-
Re: M.K.Atatürk - Bursa Nutku
Nedense kemalist-ulusalcı cenah bu Bursa Nutkundan epey ilham alıyor
Yaptıklarını Bursa nutku ile meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Deniz Gezmiş'ler mesela... Veya ergenekoncular da Bursa Nutku'ndan ilham alarak bu tip şeyleer giriştiklerini malumunuz...
-
Re: M.K.Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
maviinsan rumuzlu üyeden alıntı
Nedense kemalist-ulusalcı cenah bu Bursa Nutkundan epey ilham alıyor
Yaptıklarını Bursa nutku ile meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Deniz Gezmiş'ler mesela... Veya ergenekoncular da Bursa Nutku'ndan ilham alarak bu tip şeyleer giriştiklerini malumunuz...
Sadece yazı yazmak için yazı yazmayın
Üstü kapalı olarak ne düşünüyorsunuz inceden inceye nereye gönderme yapmaya çalışıyorsunuz!
Ey Türk istikbalinin evlâdı! [u]İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!</u> Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
-
Re: M.K.Atatürk - Bursa Nutku
Bursa Nutku tabiki vardır zaten her kelimesinde bir Atatürk fışkırır Devrimci halkçı anlamlarla.Atatürk devletçidir ama yolsuzluk yada yobazlık devletçisi değil halk devletçisi bunun içindir ki teslim olmuş bir orduyu ayağa kaldırmıştır ve orduların bir gün teslim olabileceğini ama asıl olanın gençlik olduğunu bu nutukta teoriye dökmüştür birazcık beyni olan zaten bunun Atatürkün söylemi olduğunu anlar.Amaa eğer siz 2008 yılında Atatürkün her halinden Amerikalı yı fırçaladığını görüpte sonradan seslendirmeyle iki halkın ne kadar da iyi dost olduğu yalanını uydurursanız bunu herkes bir bakışta anlar efendiler.
-
Re: M.K.Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
maviinsan rumuzlu üyeden alıntı
Nedense kemalist-ulusalcı cenah bu Bursa Nutkundan epey ilham alıyor
Darısı başınıza diyeceğim ama ümitsiz görünüyorsunuz,yine de nezaketen acil şifalar diliyorum size.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
maviinsan..gunesin isigindan nasibini alamayanlar.GUNESin isigi gözlerinizi kamastirir elinizle gölgelersiniz hem gözlerinizi hem zihinlerinizi.son zamanlarda sokakta yururken,toplu tasima araclarinda,duraklarda cember sakalli takkeli ve kara carsafli, tarikatci turbanlilari görunce birden agzimdan bir mars dökuluyor tutamiyorum kendimi.YASA MUSTAFA KEMAL PASA YASA,ADIN YAZILACAK MUCEVHER TASA.Bizler yazmisiz yuregimize,zihinlerimize.Yazdiriyoruz yazdiracagiz da cocuklarimizin yureklerine.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
hilaldeniz rumuzlu üyeden alıntı
maviinsan..gunesin isigindan nasibini alamayanlar.GUNESin isigi gözlerinizi kamastirir elinizle gölgelersiniz hem gözlerinizi hem zihinlerinizi.son zamanlarda sokakta yururken,toplu tasima araclarinda,duraklarda cember sakalli takkeli ve kara carsafli, tarikatci turbanlilari görunce birden agzimdan bir mars dökuluyor tutamiyorum kendimi.YASA MUSTAFA KEMAL PASA YASA,ADIN YAZILACAK MUCEVHER TASA.Bizler yazmisiz yuregimize,zihinlerimize.Yazdiriyoruz yazdiracagiz da cocuklarimizin yureklerine.
MArş söyleyip anca kendini avutursun kardeşim :p
-
Re: M.K.Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
maviinsan rumuzlu üyeden alıntı
Nedense kemalist-ulusalcı cenah bu Bursa Nutkundan epey ilham alıyor
Yaptıklarını Bursa nutku ile meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Deniz Gezmiş'ler mesela... Veya ergenekoncular da Bursa Nutku'ndan ilham alarak bu tip şeyleer giriştiklerini malumunuz...
Bu çok ahlaksızca ve edepsizce bir beyan.Ve hatta üstadlarına bile şapka çıkarttıracak bir beyan. Sapla samanı karıştırmış,elmayla armudu toplamış bir beyan. Hoş günümüzde bizle armut yemiyoruz, kimlerin yediği malum.:kızgın: :kızgın: :kızgın: :kızgın:
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
maviinsan rumuzlu üyeden alıntı
MArş söyleyip anca kendini avutursun kardeşim :p
Amacınız provokasyon ise bu sitede böyle şeylere izin verilmediğini öğreneceksiniz. Yok eğer bunlar gerçek düşünceleriniz ise bu sitede herkesin yasalara ve site kurallarına uymak; kişilere ve kişilik haklarına saygılı olmak kaydıyla her türlü yorumu yapabileceğini, aksi durumda sitemizde yeri olmadığını da öğreneceksiniz.
Bu tutuma devam edecek olursanız, siz de bir şeyler öğrenmiş olmakla "anca" avutursunuz artık kendinizi.
Not: Bunu site yönetiminin bir uyarısı olarak değerlendirin.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Sayın exclusive;
Atatürk'ün Bursa nutku olarak bilinen metnin tartışmalı bir metin olduğunu ve uydurma olma ihtimalini bu forumda ciddi şekilde ele alan kişi ben olduğumdan; "...birazcık beyni olan zaten bunun Atatürkün söylemi olduğunu anlar" şeklindeki cümleniz bana çok kaba ve çok gereksiz geldi. Bu söyleminiz fikir tartışması değil, biraz saldırı gibi olmuş. Konu hakkında düşüncesi olanlar düşüncesini söyler, düşüncesi olmayanlar da hakaret ve saldırıda bulunur. Yani hakaret ve saldırı aslında bir düşünce acizliğinin bir ifadesidir.
Bu metnin Atatürk'e ait olmadığından bahsederekn, biz de kafamızdan atmadık. Bazı bilim adamlarının ve yazarların eserlerini kaynak gösterdik. Örneğin, şu anda Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı olan Prof. Dr. Sina Akşin'den ve Atatürk ve Cumhuriyet tarihi ile ilgili çok sayıda eseri bulunan Mahmut Goloğlu'ndan alıntı yaparak böyle bir iddiada bulunmuştuk. Sizin ifadenize göre bunların da "birazcık beyni" yok demek ki...
Herkes benim gibi düşünmek zorunda olmadığı gibi ben de herkes gibi düşünmek zorunda değilim. Hiç bir zaman bu konuda benim gibi düşünmeyenleri "beyinsiz" olarak nitelemeyi düşünmedim. Farklı düşünmeleri gayet doğaldır, saygı duyuyorum. Benim gibi düşünmeyenlerin de asgari benim gösterdiğim saygı kadar saygı göstermesi gerekir diye düşünüyorum.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Amacınız provokasyon ise bu sitede böyle şeylere izin verilmediğini öğreneceksiniz. Yok eğer bunlar gerçek düşünceleriniz ise bu sitede herkesin yasalara ve site kurallarına uymak; kişilere ve kişilik haklarına saygılı olmak kaydıyla her türlü yorumu yapabileceğini, aksi durumda sitemizde yeri olmadığını da öğreneceksiniz.
Bu tutuma devam edecek olursanız, siz de bir şeyler öğrenmiş olmakla "anca" avutursunuz artık kendinizi.
Not: Bunu site yönetiminin bir uyarısı olarak değerlendirin.
Sayın av.Dilek kuzulu Yüksel;niye böyle katı,tehditkar yazıyorsunuz,insanları sindirnekten ne anlıyorsunuz bırakın insanlar konuşsun, madem sizin görüşlerinizi yazacaklar niye varlar ozaman,bu yaptığınız Doğrumu...Sayın Yüksel sizin demokratliğiniz nerede kaldı,insanları sindirirseniz beni sindirdiğiniz gibi site sizin gibilere kalır, ozaman umarım problem olmaz... Sayın Yüksel
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
[quote=abdulmecid;242657]
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Amacınız provokasyon ise bu sitede böyle şeylere izin verilmediğini öğreneceksiniz. Yok eğer bunlar gerçek düşünceleriniz ise bu sitede herkesin yasalara ve site kurallarına uymak; kişilere ve kişilik haklarına saygılı olmak kaydıyla her türlü yorumu yapabileceğini, aksi durumda sitemizde yeri olmadığını da öğreneceksiniz.
Bu tutuma devam edecek olursanız, siz de bir şeyler öğrenmiş olmakla "anca" avutursunuz artık kendinizi.
Not: Bunu site yönetiminin bir uyarısı olarak değerlendirin.[/QUOTSayın av.Dilek kuzulu Yüksel;niye böyle katı,tehditkar yazıyorsunuz,insanları sindirnekten ne anlıyorsunuz bırakın insanlar konuşsun, madem sizin görüşlerinizi yazacaklar niye varlar ozaman,bu yaptığınız Doğrumu...Sayın Yüksel sizin demokratliğiniz nerede kaldı,insanları sindirirseniz beni sindirdiğiniz gibi site sizin gibilere kalır, ozaman umarım problem olmaz... Sayın Yüksel
İnanın ki problem olmaz sayın abdülmecit.
Bu sitedeki DEMOKRASİ bizim izin verdiğimiz kadardır.Her web sitesinde olduğu gibi burada da bazı kurallar ve kırmızı çizgiler vardır.Bunlar ihlal edildiği veya aşıldığı zaman (ki bunun takdiri de bizdedir) gereği yapılır.
