Madem kadın erkek eşit neden biz erkekler nafaka ödüyoruz?

[QUOTE=mrtecetin;315247]Medeni Kanunun sorunu bütün boşanmalarda aynı muameleyi yapması.

şekil1;
1 gün evli kalmış 18 yaşındaki çalışmayan, sağlıklı, çocuksuz bir kadın boşandığında (erkekle eşit kusurlu olsa bile) ömür boyu nafaka alır (ÖLÜNCEYE KADAR yani).
Nafakası ancak başka biriyle nikah yaptığında kesilir.
Kötü yola falan düşmeyecek bi de tabi.

şekil2;
30 yıllık evli, 50 yaşında, felç olmuş, çalışamaz durumda,
5 çoçuklu bir kadından boşanan erkek söz konusu kadına ömür boyu nafaka öder.

Hangisi doğru ? İkisi de doğru mu ? (Mantık ve vicadanen)
İkisi de doğru diyorsanız; Madeni Kanun doğrusunu yapıyor demektir.
Bunlardan birisi yanlış diyorsanız; Medeni Kanun düzeltilmeli.

Nafaka olur tabi ki, hiç olmasın diyen yok.
Şekil2 için ömür boyu nafaka kararı verilebilir, mantık ve vicadana uygun görünür.

Ancak mevcut Medeni Kanun şekil1 için de aynı maddeyi kullanıyor; yani SÜRESİZ NAFAKA, ÖLÜNCEYE KADAR NAFAKA.

Nafaka ile ilgili hükümler gözden geçirilmeli. Bu çok açık.
Medeni Kanun mevcut hali ile en önemlisi vicdana aykırı.
Nafaka ancak özel durumlarda SÜRESİZ olmalı, normal şartlar altında
SINIRLI SÜRELİ olmalı.[/QUOTE

Boşanma veya ayrılık davası sırasında -kadın veya erkeğe bağlanan- nafaka neye göre belirleniyor? Her iki tarafın sosyo-ekonomik durumuna göre değil mi?
Yani hakim tarafların ikamet ettikleri yerlerde, işyerinde, v.s incelemelerek yaptırarak uygun bir nafaka miktarı belirliyor.Bu incelemenin mutlak surette doğru sonuç vermediğini tartışmaya bile gerek yok..Çoğu zaman bu incelemeler ilgili birimler tarafından üstün körü yapılıyor.
Diyelim ki boşanma veya ayrılık davası sefahatinde makul bir nafaka miktarı saptandı ve bu durum karşı taraf tarafından itiraz görmedi ve bir süre ödendi.Sonrasında nafaka yükümlüsü ekonomik olarak bir darboğaza girdi.Bu durumda kanunlarımız nafaka yükümlüsünün; "Nafakanın indirilmesi ya da kaldırılması davası" açmasına olanak sağlıyor..

Bence tedbir nafakası kaldırılmalıdır. Davayı kaybedeceğini bile bile boşanma davası açan kadına tedbir nafakası bağlanmak zorunda değildir. Kanun böyle bir hüküm asla vermiyor. Madem ki kadının hakkı ve hukuku korunma yolunda tedbir alınması gerekiyor o zaman devlet bir fondan kadına yardım etsin. Haksız yere dava açan kadına ne diye terkettiği erkek üzerine bir de para ödesin? Ayrıca yasa ve usullere aykırı karar veren hakimlere en az 5 yıl hapis cezası ve meslekten ihraç cezası verilmelidir. Tabi mağdurlara da tazminat istene hakkı verilmelidir.

Alıntı:

---

romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı

Bence tedbir nafakası kaldırılmalıdır. Davayı kaybedeceğini bile bile boşanma davası açan kadına tedbir nafakası bağlanmak zorunda değildir. Kanun böyle bir hüküm asla vermiyor. Madem ki kadının hakkı ve hukuku korunma yolunda tedbir alınması gerekiyor o zaman devlet bir fondan kadına yardım etsin. Haksız yere dava açan kadına ne diye terkettiği erkek üzerine bir de para ödesin? Ayrıca yasa ve usullere aykırı karar veren hakimlere en az 5 yıl hapis cezası ve meslekten ihraç cezası verilmelidir. Tabi mağdurlara da tazminat istene hakkı verilmelidir.

---

Devletin bu konuda bir fon oluşturmasını "Sosyal devlet ilkesi olmanın kuralları gereğince" ben de öngördüm.Ancak yasa ve usullere aykırı karar veren hakimlere 5 yıl hapis cezası ve meslekten ihraç cezası verilmesi konusunda yasalarda böyle bir ceza yaptırımı olmadığı ve olamayacağı gibi kanuna uygun olmayan mahkeme kararlarının bozulma mercii Yargıtay"dır..

