-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Saygıdeğer Hanımefendi,,,,
Seçimler henüz yeni bitti. Halk bu konuda söyleyeceğini söyledi. İzmir linin %55 i Aziz Kocaoğlu ve hizmetlerine güvenoyu verdi. Şimdi susmak ve hazmetmek gerekir. Karşıyaka Balçova Narlıdere oylarını yazıp aslında az oy aldı demek kurnazıklarına başvurmamak gerekir. Dün YSK resmi istesi rakamlarını yazdım. Karşıyaka da oy oranı %80 leri buluyor. Siz hala yüzünüz bile kızarmadan eğip bükme kıvırma derdindesiniz.
İzmir de ulaşım sorunu yoktur. Tertemiz pırıl pırıl klimalı araçlar ile bir uçtan bir uca aktarma yapmadan gitmek mümkündür. İlk 1.5 saatteki tüm diğer binişlerin veya tranferlerin bedava olması yüzyılın buluşu değildir ama halka çok yararlı ve iyi düşünülmüş bir hizmettir. Karabağlar ve çiğli geçişleri, alt geçitler ile sorun olmaktan çıktı. Siz nereye giderken ne ulaşım sorun yaşıyorsunuz?????
1_ İzmir li iseniz metronun son durumunu bilmiyorsanız kör olmalısınız. Hükümetten destek almadan muhteşem bir proje son hızla ilerliyor. Siz bu projeyi Üçyol- Üçkuyular hattı ile yani 5 km ile sınırlı sanıyorsanız o sizin yanlışınız.
Üçyol- Üçkuyular hattında yaşanan sorunu bilmeyen İzmir li tek siz kaldınız sanıyorum. 2010 yılında tüm raylı sistem devreye giriyor malumunuz.
2-Km maliyetinin kaç paraya mal edildiğini belediye bilgi edinme birimine sorunuz. Başka belediyeler gibi değil emin olun doğru yanıt geliyor. Ama siz uzman olduğunuza göre olması gereken olağan rakamları yazarsanız bizleri engin bilgi dağarcığınızdan mahrum etmemiş olursunuz.
3-Siz sanırım ayda yaşıyorsunuz. İzsu yada valiliğin analiz sonuçlarına lütfen bakınız. İzmir li çoktan tertemiz su içmekte. Yönetmelik değişikliği ile yıllardır içilen sular birden zararlı oldu. İzmir li yemedi sonucu bu oldu. Emin olun musluk suyu ile Şaşal dan daha lezzetli çay demleniyor. Sizede tavsiye ederim.
4- Siz hakikaten ay da yaşıyorsunuz. Bu yazdığınız hatta yenilenen boru şebekesinden bile haberiniz yok. Çok oldu hanım efendi..... Günaydın....
5- 2007 seçimlerinde CHP ne kadar oy almıştı? İdeolojik seçmen o gün nereye gitmişti? Yarın seçim olsa CHP İzmir de %55 oy alabilir mi? BU seçmen mi ideolojik oy kullanıyor? Seçimden önce Aziz Kocaoğlu na oy vereceğinizi ima etme yalanınızı sizin kişiliğinize bırakıyorum. Bu kişiliğin Haşa Allah bir dediğine bile şüphe ile bakarım. Her yol size göre mubah. Kusura bakmayın bu laf sizin boyunuzuda haddinizi de aşar.
Bari artık susmayı bilin. Halkının iradesine saygı duymayan densizlere ben hiç saygı duyamam. İzmir halkının nasıl hangi kriterler ile oy verdiğini hakaret gibi yorumlama hakkınız olamaz.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın phantom of law'ın Kocaoğlu hakkında yazdıklarına bakınca 1,5 saat içinde binilen sonraki otobüslerin bedava oluşunun yüzyılın buluşu zannedebilirsiniz. "İzmir'in ulaşım sorunu yok" diyenin nerede yaşadığını da merak ediyorum.
Şimdi Kılıçdaroğlu üslubuyla soralım:
1. 2009 yılında hizmete gireceği söylenen Üçyol-Üçkuyular metro hattı ne zaman hizmete girecek? Kocaoğlu'nun İzmir'den ayrılmadan önce ikinci dönemde hizmete sokacağı metro hattının uzunluğu ne olacak? (Kılıçdaroğlu 5 yılda en az 80 km yaparım diyordu. Kazısı tamamlanmış 5 km ne zaman bitecek?)
2. Bu hat tamamlandığında km uzunluğunun maliyeti kaça gelecek?
3. Ne zaman çeşmelerimizden akan suyla çay demleyebileceğiz?
4. Özellikle Konak ilçesinde (Alsancak'tan Güzelyalı'ya kadar) su şebekesi eski olduğu için pek çok kaçaklara neden oluyor ve yenilenmesi gerekiyor. Hal böyleyken çok da eski olmayan kaldırımlar neden yenileniyor? En azından su şebekesinin yenilenmesinden sonraya bırakılamaz mıydı?
5. "İzmir seçmeni, aynı Diyarbakır seçmeni gibi ideolojik motivasyonla, Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla oy kullandı." demiştim. Bu forumun başlığı ve içindeki pek çok mesaj bunun ispatı değil mi?
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Narlıdere : %70
Balçova: %68
Karşıyaka: %64
İzmir'in hizmetleriyle göz dolduran CHP'li başkanlarının aldıkları sonuçlar.
Böyle bir potansiyel varken Kocaoğlu %52'de kaldı, Taha Aksoy'un da %30'a yakın oyu var. (Aydın'da Özlem Çerçioğlu'nun %27'nin altında oyla seçildiği düşünüldüğünde Taha Aksoy/AK Parti bu kadar fanatik seçmenin olduğu bir kentte başarıya ulaşmıştır.)
İzmir'in CHP'ye oy seçmeninin Diyarbakır'da DTP'ye oy veren fanatik seçmenden bir farkı yok.
Size koskoca bir
YUH olsun
iflah ve ıslah olmaya asla niyetiniz yok değil mi? Gerçekten çekilmez oldunuz artık.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
izmirde doğduk izmirde ölecez :))) bu başlığa da bu video gider sanırım
mersinden selamlar
http://video.google.com/videosearch?...4%9Fduk&emb=0#
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
sedatif rumuzlu üyeden alıntı
Bu mesaj verilen linkteki hakaret unsurları dikkate alınmadan onaylanmış olmalı.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
İzmir de ulaşım sorunu yoktur. (...) Karabağlar ve çiğli geçişleri, alt geçitler ile sorun olmaktan çıktı.
Bundan da bahsedecektim, unutmuşum. Evet, nihayet Karabağlar ve Çiğli alt geçitleri 2008 sonbaharında, seçimlerden kısa süre önce tamamlanıp hizmete girdi.
Benim de en sevmediğim belediye başkanları listesinde ilk üçte, mevcutlar arasında birinci olan Melih Gökçek (diğer ikisi N. Sözen ve S. Sirmen) Ankara'da alt geçitleri ve köprülü kavşakları yapmaya yanılmıyorsam 1999 yılında veya daha önce başlamıştı. O zamanlar buna çok karşı çıkan olmuştu, mimarlar odası kaç kere engellemeye kalkmıştı. Yine Özfatura'nın yaptırdığı köprü ayakları hala duruyor. Nihayet İzmir'in aslan sosyal demokratları on yıl sonra altgeçitleri kabullendiler ve keşfettiler. Buna da şükür...
Ancak Altınyol'a yolunuz hiç düşmüyor anlaşılan. İzmir'in en büyük sorunu bütün ulaşımın tek bir hat üzerinden gitmesi. Alternatif yollar neredeyse yok.
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
1_ İzmir li iseniz metronun son durumunu bilmiyorsanız kör olmalısınız. Hükümetten destek almadan muhteşem bir proje son hızla ilerliyor. Siz bu projeyi Üçyol- Üçkuyular hattı ile yani 5 km ile sınırlı sanıyorsanız o sizin yanlışınız. Üçyol- Üçkuyular hattında yaşanan sorunu bilmeyen İzmir li tek siz kaldınız sanıyorum. 2010 yılında tüm raylı sistem devreye giriyor malumunuz.
2010 yılında? Ocak mı Aralık mı? Hala belli değil. Yoksa 2010'lu yıllar mı?
