-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Hasan Celal Güzel i anlamak için baştan
''Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hasan Celal Güzel’in 39 yaşındaki oğlunu Devlet Denetleme Kurulu'na uzman olarak atadı. Güzel’in oğlu Mustafa Güzel, 39 yaşında ilk kez devlet memuru oldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hasan Celal Güzel’in oğlu Mustafa Güzel’i Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) 'uzman' olarak atadı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar ABD'de yaşayan Güzel’in oğlu, yurda döndükten sonra 'devlet memuru' olarak göreve başladı.
Mustafa Güzel ANKA'ya yaptığı açıklamada, “Benim bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. Sayın Cumhurbaşkanının takdiridir. DDK'da uzman olarak göreve başladım. Bir ay oldu. Siyasal mezunuyum. 1969 doğumluyum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlarına yakın kaynaklar, 39 yaşında devlet memurluğuna alınmanın söz konusu olmadığını, ancak Güzel’in oğlu için Cumhurbaşkanı Gül’ün onayı ile işlem yapıldığını belirttiler''
okumak lazım.
Hasan celal Güzel budur. Güzel olan tarafı sadece soyadıdır. onun dışında geçmişten bugüne düzgün doğru bir şey maalesef yapmamıştır. Allah Bir dese acaba çıkarı ne ki diye düşünülecek birisidir.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
"Hasan Celal Güzel in güzel olan sadece soyadıdır. " şeklindeki yaklaşımınıza katılıyorum.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Sayın Comodere 1 atlamışsınız. Birde öper muhterem.
Yakaladımı mutlaka öper.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Benim burada arzu ettiğim fikir tartışmasını bir pinpon maçına benzetiyorum.
Pinpon oynarken bir taraf servis kullanır (tez) karşı taraf karşılar veya karşılayamaz (antitez). Bu top dışarı çıkana kadar devam eder ve neticede iki taraf spor yapmış olur. (fikir cimnastiği) Kimin kazandığı önemli değildir, önemli olan doğruları bulmaktır.
Oysa burada çoğu kez bir taraf servis kullandıktan sonra karşı tarafın topu karşılayıp karşıladığına bakmadan yeni top(lar) yolluyor. Diğer taraf bu topları karşılamak için ne kadar çabalasa da beyhude. Zaten hepsi birden karşılanamaz da. Ama karşılanan topa geri vurmak yerine üst üste yeni toplar atılıyor.
Gaziantep meselesi de böyle.
Daha önce yerel basında çıkmış bir iddiaları DHA muhabiri Doğan grubu gazetelerine gönderiyor. 3 ve 6 eylül tarihlerinde muhabirin iddiaları tek taraflı olarak yayınlanıyor. Suçlanan kişiye bu durum sorulmuyor, suçlanan kişinin görüşlerine yer verilmiyor. Nihayet 11 eylül günü Doğan grubu gazetelerinde yazan ve bu suçlanan kişiyle akraba olan kişi suçlanan kişinin cevaplarını yazarak ona haksızlık yapıldığını iddia ediyor. Bu sırada DHA bir başka gazeteciyi göndererek konuyu araştırıyor. Bu gazeteci suçlanan kişinin söylediklerini destekler bulgular buluyor. En nihayetinde Doğan grubunun diğer gazeteleri bu konuda daha önceki iddialarının yanlış olduğunu itiraf edemezken bir gazetenin genel yayın yönetmeni 13 eylül tarihinde belediye başkanının konuyla ilgisinin olmadığını açıklıyor.
Bir gazeteci haber yaparken olayı bütün yönleriyle araştırmalı.
Ben şu kişi şöyle iyidir, böyle kötüdür demiyorum.
Sadece örnek olayda 8 gün boyunca gazetelerde doğru olmayan haberlerin yayınlandığını vurguluyorum. Genel yayın yönetmeni de güzel veya çirkin bir yazarın gündeme getirdiği konuda haklı olduğunu söylüyor.
Bu kişi çok çirkin olabilir, çok çirkin işler de yapıyor olabilir. Ama bu olay hakkında söylenenler doğru mu yanlış mı tartışması yerine pinpon masasına önce toplar sonra yumurtalar atılıyor:
Onun şahitliği geçer mi?
Onun oğlu şöyle böyle.
O şöyle böyle yapar.
Ben onun avukatı değilim. Kimsenin de değilim.
Ama bulabildiğiniz kadarıyla HCG'nin kusurları:
1. Kendisinin belediyede danışman olması
2. Karısının 1969'dan beri DPT ve Hazineye bağlı o kadar yerde çalıştıktan sonra 2002 yılında Dış Ticaret Müsteşar yardımcısı olarak atanması,
http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/index.c...ID=1887&dil=TR
3. Oğlunun 39 yaşında bir devlet kuruluşuna uzman olarak atanması,
başka neler var, tek tek inceleyelim.
