlanabiliyor. Çerçevesi kanunlarla belirtilmeyen, telafisi mümkün olmayan bir sürü haksız idari işlem yapıldığını söylemek yorum değil malumun ilamıdır zaten.
Bunun aynısı idare mahkemeleri içinde geçerli kanımca. İdare, sınırları çizilmemiş çoğu konuda, yaptıkları işlemi nasıl takdir yetkisine dayandırıyorsa idare mahkemeleri de kanunla belirtilmemiş konularda, "Danıştayın yerleşmiş içtihatına göre" gibi bir kararla dava sonuçlandırıyor. İdare mahkemelerine konu olan işlemlerin çok olması her konuda kanun çıkarılamamasına dayandırıldığı için aslında ne idare mahkemelerinin ne de idarenin bir kabahati yok çünkü yasama görevini Türk Milleti adına Parlamento yerine getirmelidir. Gerekirse her konuda (boşluk kalmayacak şekilde) yasa çıkarması gerekir. Zaten yasama organının adı boşuna yasama değil. Yasa çıkarmayacaksa ne için duruyorlar orda!
Yalnız sizin dediğiniz "Danıştayın yerleşik içtihatlarına göre" karar vermeyi gerektirecek bir durum yok ortada. Burada ihtilafa düşülen konu hakkında CMUK'un 250 ve 251. maddeleri, HSYK kanunun 82, 90, 93, 94. maddeleri ve tüm bunlara ek olarak anayasanın 9, 138, 139, 140. Maddeleri yeterince açıktır ve bu ihtilafı çözmeye muktedir. Yani Danıştayın yerleşik içtihadı, normlar hiyerarşisinde kanunların önüne geçemeyeceğine veya yasaların ikamesi olamayacağına göre "yetkide parelellik" gibi bir kavrama öncelik vermek hukuken doğru olmaz. Yargının, oluşan içtihatları kanununların önüne koyma gibi bir lüksü yok. Eğer böyle bir şey yaparlarsa yasama organının görevi üstlenmiş olurlar ki bu da yetki gaspından başka birşey değildir.
Dostum idare hukuku rejimini fransadan aldık.Fransada da idare hukuku mahkeme kararlarıyla şekillenmiştir.Her şeyin kanunlarda yazması mümkün değildir istediğiniz kadar ayrıntılı kanunlar yapın illa ki değişen dünyada hukuki boşluklar olacaktır.Dünyanın her ülkesinde mahkemeler hukuk yaratır,yaratmak zorundadır da.
BAŞLANGIÇ
A. Hukukun uygulanması ve kaynakları
MADDE 1.- Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Medeni kanunumuzun 1. maddesi bile hakime hukuk yaratma yetkisi vermektedir.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Dostum idare hukuku rejimini fransadan aldık.Fransada da idare hukuku mahkeme kararlarıyla şekillenmiştir.Her şeyin kanunlarda yazması mümkün değildir istediğiniz kadar ayrıntılı kanunlar yapın illa ki değişen dünyada hukuki boşluklar olacaktır.Dünyanın her ülkesinde mahkemeler hukuk yaratır,yaratmak zorundadır da.
Zaten ben de aksini iddia etmedim, eğer kanunlarda boşluk varsa elbette yargının kendisi bir kararda bulunarak hukuk yaratabilir. Fakat dikkat edilmesi gereken husus, eğer kanunlarla izah edilmiş bir durum var ise ortada buna öncelik verilmek zorundadır. Varolan bir kanun hiç yokmuş gibi davranılarak kendi kendine hukuk yaratmak ne kadar doğrudur. Bunu söylemeye çalıştım. Bu konuda ikimizde aynı fikirdeyiz fakat ben daha öncede yukarıda saydığım kanun maddelerinin hiç yokmuşcasına karar verildiğine inanıyorum.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
ALTINCI BÖLÜM
Suçlarla İlgili İnceleme, Soruşturma ve Kovuşturma
Kişisel ve görevle ilgili suçlar:
Madde 46 – Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir.