Somut olarak 29 Mart 2009-2014 döneminde kaç km raylı sistem hizmete girecek? Bunu söyleyebilecek tek Allah'ın kulu yok. Sayısal olarak bir rakam öngörmek mümkün değil.
Kılıçdaroğlu en azından 5 yılda 80 km hizmete sokacağım diyor. (Tabii büyükşehir belediyesinin önceki planlarına bakarak biraz altında bir rakam veriyor.) Kocaoğlu kaç diyor?
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
2-Km maliyetinin kaç paraya mal edildiğini belediye bilgi edinme birimine sorunuz. Başka belediyeler gibi değil emin olun doğru yanıt geliyor. Ama siz uzman olduğunuza göre olması gereken olağan rakamları yazarsanız bizleri engin bilgi dağarcığınızdan mahrum etmemiş olursunuz.
Nasıl ki Yuvacık Barajı Türkiye'nin en pahalı barajıdır, bitmeyen Üçyol-Üçkuyular hattı şu ana kadar harcanan parayla km başına en pahalı metro hattıdır. Bitmediği için kesin bir rakam vermek mümkün değil.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
3-Siz sanırım ayda yaşıyorsunuz. İzsu yada valiliğin analiz sonuçlarına lütfen bakınız. İzmir li çoktan tertemiz su içmekte. Yönetmelik değişikliği ile yıllardır içilen sular birden zararlı oldu. İzmir li yemedi sonucu bu oldu. Emin olun musluk suyu ile Şaşal dan daha lezzetli çay demleniyor. Sizede tavsiye ederim.
Yine nicel bir açıklama yok. Öncelikle daha önceki sınır ve şu anki yeni sınır konusunda pek çok kişinin görmezden geldiği bir konuyu hatırlatalım.
Daha önceki sınır litrede 50 mg idi. Bu insan sağlığı için zararlı bir oran. Ancak ölçüm cihazları bunun altını ölçemediği için sınır bu kabul ediliyordu. Gelişmiş ölçüm cihazlarının yaygınlaşmasıyla bu 10 mg'a düşürüldü. Yeni sınır değerlerinin kabulüyle birlikte Sağlık Bakanlığı bütün belediyelere yeni değere adaptasyon için 2 yıl süre verdi. Bu sırada mesela Manisa belediyesi arıtma tesislerini kurdu. İzmir'de ise tık yoktu. Süre dolduğunda İzmir eski değerlerin bir süre daha devam ettirilmesini istedi.
Ayrıca Valilik her ay tahlil yaptırıyor. Ağustos 2008'de bir önceki tahlile göre şöyle değişiklikler oldu:
bir önceki tahlilde litrede sadece 2 mikrogram arsenik olan Alsancak Polis Karakolu ve Hocazade Camii bölgesinde bu rakam 15 kat artıp 30 mikrograma çıktı.
Bayraklı Hakan Uysal Caddesi’nde 13.2 mikrogram olan arsenik oranı litrede 36.5 mikrograma, Bornova İtfaiye’de 14.8 mikrogram olan arsenik oranı 34 mikrograma, Çiğli Havaalanı Caddesi’nde 14.4 mikrogram olan arsenik oranı 32.5 mikrograma, Şemikler’de 16.7 mikrogram olan arsenik oranı 32.4 mikrograma, Örnekköy’de 22 mikrorgram olan arsenik oranı 29 mikrograma, Egekent’te 12 mikrogram olan arsenik oranı 35,5 mikrograma, Narlıdere’de 3.7 mikrogram olan arsenik oranı 11.9 mikrograma çıktı.
İzmir Valiliği daha önce ölçüm yapmadığı 10 noktada da analiz yaptırdı. 28 Ağustos 2008 tarihli bu analiz neticesine göre de Alsancak Hürriyet Bulvarı’nda bir litre sudaki arsenik oranı 11.7 mikrogram, Bayraklı 1609 Sokak’taki arsenik oranı 22.6, Çiğli 8183 Sokak’taki arsenik oranı 29.4, Karşıyaka 6111/14 Sokak’taki arsenik oranı 32, Bornova Gençlik Caddesi’ndeki arsenik oranı 26.5, Balçova Dumlupınar Caddesi’ndeki arsenik oranı da 15.8 mikrogram olarak tespit edildi.
İZSU yetkilileri, arsenik oranının İzmir’in birçok noktasında birden yükselmesini Tahtalı Barajı’ndan şebekeye verilen suyun oranının azalmasına bağladı.
Yetkililer, “Tahtalı, Haziran öncesine kadar İzmir’in içme suyu gereksiniminin yüzde 36’sını karşılıyordu. Bu oran arsenik krizi sonrası Göksu ve Sarıkız kuyuları kapatılınca yüzde 70′lere çıktı. Ancak barajda su bitme yoluna girince tekrar bu iki kuyu devreye alındı. Şu anda Tahtalı’da 3 pompadan sadece biri çalışıyor. Çünkü su neredeyse bitti. Tahtalı’dan normal şartlarda saniyede 6 bin 500 metreküp su vermek mümkünken, biz şu an sadece saniyede 1500 metreküp su veriyoruz” dedi.
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
4- Siz hakikaten ayda yaşıyorsunuz. Bu yazdığınız hatta yenilenen boru şebekesinden bile haberiniz yok. Çok oldu hanım efendi..... Günaydın....
Yani şu anda İzmir'de şebeke su kaçak oranı %40'larda değil, %5'lere indi ve bütün eski şebeke değiştirildi, kaldırımları yenilenen yerlerin tamamının su şebekesi yeni. Öyle mi? Eğer dediğiniz gibiyse artık önümüzdeki 20 yılda su kesintisi yaşamayız herhalde.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Lafı yine eveleyip gevelemekle meşgulsünüz. Seçim için yazdığınız oy oranları saçmalığının hesabını verin önce......
Siz değilmiydniz seçimden önce Aziz Kocaoğlu na oy vereceğini ima eden. Ne oldu? En sevmediğim insan tipi bilerek isteyerek yalan söyleyen insan tipidir. Ne Aziz Kocaoğlu na oy vermek zorundasınız nede yalakalık yapmaya mecbursunuz.
Ne oldu seçim sonrası mı eleştirmek aklınıza geldi?
Asıl hakem halktır. Halk diyeceğini dedi.
İzmir in su analiz raporlarına düzenli olarak bakarsanız. Arsenik sorununun sadece sizin de aynen yazdığınız gibi kuraklığın arttığı dönemde gündeme geldiğini diğer zamanlarda tıpkı şu an olduğu gibi bir arsenik sorununun olmadığını görürsünüz. Gerçekte olmayan, tehdit içermeyen, kuyu suyu kullanımının arttığı (Manisa gibi) dönemlerde hortlayan bir tehlkenin yatırım olarak önceliği olamaz. Kuraklık sonrası bu sorun ortaya çıkınca ve bu konu siyasi olarak gündeme getirilince gereken yatırım ile konu ve sorun kalıcı olarak giderilmiştir. Arıtma tesislerinin nezaman devreye girdiğini dahi bilmiyormusunuz? Neden hala Ağustos 2008 analizlerindesiniz? 2009 Mart analizleri nasıl?
Altınyol u bilmediğimi yazmışsınız. Ben 40 yıllık karşıyaka lıyım. Altınyolu muhtemelen siz doğmadan önceden beri kullanıyorum. Sabah iş saatlerinde veya akşam iş çıkış saatlerindeki katlanılabilir sıkıntıyı yazıyorsanız siz hiç trafik görmemişsiniz demektir. Mesela İstanbul lu dostlarımızdan hemen size tepki gelir. Ayrıca bu konu da çevre yolu ile aslında sorun değildir. Ben genelde çevre yolunu kullanıyorum ve doğrudan Bostanlı ya çıkıyorum. Buyrun dilediğiniz saatte ben hazırım birlikte yol alalım.
Kordon a yapılması planlanan otoyol geçişi ile Çiğli veya Gaziemir alt geçitlerini kıyaslamak ilginç bir mantık diye düşünüyorum. Allah aşkına ne ilgisi yada alakası var. İkisi aynı şey mi? Birisi güzelim cennet Kordon un içine yapacak katliam gibi bir proje idi. Diğeri ise trafiğin kesintisiz akmasını sağlayan bir çözüm. Elma ile armutlar yine karışmış. BU arada Sakın Özfaturayı sevmediğim gibi birşeyler saçmalamayın. Özfatura da İzmir e çok yararlı hizmetler yapmış değerli bir İzmir li başkandır.