Ancak önce ilk topa bir bakalım.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
"Akraba şahitliği olmaz, mahkemeler akrabaların şahitliğini kabul etmez" diyen arkadaşın bu konuyu bilmediği anlaşılıyor. Akrabanın şahit olamayacağını hangi kanun yazıyor ve hangi mahkeme kabul etmiyor? Arkadaş sallamış galiba..
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Sayın SDT 23 burada top HCG mi oluyor?
Konu çok karışınca topun kim olduğunu anlayamadım.
Basından örnek veriyorsunuz aynı konu başka basın için sorulunca tıkınız çıkmıyor. Mesela kağıt yolsuzluğu konusu bende yazdım . Kim kaça alıyor neden yazılmıyor. Mesela iddia eden kendisi kaça aldığını neden açıklayamıyor?
Zahit Akman için sayın başbakan neler söyledi. Diğer araştırmacı basın çok inceledi ve onun için direk salladı. Bugün bakıyorum Sabah bile konuyu haber yaptı. O zaman neyi yalanladınız diye sorarlar adama. Demek ki Zahit Akman için bir takım iddialar varmış. Peki şimdi kim yalancı birde buna yanıt verirmisiniz?
Bazen testere olmak gerekir bir sana bir bana . Siz ise maşallah hep rende.
KOnu Hasan Celal Güzel den buraya geldi. Bu beyefendi somut elle tutulur şeyler söyleyebilse yada bilmediğimiz birşeyi ifşa edebilse belki ama bu adamın yazısı düpedüz şıracı ile bozacı hesabı. Bu yazının neyini ciddiye alayım ki?
Bizde savunma bu adamın lafına kaldı ise asın gitsin diyoruz.
Referans alacağımız adamın kim olduğu bence ne dediği kadar önemlidir.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
ERDOĞAN İLE GÜRHAN ARASINDA İLİŞKİ VAR
Vurgun soruşturmasını yapan Alman Polis Şefi Böhme:
"Olayı açıklamamam için bana Türkiye'den baskı yapıldı." dedi.
Almanya'da ki Deniz Feneri Davası'nın dün 5. duruşması yapıldı. Tanık kürsüsüne soruşturmayı yapan Polis Şefi Alexander Böhme oturdu.Yaptığı açıklamalarla Başbakan Erdoğan'ı ters köşeye yatırdı. İşte Polis Şefi nin sözleri:
"Türkiye Başbakanı Erdoğan ile Deniz Feneri'nin topladığı paraları Türkiye'ye götüren Mehmet Gürhan arasında ilişki var. Soruşturma sırasında bana, olayı açıklamamam için siyasi baskı yapıldı...."
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Deniz Feneri e.v. davasını anlamak için Doğan ve Erdoğan :p medyasını bir arada takip etmek gerek. Detaylara girmeyeceğim. Zaten yargılama sonuçlanınca ne olduğu ortaya çıkacak.
Benim bu yazımın amacı Başbakan Erdoğan'ı eleştirmek.
Diğer teferruatları atlayıp önemli bulduğum bazı konular hakkında sorular soracağım ve bu sorulara Başbakan'ın vereceği cevabı merakla bekleyeceğim.
Öncelikle Şaban Dişli, Gaziantep ve Deniz Feneri e.v. konusunda Başbakan'ın suskun olduğunu hatırlayalım. Ta ki, Doğan gazetelerinde Deniz Feneri e.v. davasıyla ilgili olarak "Paraları Başbakana vermiş" diye haber yapılana kadar.
Bu iddiayı önce Doğan gazeteleri mi, Deniz Baykal mı gündeme getirdi takip edemedim. Bu sorunun cevabı benim için "Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan?" sorusunun cevabına eş değer.
Neyse bu iddianın aynı Ergenekon davasının binlerce sayfa ve yüzlerce klasörü arasında bulunan 5-10 komik iddia kadar absürt olduğu benim açımdan açıktı.
Doğan medyasının bu 5-10 komik iddiayla dalga geçtiği gibi bu iddiayla da dalga geçmesi gerekirdi.
Erdoğan da bu saçma sapan iddia yüzünden haklı olarak kızdı, köpürdü.
Sonuçta bu iddianın doğru olmadığı, sanıklardan birinin "paraların bir kısmını Başbakanlıkça açılan yardım hesabına gönderdim" dediği ve yanlış tercüme edildiği (!) ortaya çıktı.