Hem siz neden maviinsanı savunma gereği duymuşsunuz ki bunca zaman sonra anlayamadım. Bu tavrınızla sayın Yüksel' i kişsel bir hedef almış olmuyor musunuz? Unutmayın ki niyetiniz buysa site yönetimi olarak toıpyekûn karşınızdayız demektir.
Hatırlatayım, bu sitenin kırmızı çizgisi, Atatürk'e, onun devrimlerine, cumhuriyetimize, laik düzene SALDIRI boyutuna varmış olmaktır.
Siz de bu çizgiye çok yaklaşmış durumdasınız.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Abdülmecid bey;
Sizin başka işiniz gücünüz yok mu? Dikkatimi çekiyor her foruma ilgisiz bir şeyler yazıyorsunuz. Bari ele avuca gelir bir şey yazınız.
''MArş söyleyip anca kendini avutursun kardeşim .''
Cümlesi nasıl bir görüş bildiriyor sizce ki savunuyorsunuz? Madem savunmaya yöneldiniz bir şeyler diyinde değeri olsun.
Yukardaki cümlenin mantıki hukuki bir anlamı yok. Aslında hiç bir şekilde bir görüşte bildirmiyor. Kaba( Hukuk sitesinde kimse kimseyi tanımazken kardeşim abla abi gibi sözcükler kullanılmaz. SİZ diye konuşulur , hani hızlı yazarken ya da uzun bu bazen SEN e dönüşür o kabuledilebilir ) Konuyla ilgisi yok sadece karşı tarafı sinirlendirmek ve provoke etmeye yönelik bir cümle , hani yürüyüşlerde mitinglerde filan korkulur ya provakötöre dikkat diye o provakötör gelir ilgisiz bir slogan bir taş atar ortalık yangın yerine döner işte bu cümle aynen o. Dikkat ederseniz peş peşe on yazı yazmış bakmış olmuyor kendisi atılacak gitmiş.
Sanıyorum birde yanlış anlaşılma var bu sitenin amacı önüne gelenin istediğini söylemesi değil. Öyle bir misyonumuz amacımız yok. Siz bu maddeyi net anlayamadız.
Öncelikle hukuk hukuki tartışma platformudur bu site , daha sonra hukuksal sorunlar gelir daha sonra da diğer forumlar. Diğer forumlarda kontrol altındadır. ATATÜRK başta olmak üzere LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİ aleyhine yazı yazılması bizim DEMOKRASİMİZE BOL GELMEKTEDİR. İnsanlar ne hikmetse hiç bir devlet kurumundan yada başka sitelerden beklemediği DEMOKRASİYİ bizden beklemektedir ki tek biz sınırlarımızı belirlemiş olmamıza rağmen. Her nekadar siz yanlış anlayacaksanızda yazayım bakın . Örneğin site kurallarımızdan birisi açılmış bir forumda forumla ilgisiz yazı yazmak üyeliğin sonlandırılması için yeteri nedendir. Siz siteye üye olurken okuduğunuz şartnameyi kabul ettiniz. Bu maddeyi de kabul ettiniz ama okumadığınızdan farkında değilsiniz. Buna rağmen sitenin bir yöneticisine ( ki başka bir forumda da bana ) ahkam kesiyorsunuz. BUNA HAKKINIZ YOK. Ahkam kestiğiniz kişiler bu sitenin ADMİNLERİ ve bu siteyi ayakta tutan kişiler. 120 bini aşan üye sayısı kolay elde edilen bir onur değildir Abdülmecid bey... Hemde seks arkadaş bulma müzik indir mp3 dinle gibi akla zarar bölümler olmamasına rağmen.
Hiç düşündünüz mü bu nasıl oluyor diye ? Düzeyin daima korunmasından oluyor. Siz Haddinizi çok aşmanıza rağmen hala buradaysanız emin olun ki site yönetiminin demokrasisinin sınırlarının bir çok yerden geniş olmasındandır. Sizden bundan sonraki iletilerinizde daha dikkatli daha ölçülü ve anlaşılır olmanızı rica edeceğim. Her iletiye yada size yapılan uyarıya yanıt vermek zorunda değilsiniz. Düşüncelerinizi daha derli toplu anlatınız. Ama düşünceler sizin olsun. Ve her iletinize dini bir kılıf söz bağlamayınız. Burası diyanet fethullah yada adnan hoca sitesi değil HUKUKİ.NET
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
BURSA NUTKU gerçek değildir diye bir yargıya ulaşmak MUSTAFA KEMAL'i hiç tanımamış olmakla eşdeğerdir...
BURSA NUTKU'nun ne maksatla, nerede, nasıl ve hangi şartlarda söylendiği, Milli Mücadele Tarihimizin ne maksatla, nerede, nasıl ve hangi şartlarda yapıldığı ile eşdeğerdir...
BURSA NUTKU Yunan işgal kuvvetlerini şehirlerine davet eden Bursa eşrafının ve onların "cemaat"inin şehrinde o eşrafın suratına bir utanç abidesi olarak okunmuş bir kötek NUTKUdur...
BURSA NUTKU vatanı kurtarmak için çalışan ve bu uğurda terini ve kanını akıtanları ANARŞİST olarak görenlerin safında yer alanlara karşı ONURUN VE GURURUN NUTKUDUR...
BURSA NUTKU hakkında tereddütü olan veya açıktan açığa reddedenler ister sivil olsun ister asker, TAM BAĞIMSIZLIK ve EGEMENLİK duyguları körelen, satın alınmış olan zavallı mahluklardır...
Haydi böyle bir NUTUK olmasa bile bu güzelim NUTUKa değer verip sahiplenmemek hizmet noktasındakiler için ÖDÜN PATLADIĞI NOKTADIR...
VESSELAM!
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Bursa nutku ile ilgili düşüncelerimi burada daha önce yazdım. Tartışmalarda mümkün olduğunca seviyeli olmaya ve kimseye hakaret etmemeye çalıştım. Bu nutkun gerçek olmama ihtimalini kaynak göstererek tereddütlerimi ifade ettim.
Ancak, sayın horasan'ın bu nutukla ilgili tereddütü olanları (ki ben tereddütlüyüm) "satın alınmış zavallı mahluklar" olarak nitelemesini "alçakça bir saldırı" olarak değerlendiriyorum ve bu sözlerini kendisine iade ediyorum.
Biz Atatürk'ü ve bu nutkunu horasan denilen kişi gibi anlamak ve algılamak zorunda değiliz. Bu konudaki düşüncelerimizi yazarken kimseyi aşağılamadık, kimseye saldırmadık. Ama bizlere "satın alınmış zavallı mahluk" diyebilen kişi ancak kendini bilmez terbiyesizin biri olabilir. Sen zavallının da zavallısısın sayın horasan. Size hep "sayın" diye hitap ettim ama siz buna layık değilsiniz. Sizi adam zannedip de muhatap kabul etmekle hata etmişim anlaşılan.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
BURSA NUTKUnun konusu ne?
BURSA NUTKUnun istediği ne?
BURSA NUTKUnun beklediği ne?
BURSA NUTKUnun özü ne?
REJİM VE İNKILAPLARIN KORUNMASI VE KOLLANMASI...
Günümüzdeki kullanımıyla
CUMHURİYET VE DEVRİMLERİN KORUNMASI VE KOLLANMASI...
Şimdi birilerinin çıkıp da bu kutsal görevi tartışılır kılmaya çalışmasını geçen 80 küsür yılda DEMOKRATLAŞMAMIZ GEREKLİLİĞİ olarak sunması onun doğru ve iyi bir yolda olduğunu mu gösterir?
Bu değerler evrensel ve süreklilik arzeden değişmez değerler değil midir?
Algılamada güçlük çekenler için örneklemekte FAYDA var:
Siz hiç evine giren ve evini soyup eş ve çocuklarına tecavüz etmeye kalkan biri ile pazarlık eden veya güvenlik güçlerine ihbar için 'izin' isteyen DEMOKRAT birine rastladınız mı?
Bu tür mide bulandırıcı bir örnekleme yaptığım için takip eden tüm üyelerden özür dilerim...
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
abdulmecid rumuzlu üyeden alıntı
Sayın av.Dilek kuzulu Yüksel;niye böyle katı,tehditkar yazıyorsunuz,insanları sindirnekten ne anlıyorsunuz bırakın insanlar konuşsun, madem sizin görüşlerinizi yazacaklar niye varlar ozaman,bu yaptığınız Doğrumu...Sayın Yüksel sizin demokratliğiniz nerede kaldı,insanları sindirirseniz beni sindirdiğiniz gibi site sizin gibilere kalır, ozaman umarım problem olmaz... Sayın Yüksel
Sayın abdulmecid,
Provokasyona ve kişilik haklarına saldırıya karşı çıkmak "katı" ve "tehditkar" olmak ise evet öyleyim. Uyarıyı dikkatle okursanız, ilgili üyenin görüşlerine herhangi bir yorumda bulunmadığımı, üslubundan dolayı uyarıda bulunduğumu görürsünüz. Benim görüşlerim sizinkiyle de hiç ama hiç uyuşmuyor, peki şimdiye dek size herhangi bir uyarıda bulundum mu? Hayır.
Demek ki benim tepkim görüşlere değil kural ihlallerine imiş. Demek ki benim derdim kimseyi susturmak değil, sitede düzeni sağlamak ve korumak imiş.
Sitemizin demokrasisi hakkında yorumda bulunmayacağım zira yönetimdeki arkadaşlarım gereken her şeyi yazmışlar.
-
Re: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Konu biraz eski fakat, Gençliğe Hitabe ile Bursa nutkunu yanyana koyduğumuzda çok da farklı anlamlar taşımıyorlar sanki.