Erzurum özel yetkili savcısı Yargıtay Birinci Başkanlık kurulundan soruşturma için izin aldı mı?Bu maddeyi bile bile(bilmese de önemli değil bir savcı kanunları bilmediğini iddia edemez hele de kendi görev alanıyla ilgili kanunları) Başsavcı hakkında soruşturma yapan savcının görevini kötüye kullandığı aşikardır.Suçüstü durumu da söz konusu değildir.Ceza muhakemesi kanununda suçüstünün nasıl meydana geleceği belirtilmiştir.Erzurum savcısının görevini kötüye kullandığı açıktır.Suçüstü kavramıyla ilgili öğretedki görüşlere ve yargı kararlarına da bakabilirsiniz.Başsavcının işlediği iddia edilen suçlardan suçüstü yakalanmış olması mümkün değildir.Olay kapanmıştır.
Bakınız sizin yukarıda saydığınız 46. madde Yargıtay bünyesindeki hakim ve savcılar için geçerlidir. Yani Cihaner Erzincanda bir başsavcı Yargıtay ile bağı nedir anlamadım!
Tekrar ifade edeyim bizler ne olduğunu bilmiyoruz sadece ifadelerden yola çıkıyoruz. Zaten öyle olmuş böyle olmuş diyerek günlerce de tartışsak bir sonuca varamayız ki. Siz suç üstü hallerinden bahsetmişsiniz evet haklısınız. Efendim bu arada Erzurum savcısı iddiasında "suç üstü" yaptım diyor.
İkinci olarak "kişisel suçlara" ilişkin kanun hükmü de ortada.
Bu tartışmanın sonu yok gibi görünüyor.
Selamlar
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Erzincan iddianamesi kabul edildi
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın Erzincan'daki Ergenekon soruşturması kapsamında hazırladığı iddianame, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede birinci şüpheli 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, ikinci şüpheli Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, üçüncü şüpheli ise Erzincan İl Jandarma Komutanı Ali Tapan.
Orgeneral Berk ve Başsavcı Cihaner, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsle suçlanıyor.
Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Başsavcı Cihaner hakkında göreviyle ilgili suçların yer aldığı dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine, örgüt kapsamına giren kişisel suçların Erzurum'daki dosya kapsamında 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verildi.
3. Ordu Komutanı Orgeneral Berk'in soruşturma kapsamında ifadeye çağrılıp çağrılmamasıyla ilgili süreç, 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce değerlendirilecek.
HSYK tarafından özel yetkileri alınan Osman Şanal'ın yürüttüğü görevi, özel yetkili savcı Ender Karadeniz sürdürüyor.
Kimler tutuklandı?
Erzincan'da Ergenekon soruşturmasına 27 Ekim 2009 günü DSİ'ye ait baraj gölünde mühimmat bulunmasıyla başlandı. 20 Kasım'da Erzincan İl Jandarma Komutanlığı'nda istihbarat Şube Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut, Astsubay Orhan Esirger, 27 Kasım'da İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ersan, 7 Aralık'ta Erzincan MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir ile 2 MİT görevlisi, 31 Ocak'ta Astsubay Şenol Bozkurt, 5 Şubat'ta Eskişehir İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu, 12 Şubat'ta Astsubay Murat Yıldız, 15 Şubat'ta emekli atsubay Necdet Özmen, 17 Şubat'ta ise Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner tutuklandı.
Başsavcı Cihaner, MİT Bölge Müdürü Demir, iki MİT mensubu ile emekli astsubay Özmen Erzurum H Tipi, subay ve astsubaylar ise Erzurum'un Karskapı Semtindeki Askeri Cezaevinde tutuklu bulunuyor.
Yargıda kriz çıkmıştı
Soruşturma kapsamında Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in makamında ve evinde arama yapılmış, ardından Cihaner tutuklanmıştı.
Cihaner'in Erzurum'daki özel yetkili savcı Osman Şanal tarafından sorgulanması tartışma yaratmış, yetki aşımı tartışması başlamış, ardından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, savcı Şanal'ın özel yetkilerini kaldırmıştı. Bunun üzerine yüksek yargıyla hükümet arasında kriz patlak vermişti.
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...4.0/index.html
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
ekinoksday80 rumuzlu üyeden alıntı
Bakınız sizin yukarıda saydığınız 46. madde Yargıtay bünyesindeki hakim ve savcılar için geçerlidir. Yani Cihaner Erzincanda bir başsavcı Yargıtay ile bağı nedir anlamadım!