Bunun üzerine Başbakan da Aydın Doğan'ın ahlaksız tekliflerde bulunduğunu vs. açıklayarak karşı saldırıya geçti. Aydın Doğan gazetelerinde "Paraları Başbakana vermiş" haberi çıkmasaydı böyle bir kavga patlak vermeyecekti.
İşte Başbakan'ın asıl eleştirilmesi gereken nokta bu.
Aydın Doğan'ın şirketlerine haksız taleplerde bulunduğunun ve bu talepler konusunda karar noktasında olan kişilere karşı kampanyalar yürüttüğü çokça görüldü. Mesela RTÜK yasa tasarısını onaylamayan Ahmet Necdet Sezer de Nisan 2002'de hedef tahtasına oturtulmuştu:
Bkz. Emre Kongar'ın yazısı:
http://www.kongar.org/medyanotu/210_...Saldiriyor.php
Son zamanlarda büyük medyamızda Cumhurbaşkanı'na yönelik olan saldırılar, halkın önce dikkatini, sonra da tepkisini çekmeye başladı.
(...) Çünkü medya, gücünü ekonomik çıkarları için kullanmasını önleyen RTÜK yasasının değişmesini istiyor ve bunun karşısındaki engellerden birinin Cumhurbaşkanı Sezer olduğunu düşünüyordu.
Nitekim Sezer, bu tahminlere uygun bir biçimde, politikayı ve ekonomiyi bütünüyle medyaya teslim eden ilk RTÜK değişiklik yasa tasarısını tekrar görüşülmek üzere, Meclis'e geri yolladı.
Şimdi geçmişte küçük bir gezinti yapalım:
(...)
Siyasetçilerin beceriksizliklerinden ve kötü niyetlerinden kaynaklanan Şubat 2001 krizinin faturası da medya tarafından Cumhurbaşkanı'na kesilmeye çalışıldı. Ama bu da başarılı olamadı. Çünkü krizin sorumlusu doğrudan doğruya politikacılardı.
Derken satın aldığı ev gündeme getirildi. Önce bu evi satın alacak parayı nereden bulduğu soruldu. Ahmet Necdet Sezer bunun hesabını kuruş kuruş verdi.
Bunun üzerine evin piyasa fiyatından düşük bir bedelle satın alındığı iddia edildi.
Satıcı, "Gelin aynı fiyata size de aynı yerde ev vereyim" deyince, bu iddia da suya düştü.
Bu kez, evin malzemesinin komşu evlerden daha lüks olduğu ve bahçesinde havuz bulunduğu öne sürüldü.
Son olarak da Cumhurbaşkanlığı köşküne satın alınan yatak odası takımı ve yaptırılan jakuzi gündeme getirildi.
İnsanlar artık sadece insaf duygularını değil, akıl sınırlarını da zorlayan bu tutarsız ve önyargılı saldırılara çok sert tepkiler vermeye başladı.
Medyanın saldırısı geri tepti. Halk (ve Hukuk Devletiyle alçakgönüllü yönetici davranışlarından yana, hatta sadece insaf sahibi olan köşe yazarları bile) Sezer'e sahip çıktı.
Eminim ki, dikkatli okur ve izleyciler daha en başından beri, büyük medyanın Cumhurbaşkanı'na yönelik saldırılarının altında, medya sahiplerinin tüm ekonomiyi ve siyaseti daha da denetimsiz bir biçimde yönlendirmelerine olanak sağlayan RTÜK yasa tasarısının yattığını çoktan farketmişlerdir bile.
Medya sahiplerinin ellerindeki büyük gücü kendi ekonomik çıkarları adına kullanmalarına olanak sağlayan tasarı bugünlerde yeniden gündemde.
Bu tasarı eski haliyle aynen yasalaşırsa (ki bu konuda partiler arasında uzlaşma sağlanmış olduğu söyleniyor) Cumhurbaşkanı'nın onu ikinci kez geri yollama hakkı yok.
İşte büyük medya, tasarıda değişiklikler yapılırsa, Cumhurbaşkanı'nın onu yeniden Mecls'e geri yollamasını, yok tasarı Meclis'ten eski haliyle aynen geçerse bu kez de Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasını engellemeye çalışıyor.
Üstelik bu traji-komik oyun, tüm kamuoyunun gözleri önünde, halkın aklına ve izanına karşı oynanıyor.
Sonra da soruyorlar "Halk medyaya neden güvenmiyor" diye.
Tabii bu arada boyunlarını kuzu kuzu medya patronlarının bıçaklarının altına uzatan politikacıların teslimiyetçiliği de ayrı bir konu.
Demokrasi tarihi onları asla bağışlamayacak!