Ya nafaka süresi kısıtlanmalı yada Boş-Ka-Fon oluşturulmalı.:ok

Ferda Hanım bence hakimlerin görevi çok önemlidir,çünkü hakimlerin görevlerini kötüye kullanmalarına çok sık şahit olmaya başladık. Keza ergenekon soruşturmasında bir grup hakim akp ile beraber hareket etmekte ve aleyhine hiçbir delil olmayan kişileri şüphe üzerine tutuklamaktadırlar. O hakim şüphe duyuyorsa benim (onların akp için çalışmadığından) zerre kadar şüphem yok. Bir hakim görevini yaparken bir siyasi eğilimin muhaliflerini bilerek ve isteyerek tutuklayabiliyorsa, başka bir hakim bir boşanma davasında aleyhine hiçbir delil olmadığı halde bir erkeği karısından ayırabiliyorsa,bir yuvayı yıkabiliyorsa siz istediğiniz kadar yargıtaya gidin ne çıkar bundan? Ben iktidar aleyhine en küçük bir hareket yapsam memleketin (dürüst hakim ve savcıları) bana dava açmak için kuyruğa girerler. Ama açık açık hırsızlık dolandırıcılık fitne fesatçılık yapan akplilere savcıların kılı kıpırdamıyor. Bunun nedeni nedir sizce? Bu ülkede her tc vatandaşı eşit değilmidir? Tayyip efendi ve cemaati padişahlık mı kurmuştur da bizim haberimiz yok. Hukuk neden herkese eşit işlemiyor???

Ben iktidar aleyhine en küçük bir hareket yapsam memleketin (dürüst hakim ve savcıları) bana dava açmak için kuyruğa girerler. Ama açık açık hırsızlık dolandırıcılık fitne fesatçılık yapan akplilere savcıların kılı kıpırdamıyor. Bunun nedeni nedir sizce? Bu ülkede her tc vatandaşı eşit değilmidir? Tayyip efendi ve cemaati padişahlık mı kurmuştur da bizim haberimiz yok. Hukuk neden herkese eşit işlemiyor?
sayın romeo bu ülkede düzen yıllardır aynı olay akp ile sınırlı değil chp de gelse mhp de gelse yine kanun mazluma garibana işler olan gariban halkıma olur düzen böyle kurulmuş böyle işliyor bizde yaşamaya çalışıyoruz

Alıntı:

---

limonlusu rumuzlu üyeden alıntı

Ben iktidar aleyhine en küçük bir hareket yapsam memleketin (dürüst hakim ve savcıları) bana dava açmak için kuyruğa girerler. Ama açık açık hırsızlık dolandırıcılık fitne fesatçılık yapan akplilere savcıların kılı kıpırdamıyor. Bunun nedeni nedir sizce? Bu ülkede her tc vatandaşı eşit değilmidir? Tayyip efendi ve cemaati padişahlık mı kurmuştur da bizim haberimiz yok. Hukuk neden herkese eşit işlemiyor?
sayın romeo bu ülkede düzen yıllardır aynı olay akp ile sınırlı değil chp de gelse mhp de gelse yine kanun mazluma garibana işler olan gariban halkıma olur düzen böyle kurulmuş böyle işliyor bizde yaşamaya çalışıyoruz

---

Şu bahsettiğiniz konuların nafakayla boşanmayla ne ilgisi var?
AKP düğün salonunda Tayyip efendi ile evlendiniz de boşandınız mı?

Alıntı:

---

Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı

Şu bahsettiğiniz konuların nafakayla boşanmayla ne ilgisi var?
AKP düğün salonunda Tayyip efendi ile evlendiniz de boşandınız mı?

---

Bu forumda Sanal Reklam uygulanmaktadır. :ok

Şu bahsettiğiniz konuların nafakayla boşanmayla ne ilgisi var?
AKP düğün salonunda Tayyip efendi ile evlendiniz de boşandınız mı?[/QUOTE]

sayın kırcalı evet haklısınız biraz siyasete kaydık ne yapalım türküz illaki her konuya sokuşturuveriyoruz siyaseti ben sayın romeonun serzenişine yanıtlamıştım o kadar

Alıntı:

---

romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı

Bence tedbir nafakası kaldırılmalıdır. Davayı kaybedeceğini bile bile boşanma davası açan kadına tedbir nafakası bağlanmak zorunda değildir. Kanun böyle bir hüküm asla vermiyor. Madem ki kadının hakkı ve hukuku korunma yolunda tedbir alınması gerekiyor o zaman devlet bir fondan kadına yardım etsin. Haksız yere dava açan kadına ne diye terkettiği erkek üzerine bir de para ödesin? Ayrıca yasa ve usullere aykırı karar veren hakimlere en az 5 yıl hapis cezası ve meslekten ihraç cezası verilmelidir. Tabi mağdurlara da tazminat istene hakkı verilmelidir.

---

Öyle boşanan kadına bir fondan para verse devlet emin olun babasının maaşını almak için anlaşmalı boşananlar gibi ordan para almak için erkekler kendi elleriyle kapıya koyarlar kadını. Sen karınla anlaşamıyorsun diye devlet ne diye para ayırsın el insaf. Her şeyi devletten beklemeyin...