Tekrar ifade edeyim bizler ne olduğunu bilmiyoruz sadece ifadelerden yola çıkıyoruz. Zaten öyle olmuş böyle olmuş diyerek günlerce de tartışsak bir sonuca varamayız ki. Siz suç üstü hallerinden bahsetmişsiniz evet haklısınız. Efendim bu arada Erzurum savcısı iddiasında "suç üstü" yaptım diyor.
İkinci olarak "kişisel suçlara" ilişkin kanun hükmü de ortada.
Bu tartışmanın sonu yok gibi görünüyor.
Selamlar
Çok pardon,bir köşe yazarı yazısında Hsyknın haksız olduğunu belirtmek için yargıtay kanununun 46. maddesine atıf yapmış ama daima suçüstü kavramına girer demiş örgüt üyeliği suçu,beni de o yanılttı.Yazar(eski bir savcı) hata yapmış,hiç ilgisi yok halbuki bu olayla ben de tam okumadım o yüzden fıkrayı.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Yakalama ve sorgu usulü: (1)
Madde 88 – Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri dışında suç işlediği ileri sürülen hakim ve savcılar yakalanamaz, üzerleri ve konutları aranamaz, sorguya çekilemez. Ancak, durum Adalet Bakanlığına derhal bildirilir. (Mülga son cümle: 22/12/2005 - 5435/43 md.)
Birinci fıkra hükümlerine aykırı hareket eden kolluk kuvvetleri amir ve memurları hakkında yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından genel hükümlere göre doğrudan doğruya soruşturma ve kovuşturma yapılır.
2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu.
Konutu arandı,sorguya çekildi Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Çok pardon,bir köşe yazarı yazısında Hsyknın haksız olduğunu belirtmek için yargıtay kanununun 46. maddesine atıf yapmış ama suçüstü kavramına girer demiş terör suçları,beni de o yanılttı.Yazar(eski bir savcı) hata yapmış,hiç ilgisi yok halbuki bu olayla ben de tam okumadım o yüzden fıkrayı.
Pek ironik oldu! Ben genelde araştırmalarım sonucu elde ettiklerimi kendi kalemimle ifade ettiğim için pek nadir yanılıyorum. 46. maddeyi yazarın (eski savcı) tekrar gözden geçirmesini rica etmem gerekir. Email adresi var ise yazabilirim yazarımıza. Acaba 46. madde ile, sayın Cihaner beyefendi ve yargıtay arasında korelasyon kurmayı nasıl başarmış!
Bu arada Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel: "Yüksek Yargı İdeolojik Davranıyor, HSYK'nın böyle bir yetkisi ve görevi yok" gibi bir cümle kurmuştu, oda beni yanıltmış. Çok afedersiniz eski yargıtay savcısı olduğugözümden kaçmış.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Yakalama ve sorgu usulü: (1)
Madde 88 – Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri dışında suç işlediği ileri sürülen hakim ve savcılar yakalanamaz, üzerleri ve konutları aranamaz, sorguya çekilemez. Ancak, durum Adalet Bakanlığına derhal bildirilir. (Mülga son cümle: 22/12/2005 - 5435/43 md.)
Konutu arandı,sorguya çekildi Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı.
Efendim ben demiyorum ki, iddianameyi hazırlayan Erzurum Savcısı ben suç üstü yaptım diyor. Ozaman 88. maddeye göre yetkilidir. Suç üstümüdür yoksa değilmidir, elindeki kanıtlarla bunu yakında mahkemede göreceğiz.
88. Maddeye karşı benimde elimde 93. madde var.
KİŞİSEL SUÇLARDA SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA:
Madde 93 - Hakim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısına ve son soruşturma o yer ağır ceza mahkemesine aittir.
Erzincan savcısının işlediği suçu kişisel suç sayıyorsanız eğer (ben öyle sayıyorum) bu madde Erzurum savcısını yetkili kılmaktadır.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
ekinoksday80 rumuzlu üyeden alıntı
Efendim ben demiyorum ki, iddianameyi hazırlayan Erzurum Savcısı ben suç üstü yaptım diyor. Ozaman 88. maddeye göre yetkilidir. Suç üstümüdür yoksa değilmidir, elindeki kanıtlarla bunu yakında mahkemede göreceğiz.
88. Maddeye karşı benimde elimde 93. madde var.
KİŞİSEL SUÇLARDA SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA:
Madde 93 - Hakim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısına ve son soruşturma o yer ağır ceza mahkemesine aittir.