Tabii burada medya, büyük medya diye bahsedilen grubun Aydın Doğan medyası olduğunu herkes anlamıştır.
Devam edecek.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Uzun bir girizgahtan sonra gelelim Başbakan'a sorularıma:
1. Aydın Doğan'ın elindeki medya gücünü şantaj aracı olarak kullandığına dair bende güçlü bir kanaat oluştu. Eğer Doğan medyası "Paraları Başbakana vermiş" diye size saldıran bir haber yapmasaydı, bu "şantaj çetesi"ne boyun eğmeye devam mı edecektiniz? "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" felsefesiyle mi hareket ediyorsunuz?
2. Aydın Doğan'ın Petrol Ofisi şirketinin yüklü vergi borcu konusunda yapılan uzlaşmanın (!) detayları nedir? Dileyen şirket de benzer oranlarda vergi affı talep edebilir mi? KOBİ'lerin de aynı oranda vergi borcunun silinmesine imkan var mıdır?
3. Nisan 2002'de sayın Sezer'in veto ettiği RTÜK yasası hakkında ne düşünüyorsunuz. AK Parti iktidarı sırasında bu yasanın benzerini çıkararak Aydın Doğan'ın medyada daha güçlenmesine neden olan siz değil misiniz? Yoksa o konuda da bazı şantajlara boyun mu eğdiniz?
4. RTÜK, Hilton, Petrol Ofisi, Rafineri konusunda Aydın Doğan ve grubunun usulsüzlüklerine dair bugüne kadar yargıya başvurdunuz mu? İnceleme yaptırdınız mı? Bundan sonra bir şey yapmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kapalı kapılar ardında anlaşıp iki taraf da bir sonraki kavgaya kadar susacak mı?
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
...Benim bu yazımın amacı Başbakan Erdoğan'ı eleştirmek.
Diğer teferruatları atlayıp önemli bulduğum bazı konular hakkında sorular soracağım ve bu sorulara Başbakan'ın vereceği cevabı merakla bekleyeceğim...
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Uzun bir girizgahtan sonra gelelim Başbakan'a sorularıma:
İyi , hoşta ,bu iş nasıl olacak. Başbakan sorularınızı nasıl yanıtlayacak.
Yoksa kendileri de ,site üyeleri arasında mı?
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Halit Hayri Eriş rumuzlu üyeden alıntı
İyi , hoşta ,bu iş nasıl olacak. Başbakan sorularınızı nasıl yanıtlayacak.
Yoksa kendileri de ,site üyeleri arasında mı?
:).............
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Halit Hayri Eriş rumuzlu üyeden alıntı
İyi , hoşta ,bu iş nasıl olacak. Başbakan sorularınızı nasıl yanıtlayacak.
Yoksa kendileri de ,site üyeleri arasında mı?
Kendileri üye değildir, üye olsa bile şu anda "Gemileri batmış gibi" düşünmektedirler, bize ayıracak vakitleri olduğunu hiiiiç sanmıyorum. ;)
Ama biri var ki, hani şu sözcülüğünü yapan şahsiyet.
Yeter ki emri alsın.
- Beki, hukuki net 'e üye ol ve de ki..
- Peki..
:o:o
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Artık uzun zamandır..." hortumları kestik"...lafını duyamıyoruz, Erdoğan'dan...
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
BORU DÖŞÜYORLAR! ONDAN'dır
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Adalet Bakanı M. Ali Şahin: "Almanya da ki Deniz Feneri'nden bana ne yav?"
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Adalet Bakanı M. Ali Şahin: "Almanya da ki Deniz Feneri'nden bana ne yav?"
Enteresan bir yorum. Tabii Avrupa Birliği'nden bu konuyla ilgili olarak herhangi bir yorum gelmemesi daha da ilginç!
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
AB nin tosuncukları parayı götürünce ses seda yok. Götürün bakalım nereye kadar?
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Lagandik öldümü?!
Cidden ölmüş mü?:o
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Yiyicileri barındırmayız sözünün kimden geldiği çok önemli. Tayyip (RA) dan gelince en komik Fıkradan daha komik oluyor.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Doğru yiyicileri barındırmazlar. Onlar doğrudan kanıtlı ev sahibi, mülk sahibidirler. İyelik hakkı kendilerindedir.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Her parti böyle derÖnemli olan icraat.LAflar değil...
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
19 Ekim 2008 /ZAMAN
HİLMİ YAVUZ
h.yavuz@zaman.com.tr
Merkantilizm, Talan ve 'Deniz Feneri'
İktisadçılar, 'servet' kavramının, iki farklı biçimde alımlandığından söz ederler: 'Servet, paradır' ve 'servet, metadır'! Ya da şöyle: Servet nasıl çoğaltılabilir: Parayı arttırarak mı, yoksa üretimi arttırarak mı?