Metro içinde size yazacağımı yazdım. Tüm kösteklere rağmen bu proje sağlıklı yürümekte. Siz önce İstanbul dan başlayın eleştiriye. Hükümet herşey arkasında iken İstanbul da metro ne alemde????? malum İstanbul da oyunuz Topbaş a idi.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Diyelim ki, Aziz Kocaoğlu AK Parti adayı oldu. (Universiade sırasında ve Expo 2015 kampanyasında hükümetle uyum içinde çalıştı, hükümetle gerginlik siyaseti yürütmedi, kolaylıkla AK Parti'den aday olabilirdi.)
Olmaz demeyin. İki sene önce Ahmet Sarışın'ın Konak AK Parti adayı olacağını kim bilebilirdi?
(Mesela Konak'ta sırf bu yüzden AK Parti'ye vermedim. Üç aşamalı düşünürüm:
1. kimlerin kazanma şansı var?
2. bunlardan kimlerin hizmeti diğerlerine göre üstün?
3. 2. aşamaya geçen adaylar birden fazlaysa hangisi siyasi açıdan bana daha yakın?)
Aziz Kocaoğlu AK Parti adayı olsaydı ne kadar oy alabilirdi? AK Parti'nin oyları kadar. Hizmetinden dolayı ona başka partilerden ne kadar oy gelirdi? Diyelim ki Taha Aksoy CHP'nin adayıydı. Geçmişi, kişiliği ve yaşam tarzıyla CHP adayı olmasına hiçbir engel yok.
Kim kazanırdı?
Sizin de ima ettiğiniz gibi:
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
Taha Aksoy u çok iyi ve çok yakınen tanırım. Kesinlikle kişiliğine ve adamlığına tek lafım olamaz. Sadece yanlış zaman yanlış parti.
Şimdi sorumun cevabını tekrar düşünelim. İzmir'in oyu ideolojik mi, değil mi?
Ortak yönleri hayat tarzlarına müdahale edileceği korkusu ve Tayyip Erdoğan'a gıcık olmak olan bir seçmenin oylarıyla seçildi Kocaoğlu.
Kocaoğlu "siz çağdaşlığı seversiniz" diye propaganda yaptı, "çağdaşlığı" Kordon'da bira/rakı içebilmek olarak algılayanlar ona koştu. Taha Aksoy gelseydi İzmir'in yaşam tarzına en ufak müdahale olmayacaktı. Ama seçmenin algısı bu yöndeydi.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
25 Mart 2009 Su arsenik analiz sonuçları (YETERİNCE NİCEL OLDUĞUNU SANIYORUM)
1 Hocazade camii Alsancak 6,86 10 pbb
2 Polis Karakolu Alsancak 6,82
3 H.Uysal Cad. No:102/A Bayraklı 7,24
4 Bornova İtfaiyesi 6,99
5 7004 Sokak No:12 İzsu Pompa Pınarbaşı 1,06
6 7401 Sokak No:18 Örnekköy 7,39
7 Yıldız Sitesi 13.Blok No:4 Egekent-2 6,74
8 6276 Sokak No:34/B Şemikler 7,94
9 Havaalanı Cad. No:29/1-A Çiğli 7,40
10 B.Sadi Hoşses Cad. No:33 Bostanlı 7,59
11 Zübeyde Hanım Cad. No:26 Karşıyaka 7,66
12 Erdem Cad. No:134 Buca 3,61
13 4012Sokak No:23/B Karabağlar 0,53
14 Önder Cad. No:57/A Gaziemir 0,32
15 N.Serter Cad. No:133 Görece 0,35
16 İstikbal Cad. No:5 Güzelbahçe 5,14
17 Mithatpaşa Cad. No:387/A Narlıdere 5,79
18 V.Hüseyin Öğütçen Cad. No:7/A Balçova 5,58
19 237 Sokak No:20/B Hatay 0,94
20 İnönü Cad. No:332/A Hatay 2,82
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
Taha Aksoy u çok iyi ve çok yakınen tanırım. Kesinlikle kişiliğine ve adamlığına tek lafım olamaz. Sadece yanlış zaman yanlış parti. BU açıdan bakınca Aziz Kocaoğlu'nu da en az onun kadar yakın tanırım. Bornova da esnaf olduğundan bu güne süren bir dostane seviyeli merhabamız vardır.Dürüstlüğüne ve adamlığına bizzat kefil olduğum gibi bu konuda bildiğim çok fazla şeyi anlatmam mümkündür.
Ahmet Sarışın der iseniz onun hakkında yazabileceğim çok fazlas olumsuz bilgi vardır. Hem başkanlığı döneminden, hemde Çeşmealtı komşuluğumuzdan çok iyi tanırım ve malesef sevmem. AKP bu nedenle bana tuhaf geliyor. Taha Aksoy ne kadar doğru adam ise, Sarışın bir o kadar yanlış adamdır.
Belediye başkanı seçiminde ideoloji konusuna gelince terazinin kefesine koyup tarttığımda Aziz Kocaoğlu bu seçimi hak ediyor. Baykal için değil, Aziz abi için oyum kendisine gidecektir. Tıpkı bir önceki seçimde Rahmetli Priştina nın bizzat yanında Sayın Baykal ın yüzüne söylediğim gibi. " Oyum partinize değil, Sayın Priştinaya"
Benim yazılarımdan alıntı yaptığınızda lütfen adam gibi alıntı yapın. Laflarımı çarpıtacak başka manalar çıkaracak alıntılar yapma hakkını size vermem. Yukarıda yazığım satırlar bu forumda aynen duruyor. Taha Aksoy çok değer verdiğim sevdiğim bir abimdir.Seçimden öncede seçimden sonrada bu durum böyledir. Bornova da esnaflık yaptığı günlerden bu güne iyi tanıdığım Aziz abi de aynı durumdadır.
İşi ideolojik çizgiler ile açıklamaya çalışmak bir şeyleri gizleme ve çarpıtma çabasıdır sadece. Böyle olduğuna ikna etmeyi becerebilirseniz 28 belediye başkanlığı anlamını yitirecektir. Urfa belediye seçimleri için ne düşünüyorsunuz? Onunda mı ideolojik olduğu kanısındasınız? Yoksa iş yapan adama halkın sahip çıkması diyebilirmiyiz?
Yada Konya seçimleri sizin için ne ifade eder? Malumunuz Konyada çıkan aday pek önemli olmuyor. Konya da oyların adresi genelde değişmez.
Yada Şimdi genel seçim olsa CHP İzmir de % kaç oy alır?
Dün ne diyorsam bugün ayni şeyleri söylüyorum. Fırıldak gibi lafları eğip bükmeye çalışmıyorum. Yazdığınız saçmalıkların ne olduğunu neden yazıldığını en iyi siz biliyorsunuz. Yazdığınız herşey en ucuz tanımlama ile yalanlarla dolu. İzsu yu yazıyorsunuz. İzsu sitesine girseniz bu forumda yazdığınız konak güzelyalı su dağıtım hattınızın eski olduğu iddianızın sizi nasıl komik hale düşürdüğünü göreceksiniz.
İZSU SİTESİNDEN ALINTI:
• İZMİR’İN SU TRAFİĞİ BİLGİSAYARLARDAN KONTROL EDİLİYOR. (SCADA): Kente 24 saat güvenli su saglayan Izmir Büyük şehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Idaresi (IZSU), kentin su sistemini Halkapınar’daki tek bir merkezden bilgisayarlar ile denetleyip yönetiyor. Kentin degisik noktalarındaki, pompa, vana depo gibi tesislerin tamamının kumanda edilebilmesini saglayan bu sistem, SCADA olarak adlandırılıyor. SCADA ile 2 baraj, 98 derinkuyu, 71 terfi pompa istasyonu, 48 depo ve tüm su dagıtım agı bir kumanda merkezinden, bilgisayarlar ve telsiz sistemi ile izlenebiliyor. Su dagıtımı, uzaktan kumandalı motorlu vanalar ile kontrol edilebiliyor; hat basınç ve debileri, depo seviyeleri sensörler aracılıgı ile sürekli ve anında denetlenebiliyor.
Eski olduğunu iddia edebildiğiniz dağıtım şebekesi aslında bilgisayar sitemi ile kontrol edilebilecek kadar ileri ve modern. Peki hangi amaçla yine yalan yazdınız?