Alıntı:

---

swan rumuzlu üyeden alıntı

Öyle boşanan kadına bir fondan para verse devlet emin olun babasının maaşını almak için anlaşmalı boşananlar gibi ordan para almak için erkekler kendi elleriyle kapıya koyarlar kadını. Sen karınla anlaşamıyorsun diye devlet ne diye para ayırsın el insaf. Her şeyi devletten beklemeyin...

---

Sayın Swan onu kastetmek istemedim. Yani boşanma mevzularında her çiftin sorunu kendi içinde özeldir. Kimde kusur olduğu yaşanan olaylara bağlıdır. Yani her boşanma davasında erkek karısını döver diye bir genelleme yapılmış olsa bile her boşanma davası açan kadın dayak yiyor anlamına gelmez. Ben eşime hiç dayak atmadım, hakaret de etmedim ama bakıyorum da bütün hukukçular " sen eşini dövmediysen sana niye dava açtı o zaman" diye eleştiriyorlar. Bir kadının dava açması için illa dayak yemesi gerekmez ki. Hiç dayak yemeyen bir kadın dava açıyorsa mahkemeyi kazanabilmek için yalan beyanlar verecek demektir. Eşim beni hergün dövüyor diyecektir. Tabi gözünde bağ olmayan hakim de işin kolayına kaçacak ve "zaten her erkek karısını dövüyor, bu da kesin dövmüştür "diyerek her türlü rezilliğe çanak tutacak demektir. Zaten öyle oluyor. Ailelerin yıkılmasının en büyük sorumlusu hakimler oluyor. Hiç bir erkek karısından ayrılmak istemez, seven erkek de karısını dövmez bence. Bir de bu şekilde düşünmek lazım. O yüzden evini terkeden kadına hiç bir somut delil olmadan tedbir nafakası bağlamak ailelerin arasına husumet sokmaktan başka bir işe yaramıyor. zaten 250 TL nafaka hiç bir kadına veya çocuğuna bir fayda sağlamaz.Birikince icra konusu olur cinayetlere sebebiyet verir sadece. Saygılarımla

Alıntı:

---

romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Swan onu kastetmek istemedim. Yani boşanma mevzularında her çiftin sorunu kendi içinde özeldir. Kimde kusur olduğu yaşanan olaylara bağlıdır. Yani her boşanma davasında erkek karısını döver diye bir genelleme yapılmış olsa bile her boşanma davası açan kadın dayak yiyor anlamına gelmez. Ben eşime hiç dayak atmadım, hakaret de etmedim ama bakıyorum da bütün hukukçular " sen eşini dövmediysen sana niye dava açtı o zaman" diye eleştiriyorlar. Bir kadının dava açması için illa dayak yemesi gerekmez ki. Hiç dayak yemeyen bir kadın dava açıyorsa mahkemeyi kazanabilmek için yalan beyanlar verecek demektir. Eşim beni hergün dövüyor diyecektir. Tabi gözünde bağ olmayan hakim de işin kolayına kaçacak ve "zaten her erkek karısını dövüyor, bu da kesin dövmüştür "diyerek her türlü rezilliğe çanak tutacak demektir. Zaten öyle oluyor. Ailelerin yıkılmasının en büyük sorumlusu hakimler oluyor. Hiç bir erkek karısından ayrılmak istemez, seven erkek de karısını dövmez bence. Bir de bu şekilde düşünmek lazım. O yüzden evini terkeden kadına hiç bir somut delil olmadan tedbir nafakası bağlamak ailelerin arasına husumet sokmaktan başka bir işe yaramıyor. zaten 250 TL nafaka hiç bir kadına veya çocuğuna bir fayda sağlamaz.Birikince icra konusu olur cinayetlere sebebiyet verir sadece. Saygılarımla

---

Bakın benim ilk davamda tedbir nafakası 4. yada 5. duruşmada ısrarla talep ettiğimizde çocuk için oda sosyal durum araştırmasına bakıldıktan sonra verildi ki o zamana göre komik bir rakamdı. 3 yıllık süreçte ise o davanın kesinleşmesinden 1 yıl sonra tedbir nafakasının artırılması istemli bir dava açarak yine 1 yıl süren dava sonucu bir miktar daha artırabildik. Şimdi görülen ve 1 yıldır süren davada ise çocuğun giderlerini faturalarıyla beraber ve babasının gelirini belgesiyle sunduğumuz halde ve sosyal durum araştırması dosyaya girdiği halde hakim babanın gelirinin iş yerine tekrar sorulmasından sonra ara kararla bu konuda karar verebileceğini söyledi. Bunları neden anlatıyorum tedbir nafakası öyle kafadan gözü kapalı bağlanmıyor. Adı üstünde tedbir nafakası mahkeme süresince tedbiren verilen nafaka. Hakim resen zaten gerekli görüyorsa bu kararı almak zorunda yasa öyle diyor. Adalete inanarak mahkemeye gidiliyorsa çıkan kararada saygı duyulmalıdır bence. Siz haksız yere ödediğinizi düşündüğünüz için hazmedemiyorsunuz ancak yapacak bir şey yok.

İyi akşamlar.