Erzincan savcısının işlediği suçu kişisel suç sayıyorsanız eğer (ben öyle sayıyorum) bu madde Erzurum savcısını yetkili kılmaktadır.
Suçüstü halleri cmk madde 2de belirtilmiş.Örgüt üyeliğinden nasıl suçüstü yapıyor onu anlayamadım,örgütün toplantısında mı yakalamış,ayrıca örgüt de iddia edilen bir oluşum örgüt olup olmadığına,varsa sanığın örgüt üyewsi olup olmadığına mahkeme karar verecektir,örgüt üyeliğine suçüstü çok zor yapılabilir.Suçüstü şudur:Mesela bir kişi başka birini silahıyla vururken,kolluk kuvvetleri olayı görürse kişi suçüstü yakalanmış olur.Ne öğretide ne de uygulamada savcının(hem erzurum savcısı hem de linkini verdiğim eski savcı) iddia ettiği gibi bir suçüstü durumu yoktur.Bahsedilemez!
Merak etmeyin ben de kendi görüşlerimi yazarım başkalarının görüşlerini kopyalamam buyrun,yazının linki.Yazar 46. maddeye atıf yaptığı için maddeyi okumadım bile :)Bu da bana ders oldu.
http://www.stratejikboyut.com/yazi/u...demek-883.html
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
<LI class=g>Dailymotion - ISA GOK KONUSMA - Son Dakika Haberleri Kanalı
2 Mar 2010 ... CHP MERSİN MİLLETVEKİLİ İSA GÖK,MECLİS'TE ERZİNCAN BAŞSAVCISI'NIN BAŞINA GELENLERİANLATIYOR.
Tıklayın izleyin kendisi açılyor
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Suçüstü halleri cmk madde 2de belirtilmiş.Örgüt üyeliğinden nasıl suçüstü yapıyor onu anlayamadım,örgütün toplantısında mı yakalamış,ayrıca örgüt de iddia edilen bir oluşum örgüt olup olmadığına,varsa sanığın örgüt üyewsi olup olmadığına mahkeme karar verecektir,örgüt üyeliğine suçüstü çok zor yapılabilir.Suçüstü şudur:Mesela bir kişi başka birini silahıyla vururken,kolluk kuvvetleri olayı görürse kişi suçüstü yakalanmış olur.Ne öğretide ne de uygulamada savcının(hem erzurum savcısı hem de linkini verdiğim eski savcı) iddia ettiği gibi bir suçüstü durumu yoktur.Bahsedilemez!
Merak etmeyin ben de kendi görüşlerimi yazarım başkalarının görüşlerini kopyalamam buyrun,yazının linki.Yazar 46. maddeye atıf yaptığı için maddeyi okumadım bile :)Bu da bana ders oldu.
http://www.stratejikboyut.com/yazi/u...demek-883.html
Bir önceki yazınızda kinaye yaptınız sanmıştım. Bu aralar bu yönteme çok başvuruluyor da. Acaba ciddi mi değil mi bazen anlaşılmıyor. O nedenle pek ironik oldu dedim.
Bu arada suç üstü halleri anlatılmış fakat hukukçular daha iyi bilirler, ben bir zaman duymuştum "örgüt üyeliği her zaman bir suç üstü hali sayılır" diye.
Aslında elinde kanıt var ise bence mantıklı. Böyle bir içtihat oluşmuş mu yoksa kanun maddesi var mı yok mu bilmiyorum.
Eğer yerleşmiş bir içtihat varsa bu konuda Erzincan Savcısının örgüt üyesi olması "eldeki deliller ile" ona suç üstü yapıldığı anlamına geliyor.
Bunuda bilen varsa açıklar belki bizlerde bilgileniriz.
Selamlar
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
ekinoksday80 rumuzlu üyeden alıntı
Bir önceki yazınızda kinaye yaptınız sanmıştım. Bu aralar bu yönteme çok başvuruluyor da. Acaba ciddi mi değil mi bazen anlaşılmıyor. O nedenle pek ironik oldu dedim.
Bu arada suç üstü halleri anlatılmış fakat hukukçular daha iyi bilirler, ben bir zaman duymuştum "örgüt üyeliği her zaman bir suç üstü hali sayılır" diye.