'Servet, paradır', diyenler, servetin parayla çoğaltılabileceğini; 'servet, metadır', diyenler de üretimin arttırılmasıyla çoğaltılabileceğini öne sürerler. 'Servet, paradır'ı savunanlara Bullionistler; 'Servet, metadır'ı savunanlara da 'Asıl Merkantilistler' deniyor. Avrupa'da Kapitalizmin ön tarihi, 'servet' kavramının bu iki bağlamda dönüşmesiyle birebir ilişkilidir: XVI. yüzyıl İspanya'sı, Güney Amerika yerlileri olan Aztek ve İnka'ların ve Maya'ların altın ve gümüş hazinelerini talan etmek, tapınakları yağmalamakla servetini arttırmayı denemiş; İngiltere ve Hollanda ise serveti üretimle arttırmayı tercih etmişlerdir. İspanya'nın Bullionizm'ine ya da Bayağı Merkantilizmine karşı, İngiltere ve Hollanda'nın 'Asıl Merkantilizm'i!
Bu bilgileri rahmetli Prof. Dr. İdris Küçükömer'in 'İktisad İlkelerine Yeniden Bakış' adlı kitabından aktardım. Nedeni şu: Bugün Türkiye'de Kapitalizmin dönüşümünü, 'servet' kavramının dönüşümüyle tastamam ilişkili görüyorum, da ondan! Evet, öyle;- Türkiye'de 'servet'in hâlâ talan ve yağmayla arttırılabileceğini düşünen Bullionist ya da Bayağı Merkantilist zihinler var, çünkü...
Türkiye'de Kapitalist sosyal formasyon, bana göre elbet, bugün serveti yağmacı ve talancı Bullionist, Bayağı Merkantilist süreçle arttırmaya çalışan bir iktisad tarzıyla, serveti üretim yoluyla arttırmaya çalışan Asıl Merkantilist iktisad tarzının eklemlenmesinden oluşuyor. Burada 'talan'ı ve 'yağma'yı, elbette XVI. yüzyıl İspanyol conquistadore'ların (İstilacıların) anladıklarından çok daha farklı bir biçimde anlamak gerekir. 'Servet' kavramı nasıl bir dönüşüm gösterdiyse, 'talan' kavramı da, iktisadi anlamda mecazi yananlamlar edinerek dönüşmüştür. Marx, örneğin, XIX. yüzyılda Hindistan'da, toprak üzerindeki üç tasarruf biçiminin (Zamindarlık, Riyotvarlık ve Köy-Sistemi), 'iç talan'ın ('exploitation fiscale') değişik biçimlerinden başka bir şey olmadığını söyler. Marx, ayrıca, The British Rule in India'da (Hindistan'da İngiliz İdaresi), Asya devletlerinin 'talan ekonomisi'ne dayandığını da bildirir. 'İç talan', Marx'a göre, devletin artık-ürüne el koyma biçimidir.
Şüphesiz, XVI. yüzyıl İspanya'sına atfedilecek 'talan' kavramı ile Marx'ın XIX. yüzyılda Asya tipi despotik devletlere atfettiği 'talan' kavramı arasında radikal farklar bulunuyor. Ama bugün Türkiye'de 'talan'ın, ne devletin artık ürüne el koyma biçimiyle ne de altın ve gümüş hazinelerinin yağmasıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Talan, doğrudan doğruya, mesela, bundan yaklaşık on beş yıl kadar önce 'Marmara Bank' olayında görüldüğü gibi, belirli bir grubun, küçük mevduat sahiplerinin tasarruflarına el koyması ya da mesela 'Deniz Feneri' olayında görüldüğü gibi, halkın birikimini cebine indirmesi biçiminde ortaya çıkıyor: 'Sen biriktir, ben talan edeyim' mantığı! Bayağı Merkantilist mantık!
Dikkat edildiyse, artık 'talan' İspanya ya da despotik Asya toplumlarında görüldüğü gibi, zorla değil, hile ve aldatma yollarına başvurularak gerçekleşiyor. Bu gibi 'talan'cı Bayağı Merkantilist zihniyetle mücadelenin yasal önlemleri alınmadıkça, gerçek anlamda bir Müslüman burjuvazinin inşası, ne yazık ki, mümkün olamayacak gibi görünüyor. Daha önce de belirttim, tekrarlayayım: Gerçek anlamda bir Müslüman burjuvazi, tıpkı İtalya'daki Katolik ticaret oligarşilerinin Rönesans ile ya da Hollanda'daki Protestan burjuvazinin Barok ile Hıristiyanlığın entelektüel müktesebatına sahip çıkması gibi, İslam medeniyetine sahip çıkacak olan sınıftır, bana göre...