Tabi eğer çocuk varsa nafaka ödemekten kaçınmaz hiç kimse. Size de davanızda başarılar dilerim. İyi akşamlar

Alıntı:

---

romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı

Nafaka konusunda medeni kanunda net bir açıklama bulamadım, tamamen hakimin takdirine bırakılmış arabesk bir yapı var sanki. Medeni Kanun'da erkek kadına nafaka ödemekle yükümlüdür diye bir madde göremedim. Varsa öğrenmek isterim.

---

öyle bir madde yok ve olmazda erkek herzaman para kazana biridir mantıgı vardır kadında herzaman kaybeden taraf olarak görülür ama ne hikmetse dizi filmlerden basına kaldıramayan kadınlarımız ve kızlarımız orada hayatı detaylı bir sekılde ögreniyolar!!! iş bosanma olayına gelıncede eşitlikten bahsediyorlar kalk tv basında eşitlik yaşayalım kadınlar çorba ve makarna ile eşitlik olmuyor.

V. Boşanmada tazminat ve nafaka

1. Maddi ve manevi tazminat
MADDE 174.- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

2. Yoksulluk nafakası
MADDE 175.- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

*****

Nafaka ve tazminata ilişkin Medeni Kanun hükümleri yukarıda. Madde metinlerinde, kadın veya erkekten söz edildiğini gören var mı? Özellikle koyulaştırdğım "taraf" ibaresinden ne anlıyorsunuz?

Cok cok aykiri ve acikca adaletsiz olan hakim yaklasimlarini bir kenara birakarak konusuyorum, kadinlarin is ve sosyal hayatlarinda kadin olduklari icin karsilastiklari zorluklari, garip garip tavirlari, esitsiz ve hakkaniyetsiz yaklasimlari ortadan kaldirmak icin herhangi bir caba gosterilmedigi muddetce, gorevi adaleti ve hakkaniyeti saglamak olan hakimlerin de kadin leyhine boyle kararlar vermesini yadirgamak abesle istigaldir.

Kendilerine "haksizlik" yapildigindan yakinan erkekler gitsin 3 tane calisan kadin bulsun ve hem is hayatinda hem de sosyal yasamda bizzat erkekler tarafindan maruz birakildiklari zorluklari anlattirsinlar o kadinlara. Sadece "ilerde hamile kalir simdi bu, dogum izni mizniyle ugrasmayalim simdi" ya da "bu kadinlar da hemen agliyorlar yahu" diye dusunerek kadinlari ise almaktan imtina eden/isyerinde eziyet eden patronlari islah edin once siz, ondan sonra nafaka icin aglarsiniz.

Alıntı:

---

ozca rumuzlu üyeden alıntı

Cok cok aykiri ve acikca adaletsiz olan hakim yaklasimlarini bir kenara birakarak konusuyorum, kadinlarin is ve sosyal hayatlarinda kadin olduklari icin karsilastiklari zorluklari, garip garip tavirlari, esitsiz ve hakkaniyetsiz yaklasimlari ortadan kaldirmak icin herhangi bir caba gosterilmedigi muddetce, gorevi adaleti ve hakkaniyeti saglamak olan hakimlerin de kadin leyhine boyle kararlar vermesini yadirgamak abesle istigaldir.

Kendilerine "haksizlik" yapildigindan yakinan erkekler gitsin 3 tane calisan kadin bulsun ve hem is hayatinda hem de sosyal yasamda bizzat erkekler tarafindan maruz birakildiklari zorluklari anlattirsinlar o kadinlara. Sadece "ilerde hamile kalir simdi bu, dogum izni mizniyle ugrasmayalim simdi" ya da "bu kadinlar da hemen agliyorlar yahu" diye dusunerek kadinlari ise almaktan imtina eden/isyerinde eziyet eden patronlari islah edin once siz, ondan sonra nafaka icin aglarsiniz.

---

Hakimlerimiz evrensel kural da olduğu üzere öncelikle Anayasa kanun ve tüzüklerle hareket ederler..

Alıntı:

---

Av.Ferda Aydın rumuzlu üyeden alıntı

Hakimlerimiz evrensel kural da olduğu üzere öncelikle Anayasa kanun ve tüzüklerle hareket ederler..

---

Pek guzelmis. Bu durumda mahkemelerde verilen kararlarin hicbirinin hukuki olarak eksik, yanlis, sakat olmadigini da savundugunuzu varsayarak soruyorum, ust denetleme mekanizmalari ne icin vardir o zaman? Her hakim evrensel hukuka gore zaten karar verecek ise avukatlik mekanizmasi ne ise yarar? Hukuk sistemi aradaki hatalari eleyebilmek icin boyle cok ayakli bir mekanizma olarak dusunulmus ve kurulmustur.

Hakimlik cok onurlu bir meslektir ancak zaman zaman yanlis ve hakkaniyetsiz kararlar verirler, bunu inkar ederek yasiyorsaniz sizin bileceginiz istir, karisamam.