ATATÜRK'ün GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Emre KONGAR'ın cevaplarığı bir mailde :
"Evet, BURSA NUTKU vardır ,Atatürk tarafında yazılmıştır "yanıtı alındı.
ALINTI:
Bursa nutku rahatsızlığı!
Atatürk’ün Bursa nutku yine tartışma konusu ediliyor.
Çünkü bu nutukta Atatürk, gençliğin Cumhuriyeti korumak için nasıl bir yöntem takip etmesi gerektiğini anlatıyordu. Bursa nutku, Atatürk’ün ölümünden sonra siyasi amaçlarla kullanıldığı için tartışma konusu edilmiştir. Mesela Mustafa Armağan, nutkun uydurma olduğunu iddia eder ama şu bilgileri de verir:
“Sonradan Bursa Nutku adıyla meşhur olacak bu metin ilk kez 1947’de Rıza Rüşen Yücer’in Atatürk’e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra adlı kitabında görülürse de, Celal Bayar tarafından 1949’da İzmir’de yapılan DP Büyük Kongresi’nde okutulmasına kadar yine kimsenin ilgisini çekmez. Bayar’ın menfaatlerine bir eldiven gibi uymaktadır.
9 yıl sonra bu defa CHP yanlısı Ulus gazetesine basılmış olarak görürüz onu. Bu defa amaç, DP’yi tehdittir. Tartışma alevlenince Cumhuriyet Savcısı Ulus gazetesi hakkında soruşturma açar. DP’nin bu nutku daha önce okuttuğunun ortaya çıkması üzerine ise Menderes’in baskısıyla savcılık takipsizlik kararı verir ve hadise kapanmış görünür.
1975 yılında Cafer Tanrıverdi tarafından yazılı metin olarak halka dağıtıldı. Bursa Nutku, bu defa savcılığa verilmekle kalmadı; ağır cezalık oldu. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen davada, bilirkişiye başvuruldu. Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Sami N. Özerdim mahkemeye Bursa Nutku metninin Atatürk’e ait olduğuna dair görüş ve belge sundular Mahkeme de, bilirkişinin görüşü paralelinde karar aldı ve böylece Bursa Nutku’nun Atatürk’e aitliği yasal kesinlik kazandı”
Oysa Türk Tarih Kurumu, konuyla ilgili ilk tespitini 1966’da yapmıştır. Karar şöyledir:
“Türk Tarih Kurumu Yönetim Kurulu’nun 24 Ekim 1966 tarihli toplantısında Bornova Asliye Hukuk Hakimliğinin 27/9/1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazısı ve bu yazıya ekli Atatürk’ün Bursa Nutku ile ilgili gerekli incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler sonunda bu sözlerin Atatürk’ün 1933 Şubatı’nda Bursa’da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliği ile varılmıştır.”
***
Şimdi elimde başka bir belge var. Hem de Murat Belge’nin çevirisi ile yayınlanmış, Lord Kinross’un “Atatürk; Bir Milletin Yeniden Doğuşu” eseri, bu konuya açıklık getiriyor.
Kinross, Bursa nutkunu ve Büyük Nutkun son bölümüne yer verdikten sonra, “Bu iki nutuk da 1960’da gençlik, Celal Bayar ve Menderes rejimine karşı başkaldırıp onların düşmesinde ve yerlerine geçici bir askeri rejimin gelmesinde büyük rol oynadığı zaman da çok tekrarlandı” diye noktayı koymuş. Bu çeviri, 1966 yılında Milliyet gazetesinde dizi yazsı olarak yayınlanmıştı.
***
Bursa nutkundan rahatsız olanlar, esas olarak Atatürk’ten de rahatsızdır. Çünkü Atatürk Büyük Nutkun son bölümünde “Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diyerek Bursa nutkundan daha ağır konuşmuştur. Bu sözlerin muhatapları elbette rahatsız olacaktır!
Arslan BULUT
Yeniçağ
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
“Türk Tarih Kurumu Yönetim Kurulu’nun 24 Ekim 1966 tarihli toplantısında Bornova Asliye Hukuk Hakimliğinin 27/9/1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazısı ve bu yazıya ekli Atatürk’ün Bursa Nutku ile ilgili gerekli incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler sonunda bu sözlerin Atatürk’ün 1933 Şubatı’nda Bursa’da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliği ile varılmıştır.”
Aynı karar ve başkaca kaynaklar Reşit Ülker'in, Atatürk'ün Gizlenen Bursa Nutku isimli kitabında da yer almaktadır. Şüphesi olanlara bu kitabı okumalarını tavsiye ederim.
Kitaptan ilginç ve güncel bir bölüm:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Ergenekon soruşturması sırasında bir sanığın evinde bulunan "Atatürk'ün Bursa Nutku" ile ilgili gizli araştırma yapılması yönünde talimat verdiği ortaya çıktı. İddianamenin ek dosyalarında yer alan yazışma belgelerine göre savcı, Mustafa Kemal'in 1930'larda artan aşırı dinci ayaklanmalara karşı "Cumhuriyeti koruyun" mesajı verdiği konuşmasının gerçek olup olmadığının araştırılmasını istedi.
Ergenekon davasının delilleri arasında bulunan "Atatürk'ün Bursa Nutku", İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Türk Tarih Kurumu arasında gizli yazışmalara neden oldu.
Ergenekon davasının ek dosyalarında yer alan yazışmalara göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan 10 Nisan 2008 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilen ve "gizli" ibaresi bulunan belgede, araştırmanın içeriği ve nedeniyle ilgili şu bilgilere yer verildi:
"İstanbul'da yürütülen bir soruşturma kapsamında yapılan operasyonda 'Mustafa Kemal Atatürk'ün Bursa Nutku 1933' başlıklı belge ele geçirilmiştir. Söz konusu belge incelenerek böyle bir nutuk belgesinin olup olmadığının araştırılması, neticenin ivedi olarak başsavcılığa gönderilmesi..."
Savcılığın talimatının ardından konu Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından TTK'ya bildirildi. Dönemin TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu imzasıyla yapılan açıklamada, TTK arşivinde 1966 yılında aynı konuyla ilgili yapılmış araştırma bulunduğu kaydedilerek "nutuk" diye bilinen sözlerin Atatürk'ün Şubat 1933'te Bursa'da bir akşam yemeğinde yaptığı konuşma olduğu açıklandı.
TTK'dan yapılan açıklamada, belgenin Ekim 1966'da Bornova Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Ege Üniversitesi Fikir ve Sanat Kulübü'nün Kapatılması Davası nedeniyle de araştırıldığı kaydedildi. Kulübün "Nasıl bir gençlik?" broşüründe de aynı sözlerin yer aldığı belirtilen açıklamada, Bursa Nutku'nun basında da çok kez kullanıldığına dikkat çekildi. Bursa Nutku, o dönemde gelişen aşırı dinci ayaklanmalara ve 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okunmasına karşı çıkan gösteriler nedeniyle okunmuştu."
Yine kitaptan ilginç bir bölüm daha:
"İzmir'de Bir Demokrat Parti Toplantısı
21 Temmuz 1949'da yurdun çeşitli yerlerinde, bu arada İzmir'de de 21 Temmuz 1946 seçimlerini protesto toplantıları düzenlenmişti. Bu toplantılarda, Demokrat Parti'nin II. Büyük Kongresi'nde 25 Haziran 1949 tarihinde oybirliğiyle kabul edilen ve siyasi tarihimize "Milli Husumet Andı" adıyla geçmiş bulunan Ana Davalar Komisyonu Raporu da okunmuştu.
Bu arada Milli Husumet Andı'na ek olarak Atatürk'ün Bursa Nutku da okunmuştur. Bu nutuk Demokrat Parti ileri gelenleri önünde okunmuş ve Demokrat Parti ileri gelenleriyle yüzlerce Demokrat Partili tarafından dakikalarca alkışlanmıştı."
"Okunduğuna Dair Belgeler
Demokrat İzmir Gazetesi (Demokrat Parti'nin yayın organı.) 'nin 22 Temmuz 1949 tarihli ve 957 sayılı nüshasının birinci sayfasında, sağ tarafta çerçeve içinde aynen şu sözler yazılmıştı:..."
(Yazılan sözler, kongrede okunduğu da belirtilen Atatürk'ün Bursa Nutku'nda söylediği sözlerdir, tekrara girmiyorum.)
Sonra ne mi olmuş? 1949'da alkışlanan bu sözler, 1958'de suç sayılarak hakkında soruşturma başlatılmış...
Eh artık bu kadarı yeter, merak edenler kitabı edinsinler, emeğe saygı... :)
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Atatürk'ün Bu Açıklayıcı ve Yol Gösterici , Devrimci Ruhunu Yansıtan Nutkunu Paylastıgınız İçin Teşekkürler..
Bursa Nutku , Tartışmalı Değildir.
1975 yılında; ilk kez yazılı metin olarak, Cafer Tanrıverdi tarafından halka dağıtılmasından sonra, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan kovuşturmada, dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Sami N. Özerdim’in katkılarıyla da, Atatürk’e ait olduğu kesinleşen nutkun, mahkemedeki orijinal metni aşağıdaki gibidir.Sonradan bulunan, mahkeme dosyasına da konulan, 1935 yılı yayını bir dergide vardır. Bursa’da bir gerici ayaklanma sonrası, Bursa’ya giden, Atatürk tarafından söylenen bu nutuktan bir bölüm de, Celal Bayar tarafından meclis kürsüsünden okunmuştur. Bu mahkeme kararından sonra, nutkun tamamı, serbestçe okunur, söylenir ve dağıtılır hale gelmiştir.