19 Ekim 2008, Pazar
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Bu kömür işi çok moda ya... 25 kg diye dağıttıkları kömürlerin torbalarının herbiri 24 kg çıkmış. Fakire dağıttıkları kömürlerden bile hortumlamışlar HAMDOLSUN!
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Bu kömür işi çok moda ya... 25 kg diye dağıttıkları kömürlerin torbalarının herbiri 24 kg çıkmış. Fakire dağıttıkları kömürlerden bile hortumlamışlar HAMDOLSUN!
'Bedava kömür'ün rantını kimler yiyor?
Kömür dağıtım işi zıvanadan çıktı.. Tarihe 'sosyal yardım' olarak değil, saçmene dağıtılan 'rüşvet' diye geçecek..
Aslına bakarsanız kömürü hesapta devlet dağıtıyor.. Ama Başbakan, kaymakamlara, valilere talimatı partisinin il başkanları toplantısında veriyor...
Hal böyle olunca da kömür AKP'nin kömürü oluyor..
Fakir fukara soğukta donsun mu, sabahlara kadar titresin mi diye düşünenler sesini çıkarmıyor..
Çıkaramıyor! Vizdan izin vermiyor..
İnsanların muhtaç oluşu herkesin elini kolunu bağlıyor.. Hepimizi suskunluğa itiyor.. AKP de fırsat bu fırsat deyip kömür dağıtma işini fütursuzca kullanıyor..
Kömür yüklü TIR kamyonları nerdeyse resmigeçit yapaçak .. Mahallelere sirenlerle, davul zurnayla girecekler..
Başbakan, insanları incitmeyin, dağıtımı gece yapın diyordu ne oldu?
SEÇİM VAR SEÇİM.. Üstelik yerel seçim!..
Fiyaka zamanı!
Gemi azıya alan alana, mart ayına doğru doğal gaz kullanana da torba kömür verirlerse şaşmayın..
Çünkü kömür bedava!
Senin, benim haneme yazıyor..
Dağıtım işlemi oy avcılğığıla sınırlı kalsa neyse! Ortada büyük bir rant da var.. Gecen gün Starhaber'de Turgut Erat'ın enfes bir haberi yayınlandı..
Turgut, Kağıthane'ye, kömür dağıtılan yer gidiyor..Canlı yayına çıkacak, kömür meselesini anlatacak..Dağ gibi yığılan kömür çuvallarına göz atıyor.. Üzerinde para ile satılmaz yazıyor.. altın da küçük bir firma adı..
Çuvalı yapan firmanın ismi..
Ünal Plastik..
Hemen araştırıyor, çuvalı yapan firma Gaziantep'te çıkıyor.. Sahibi, AKP kurucusu ve il yönetim kurulu üyesi Eyüp Özkeseci..
Kömür nereden geliyor?
Soma'dan..
Çuval Gaziantep'ten..
Gaziantep'te hazırlanan çuvallar kamyonlara yüklenip Manisa'nın Soma ilçesine getiriliyor..
(Manisa ve çevresinde çuval dikecek kimse yok galiba) İçine kömür konuluyor, İstanbul'a göderiliyor..
Sizce bu işin içinde rant yok mu?
Bu kömür dağıtım işi de birilerini zengin etmedi mi?
5 yılda 8 milyon aileye kömür dağıtıldığı adda ediliyor.. 6 milyon ton.. Bedeli 1.1 milyar YTL..
Sadece kömürün.. peki nakliyesi kimden? Çuvalı? parasını kim ödüyor?
Mesela Antepli AKP yöneticisi çuval tedarikçisinin cebine bugüne kadar kaç para girdi? Kaç torba dikti, kaç para aldı?
Yosa hayır işi diye diktiği çuvalları bağışladı mı?
Nakliye işini kimler üstleniyor? Koca koca TIR'lar kime ait? onlar da mı hayrına mazot yakıyor?
Anladık kömürün parasını biz veriyoruz, rantını AKP yiyiyor!
Sineye çektik diyelim. Çuvalın, nakliyenin rantını kim yiyiyor?
Kömür dağıtan sosyal devlet anlayışından kimler nemalandı?
Bari bunu söyleyin..
HAYRINA!
24-11-2008 Mehmet Tezkan Vatan G.Z.T
m.e.s Notu: HAMDOLSUN tosuncuklarımın cebi para dolsun?
6 milyon yeni seçmen kafaları karıştırdı
(Supliminal) oylar artınca savunma hazır kömürleri boşunamı dagıtık.