Ayrica hakimlere taninan takdir yetkisinin evrensel kurallarla bir ilgisi de yoktur. Adi ustunde kendi takdiridir. Bir seyin evrensel olmasi takdire, yoruma acik olmamasi anlamina gelir.

Alıntı:

---

ozca rumuzlu üyeden alıntı

Pek guzelmis. Bu durumda mahkemelerde verilen kararlarin hicbirinin hukuki olarak eksik, yanlis, sakat olmadigini da savundugunuzu varsayarak soruyorum, ust denetleme mekanizmalari ne icin vardir o zaman? Her hakim evrensel hukuka gore zaten karar verecek ise avukatlik mekanizmasi ne ise yarar? Hukuk sistemi aradaki hatalari eleyebilmek icin boyle cok ayakli bir mekanizma olarak dusunulmus ve kurulmustur.

Hakimlik cok onurlu bir meslektir ancak zaman zaman yanlis ve hakkaniyetsiz kararlar verirler, bunu inkar ederek yasiyorsaniz sizin bileceginiz istir, karisamam.

Ayrica hakimlere taninan takdir yetkisinin evrensel kurallarla bir ilgisi de yoktur. Adi ustunde kendi takdiridir. Bir seyin evrensel olmasi takdire, yoruma acik olmamasi anlamina gelir.

---

Avukatlık mekanizması mı?

Alıntı:

---

Av.Ferda Aydın rumuzlu üyeden alıntı

Avukatlık mekanizması mı?

---

Evet hanimefendi/beyfendi, avukatlik mekanizmasi. Icinde kamu hizmeti verdiginiz sistemdir kendisi. Yeni duymadiniz insallah?

Alıntı:

---

ozca rumuzlu üyeden alıntı

Evet hanimefendi/beyfendi, avukatlik mekanizmasi. Icinde kamu hizmeti verdiginiz sistemdir kendisi. Yeni duymadiniz insallah?

---

Kamu hizmeti kısmı doğru da avukatlık mekanizması diye bir mefhum duymamıştım...

Alıntı:

---

Av.Ferda Aydın rumuzlu üyeden alıntı

Hakimlerimiz evrensel kural da olduğu üzere öncelikle Anayasa kanun ve tüzüklerle hareket ederler..

---

Alıntı:

---

ozca rumuzlu üyeden alıntı

Pek guzelmis. Bu durumda mahkemelerde verilen kararlarin hicbirinin hukuki olarak eksik, yanlis, sakat olmadigini da savundugunuzu varsayarak soruyorum, ust denetleme mekanizmalari ne icin vardir o zaman? Her hakim evrensel hukuka gore zaten karar verecek ise avukatlik mekanizmasi ne ise yarar? Hukuk sistemi aradaki hatalari eleyebilmek icin boyle cok ayakli bir mekanizma olarak dusunulmus ve kurulmustur.
Hakimlik cok onurlu bir meslektir ancak zaman zaman yanlis ve hakkaniyetsiz kararlar verirler, bunu inkar ederek yasiyorsaniz sizin bileceginiz istir, karisamam.
Ayrica hakimlere taninan takdir yetkisinin evrensel kurallarla bir ilgisi de yoktur. Adi ustunde kendi takdiridir. Bir seyin evrensel olmasi takdire, yoruma acik olmamasi anlamina gelir.

---

Alıntı:

---

Av.Ferda Aydın rumuzlu üyeden alıntı

Avukatlık mekanizması mı?

---

Sn Ferda Aydın. Bu kadar söz arasından bunu mu buldunuz ? :))

Doğru olan Hakimlerimizin çoğu evrensel kural da olduğu üzere öncelikle Anayasa kanun ve tüzüklerle hareket etmeye çalışırlar

Alıntı:

---

DUKAMBA rumuzlu üyeden alıntı

Sn Ferda Aydın. Bu kadar söz arasından bunu mu buldunuz ? :))

Doğru olan Hakimlerimizin çoğu evrensel kural da olduğu üzere öncelikle Anayasa kanun ve tüzüklerle hareket etmeye çalışırlar

---

Doğruluğu tartışılır mı?

elinize sağlık

Alıntı:

---

eko002 rumuzlu üyeden alıntı

elinize sağlık

---

Nasıl yani? :))

Alıntı:

---

Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı

Erkeğin kadına nafaka ödemesi diye bir durum yok. Medeni kanunumuz da diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ''pozitif ayrımcılık''esasını gözetir. Bu eşdeğer koşullarda kadının erkekten daha zayıf olması esasına dayanır.

Ancak kadın kesin kabahatli ise yani aldatmış nedensiz evi terketmiş gibi kesin ispatlar durumunda durum tersine dönmektedir. Hatta kadının ekonomik durumu iyiyse erkeğee tazminata mahkum edilmektedir.