Mahkeme Tarafından Kesinleştirilen Nutkun Orjinal Metni :
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği !
5 Şubat 1933 - Bursa
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Atatürk'ün böyle önemli bir nutku varsa, neden uzun yıllar gizli kalmıştır hiç düşündük mü? Atatürk'ün sağlığında ve ölümünden sonra tek parti döneminin sonlarına gelinceye kadar nerede ve neden gizli kalmış? Acaba Atatürk'ün de mi haberi yoktu bu kendi nutkundan?
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Her şey bir yana sonsuza kadar ucu açık kötü amaçla kullanmaya fevkalade müsait bir içerik. E yap yapacağını polis gelirse ona da karşı koy seni hapse atacaklar daha ne devrimi kalmışsa yapılacak devrimleri düşün diren.
Atatürk'ün böyle bir nutku varsa dahi güvenilir elden tevilinin yapılması gerekir.
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Atatürk'ün böyle önemli bir nutku varsa, neden uzun yıllar gizli kalmıştır hiç düşündük mü? Atatürk'ün sağlığında ve ölümünden sonra tek parti döneminin sonlarına gelinceye kadar nerede ve neden gizli kalmış? Acaba Atatürk'ün de mi haberi yoktu bu kendi nutkundan?
Gizli Kalmamış Zaten. Zaten Dönemin Yaşayan Halkı Tarafından Bilinen Bir Nutuk Neden Tartışmaya açılsın ki . Bir Süre Sonra , Nutukda ki Sözlerİ Beğenmeyen ve Belki de Bu Sözler İşine Gelmeyen İnsanlar Tarafından İnkar Edilme Noktasına Gelinmiş. Ve Orada da Mesajda da Belirttiğim Gibi Gerek Meclis Kürsüsünden Bu Nutuk Okunmuş , Gerek Türk Tarih Kurumu Tarafından Nutkun Varlıgına İlişkin Kanıtlar Ortaya Konulmuş , Gerekse Mahkeme Kararıyla Nutkun Varlığı Kesinleşmiştir..
Böyle Güzide ,Yol Gösterici ve Varlığı Birçok Kez Kanıtlanmış Bir Mustafa Kemal Nutkunu Tartışmaya açmak(Varlık-Yokluk Tartışması) Hangi Amacı taşır Acaba ?
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Atatürk'ün sağlığında bu nutuk hiç bir şekilde gündeme gelmemiştir. O tarihte bu konuda herhangi bir yayın da yapılmamıştır. Atatürk öldükten sonra da böyle bir nutuktan bahseden olmamıştır. İlk gündeme gelmesi 1947'de olmuştur. 1947'ye kadar bu kadar önemli bir nutuk nasıl gizli kalmıştır? Atatürk'ün önemli konuşmaları hep not edilmiştir. Bu nutukla ilgili not nerede var? Altında Atatürk'ün parafı olduğunu söyleyen arkadaşlar var, ama nerede bu paraf? Altında Atatürk'ün parafı olan bir nutuk nasıl ve nerede gizlidir? Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı da yapmış olan Prof. Dr. Sina Akşin, neden bu nutkun uydurma olduğunu söylüyor?
Kanaatimce Atatürk'ün de bu nutuktan haberi yok. Atatürk'ten fazla Atatürkçü olan bir kısım Kemalistler, O'nun adına bir "doktrin" oluşturmaya çalışmışlardır. Oysa Atatürk ben "dogma" bırakmadım diyor, ama dinleyen kim.. Onlar Atatürkçülüğü Atatürk'ten daha iyi bildiklerini sanan kişiler..
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Atatürk'ün sağlığında bu nutuk hiç bir şekilde gündeme gelmemiştir. O tarihte bu konuda herhangi bir yayın da yapılmamıştır. Atatürk öldükten sonra da böyle bir nutuktan bahseden olmamıştır. İlk gündeme gelmesi 1947'de olmuştur. 1947'ye kadar bu kadar önemli bir nutuk nasıl gizli kalmıştır? Atatürk'ün önemli konuşmaları hep not edilmiştir. Bu nutukla ilgili not nerede var? Altında Atatürk'ün parafı olduğunu söyleyen arkadaşlar var, ama nerede bu paraf? Altında Atatürk'ün parafı olan bir nutuk nasıl ve nerede gizlidir? Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı da yapmış olan Prof. Dr. Sina Akşin, neden bu nutkun uydurma olduğunu söylüyor?
Kanaatimce Atatürk'ün de bu nutuktan haberi yok. Atatürk'ten fazla Atatürkçü olan bir kısım Kemalistler, O'nun adına bir "doktrin" oluşturmaya çalışmışlardır. Oysa Atatürk ben "dogma" bırakmadım diyor, ama dinleyen kim.. Onlar Atatürkçülüğü Atatürk'ten daha iyi bildiklerini sanan kişiler..
Herhangi bir kişi istedigini söyleyebilir , Önemli olan eldeki somut belge ve Hukuk kararlarıdır. Doğmatik Olan asıl 1947 Den Öncesini Yaşamayıp Yaşamış kadar Net konuşmaktır. Türk Tarih Kurumu ve Yargı Yalan mı söylüyor Yani ? Mahkemenin Bu Nutkun Varlığını Kanıtlayan Net Belgelerle Nutkun Varlıgını Kesinleştirmiş Olması da Mı Önemsiz ?Böyle bir konuda Hukuğa güvenmemek Ne kadar doğru olabilir ?
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
1) 1947 öncesine dair fikir beyan etmek için o dönemi yaşamak gerekmiyor. O tarihe kadar bu konuda bir yayın, konuyu gündeme getirme vs. yoktur diyorum. Varsa ben de öğrenmek isterim. Belki benim bilmediğim o döneme ait bir belge, başka bir yayın vs. varsa ve yazarsanız memnun olurum.
2) Tarihsel olaylar ne zamandan beri mahkeme kararları ile belirleniyor? Bu size doğru geliyor mu? Örneğin, ermeni meselesinde "bu konuyu tarihçilere bırakalım" denmiyor mu?
3) Türk Tarih Kurumu'nun bu konudaki tavrını hala net olarak anlayabilmiş değilim. Daha önce bu forumda iki meslektaşımın bahsettiği bir kitap var. O kitapta Türk Tarih Kurumu'ndan bahsediliyor, ama "bu nutuk uydurmadır" diyen Prof. Dr. Sina Akşin'in bu sözleri de Türk Tarih Kurumu'nun bir kitabında geçiyor.
4) "Atatürk'ün Bursa Nutku" adli kitabın yeni baskısı şu anda piyasada var. Hem eski baskıyı ve hem de yeni baskıyı inceledim. Kitabı bilimsel bulmadım. Elbette içinde ciddi iddialar var. Ama kafamdaki kuşkuları dağıtacak kadar tatmin edici değil. Zaten oldukça ideolojik yazılmış.
5) Bu nutukla ilgili yeni ve ciddi araştırmaya ihtiyaç var. Özellikle 1933 - 1947 yılları arasında nasıl gizli kalabildiği sorusunun cevabı araştırlmalı. Nutkun ilk söylendiği iddia edilen günün (günlerin) belgeleri, gazeteleri, dergileri, ajans haberleri, Atatürk'ün yanında bulunmuş kişilerin yayınlanmış(veya yaınlanmamış) anıları araştırlmalı.
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Atatürkün bursa nutku ile ilgili olarak internet üzerinden yapmış olduğum araştırmalardan elde ettiğim bilgileri aşağıda not ettim.
Söz konusu beyanların varlığı ve yokluğu üzerine ben başka bir bakış açısı getirmek istiyorum. Bursa nutkunun var olmadığını söyleyenlerin en çok dayandıkları genel tez "Atatürk'ün gençleri anarşiye teşvik etmesinin hiçbir mantığı olmadığı" yönündedir.
Bu sözler de
"türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. bunlarin lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. hemen müdahale edecektir. elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, "polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi degildir" diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. mahkeme onu mahkum edecektir. yine düşünecek: "demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!" onu hapse atacaklar. kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, ismet paşa'ya, meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını , kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin icabını yaptım. müdahale ve hareketimde haklıyım. eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!" işte benim anladiğim türk genci ve türk gençliği!"
Yukarıdaki sözleri varlığı tartışılmayan "gençliğe hitabe" ile karşılaştırmak uygun olacaktır.
"Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir"
ŞİMDİ SORUYORUM ARADA NE FARK VAR
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
türk tarih kurumu yönetim kurulu’nun 24 ekim 1966 tarihli toplantısında bornova asliye hukuk hakimliğinin 27/9/1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazısı ve bu yazıya ekli atatürk’ün bursa nutku ile ilgili sözlerin üzerine gerekli incelemeler yapılmıştır. bu incelemeler sonunda bu sözlerin atatürk’ün 1933 şubatı’nda bursa’da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliği ile varılmıştır.”
lord kinross, 'atatürk bir milletin yeniden doğuşu' isimli eserinde (ki atatürk hakkında yazılan en önemli kitaplardan biri olarak kabul edilir) 562.sayfada bursa nutku'na yer vermiştir.
