-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Tekrar Merhaba,
Aile Mahkemelerinde uzman kadrosuyla çalışan psikolog ve pedagoglar, birçok değerledirme sonucunda raporlarını yazıyorlar.Aile fertleriyle görüşme, genel halin değerlendirilmesi ve ortam değerlendirilmesi bunlardan sadece birkaçı.Çocuğunuzun gördüğünü söylediğiniz şiddet bir şekilde görüşme esnasında, ifade edilirse bu konu da rapora geçecektir.
İkinci konuya gelince, ben, şiddet mevzu bahis olduğu zaman her şekilde bunun yetkili mercilere bildirilmesi taraftarıyım.Şiddetin şakası olmadığı, her türlü fiziksel ve psikolojik gelişime zarar verdiği ve hatta çok daha ileri aşamalara kadar varabildiği için, bir şekilde önlemek gerekli.Çocuğunuz belki de, görüşme esnasında kendisi söylemek isteyecektir.Fakat o söylemese bile, sizin bunu ifade etmeniz çocuğunuzun geleceği açısından faydalı olacaktır.
Selamlarımla...
Sayın beyhan aile mahkemelerinde uzman olarak görev yapan kişilerin yanlı rapor düzenlediklerine kanatim var bakarmısınız ben oğlumu 20 gun vermedım bende kalmak istediği için çocuk onlara bile söylüyor babamda kalmak istiyorum diye uzmanlar ise tedbir velayetinin deişmemesine diye rapor yazıyor.Benim bu durumda uzmanlar için sizin mesleki yeterliliğiniz bu rapora elverişli deil diye istanbul çapa tıp fakültesinde işin uzmanı doktorlar tarafından muayene edilsin çocuk desem küstahlık ile suçlamaları için beni bir neden olurmu sizce sayın beyhan brde ben sizinle farklı bir yerde görüşmüş idim çocuk ile açık konuşun demiştiniz bunu yapamadım başka bir yol gösterebilirmisiniz?
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Sayın dürüstce aile mahkemesinde bu iş için görevlendirilen uzmanların yanlı rapor düzenlediklerine dair kanınınız yanlış. Taraflı rapor vermeleri için bir tarafı tutmaları lazım. Genelgeçer rapor veriyorlar diyebilirsiniz ama yanlı diyemezsiniz kanımca.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Sayın dürüstçe,
Sizin de kabul edeceğiniz üzere, Aile mahkemesi uzmanları, bu konuda eğitim almış ve sizin durumunuza benzer birçok olayla karşılaşmış kişilerdir.Taraf tutmak ithamı kolayca söylenebilecek bir söz değildir.Ayrıca, uzmanların verdiği rapor kesin karar değildir sadece kesin karar verilirken göz önünde bulundurulur.Eğer uzmanların verdiği raporda içinize sinmeyen ve yanlış olduğunu düşündüğünüz kısımlar varsa, daha üst bir kuruma itiraz hakkınız varsa (Adalat Bakanlığı uzmanlarının raporlarına itiraz mümkün mü;bilmiyorum) itiraz edersiniz.Ayrıca boşanma sürecinin sancılı ve zor bir dönem olduğunu ama daha sakin olabilirseniz, herşeyin sizin için daha iyi gidebileceğini düşünüyorum.Hoşçakalın...
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Sayın dürüstçe,
Sizin de kabul edeceğiniz üzere, Aile mahkemesi uzmanları, bu konuda eğitim almış ve sizin durumunuza benzer birçok olayla karşılaşmış kişilerdir.Taraf tutmak ithamı kolayca söylenebilecek bir söz değildir.Ayrıca, uzmanların verdiği rapor kesin karar değildir sadece kesin karar verilirken göz önünde bulundurulur.Eğer uzmanların verdiği raporda içinize sinmeyen ve yanlış olduğunu düşündüğünüz kısımlar varsa, daha üst bir kuruma itiraz hakkınız varsa (Adalat Bakanlığı uzmanlarının raporlarına itiraz mümkün mü;bilmiyorum) itiraz edersiniz.Ayrıca boşanma sürecinin sancılı ve zor bir dönem olduğunu ama daha sakin olabilirseniz, herşeyin sizin için daha iyi gidebileceğini düşünüyorum.Hoşçakalın...
Sayın beyhan sakinliğimdevamediyor ama çocuk ısrarla babamla kalmak istiyorum diyor sayın uzmanlar raporda kararın deişmemesi diyor onu anlamakta zorluk çekiyorum istanbul çapa tıp fakültesine isteme hakkımız var imiş teşekürler sayın beyhan iyi çalışmalar
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
merhabalar;
aşağıdaki konuyu velayet davası konu başlığında yayınladım. size sorumu en altta bulabilirsiniz. şimdiden teşekkür ederim.
ben 5 yıl önce anlaşmalı biçimde boşandım. çocuklarım 1999 ve 2000 doğumlu ve erkektir. anlaşmada, çocuklarımın anneye olan muhtaçlıklarını düşünerek velayetlerini annelerine bıraktım.
ancak şu anda velayeti almak istiyorum. çünkü annemiz velayeti ciddi biçimde kötüye kullanmaktadır.
elimdeki doneler kısaca şunlardır:
1. boşandıktan 6 ay sonra bana tazmnat davası açmış, ancak tazminat alamamıştır. bunun üzerine çocuklarımı bana göstermemiş ve çocuk icrası ile almam gerekmiştir. ve günün birinde ortadan kaybolmuş ve 9 ay sonra araya araya anca bulabildim. o dönemde bir erkekle nikahsız yaşadığı çocuklarım tarafından bana anlatılmıştır.
2. annede bipolar mizaç bozukluğu teşhisli, bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden verilmiş rapor vardır. bu çocukların sağlıklı gelişimi için ciddi sonuçlar doğurabilecek bir rahatsızlıktır. arada gelip bahsi geçen hastaneye yatmakta ve düzenli olarak hastalığı ile ilgili ilaçlar kullanmaktadır. eczacı olduğum için sgk sisteminden bu evraklara da ulaşmış durumdayım.
3. şu anda bodrumda yaşamaktadır fakat çocukların anlatımlarına ve benim evlilikteki deneyimlerim istikametinde, evlerinin hjyen açısından yaşanacak bir hali yoktur.
4. çocuklar anormal derecede kötü beslenmektedirler. şöyle ki; 2000 doğumlu oğlum, şu anda 50, 1999 doğumlu olan ise 52 kilodur...
5. çocuklar, her seferinde benimle olmak istediklerini beyan etmekte ve bunu gerekirse herkese söyleyecekleri konusunda ısrarlıdırlar.
6. çocukların ömekli öğretmen! olan dedeleri tarafından çocuklara sinkaf içeren ağır hakaretler edilmekte, çocuklarda gururlarına yediremeyerek, durumu bana ağlayarak anlatmaktadırlar.
7.çocuklar, bazı özel günlerde gece yarılarına kadar içki sofralarına oturtulmakta hatta büyük oğluma rakı, votka vb. içkiler tattırılmaktadır.
8. annenin psikolojik durumundan dolayı agresif tavırları vardır ve işyerime gelip cam çerçeve indirmiştir. kendisinden şikayetçi olarak mahkemede suçunu sabitlemiş bulunuyorum. bu davanın kararı elimdedir.
9. anne çocuklara sürekli olarak ( ki boşanalı 5 yıl oldu ) beni kötülemekte "babanız sizi sevmiyor, babanız sizin paranızı çalıyor vb. ) , sürekli olarak halinden şikayet etmekte ve devamlı mutsuz, huzursuz ve suçlayıcı tavırlar sergilemektedir.
10. büyük oğlumu psikiyatrist psikiyatrist gezdirmiş, sonunda bir tanesi rahatsız diyince çocuğa yaşına göre oldukça ağır ilaçlar kullandırmaya başlamış, konu hakkında kendisini uyaran mesajlarımı dava konusu yapmıştır. bu dava yukarıda bahsi geçen cam kırma davası ile birleştirilmiştir. dava sonucunda ben beraat ettim, o ise zarar vermekten suçlu bulunmuştur.
intikam duygularıyla, 5 yıldır bitmeyen bir kinle, velayeti kullanarak devamlı para talebinin olması, çocuklarımı sağlıklı görememem, çocuklarıma bir gelecek sağlayamayacak olması ve gelişimlerinde ciddi kalıcı hasarlar olacağını düşünüyorum. sizce, böyle bir velayet davasının kazanılma olasılığı nedir?
uzman psikolog görüşmesinde, çocuklarla soru cevap şeklinde mi konuşuluyor yoksa sadece müdahale etmeden anlatmaları mı bekleniyor...
vakit ayırdığınız için teşekkür eder, saygılarımı sunarım...
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
erkanor rumuzlu üyeden alıntı
merhabalar;
aşağıdaki konuyu velayet davası konu başlığında yayınladım. size sorumu en altta bulabilirsiniz. şimdiden teşekkür ederim.
ben 5 yıl önce anlaşmalı biçimde boşandım. çocuklarım 1999 ve 2000 doğumlu ve erkektir. anlaşmada, çocuklarımın anneye olan muhtaçlıklarını düşünerek velayetlerini annelerine bıraktım.
ancak şu anda velayeti almak istiyorum. çünkü annemiz velayeti ciddi biçimde kötüye kullanmaktadır.
elimdeki doneler kısaca şunlardır:
1. boşandıktan 6 ay sonra bana tazmnat davası açmış, ancak tazminat alamamıştır. bunun üzerine çocuklarımı bana göstermemiş ve çocuk icrası ile almam gerekmiştir. ve günün birinde ortadan kaybolmuş ve 9 ay sonra araya araya anca bulabildim. o dönemde bir erkekle nikahsız yaşadığı çocuklarım tarafından bana anlatılmıştır.
2. annede bipolar mizaç bozukluğu teşhisli, bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden verilmiş rapor vardır. bu çocukların sağlıklı gelişimi için ciddi sonuçlar doğurabilecek bir rahatsızlıktır. arada gelip bahsi geçen hastaneye yatmakta ve düzenli olarak hastalığı ile ilgili ilaçlar kullanmaktadır. eczacı olduğum için sgk sisteminden bu evraklara da ulaşmış durumdayım.
3. şu anda bodrumda yaşamaktadır fakat çocukların anlatımlarına ve benim evlilikteki deneyimlerim istikametinde, evlerinin hjyen açısından yaşanacak bir hali yoktur.
4. çocuklar anormal derecede kötü beslenmektedirler. şöyle ki; 2000 doğumlu oğlum, şu anda 50, 1999 doğumlu olan ise 52 kilodur...
5. çocuklar, her seferinde benimle olmak istediklerini beyan etmekte ve bunu gerekirse herkese söyleyecekleri konusunda ısrarlıdırlar.
6. çocukların ömekli öğretmen! olan dedeleri tarafından çocuklara sinkaf içeren ağır hakaretler edilmekte, çocuklarda gururlarına yediremeyerek, durumu bana ağlayarak anlatmaktadırlar.
7.çocuklar, bazı özel günlerde gece yarılarına kadar içki sofralarına oturtulmakta hatta büyük oğluma rakı, votka vb. içkiler tattırılmaktadır.
8. annenin psikolojik durumundan dolayı agresif tavırları vardır ve işyerime gelip cam çerçeve indirmiştir. kendisinden şikayetçi olarak mahkemede suçunu sabitlemiş bulunuyorum. bu davanın kararı elimdedir.
9. anne çocuklara sürekli olarak ( ki boşanalı 5 yıl oldu ) beni kötülemekte "babanız sizi sevmiyor, babanız sizin paranızı çalıyor vb. ) , sürekli olarak halinden şikayet etmekte ve devamlı mutsuz, huzursuz ve suçlayıcı tavırlar sergilemektedir.
10. büyük oğlumu psikiyatrist psikiyatrist gezdirmiş, sonunda bir tanesi rahatsız diyince çocuğa yaşına göre oldukça ağır ilaçlar kullandırmaya başlamış, konu hakkında kendisini uyaran mesajlarımı dava konusu yapmıştır. bu dava yukarıda bahsi geçen cam kırma davası ile birleştirilmiştir. dava sonucunda ben beraat ettim, o ise zarar vermekten suçlu bulunmuştur.
intikam duygularıyla, 5 yıldır bitmeyen bir kinle, velayeti kullanarak devamlı para talebinin olması, çocuklarımı sağlıklı görememem, çocuklarıma bir gelecek sağlayamayacak olması ve gelişimlerinde ciddi kalıcı hasarlar olacağını düşünüyorum. sizce, böyle bir velayet davasının kazanılma olasılığı nedir?
uzman psikolog görüşmesinde, çocuklarla soru cevap şeklinde mi konuşuluyor yoksa sadece müdahale etmeden anlatmaları mı bekleniyor...
vakit ayırdığınız için teşekkür eder, saygılarımı sunarım...
Erkanor bu ididlarınıza göre velayet alma şansınız çok yüksek uzman görüşünde soru cevap şeklinde görüşme oluyor bu yazdıklarınızı dilekçe şeklinde yazarsanız uzmanlar ona göre çocuğa soracaktır
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Benim kızım henüz çok küçük iki yaşında; psikolog tarafından gözlemlenmesi için karar çıkartılmıştı. Tabi her yaş için farklı uygulamalar söz konusu, ancak yanlı olduklarını düşünmüyorum. Sonuçta herşeyin ötesinde ortadaki çocuğun selameti açısından bakılıyor. Bir de televizyonda izlediğim bir programda; devlet memurlarının raporlama faaliyetlerinin bir noktada kontrol edildiğini duymuştum. Yani bir uzman her konuda benzer karar veriyorsa inceleniyor. Bu yüzden yanlı olduklarını sanmıyorum, en fazla ön yargılı olanları olabilir. Ancak ufak çocukların velayetinin çok büyük bir yüzdeyle annesine verileceğinin en başından bilindiğini kabul edelim.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Belirtilen durumlar iki çocuğun da ruh sağlığı açısından gerçekten çok olumsuz tutumlar.Eğer herşey söylediğiniz gbiyse, velayet durumundan amaç çocuğun iyiliği olduğu için karar sizin lehinize olacaktır diye düşünüyorum.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
dürüstce rumuzlu üyeden alıntı
Erkanor bu ididlarınıza göre velayet alma şansınız çok yüksek uzman görüşünde soru cevap şeklinde görüşme oluyor bu yazdıklarınızı dilekçe şeklinde yazarsanız uzmanlar ona göre çocuğa soracaktır
ilgi ve cevabınız için çok teşekkür ederim...
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Boşanma Sonrasında Çocuklarla İntikam Almak
Çocukları olan aileler boşanma sürecinde bir takım sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Ülkemizde geçerli olan kanunlar gereğince velayet anne ya da babadan sadece birine verilmektedir. Adalet Bakanlığı Aile Mahkemeleri bünyesinde bulunan psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları velayet konusunda, çocuğun yararı esasına dayalı olarak, velayet hakkının anne ya da babadan birine verilmesi noktasında rapor yazmaktadırlar. Uzmanların raporu da göz önünde bulundurularak velayet ebeveynlerden birine verilmektedir.