Aslında elinde kanıt var ise bence mantıklı. Böyle bir içtihat oluşmuş mu yoksa kanun maddesi var mı yok mu bilmiyorum.
Eğer yerleşmiş bir içtihat varsa bu konuda Erzincan Savcısının örgüt üyesi olması "eldeki deliller ile" ona suç üstü yapıldığı anlamına geliyor.
Bunuda bilen varsa açıklar belki bizlerde bilgileniriz.
Selamlar
Suçüstü, adı üstünde;kişinin suçu işlerken o anda yakalanmasıdır.Örgüt üyesi olmaktan suçüstü yakalanmak nasıl olur onu da düşünemiyorum.Kitaplarıma göz attım suçüstü kavramı ile ilgili ayrıntılı açıklamalar yok.Hocalar pek değinmemiş fakat yargı kararlarında,eğer varsa suçüstü kavramı üzerine yazılmış kitaplarda konu incelenebilir.Benim şahsi fikrim örgüt üyesi olmak suçuna suçüstü olmaz.Hele örgüt üyeliği devam ettiği sürece, bu durum tespit edildiği zaman, şüpheli suçüstü yakalanmış olur görüşüne katılmak imkansızdır.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Suçüstü, adı üstünde;kişinin suçu işlerken o anda yakalanmasıdır.Örgüt üyesi olmaktan suçüstü yakalanmak nasıl olur onu da düşünemiyorum.Kitaplarıma göz attım suçüstü kavramı ile ilgili ayrıntılı açıklamalar yok.Hocalar pek değinmemiş fakat yargı kararlarında,eğer varsa suçüstü kavramı üzerine yazılmış kitaplarda konu incelenebilir.Benim şahsi fikrim örgüt üyesi olmak suçuna suçüstü olmaz.Hele örgüt üyeliği devam ettiği sürece, bu durum tespit edildiği zaman, şüpheli suçüstü yakalanmış olur görüşüne katılmak imkansızdır.
Efendim neden imkansız gelsin ki bu görüş size. Silahlı örgüt üyeliği "ağır ceza mahkemeleri" alanına girmiyor mu. Ağır ceza mahkemelerinin görev alanları özel olarak düzenlenmiştir zaten. Örgüt üyeliği suçununda özel bir yeri olması gerekir o halde. Yoksa adi bir suç olsa idi neden ACM lerince soruşturma açılıp yargılama yapılsın ki!
Bir örgütün varolduğunun deliller ile ispat edilmesi zaten onu suç üstü yapar. Siz bir örgütün varlığına nasıl suç üstü yapardınız? Örgüt üyesi bir adamı siz nasıl suç üstü yapabilirsiniz ki başka. Bence gayet mantıklı geliyor.
Şu durumu izah edebilecek birileri yok mu acaba? (Bende ikilemde kaldım)
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
sayın ekinoks,
önce hukuk, sosyal bir bilimdir. Öyle mantıkla falan ilgisi yok. Yoksa yasalar değişmezdi. Daha düne kadar 2 yıla kadar olan cezalar mahkumiyetle sonuçlanırken, bu gün erteleniyor. Hangisi mantıklı?
Ham yanılmam diyorsunuz, hem bilmiyorum birileri izah etsin diyorsunuz. Hangisi doğru?
En iyisi hukuki konularda, hukuki tartışmaların olması sanıyorum.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
Av.Ragıp Atay rumuzlu üyeden alıntı
sayın ekinoks,
önce hukuk, sosyal bir bilimdir. Öyle mantıkla falan ilgisi yok. Yoksa yasalar değişmezdi. Daha düne kadar 2 yıla kadar olan cezalar mahkumiyetle sonuçlanırken, bu gün erteleniyor. Hangisi mantıklı?
Ham yanılmam diyorsunuz, hem bilmiyorum birileri izah etsin diyorsunuz. Hangisi doğru?
En iyisi hukuki konularda, hukuki tartışmaların olması sanıyorum.
Ragıp Bey,
Ben, "örgüt üyeliği daima suç üstüdür" gibi bir ifadeyi bir yerlerden duydum diye hatırlıyorum. Mantıklı gelmesi, sadece benim kanaatime göre değil böyle birşeyin var olması halindeki mantıklılığına dayanıyordu. Bende hukuki çerçevede sorguluyorum zaten.
