çoğunu kardeşinin tüp bebek tedavisine yardım etti..bana ihtiyac için alınan tek bişey söylesin..ben kabul edicem
Printable View
çoğunu kardeşinin tüp bebek tedavisine yardım etti..bana ihtiyac için alınan tek bişey söylesin..ben kabul edicem
İşiniz zor. Allah yardımcınız olsun.
Evlilik öncesi imam nikahı kıymak kişilerin özel hayatıdır, kimse karışamaz..
Bizde suç olan kişilerin imam nikahıyla birlikte yaşamasıydı, onu da AB uyum yasaları çerçevesinde büyüklerimiz kaldırdı sağolsunlar!
amin.bir sorum olacak sizide meşgul ediyorum..mesela eşim farklı rumuzlarla üyelik yapıp herhangi bir sitede..bulabilmem mümkünmü?
Nerdeyse imkansız bir şey..
Eğer ortak hayatınızda harcanmadıysa ispat dahilinda alabilirsiniz.Benim boşanma davamda(davayı açan ben) karşı taraf karşı dava açtı altınlarını tazminat vs.istedi.Altınları için bilirkişi raporu geldi neye istinaden o rapor bende anlamadım(kaç liralık olduğu hiç bir belge yok)7 bin küsür liralık .Davanın sonucunda hakim karar verdi altınlarının reddine diye.Onun şahitleri, hakim altınları sorduğunda altınları evliyken parasız kaldıklarında bozdurdular dediler.kısaca şahit, belge çok önemli
şansımı deneyeceğim..hakkımneyse alabildiğimi alacağım belkide hiç hak etmiceğim..maksat huzrsuzluk olsun..benmde huzurumu bozdular.
ben eşime boşanma davası açtm,ben öceside sonrasıda çalışmadım hiç..maddii gelirim yok..çocuğumda yok..eşim maddi geliri var..1500 tl ye yakın maaş ve 3 aya bir de ikramiye alıyor 2000 tl kadar felan..nafaka nezaman bağlanır? nezamana kadar devam edeer..ve hakimin bağlamama gibi bir şeyi olabilirmi?
Aynı konudaki yüzlerce forumdan öğrenememiş olduğunuzu farzederek;
Nafaka tarafların ekonomik durumuna göre tayin edilir. Boşanma davasını açtığınız zaman nafaka da istediyseniz en yakın zamanda nafaka tayin edilir. Talep anından itibaren birikmiş nafakaları da icra takibi yolu ile isteme hakkınız vardır.
Devamını başkası anlatsın, aynı şeyleri yazmaktan yoruldum.
teşekkürler ben 2 gün önce üye olmuştum..ksuruma bakma
Üye olmadan önce de forumlar okunabiliyordu ama. Neyse ya siz araştırın ya da bir bilen anlatsın.
eğer bir insan evlilik içerisinde eşine pskolojik olarak baskı uyguluyorsa bu budurumdan rahatsız olan kadın,evlilik sürecinde hiç bir pskolojik anlamda hiç bir dr a ( ruhsağlığı pskiatri ) hiç bir tedavi görmemiş olduğu halde,bu olaylara dayanamayıp eşine boşanma davası açan kadın..dava açtıktan sonra devlet hastanesine gider ve ordan sıkıntılarından dolayı uyuyamadığını kendisini iyi hissetmediğini anlatır ve dr da reçeteye ilaç(uykuilacı) yazar..bu reçetenin herhangi bir gereği olurmu?manevi açıdan..
o sıkıntıların evlilik nedeniyle olduğunu ispat etmedikçe hiç bir anlamı olmaz...
Sanırım bu reçete ve tedavinin boşanmayı kolaylaştırıp kolaştıramayacağını soruyor..Bildiğim kadarı ile görülen psikolojik tedavi velayet belirlenmesinde etkili oluyor. Yanlış yönlendirmek istemem ama bu rapor v.b durumların çok da aşikar edilmemesi gerekiyor mahkeme süresince ..Geri tepmesi muhtemel bir olay gibi görünüyor..Geçmiş olsun...
avukat bey rica etsem forumda.."boşanma davası açtım" başlıklı konuyu okurmusunuz?
cvb yazan olmayacakmı?
tamam uyardığınız için teşekkür ederim
Psikolojik bozukluğun evlilikten kaynaklandığını ispatlamak zor. Psikiyatrlar bile bunu kesin olarak yazamıyorlar. Ancak "tetikleyici" olabileceğini söylüyorlar raporlarında.