563.sayfanın en altında ise kaynak olarak türk tarih kurumu'nun aldığı yukarıdaki kararı göstermiştir.
lord kinross'un diğer yapıtları hakkında bir fikir yürütemem ama bu kitabı damdan düşer gibi,oturduğu yerden yazmamıştır bunun bilinmesinde de fayda var.
ilginç bir haber :
istanbul cumhuriyet başsavcılığı, bir sanığın evinde çıkan nutkun araştırılması için talimat vermiş.
istanbul haber servisi - istanbul cumhuriyet başsavcılığı'nın, ergenekon soruşturması sırasında bir sanığın evinde bulunan "atatürk'ün bursa nutku" ile ilgili gizli araştırma yapılması yönünde talimat verdiği ortaya çıktı. iddianamenin ek dosyalarındaki yer alan yazışma belgelerine göre savcı, mustafa kemal'in 1930'larda artan aşırı dinci ayaklanmalara karşı "cumhuriyeti koruyun" mesajı verdiği konuşmasının gerçek olup olmadığının araştırılmasını istedi.
ergenekon davasının delilleri arasında bulunan "atatürk'ün bursa nutku" istanbul cumhuriyet başsavcılığı, istanbul emniyet müdürlüğü, ankara emniyet müdürlüğü ve türk tarih kurumu (ttk) arasında gizli yazışmalara neden oldu.
ergenekon davasının ek dosyalarında yer alan yazışmalara göre, istanbul cumhuriyet başsavcılığından 10 nisan 2008 tarihinde istanbul emniyet müdürlüğü'ne gönderilen ergenekon davasının delilleri arasında bulunan "atatürk'ün bursa nutku" istanbul cumhuriyet başsavcılığı, istanbul emniyet müdürlüğü, ankara emniyet müdürlüğü ve türk tarih kurumu arasında gizli yazışmalara neden oldu.
istanbul cumhuriyet başsavcılığı'nın, bir sanığın evinde bulunan "belge" ile ilgili gizli araştırma yapılması yönünde talimat verdiği ortaya çıktı. derilen ve "gizli" ibaresi bulunan belgede, araştırmanın içeriği ve nedeni ile ilgili şu bilgilere yer verildi: "istanbul'da yürütülen bir soruşturma kapsamında yapılan operasyonda 'mustafa kemal atatürk'ün bursa nutku 1933' başlıklı belge ele geçirilmiştir. söz konusu belge incelenerek böyle bir nutuk belgesinin olup olmadığının araştırılması, neticenin ivedi olarak başsavcılığa gönderilmesi..."
savcılığın talimatının ardından konu ankara emniyet müdürlüğü tarafından ttk'ye bildirildi. dönemin ttk başkanı yusuf halaçoğlu imzasıyla yapılan açıklamada, ttk arşivinde 1966 yılında aynı konuyla ilgili yapılmış araştırma bulunduğu kaydedilerek "nutuk" diye bilinen sözlerin atatürk'ün şubat 1933'te bursa'da bir akşam yemeğinde yaptığı konuşma olduğu açıklandı.
ikinci kez araştırıldı
ttk'den yapılan açıklamada, belgenin ekim 1966'da bornova cumhuriyet başsavcılığı'nca yürütülen ege üniversitesi fikir ve sanat kulübü'nün kapatılması davası nedeniyle de araştırıldığı kaydedildi. kulübün "nasıl bir gençlik?" broşüründe de aynı sözlerin yer aldığı belirtilen açıklamada bursa nutkunun basında da çok kez kullanıldığına dikkat çekildi. atatürkçü ve laik demekler tarafından sıkça kullanılan bursa nutku, o dönemde gelişen aşırı dinci ayaklanmalara ve 1933'te bursa ulu cami'de türkçe ezan okunmasına karşı çıkan gösteriler nedeniyle okunmuştu. mustafa kemal konuşmasında artan dinci ayaklanmalara karşı kısaca şu uyarılarda bulunmuştu:
"türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek'. onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği."
kaynak içinde kaynak :
kaynak : cumhuriyet, günlük ulusal gazete, 12.08.2008
kaynak : http://www.ttk.org.tr/...
İNTERNET KAYNAĞI http://www.itusozluk.com/goster.php/...cn+bursa+nutku
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Atatürk'ün Bursa Nutku Tanıklar ve Belgelerle
Yazarı: Reşit Ülker
Çeviren:
Hazırlayan:
Yayınevi: Cumhuriyet Yayınları
Yayın Yeri: İstanbul
Yukarıda bahsi geçen kitap'da oldukça ayrıntılar yer almaktadır. Bu konuşmanın tanığı yok diyenler için faydalı olacağını düşünüyorum
Önsözünü buraya taşıyorum
Atatürk’ün “Bursa Nutku”, günümüzün en ilgi çekici konularından birisi haline gelmiştir. Zamanın Bornova Savcısı, Bornova Asliye Mahkemesi’nde, “Nutuk”u okuyanların, halkı kanunlara karşı gelmeye teşvik iddiası ile dava açtı. Bu sırada dönemin Yargıtay Başkanı’nın “Adalet Yılı” açış konuşmasında, “Nurculuk” dolayısıyla, Atatürk’ün Bursa Nutku’nu tekrar etmesi üzerine şiddetlenen tartışma, halen devam etmektedir. Bu nutkun anarşiyi teşvik ettiği, özellikle “Atatürk tarafından söylenmediği” yönünden gazetelerde başlayan tartışmaya, sonunda dönemin Başbakanı da katılmıştır.
Konu, Senato ve Millet Meclisi kürsülerinde konuşulmuş, konuşulmaktadır. Nihayet, Atatürk Üniversitesi asistanlarından biri, nutkun Stalin tarafından söylendiğini iddia edecek kadar kendinden geçmiştir. Türk tarih Kurumu’nun nutkun Atatürk tarafından söylendiğini açıklayan kısa bildirisine rağmen, dönemin Başbakanı nutkun Atatürk’e nispetini şüpheli olarak ilan ettikten başka, bu nutuk Atatürk tarafından söylense bile, suç teşkil eder görüşünü ileri sürmüştür. Yani Atatürk’ün inkılapları nasıl millete mal olmuş olanlar ve mal olmamış bulunanlar diye ikiye ayrılmış ise, şimdi de Atatürk’ün nutukları veya sözleri suç teşkil edenler veya etmeyenler diye ayrılmak teşebbüsüne geçilmiştir.
İşin garip olan tarafı, nutkun ilk defa 1947’de yayımlandığının bilindiği, bugüne kadar 19 yıl, sayısız yerde yayımlanıp söylendiğidir. Gene kesin olarak bilinmektedir ki, bu nutuk 1949’da İzmir’de bir DP toplantısında Celal Bayar tarafından Şeref Balkanlı’ya verilerek okutulmuştur. O tarihte Demokrat İzmir Gazetesi, bu olayı ve nutku yayımlamıştır.
O tarihlerde çok partili hayata henüz geçilmiş olmasına rağmen, herhangi bir takibat yapılmamıştır.
1954’te bu nutkun ilk cümlesi, Ankara’da Ziraat Fakültesi’nde taşlar üzerine kazılmıştır.
Nihayet 1958’de, “gericilik” olayı ile ilgili olarak Ulus’ta basıldığı zaman Ulus Gazetesi hakkında, Ankara Savcılığı, takibata geçmiş ve fakat bizzat Adnan Menderes’in ilgilenmesiyle Ulus hakkında “ademi takip” (bildiğim kadarıyla takipsizlik demek) kararı verilmiştir.
Siyasi düşünceler ve hesaplar bizi hiçbir şekilde ilgilendirmemiştir. Bizim için önemli olan Atatürk’ün bu nutku söyleyip söylemediğini ortaya koymaktır. Söylenmemiş bir sözü söylenmiş gibi göstermeye kimsenin hakkı olmadığı gibi, söylenmiş bir sözü de, yok etmeye kimsenin hakkı yoktur. Hele Atatürk’ün sözlerini yok etmeye, kimsenin gücü yetmez.
1958’de Ulus hakkında takibat yapıldığı zaman başlayan araştırmalarımın sonucunda bu nutkun kesin olarak Atatürk tarafından söylendiği inancına vardım. Bu inancım tanıklar, olaylar ve belgelere dayanmaktadır. Zaman zaman basın toplantıları yaparak, kamuoyuna ve araştırıcılara kolaylık sağlayabilecek bilgiler verdim. Bursa Nutku’nun Atatürk tarafından söylendiğini ifade ettim. Tartışmaların cereyan ettiği günlerde, araştırmalarımın sonuçlarını Ulus Gazetesi’nde yayımladım.
( 25 Kasım – 3 Aralık 1966 günlü Ulus Gazeteleri)
Tartışma hâlâ bitmemiştir. Araştırmalarımın ana hatlarını yayımlamanın yararlılığını ve zorunlu olduğunu uygun gördüm. Karşı iddiaların en ağır ve en önemlilerini de, diğer bazı yazılarla birlikte, kitabın sonuna aldım. Böylece okuyucu, nutkun olmadığını, söylenmediğini, Stalin’in olduğunu iddia edenlerin görüşlerini de okumak imkânına sahip kılınmıştır.
Ben bir “tarihçi” değilim. Tarihçilerin de, şu sırada ne ile meşgul olduklarını bilmiyorum. “Türk genci inkılapların ve rejimin dhip ve bekçisidir” sözlerine uyarak “nem varsa onunla” eserimizi korumaya gayret ettim.
Ankara – 4/1/1967
Reşit Ülker
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Aleyhe görüşler
Farklı görüşlere sahip kaynaklar bu nutkun gerçek olamayacağını açıklamıştır. Bunu savunanların genel tezi "Atatürk'ün gençleri anarşiye teşvik etmesinin hiçbir mantığı olmadığı" yönündedir.