Normal süreçte, farklı durumlar olmadığı müddetçe ayrı kalan ebeveyn belirli periyotlarda çocuğunu görmektedir. Çocuklar bu süreçte çoğunlukla velayet hakkına sahip ebeveynle olmak üzere her iki ebeveyniyle de vakit geçirebilmektedir.
Fakat benim burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta, velayet hakkı kimde olursa olsun, ebeveynlerin çocuklarını eski eşlerinden intikam alma aracı olarak kullanmaları ve çocuklarını bir şekilde taraf tutmaya zorlamalarıdır.
Çocukları intikam aracı olarak kullanmak birkaç şekilde olabilir. Bunlara örnek olarak, velayet hakkına sahip ebeveynin, çocuğu ayrı kalan ebeveyne göstermeyerek ya da görmesi gerekenden daha az görmesini sağlamak, her iki ebeveynin de çocuk yanlarındayken, çocuklarına devamlı karşı tarafı kötülemek suretiyle dolaylı yoldan intikam almaya çalışması ve ayrı kalan ebeveynin çocuğu için sorumluluklarını yerine getirmemesi gösterilebilir.
Velayet hakkına sahip ebeveyn, ciddi bir gerekçe (şiddet, cinsel istismar, vb) olmaksızın çocuğunu ayrı kalan eski eşe göstermeyerek, bir şekilde evlilik içinde çözülmeyen çatışmaların, biriken öfkelerin, zamanında karşılığını veremediğini düşündüğü durumların karşılığını çocuk üzerinden eski eşine vermeye kalkışabilir. Eski eşin çok görmeyi çok istediği çocuğunun kontrolü artık tamamen velayet sahibi ebeveynde olduğu için, eski eşini çeşitli sebeplerden dolayı çocuğundan mahrum bırakarak cezalandırabilir. Bu durum, eski eşinize, eski usul uzun florosan lambalarla vurmaya benzer, belki eski eşinizin canını acıtabilirsiniz ama florosan lambanın kırılma ve paramparça olma ihtimali çok yüksektir. Yani, eski eşinizi çocuğunuzdan mahrum bırakarak, sadece eski eşinize değil çocuğunuza da zarar verebilirsiniz. Ebeveynler bu durumu, bilinçli olarak yapmayabilirler. Fakat bu durumu fark etmek, çok zor değildir.
Diğer bir durum olarak, her iki ebeveynin ve/veya diğer aile üyelerinin çocukla beraber vakit geçirirken, “senin annen bize böyle yaptı, senin baban bir canavar, senin annen seni sevmiyor, seni ben daha çok seviyorum” gibi(bu konuda binlerce örnek verilebilir) ifadelerle çocuğu karşı taraftan soğutmaya çalışması söylenebilir. Bu durum, çocuğunuzun yaşına bağlı olarak birçok olumsuz durumu ortaya çıkarabilir. Çocuklarda kafa karışıklığı, anne ya da babasından soğuma, diğer ebeveynle çatışma, kendini suçlama ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlardan ilk akla gelenlerdir.
Son olarak ayrı kalan ebeveynin, velayet hakkına sahip ebeveyne olan olumsuz duygularından dolayı, eski eşini cezalandırmak için, çocuğunu görmeye gelmemesi, sorumluluklarını yerine getirmemesi söylenebilir. Bu durumda eski eşini cezalandırdığını düşünen taraf aslında en büyük zararı kendi çocuğuna vermektedir. Boşanma sürecinde, güven duygusu sarsılmış çocuğun böyle bir durumla karşılaşması onarılması zaman alacak sorunların ortaya çıkmasına sebep olur.
İnsanın yaşam serüveninde olumlu ya da olumsuz her türlü süprize yer vardır. İnsan gelişimi içerisinde evlilik ne kadar doğalsa, iki evli insanın ayrılmaya karar vermesi de o kadar doğaldır. Boşanmanın hayatımızda geçici bir kriz hali yaratması mümkündür. Fakat krizleri fırsata çevirip, yaşanılan hatalardan ders çıkarabilirsek, geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamaz ve ayaklarımızı daha tecrübeli, yaşamış bir insan olarak yere daha sağlam basarız.
Geçmişte yaşanılanların, nefretini yaşamak ve bunu çocuklarımız vasıtasıyla yaşamak en başta çocuklarımıza zarar verecektir. Çocukların yukarıda bahsedilen durumlar sonucunda ciddi anlamda travmalar yaşama ihtimalleri vardır.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Boşanma Sonrasında Çocuklarla İntikam Almak
Çocukları olan aileler boşanma sürecinde bir takım sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Ülkemizde geçerli olan kanunlar gereğince velayet anne ya da babadan sadece birine verilmektedir. Adalet Bakanlığı Aile Mahkemeleri bünyesinde bulunan psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları velayet konusunda, çocuğun yararı esasına dayalı olarak, velayet hakkının anne ya da babadan birine verilmesi noktasında rapor yazmaktadırlar. Uzmanların raporu da göz önünde bulundurularak velayet ebeveynlerden birine verilmektedir.
Normal süreçte, farklı durumlar olmadığı müddetçe ayrı kalan ebeveyn belirli periyotlarda çocuğunu görmektedir. Çocuklar bu süreçte çoğunlukla velayet hakkına sahip ebeveynle olmak üzere her iki ebeveyniyle de vakit geçirebilmektedir.
Fakat benim burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta, velayet hakkı kimde olursa olsun, ebeveynlerin çocuklarını eski eşlerinden intikam alma aracı olarak kullanmaları ve çocuklarını bir şekilde taraf tutmaya zorlamalarıdır.
Çocukları intikam aracı olarak kullanmak birkaç şekilde olabilir. Bunlara örnek olarak, velayet hakkına sahip ebeveynin, çocuğu ayrı kalan ebeveyne göstermeyerek ya da görmesi gerekenden daha az görmesini sağlamak, her iki ebeveynin de çocuk yanlarındayken, çocuklarına devamlı karşı tarafı kötülemek suretiyle dolaylı yoldan intikam almaya çalışması ve ayrı kalan ebeveynin çocuğu için sorumluluklarını yerine getirmemesi gösterilebilir.
Velayet hakkına sahip ebeveyn, ciddi bir gerekçe (şiddet, cinsel istismar, vb) olmaksızın çocuğunu ayrı kalan eski eşe göstermeyerek, bir şekilde evlilik içinde çözülmeyen çatışmaların, biriken öfkelerin, zamanında karşılığını veremediğini düşündüğü durumların karşılığını çocuk üzerinden eski eşine vermeye kalkışabilir. Eski eşin çok görmeyi çok istediği çocuğunun kontrolü artık tamamen velayet sahibi ebeveynde olduğu için, eski eşini çeşitli sebeplerden dolayı çocuğundan mahrum bırakarak cezalandırabilir. Bu durum, eski eşinize, eski usul uzun florosan lambalarla vurmaya benzer, belki eski eşinizin canını acıtabilirsiniz ama florosan lambanın kırılma ve paramparça olma ihtimali çok yüksektir. Yani, eski eşinizi çocuğunuzdan mahrum bırakarak, sadece eski eşinize değil çocuğunuza da zarar verebilirsiniz. Ebeveynler bu durumu, bilinçli olarak yapmayabilirler. Fakat bu durumu fark etmek, çok zor değildir.
Diğer bir durum olarak, her iki ebeveynin ve/veya diğer aile üyelerinin çocukla beraber vakit geçirirken, “senin annen bize böyle yaptı, senin baban bir canavar, senin annen seni sevmiyor, seni ben daha çok seviyorum” gibi(bu konuda binlerce örnek verilebilir) ifadelerle çocuğu karşı taraftan soğutmaya çalışması söylenebilir. Bu durum, çocuğunuzun yaşına bağlı olarak birçok olumsuz durumu ortaya çıkarabilir. Çocuklarda kafa karışıklığı, anne ya da babasından soğuma, diğer ebeveynle çatışma, kendini suçlama ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlardan ilk akla gelenlerdir.
Son olarak ayrı kalan ebeveynin, velayet hakkına sahip ebeveyne olan olumsuz duygularından dolayı, eski eşini cezalandırmak için, çocuğunu görmeye gelmemesi, sorumluluklarını yerine getirmemesi söylenebilir. Bu durumda eski eşini cezalandırdığını düşünen taraf aslında en büyük zararı kendi çocuğuna vermektedir. Boşanma sürecinde, güven duygusu sarsılmış çocuğun böyle bir durumla karşılaşması onarılması zaman alacak sorunların ortaya çıkmasına sebep olur.
İnsanın yaşam serüveninde olumlu ya da olumsuz her türlü süprize yer vardır. İnsan gelişimi içerisinde evlilik ne kadar doğalsa, iki evli insanın ayrılmaya karar vermesi de o kadar doğaldır. Boşanmanın hayatımızda geçici bir kriz hali yaratması mümkündür. Fakat krizleri fırsata çevirip, yaşanılan hatalardan ders çıkarabilirsek, geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamaz ve ayaklarımızı daha tecrübeli, yaşamış bir insan olarak yere daha sağlam basarız.
Geçmişte yaşanılanların, nefretini yaşamak ve bunu çocuklarımız vasıtasıyla yaşamak en başta çocuklarımıza zarar verecektir. Çocukların yukarıda bahsedilen durumlar sonucunda ciddi anlamda travmalar yaşama ihtimalleri vardır.
Ağzınıza sağlık beyhan hocam.mesala benim 10 yaşındaki oğlum şu anda herşeye sinirlenen bir yapıya bürünmüş.Biz büyükler onların ufacık dünyası kadar düşünemiyoruz.sizin bu yazdıklarınız.İnşallah boşanmış veya boşanma arefesinde olan kadınlar kin.intikam duygularını tatmin etmek için o küçücük yavrularımızı nasıl alet ettiklerinin farkına varırlar da akıllarıbaşlarına gelir yaptıkları hatanın farkına varırrlar.Bize tuttuğunuz ışık için.Teşekkür ederim.ı
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Bayhan Bey;
Size bir konuda danışmak istiyorum; babası kızımızı on beş günde bir cumartesi sabahından pazar akşamına kadar alıyor, artık ayrı şehirlerde yaşıyoruz, oldukça uzağız, babası aksatmadan geliyor.
Ancak kızımın genel psikoloji çok düzeldi biz taşındıktan sonra, daha fazla sosyalleştiği için olabilir, çünkü kuzenlerim,onların çocuklarıyla beraberiz sürekli; ayrıca pedagoga gidiyoruz,çok iyi gelmekte.
Bunların yanında şöyle bir sorunumuz artarak devam ediyor. Evden çıkarken; babasına gideceği zaman, çok ağlıyor, gitmek istemiyor,saklanıyor, babasını gördüğü zaman biraz devam etse de susuyor, onunla anladığım kadarı ile rahat, mutlu zaman geçiriyor, ama babası bıraktığı zamansa çok ağlıyor, bana gelmek istemiyor. Aynı şekilde iki hafta sonra babasının geleceği gün, önceden hazırlamamıza rağmen, bu sefer babasına gitmek istemiyor, çok fazla ağlıyor.
Pedagogumuz; babası ve onun ailesinin yanında çok şımartıldığını, bu yüzden bize geldiğinde daha disiplinli bir ortam olduğu için, babasının yanını; oyun yeri, eğlence yeri olarak görüyor, babasını da sevdiği için ayrılmak istemiyor, bizdeyken de benden ve alıştığı ortamdan ayrılıp, benim onu terkettiğimi düşünüyor olabileceğini söyledi.
Bunun dışında sinir krizleri, yeme bozuklukları vs yok oldu, hiç olmuyor artık.
Ben babasıyla iletişim kuramıyorum, sürekli tartışma-gerginlik çıktığı içinse sadece mail atıyorum artık. Maille kızımızın ayda iki kere bu stresi yaşamasının kötü olduğunu, bir yol bulup ortamı daha kolaylaştırmamız gerektiğini anlattım. Pedagogumuz; kızımı oturduğumuz evden, evin içinden 15-20 dk beraber zaman geçirdikten sonra almasının daha iyi olacağını,güven sorununu çözeceğini söylüyor.
Aynı şekilde dönerken de ; babasının eve bırakmasının ideal olacağını söylüyor. Ancak aradaki gerginlik yüzünden, evimize uzak bir parkta kızımı babasına teslim ediyorum, oradan alıyorum.
Babası bu konuda adım atmaya yanaşmıyor, aksi gibi gittikçe sertleşen cevaplar veriyor.
Babasıyla bu konuda da anlaşmamış mümkün değil.
Siz bu durum için başka ne önerebilirsiniz?
Çok teşekkür ederim.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Merhaba Sayın Akcurali,
Benim burada size söyleceklerim, sizin sadece yazı olarak anlattıklarınızla sınırlı olacaktır.Halbuki görüştüğünüz uzman sizi gerçek hayatta tanıyor, sorunlarınızı çok daha detaylı bir şekilde biliyordur ve çözüm önerilerini ona göre sunuyordur.Bu sebeple, benim söyleyeceklerim hem havada kalabilir- bilgi eksikliğinden dolayı- hem de bazı durumlarda kafanızı karıştırabilir.Eğer eski eşiniz çocuğunuzu götürdüğünüz pedagoga gelmiyorsa, bir şekilde onu da bu işin içine dahil ederek, eşinizin, çocuğunuzun yararını kendi öfkesinin önüne koymasına yardımcı olabilirsiniz.Size karşı tavır almışolan eski eşiniz, sizin her söylediğinizi geçmişte yaşananların doğrultusunda değerlendirip hiç düşünmeden reddebilir.Fakat, bir uzmanın değerlendirmesi, eşiniz tarafından ciddiye alınabilir.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba Sayın Akcurali,
Benim burada size söyleceklerim, sizin sadece yazı olarak anlattıklarınızla sınırlı olacaktır.Halbuki görüştüğünüz uzman sizi gerçek hayatta tanıyor, sorunlarınızı çok daha detaylı bir şekilde biliyordur ve çözüm önerilerini ona göre sunuyordur.Bu sebeple, benim söyleyeceklerim hem havada kalabilir- bilgi eksikliğinden dolayı- hem de bazı durumlarda kafanızı karıştırabilir.Eğer eski eşiniz çocuğunuzu götürdüğünüz pedagoga gelmiyorsa, bir şekilde onu da bu işin içine dahil ederek, eşinizin, çocuğunuzun yararını kendi öfkesinin önüne koymasına yardımcı olabilirsiniz.Size karşı tavır almışolan eski eşiniz, sizin her söylediğinizi geçmişte yaşananların doğrultusunda değerlendirip hiç düşünmeden reddebilir.Fakat, bir uzmanın değerlendirmesi, eşiniz tarafından ciddiye alınabilir.