Hal böyle olunca başka delillerle de bu iddianızı kuvvetlendirmeniz gerekiyor.
Vefat eden bebeğiniz canlı olarak doğduktan sonra mı, yoksa anne karnında mı vefat etti?
canlı olarak doğdu avukat hanım,canlı 3 aylık iken..benm "boşanma davası açtım" başlıklı yazımı okursanız memmun olurum.
cocuğum vefaat ettiğinde 3 aylıktı yani canlı doğmuştu.
Anlayamadığım birşey var.
İlk sayfadaki iletilerinizden birinde "avukatım benden bu ayın sonuna kadar şahit bildirmemi istiyor" diye yazmışsınız. Ancak öteki başlığınızda davanın bittiğinden, kararın verildiğinden bahsediyorsunuz.
Boşanma davanız karara çıktı mı çıkmadı mı?
hayır efendim dava daha ilk duruşma bile olmadı, ocak ayında olacak..yani benim bu yaşadıklarımdan ne çıkabilir merak ediyorum doğrusu..
[QUOTE=Av.İlknur Sezgin Temel;320277]Anlayamadığım birşey var.
İlk sayfadaki iletilerinizden birinde "avukatım benden bu ayın sonuna kadar şahit bildirmemi istiyor" diye yazmışsınız. Ancak öteki başlığınızda davanın bittiğinden, kararın verildiğinden bahsediyorsunuz.
Boşanma davanız karara çıktı mı çıkmadı mı?
ayrıca nerde yazıyorum avukat hanım davanın neticelendirildiğini ben bulamadım.
şimdi avukat bey,benim evde kayın validem yaşadığı için onun benle yaşaması ,eşimle aynı evde yaşam çekilmez hale gelmiştir..çocuğum vardı 3 aylıkken vefaat etmiştir..eğer kayınvalidem benle yaşıyor olmasaydı bu evlilik yürüyor olacaktı..ben boşanmak fakat hukuki haklarımıda almak istiyorum.
:)
Ben de bulamadım. kim bilir hangi kullanıcımızın mesajıyla karıştırdım. Hatlar yoğun malum.
Oldukça haklı göründüğünüzü söyleyebilirim.
Psikolojinizin bozulduğuna elbette değinebilirsiniz, ilaç kullanmak durumunda kaldığınızı da söyleyebilirsiniz. reçetenizi de ibraz edebilirsiniz.
Yaşadıklarınız hiç kolay değil.
Ancak ispat konusunda sıkıntılı olduğunuz görünüyor.
yazabileceğiniz ne varsa yazmışsınızdır muhtemelen.
Bundan sonrası için size şans dilemekten başka birşey gelmez elimden.
Vefat eden bebeğiniz için de karşı taraftan manevi tazminat istemeyi unutmayın.
Gelişmelerden de haberdar edin.