Bursa Nutku'nun uydurma olduğunu savunanlardan biri olan Tarihçi Mustafa Armağan, bir makalesinde şunları yazmaktadır:
Hadisenin cereyan ettiği günlerde basında tek kelimeyle olsun söz edilmeyen -ki o zamanlar Atatürk'ün her sözü anında zaptedilirdi- bu nutku, yaklaşık 15 kişi olduğunu bildiğimiz toplantıya katılan zevat da yalanlar (mesela Kılıç Ali ile Yusuf Hikmet Bayur). Katılanların yalanladıkları, nöbetçi defterinde kaydı bulunmayan, gazetelerde esamisi okunmayan, Anadolu Ajansı'ndaki beyanatta zikri geçmeyen bu nutkun Atatürk'e ait olması mümkün değildir. Hatta bazılarına göre, Stalin'in Komünist Gençliğe Hitabı'ndan alınıp Atatürk'e yamanmıştır.
Sonradan Bursa Nutku adıyla meşhur olacak bu metin ilk kez 1947'de Rıza Rüşen Yücer'in Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra adlı kitabında görülürse de, Celâl Bayar tarafından 1949'da İzmir'de yapılan II. DP Büyük Kongresi'nde okutulmasına kadar yine kimsenin ilgisini çekmez. Bayar'ın menfaatlerine bir eldiven gibi uymaktadır. Nutuk'ta 'Madem gerici CHP'yi adalet durdurmuyor, o halde gençlik yönetime el koymalıdır' mesajı bağırmaktadır. Ne var ki, nutku alkışlayan DP'liler, hasımlarının eline ne denli tehlikeli bir silah uzattıklarının farkında değillerdir.
9 yıl sonra bu defa CHP yanlısı Ulus gazetesine basılmış olarak görürüz onu. Bu defa amaç, DP'yi tehdittir. 'Gençlik, iktidara rağmen kanun-nizam dinlemeden rejimi korumak adına idareye el koyacaktır' mesajı çınlar. Tartışma alevlenince Cumhuriyet Savcısı Ulus gazetesi hakkında soruşturma açar. DP'nin bu nutku daha önce okuttuğunun ortaya çıkması üzerine ise Menderes'in baskısıyla savcılık takipsizlik kararı verir ve hadise kapanmış görünür. Ancak bir kere kılıfından çıkan silah belden bele dolaşmaya kararlıdır.
Kemalizm konusunda otorite olarak kabul edilen bir Atatürkçü bilim adamı olan Prof. Sina Akşin'in bu alanda da araştırması vardır. (Prof.Dr.Sina Akşin; Çağdaş Türk Diplomasisi, Sempozyum, Türk tarih Kurumu, sh. 277). Atatürkçü bilim adamı Prof. Sina Akşin'e göre Atatürk'ün Bursa Nutku gerçek değil, uydurmadır.
Cumhuriyet tarihiyle ilgili önemli eserlere imza atmış araştırmacı yazar Mahmut Goloğlu'nun eserlerinden birinde de Bursa Nutku konu edilir. "Tek Partili Cumhuriyet (1931-1938)" isimli eserinde bu konudan bahsedilir ve diğer eserinden alıntı yapar. Bu kitaba göre;
"1 Şubat 1933 tarihinde Bursa Ulucami'de ezanın Türkçe okunmasına tepki gösteren bir grup gösterici valinin evinin önünde gösteri yapınca, bu olay Ankara'ya "gericilerin bir ayaklanması" olarak aktarılmıştır. O sırada İzmir'de olan Atatürk bazı yetkililerle 5.02.1933 günü Bursa'da buluşarak olayı soruşturmuş; savcı, hakim ve müftüye görevlerini savsakladıkları gerekçesi ile işten el çektirilmiştir. Soruşturma sonunda olayın ayaklanma denecek kadar büyük olmadığı sonucuna varılarak hemen o gün Atatürk'ün resmi tebliği yayınlanmıştır. Resmi tebliğ aynen şöyledir;
"Bursa'ya geldim. Olay hakkında ilgililerden bilgi aldım. Olay, aslında çok önemli bir olay değildir. Herhalde bilgisiz gericiler Cumhuriyet Adliyesinin pençesinden kurtulamayacklardır. Olaya özel bir önemle eğilmemiz, dinin siyasete ya da herhengi bir kışkırtmaya vesile edilmesine hiç müsamaha etmeyeceğimizin bir daha anlaşılması içindir. Meselenin mahiyeti esasen din değil, dildir. Kesin olarak bilinmelidir ki; Türk milletinin ulusal dili ve ulusal benliği bütün yaşantısında onun hizmetinde bulunacak ve onun temeli olarak kalacaktır."
Resmi kayıt ve belgelere göre Bursa olayı burada bitmiştir ve Atatürk aynı gün Mudanya'ya, oradan Gülcemal Vapuruyla İstanbula dönmüştür. Yıllar sonra Atatürk 'ün Bursa 'da gençliğe bir nutuk verdiği söylentileri çıkarılmışsada yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda bu söylentilerin asılsız olduğu tespit edilmiştir[1].
1975 yılında Cafer Tanrıverdi tarafından yazılı metin olarak halka dağıtıldı. Bursa Nutku, bu defa savcılığa verilmekle kalmadı; ağır cezalık oldu Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yürütülen davada, bilirkişiye başvuruldu. Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Sami N. Özerdim mahkemeye Bursa Nutku metninin Atatürk'e ait olduğuna dair görüş ve belge sundular. Mahkeme de, sadece bu bilirkişilerin görüşü paralelinde karar aldı ve böylece Bursa Nutku'nun Atatürk'e aitliği, sadece bu iki kişinin görüşüyle yasallaşmış oldu. [2].
Falih Rıfkı Atay 1967′de cumhuriyet savcılığında “Bursa nutku diye Atatürk’ün söylediği bir nutuk yoktur. Bursa gazetecisinin yazdıkları kulak rivayetleridir. Atatürk son derece nizamcı ve devlet otoritecisi idi. Memlekette anarşi havası yaratmak kastı vardır. Atatürk bu kasta alet edilmek istenmiştir.” ifadesini vermiştir[kaynak belirtilmeli].
Kaynaklar [değiştir]^ Bakınız; Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet, Sh. 89-90, Kalite Matbaası, Ankara 1974
^ "Atatürk'ün Bursa Nutku (Tanık ve Belgelerle), Reşit Ülker, Cumhuriyet Gazetesi Kitapları" Plat-Forum
"Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi", Ahmet Taner Kışlalı
"Bir gizli irtica hayaleti olarak Ata’nın Bursa Nutku", Mustafa Armağan
http://tr.wikipedia.org/wiki/Atat%C3%BCrk'%C3%BCn_Bursa_Nutku
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Bursa nutugunda aslında bır cok gercek yatmaktadır bence
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Bu yazı belki doğrudur, belki yalandır... bir kaç yıl önce internet ortamında bulmuştum.....yorumsuz yayınlıyorum... tabii o zamanlar Atatürk'e olan sevgim şimdikinden çok çok azdı... Atatürk'ü yeni yeni anlamaya başladım maalesef...
.................................................. ...............................
Yıl : 1933...Aylardan şubat!
Günlerden Perşembe...
Bursa Ortaokulu’nda öğrenciyim.
Öğle yemekleri için bir buçuk saatlik bir paydos var; ben bu zaman içinde , okuldan, babamın dükkânına bir koşu gidiyor, karnımı doyurup geliyorum.
O gün hava soğuktu, mevsim kıştı ama sıcak bir güneş vardı. Bir okul çocuğu için bulunmaz bir gün!..
Hükümet meydanına geldim. Karmakarışık bir kalabalık. Valilik binası önünde bekleşiyor. İçlerinde babamın çarşı arkadaşları, cami kardeşlikleri var.
İşte Saatçi Sururi Efendi. Dükkân bitişiği komşumuz.
İşte Ayakkabıcı Ahmet Usta.
Köfteci Hakkı, Şekerci Çopur İsmail..vb
Aralarında babam yok, bunca konu komşu, bir olup Valiye neden gelmişler; dertleri ne?.. Meraktan çatlayacağım!.. Sururi Efendi’ye sokuldum :
- Saatçi Amca (öyle derdik kendisine) ne oluyor?..
Beni yanında görünce, kaşları çatıldı :
- Sen burada ne arıyorsun ?..Hemen uzaklaş!
Merakım büsbütün arttı :
- Ne oluyor Saatçi Amca?.. Vali Bey’i niye bekliyorsunuz?..
- Şimdi tokadı çatlatacağım..Sen dediğimi yap, büyüklerin işine karışma..Baban şimdi seni bekliyordur!
- Peki, deyip yanından uzaklaşrım ama, merak sarmış bir kere..Öbeğin az ilerisinde, ellerini göbeğine bitiştirmiş,asık suratla duran Ahmet Usta’ya yanaştım :
- Ahmet Usta Amca, ne oluyor?..
Beni görmesiyle tepesi attı :
- Senin burada işin ne?..Doğru babanın yanına marş marş!..
Dedi, dedi ama,Vilayet kapısından çıkan süngülü jandarmalar kalabalığı kuşatmıştı bile..Hepimizi Vali Konağı’na sokuyorlardı! Benim aklım başıma gelmesine gelmişti ama, iş işten de geçmişti. Beni de mahzene tıktılar!
Bereket versin bir Jandarma Teğmen’i mahzene indi, benim kalabalığa karışıp yanlışlıkla içeriye alındığımı fark etti de, canımı babamın dükkânına attım!
Meğer!..
Babam anlattı: Evkaf Müdürü’nün kâtibi, Ulucami müezzinine çıtlatmış: “Bu sabah Ankara’dan bir telgraf geldi; bundan böyle minarede ezan,camide kamet Türkçe yapılacak!” demiş..Müezzin öğle namazında kamete kalktığı zaman,”Ey cemaat!..Dinleyeceğiniz kamet, son kamettir!..Bundan sonra ezan da, kamet de Türkçe yağpılacak” deyince cemaat dalgalanmış..Her kafadan bir ses çıkmaya başlamış..İmam, güçlükle namazı kıldıracak ortamı sağlayabilmiş..