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
Kordon a yapılması planlanan otoyol geçişi ile Çiğli veya Gaziemir alt geçitlerini kıyaslamak ilginç bir mantık diye düşünüyorum.
Çiğli ve Gaziemir alt geçitleri İzmir için gecikmiş projelerdi. Sadece Kordon'la değil 1990'lı yılların sonundan beri Ankara'da yapılan alt geçitlerle de kıyasladım.
İyi ki yerel seçimler vardı da, İzmir bu alt geçitleri kazandı.
Ankara'da pek çok köprülü kavşak ve alt geçit yapıldı ve trafik rahatladı. Ancak o günlerde o yapılan her bir alt geçit mimarlar odasının başvurusuyla mühürleniyordu. Ardından bir gece Gökçek'çi taksiciler veya dolmuşçular bu yasağı deliyordu.
1999'da alt geçitlere karşı olan bir partiden gelen bir başkanın 2009'da bunlarla övünmesi elbette ki sevinilecek bir gelişme.
Bugünlerde ve seçimlerden bir süre önce İzmir'de hummalı bir çalışma var. Kaldırımlar yenileniyor. Oysa ki önceki kaldırımlar o kadar da eski değildi.
Kaldırımları yenilemek yerine daha çok metro/altgeçit yatırımı yapılamaz mıydı?
Raylı sistem sadece Üçyol-Üçkuyular hattından ibaret değil, diyorsunuz. Başka nereleri var? 2010'un hangi ayında hizmete girecek kimse bilmiyor. Neyse Kocaoğlu'nu üzmeyelim, 31 Aralık 2010 tarihi itibarıyla somut olarak şuraları hizmete sokacağız diyebiliyor mu? (Bu 21 ay demek, görev süresinin üçte birinden fazlası. Kılıçdaroğlu Topbaş'ın planlamalarına güvenerek 80 km diyebiliyor. Kocaoğlu'ndan takvim almak mümkün mü?)
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
https://www.hukuki.net/forum/attachme...6&d=1222412583
NİLGÜN CERRAHOĞLU
CUMHURİYET 4/Nisan/2009
'
'Ich Bin Ein İZMİRLİ!'
"Türkiye' neresinde, hangi kentinden olursam olayım; bu gece ben bir İZMİRLİYİM.
İzmir'le tek yüreğim, İzmir kalkıyla beraberim. İzmirli kentinin gururunu, çoşkusunu paylaşıyor, İzmirli seçmenle aynı heyacanı soluyorum"
İZMİRLİ OLMAK VARDI!'
Gazetelerin internet baskılasrında, İzmir haberlerine yazılan okur yorumlarına göz attığınıza, bu vurucu mesajın farklı biçimleriyle karşılaşacaksınız: "Şimdi İzmir'de, İzmirli olmak vardı!" diyor örneğin biri..
"Daha da İstanbul'a gelmem; İzmir'e taşınıyorum!" diye sesleniyor öteki...
"Çok imrendim İzmirlilere.
Genel seçimlerde insallah sizin gururunuızu yaşarız. Ne güzel yaa! Onurlu, gururlu, satılık olmamak" adına iç geçiriyor beriki...
"LAİK TÜRKİYE" Uzun lafın kısası, "Ich bin ein İzmirli!"
sendromuyla kolektif- toplu- bir iç geçirme yaşıyor.
Gerçekten yanlız İzmir değil; Başbakan'nın "Filan şehir, filan belediye de benim olacak!" taşkınlığıyla abandığı tüm kentler simgeleşti bu saçimde.
"Dayanan, düşmeyen ya da yeniden ele geçirilen kalelere" dönüştüler.
Ve farklı izdüşümleriyle, farklı iç geçirmelere ilham verdiler.
Birilerinin "Ich bin ein Antalyalı" dedi
Başbakan her bölgenin yarasını başka türlü kaşımak suretiyle bu özel beceriyi gösterdi.
Üst perdeden dayılanmaları, dayatmaları, meydan okumaları; dediğim dedik, çaldığım düdük halleri; yüksek dağları ben yarattım havaları...'lane, sadaka, koltuk, kömür, kanepe, beyaz eşya Allah ne verdiyse bastırır sandığı alırım...Parayla değil mi?'tavırlarıyla bunu becerdi.
Ünlü sözdür;"şeyh uçmaz, mürit uçurur" derler
AKP'nin nerdeyse artık kadrolu sayılan "aydınları", liderin iki dudağı arasında "kapı önüne konmaya hazır" bekleyen vekilleri, bakanları, danışmanları, yandaş medyası; hep birlikte,el ele Başbakan'ı uçurmayı başardılar.
Zaten hassas olan kimyasını bozup, ayaklarını yerden kestiler ki; yarım yüz yıl öncesinin "Biz odunu koysak, seçtiririz!" muhabbetlerine, "Ceketi koysak seçtiririz!" çeşitlemeleriyle geri dönüldü.
(Kısaltılmış Alıntı)
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Yapılan alt geçitler yerel seçim için yapılmamış yapılmakta olan raylı sistemin bir parçası olarak planlanmış ve birlikte sürdürülmektedir.
Bu kadar planlı bir iş için bile iyi ki yerel seçim vardı da yapıldı demek yalanların en büyüğüdür. Bu sitemin kesintisiz işlemesi için gerekli olan iyi planlanmış kararyolu at veya üst geçitleri seçim için için değil bu proje kapsamında yapılmıştır. Örneğin Yenişehir Kemer istasyonu için Yenişehir alt geçidi, Bayraklı geçişi için Bayraklı Çay mahallesi ve adliye üst eçitleri yapılmıştır.
Üçyol - Üçkuyular metro hattının ihalesi 2005 yılında yapılmıştır. İhaleyi alan müteahit firmanın iş programına uymaması nedeni ile mayıs 2007 yılında ihalesi yenilenmiştir. Gecikme sebebi budur. Benim bunu bilmiyormusunuz diye sorduğum konu budur.
Aliağa- Menderes raylı sistemin ne durumda olduğunu gerçekten merak ediyor iseniz örneğn bizzat gezebileceğiniz gibi Büyükşehir belediyesinin sitesinden son durumunu bizzat görebilirsiniz.
Bu projenin toplam maliyeti 340 milyon dolar, inşaat maiyeti ise 200 milyon dolardır. BU hat üzerinde pekçoğu şu an tamamlanmış 31 adet modern istasyon yapılmaktadır.
Bu rakamları Belediyenin kendi sitesinde bulabilirsiniz. Bitmiş istasyonlar ve yapımı devam eden istasyonlarda detayları ile bu sitede zaten var.
http://www.izmir.bel.tr/projelerb.asp?pID=12&psID=0
http://www.izmir.bel.tr/projelerb.asp?pID=52&psID=0
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Söylediklerimi hep farklı yerden anlıyorsunuz. Gaziemir ve Çiğli alt geçitleri gerçekten de Kocaoğlu döneminde hizmete giren en önemli alt yapı yatırımlarıdır. Seçim baskısıyla bu yatırımlara hız verildi, iyi de oldu.
Belediyenin web sitesinde pek çok şey var, ama bu projelerin ne zaman tamamlanacağına dair bir takvim yok. Siz 2010 diyorsunuz, Kocaoğlu 2010'u sitesine bile koyamıyor.
Sadece Üçkuyular-Üçyol hattının hangi rakam üzerinden birinci ihaleye çıktığı, bu ihale rakamının üzerine projeyi tamamlamayan Bozoğlu firmasına ne kadar ödeme yapıldığı, ikinci ihale rakamının kaç olduğu gibi bilgiler yok. Ve tabii tamamlandığında ikinci firmaya yapılan ödeme toplamına da bakmak lazım.
Kocaoğlu AK Partili olsaydı, çoktan Kılıçdaroğlu'nun diline düşmüştü... :o
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Bunlar arıtma tesisi kurulmasıyla elde edilen sonuçlar mı, kuraklığın etkisiyle su seviyelerinin artmasıyla elde edilen sonuçlar mı?
Yani İzmir kurak bir yaz geçirdiği dönemlerde de yine bu rakamlarla su kullanabilecek mi?