İtira atıyorlarrrrrrrrrr Havada bulutda yok ama...
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Adana da yoksullara dağıtılan bu torbalar genelevede verilmiş. Olacağı buydu! Gel de ayıkla!
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Adana da yoksullara dağıtılan bu torbalar genelevede verilmiş. Olacağı buydu! Gel de ayıkla!
Yeni geldim Adana'dan anlamam Badana'dan derlermiş dedelirimiz içinden çıkamadıkları konularda...:p
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Doğalgaza gelen bu zamlar yaklaşık bir milyar doları bulan Ankara BŞB nin BOTAŞ a olan borçlarını ödememesinden kaynaklanıyor olmasın.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Başbakan bugün Ankara adayını açıklıyor. Eğer Gökçek aday gösterilmezse demek ki; Bay Erdoğan O'nun "yiyici" olduğuna karar verdi demektir. Geç te olsa: Günaydın!
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Melih aday olamayacak...Yeni yiyicinin açıklanması haftaya kaldı..Bir kimse ilanihaye yiyici olarak kalacak değil ya!
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Melih aday olamayacak...Yeni yiyicinin açıklanması haftaya kaldı..Bir kimse ilanihaye yiyici olarak kalacak değil ya!
Hadi Melih Gökçek'in "yiyici" olduğunu ispatlayacak kanıtlarınız var diyelim.
Kim olacağını bile bilmediğiniz AK Parti'nin göstereceği belediye başkan adayının veya müstakbel Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın (başka bir partiden de olabilir) "yiyici" olduğunu peşinen ilan etmek nasıl bir zihniyettir?
Somut bir kişi için söyleseniz, "hadi neyse" der geçeriz. Ama bu şekilde bir üslup hem de bir avukata yakışıyor mu?
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Melih aday olamayacak...Yeni yiyicinin açıklanması haftaya kaldı..Bir kimse ilanihaye yiyici olarak kalacak değil ya!
ANAP döneminde hortumcular vardı, bunların dönemi pipetçilerin oldu.Bunların bir kısmı aslan payını alırken etraflarını da ihmal etmiyorlar, avanelerine de birer pipet vermişler hepsi bir şekilde hüüpletiyor, dolayısıyla götürülen daha çok oluyor.Yoksa nereden çıkacaktı BMW lerin içinde versace, cacharel, vakko giyisili örtülüler,badem bıyıklı neoburjuva işadamları, içkili lüks lokantalarda şalgam suyu veya cola içen başıbağlı bayanlar,rolexli gençler.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Cuma namazı için Kâbe’ye gitmek israf değil mi?
Bütün din tacirleri günlerdir ağız birliği etmişcesine aynı şeyi söylüyor:
“Yılbaşı kutlamaları için harcanan para israftır. İsraf da haramdır. Bu yüzden gerçek Müslümanlar yılbaşı kutlamalarına katılmaz.”
Bu ülkenin insanları, Noel’i değil, eski bir yılın bitmesini, yeni bir yılın başlamasını kutluyorlar...
Birbirlerine iyi dileklerde bulunuyor ve dostluk tazeliyorlar...
Bu arada da herkes kendi bütçesine göre; çok da önemli sayılmayacak bir miktarda harcama yapıyor...
Bunun neresi israf, neresi haram?
***
Gelelim başka bir konuya: Ülkemizde çok sayıda şirket, son birkaç yıldır Kâbe’de cuma namazı kıldırmak için özel turlar düzenliyor.
Perşembe akşamı Atatürk Havalimanı’ndan Cidde Havaalanı’na hareket ediliyor.
Gece 2.00’de Mekke’ye varılıyor. 11.00’de Harem-i Şerif’e cuma namazı için gidiliyor. Aynı akşam da İstanbul’a dönülüyor...
Bunun için harcanan para, en ucuz tarifeden 777 Euro!
Yani; yaklaşık 1.500 YTL!
***
“Yılbaşı kutlamaları israftır” diyen müftüler, dinci kalemler, tarikat ve cemaat ağaları, sözüm size:
Bir kez olsun bu turlara katılanları da uyardınız mı?
Onlara da “Dinimizde israf haramdır ve yaptığınız israftır” dediniz mi?
Yoksa; dinci seyahat acentalarının tepkilerinden mi çekindiniz?
31/12/2008 Mustafa Mutlu Vatan G.Z.T
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Bugün itibariyle İ.Melih yeniden aday.. Ben yanıldım. Demek ki Melih ten daha iyi yiyici bulamadılar.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Bugün itibariyle İ.Melih yeniden aday.. Ben yanıldım. Demek ki Melih ten daha iyi yiyici bulamadılar.