Teşekkür ederm Beyhan Bey,
Ben elimden geldiğince yapıcı olmaya çalışıyorum ama herhangi bir adım attığım anda karakolluk oluyoruz artık. Dediğiniz gibi denemeye çalışacağım.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Tekrar Merhaba,
Aile Mahkemelerinde uzman kadrosuyla çalışan psikolog ve pedagoglar, birçok değerledirme sonucunda raporlarını yazıyorlar.Aile fertleriyle görüşme, genel halin değerlendirilmesi ve ortam değerlendirilmesi bunlardan sadece birkaçı.Çocuğunuzun gördüğünü söylediğiniz şiddet bir şekilde görüşme esnasında, ifade edilirse bu konu da rapora geçecektir.
İkinci konuya gelince, ben, şiddet mevzu bahis olduğu zaman her şekilde bunun yetkili mercilere bildirilmesi taraftarıyım.Şiddetin şakası olmadığı, her türlü fiziksel ve psikolojik gelişime zarar verdiği ve hatta çok daha ileri aşamalara kadar varabildiği için, bir şekilde önlemek gerekli.Çocuğunuz belki de, görüşme esnasında kendisi söylemek isteyecektir.Fakat o söylemese bile, sizin bunu ifade etmeniz çocuğunuzun geleceği açısından faydalı olacaktır.
Selamlarımla...
Sayın Beyhan merhaba,
Kızımın velayetiyle ilgili görüşmeler tamamlandı ve rapor mahkemeye sunuldu. Tahmin ettiğimden daha detaylı görüşmeler oldu .Önce benimle aile mahkemesinde, psikolog ve pedagogla birlikte bir görüşme yapıldı. Bir hafta sonra pedagog ve sosyal hizmet uzmanıyla benim evimde kızımla görüşüldü ardından kızımla babasının evindeyken görüşme yapıldı.Daha önce bahsetmiş olduğum kızıma da şiddet uygulandığı konusunu pedagog ve sosyal hizmet uzmanına anlattım ancak kızıma sorulduğu halde kabul etmemiş. Zaten bana bu konuda bir şey anlatmayacağını babasının bu nedenle kendisinden nefret edeceğini ve abisine davrandığı gibi davranacağından korktuğunu söylemişti ve görüşmede kendisine ne sözel ne de fiziksel şiddet uygulanmadığını söylemiş. Pedagog raporuna benim beyanım hiç yazılmamış, aksine benim annelik rolünü eski eşime olan olumsuz duygulardan ayrıştıramadığım yazılmış. Şiddeti uygulayan taraf, şiddeti uygulayıp bir kenarda dururken, ben oğlum ve kızım bu şiddetin etkilerini yaşarken, çocuklarıma şiddet uygulayan kişiye karşı olumlu duygular mı beslemem gerekiyordu? Sanırım ben şiddetin özellikle raporda yer almasının iyi olacağını ve bunun için kızıma özellikle sorulmasını isteyince klasik babaya karşı çocuklarını dolduran anne konumuna düştüm. Bu beni epey üzdü ama velayetin bana verilmesinin uygun bulunduğunun belirtilmiş olmasına çok sevindim. Biraz üzülerek de olsa bu faslı kapattığımıza sevindik. Kızıma raporda velayetin bana verilmesi uygun bulunmuş dediğimde 'oley' diyerek sevinmesi sevincimi daha da arttırıyor. Kusura bakmayın biraz detaya indim ama gelişmeyi aktarmak istedim sadece.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Anlattığınız duruma istinaden velayetin sizde kalmasına sevindim.Boşanma süreci kişileri çok zorlayan bir dönem.Kızınızın kendi dünyası içinde kendisince en doğru kararı verdiğini bilmelisiniz.Bu durum onun için çok daha zor, emin olabilirsiniz.Umarım bundan sonra sizin için herşey çok daha güzel olur.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Merhaba Beyhan Bey,
Eski eşimle evliliğimiz süresince saygısız tutumunu devam ettirdiği,fiziksel ve manevi şiddete aşırı yatkınlığı olduğu için ayrıldım.İkinci eşiydim ilk eşininde aynı nedenlerle ayrıldığını öğrendim.Evlilik birliği içindeki bir zaman diliminde çocuk sahibi olamayacağını söylediği halde ben hamile kaldım.Aldırmaya kıyamadım ve oğlumu doğurdum.Oğlum 3 aylıkkende yine bir şiddet girişimi nedeni ile de ayrıldık.Oğlumu 1,5 yaşına kadar hiç gelip görmedi mahkemenin takdir ettiği 150 Tl Nafakasınıda yatırmadı.Bir anne olarak çok üzüldüm fakat sürekli hakaret eder şekilde mesajlar attığı içinde arayıp adam gibi konuşamadım.Oğlu ile ilgilenmesi gerektiği hususunda haber yolladım.Babasız büyüsün incileri dökülmez cevabını aldım.Tam artık olayı hazmetmeye başlayıp kadere razı olurken görmek istediği yolunda cep telefonuma mesaj gönderdi,birlikte yaşadığı hanımla gelip göreceğini fakat ne beni ne ailemi istemediğini evede yaklaşmayacağını yakın bir yere bir başkası ile göndermem gerektiğini aksi takdirde görmeden gideceğini bildirdi.
Bende oğlunu bir kere görürse bu mantıksızlığı bitirir diye kız kardeşimle yakınlardaki bir cafeye gönderdim.Sonra her haftasonu görmek istedi.Her haftasonu güvendiğim birilerine rica edip istediği yerlere gönderdim.2-3 saatliğine...Sonra birlikte yaşadığı hanımı bana yollayacağını bundan sonra çocuğu ona teslim etmem gerektiği yönünde ultimatom gönderdi.Bende hanım bana geldiğinde diyalog kurdum güvenilir birine benziyordu 2 saatliğine teslim ettim babasıda üst sokakta bekliyordu.Fakat bebeğim 3 saatin sonunda inanılmaz kötü durumda eve geldi.Su diye ağlıyordu üstü çamur toprak içindeydi.alt bezi artık torba gibi olmuştu.Ve yanına verdiğim ne su ne süt içirilmemişti ve aşırı yorgundu.Bu arada babası hakaret smsleri atmaya,ultimatomlar vermeye devam ediyordu.
O saat tamam dedim bu kadar...Çocuğun kötü durumda eve geldiğini,bir babanında bebeğini görmesi için bu kadar ultimatom vermesi şart koşması,anneye bu kadar hakaret etmesinin de doğru olmadığını söyledim.Görmeyi arzu ediyorsan kapımdan adam gibi konunun muhattabı olan sen alırsın,bakamayacak durumda isende bebeğin bakımı gerektiğinde getirir bırakırsın ertesi gün tekrar alırsın.istersen hergün1-2 saat görürsün dedim.Hanım arkadaşınla dahi gelebilirsin dedim.Hanım arkadaşının durumuna bağlı olduğu cevabını aldım.Hanım ne zaman müsait olursa çocuğumu o zaman görürmüş.Sonrada seninle muhattap olacağıma hiç görmem büyüyüncede çocuğuma annen engelledi diye anlatırım diye kapadı suratıma telefonu gelmeyi yine kesti.
Ben ne yapayım?Çok çaresiz hissediyorum kendimi.....Ben mi yaşıyorum bunları,benim çocuğum bunları mı yaşayacaktı diyorum...kahroluyorum...
Diyorum acaba ses çıkarmayıp devam mı ettirseydim oraya gönder buna verleri ama çok küçük benim bebeğim kıyamıyorum ona..güvenemiyorum..o kadar hınçlı o kadar acımasız ki babası...zamanla geçer belki soğur hıncı ama ya bebeğime bu zaman içerisinde zarar gelirse?
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Merhaba Duygu Hanım,
Emin olun buna benzer şeyleri ne ilk siz yaşıyorsunuz ne de son yaşayan olacaksınız.Bu tarz bir durumda çocuğun ayrı kalan ebeveynle görüşmesinde esas olanın güven ve istikrar olması gerektiğini düşünüyorum.Eski eşinizin size karşı öfkeli ve kin dolu tavırları olabilir, ama çocuğunuzun bu duyguların altında ezilmesi onu çok olumsuz etkileyecektir.Yaşının küçük olması, çocuğunuzun olanı biteni algılmasına engel değil.Belki sizin gözünüzle gördüğünüz gibi olmasa da, emin olun çocuğunuz olanların farkına varıyor.
Bu durumda yapılabilecek şey, çocuğunuzu tam anlamıyla tanımadığınız üçüncü kişiler aracılığıyla babasına göndermek yerine, bir şekilde babasının kendisinin alması ya da sizin güvendiğiniz bir yakınınız vasıtasıyla belirli bir düzende alması ve görüşmesini sağlamak olabilir.
Eski eşinizin, bunu kabul etmesi sizin yararınıza değil çocuğunuzun yararına olacaktır.Belirli bir düzen oturtmadan, tanımadığınız kişiler vasıtasıyla görüştürmek yerine net bir tavır sergileyerek bir düzen oluşturabilme ihtimaliniz olabilir.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba Duygu Hanım,
Emin olun buna benzer şeyleri ne ilk siz yaşıyorsunuz ne de son yaşayan olacaksınız.Bu tarz bir durumda çocuğun ayrı kalan ebeveynle görüşmesinde esas olanın güven ve istikrar olması gerektiğini düşünüyorum.Eski eşinizin size karşı öfkeli ve kin dolu tavırları olabilir, ama çocuğunuzun bu duyguların altında ezilmesi onu çok olumsuz etkileyecektir.Yaşının küçük olması, çocuğunuzun olanı biteni algılmasına engel değil.Belki sizin gözünüzle gördüğünüz gibi olmasa da, emin olun çocuğunuz olanların farkına varıyor.
Bu durumda yapılabilecek şey, çocuğunuzu tam anlamıyla tanımadığınız üçüncü kişiler aracılığıyla babasına göndermek yerine, bir şekilde babasının kendisinin alması ya da sizin güvendiğiniz bir yakınınız vasıtasıyla belirli bir düzende alması ve görüşmesini sağlamak olabilir.
Eski eşinizin, bunu kabul etmesi sizin yararınıza değil çocuğunuzun yararına olacaktır.Belirli bir düzen oturtmadan, tanımadığınız kişiler vasıtasıyla görüştürmek yerine net bir tavır sergileyerek bir düzen oluşturabilme ihtimaliniz olabilir.
Beyhan Bey çok teşekkür ederim ilginize bu arada mailinize cevap veremiyorum yeterli sayıda gönderimim olmadığı için.duygudinç1@gmail.com adresi ile ilgili bölüme üye olmak isterim.Zaman zaman desteğe çok ihtiyaç duymaktayım.İyi niyetinize sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Alıntı:
PsikologBeyhan rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba Duygu Hanım,
Emin olun buna benzer şeyleri ne ilk siz yaşıyorsunuz ne de son yaşayan olacaksınız.Bu tarz bir durumda çocuğun ayrı kalan ebeveynle görüşmesinde esas olanın güven ve istikrar olması gerektiğini düşünüyorum.Eski eşinizin size karşı öfkeli ve kin dolu tavırları olabilir, ama çocuğunuzun bu duyguların altında ezilmesi onu çok olumsuz etkileyecektir.Yaşının küçük olması, çocuğunuzun olanı biteni algılmasına engel değil.Belki sizin gözünüzle gördüğünüz gibi olmasa da, emin olun çocuğunuz olanların farkına varıyor.
Bu durumda yapılabilecek şey, çocuğunuzu tam anlamıyla tanımadığınız üçüncü kişiler aracılığıyla babasına göndermek yerine, bir şekilde babasının kendisinin alması ya da sizin güvendiğiniz bir yakınınız vasıtasıyla belirli bir düzende alması ve görüşmesini sağlamak olabilir.
Eski eşinizin, bunu kabul etmesi sizin yararınıza değil çocuğunuzun yararına olacaktır.Belirli bir düzen oturtmadan, tanımadığınız kişiler vasıtasıyla görüştürmek yerine net bir tavır sergileyerek bir düzen oluşturabilme ihtimaliniz olabilir.
Aslında benim kafamı kurcalayan şudurki baba zaten ilgisiz muhtemelen çok da peşine düşmeyecek kendini geliştirmeyecektir.Oğlumun böyle bir sağlıksız ilgili durumunda veya ilgisizlik dönemleri içinde tamamen babanın psikolojik keyfiyetine göre yetiştirmek zorunda kalırsam ..ki böyle olacak...yaşadığı olumsuzluğu nasıl asgariye indiririm.Açıkçası sürekli pedagog desteği alacak maddi durumda şu an için sahip değilim...Kendim nasıl başedebilirim?
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Bu konuda yazılmış kitapları okuyarak ve sizin yaşadıklarınıza benzer olayları yaşayan diğer insanların yaşadıkları tecrübelerden yararlanarak bu zorlu dönemi atlatabilirsiniz.Bu dönemde kendinize olan inancınızı kaybetmemeye gayret etmenizi öneririm, çünkü bu inanca hem sizin hem de çocuğunuzun ihtiyacı olacak.Hoşçakalın.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
En çok çocuklar etkileniyor.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Merhaba;
Benim bu konuya benzer bir sorum olacak. Eşimin ilk evliliğinden 6 yaşında bir çocuğu var. Sorun şu ki, evliliğin resmi olmaması ve eşimin o dönemde çalışmadığı için sosyal güvencesi bulunmaması nedeni ile, her iki tarafın rızası ile çocuğun nüfüsu büyükanne ve büyükbaba üzerine yapılmış. Çocuk bu süreçte tamamen büyükanne tarafından büyütülmüş ve tüm ihtiyaçlarını da bir anne gibi karşılamıştır. Öz anne ise bu dönemde, intihar teşebbüsünden kaynaklı psikolojik sorunlarının tedavisi ile meşgul olmuş, nitekim sonrasında da "kariyer yapmak" sebebi ile çocuğunu terketmiştir. Söz konusu ayrılık gerçekleştikten sonra ise anne dilediği zaman çocuğunu görebilmiş. Ancak şu anda bu şahıs çocuğun kimliğinin üzerine geçirilmesi konusunda dava açmaya hazırlanıyor. Bu konuda 2 sorum olacak;
1. bu durumda öz anne-öz baba ve nüfusta kayıtlı bulunan büyükanne ve büyükbabanın herhangi bir şekilde ceza alma olasılığı varmıdır, varsa cazaların boyutu nedir?
2. Öz anne sabıkalı, geçmişte söz konusu çocuk kucağında iken intihar teşebbüsünde bulunmuş,vücudunun çeşitli yerlerinde kendin verdiği zararların izlerini taşıyan ve nasıl bir hayat sürdüğü belli olmayan bir bayandır. Bu durumda velayet davası açıldığı takdirde ne gibi bir sonuc olur.
Bu konuda fikirlerinizi ve yardımlarınızı rica ediyorum. Teşekkürler....
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
PsikologBeyhan Öncelikle size tesekkür ederim böyle bir konu acip,bizlerle bilgilerinizi paylastiginiz icin.
Ben Almanyada yasayan bir bayanim ve suan bosanma asamasindayim.