Taktir edersiniz ki ''karısı yüzünden işini bırakan erkek'' deyimi yoktur. Ancak tersi varittir. Siz hiç töre cinayetinde öldürülen erkek duydunuz mu? Allah kahretsin oğlumuz 20 kızla yatmış diye toplanan aile meclisinden çıkan ölüm kararı duydunuz mu? Dizi hizasında etek giydi diye ''o...'' damgası yiyerek aile meclisi kararıyla öldürülen kadınlarla dolu bir ülke burası. Bırakında hukuk biraz pozitif ayrımcılık yapsın erkek olarak bizler yapamazken.

---

Size katılıyorum ellrinize sağlık çok güzel bir cevap olmuş

Alıntı:

---

Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı

Erkeğin kadına nafaka ödemesi diye bir durum yok. Medeni kanunumuz da diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ''pozitif ayrımcılık''esasını gözetir. Bu eşdeğer koşullarda kadının erkekten daha zayıf olması esasına dayanır.

Ancak kadın kesin kabahatli ise yani aldatmış nedensiz evi terketmiş gibi kesin ispatlar durumunda durum tersine dönmektedir. Hatta kadının ekonomik durumu iyiyse erkeğee tazminata mahkum edilmektedir.

Taktir edersiniz ki ''karısı yüzünden işini bırakan erkek'' deyimi yoktur. Ancak tersi varittir. Siz hiç töre cinayetinde öldürülen erkek duydunuz mu? Allah kahretsin oğlumuz 20 kızla yatmış diye toplanan aile meclisinden çıkan ölüm kararı duydunuz mu? Dizi hizasında etek giydi diye ''o...'' damgası yiyerek aile meclisi kararıyla öldürülen kadınlarla dolu bir ülke burası. Bırakında hukuk biraz pozitif ayrımcılık yapsın erkek olarak bizler yapamazken.

---

Çok haklısın güzel yazmışın ama; madem durum böyle neden bazıları işlerine gelmeyince kadınlar erkeklerle eş değededir diyorlar. Ya acizdir ya da aciz değildir desinler bi otarafa bi bu tarafa dönüp durmasınlar.

Alıntı:

---

Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı

Erkeğin kadına nafaka ödemesi diye bir durum yok. Medeni kanunumuz da diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ''pozitif ayrımcılık''esasını gözetir. Bu eşdeğer koşullarda kadının erkekten daha zayıf olması esasına dayanır.

Ancak kadın kesin kabahatli ise yani aldatmış nedensiz evi terketmiş gibi kesin ispatlar durumunda durum tersine dönmektedir. Hatta kadının ekonomik durumu iyiyse erkeğee tazminata mahkum edilmektedir.

Taktir edersiniz ki ''karısı yüzünden işini bırakan erkek'' deyimi yoktur. Ancak tersi varittir. Siz hiç töre cinayetinde öldürülen erkek duydunuz mu? Allah kahretsin oğlumuz 20 kızla yatmış diye toplanan aile meclisinden çıkan ölüm kararı duydunuz mu? Dizi hizasında etek giydi diye ''o...'' damgası yiyerek aile meclisi kararıyla öldürülen kadınlarla dolu bir ülke burası. Bırakında hukuk biraz pozitif ayrımcılık yapsın erkek olarak bizler yapamazken.

---

Kadınlar, daha zayıf olduklarını pek kabul etmiyorlar sanki.

Alıntı:

---

DUKAMBA rumuzlu üyeden alıntı

Kanun bu şekilde ama uygulama o şekilde mi ? Malesef hakimin takdir hakkı herzaman kadından yana. Yıllarca bilinçaltımıza işlenen" kadın zayıftır" düşüncesi ile takdir hakkını birleştirdik mi gelsin nafakalar gitsin icralar .?

Birde buna kadınlık gururunu (bence gurursuzluğu) ekledinizmi tadından yenmiyor.

---

--kadın mı zayır olan?suan öyle bir güçlüler ki size anlatayım boşanma davam var.ve kadın çalışıyor 5 aydır üstelik sigortasız! başvursam ne olacka sgk ya yine mahkemem uzayacak zaten 3 yıl oldu davam devam ediyor?bu kadın mı zayır şimdi?---

Alıntı:

---

limonlusu rumuzlu üyeden alıntı

Bu bir serzeniş sadece. Eşimden ayrıyım ve kadın erkeğin eşit olduğu ülkemizde nafakayı her zaman erkek ödüyor.Medeni hukuk bu abes duruma bir son vermeli. Günümüzde artık kadınlar da çalışıyor onlar da para kazanıyor. Burada ezilen biz erkeklerdir.Bir boşanma davasında bile hakim her zaman kadından yana oluyor. Bu adaletsizlik değil mi, cinsiyet ayrımı değil mi?

---

Eşit olsaydık herkes kendi soyadını taşırdı. Ama yavaş yavaş kadınlar da itirazlar başladı merak etmeyin. Önce kocalarının soyadlarını alıyorlardı evlendiklerinde, sonra kocalarının soyadları ile birlikte kendi soyadlarını da taşımaya başladılar şimdi ise
sadece kendi soyadlarını taşıma savaşını kazandılar. Tabi AİHM e başvurarak.
Böyle olaylar Türkiye de devrimdir. Düşünebiliyormusunuz bir insanın(kadının) atasının soyadı kendisine hiç sormaya bile gerek duyulmadan bir nikahla tak diye değiştiriliyor. Bu daha trajik ve aşağılayıcıydı ben ce. Kadın erkek eşitliğine uymayan bir durum.