Sağlık Bakanlığı'ndan yazı geldikten sonra 2 yıl boyunca hiçbirşey yapmayan, daha sonra sınır değerlerin eski değerde tutulmasını talep eden bir yazı gönderen belediye nasıl oldu da birkaç ay içerisinde bu arsenik sorununu halletti? Halletmesi bu kadar kolaysa 2 yıl neden hiç bir şey yapmadı?
Yoksa halletmedi de şansı mı yaver gitti? Bu kış güzel yağmur aldık, su miktarı artınca arsenik oranı düştü. ???
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
25 Mart 2009 Su arsenik analiz sonuçları (YETERİNCE NİCEL OLDUĞUNU SANIYORUM)
1 Hocazade camii Alsancak 6,86 10 pbb
2 Polis Karakolu Alsancak 6,82
3 H.Uysal Cad. No:102/A Bayraklı 7,24
4 Bornova İtfaiyesi 6,99
5 7004 Sokak No:12 İzsu Pompa Pınarbaşı 1,06
6 7401 Sokak No:18 Örnekköy 7,39
7 Yıldız Sitesi 13.Blok No:4 Egekent-2 6,74
8 6276 Sokak No:34/B Şemikler 7,94
9 Havaalanı Cad. No:29/1-A Çiğli 7,40
10 B.Sadi Hoşses Cad. No:33 Bostanlı 7,59
11 Zübeyde Hanım Cad. No:26 Karşıyaka 7,66
12 Erdem Cad. No:134 Buca 3,61
13 4012Sokak No:23/B Karabağlar 0,53
14 Önder Cad. No:57/A Gaziemir 0,32
15 N.Serter Cad. No:133 Görece 0,35
16 İstikbal Cad. No:5 Güzelbahçe 5,14
17 Mithatpaşa Cad. No:387/A Narlıdere 5,79
18 V.Hüseyin Öğütçen Cad. No:7/A Balçova 5,58
19 237 Sokak No:20/B Hatay 0,94
20 İnönü Cad. No:332/A Hatay 2,82
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
Benim yazılarımdan alıntı yaptığınızda lütfen adam gibi alıntı yapın. Laflarımı çarpıtacak başka manalar çıkaracak alıntılar yapma hakkını size vermem. Yukarıda yazığım satırlar bu forumda aynen duruyor. Taha Aksoy çok değer verdiğim sevdiğim bir abimdir.Seçimden öncede seçimden sonrada bu durum böyledir. Bornova da esnaflık yaptığı günlerden bu güne iyi tanıdığım Aziz abi de aynı durumdadır.
İşi ideolojik çizgiler ile açıklamaya çalışmak bir şeyleri gizleme ve çarpıtma çabasıdır sadece. Böyle olduğuna ikna etmeyi becerebilirseniz 28 belediye başkanlığı anlamını yitirecektir. Urfa belediye seçimleri için ne düşünüyorsunuz? Onunda mı ideolojik olduğu kanısındasınız? Yoksa iş yapan adama halkın sahip çıkması diyebilirmiyiz?
Ben sizin Taha Aksoy için söylediğiniz "yanlış zaman yanlış parti" sözünüzü "Taha Aksoy sevdiğim değer verdiğim bir insan ama AK Partili olduğu için ona oy vermem, (veya pek çok İzmirli oy vermez)" şeklinde anladım, pek çok kişi de böyle algılamıştır.
"Karşısında Aziz Kocaoğlu gibi çok başarılı bulduğum biri olmasa AK Partili de olsa Taha Aksoy'a oy verirdim." diyorsanız yerden göğe kadar haklısınız.
Eğer Kocaoğlu AK Parti adayı olsaydı ona oy verir miydiniz? Bu soruma yüksek sesle cevap veren yok. Eğer "verirdim" diyorsanız, tercihiniz ideolojik değildir, ben yanıldım. Kocaoğlu AK Parti'den aday olsaydı, CHP'ye kayacak oylar ideolojik olanlardır.
Ben oy kullandığım zamanlarda yerine göre MHP ve DTP hariç tüm partilerden adaylara oy atmış biriyim. Genel seçimlerde (CHP, MHP veya DTP'ye oy atmayacaksanız geriye ne kalıyor?) sorusunun cevabına göre oy kullanmıştım. Şimdi ise defalarca tekrar ettiğim gibi Konak'ta Ahmet Sarışın'a oy vermedim.
Bu ideolojik oy kullanmadığımı gösteriyor.
Yine Urfa-Fakıbaba olayı. Tam tersi bir örnek. İşte bu halkın adaya sahip çıkması.
İdeoloji sadece belli bir parti demek değildir.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
İzsu sitesine girseniz bu forumda yazdığınız konak güzelyalı su dağıtım hattınızın eski olduğu iddianızın sizi nasıl komik hale düşürdüğünü göreceksiniz.
İZSU SİTESİNDEN ALINTI:
• İZMİR’İN SU TRAFİĞİ BİLGİSAYARLARDAN KONTROL EDİLİYOR. (SCADA): Kente 24 saat güvenli su saglayan Izmir Büyük şehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Idaresi (IZSU), kentin su sistemini Halkapınar’daki tek bir merkezden bilgisayarlar ile denetleyip yönetiyor. Kentin degisik noktalarındaki, pompa, vana depo gibi tesislerin tamamının kumanda edilebilmesini saglayan bu sistem, SCADA olarak adlandırılıyor. SCADA ile 2 baraj, 98 derinkuyu, 71 terfi pompa istasyonu, 48 depo ve tüm su dagıtım agı bir kumanda merkezinden, bilgisayarlar ve telsiz sistemi ile izlenebiliyor. Su dagıtımı, uzaktan kumandalı motorlu vanalar ile kontrol edilebiliyor; hat basınç ve debileri, depo seviyeleri sensörler aracılıgı ile sürekli ve anında denetlenebiliyor.
Eski olduğunu iddia edebildiğiniz dağıtım şebekesi aslında bilgisayar sitemi ile kontrol edilebilecek kadar ileri ve modern. Peki hangi amaçla yine yalan yazdınız?
Bazen konunun odağından sapıp tali konulara giriyorsunuz. Bunu kasten yapmadığınızı düşünüyorum. Bu yüzden sizin gibi atlayıp karşındakini itham etmeden bir kez daha açıklayayım:
Ana konu: İzmir'in su şebekesindeki kayıpların yüksek olması.
Tali konu: İzmir'in su şebekesinin eski oluşu.
Yepyeni döşenen borular bile su sızdırıyorsa değiştirilmeli, eğer 100 yıllık boru su sızdırmıyorsa yenilemeye ne gerek var?
İzmir'in su şebekesinin PLC sistemiyle kontrol edilişi (ki bu pek çok şehrimizde mevcuttur) su sızmalarını azaltmaz.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Kısaca;
İzmir'in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar...
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Belediyenin sitesine girip en azından baktğınız anlaşılıyor. Bu projenin bir yüzü . Buaradan pekçok istasyonun bittiğini rahatlıkla görüyorsunuz. Hattın 2010 yılında açılmaması için şu aşamada görünen bir sorun yok. Ancak dikkat ederseniz görünen diyorum. Görünmeyen bir sorun var. Bu hat TCDDY ile ortak kullanılacak. BUradan kaynaklanan bazı ciddi sorunlar var. Ulaştırma bakanlığı ile konu malesef çözülmüş değil. Menderes ve Ulucak civarında TCDDY için aktarma istasyonları planlanıyor. Ancak TCDDY Şehir içine kadar girmek istiyor. Bu anlaşmazlık tarih konusunda şu aşamada sorun yaratıyor. Aslında sorunun kaynağı yolcu trenleri de değil. Yük trenleri. Belediye hattın zarar göreceğini belirterek yük trenlerini şehir içinde istemiyor. TCDDY ise limanı belirterek bu izni şu aşamada vermiyor.
İşin daha komik bölümü ise TCDDY nin elinde bu hatta çalışabilecek standartta makina yok. Hindistan dan kiralanan iki adet makina ise bu hatta uymuyor. Satın alınacak modern lokomotifler için karşılıklı taahüt edilen bir takım şartlar var. Buralarda belediye ile Ulaştırma bakanlığı arasında sorunlar var. Karın paylaşımı konularıda bu anlaşmazlıklara dahil.
İşin gecikme sebebi olarak Aziz Kocaoğlu nu göstermeniz yada tarihin tam olarak belirtilmemesindeki kusur ne kadar gerçekçi varın siz anlatın.