Cocuklarim bosandiktan sonrada bende kalacaklar, 5 ve 4 yaslarinda iki kizim var.
Büyük kizim okula baslayacak.
Bu durumdan cok etkileneceklerini biliyorum :(
ve sizinde yazilariniz yardimiyla bu konuda nasil daha az etkilenirlerse elimden geleni yapmaya calisacagim.
Tekrar tesekkürler bu paylasiminiz icin..
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Ben teşekkür ediyorum ilginiz için.Umarım sizin ve çocuklarınız için herşey yolunda gider.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
zor bir süreç çocuklar için
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Merhaba,
evli değilim, henüz düşünmüyorum da. Sebebi günümüzde kimseye güvenilmemesi..
Evlenip, 2 gün sonra olmadı boşanmak istemiyorum. Hele çocuk sahibi olup boşanmak hiç istemiyorum. (allahta göztermesin)
Etrafımda boşanan çiftleri ve çocukların durumunu görünce çok üzüüyorum. Hayatta asla kıyamadığımdır çocuklar.
Üstelik çocuk sahibi olmadığım halde..
Dediğiniz gibi anne - babaların o muhteşem duyguyu yaşayıp ardından da çocukları birbirlerine karşı koz olarak kullanmadı çok tuhaf geliyor.
Siz anlaşamadınız kabul de niye beraberliğiniz en güzel tek gerçeğini anne - baba ihtiyacından mahrum bırakıyorsunuz?
Niye onu aranızda eziyorsunuz? Birbirinize karşı dolduruyor ya da göstermiyorsunuz?
Aranızdaki çekişmelerden, dünyadan, kötülüklerden bir haber miniklerinizi kötülükle siz tanıştırıp, onları dipsiz bir kuyu içine atıyorsunuz?
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
mrb benim 8 aylık bi bebeğim var eşimle olaylı bi şekilde ayrıldık bebeğim onlarda vermediler pedegoglar bu hafta içi benimlede eşilede görüşüp evleri ziyaret edecekler. Eşim işsiz ben ise çalışıyorum sskgüvencemde var eşim beni darp etti darp raporlarım var bide alkolik bu durumda bebeğimi anne olarak pedegoglarında vereceği kararla alabilirmiyim avukatlarda alabileceğimisöylüyor içiniz rahat olsun deniliyorfakat bi terslikçıkarmı diye endişeleniyorum
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
8 aylık bir bebek hem fiziksel hem de ruhsal olarak annesine bağımlıdır.8 aylık bir bebeği çok ekstrem bir durum olmadıkça annesinden koparmak psikolojik anlamda bir felakete yol açabilir.Bu sebeple hem uzmanların hem de mahkemenin bu durumu gözardı edeceğini zannetmiyorum.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
peki hakime şimin bana3ay yaklaşmamıs konusunda karar çıkarttı bu karadave eşimin işsiz bide alkolik olması tabi darpolayı raporlu bi şekilde mevcut pedegogların kararlarında bu belgelerde önemli bi rol oynarmı bu pazartesi görüşcem pedegoglarla avuatımda bebeği tabikialırsın diyorlar ama işte verilecek kararlarda evin mt2 vb.özlellikleri önemlimi en önemlisi benim görüşüm bebeğim bana ihtiyacı var
anne sevgisine ve şefkatine hiç bi karar bu manevi gücü değiştirmezdiye düşünüyorum
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Medea komplexi -boşanmada art niyetli anne sendromu -ebevyne yabancılaştırma sendromu
medea komplexiyle veya pariental alienation syndrome ile ilgili hiç kimsenin çalışma yapmadığını farkettim . akademisyenlerin hiç ilgilenmediği ama toplumsal yara olarak bir çok vakaanın ardında gizli kalmış bir durumdur.bu konuyla alaklı çalışma grubu kurmak adına bilinirliğini artırmak bile yeterlidir.medea komplexi :yunan tragedyalarından epiclos un medea tragedyasından köken alan bir hastalıktır.kısaca aldatıldığını düşünen kadın (yıkık hüsran ve kızgın)eski kocasından intikam alabilmek amacıyla çocuklarını öldürerek ona gösterir.günümüz modern dünyasında anlamsız gelen bir çok davanın ardında bu komplexin paranoya ve histeriye ittiği kadınlar mevcuttur.özellikle boşanma davalarında büyük oranda kendini gösterir fakat boşanma davaları bittikten sonra da boşanma hükümleriyle alakalı gerek velayet gerekse nafaka bakımından boşanmada kötü niyetli anne sendromu olarak tanımlanan amerikan hukuk sisteminde canada hukuk sişteminde yeri olan bir vakanın köklerini oluşturur. DIVORCE RELATED MALICIOUS MOTHER SYNDROME Ira Daniel Turkat, Ph.D. (http://www.fact.on.ca/Info/pas/turkat95.htm ) örnek olarak verilebilicek bir sitedirboşanmada art niyetli anne sendomu işin maddi kısmında nafakayla alaklı art niyet sergilerken velayet kısmında yabancılaştırıcı rolune burunerek çocuk veya çocuklarını babaya karşı kışkırtmaya yabancılaştırmaya ve kullanmaya kalkar bu durumda çocukları ciddi bir duygusal tacize maruz bırakarak hırpalar ki bu durum travma sonrası stress sendromu olarak bilinecek ruhsal durumu doğurur.ülkemizde henüz yeni yeni şiddeti giderek artan bir çok davanın kökleri bu duruma kadar uzanır.duygusal taciz o kadar şiddetlenebilirki annenin babayı fabrikasyon (üretme/kurgu )bir cinsel istismar davasına dahi dönüştürebilir .bu duruma yabancı olan çocuk psikaytrları gerçek istismar veya kurgu istismar tanımlamalarının yapıldığı makaleleri okumamışlarsa uzun süren bu duygusal tacizin birer parçası olurlar ve mahkemeler uzadıkçada kötü niyetli anne sendomu başarılı bir yabancılaştırıcı olarak çocukların gözünde baba imajının yok edilmesi sağlanmış olur.boşanmada art niyetli anne sendoromunun en ağır şekli istismar suçlaması günümüz ülkemizde bir salgın gibi büyümektedir. hukuki ve tıbbı çalışmalar geri olduğundan bir çok vaka sürüncemede bırakılarak hem çocuk hemde babalar açısından maduriyet çok büyümüştür.işin ilginç yanı gerçek istrismar davaları bile bazen arada kaybolabilecek kadar hukuki vahemet bir hal almıştır. ülkemizde velayet kontrolu yapan herhangi bir resmi kurumun olmaması velayet sahibi annenin her türlü duygusal tacizine açık çocukları koruyabilecek bir mekanizmanında kurulamamasından çocuk hakları bakımından ciddi bir risk oluşturmaktadır.bu konuyla alakalı bir çok çalışma mevcuttur bunlardan bir kaçının sitesini veriyorum: http://www.fact.on.ca/Info/pas/walsh99.htm makaleler incelendiğinde olayın vahameti daha çok gözler önüne serilmektedir. http://www.fact.on.ca/Info/pas/gard01b.htmhatta işin daha ileriki aşamalarında adli tıp makaleleri işin ciddiyetini gözler önüne sermektedir.http://www.ipt-forensics.com/journal/volume2/j2_3_1.htm bu konulardan habersiz basma kalıp bir sistemle raporlar alınarak yaratılan bir çok mahkumiyetin vicdanları rahatsız eden kısmı işin uzmanı diye ortalara çıkan gerek akademik gerekse hukuk kısmını dolduran kişilerin aslında hayatlarında bir kaç makale okumaktan ve toplasanız üç makaleyi geçmeyen yayınlarla ortalarda dolanmasıdır.1985 yılında salem cadı davalarına benzetilerek tanımlanan bu hastalıklar 2011 türkiyesinde hala bilinmemekte birkaç insanın kişisel mücadeleleriyel tanımlanıp hukuk sistemi içine alınmaya çalışılmaktadır. bu konuda bu makaleleri çeviren arkadaşlarımın bu konu altında bu konunun madurlarına yardım edebilmek adına buradan yayınlamaya davet ediyorum. saygılarımla
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
sayın cem polatoğlunun baracuda turizm sahibi yaşadıklarını anlattığı bir makalesidir.bosanmısbabalar.com desteklenmektedir.
burada ebevybe yabancılaştırma direk olarak göze çarpmaktadır bir çok babada bu durumun mağduru durumundadır. hukukcu arkadaşların ve hekimlerin bu konuya alet olmaması temennisiyle....
BEN KAYBETTiM…
SENi SEViYOR(D)UM BABA ! yazısını okuyanlar hatırlar, medenice ayrılmıştık eşimden. İlk altı ay sütliman. Kız henüz iki yaşında. Artık onunla eskisinden daha çok ve daha kaliteli zaman geçirebiliyordum. Kısa sürdü balayı. Geri dönmeyeceğime inanan anne intikam fitilini ateşledi. Kızımı almaya gittiğim bir gün kapı yüzüme kapandı. Kızımı öyle “uluorta” göremeyeceğimi, bu konuda muhatabın artık “avukat” olduğunu söyledi. Bir sonraki ve daha sonraki kapı önü yalvarmalarım ve eş-dost tavsiyeleri fayda etmedi. Böylece yıllarca sürecek olan yüzlerce kez öz kızımı “haczetme” dönemi başladı.
Bu işlem, çek borçlusuna yapılan haciz işlemiyle aynı; önce adliyeye gidilir, ücret yatırılır. Sonra çalışan memurlara Pazar günü sizinle gelsin diye yalvarılır. Her konuda(!) anlaştığınız haciz memuru Pazar günü gidilip evinden alınır, adliyeye getirilir, oradan dava dosyası alınır. Daha sonra karakola gidilir, iki Polis memuru da oradan alınır. Çocuğun evine gidilir. Sağlam aldım-sağlam verdim yani teslim-tesellüm tutanağı düzenlenip memur, polis gözetiminde karşılıklı imzalanır. Sonra sırası ile polis karakola ve memur evine bırakılır. Anca bir alışveriş merkezine adım atılır. Annesinin verdiği sipariş listesi kan-ter içerisinde bitirilir. Paket fast-foodlar arabada yenir. Çünkü; memuru evinden, polisi karakoldan alıp 17:00’da kızımı teslim etmeliyim, aksi takdirde bu „çocuk kaçırma“ya girer ki bu konuda davalarım vardır. Oysa defalarca kızımı evde bulamadım ancak bir kez bile dava açmadım.
Seneler çabuk geçiyor;
5 Yaş; Beraberken son derece mutlu olan kızım annesinin her telefonunda adeta işkence görüyor ses tonunda konuşmaya başladı.
6 Yaş; Her buluşmamızda“18 yaşına gelince soyadımı değiştireceğim.” demeye başladı.
7 Yaş; Eskisine göre daha uzunca bir alışveriş listesi var. Siparişlerin çoğu da bir çocuğun kullanmayacağı objeler. Ör. Tığ, Tuval, ithal boncuklar v.s.
8 yaşından itibaren kızımdan hakaret işitmeye başladım. Şambaba, İskele babası v.s.
9 Yaş; Maziye dönük ilginç hikayeler anlatmaya başladı. Ör. Henüz kundaktan yeni çıkmış kızım yaşamışcasına annesini vahşice nasıl dövdüğümü(!) anlatmaya başladı. Detaylar şöyle; Kızım elinde şeffaf kiraz kasesi ile kırmızı berjer koltukta otururken gece 02:00 de sarhoş olarak eve gelen bendeniz annesini sille tokat dövmüşüm! Dudaklarından kanlar akan annesi şevkatle kızına sarılarak “Sen ağlama kızım, bir gün kurtulacağız bu kötü adamdan.” demiş bizim bir yada birbuçuk yaşındaki “Ayşecik”e. Bizim Ayşecik kundağından kalkarak “sen üzülme anneciğim, ben çalışır sana bakarım.” dedi mi? orası meçhul.
10 yaş; Yeniden evlendim. Kardeşi doğdu. Kadın panikledi. Sanırım “yedek geldi” sandı. Kızım her gün bizde. Mutluluğun resmi bu olsa gerek. Bir yanda oğlum, diğer yanda kızım. Bakarken gözlerim yaşarıyor. Tek üzüntüm, evde otomatik olarak kaydolan telefon konuşmalarından dinlediğim kadının kızıma şimdiki eşim hakkında söyledikleri.
11 Yaş; Kadın bir oğlum oldu diye kızımı boşlamayacağıma inandı. Dişler tekrar meydanda. Yine göstermiyor kızımı. Ben de bu yaşından sonra kızımı polis gücü ile haczetmek istemiyorum. Bir kere denedim; Pişman oldum.
12 yaş; Kadının bir sevgilisi oldu. Evet evet.. Vallahi. O bana kızımı göstermeyen kadın, adeta kızımı bana bıraktı hatta terk etti. Öyle ki Şubat’ta Mısır, Haziran’da 10 gün Yunan adaları ve Ağustos’ta full Avrupa turlarına çıktık ailece. Hacizle bir kaç saat görebildiğim kızımı 6 ay sürekli gördüm, haftalarca bende kaldı. O mutlu, ben mutlu, oğlum mutlu. Biz mutlu olduğumuz için eşim mutlu. Kadın da mutlu, artık sevgilisi var. Yaşasın. 6. ayın sonunda adamdan ayrıldı. Silah (kızım) tekrar fora.
13 yaş; Sponsor olacağım bir adam arıyorum. Neyse parası vereceğim. Düğünlerini yapacağım, balayına yollayacağım, maaşa bağlayacağım, hatta ev alıp (ama Ekvador’da) içini döşeyeceğim. Yok-yok-yok!
14 yaş; Senede bir veya iki kez görüşmeye başladık. Artık kızım tarafından da doldurulan kalınca bir alışveriş ve temel fikir başkasından gelse de daha bilimsel bir hakaret listem var. Mesela şambaba gitti, “biyolojik veya sperm baba” geldi.
15 yaş; Büyümüş. Buluşmamız sadece para, alışveriş veya yurtdışı izni için gereken muvafakatname nedeniyle. Gerçi kardeşini çok sevdiğini söylüyor ama görmek için hiçbir çaba sarf etmiyor. Yılda bir-iki kez görüşsek de, ne yaparsam yapayım kavgasız tek bir buluşmamız geçmiyor. Konuşmaların seyri şöyle;
- Nasılsın kızım?
- Sana ne?
- Kardeşin ilkokula başladı
- Bana ne?
- Bağırma kızım herkes duyuyor
- Kime ne?
- Bir şeye ihtiyacın var mı?
- Seni ilgilendirmez
- Okul nasıl gidiyor?
- Yeni mi aklına geldi? v.s.
16 yaş; Hakaretler daha da felsefi. Alt tarafı “Senden baba olmaz.” diyecek, ancak son okuduğu 4 kitabın özetine bir Sokrates, iki Descartes ekleyerek. Ayrıca “Şunu şöyle yapsan daha iyi olur.” mu dedim? Eyvaaah!… Sen kimsin ki?, Sen bana karışamazsın?, Sana soran mı var), konuşma! v.s.