-----

Bu karar sizi çok üzdüyse siz de eşinize nafaka ve tazminat davası açın. Çalışıp ödesin.
Merak etmeyin ilerde uzuuuuuuun yıllar sonra erkekler kadınlardan nafaka tazminat istemeye başlar, daha sonra iki tarafta birbirine nafaka ve tazminat ödemez.. Ama bayağı zamanı var. Baksanıza ynei yeni kadınlar evlendikten sonra kendi soyadlarını taşıma hakkını elde ettiler.

Belki aynı konuya daha önce de yazdım, bilemiyorum. Ancak düşüncelerimde değişen bir şey yok. Kadın boşanma ile sebepsiz zenginleşmemeli. Evlenirken ne durumdaysa o hale iade olunmalı. Bu hem maddi hem de manevi olarak yapılmalı. Kadınların nafaka avlamalarına bir son verilmeli. Evlilik ticari bir sözleşme değildir.

Alıntı:

---

ramazansolum rumuzlu üyeden alıntı

Çok haklısın güzel yazmışın ama; madem durum böyle neden bazıları işlerine gelmeyince kadınlar erkeklerle eş değededir diyorlar. Ya acizdir ya da aciz değildir desinler bi otarafa bi bu tarafa dönüp durmasınlar.

---

Bence kadın ve erkek hem eşittir hem değildir.Somut duruma, alanlarına göre değişen bir durum bu.Siz güce kuvvete gelince bir erkekle kadını bir tutamazsınız fizyolojik bir gerçektir.Ancak çalışma hayatında maddi yükümlülüklerde bence kesinlikle eşittirler.Bildiğim kadarıyla hukuk düzenimizde erkek nafaka öder şeklinde emredici bir ibare yok.bence bu sadece eski yıllardan kalan bir anlayışın ifadesidir.eskiden erkek çalışır kadın evde otururdu güvencesi yoktu bakıma maddi desteğe muhtaçtı.ama artık günümüzde böyle bir durum söz konusu değil.tabiki tamamen önüne geçildi demiyorum ama kadının eve bağımlı olması önemli ölçüde bertaraf edildi ne mutlu ki.sonuç olarak evlilikler sona erdiğinde maddi yönden desteğe ihtiyacı olan taraf diğer tarafa nafaka ödemeli.nafakada ölçüt, cinsiyet ayrımları değil; maddi imkanlar olmalı.

Nafaka hükmü medeni kanunda açıkçayazıyor; ve yoruma yer bırakmayacak derecede net bir şekilde yazıyor. Boşanmada kusurlu taraf, kusuru olmayan tarafa uygun miktarda maddi ve manevi tazminat ve nafaka vermek zorundadır. Hakimler, bu kanuna aykırı karar veriyorsa, o hakimler meslekten atılmalıdır. İnsanlar, kötü niyetli ve hukuku bilerek çiğneyen hakimlere katlanmak zorunda değildir. Burda asıl sorun sistem değil, görevini kötüye kullanan hakimler ve bir de meşhur aksavcılardır. Saygılarımla

Alıntı:

---

gülenyüz rumuzlu üyeden alıntı

Eşit olsaydık herkes kendi soyadını taşırdı. Ama yavaş yavaş kadınlar da itirazlar başladı merak etmeyin. Önce kocalarının soyadlarını alıyorlardı evlendiklerinde, sonra kocalarının soyadları ile birlikte kendi soyadlarını da taşımaya başladılar şimdi ise
sadece kendi soyadlarını taşıma savaşını kazandılar. Tabi AİHM e başvurarak.
Böyle olaylar Türkiye de devrimdir. Düşünebiliyormusunuz bir insanın(kadının) atasının soyadı kendisine hiç sormaya bile gerek duyulmadan bir nikahla tak diye değiştiriliyor. Bu daha trajik ve aşağılayıcıydı ben ce. Kadın erkek eşitliğine uymayan bir durum.

-----

Bu karar sizi çok üzdüyse siz de eşinize nafaka ve tazminat davası açın. Çalışıp ödesin.
Merak etmeyin ilerde uzuuuuuuun yıllar sonra erkekler kadınlardan nafaka tazminat istemeye başlar, daha sonra iki tarafta birbirine nafaka ve tazminat ödemez.. Ama bayağı zamanı var. Baksanıza ynei yeni kadınlar evlendikten sonra kendi soyadlarını taşıma hakkını elde ettiler.