Bu arada son günlerde Ersan Şen, Süheyl Batum gibi hukukçular, hukukun salt meclis tarafından yapılan kanunlardan oluşmadığını aynı zamanda yoruma dayandığını söylemişlerdi. Demek ki hukuk aynı zamanda yoruma dayanan bir sosyal bilim dalıdır.
Benim öğrenmek istediğim örgüt üyeliğinin, suç üstü hali oluşturup oluşturmadığı ile ilgili bir kanun maddesi veya yargısal bir içtihat varmıdır yokmudur. Bilginiz dahilinde ise cevaplarsanız sevinirim.
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Alıntı:
ekinoksday80 rumuzlu üyeden alıntı
Efendim neden imkansız gelsin ki bu görüş size. Silahlı örgüt üyeliği "ağır ceza mahkemeleri" alanına girmiyor mu. Ağır ceza mahkemelerinin görev alanları özel olarak düzenlenmiştir zaten. Örgüt üyeliği suçununda özel bir yeri olması gerekir o halde. Yoksa adi bir suç olsa idi neden ACM lerince soruşturma açılıp yargılama yapılsın ki!
Bir örgütün varolduğunun deliller ile ispat edilmesi zaten onu suç üstü yapar. Siz bir örgütün varlığına nasıl suç üstü yapardınız? Örgüt üyesi bir adamı siz nasıl suç üstü yapabilirsiniz ki başka. Bence gayet mantıklı geliyor.
Şu durumu izah edebilecek birileri yok mu acaba? (Bende ikilemde kaldım)
Suçüstü yapılamaz diyorum işte.Hukukta özellikle ceza hukukunda zorlama olmaz.Kanunsuz suç ve ceza olmaz,şüpheden sanık yararlanır ilkeleri buna en güzel örnektir.İlla ki her suça suçüstü yapılabilmeli diye birşey yok.Suçüstünün niteliği gereği her suça suçüstü olmaz.Mesela taksirli(dikkatsizlik ve özensizlik sonucu işlenen suçlar,örneğin yaralanmalı trafik kazası) suçlara da teşebbüs olmaz,çünkü teşebbüs kasdın varlığını gerektirir,kasıt değil de taksir varsa teşebbüs de olmaz.Kazayla adam yaralamaya teşebbüs edemezsiniz.
Suçüstü kavramının niteliği gereği, suç işlemek için örgüt kurma suçunda(örgüte üye olmada maddenin kapsamında) suçüstü yapılması çok zordur.
Suçüstü yapılabilmesi için kişilerin,örgütün kurulduğu anda ya da örgüte üye olduğu anda teknik takibe(bu da sayılır mı bilmiyorum yakalamadan fiili yakalam kasdediilmiş olabilir) ya da ajana yakalanmaları gerekir.Burda öyle bir durum olmadığına göre bu suçtan suçüstü yakalanmış olmaları söz konusu değildir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
MADDE 220. - (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silâhlı olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.
(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.
(8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Ayrıca ilk bentte görüldüğü gibi oluşumun kendisine ya da başkalarının onlara örgüt adını koyması da yeterli olmayıp cezalandırılabilmeleri için şu şartlar da gerekir: Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir. Demekki suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçunun gerçekleşmesi için önce böyle bir örgütün varlığının tespiti şarttır.Bunun tespitinden sonra kişinin o örgüte üye olduğu anda yakalanması gerekir.
Silâhlı örgüt
MADDE 314. - (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
j) Suçüstü:
1. İşlenmekte olan suçu,
2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu,
Suçüstü olması için adı üstünde kişininin suçu işlemeye devam ederken(örgüte üye olunduğu anda bu suç işlenmiş olur,bundan sonra yapılan tespit ya da yakalama örgüt üyeliği suçuna suçüstü değil,örgüt üyeliği suçunun tespitidir çünkü örgüt üyeliği suçu çok daha önce gerçekleşmiştir) ya da 2 ve 3 bentlerdeki gibi işledikten hemen sonra yakalanmış olması gerekir.Örgüt üyesi olduğu anda ya da örgüt kurulduğu anda veyahut hemen ardından bu kişiler yakanlanmış mıdır?