17 yaş; Son buluşmamız. Görüşmeyeli sadece bir sene geçti. Karşımda uzun boylu, zarif ve çok güzel genç bir kız var. Fönlü saçları, trendy kıyafeti, hafif makyajı ile modern, göz alıcı bir genç kız. Ama ben “o kız” ın sadece adını ve doğum tarihini biliyorum. Onu da bir zamanlar facebook şifremde kullanmıştım.
Bir gün istemeden ağzımdan böyle çıktı laf; ”O kız…”.
Bir baba, hem de kızını canından çok seven, özlemini her an kalbinde, beyninde, hücrelerinde hisseden bir babanın istemsiz çığlığı bu olsa olsa...
Ancak arada o kadar boşluk var ki, “O”nun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bilmeme, tanımama, koklamama, bağrıma basmama müsaade edilmedi. Bakkalın çırağını, kapıcının kızını, kimse alınmasın ama ablamın köpeğini daha çok tanıyorum. Ama benim kızım ne yer, ne içer, ne sever, neyi sevmez, hobileri, fobileri nelerdir, ayakkabı numarası, boyu kaçtır, alerjisi var mı?… ve binlerce cevabını bilemediğim soru.
Emek veremedim kızıma, hasta iken başında duramadım, ilk yazısını, ilk karnesini göremedim, birlikte ders çalışamadım. Benden tek istedikleri para idi, hem de doğmamış torunlara yetecek kadar. Aldılar, alıyorlar, alacaklar. Ancak para geleceğe değil sıfır arabalara, seyahate, dekorasyonlara gömüldü.
Allah evlat acısı vermesin derler. Evlatlarını kaybedenleri anlamam mümkün değil. Peki benim gibi evladını ölmeden kaybedenleri kim anlar? Kim “var ama yok” olan evladımın yüreğimde hissettiğim acısını tarif edebilir bana? Önce bir insan sonra bir baba olarak yıllardır irdeliyorum, kızıma özlemin yakıcılığını daha az hissetmek için duygularımın adını koymak istiyorum, bulamıyorum bu acının adını, yapamıyorum tarifini. Tek bildiğim, yaşadıklarımdan asla vicdan azabı ve pişmanlık duymadığımdır. Ama ya kızım pişmanlık duyarsa...
Ne olursa olsun ben bir babayım ve kızıma olan duygularım, özlemlerim, aşkım asla bitmedi, bitmeyecek de...
Sonuç;
Artık kızımla görüşmüyoruz. Ben kaybettim. Kızımla bir kez bile dans edemeden, baş başa bir kadeh şarap tokuşturamadan, elinden bir fincan kahve içemeden, bana erkek arkadaşını anlatamadan kaybettim. Başı sıkıştığında kapımı çalmadan, omzuma yaslanmadan, erkeklere, kadınlara, hayata dair konuşmadan, tek bir nasihat veremeden, bir kez dahi babacığım cümlesini duymadan, en kötü anlarında, hata yapsa da, hakaret etse de karşılıksız koşulsuz hep yanında olacağımı, onu çok sevdiğimi ve hep seveceğimi söyleyemeden kaybettim.
Bu yarışı ben kaybettim. Kızımı benden uzaklaştırmak isteyen, göstermeyen, yıllarımı mahkemelerde süründüren annesi ise kazandı.
Peki, benden başka kaybeden oldu mu?
SENi SEViYOR(D)UM BABA yazısı için tıklayınız http://www.cempolatoglu.org/maksatmu...dum%20BABA.htm
Sevgilerimle
Cem Polatoğlu diğer yazıları için tıklayınız
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2011; 3(3):466-482
© 2011, eISSN:1309-0674 pISSN:1309-0658
Çevrimiçi adresi / Available online at: www.cappsy.org/archives/vol3/no3/
Çevrimiçi yayım / Published online 18 Haziran / June 18, 2011
Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
Parental Alienation Syndrome
Fuat Torun1
1 Dr., Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul
ÖZET
Çocuğun bir ebeveyn tarafından diğer ebeveyne karşı bilinçli ve programlı bir
şekilde yabacılaştırılması çocukların velayetleri konusundaki çatışmalarda sıkça
görülen bir durumdur. Yabancılaştırmanın en önemli belirtisi çocuğun diğer
ebeveyne karşı haksız bir şekilde iftira kampanyasına maruz bırakılmasıdır. Bir
ebeveynin yönlendirmesi ve çocuğun iftira kampanyasına katılımı ile hedefteki
ebeveyne karşı bir beyin yıkama süreci gerçekleşmektedir. Birçok araştırmacı
çocuklardaki bu yabancılaşmaya ebeveyn yabancılaştırma sendromu kavramını
kullanmaktadır. Buna karşın bu kavramın geçerliği üzerindeki tartışmalar
halen devam etmektedir. Bu makalede sağlık alanında çalışanlara ebeveyn
yabancılaştırma sendromunu tanıtmak, belirtilerini ve ayırıcı tanısını ortaya
koymak, geçerliği üzerindeki tartışmaların aktarılması amaçlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: yabancılaştırma, ebeveyn, istismar, çocuk
ABSTRACT
Children who have been programmed by one parent to be alienated from the
other parent are commonly seen in the context of child-custody disputes. Its
primary manifestation is the child’s campaign of denigration against a parent,
a campaign that has no justification. It is said to result from a combination of
a programming (brainwashing) parent’s indoctrinations and the child’s own
contributions to the vilification of the targeted parent. Many evaluators use
the term parental alienation syndrome to refer to the disorder engendered in
such children. However, there is significant controversy going on about the
validity of parental alienation syndrome. The purpose of this article has been
to describe and help to differentiate parental alienation syndrome and abuse
for mental health professionals working in the field, and discuss the arguments
about the validity of this syndrome.
Keywords: alienation, parental, abuse, children
467 Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
lkemizde boşanma oranları her geçen gün artmaktadır. Türkiye İstatistik
Kurumu verilerine göre 2009 yılında 591.742 evlenmeye karşın
114.162 boşanma gerçekleşmiştir.[1] Boşanma süreci eşler ve çocuklar
üzerinde önemli derecede sosyal ve psikolojik etkiler meydana getirmektedir.[
2] Boşanmayla ilişkili ya da ilişkisiz birçok aile içi şiddet olayıyla karşılaşılmakta
ve sorunlar doğru analiz edilmediğinden birçok dram göz ardı edilmekte
gün yüzüne çıkmamaktadır. Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu (EYSParental
Alienation Syndrome) olarak literatürde bildirilen durum ise son
çeyrek yüzyılda araştırmacılar tarafından ortaya atılmış ve klinik özellikleri ve
sonuçları tanımlanmıştır. Günümüzde kimi boşanma davalarından hemen
sonra başlayan EYS sürecinde, ebeveylerin biri yabancılaştırıcı rolüne bürünerek
çocuğu diğer ebeveyne karşı kışkırtmaya yabancılaştırmaya ve
kullanmayabaşlar. Bu durum çocukları ciddi bir duygusal tacize maruz bırakır
ve çocuklarda diğer ebeveynin imajının yok edilmesinden depresyona, travma
sonrası stres bozukluğuna (TSSB) ve birçok ruhsal rahatsızlığa neden olabilir.
Durum daha da kötüleşerek diğer ebeveyne karşı açılan cinsel istismar davalarına
dönüşebilmektedir.[3]Boşanma davalarında velayetle ilgili olarak ya da
velayetten bağımsız olarak mahkemeler Adli Tıp Kurumu ya da alandaki
psikiyatristlerden görüş istemekte bu konu ile ilgili yeterince farkındalık olmadığı
içinde yanlış tanı ve raporlar sonucunda diğer ebeveynin mağduriyetine
neden olabilmektedir. Yanlış raporlamanın ana nedenlerinden birisi de
çocuğu muayeneye yabancılaştıran ebeveynin getirmesi, hedefteki ebeveynin
ise başlangıçta suçlu imiş gibi algılatılmasıdır.[4]
EYS’ye DSM-IV’de yer verilmemiş olması ve bu sendromun farklı adlarla
tanımlanması nedeni ile alanda çalışan ruh sağlığı profesyonelleri, bilirkişi
olarak görev yapan adli tıp uzmanları ve yargıç ve savcılar tarafından yeterince
tanınmamaktadır. EYS ile ilgili yurtdışı yayınlar giderek artmakta bu sayede
hukuk ve tıp çevrelerinde EYS ile ilgili farkındalık oluşmaktadır. Bununla
birlikteebeveyn yabancılaşmasının bir sendrom olmadığına yönelik tartışmalar
da sürmektedir. Ülkemiz psikiyatri literatüründe ise bu konu ile ilgili çok az
sayıda yayın bulunmaktadır.[3] Ayrıca ulusal ve yerel psikiyatri kitaplarında
bu konu tartışılmamıştır. Öte yandan bu tanının geçerliğine ilişkin ciddi sorgulamalar
ve itirazlar sıkça dile getirilmektede, bu tanının para peşindeki avukatlar
ve doktorlar tarafından uydurulduğu da ileri sürülmektedir.
Bu gözden geirme yazısında EYS’ye dikkat çekmek, EYS tanısının geçerliliğine
yönelik tartışmaları vurgulamak, olası klinik özelliklerini belirtmek ve
ruh sağlığı ve adli bilimler alanı çalışanlarında EYS’ye yönelik farkındalık
oluşturulması hedeflenmiştir.
Ü
Torun 468
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
Tanımı
Tarihsel olarak bakıldığında EYS’nin köklerini mitolojide bulmak mümkündür.
Mitolojide bu durum Medea kompleksi olarak da ifade edilmektedir.
Yunan tragedyalarından Evripides’in yazdığı Medea Tragedyasında bahsedilen
Medea’nın ruhsal durumuyla özdeşleşerek “Medea Kompleksi” olarak tanımlanan
kadının kıskançlık ve adanmışlıkla intikam arzusundan köken alan bir
hastalıktır.[5] Kısaca aldatıldığını düşünen kadın eski kocasından intikam
alabilmek amacıyla çocuklarını öldürerek ona gösterir. Buradaki öldürme
eylemi modern dünyamızda sembolik bir anlam taşımaktadır ve ölümle eş
durma, unutturma anlamındadır. Yani boşanmada art niyet sergileyerek, bir
ebeveyn bilerek veya bilinçaltı bilmeyerek çocukları diğer ebeveyne karşı duygusal
tacize maruz bırakır ve bir ebeveynden yabancılaşmasına neden olur.
İlk olarak, EYS davranışları 1949 yılında psikoanalist Wilhelm Reich tarafından
tanımlanmıştır.[6] Daha sonra, çocukta bir ebeveyne karşı oluşan yıkıcı
ve yabancılaşmış davranış biçimleri çeşitli ruh sağlığı uzmanlarınca gözlemlenmiştir.[
7-9] 1976 yılında, Wallerstein ve Kelly [10] boşanmış aileleri takipleri
sırasında “patolojik yabancılaşma” ismini verdikleri klinik bir durumu
tanımlamışlardır. Boşanma sonrasında bir ebeveyn ile yaşayan çocuğun mantıksız
bir biçimde diğer ebeveyni reddetmesi, diğer ebeveyni görmeye veya
bağlantı kurmaya karşı direnç göstermesi şeklinde yabancılaşmadan söz etmişlerdir.
Wallerstein ve Kelly bu davranışı ebeveyn ve çocuğun ayrılma sürecindeki
dinamiklerinin bir sonucu olduğunu belirtmiş daha sonra ise bu fenomeni
tanımlamak için “acı duygular uyandıran-kaotik” (embittered-chaotic)
terimlerini kullanmışlardır.[11]
Daha sonra yayınlanmış birçok makalede bir ebeveynin diğer ebeveyn ile
ilgili çocuğun duygu ve inanışlarında “maksatlı” manipulasyonu incelenmiş
birçok yazar bu durumu farklı tanımlar ile ifade etmişlerdir.[12-15] Bu tanımlar
arasında “ebeveyne karşı yabancılaşma”, “ebeveyn yabancılaştırma sendromu”
ve “çocuğun yabancılaşması” sayılabilir. Ebeveyn yabancılaşması ile ilgili
tek bir tanımın olmayışı bu durumun etiyolojisi, yabancılaşma dinamiklerinin
özellikleri ve olgu formülasyonu ile ilgili güçlüklerin oluşmasına neden olmaktadır.
DSM-V’te bu durumun daha net olarak ifade edilmesi ve bir “sendrom”
olarak tanımlanması noktasında çalışmalar bulunmaktadır. EYS ile ilgili literatürde
ampirik çalışmalar bulunsa da konunun bilinmeyen yönleri ile ilgili
yapılacak yeni çalışmalara gereksinim vardır. Literatürdeki yayınlardan sonra
günümüzde EYS’nin varlığı yargıçlar, savcılar ve ruh sağlığı çalışanları tarafın469
Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
dan daha fazla bilinmekte, gerek mahkemelerde gerekse de bu tür olguların
tedavilerinde daha dikkatli olunmaktadır.[16]
Bu süreçte, Gardner[17] çatışmalı evlilikler ve boşanmış ebeveynler ile çalışmaları
sonucunda elde ettiği klinik deneyimlerinden yararlanarak 1985
yılında yabancılaşmanın dinamiklerini tanımlamış ve “Ebeveyn Yabancılaşma
Sendromu-EYS” adını vermiştir. EYS, boşanma sonrasında bir ebeveynin
diğer ebeveyne karşı çocuklarına karşı yürüttüğü sistemli bir beyin yıkama
süreci olarak tanımlanabilir.[18] Gardner, EYS’yi bir ebeveynin diğer ebeveyne
(hedefteki ebeveyn) karşı bilinçli veya bilinçdışı bir şekilde çocuğun beyninin
yıkanması ve çocuğun hedefteki ebeveyne iftira atması ve yabancılaşması
olarak tanımlamıştır. Gardner,[8] EYS’e ait sekiz özellik olduğunu bildirmiştir.(
Tablo.1)
Tablo.1. Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromunun Özellikleri [8]
Hedefteki ebeveyne karşı iftira kampanyası
Hedefteki ebeveyni reddetmek için çocuğa tutarsız, mantıksız, zayıf ve saçma bir
mantığa sürükleme
Çocuğun yaşantısı ve gelişimsel süreci ile tutarsız ifade, terim ve senaryolar üretilmesi
Çocuğun ebeveynlerine karşı ambivalan duygularının eksikliği
Hedefteki ebeveynin ret kararının çocuğun kendisi tarafından verildiği iddiası
Çocuğun yabancılaştıran ebeveyne karşı koşulsuz otomatik desteği
Çocukta belirgin bir suçluluğun olmaması
Hedefteki ebeveynin geniş ailesine karşı yayılan kin ve nefret duyguları
Gardner, EYS’nin tanı konabilir bir rahatsızlık olduğunu ve hafif, orta ve
şiddetli formlarının olduğunu ifade etmiştir.[19] EYS’nin hafif formunda
çocuk hedefteki ebeveyne karşı saygısız davranır ve hedefteki ebeveyne karşı
olumsuz davranışlar sergiler. EYS hafiften orta ve şiddetli formlara ilerledikçe
bu karşıtlık iftira kampanyasına dönüşmektedir.[19] EYS tanısı konan çocuklarda
tipik olarak sekiz belirti görülmekte iken, hafif formlarında bu belirtilerin
tümü görülmeyebilir.[19] Gardner başlangıçta çocuğu sistematik bir şekilde
yabancılaştıran ebeveynin sıklıkla anne olduğunu ifade etmesine karşın,
babanın da yabancılaştırma sürecinde yer aldığını belirtmiştir.[13]
EYS’nin literatürde tanımlanması ile birlikte, bazı istismar olgularında
ebeveynler EYS olduğunu iddia ederek bilinçli bir manipülasyon uygulamışlardır.