En azından alt ve üst geçitlerin bu raylı sistem ile entegre yapıldığına şu aşamada bir itirazınız artık yok sanıyorum. Seçim var diye kimse alt geçit yapmaya sarılmadı. Bunlar planlanan hattın sağlıklı çalışması için eskiden tantan denilen karayolu ile kesişen noktaları ortadan kaldırma için en başında planlanmış geçitlerdir. Elbette bazılarının seçim döneminde açılması her belediyenin yaptığı gibi seçim içindir. Metrobüs, Hızlı tren, Kağıthane geçidi gibi yatırımlarında nedense bu önemde açıldığını yazmanız da dürüstlük gereğidir.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
İzsu hatları konusuna gelince... Malum olduğu gibi daha önce döşenen borular asbestli borular idi. Asbest in bilinen kanserojen etkileri nedeni ile asbestli borular öncelikle sağlık gerekçesi ile priştina döneminde değiştirildi. Bu forumda yazdığınız hattın borularıda ilk değiştirilen guruptandır. Yani kısaca hat yeni ve sağlıklı bir hattır. İzmir de kayıp kaçak oranı benim aldığım son bilgilere göre %18 ler oranı durumdadır.
İzsu nun bu oranı daha makul seviyelere çekmek için yürüttüğü sistemli çabalar vardır. Yanlız unutmayın kayıp ve kaçak diye yazdım.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Kısaca;
İzmir'in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar...
Tayyip Erdoğan: İzmir'in dağlarında oturdum kaldım.:o
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Bazen konunun odağından sapıp tali konulara giriyorsunuz. Bunu kasten yapmadığınızı düşünüyorum. Bu yüzden sizin gibi atlayıp karşındakini itham etmeden bir kez daha açıklayayım:
Ana konu: İzmir'in su şebekesindeki kayıpların yüksek olması.
Tali konu: İzmir'in su şebekesinin eski oluşu.
Yepyeni döşenen borular bile su sızdırıyorsa değiştirilmeli, eğer 100 yıllık boru su sızdırmıyorsa yenilemeye ne gerek var?
İzmir'in su şebekesinin PLC sistemiyle kontrol edilişi (ki bu pek çok şehrimizde mevcuttur) su sızmalarını azaltmaz.
Sizin eski olduğunu iddia ettiğiniz Asbest boru hattının Priştina döneminde yenilendiğini yazmıştım.. Yepyeni boruların su sızdırdığına nasıl ve hangi veriler ile karar verdiniz?????
PLC sistemi sistemdeki kaçağı haber vermiyor mu acaba?
Hiç haberim yok iken bir su dağıtım uzmanı ile karşı karşıya olduğumu anlamaktayım.
Scada yada sizin yazdığınız PLC sistemini kullanan pekçok şehirden örnekler yazarmısınız?
Ayrıca PLC sistemini nasıl eski su dağıtım sisteminde kulanılabildiğini de yazarsanız biz aydınlatırsınız. (Vana açma kapama dışında)
Bu arada ben sadece internetten okuduklarım kadarı ile bilgi sahibi değilim. Bizzat belediye kaynaklı bilgi alma ve bilgileri teyit etme olanağım var.
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Son not ; Scada kontrol sistemi PLC sitemi ile aynı şey değildir.
Scada daha kapsamlı örneğin petrol boru hatlarında kullanılan çok gelişmiş bir kontrol ve yönetim sistemidir. Pekçok parametre ile sistemin işleyişi kontrol edilir. Sizin iddia ettiğiniz kaçaklar yada sızdırmaların bu sistemde tesbit edilememesi yada görünmemesi mümkün değildir. Su kaçıran yada sızdıran bir borunun Scada verileri sistem içinde derhal uyarı verir
Aziz Kocaoğlu na seçim öncesinde bende oy vereceğim yazabilirken, azılı muhalif haline dönüşmenizi ve yazdıklarınızı hayretle izlemekteyim.
Sizi Aziz başkana oy vereceğim demeye zorlayan gerekçenizi yada amacınızı çok merak etmekteyim.
Hangi yazdıklarınız doğru yada siz hangisisiniz?????
-
Re: İzmir, fenerciye, ampulcüye, mısırcıya teslim olmaz
Aziz Kocaoğlu bana ters gelen bir isim değildir, oy verebileceğim bir insandır.
Daha iyisi varken (Taha Aksoy), Aziz Kocaoğlu ikinci duruma düştü. Ayrıca son virajda bütün belediye çalışmalarını "siz çağdaşlığı seversiniz" temasına oluşturunca tamamen şansını kaybetti.
Ahmet Sarışın ise bana ters gelen bir isimdir, hangi partiden aday olursa olsun oy vermeyeceğim biridir.
Sizinle ortak görüşümüz:
1. Aziz Kocaoğlu ile Taha Aksoy'un kişiliği düzgündür.
2. Ahmet Sarışın güven veren ve sevdiğimiz bir kişilik değildir.
-
Cevap: Re: İzmir, fenerciye,ampulcüye,mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
Marauder rumuzlu üyeden alıntı
Ben açıkçası gevur İzmir'imi gevur olarak seviyorum. Eğer İzmir gevur ve Sayın Unakıtan'ın partisinin ''teslim aldığı'' şehirler gevur değilse, bırakın İzmir gevur kalsın.
İzmire hayatımda 1 kere geldim, katılıyorum bırakalım izmir gavur kalsın, diğer bahsettiğin haysiyetsizlerin müslüman illerinin alayına ihtiyaç yok !
-
Cevap: Re: İzmir, fenerciye,ampulcüye,mısırcıya teslim olmaz
AKP hizmet için geliyor, heyyy koca komuşu izmir. Çıkarın artık o muhteşem gözlüklerinizi sizde, bizde faydanalım şu hizmet denilen şeyden........Benin ilçemde bundan faydalanamıyor ne yazıkki
-
Cevap: Re: İzmir, fenerciye,ampulcüye,mısırcıya teslim olmaz
İzmir'e ne oldu?
12 Haziran'ın en çarpıcı sonucu AKP'nin 'kıyılara inmesiydi.'' Mersin, Antalya ve özellikle CHP'nin kalesi İzmir'deki oy artışı ''Seçmeni cepte'' görmenin ne kadar yanıltıcı olduğunu ortaya koydu.
AKP'nin kıyılarda elde ettiği yükselen grafiği nasıl analiz etmeli? Yüzü batıya dönük seçmenin hayat tarzı endişesi bitti mi? Yoksa bazılarının dediği gibi hizmet üretemeyen belediyeler CHP'nin sırtında kambur mu?
Bu soruların yanıtı için Ege'ye gidiyoruz ve sözü İzmir'i en iyi bilen bölge gazetecilerine bırakıyoruz...
Hamdi Türkmen:
İzmir neden böyle oldu?
Ya da;
Ne oldu da, ülke genelinde oylarını 3.5 milyon artıran CHP, İzmir’de “kadük” kaldı?
Sıkı durun...
Tek nedeni var:
Yerel hezimet!...
* * *
Başbakan, iki bakanı Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay ile İzmir’de CHP’nin resmen canına okudu.
12 Haziran’da kentin milletvekili sayısı 24’ten 26’ya çıkmıştı.
Yani, iki arttı.
MHP 4’tü; 1+1, yani ikide kaldı.
Yani iki eksildi.
Açığa çıkan 4 milletvekilliğini de CHP ve AK Parti; ikişer-ikişer bölüştüler...
İzmir’de seçimin matematiksel özeti böyle...
* * *
Ancak...
26 Mart 2009’da İl Genel Meclisi’nde oy dağılımına baktığınızda, İzmirli seçmen, 30 ilçeden 28’inde CHP’yi birinci parti yaptı.
Aynı dağılım belediye başkanlıklarına da yansıdı.
Tire-Bayındır hariç, tüm ilçeler CHP’nin oldu.
Yıl 2011...
CHP, iki yıl aradan sonra İzmir’de tam 11 ilçesini AK Parti’ye kaptırdı.
Hem de ne ilçeler!
Metrekareye vurulduğunda, kentin yüzölçümünün neredeyse 3’te 2’si AK Parti’ye geçti:
Karabağlar, Buca, Gaziemir, Bayraklı, Bergama, Menemen, Ödemiş, Tire, Kiraz, Torbalı ve Kemalpaşa...
Az kalsın, Bornova da düşüyordu.