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Bir savcı daha görevden uzaklaştırıldı
Erzurum’un Hınıs İlçe Cumhuriyet Savcısı Serdar Nayır, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla görevden uzaklaştırıldı.AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, HSYK, Savcı Nayır’ı bir soruşturma kapsamında, görevden uzaklaştırdı.Nayır’ın, Hakimler ve Savcılar Kanununun 77’inci maddesine göre görevden uzaklaştırıldığı öğrenildi.
Yetkililer, Savcı Nayır’ın gözaltına alındığı yönünde farklı yorumlarla çıkan haberlerin de doğru olmadığını bildirdiler.Hakimler ve Savcılar Kanununun "Görevden uzaklaştırma"yı düzenleyen 77’inci maddesine göre; hakkında soruşturma yapılan hakim ve savcının göreve devamının, soruşturmanın selametine yahut yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğine kanaat getirilirse, HSYK tarafından geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmasına veya soruşturmanın sonuçlanmasına kadar geçici yetki ile bir başka yargı çevresinde görevlendirilmesine karar verilebiliyor. Yukarıdaki önlemler, soruşturmanın ve ceza kovuşturmasının herhangi bir safhasında da alınabiliyor.
YETKİLERİ ALINAN SAVCILAR İTİRAZ ETTİ
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) özel yetkileri ellerinden alınan Erzurum’daki savcılar, bu karara itiraz ettiler.
Edinilen bilgiye göre, Erzurum’da özel yetkili olarak görev yapan Cumhuriyet Başsavcıvekili Tarık Gür ile Cumhuriyet Savcıları Osman Şanal, Rasim Karakullukçu ve Mehmet Yazıcı, 17 şubat 2010 tarihinde özel yetkileri ellerinden alınmalarına itirazda bulundular.
Yapılan itiraza göre, görevden alınmalarına ilişkin gerekçeli kararın ise henüz Erzurum’a ulaşmadığı öğrenildi.
Bu arada, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen Erzincan’daki Ergenekon soruşturması iddianamesinin ilk duruşma tarihinin yarın belli olabileceği belirtildi.
http://www.milliyet.com.tr/bir-savci...ult.htm?ver=50
-
Cevap: HSYK, dört savcının yetkilerinin ellerinden alınmasına karar verdi
Cihaner'e soruşturma talebi ve yetkisi Adalet Bakanlığı'ndan gelmiş!
Gazete Habertürk'te bugün yayınlanan, AHT Muhabirleri Tülay Şubatlı ve Orkun Çizmeli'nin haberi çok önemli bir ayrıntıyı gözler önüne serdi. Erzurum Savcısı Osman Şanal'ın, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'e Adalet Bakanlığı'ndan alınan talep ve yetkiyle dava açtığı ortaya çıktı. Şanal, "Yaklaşık iki ay kadar önce Cihaner ile ilgili delilleri ‘Gereğinin takdir ve ifası’ için Adalet Bakanlığı'na bağlı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdim. Operasyondan birkaç gün önce “Kişisel suçtur, gereğinin yapılması’ diye yanıt gönderildi. Eğer bu yazıya rağmen bir işlem yapmamış olsaydım o zaman görevimi kötüye kullanmış olurdum” dedi.
Şanal Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında “Ergenekon terör örgütüne üye olmak, tehdit ve iftira” suçlarından soruşturma açtığı için HSYK tarafından “yetkisini aştığı” gerekçesiyle bu görevden alınmıştı.
İşte yargı krizine neden olan olaylar zincirinin bugüne kadar bilinmeyen çarpıcı detayının yer aldığı o haber:
“KAMPANYA YAPILDI”
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanması üzerine HSYK’nın yetkilerini aldığı Şanal, yakınlarına şöyle dedi: “Vicdanım rahat. Gerçekler ortaya çıkacak. Ancak maalesef karalama kampanyası oldu. Oysa görevimizi yaptık.”
“İFADESİZ DAVA OLMAZ”
Şanal, HSYK’nın savunmasını almaması için de “Hiçbir yerde şüpheli ifadesi alınmadan karar verilmez. İfade almadan dava açsak mahkeme iade eder” dedi. Ancak Org. Saldıray Berk’e, ifadesi alınmadan dava açıldı.