---

Evlenip babasından gelen soyadı değişeceği için çok sevinen hanımlar da var. :)

neden erkekler nafaka ödüyör diyorsunuz öyleyse neden kadınlara eziyet edip magdur ediyorsunuz siz erkekler hiçir kadın boşanmak için evlenmez bukadınlar için bir ar meselesidir kendine sahip çıkacak sevip sayacak doguracagı çocuklarına babalık yapsın velhasıl kocası olsun diye evlenir kadınlar siz erkekler gibi fiziksel ihtiyacı gidermek için degil. acbırakılmak itilmek kakılmak dövülmek sövülmek hertürlü şiddete maruz kalmak iftira hakaret için hiç bir kadın evlenmez erkeklere gücü yetse zaten başınada bunlar gelmez işte bu sebeplerden kadınları magdur ettiginizden dolayı genelde erkekler nafaka ödüyordur bence .................................................. .daha yazmaya kalksam sayfalar yetmez saygılar

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Kadın boşanma ile sebepsiz zenginleşmemeli. Evlenirken ne durumdaysa o hale iade olunmalı. Bu hem maddi hem de manevi olarak yapılmalı. Kadınların nafaka avlamalarına bir son verilmeli. Evlilik ticari bir sözleşme değildir.

---

Her kadın boşandığı zaman evlenirken bulunduğu duruma dönmüş olamıyor ama ne yazıkki.Maddi ve özellikle de manevi açıdan kayba uğramış,yıpranmış,incinmiş oluyor birçoğu.Toplum içerisinde bir de boşanmış-dul kadın damgası yiyor,işe girerken,ev tutarken,tek başına yaşarken yada ailesiyle bile yaşasa bu durum sürekli önüne getiriliyor,bekarken içe dönük bir hayat yaşıyorsa boşanınca daha da içedönük ve asosyal olması gerekiyor aman bir laf gelmesin yanlış anlaşılmasın diye.Ya da bekarken yaşayabildiği sosyal hayatına, dul damgası yemiş bir kadın olarak aynen geri dönemiyor.Erkek için ise hiçbir şey değişmiyor,bıraktığı yerden devam edebiliyor kolayca,hiçbir yerde de karşısına engel olarak çıkmıyor boşanmışlık hali.İşte bu yüzden boşanmış bir kadın için hayat çok zorlaşıyor,bu yıkımın sonucunda en azından bir miktar nafaka bari alması kadına çok görülmemeli bence.

Bir başkasının, özellikle kadının ve çocukların geçimini sağlayacak nafakayı ödemek bir onurdur, bu onur da ancak erkeklere yakışır.

Alıntı:

---

selinselam rumuzlu üyeden alıntı

neden erkekler nafaka ödüyör diyorsunuz öyleyse neden kadınlara eziyet edip magdur ediyorsunuz siz erkekler hiçir kadın boşanmak için evlenmez bukadınlar için bir ar meselesidir kendine sahip çıkacak sevip sayacak doguracagı çocuklarına babalık yapsın velhasıl kocası olsun diye evlenir kadınlar siz erkekler gibi fiziksel ihtiyacı gidermek için degil. acbırakılmak itilmek kakılmak dövülmek sövülmek hertürlü şiddete maruz kalmak iftira hakaret için hiç bir kadın evlenmez erkeklere gücü yetse zaten başınada bunlar gelmez işte bu sebeplerden kadınları magdur ettiginizden dolayı genelde erkekler nafaka ödüyordur bence .................................................. .daha yazmaya kalksam sayfalar yetmez saygılar

---

Aşk için evlenmiyor kadınlar demek.
Evlilikte aşk yoksa sonuç ne olur?
Ne garip, aşk için intihar eden kadın yok sahiden de.

:alala

Alıntı:

---

lektem71 rumuzlu üyeden alıntı

Aşk için evlenmiyor kadınlar demek.
Evlilikte aşk yoksa sonuç ne olur?
Ne garip, aşk için intihar eden kadın yok sahiden de.

:alala

---

kadınlar sevgisiz yaşayamazki sevgi ve ask erkeklerde olsa eşlerine yanlış yapmaz ve nafaka vermek zorundada kalmazlar yuva yıkılmaz ayrıca boşanıpta zengin olan bir kadına hiç rastlamadım saygılar.......

Alıntı:

---

lektem71 rumuzlu üyeden alıntı

Evlenip babasından gelen soyadı değişeceği için çok sevinen hanımlar da var. :)

---

Bilmiyorum öyleleri ile hiç tanışmadım. Ben doğduğumda bana verilen soyadımdan hep gurur duydum. Babam belki kendi babasının soyadına değer vermedi ama biz dedemizin soyadı gururla taşıdık. Babamızın değil dedemizin soyadı olduğu için. Yakın bir zaman da ben de dedemin (babamın) soyadını kimliğimde 2. soy isim olarak taşımaya başlayacağım.

Ama sizin bahsettiğiniz şu olabilir. Hani evlenebilmek için türlü oyunlara başvuran erkeğin gözünü boyamak için __senin soyadını taşımak bana gurur verirdi___ diyen bazı kızlar olabilir. Yoksa hangi insan yıllarca leke sürmeden taşıdığı soyadını hiç kan bağı olmayan erkeğin soyadını taşımak için red eder ve bundan gurur duyar ki.

Siz kendi soyadınızı yıllarca taşıyıp sonra da 1 kalemde silermisiniz?