Ne yazık ki bunların büyük bir kısmı belediye başkanlarının sorunlu olduğu ilçeler...
Halkın hizmet alamadığı, verilenden memnun olmadığı, yeterli bulmadığı CHP’li belediyeler...
CHP’li adaylar bunu seçim süreci boyunca yaşadılar.
Ben bile şikayet dinlemekten bıkmıştım.
Hiç genel seçimlerde bir milletvekili adayına, “Çöpümüz toplanmıyor, sokağımız yapılmıyor, üstgeçit istiyoruz, otobüs seferleri artırılsın” diye sorulur mu?
Sorulmaz...
Ama İzmirliler CHP’li adayların başını hep bu tür şikayetlerle ağrıttılar.
Sonuç:
Başarısız, beceriksiz, yeteneksiz belediye başkanlarının faturası, vekillere kesildi...
* * *
Bitmeyen metro... Trafik keşmekeşliği... Otopark çilesi... Yeterli günlük hizmetin alınamaması... Yatırımcılara çıkartılan zorluklar... İnciraltı ve Alsancak-Bayraklı arasındaki Yeni İzmir Projesi’nin neredeyse 6 yıla yakın süredir sürüncemede kalması... Aliağa-Menderes Hafif Raylı Sistem hattı boyunca yaya ve araçlar için üstgeçitlerin yapılamaması, gecikmesi... Toplu ulaşımda, devre dışı kalan; taksi, minibüs ve özel otobüs esnafının, cımcıslak ortada bırakılması ve kaderlerine terk edilmesi... Kaldırım işgalleri...
Ve belediyelerdeki iç çekişme ve kavgalar ile ihale ve alım satımlarda rüşvet yolsuzluk iddiaları...
Seçmen bir çırpıda hesap kesti.
Kesmeyip de ne yapacaktı ki?
* * *
Durun daha bitmedi...
Başka faktörler de var.
Büyükşehir’e haklı ya da haksız yapılan son operasyon...
AK Partili iki bakan Yıldırım ve Günay’ın, İzmir’de hizmete aç seçmene sundukları projeler...
CHP İl yönetiminin sadece bir kesimin güdümünde ve etkisinde kalarak, kendilerinden olmayan herkesi dışlaması, partiye sokmaması, görevlendirme yapmaması...
CHP’nin İzmir’de oturmayan, örgütle hiçbir bağlantısı olmayan, seçim sürecinde o otel, bu misafirhaneye yerleşen isimleri milletvekili adayı yapması...
Buna karşılık, AK Parti’nin iki bakan dışında, eski iki il başkanı, kadın ve gençlik kolları başkanlarıyla, kentin tanınmış, iş dünyasının önemli isimlerini listelere koyması...
Toplayın, alt alta tümünü...
“Neden İzmir böyle oldu?” sorusunun cevabını siz verin.
Feyzi Hepşenkal:
Kimse hesabı şaşırmasın
2007 yılındaki genel seçimde, İzmir Birinci Seçim Bölgesinde
CHP yüzde 35,08’lik orana karşılık 371.706 oy almıştı.
Ak Parti yüzde 31,54’lik orana karşılık 334.152 oy.
Ne demek oluyor bu?
CHP ile Ak Parti arasındaki oransal fark 3.54 puandı.
Oy farkı da 37.554.
Ya şimdi, 12 Haziran 2011’de ne oldu?
CHP yüzde 43,21’e yükselirken, oy oranını 8.13 puan arttırdı.
Ak Parti de yüzde 37.26’ya çıktı, oy oranı 5.72 puan arttı.
Böylece...
CHP ile Ak Parti arasındaki oransal fark 3.54 puandan, 5.95 puana; oy farkı da 37.554’ten 72.936’ya çıktı.
* * *
Aynı “somut hesabı” İzmir İkinci Bölge’de de yapalım.
2007’de CHP yüzde 35,81’lik oy oranına karşılık 367.675 oy almıştı.
Ak Parti yüzde 29,37’lik oy oranına karşılık 301.534 oy.
2011’de ise CHP yüzde 44.39’lik orana karşılık 572.289 oy; Ak Parti de yüzde 36.50’lik orana karşılık 470.574 oy aldı.
Yani...
2007’de iki partinin oy oranları arasındaki fark 6.44 puandı, 2011’de 7.89 puan oldu.
2007’de iki parti arasındaki oy farkı 66.141’di, 2011’de fark 101.715’e çıktı.
* * *
İsteyen “Neden daha başarılı olamadı?” diye, “Niçin 2009 yerel seçimlerindeki oranlara ulaşamadı?” diye; CHP’yi yerden yere vurabilir.
Hiç itirazım yok.Ama iki genel seçim arasındaki farklara baka baka “Ak Parti İzmir’de kazandı” veya “İzmir’de fark kapandı” falan diyen olursa tekrar.
İşte onlar...
Ellerindeki kalemi kâğıdı bırakıp, hemen çelik çomak oynamaya başlasınlar!
Erdal İzgi:
Formül bulundu yol açıldı...
Ivırmadan, kıvırmadan, “Şu böyleydi, bu böyleydi” lafını dolandırmadan bihakkın teslimini yapalım.
AK Parti, İzmir’i çok istedi.
Başarıyı yol değil, yolculuk olarak gördü.
İki pasif bakan yerine aktif bakanları aday olarak gönderdi.
Gece-gündüz ayrımsız koşturdular.
* * *
Gittiler, gördüler ki; ön yargıları yanlışmış.
İzmir’in demokrat insanına değince, konuşunca, dalına basmayınca fikri sabit, fanatik olmadığını anladılar.
Din eksenli politika yapmak yerine, sosyal, ekonomik, ileriye yönelik konuları açtıkça desteği buldular.
Bunun için de...
Değişik görüşteki isimleri listeye aldılar.
Dışarıdan aday getirmedi, İzmir’in içinden çıkardılar.
* * *
Görebilecekleri noktaya gittiler. Oraya varınca, daha ilerisini gördüler.
İzmirliyi daha çok tanıdılar.
Formülü bulmanın sevinciyle; gideceği yeri bilerek, varacağı noktaya inanarak takım oyununa giriştiler.
Yeteneğin maçı, takım oyunu ve zekânın şampiyonluğu kazandıracağı inancıyla!
Şansları vardı.
Rakipleri dağınık, kimisi şaşkın, kimisi ise azimsizdi.
* * *
O boşlukta yürüdüler.
Anladılar ki; kişilerin bakışı genel havayı değiştiriyor.
Eskinin muhafazakâr söylemini bıraktılar, arzu edilen eylemlere döndüler.
Seçim sonucunda İzmir’de birinci olamadılar ama...
Zafer kazanmış mutluluğunu yaşadılar.
Çünkü bu seçim İzmir örgütüne ‘oy’un ötesinde yarınlar için özgüven verdi.
* * *
Davul-zurna çalıyor, halay çekiyorlar.
“Yenilmekten korkanların, daima yenileceğini” fark etme coşkusuyla...
İki yıl sonra yapılacak yerel seçimin belki de erken zaferini kutluyorlar.
* * *
Hak ederek, hakkını vererek.
Deniz SİPAHİ:
Kılıçdaroğlu çalıştı teşkilat ayak uyduramadı
“İki bakanın İzmir’den aday gösterilmesi kentin kimyasını bozdu” demiştik. Sonuçlar bunun doğru olduğunu gösterdi. Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, başarılı bir seçim kampanyası süreci geçirdiler. İzmir’in sivil toplum örgütleriyle iyi diyalog kurdular, fikir önderleriyle bir araya geldiler, ilçe ilçe dolaştılar, sıkmadık el bırakmadılar. CHP örgütü, iki bakanın açıkladıkları projelere, projelerle cevap verme ihtiyacı hissetti. Oysa CHP’nin daha önceki seçimlerdeki teması laiklik ve yaşam biçimine karışılmasıydı. Bu iki konu seçim boyunca hiç dile getirilmedi. Böyle olunca vatandaşın aklı karıştı. “Hangisinin projesi daha iyi, daha gerçekçi” demeye başlandı. Sonuçta; AK Parti’nin İzmir formülü tuttu, CHP ise, seçimi garanti görmenin rehavetini üzerinden bir türlü atamadı.