EYS ile ilgili çalışmaların artması ile birlikte EYS ve istismar ayrımı
daha belirgin olarak yapılmaya başlanmış ve bu konu ile ilgili çalışanlar taraTorun
470
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
fından istismar ve EYS ayırımının yapılabilmesi için bir kılavuz yayınlanmıştır.[
4] İstismar ve çocuğun ihmal edilmesi durumlarında EYS tanısının geçerli
olmayacağı vurgulanmıştır.[4] Bu kılavuza göre EYS tanısı alan çocukta Tablo.
1’de gösterilen EYS’nin sekiz özelliği görülür. İstismara uğramış bir çocukta
ise DSM-IV’te tanımlanan TSSB belirtilerinin tümü ya da bir kısmı görülür.
EYS olan çocuklarda bu belirtiler nadiren görülmektedir. Tablo.2’de istismara
uğramış bir çocukta görülen belirtiler aktarılmıştır. Bu belirtilerin tümü ya da
bir kısmı görülebilir. Bu belirtilerde görüleceği gibi fiziksel ya da cinsel olarak
istismara uğramış ya da çeşitli biçimlerde travmaya maruz bırakılmış bir çocukta
travma ile ilişkili belirtiler daha ön planda görülmektedir. EYS belirtileri
ise daha az sıklıkta görülmekte ve baskın belirtiler olmamaktadır.
Tablo.2. İstismara Uğramış Bir Çocukta Görülen Ruhsal Belirtiler [4]
Travma ile ilgili zihinsel uğraşı
Travmatik olay sanki yeniden yaşanıyormuş gibi davranma ya da hissetme
Çözülme (disosiasyon)
Bedene yabancılaşma (depersonalizasyon)
İnsanlardan uzaklaşma ya da yabancılaşma
Duygulanımda kısıtlılık
Yaratıcılıkta azalma ve hayal oyunları
Travmaya özgü rüyalar
İstismarla suçlanan kişiye benzeyen kişilerden korkma
Aşırı uyarılmışlık
Aşırı irkilme tepkisi verme
İstismara uğranan yerden ya da evden uzaklaşma
Geleceğe ilişkin karamsarlık
Bu kılavuzda EYS uygulayan ve çocuğu istismara maruz bırakan ebeveynler
arasında görüşmeler sırasında bazı gözlemlenebilir farklılıklar olduğu ve
bunun da bu tanıları koyarken bilinmesi gerektiği vurgulanmıştır.[13] Yabancılaştıran
ebeveynler muayene eden kişi ile genellikle işbirliğine açık değildir
ve çocuklarına karşı uyguladıkları bazı yanıltıcı taktikleri muayenede de uygulayabilirler.
Genellikle hedefteki ebeveynin tarafsız bir kişi tarafından birlikte
muayene edilme isteklerini geri çevirir, bunun yerine aldatıcı tekniklerine
kolayca kanabileceğini düşündüğü ya da tecrübesiz olduğuna inandığı birine
muayene olmayı tercih ederler. Kurgularına uygun bir şekilde çocuğu travma
yakınması ile tedavi ettirmeye başlayıp klinisyende travmaya ilişkin bir izlenim
bıraktıktan sonra gerek klinisyenin yönlendirmesi gerekse de planın bir parçası
olarak hedefteki ebeveyne karşı çeşitli adli süreçler başlatılabilirler. Bu ebeveyn
471 Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
genellikle muayene etmesi için seçtiği klinisyeni her iki ebeveyni de detaylı
değerlendirme ve çocukla birlikte kapsamlı görüşme konusunda olumsuz
etkileyebilir. Hedefteki ebeveyn ise tarafsız ve bu konuda yeterli olduğunu
düşündüğü kişiye muayene olma konusunda çabalamakta ve mali fedakarlıktan
kaçınmamaktadır. Diğer ebeveyn ise bu isteğe şiddetle karşı çıkar.[4]
İstismar uygulayan ebeveyn ise tarafsız bir kişi tarafından muayene edilme
konusunda tamamen isteksizdir ve muayene randevu taleplerine karşı direnç
sergilemektedir. İstismara tanık olan ebeveyn ise tam tersi yönde bir çaba
sergilemektedir. EYS mağduru ebeveyn ve çocuğun istismarına tanık olan
ebeveynin tarafsız biri tarafından muayene edilme yönünde talepleri oldukça
fazladır ve işbirliğine yatkındır.[4]
Çocuklarını yabancılaştıran ebeveyn, bilinçli ve programlı bir şekilde hedefteki
ebeveyni suçlamakta zaman zaman da bu ithamlar sanrı düzeyine varabilmektedir.[
4] İthamların hangi düzeyde kalacağı, kişinin kişilik özellikleri,
kişide psikiyatrik bir tanının olup olmaması kişinin geçmiş travmatik yaşam
olayları gibi etkenler tarafından belirlenmektedir. Kimi zaman inanması oldukça
güç ve saçma iddialarda bulunulabilir ve hedefteki ebeveyne cinsel
istismar konusunda suçlama yapılıp, velayet davalarında ya da ceza davalarında
bu suçlamalar kullanılmak istenebilir.[3] Hedefteki ebeveyn değerlendirme
sürecinde daha nesnel olabilmekte ve suçsuzluğunu ispat etmeye çabalar, bu
süreçte ise gerek maddi gerekse de manevi olarak ağır bir yükle karşılaşabilir.[
3] Buna karşın istismar uygulayan ebeveyn ise benzer bir şekilde yalan ve
ithama başvurabilmektedir. Reddetme, temel bir savunma mekanizması haline
gelebilmektedir.[4]
EYS de aktif ve üzerinde düşünülmüş bir süreç yaşanabileceği gibi pasif ya
da gizli bir süreç de yaşanabilir. Aktif bir süreçte, çocuk iftira kampanyasına
bilinçli bir şekilde maruz bırakılmakta ve hedefteki ebeveyn ile ilgili yanlış
bilgiler çocuğun beynine yerleştirilmektedir. Gizli manevralarla yaşanan süreçte
de benzer bir amaç vardır. Hedefteki ebeveyne karşı eleştiriler gittikçe artmakta
ve saçma ve mantık dışı bütün eleştiriler çocuğa kabul ettirilmektedir.[
4] Birçok olguda hedefteki ebeveyn ile çocuk ilişkisi bütün bir yaşam
boyunca kopabilmektedir.
Çocuğun Velayeti Mücadelesindeki Rolü
Çocuğu diğer ebeveyne karşı yabancılaştıran ebeveyn, çocuğun ruhsal durumunun
bozulması pahasına bu süreci mutlak kazanılması gereken bir savaş
olarak algılayabilir. Savaş stratejisi ise hedefteki ebeveyn ile çocuk arasındaki
Torun 472
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
bağı koparıp zafer kazanmaktır.[20] Gardner’e göre EYS çocukları öfkeli yabancılaştıran
ebeveynin kuklalarıdır. Bu çocukları piyon olarak görmek yerine,
iyi bir anoloji ile ebeveynlerin çatışmasında daha güçlü bir silah olan saldıran
vezir, fil veya kale olarak görmek gereklidir.[8] Yabancılaştıran ebeveynin
diğer etkili silahları ise zaman ve mesafedir. Hedefteki ebeveynin olmaması ile
geçen zaman çocuk-hedefteki ebeveyn ilişkisini katılaştırır. Ebeveynden ayrı
geçirilen zaman ve farklı yerlerdeki yaşam aradaki mesafeyi daha da artırır.
Çocukla zaman geçirememe ve mesafe nedeni ile hedefteki ebeveyn iddialara
karşı kendini savunamaz hale gelir.[20] EYS çocukları yabancılaştıran ebeveynin
ördüğü çevrede düşmanca agresif bir yetiştirilme tarzı ile baş başa kalır. Bu
tarz yetiştirilme çocuklardaki EYS’yi şiddetlendirir. Hedefteki ebeveyn ile
telefon konuşmaları engellenir. Hedefteki ebeveynin aile bağları da hedefler
arasındadır, resimler yasaklanır ve bütün ilişkileri, hatta hedefteki ebeveynin
kendisi neredeyse yok sayılır.[20]
Yabancılaştıran Ebeveyn-Çocuk İlişkileri
Anne, baba, üvey anne, üvey baba, büyükanne-büyükbaba yabancılaştırıcı kim
olursa olsun her zaman hedefte bir ebeveyn vardır. Evliliğin sonlanması sonrası
yaşanılan yerin dışında başka bir yere yerleşim, finansal durumdaki değişiklikler,
çocuğun velayeti ve diğer ebeveyn ile görüşme günleri konusundaki
zorlamalar yabancılaştıran ebeveyni de tüketebilir. Yabancılaştıran ebeveynde
ayrıca yüksek oranda bağımlı olma ihtiyacı gelişebilir, sağlıksız ilişkilere yönelebilir
ve çevre ile kuracağı ilişkilerde tutarsızlıklar gelişebilir. Bu bireyler iyi
bir kendilik algısı oluşturabilmek için başkalarına ihtiyaç duyarlar. Çocuklar
ise yabancılaştırıcı ebeveynin iyi bir kendilik algısı oluşturabilmesi için vekil
görevi görürler. Zamanla, çocuğun nesne ilişkileri sağlıksız olmaya ve kendilik
algısının kaybolması söz konusu olmaktadır.[20]
Kırk EYS yaşamış kişi üzerinde yapılan bir çalışmada çocuğu hedefteki
ebeveyne yabancılaştırmak için 33 strateji tanımlanmış, en sık uygulanan
stratejiler arasında kötü sözler söylemek, ilişkiyi sınırlamak, sevgi azlığı ve öfke
olduğu vurgulanmıştır.[21] Yabancılaştıran ebeveyn ve çocuk arasında bir ağ
oluşmakta ve bize, biz ve bizim kelimeleri yaygın olarak kullanılmaktadır.[20]
Çocuğu hedefteki ebeveyn ve geniş ailesinden yalıtan yabancılaştırıcı bir çevrede
çocukta duygusal bağımlılık ve çeşitli korkular oluşmaktadır.[22] Yabancılaştıran
ebeveyn, hedefteki ebeveyni asla sevemeyecek ve sağlıklı ilişkiler
kuramayacak biri olarak suçlamaktadır. EYS’yi saptayabilmek için evlilik son473
Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
lanmadan önceki hedefteki ebeveyn ve çocuk ilişkisini değerlendirmek gereklidir.[
23]
Hedefteki Ebeveyn
EYS ebeveynlerin korkulu rüyası olabilir. Evlilik kaybının yarattığı hüzün
çocuk ebeveyn ilişkisinin kaybolması ile daha da şiddetlenmektedir. Hedefteki
ebeveyn çocuğun kutuplaşmış davranışı karşısında dehşete düşmekte ve “çocuğumu
kaybettim, bu nasıl mümkün olabilir” şeklinde sorularla baş başa
kalabilmektedir.[20] Hedefteki ebeveyn kendi çocuğu tarafından yaşatılan bu
acıyla nasıl başa çıkabileceğini merak edebilir. Bununla başa çıkabilmenin
anahtarı ise telefon, mesaj, mektup, kart veya elektronik posta yolu ile çocukla
iletişim halinde olmaktır. Hedefteki ebeveyn düzenli bir şekilde çocuktaki
geçmişe dair hatırlanabilir anıları canlı tutmaya çalışmalıdır. En kötü durumlarda
bile ebeveyn çocukla ilişkisini bir şekilde sürdürebilmelidir ki, yabancılaştıran
ebeveynin oluşturacağı hedefteki ebeveynin çocuğu sevmediği algısını
kırabilsin.[20]
Duygusal İstismar ve EYS
EYS bir çeşit duygusal istismardır ve EYS olan çocuklarda disosiyasyondan
panik bozukluğa kadar bir dizi belirti gelişebilir.[24] Davranış bozukluğu,
antisosyal kişilik bozukluğu, ayrılma anksiyetesi, sanrısal bozukluk, narsisistik
kişilik bozukluğu ve cinsel kimlik problemleri görülebilir.[25] Baker’e göre
EYS basit ve yalın tanımı ile çocuğun istismarıdır. EYS’nin etkileri zamanla
atlatılabilecek türden değildir ve çocuğun etkilenmiş ruhsal durumu yaşam
boyu devam eder ve erişkin dönemi etkiler. EYS’nin uzun dönemli etkileri
depresyon, boşanma, madde kullanımı, kendine ve başkalarına güven kaybı ve
çocuklarına yabancılaştırmayı yaşatmaya varan bir dizi rahatsızlıktır.[21]
Tanı Üzerindeki Tartışmalar
EYS ile ilgili olarak yapılmış artan sayıda çalışma bulunmasına karşın EYS’nin
bir tanı olarak düşünülemeyeceğini belirten makaleler de bulunmaktadır. Bir
taraftan EYS tanısı yasal boyutta destek ve kabul görürken, diğer taraftan EYS
tanısının geçerliliği ile ilgili olarak çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. EYS tanısına
feminist akımdan da tepkiler gelmektedir, çünkü EYS uygulayan ebeveynlerin
daha çok kadınlar olduğu belirtilmektedir.[26] Kelly ve Johnston’a
göre EYS tanısı koymak için yeterli bilimsel veriler bulunmamaktadır.[27]
Gardner ise EYS’nin varlığını reddetmenin yarardan çok daha fazla zarar getiTorun
474
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
receğini ileri sürmüştür.[28] Ebeveyn yabancılaşması ile ilgili görüşler bunun
bir sendrom mu yoksa sadece bir yabancılaşma mı olduğu noktasındadır.
Yayınların bir kısmında ebeveyn yabancılaşmasının var olduğu ancak sendrom
olmadığı yönünde görüşler vardır.[23,27,29-33] Bu konu ile ilgili bir yazıda,
yabancılaşmanın çocuğun gelişmesinin bir parçası olabileceği belirtilmektedir.[
34] Yazarlar ebeveyne yabancılaşmanın anormal olduğuna dair bir veri
bulunmadığını, çünkü sorun yaşamayan ya da çok az düzeyde sorun yaşayan
ailelerin çocuklarını yansıtan normatif verilerin yeterli olmadığı ileri sürmüşlerdir.