Namazdan sonra, cemaatin bir bölümü işin aslını öğrenmeye karar vermişler. Önce Vakıflar Müdürü’nü görüp konuşmuşlar; O,”Emir kuluyum, benim yapacak bir şeyim yok” deyince, Vali ile görüşmeye karar vermişler. İşte, işin aslı esası bu!..
Ama bütün bunlar olurken, Belediye Başkanı Muhittin Bey(Paşa Çiftliği’nin sahibi), İzmir’de incelemeler yapan Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf çekmiş :” Burada irtica hortladı.Ulucami cemaati Vilayete yürüyorlar! Kurtarıcımıza durumu duyuyorum.” Belediye Başkanı : Muhittin.
Gazi, telgrafı İzmir’de aldığı zaman, Vilayet, Komutanlık,Belediye,Parti Merkezi gibi protokol merkezlerini ziyaret ediyordu. Öğleden sonra da Eskişehir’e gidecek, Şeker Fabrikasının temelini atacaktı. Programını bozmadı. Telefonla Bursa’dan ve Ankara’dan bilgi aldı ve ertesi günü Mustafa Kemal Paşa,Bornova’da açılan Ziraat Okulu’nu gezdi, öğrencileri ve öğretmenleri ile görüştü. İzmir’deki Milli Kütüphaneyi de ziyaret ettikten sonra yola çıktı. 5 Şubat sabahı Bursa’da idi.
Vali, Gazi’yi, Vilayet sınırında karşıladı ve olup biteni anlattı. Ulucami çevresinde esnaflık yapan kişilerdi. Müezzin , bir boşboğazlık edip bundan böyle ezan ve kametlerin Türkçe yapılacağını anons edince, dini bir hassasiyet olmuş; önayak olanlar, zaten zabıtanın göz ucu ile izlediği kimselermiş.. Yakalanmışlar... Mahkemeye verileceklermiş!..
Gazi Paşa, Vali’yi sessizce dinlemiş ama, avurtları oynamaya başlamış :
- Siz buna küçük bir şey, bir zabıta mı diyorsunuz?.. Düpedüz irticanın ayaklanması bu!.. Sizi ne için görmeye geliyorlar; hükümet kararını değiştirmenize önayak olmanızı sağlamak için..Kararı değiştirmeye sizin yetkiniz olmadığını biliyorlar; siz önayak olacaksınız da hükümet bu işleri vazgeçecek!..Dikkat ediyor musunuz Vali Bey!..Sizi kullanabileceklerini umuyorlar. Onun için gelmişler bir cemmigafir Vilayete dayanmışlar. Siz buna “halkın rica başvurusu” mu diyorsunuz?
Vali, Fatih Güvendiren’di. Tasavvuf üstünde geniş bilgisi ile tanınırdı. Herhalde koltuğunun kaydığını hemen fark etmiştir!
Gazi, kendisine telgraf çeken Belediye Başkanı’nı, Partiyi, Tümen Komutanlığı’nı ziyaret etti. Vilayet makamına uğramadan, Çekirge yolu üstündeki Köşküne geçti. O gün çıkan Cumhuriyet gazetesinde “Yusuf Ziya” imzalı bir yazıda şöyle deniyordu :
“Yirmi iki gündür, adımlarının izleri ile yurdu bir altın haleye saran Gazi, Afyon tepelerini aydınlatırken, Bursa ovasına küçük bir irtica gölgesi düştü. Bir anda O’nun, bir tepeden bir ovaya karanlıkları yırtan bir yıldırım hızı ile düştüğünü gördük.”
Gazi ve İki Bakan Bursa’da
Gazi Paşa’nın Bursa’ya geldiği gün, Ankara’dan İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile Adalet Bakanı Yusuf Kemal Tengirşek erişmişler, gereken tahkikatı bizzat yürütmüşlerdir.
Olay, belli idi ama, olayın oluşumu, gelişimi ; bu oluşum ve gelişimde hoşgörüsü, görev ihmali olanlar araştırılıyordu. Şükrü Kaya ve Yusuf Kemal Tengirşek Beyler, yalnız Vali ile değil, halkla da görüştüler, bilgi aldılar ve sonunda görevinde savsakladığı anlaşılan Bursa Savcısı Sakıp, Bursa Sulh Ceza Hakimi Hasan, Bursa Müftüsü Nurettin Efendi’ye işten el çektiler. Daha sonra bu kimseler, sanık olarak da Çorlu’da açılan davaya katılmışlardır.
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar onuruna Belediye Salonunda – yıldırım hızı ile - bir balo düzenlendi. İnsanların, canlarını işlerine koydukları zaman neler başarabileceğine bu balo güzel örnektir. Böyle bir balo için neler düşünülmesi ve yapılması gerektiğini bir gözünüzün önüne getirin : Bütün bunlar, birkaç saat içinde adeta yoktan var edercesine bittamam oluşmuş!.. Gazi ve Bakanlar baloya geldikleri zaman, salonda yapılacak protokol konuşmaları bile daktilo edilip ceplere yerleşmişti!..
Gazi, bir konuşma yaptı :
“Olay sade bir zabıta olayıdır, hiç de önemli değil.. Ama, taşıdığı hedef, kavradığı anlam önemlidir. Biz, Türkiye’nin ölümsüz temellerini atmaya çalışıyoruz; onlar bizi,bundan alıkoymaya çalışıyorlar. Önemli olan, üç – beş kişinin alıştıkları hayatın,alıştıkları biçimde sürmesini sağlamak için Valiye başvurmaları değildir; önemli olan bu hareket karşısında Savcının duraksaması; Müftünün, bunları önleyecek yerde akıl öğretmesidir. Burada, masumiyetin arkasına sinmiş bir amaç var!..”
Gazi’nin bu mealde yaptığı konuşmaya CHP Bursa İl Başkanı Avukat Hulusi Köymen cevap verdi.
Yine kendisinden aldığımız meale göre :
“Bursa halkı, inkılapçıdır!..
Bursa halkı, ruhunda Cumhuriyeti taşıyan bir halktır!..
Bursa halkı, Türkiye Cumhuriyeti’nin yoktan nasıl var olduğunu gözleri ile görmüş ve onu korumaya yemin etmiş bir halktır!
Üç- beş softanın Arapça ezan sevdasına yakalanmış olmasını Bursa halkı, bütün geleceklerde uyanıklığın meşalesi oalrak hatırlayacaktır. Her yanlışın arkasında bir doğru vardır. Nasıl ki, tükenmiş Osmanlı Devleti’nin arkasında Türkiye Cumhuriyeti var ise!.. Biz, yanlışlarımızı doğruya çevirecek güçteyiz. Gazi Paşamız, önderimiz, kurtarıcımız, geleceğimiz!.. Siz bizi mutlu geleceğe götürüyorsunuz, biz de bunun idrakindeyiz Gazi Paşam!”
Gazi, Özel Kalemi Hsan Rıza Soyak’ın kulağına bir şeyler söyledi ve Hulusi Köymen’e gülümseyerek baktı.
Atatürk Köşkünde
Az sonra Şükrü Kaya ile birlilte Belediyeden ayrıldılar ve Çekirge yolunda Atatürk Köşkü’ne gidildi.
Burada da sofra hazırlanmıştı.
Gazi, Şükrü Kaya,Tümen Komutanı,Belediye Başkanı,Hasan Rıza Soyak,Atatürk’ün Milli Mücadele günlerinin arkadaşlarından bazıları, Murat Arıburnu, Rüştü Akyürek, Necip Kartalkaya ve kimlikleri hatırlanmayan iki kişi vardı.
Necip Katalkaya, Milli Mücadele Albaylarındandı. Atatürk’le tanışıyordu. Biraz da çakır keyif olduğu için konuştu :
“Bizim çocuklar, sıkı devrimcidirler. Cumhuriyeti Zatı Devletlerinizin gençliğe emanet ettiğinizi çok iyi bilirler. Birkaç softa bozuntusunu oracıkta sustururlardı. Ama, medeni davranmak istemişler; bu memleketin polisi var, adliyesi var, hukuku var, kanunları var, onların görevlerine müdahale etmeyelim demişlerdir!”
İşte o zaman Gazi Mustafa Kemal Paşa parladı :
Türk Genci Nasıl Olmalı?
“Türk genci, inkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten fazla inanmıştır. Rejimi ve inkılapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük kıpırtı ve hareket duydu mu; ‘Bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, adliyesi vardır..’ demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla..
Nesi varsa onunla eserini koruyacaktır.
Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis, henüz inkılap Cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek, fakat asa yılmayacaktır. Mahkeme, onu, mahkum edecektir. Yine düşünecek: ‘Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek gerekli.’
Onu, hapse atacaklar! Kanun yolunda itirazlarını yapmakla beraber, bana, İsmet Paşa’ya, Meclis’e telgrafları yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını istemeyecek..
Diyecek ki: ‘Ben, kendi kanaatimin gereğini yaptım. Müdahale hareketinde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim görevimdir!’
İşte, benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği..”
M.Kemal Atatürk
Şubat 1933
(İsmet Bozdağ,Kültür İhtilalimiz Bilinmeden Politika Yapılamaz,Tekin Yayınevi,s.227 ve devamı)
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
''tabii o zamanlar Atatürk'e olan sevgim şimdikinden çok çok azdı... Atatürk'ü yeni yeni anlamaya başladım maalesef...''
demiş sayın ''murtiiiiy''..