İddianızı ispatlamak yerine iftiraya devam ediyorsunuz anlaşılan.
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Hadi Melih Gökçek'in "yiyici" olduğunu ispatlayacak kanıtlarınız var diyelim.
Kim olacağını bile bilmediğiniz AK Parti'nin göstereceği belediye başkan adayının veya müstakbel Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın (başka bir partiden de olabilir) "yiyici" olduğunu peşinen ilan etmek nasıl bir zihniyettir?
Somut bir kişi için söyleseniz, "hadi neyse" der geçeriz. Ama bu şekilde bir üslup hem de bir avukata yakışıyor mu?
"Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı seçilirken kimin en yiyici olduğuna bakılır." iddianızı bir kez daha ispata davet ediyorum.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Sayın sdt23 ,
Mahkemeler bile kişileri sizden daha az ispata davet eder. Doğal gaz sayaçlarına bakın geri ödenmeye başlamasına bakın isparı orada görürsünüz.. Borcuna bakın kurduğu şirketlerin işleyişine bakın anlarsınız ispatı.
AKP nin en güçlü adayı ÇİÇEK ti ama işin içinden çıkamadıkları gibi ÇİÇEK te pek sıcak bakmadı.
Bu Melih terbiyesizi ağzı bozuk saygısız kişi seçilir mi derseniz ? Bilemem. Asla seçilmemesi gerekir o ayrı... AKP li olduğu için filan değil ha insanlıktan nasibini alamadığı için...
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
İddianızı ispatlamak yerine iftiraya devam ediyorsunuz anlaşılan.
"Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı seçilirken kimin en yiyici olduğuna bakılır." iddianızı bir kez daha ispata davet ediyorum.
Botaş a olan birmilyar dolara yakın borcu ödemedi. Yazın bu paraların az bir kısmı ile millete "karpuz" dağıttı. Uğur Dündar a proğramdan önce telefon edip "benim malvarlığım konusuna gir meyelim." diyen İ.Melih değil mi? O zaman malvarlığını açıklasın da görelim. Sonra sizde ki bu AKP yi kayıtsız şartsız destekleyen üslup sıkıntı verici değil mi?
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Sayın commodore1tr,
Melih Gökçek hakkında sizinle aynı fikirleri paylaşıyorum.
Melih Gökçek hakkındaki duygularımı da daha önce yazmıştım.
Benim itirazım koyu ile gösterilen cümlelere:
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Melih aday olamayacak...
Yeni yiyicinin açıklanması haftaya kaldı..
Bir kimse ilanihaye yiyici olarak kalacak değil ya!
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Bugün itibariyle İ.Melih yeniden aday.. Ben yanıldım. Demek ki Melih ten daha iyi yiyici bulamadılar.
Av. Mehmet Aydın Melih Gökçek veya siyasetçi Ahmet Bey hakkında en ağır eleştiriler yapılabilir, bu doğaldır. Ancak o daha kim olduğu bilinmeden bütün müstakbel adayları zan altında bırakacak ithamlarda bulunuyor. Somut olarak şu şahıs şöyledir, böyledir demiyor.
Mesela AK Parti yeni belediye başkan adayını Av. Mehmet Aydın olarak açıklasaydı, "yeni yiyici" Av. Mehmet Aydın mı olacaktı?
Bu sözlerden sanki belediye başkan adayı seçilirken şu şekilde karar veriliyormuş gibi bir yanlış izlenim çıkıyor:
RTE: Evet değerli arkadaşlar, yeni bir başkan adayı için karar aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Kim daha iyi yiyebilir, yedirir onu bulalım.
İMG: Efendim biliyorsunuz bu konuda benden iyisi bulunmaz. Devlete bile ne biçim borç taktım. Bir de Emin Çölaşan'dan tazminatlar alıp halka da döner yedirdim.
Diğer başkan adayı: Ama olmaz ki sayın başkan. Hep o yiyor, bize de fırsat verilsin.
Bir başka aday: En iyi ben yerim efendim. Beni başkan yapın bakın nasıl yiyorum.
RTE: Yemeyeninkini yerler. Siz de zamanında yeseydiniz, kendinizi ispatlasaydınız. İMG yiyicilik konusunda kendini ispatlamış kardeşimiz. Kimsenin ondan daha iyi yediği görülmedi, uzun süre de görülmeyecek. Bu yüzden bu dönem de yine onu aday gösteriyoruz.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!
Buradan İ. Melih'i malvarlığını açıklamaya davet ediyorum. Sn. sdt23 de bana katılırsa sevinirim.
-
Re: Erdoğan: Yiyicileri Barındırmayız!