Kocaoğlu aktif olamadı örgüt uyumsuz çalıştı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyon, CHP’nin kendi içindeki dengelerini de bozdu. Operasyonun ilk günlerinde CHP teşkilatı kenetlenirken, ilerleyen günlerde bu ahenk bozuldu. Seçim kampanyasının en önemli kişisi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, aktif rol alıp sahada olamadı. Moral bozukluğu kampanyayı da etkiledi. Aziz Kocaoğlu ile Mehmet Ali Susam arasında yaşanan gerginlik de bunun en güzel kanıtlarından biriydi. Aile içinde halledilmesi gereken bir konu bile seçim gerginliği ve biriken problemlerden dolayı kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Bu kavga sonuçları etkilememiş olabilir, ama teşkilatta da bir uyumun olmadığını gösteren bir örnek olarak hafızalara kazınır.
Psikolojik üstünlük AK Parti’de
CHP’de herkes yerel seçim sonuçlarına göre bir hedef koydu. Oysa adı üstünde o belediye seçimleriydi. MHP tabanı, Aziz Kocaoğlu’na destek vermişti, Demokrat Partililer, Genç Partililer, Saadet Partililer hatta bazı AK Partililer de Kocaoğlu’nu desteklemişti. Böyle olunca ortaya çok farklı bir sonuç çıktı. Yüzde 56; CHP’nin gerçek oyu değildi. Referandumda “Evet”lerin oranı yüzde 37’lere gelmişti, bu önemli bir detaydı. Sonuçta CHP; önceki genel seçime göre oylarını 36’lardan 44’lere, AK Parti de 30’lardan 36’ya çıkarmış oldu. Her ikisinin de milletvekili sayısı iki arttı. İki parti de göreceli olarak başarılı gibi gözükse de AK Parti’nin psikolojik üstünlüğü ele geçirdiği bir gerçektir.
Hedef bu kadar mı şaşar
CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır’ın seçim tahmini “9 artı 9”du. Hatta “10 artı 10 olabilir” diyordu. CHP’nin İzmir’deki vekil sayısı 13’te kaldı. Siyaset bir iddia işidir kabul... Ama bu kadar hedef şaşarsa, gereğini de yapmak gerekir.
Gerçek mağlup MHP
Hiç kuşkusuz, İzmir’de seçimin en büyük mağlubu MHP’dir. MHP, liste değişikliği yapmadan aynı adaylarla seçime gittiği gibi Ege’nin politik hayatına da yeni önerilerle gelmedi. Seçimden seçime gelen siyasetçilerle, kampanya yürütülürse sonuç da bu olur.
Kadrolar sınıfta kaldı
CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu kazanmış, ancak kadroları sınıfta kalmıştır. Bu açıktır. CHP oylarındaki yüzde 5 yükseliş, beklentilerin altında bile olsa, bu sonuçları iyi analız etmek gerekiyor. Örneğin CHP; en iddialı olduğu kentte, İzmir’de kamuoyunu hiç tatmin etmeyen bir listeyle seçimlere gitmiştir. Sonuç... Ortadadır...
Nedim BUBİK:
İktidar partisinin bölgedeki adayları arasında ağır toplar vardı. Denizli’de Nihat Zeybekci, İzmir’de Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay gibi. Milletvekili seçilen üçüne de bakan adayı gözüyle bakılıyor. İzmir’de AK Parti vekil sayısını da oyunu da artırdı. Yoğun kampanyanın ve adayların etkisi büyük tabii ki. AK Parti’liler mutlu.
* * *
Gelelim CHP’ye. Özellikle İzmir’de CHP, 2007’ye göre oy oranını artırmasına karşın, 2009’daki İl Genel Meclisi düzeyini yakalayamadı. CHP’lilerin dünkü gazetelere yansıyan fotoğrafları, hayal kırıklığının göstergesiydi. “İşte CHP’nin fotoğrafı” dedirtti herkese. “İki bölgede 7’şer milletvekili garanti, 8’i zorlarız” diyen CHP’liler, 13’ü bulunca şükretti sanki.
* * *
Bence CHP’liler, “AK Parti devlet olanaklarını kullandı, iki bakanlı kampanyayla çok asıldılar” gibi bahanelere sığınmamalı. Öncelikle öz eleştiri yapılmalı. İzmir’e, “Çantada keklik” gözüyle bakanlar, yeterince çalışılıp çalışılmadığını sorgulamalı. Seçime bir gün kala, medyanın, kameraların, fotoğraf makinelerinin önünde, öfke denetimini yitirip, kendi milletvekiline ağzına geleni söyleyen, “Seni aday yapanı....” diye bağırıp adeta genel yönetimi fırçalayanlar, kendilerini iyi hissediyorlardır herhalde.
* * *
Bana göre CHP’de, bu seçim sonucunu fırsat bilip genel yönetima talip olma zamanı değildir. Nitekim Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da seçim gecesi konuşmasında, “Daha güçlü bir CHP var” mesajı vermesi de meydanı boş bırakmayacağının göstergesidir. Daha ötesi de CHP’nin kendi iç sorunudur
* * *
AK Parti’ye gelince. Özellikle İzmir’de çok sevindi AK Parti. Nitekim dün il merkezinde kutlama pastası bile kesildi. Evet, “İzmir CHP’nin, solun kalesidir” söylemi giderek çürümektedir. Binali Yıldırım, “Bundan sonra maç çift kale oynanacak” diye özetledi sonucu. Öyle anlaşılıyor ki, TBMM’deki yemin töreni, hükümetin kurulması aşamalarından sonra AK Parti, İzmir’e asılmayı sürdürecek, hedef de yerel seçimdir.
-
Cevap: Re: İzmir, fenerciye,ampulcüye,mısırcıya teslim olmaz
AKP'ye "gavur İZMİR" gereken cevabı vermiştir:)
-
Cevap: Re: İzmir, fenerciye,ampulcüye,mısırcıya teslim olmaz
Bir cümleyle geçiştirip, geçmeyin. Yerel seçim sonuçlarında görüşeceğiz. Eğer verilen vaatler yerine getirilirse.
-
Cevap: Re: İzmir, fenerciye,ampulcüye,mısırcıya teslim olmaz
Alıntı:
baymartı rumuzlu üyeden alıntı
Bir cümleyle geçiştirip, geçmeyin. Yerel seçim sonuçlarında görüşeceğiz. Eğer verilen vaatler yerine getirilirse.
Çuval'la cümle yazılsa yazıldı'da isteyen gene istediği gibi anlayacak örnekleri gözünden kacanlar için:Askerin başına çuval geçirildiğinde '' O nota müzik notası değil beyler'' sözünü başbakandan duyunca
"''ben demokrasi ye inanmam demokrasi bir trendir istediğin yere geldiğinde inersin'' diye düşünen bir başbakandan
demokrasiye hizmet bekliyorsunuz bu yaman çelişkiyi atlamayın sakın ?"
Aşağıda yazmakdan yorulmuş insanların BİR CÜMLEYLEN GEÇİŞTİRİLMEYEN Yazılarını göreceksiniz. ama birtürlü görme becerisi gösterip göremiyorsunuz...
"İleri" demokrasinin "ileri" vatandaşlarını gördükçe, Tayyip Erdoğan'ın az bile oy aldığını düşünmeye başlıyoruz. Muhakeme yeteneği ve gözleri körelmiş bir toplumun daha uzun yıllar Tayyip Erdoğan ve gibilerini seçeceğine emin olabilirsiniz.
Kaynak:http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=9597
https://www.hukuki.net/showthread.php...ıl-gider/page3+
https://www.hukuki.net/showthread.php...yyip+erdo%F0an
AKP HÜKÜMETININ ARALIK 2002 DEN İTİBAREN SATTIKLARI YADA PEMBE TABLONUN KURUTULMUŞ KAYNAKLARI
1-TAKSAN,
2-GERKONSAN,
https://www.hukuki.net/showthread.php...yyip+erdo%F0an
Yok eğer yine de anlamaz da vikviklemeye devam ederseniz, başınıza ne geleceğini de yine bizzat kendisi açıklıyor zaten:
“Biliyorsunuz benim bir milyar dolarım olduğunu söyleyen şimdi nerede?..”
“…….?”
“Ergenekon’dan içerde yatıyor…”Alıntı
Sİze yardımcı olayım dedim başka Akp ne yaptı diye başka yerlerde aramayın sitemizde her şey mevcut bunları okursanız sonra daha çok var ...