Uzun süredir duymadığım kadar güzel bir sözcük... İnsana moral veren oh be dedirten sözcük... Demekki umut var .... Olmalı ...
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
''tabii o zamanlar Atatürk'e olan sevgim şimdikinden çok çok azdı... Atatürk'ü yeni yeni anlamaya başladım maalesef...''
demiş sayın ''murtiiiiy''..
Uzun süredir duymadığım kadar güzel bir sözcük... İnsana moral veren oh be dedirten sözcük... Demekki umut var .... Olmalı ...
“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler, beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasında bile olabilir Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır, gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur”.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Saygılarımla...........
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Bursa nutkunu İsterse Atatürk vermesin ben iman ettim Atatürkten biliyorum Buna kimse karışamaz.
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Merhaba, Bursa Nutku Davası ile ilgili elinde kaynak olan varmı ? (araştırma ödevimle ilgili gerekmektedir. Makale yada yazı olabilir. Ancak ödevimde kaynak belirtmem için kaynakçasının da olması gerekiyor. )
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Nutuk
Türk tarihimiz için çok önemli olan bu metni ünlü tiyatrocu Sefa Zengin seslendirdi. Her evde olması gereken bu çalışma Türk insanın geçmişini ve bugünü anlamasını, Atatürk’ü tanıyan, anlayan ailelerin ve gençlerin yetişmesi, bilinçlenmesi kaygısını taşımaktadır.
Arşivinizde bulunması gereken çok güzel bir belgesel....
BOYUT: (379 MB)
http://hotfile.com/dl/97939810/55d58...part1.rar.html
http://hotfile.com/dl/97939522/a170b...part2.rar.html
Alternatif
http://www.fileserve.com/file/cPX8st..._MP3.part1.rar
http://www.fileserve.com/file/KdhX3U..._MP3.part2.rar
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Nutuk
Türk tarihimiz için çok önemli olan bu metni ünlü tiyatrocu Sefa Zengin seslendirdi. Her evde olması gereken bu çalışma Türk insanın geçmişini ve bugünü anlamasını, Atatürk’ü tanıyan, anlayan ailelerin ve gençlerin yetişmesi, bilinçlenmesi kaygısını taşımaktadır.
Arşivinizde bulunması gereken çok güzel bir belgesel....
BOYUT: (379 MB)
http://hotfile.com/dl/97939810/55d58...part1.rar.html
http://hotfile.com/dl/97939522/a170b...part2.rar.html
Alternatif
http://www.fileserve.com/file/cPX8st..._MP3.part1.rar
http://www.fileserve.com/file/KdhX3U..._MP3.part2.rar
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
Atatürk'ün 1933'de söylediği varsayılan ve gençliği neredeyse anarşizme çağıran meşhur “Bursa Nutku”nun “uydurma” olduğu tarihçiler tarafından bir kez daha tescillendi
öncelikle herkese merhaba yazan tüm yorumları okudum gayet kibar ve güzel yorumların yanı sıra seviyesiz ve üslupsuz yazıları görmek gercekten yeni üye olan biri için üzücü olduysada gayet güzel ve acıklayıcı bilgiler buldum altta verdiğim yazı alıntıdır
Atatürk'ün 6 Şubat 1933'de Bursa'da söylediği varsayılan ve gençliği neredeyse anarşizme çağıran meşhur “Bursa Nutku”nun “uydurma” olduğu bir kez daha tescillenirken, altından mason parmağı çıktı. Yıllardır tartışılan Bursa Nutku'nun Atatürk'e ait olduğu konusunda tek dayanak olarak gösterilen Bilirkişi Raporu'nun hazırlayıcısı Enver Ziya Karal'ın mason olduğu bildirildi. 1975'e mahkemelik olan Bursa Nutku'nun Atatürk'e ait olup olmadığını inceleyerek “Atatürk'e aittir” diye rapor hazırlayan bilirkişi olan dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Karal'ın adı, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın resmi internet sitesinde “Ünlü Masonlar” arasında yer alıyor. Sitede Karal'dan “Tarih Profesörü ve TTK Başkanı” olarak söz ediliyor.
Resmi tarihe göre, rejimin tehlikeye girmesi halinde Türk gencinin polise karşı taşla sopayla karşı gelmesi yani isyan etmesi istenen Bursa Nutku şöyle ortaya çıktı: 5 Şubat 1933 günü, Bursa'da irtica başkaldırısı yaşandı. Bunun üzerine Atatürk acilen Bursa'ya geldi ve duruma el koydu. Aynı gün akşam üzeri Çekirge Yolu üzerindeki bir köşkte yemek esnasında bir gencin sorusu üzerine Atatürk bir açıklama yaptı. İşte bu açıklama, Bursa Nutku! Bahsi geçen nutuk, yıllar sonra bir kişinin hatıra ürünü olarak gündeme geldi. Yönetime karşı gelmeyi destekleyen Nutuk metni zamanında Celal Bayar tarafından CHP'ye muhalefet için gündeme alınmış, 1960'lı yıllardan sonra da devrimci/sol şiddet hareketlerinde slogan veya marş olarak kullanılmıştı.
O RAPOR VE HAZIRLAYANLAR
Yıl 1975'e geldiğinde ilginç bir olay yaşanıyor. Kayseri 2. Ağır ceza mahkemesi Bursa Nutku'nu kaleme alıp dağıttığı gerekçesiyle Cafer Tanrıverdi'ye ceza davası açıyor. Böylelikle Bursa Nutku 1975'te davalık oluyor! Nutkun Atatürk'e ait olup olmadığının incelenmesi için dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve öğretim üyesi Sami Özerdim'e başvuruluyor. Bilirkişi Karal ile Özerdim hazırladıkları raporda, sözkonusu “Bursa Nutku”nun Atatürk'e ait olduğu yönünde görüş bildiriyorlar. Mahkeme de bu görüşe eş bir karar alarak, Cafer Tanrıverdi'yle ilgili davayı beraatla sonuçlandırıyor. Kimi çevreler böylelikle Bursa Nutku'nun Atatürk'e ait olduğunun kesinlik kazandığını savunuyor.
İŞTE ATATÜRK'ÜN BURSA'DA YAPTIĞI AÇIKLAMA
Buraya kadar yapılan açıklamalar resmi tarihin kamuoyuna sunduğu bilgilerin görünüşü. Tarihçi Yazar Cezmi Yurtsever'e göre, olaya farklı açıdan bakıldığında ortaya çıkan gerçekler ise şaşırtıcı. Tarihçi Yurtsever'inadresinden kamuoyuna açıkladığı bilgilere göre, Atatürk, 1 Şubat 1935 günü İzmir'dedir. Ve aynı gün Bursa'da ezanın ve kametin Türkçe okunmasına karşı itirazlar yapılmasından dolayı olay çıktığı ihbarını alır. Uşak, Afyon üzerinden 5 Şubat günü Bursa'ya gelir. Şehir merkezindeki Konak'ta dinlenir. Aynı gün İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Adalet Bakanı Yusuf Kemal de Bursa'ya gelmiştir. Görüşmeler yapılır, çıkan olaylar ve alınan tedbirler görüşülür. Ve Atatürk aynı gün görüşlerini Anadolu Ajansı vasıtası ile kamuoyuna duyurur. Atatürk'ün açıklamaları şöyledir: “…Bursa'ya geldim. Hadise hakkında alakadarlardan malumat aldım. Hadiseye dikkatimizi bilhassa çevirmemizin sebebi. Dini siyaset ve herhangi bir tahrike vesile etmeğe asla müsamaha etmeyeceğimizin bir daha anlaşılmasıdır. Meselenin mahiyeti esasen dini değil, dildir. Kati olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği, bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.”
BASINDA YER ALMIŞ
Yurtsever'in verdiği bilgilere göre, Atatürk'ün Bursa'da kamuoyuna yaptığı bu açıklama, Anadolu Ajansı tarafından basına servis yapıldı ve Cumhuriyet, Hakimiyeti Milliye ve Milliyet gazetelerinde yayınlandı.
SAHTECİLİK ÜRÜNÜ
Tarihçi Yurtsever, bu bilgiler ışığında Bursa Nutku'na son noktayı şöyle koydu: “Atatürk'ün hayatında ve onun ölümünden sonra onun adına görüş, konuşma ve belge uyduranları sorgulayan objektif bir tarihcilik gelişmediği için Atatürk'ün Bursa Nutku gibi sahte bir belge de topluma yutturulmaktadır. Atatürk'ün Bursa Nutku, Atatürk'ün kaleminden çıkan ve tanıkların da doğruladığı bir tarihi belge değildir. Nutuk kurgulanmış bir sahtecilik ürünüdür. Atatürk'ün Bursa Nutku ile ilgili kaynakların sahte olduğu en kısa zamanda kamuoyuna açıklanmalıdır.”
ÖNEMLİ HATIRLATMA
Yurtsever ayrıca şu noktaya dikkat çekti: “Bursa Nutku adı verilen belgenin Atatürk'e ait olduğuna karar veren zamanın Türk Tarih kurumu Başkanı Prof. Enver Ziya Karal'ın da ünlü bir mason olduğunu hatırda tutmak gerekir.”
ÜNLÜ MASONLAR ARASINDA
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın resmi internet sitesinde isimlerine yer verilen “Ünlü Masonlar” arasında Enver Ziya Karal da bulunuyor. Sitede Karal'dan “Tarih Profesörü ve TTK Başkanı” olarak söz ediliyor.
-
Cevap: M. K. Atatürk - Bursa Nutku
bursalıyım ve bunu bilmiyordum okurken tüylerim diken diken oldu çok teşşekürler paylaşım için