Johnston ve Kelly, EYS savunucularının yeterli bilimsel veriler olmadan
tanıda ısrarcı olduklarını ve beyin yıkamayı en önemli faktör olarak görürken
çocuğun yabancılaşmasında diğer faktörlerin etkisini küçümsediklerini belirtmekte
ve EYS’nin Amerikan Psikiyatri Birliğinin yeni bir sendromun kabulü
için ortaya koyduğu ölçütleri karşılamadığını ifade etmektedirler.[35] Ayrıca
EYS ile ilgili yayınlanan 100’ün üzerinde makaleye rağmen EYS nin geçerliliği
konusunda henüz bilimsel kanıtlar olmadığını eklemişlerdir.[35] Bunun dışında,
boşanma sonrasında çocuklarda ebeveynlerden birinin yönlendirmesinden
bağımsız olarak diğer ebeveyne karşı düşmanlık duygularının gelişebilmesi
nedeniyle bu durumdaki çocuklarda EYS tanısının konulmasının çok sağlıklı
olmayacağıda bildirilmiştir.[36]
Ebeveynler arasındaki çatışmanın ortasında kalan çocukların yaşadığı ruhsal
sorunlar ve bu çocukların bir ebeveyne doğru yöneldiğini gösteren çalışmalar
bulunmaktadır.[37] Boşanmış ailelerin çocukları üzerinde yapılan çalışmalarda
çocuklarda ebeveynlerin tekrar bir araya gelmesi yönünde istek bulunduğu
ortaya konmuştur.[11,38,39] Yapılan bir çalışmada çocukların velayetin
kimde olduğundan bağımsız olarak, çocukların %84’ünün ebeveynlerin tekrar
bir araya gelmesini arzuladığı saptanmıştır.[38] Sürmekte olan evliliklerde
yapılan başka bir çalışmada ise EYS’deki iftira, öfke ve nefretin karakteristik
özellikleri anlaşılamamış ve tedavi gerektiren bir belirti olarak değerlendirilmiştir.[
40]
Gardner, bazı ruh sağlığı uzmanlarının EYS yerine ebeveyn yabancılaşması
terimini kullandıkları, bunun çatışmadan uzak durmak ve politik olarak daha
doğru bir noktada durmayı amaçladığını belirtmiştir.[41,42] Johnston ve
Kelly, Gardner’i EYS’de sadece ebeveyne odaklandığı için eleştirmişlerdir.[35]
Gardner, EYS’nin ortaya çıkmasında bir ebeveynin çocuğu programladığını
belirtmekte ve bu programlama olmadığında bu rahatsızlığın oluşmayacağını
vurgulamıştır.[43] Bu süreçte, yabancılaşmanın oluşumunda çocuğun karakteri,
normal gelişimsel süreci, çocuğun boşanmaya verdiği tepki karşısında bir
475 Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
ebeveyni tercih etmesi gibi durumların EYS’den net olarak ayırt edilmesi
gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Gardner çocuğun ergenlik döneminde ebeveyni
reddetmesinin ebeveyn istismarı, ihmal gibi birçok nedeninin olduğunu
ve bu durumlarda da EYS tanısı koymak yerine bütün ailenin değerlendirilmesi
gerektiğini ifade etmiştir.[4] Buna karşın, Kelly ve Johnston evlilik içinde
yer alan ve ayrılmaya neden olan ve çocuğun yaşı, gelişim düzeyi, çocuğun
ruhsal dayanıksızlık ve kırılganlığı, her iki ebeveynin davranışları ve kişilik
özellikleri, tekrar evlenme durumları, velayet durumu gibi çok faktörlü sistem
temelli bir yaklaşımın neden bazı çocukların bir ebeveyni reddedip ve yabancılaşırken
bazılarında olmadığını açıklayabileceğini belirtmişlerdir.[27]
Yabancılaşan Çocuklar için Alternatif Model
Wallerstein ebeveynlerden birine karşı yabancılaşma yaşayan çocuklar için
EYS tanısı yerine “aşırı sorumluluk yüklenmiş çocuklar-overburdened
children” tanımlamasının daha uygun olduğunu belirtmiştir.[5] Yazar buna
karşın çocukla diğer ebeveyn arasındaki ilişkiyi yıkmaya çalışan aşırı kinci
ebeveynler için “Medea Syndrome” kavramını önermiştir. Başka yazarlar tarafından
bu durum çatışmalı boşanmalarda hassas ve kırılgan çocukların uyumsuz
reaksiyonları şeklinde kavramlaştırılmıştır.[44]
“Yüksek Çatışma Modeli” ile yabancılaşan çocuklar için farklı sınıflamalar
söz konusu olabilmektedir. Bu sınıflamalar içerisinde “kötülük birliği-unholly
alliances” ve “ebeveyn yabancılaşmasının uç formu-extreme form of parental
alienation” sayılabilir.[45] Daha çok çocuğun hassasiyetleri ve kırılganlığı
üzerine odaklandığından bu model, Gardner’in ortaya attığı modelden farklı
bir modeldir.
Kelly ve Johnston ise EYS modelinin yabancılaşmayı fazla hafife aldığını ve
hukuk davalarında kötü amaçlarla kullanılabileceğini belirtmiş ve EYS yerine
“yabancılaşan çocuk” kavramını önermişlerdir.[27] Yabancılaşan çocuk modelini
özgürce ve sürekli bir şekilde ebeveyn ile çocuk arasındaki var olan ilişki
ile orantısız bir şekilde o ebeveyne karşı nedensiz bir şekilde olumsuz duygu
(öfke, kin, reddetme ve korku gibi) ve inanışlar olarak tanımlamışlardır. Bu
tanımda diğer ebeveynin rolü üzerinde durmamışlardır. Yabancılaşan çocuk
modelinde bir çocuğun diğer ebeveyni reddetmesinde tek başına öbür ebeveynin
etkisinin yeterli olamayacağını çünkü bazı çocukların bu etkiyi kırabildikleri
belirtilmektedir.
EYS tanısı Florida Eyalet Mahkemesi tarafından Kasım 2002 yılında kabul
edilmiş ve bu tanı için Frye Testinden geçme koşulu getirmiştir. 2002 yılında
Torun 476
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
İsrail’de yüksek mahkeme EYS’yi kabul etmiş ve benzer bir testi önermiştir.
Yine 2002 yılında Mohan Testinin uygulanması koşulu ile Canada’da EYS
tanısı kabul edilmiştir. Daha sonra Avustralya, İngiltere, Hollanda, Almanya
ve ABD de 21 eyalette EYS tanısı kabul görmüştür.[46] Birçok yazar yabancılaşmayı
kabul etmekle birlikte, bu yabancılaşmayı ifade edecek terim üzerinde
uzlaşamamaktadır. Gardner ebeveyn yabancılaşması ile EYS’nin temelde aynı
şey olduğu, EYS’nin ebeveyn yabancılaşmasının bir alt kategorisi olduğunu
vurgulamaktadır.[26]
Kelly boşanma sonrasında çocukların küçük bir kısmının bir ebeveyne karşı
güçlü negatif duygular beslediğini ve bu olumsuz duygulara hangi faktörlerin
etki ettiğinin tam olarak bilinmediğini ve diğer ebeveynin ne derece etkili
olduğunun tartışmalı olduğunu belirtmektedir.[42] Boşanma ile ilgili toplum
taramalarında boşanmış ailelerin çocuklarının %11-15’inde bir ebeveyne karşı
yabancılaşmanın olduğu ve o ebeveyn ile görüşmeye karşı dirençli olduğu
bildirilmektedir.[15] Velayet anlaşmazlıklarının olduğu ailelerde ise bu oranın
%20-27 arasında olduğu bildirilmektedir.[11,14,47-49] Genel olarak kızlar ve
erkekler bu durumdan eşit olarak etkilenmekte, daha çok ergenlik öncesi
dönem ve ergenlik dönemini kapsamaktadır. Daha önceki yayınlarda yabancılaşmanın
daha çok babaya karşı olduğu ifade edilirken, son zamanlarda annelerin
de büyük oranda bu yabancılaşmadan pay aldıkları belirtilmektedir.[50]
EYS, DSM-IV’te bir sendrom olarak yer almamaktadır.[43] Çünkü DSMIV’nin
yayınlandığı 1994 yılına kadar EYS ile ilgili literatür sayısı oldukça
azdır. Bu konu ile ilgili literatür sayısındaki artışa paralel olarak DSM-V’te
ayrı bir sendrom olarak tanımlanmasına ilişkin çalışmalar bulunmaktadır.[43]
Adli süreçler için DSM-IV’te tanımlanmasa da özellikle ebeveynlerde DSMIV’
teki bazı tanıların bu kavram yerine kullanılabileceği belirtilmektedir.[43]
EYS ile ilişkili DSM-IV Tanıları
Paylaşılmış Psikotik Bozukluk
Paylaşılmış Psikotik Bozukluğun A tanı ölçütünde zaten yapılanmış bir sanrıya
sahip bir başkasıyla yakın ilişki bağlamında gelişen sanrı; B ölçütünde ise
sanrı içerik olarak, zaten sanrıya sahip olan ilişki içindeki kişinin sanrısına
benzer denmektedir. Bu DSM-IV tanısı, yabancılaşmanın şiddetli formunda
konabilir ve yabancılaştıran ebeveynin paranoid olduğunu ve çocuğun da bu
paranoyanın bir parçası haline geldiğini belirtmektedir.[43]
Her iki ebeveynin ve çocukların tarafsız bir şekilde değerlendirilmesi klinik
ölçekler ve detaylı bir öykü ile paylaşılmış psikotik bozukluk tanısı konabilir.
477 Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
Böyle bir tanının varlığı durumunda çocuğun derhal psikozunu paylaştığı
ebeveynden ayrılması çözüm sağlayabilmektedir.[51]
Ebeveyn-Çocuk İlişki Problemi
Ebeveyn ve çocuk arasında klinik olarak ilgi odağı olabilecek bir bozulma ya
da ebeveyn ile çocuk arasında klinik olarak önemli olabilecek belirti oluşması
durumunda bu tanı konabilir. Bu tanı düşünüldüğünde çocuk ve ebeveyni
gerek ayrı ayrı gerekse de birlikte değerlendirip aralarındaki iletişim konusunda
gözlem yapılmalı ve ilişki sorununa yönelik terapötik girişimlerde bulunulmalıdır.[
43]
Sanrısal Bozukluk
Bu tanı diğer ebeveyne karşı bilinçli ve kasıtlı yalan ve iftira üreten ebeveyne
konabilir.[43] Zamanla bu iftira ve yalanlar sanrı boyutuna varabilir ve gerçektende
programlama uygulayan ebeveyn tarafından inanılır hale gelebilir.
Aynı süreç çocukta da gelişebilir.[43]
Başlangıçta çocuk sahte bir kin sergilerken, daha sonra bu tablo kendini
programlama uygulayan ebeveyne daha yakın hissedebilmek adına gerçeğe
dönüşür ve çocuk başlangıçta bilincinde olduğu iftiraya inanmaya başlar. Bu
inanma sanrısal boyuta vardığında bu tanı çocuğa da uygulanabilir.[43] Sanrısal
bozukluk varlığında, ebeveyne yönelik psikoterapötik görüşmeler ve
antipsikotik ilaçları içeren farmakoterapi başlanmalı ve hastanın düzenli takibi
önerilmelidir.[52]
Paranoid Kişilik Bozukluğu
Yabancılaştıran ebeveynde paranoid kişilik bozukluğu belirtileri genellikle
boşanmadan önce de vardır.[43] Gerek kişinin özgeçmişinde gerekse de
soygeçmişi sorgulanmalı ve çevreden de mümkünse bilgi alınmalıdır. Bu nedenle
bilgi alınabilecek kişilerden detaylı öykü almak EYS tanısında kolaylık
sağlayacaktır. Uzamış velayet anlaşmazlıklarında düşük düzeyde bile olsa ebeveynlerden
birinde paranoya görülebilmekte, bu durum ise uygulanacak
Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) testinde paranoid alt ölçeğinde
yükselme ile ortaya konabilmektedir. Bu süre içerisinde kişinin arkasından
konuşulduğu düşüncesi ve hukukçulara yönelik karşıt düşünceler sonucunda
daha önceden ortaya çıkmamış paronoyanın ortaya çıkmasına neden
olmaktadır.[43] Bu tanı düşük olasılıkla kişilik bozukluğu boyutunda olmasa
da EYS’nin şiddetli formlarında görülebilir. Bazende yabancılaştıran ebeveyn
Torun 478
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
için paranoid tipte şizofreni tanısı konabilmektedir ancak şizofreni tanısı konan
ebeveynlerde evlilik öncesinde de belirtiler bulunmaktadır.[43]
Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu
Sınırda kişilik bozukluğu tanısı koymak daha kolaydır.[43] Bu tanının varlığında
EYS mutlaka dikkate alınmalı ve terapötik görüşmeler mümkünse hemen
başlatılmalıdır. Ayrılık öncesinde de yabancılaştıran ebeveynde sınırda
kişilik bozukluğunun belirtilerini görmek mümkündür, ancak ayrılmanın
verdiği stres ile birlikte belirtiler tanı noktasına varabilir.
“Gerçek ya da hayali terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar gösterme”
tanı ölçütü ayrılmanın hemen ardından görülebilir ve terk edilmenin
gerçek düzeyde yaşanması ile duygular ona göre şekillenir.[43] “Gözünde aşırı
büyütme ya da yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelen, gergin ve tutarsız
kişiler arası ilişkilerin olması” tanı ölçütü ise ayrılıktan önce idealize edilen
eşin aşırı düzeyde gözden düşmesi ile sonuçlanabilir. İftira kampanyası bu
ölçüt ile çok iyi bir şekilde açıklanabilir. “Kendine zarar verme olasılığı yüksek
olan en az iki alanda dürtüsellik (örn. para harcama, cinsellik, madde kötüye
kullanımı, pervasızca araba kullanma, tıkınırcasına yemek yeme)” ölçütü ise
hedefteki ebeveynin yasına karşı tepki olarak ortaya çıkabilir.