teşekkür ederim avukat hanım,ben cocuğumun vefatı için ölüm raporu vs..elimde ne varsa hepsini savcılığa verdim,savcılıkta adli tıpa gönderdi şimdi sonuç bekliorum..ayrıca kayın validemin benle yaşadığı apaçık ortada,zaten bunu kendileride kabul edecektir..çünkü sebeb olarak kayın validemi suçluyorum,o benle yaşamasaydı evliliğim yürüyor olacaktı..elimde de bir ses kaydı var ama avukatım onun hakimlerin artık ses kaydına fazla değer vermediklerini açıklıyor,..benm elimde ilaç kullandığıma dair reçetemde var..çocuğun ölümüne sebeb olmalarıylan önce savcılığa suç duyurusunda bulundum sonra boşanma davası açtım arada 1 ay süre var,yani eşimin hiç bir delili li yok..diceği tek yalan bundan 100 de 100 eminim..ev işini yapmıyordu ( tabiki yalan çünkü 2 yıl evli kalmışım da daha önce nie kendisi açmamış davayı madem şikayetçi olacak) ki ben açtım davayı..rahatsız olan durum varsaydı kendi açaydı davayı..yada sözümü dinlemiyordu vss diecek..çünkü elinde hiç bir delil yok..bunları söylemekten başka..umarım kazanırım..benm elde etmek istediiğim tek şey nafaka ve tazminatı hak etmem..umarım avukatımda iyi bir avukattır:utangac
davayı açtığın tarihten tibaren nafakan birikmeye başlar ilk duruşmada miktarı belli olur ve sen yeni bir koca bulana kadar adamın sırtından geçinip gidersin yaklaşık olarak 200-300 tl arası nafaka bağlanacaktır umarım yardımcı olmuşumdur
GÜÇLÜ KADINLAR
Güçlü kadınlar vardır,her işlerini kendileri halletmeye çalışan.Anne
babaları tarafından böyle yetiştirilen.Onlar kendi paralarını kendileri
kazanmak isterler.Evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anlarlar.Bir erkeğe
mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler.Faturalarını kendileri
yatırırlar.Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar.Hatta etraflarının
yükünü de üstlenirler.Özgürlüğü severler,dik durmayı da,güçlüdürler çünkü...
Aşık olduklarında hissederek yaşarlar.Aşklarına kurallar koymadıkları gibi
büyük beklentilere de girmezler.Sevdiklerine problem çıkarmazlar.Bütün gün
çalışıp durduktan sonra,akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım
dediğinde,hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek
kalmadan,o her neredeyse onun olduğu yere giderler.
Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları
sıkıntıdan,yansıtmazlar çünkü.Para var mı,işyerinde sıkıntı mı oldu,birine
canı mı sıkıldı,hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği.Çünkü
istemezler kimse onlara acısın.
Sonra da bir bakarlar ki,bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın
karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz.Bu durum zamanla
gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına
dönüşür.Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar,bu sefer de
sorunlu kadın,kaprisli kadın,tahammül edilmez kadın damgasını yerler.Bu
yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar!
Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da
yaşayabileceğini,içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.
Sonra bir dosttan,eşten,ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş
erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış.Erkekler
çok severler böyle kadınları.Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok
duygusunu okşar erkeğin.Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf
kadınlar erkeklere bağımlıdır.
Mesela fatura filan yatıramazlar,anlamazlar çünkü.Nerden yatırılır onu da
bilmezler.Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar,çünkü taşıyamazlar onca
torbayı.Hep yorgun olurlar,bütün gün spor salonları,kuaför,o mağaza,bu
mağaza gezerler.Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar.Akşam eşleri eve
geldiğinde,bugün nereye yemeğe gidelim,diye sorarlar.En kötü ihtimal
dışardan yemek söylerler.Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de
kendilerinde bulamazlar,pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir
kere.Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar.Huysuzluk da ederler,ama bu
erkeğin hoşuna gider,çünkü kadın ona muhtaçtır,söylenmeyen güçlü kadının
aksine,Hiçbirşeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar.Pek teşekkür
etmezler,kıskançlık krizlerini de severler.Kocasının ve sevgilisinin
hayatlarını karartırlar.Erkekler bu kadınları asla terk edemezler.Çünkü o
güçsüz,kırılgan bir kadındır.Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur.Koruyup
kollanmalıdır her an o!
Zayıf kadınlar hiç çökmez,buruşmaz ve yıpranmazlar.Ancak işin ilginç yanı
her zaman daha değerli olanlar da onlardır.Ve geride kalan güçlü kadınlar
tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar
(payidar.net Aylin Kotil Sarıgül)
Şu Medeni kanunun boşanma ve nafaka hükümlerindeki "boşanma ile yoksulluğa düşen" cümleciğini bir kere daha gözden geçirmek gerek. Nafaka davalarında kadının ekonomik durumunun evlenmeden önceki hali ile karşılatırılması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca Aylin Kotil demeniz gerekiyordu. Boşandığı eşi Mustafa Sarıgül soyadının kullanılmasına izin vermemiş de olabilir. Diğer taraftan acaba Aylin hanım hiç nafaka veya tazminat almamış mı Mustafa Sarıgül'den?