Tülay ŞUBATLI-Orkun ÇİZMELİ/ ERZURUM/ AHT
Şanal: Vicdanım çok rahat yetkimizle görevimizi yaptık
3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’i defalarca ifadeye çağıran, aynı soruşturma kapsamında Erzincan Başsavcısı Cihaner’i tutuklattıktan sonra “özel yetkisi” HSYK tarafından alınan Erzurum Cumhuriyet Savcısı Şanal: “Yetkimizi aşmadık, görevimizi yaptık. Kimsenin tetikçisi değilim” dedi
HSYK tarafından yetkisi alınan Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın yakın çevresine “Vicdanım rahat. Görevimizi yaptık” dedi. Şanal’ın, HSYK’nın ifadelerine başvurmadan yetkilerini almasına ise “Biz kafamıza göre hareket etmeyiz. Kanunlara, Yargıtay kararlarına göre hareket ederiz. Dünyanın hiçbir yerinde bir şüphelinin ifadesi alınmadan hakkında karar verilmez. Kaldı ki biz şüpheli değiliz. Biri hakkında ifadesi alınmadan dava açsak mahkeme dosyayı iade eder” sözleriyle sitemetti. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında “Ergenekon terör örgütüne üye olmak, tehdit ve iftira” suçlarından soruşturma açtığı için HSYK tarafından “yetkisini aştığı” gerekçesiyle bu görevden alınan Şanal, yakın çevresine yaşananları ve kendisiyle birlikte yetkileri alınan 3 meslektaşıyla ilgili konuştu. Şanal, Cihaner ile ilgili soruşturmada herhangi bir usulsüzlük olmadığını savundu.
İşte Şanal’ın soruşturmaya ilgili yakın çevresine anlattıkları: “Bizim vicdanımız rahat. Görevimizi yaptık. Yaklaşık iki ay kadar önce Cihaner ile ilgili delilleri ‘Gereğinin takdir ve ifası’ için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdim. Operasyondan birkaç gün önce “Kişisel suçtur, gereğinin yapılması’ diye yanıt gönderildi. Eğer bu yazıya rağmen bir işlem yapmamış olsaydım o zaman görevimi kötüye kullanmış olurdum.”
‘YETKİMİZİ AŞMADIK’
Şanal, HSYK’nın ifadelerine başvurmadan yetkilerini almasına şu sözlerle sitemetti: “Biz yetkimizi aşmadık. Prof. Dr. Erdener Yurtcan, ‘Savcılar yetkilerini aşmamıştır’ diyor. Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yürütülüyor. Terör örgütüne üye olmanın görevle ne alakası var? Biz kafamıza göre hareket etmeyiz. Kanunlara, Yargıtay kararlarına göre hareket ederiz. Dünyanın hiçbir yerinde bir şüphelinin ifadesi alınmadan hakkında karar verilmez.”
‘Aramalara avukatları sonuna kadar nezaret etti’
Anlatımlarında Başsavcı Cihaner’in makamında 2, evinde ise bir kameranın sürekli çekim yaptığını, el koyduğu delilleri kamera önünde mühürlediğini ifade eden Cihaner, “‘Başka bir savcı da gelsin’ deyince ‘Kimi isterseniz o gelsin’ dedim. Onun istediği bir savcı ve avukatı aramalara başından sonuna kadar nezaret etti. Başsavcı Cihaner’in eşi aracıyla gelmişti. Delil kaybı olmasın diye anahtara el konuldu. Gözaltı sırasında bir başsavcının nezarette kalmasını nezaketime yakıştıramadım. Çok yorgun olmama rağmen bir an önce mahkemeye intikal etsin, emniyetin nezaretinde kalmasın diye ifadesini aldım. Bu bile yanlış yerlere çekildi” diye konuştu.
“VURUN ABALIYA” DENİLDİ
“Yetkimiz kaldırıldı. Vurun abalıya denildi” diyen Şanal, Dosyanın gizli tanığı dahi deşifre edildi. Bakanlığın, cemaatin, Başbakan’ın tetikçisi yaptılar. Kimsenin tetikçisi değilim. ‘Cihaner ile arasında husumet var o yüzden soruşturma açtı’ dediler. Zerre kadar alakası yok. Cihaner’e ifadesini alırken 26 soru sordum. Sorulardan biri bile İsmailağa Cemaati ile ilgili değildi” dedi.
http://www.haberturk.com/gundem/habe...-flas-aciklama