“Duygudurumda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı duygulanımda uygunsuzluk”,
“Kendini sürekli olarak boşlukta hissetme” ve “Uygunsuz yoğun
öfke ya da öfkesini kontrol altında tutamama” gibi belirtiler ayrılma sonrasında
sıklıkla ortaya çıkan ve gözlenen belirtilerdir.[43]
Narsisistik Kişilik Bozukluğu
Yabancılaştıran ebeveynlerde tanı için gerekli olan beş ölçüt yeterince karşılanmasa
da üç ya da dört ölçüt sıklıkla görülebilir.[43] “Hak kazandığı duygusu
vardır: kendisinin özellikle kayırılacak olduğu bir tedavi biçiminin uygulanacağı
beklentileri ya da bu beklentilere uyum gösterme” tanı ölçütü birçok
yabancılaştıran ebeveynde görülebilir. “Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için
kullanır, kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf yanlarını kullanır”
tanı ölçütünü karşılayan ebeveyn hiçbir şekilde iftiraları karşısında utanç ve
suçluluk hissetmez. “Empati yapamaz, başkalarının duygularını ve gereksinimlerini
tanıyıp tanımlama konusunda isteksizdir” ölçütünü karşılayan ebeveyn,
hedefteki ebeveyne karşı empati ve sempatiden yoksundur.[43]
Bu tanılar EYS tanısı konmasına yardımcı olabilir ve rapor sürecinde hukuki
olarak kullanılabilir. Birçok tanıda görülebileceği gibi aslında ruhsal
sorunlar boşanma öncesinde de yabancılaştıran ebeveynde bulunmakta, bo479
Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
şanma sonrasında varolan psikopatoloji daha da belirginleşmektedir. Bu tanıların
konabilmesi için klinisyenin tanı koyma ve raporlama konusunda aceleci
davranmaması, EYS konusunda şüpheci olması ve bilgi alabileceği tüm kişilerden
her iki ebeveyn ile ilgili bilgi alması ve ebeveynlerin her ikisini de psikopatoloji
varlığı açısından değerlendirmesi gerektiğinde bu konularda deneyimli
başka klinisyenlerden yardım istemesi gerekmektedir.[3]
Sonuç
EYS klinisyenler tarafından yeterince tanınmadığı ve tanının geçerliliğine
yönelik ciddi iddialar bulunduğu için yaygınlığı tam olarak bilinmemektedir.
Öte yandan bu konuda çalışan uzmanlar tarafından sık olarak görüldüğü
vurgulanmaktadır. EYS’nin bilinmesi ve klinisyenlerin bu konuda daha dikkatli
olmaları özellikle mağdur olan çocuklar açısından büyük önem taşımaktadır.
Çünkü velayet davalarında yanlış kararlar verilmesi sonucunda çocuklar
uzun süreli bir beyin yıkama süreci ile karşı karşıya kalmakta ve yaşamlarının
ileriki dönemlerinde bu çocuklar ciddi ruhsal sorunlar geliştirebilmektedir.
Hedefteki ebeveyn açısından bakıldığında ise, maddi ve manevi sorunlarla
uğraşmakta ve bazen de haksız bir şekilde ceza almaktadırlar. Bu konuda çalışanların
EYS konusunda gelişecek duyarlılıkları sayesinde ailelere ve hukuk
sistemine doğru yönlendirmeler yapılarak toplumsal sorumlulukları yerine
getirmiş olacaktır. Yapılacak çalışmalarda, bu tanının geçerliğini ve güvenirliği
konusundaki tartışmaların daha sağlıklı yürütülmesini sağlayacaktır.
Kaynaklar
1. Türkiye İstatistik Kurumu. Evlenme ve Boşanma İstatistikleri 2009. Ankara, Türkiye
İstatistik Kurumu, 2010.
2. Öngider N. Anksiyete düzeyleri açısından boşanmış ve evli anneler ile çocuklarının
incelenmesi. Nöropsikiyatri Arşivi 2011; 48:66-70.
3. Torun F. Bir olgu üzerinden ebeveyn yabancılaştırma sendromu. Anadolu Psikiyatri
Dergisi 2011; 12:167-168.
4. Gardner RA. Differentiating between parental alienation syndrome and bona fide
abuse neglect. Am J Fam Ther 1999; 27:97-107.
5. Wallerstein JS, Blakeslee S. Second Chances: Men, Women and Children a Decade
after Divorce. New York, Ticknor and Fields, 1989.
6. Reich W. Character Analysis, 3rd ed. New York, Farrar, Straus & Giroux, 1949.
7. Clawar SS, Rivlin BV. Children Held Hostage: Dealing with Programmed and
Brainwashed Children. Chicago, American Bar Association, 1991.
8. Gardner RA. The Parental Alienation Syndrome: A Guide for Mental Health and
Legal Professionals. Cresskill, NJ, Creative Therapeutics, 1998.
Torun 480
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
9. Sauber SR. PAS as a family tragedy: roles of family members, proffessionals, and the
justice system. In The International Handbook of Parental Alienation Syndrome:
Conceptual, Clinical and Legal Considerations (Eds RA Gardner, SR Sauber, D
Lorandos):12-33. Springfield, IL, Charles C. Thomas, 2006.
10. Wallerstein J, Kelly JB. The effects of parental divorce: Experiences of the child in
later latency. Am J Orthopsychiatry 1976; 46:256-269.
11. Wallerstein JS, Kelly JB. Surviving the Breakup: How Children and Parents Cope
with Divorce. New York, Basic Books, 1980.
12. Baker JL. The long-term effects of parental alienation on adult children: A qualitative
study. Am J Fam Ther 2005; 33:289-302.
13. Gardner RA. Parental alienation syndrome vs. parental alienation: Which diagnosis
should evaluators use in child-custody disputes? Am J Fam Ther 2002; 30:93-115.
14. Johnston JR. Parental alignments and rejection: An empirical study of alienation in
children of divorce. J Am Acad Psychiatry Law 2003; 31:158-170.
15. Johnston JR, Walters MG, Olesen NW. Is it alienating parenting, role reversal or
child abuse? An empirical study of children’s rejection of a parent in child custody
disputes. Journal of Emotional Abuse 2005; 5:191-218.
16. Bow JN, Gold JW, Flens JR. Examining parental alienation in child custody cases. A
survey of mental health and legal professionals. J Am Acad Psychiatry Law 2009;
37:127-145.
17. Gardner RA. Recent trends in divorce and custody litigation. Academy Forum 1985;
29(2):3-7.
18. Cantwell B. Parental alienation: how to understand and address parental alienation
resulting from acrimonious divorce or separation. Journal of Social Work 2009;
3:365-366.
19. Gardner RA. The three levels of parental alienation syndrome: Differential diagnosis
and management. Am J Forensic Psychiatry 2004; 25:41-76.
20. Farkas MM. An introduction to parental alienation syndrome. J Psychosoc Nurs
Ment Health Serv 2011; 49:20-26.
21. Baker JL. Adult Children of Parental Alienation Syndrome: Breaking the Ties that
Bind. New York, Norton, 2007.
22. Warshak RA. Divorce Poison: How to Protect Your Family from Bad-Mouthing and
Brainwashing. New York, Harper, 2010.
23. Bone JM, Walsh MR. Parental alienation syndrome: How to detect it and what to do
about it. The Florida Bar Journal 1999; 73:44-48.
24. Andre K. Parent alienation syndrome. Annals of the American Psychotherapy
Association 2004; 7:7-11.
25. Gardner RA. Future predictions on the fate of PAS children: What hath alienators
wrought? In The International Handbook of Parental Alienation Syndrome:
Conceptual, Clinical and Legal Considerations (Eds RA Gardner, SR Sauber, D
Lorandos):179-194. Springfield, IL, Charles C. Thomas, 2006.
26. Gardner RA. Denial of the Parental Alienation Syndrome (PAS) also harms
women. Am J Fam Ther 2002; 30:191-202.
481 Ebeveyn Yabancılaştırma Sendromu
www.cappsy.org
27. Kelly JB. Johnston JR. The alienated child. A reformulation of parental alienation
syndrome. Fam Court Rev 2001: 39:249-266.
28. Rand DC. The spectrum of parental alienation syndrome (part I). Am J Forensic
Psychol 1997; 15(3):23-51.
29. Johnston J, Gans WM, Friedlander S. Alienated children and divorce: Therapeutic
work with alienated children and their families. Fam Court Rev 2001; 39:316-333.
30. Zirogiannis L. Evidentiary issues with parental alienation syndrome. Fam Court Rev
2001; 39:334-343.
31. Faller KC. The parental alienation syndrome: What is it and what data to support it?
Child Maltreat 1998; 3:100-115.
32. Williams RJ. Alienated children and divorce: Should judges close the gate on PAS and
PA? Fam Court Rev 2001; 39:267-281.
33. Sullivan MJ, Kelly JB. Legal and psychological management of cases with an alienated
child. Fam Court Rev 2001; 39:299-315.
34. Roseby V, Johnston JR. Children of Armageddon: Common developmental threats in
high-conflict divorcing families. Child Adolesc Psychiatr Clin N Am 1998; 7:295-
309.
35. Johnston JR, Kelly JB. Rejoinder to Gardner’s “Commentary on Kelly and Johnston’s
the alienated child: a reformulation of parental alienatıon syndrome”. Fam Court Rev
2004; 42:622-628
36. Warshak RA. Current controversies regarding parental alienation syndrome. Am J
Forensic Psychol 2001; 19:29-59.
37. Kelly JB. Children’s adjustment in conflicted marriage and divorce: a decade review
of research. J Child Adolesc Psychiatry 2000; 39:963-973.
38. Warshak RA, Santrock JW. The impact of divorce in father-custody and mothercustody
homes: The child’s perspective. New Dir Child Adolesc Dev 1983; 19:29-46.
39. Rosen R. Some crucial issues concerning children of divorce. J Divorce 1979; 3:19-
25.
40. Lewis JM, Beavers WR, Gosett JT, Phillips VA. No Single Thread. Psychological
Health in Family System. New York, Bruner/Mazel, 1976.
41. Gardner RA. Recommendations for dealing with parents who induce a parental
alienation syndrome in their children. J Divorce Remarriage 1998; 28:1-23.
42. Gardner RA. The Parental Alienation Syndrome and the Differentiation Between
Fabricated and Genuine Child Sex Abuse. Cresskill, NJ, Creative Therapeutics, 1987.
43. Gardner RA. Does DSM-IV have equivalants for the Parental Alienation Syndrome
diagnosis. Am J Fam Ther 2003; 31:1-21.
44. Johnston JR, Campbell LE. Impasses of Divorce: The Dynamics and Resolution of
Family Conflict. New York, Free Press, 1988.
45. Johnston JR, Roseby V. In the Name of the Child. A Developmental Approach to
Understand and Helping Children of Conflicted and Violent Divorce. New York,
Free Press, 1997.
46. Rueda CA. An ınter-rater reliability study of parental alienation syndrome. Am J Fam
Ther 2004; 32:391-403.
Torun 482
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry
47. Johnston JR. Children of divorce who refuse visitation. In Non-residential Parenting;
New Vistas in Family Living (Eds. C Depner, JH Bray):109-135. Newbury, Sage
Focus, 1993.
48. Kopetski LM. Identifying cases of parental alienation syndrome-Part I. Colo Lawyer
1998; 27(2):65-68.
49. Kopetski LM. Identifying cases of parental alienation syndrome-Part II. Colo Lawyer
1998; 27(3):61-64.
50. Gardner RA. Commentary on Kelly and Johnston’s ”The alienated child: A
reformulation of parental alienation syndrome”. Fam Court Rev 2004; 42:, 611-621.
51. Doğanavşargil Ö, Eryılmaz M, Cinemre B, Metin Ö. Türkiye’de paylaşılmış psikotik
bozukluk (Folie à Deux). Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2009; 1:215-228.
52. Duvar H, Şengül C, Herken H. Aripiprazole in delusional disorder. European
Journal of General Medicine 2010; 7:433-435.
Yazışma Adresi/Correspondence: Fuat Torun, Ümraniye Eğitim ve Araştırma
Hastanesi, İstanbul, Turkey. E-mail: fuattorun@hotmail.com
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
merhaba bende boşandım bir kızım var 7 yaşında annesi görüşmelerimizi kurnaz şekilde engellemeye çalışıyor örneğin çocuğa telefon aldım telefonu uçak moduna alıp ulaşılmaz yapıyor ayrıca okuluna babasıyla görüştürülmemesi için dilekçe veriyor.mahkeme kararıyla yazın 40 gün sömestrde 1 hafta görme hakkım var.bu süreler dışında çocukla iletişimimi yeniden düzenleyebilir miyim. not: alkol vermeye varan davranış durumları var çocuğun beyanı dışında kanıtım yok teşekkürler.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Çok yararlı bilgiler teşekkür ediyorum.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
merhaba. abimin bi boşanma davası var mahkememiz 12 mayıs ta özel avukat tuttuk fakat davamızla pek ilgilenmiyor ve bilgilendirmiyor bizleri. sizden bilgi almak istiyorum bana yardımcı olursanız çok sevinirim. abim 8 senelik evli bu süreçte birçok kez boşanma kararı aldılar ama çocukları oldugu için resmi bi işlem yapmadılar.abimin iki çocugu var birisi 4 birisi 8 yaşında abimin eşi geçen sene abimi aldattı abim çocukları oldugu için affetti daha sonra abim kendine yediremedi ve kendi de aldattı eşini geçen sene eşi de affetti ve bariştılar şimdi 4 aydır ayrı yaşıyorlar dava açıldı. abim coçuklarına ok düşkün ama kadın çocukları göstermiyor abim cocuklar ile görüşmeye gittigi zaman cocuklar annem kızıyor seninle görüşmemize diyorlar burada resmen cocukların psikolojileri ile oynanıyor. kadın sirekli arayıp para istediyor çocuklara onun haricinde görüştürmüyor babalarıyla geçici nafakayı da ödüyoruz bununla kalmayıp çoçukların ihtiyaçlarını alıp götürüyoruz ve anneleri camdan aşagı yada çöpe atıyor aldıklarımızı. biz velayeti almak istiyoruz ne kadar şansımız var alabilmek için ve ortada ev ve araba var bunun payşlaşımı nasıl olacak ve abimin eşi eşyaları abimden gizli evi boşalttı ve kaçırdı bu eşyalar üzerinde işlem yapabilir miyiz ve cocukar anne de iken çok bakımsızlar anneninde psikolojık durumu bozuk bana detaylı bir bilgi verir misiniz. çok teşekkür ederim simdiden.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Çocukların yaşları küçük o nedenle velayetleri anneye verilecektir kuvvetle ihtimal. Eskiye dayalı ve affedilerek yapılmış uzlaşmalar mahkemede bir anlam ifade etmez.
Ancak halen var ise anlaşmazlık nedenlerinin ispatı gerekir.
Ev ve araba var ise ve bunlar evlilik birliği içerisinde alınmışsa ve tarafların kişisel malları ile bu malların alımına katkıları olmamışsa eşit miktarda paylaştırılır.
Eşyalar ve takılar ile çok fazla bir şey yapılamaz, sonuç itibari ile abinizin çocukları yaşıyor o eşyalar üzerinde.
Çocukların annesinin psikolojik sorunları olduğunu ispat etmeniz gerekir.
Geçmiş olsun.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
Boşanma süreci konusunda çok açıklayıcı bilgiler verilmiş. Teşekkür ederim. Eş , çocuk, bebek bakma gibi durumlarda insanlar birbirlerine karşı biraz sabırsız kalıyor. Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde aile içerisnde güzel bir uyum sağlanacaktır.
-
Cevap: Boşanma Süreci ve Çocuğunuzun Psikolojisi
yakın zamanda boşanan kuzenim ve eşi için gerekse çocukları gerekse kendileri için yararlı olabilecek birçok bilgi öğrendim, emege saglık.