Ne yazık ki konu hakkında bilgim yok,ama anlattığınız da pek anlaşılır değil.
Printable View
Ne yazık ki konu hakkında bilgim yok,ama anlattığınız da pek anlaşılır değil.
Bu karar itiraz ne kadar sürede sonuçlanır?Birde karar %10 ıhtımalle bozulursa mahkemeye gerımı ıade edılır yoksa yargıtayamı gonderılır kararın bozulması ıçın?
Çok uzun sürmez. Merci itirazı kabul ederse, verilen kararı kaldırarak dosyayı mahkemesine iade eder. Yargıtay'la alakalı bir konu değil.
Yanlışın var ıtırazın esasamı? 231 maddenın uygulanmasında şeklıne mı? Yapılaması ıle lıgılı olay, eger itiraz esasaysa mahkeme uygun görürse yargıtaya gönderebılır...
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara karşı TEMYİZ yoluna değil İTİRAZ yoluna gidilebilir.
Peki bir şey soracam Ulaş bey: İtiraz edılen bır üst mahkemenin kararı bozma, yada kaldırma yetkısı yok.. Ancak yargıtay bu kararı bozabılır degılmı?
İtiraz kararı veren mahkemeye yapılır, mahkeme kararında bir hata görmez ise bunun üzerine dosya itiraz merciine gönderilir,itiraz mercii de bu konuda bir karar verir.İtiraz mercii istisnai bazı durumlarda Yargıtay olabileceği gibi olayların büyük bir bölümünde başka mahkemelerdir.
İTİRAZ USULÜ VE İNCELEME MERCİLERİ
Madde 268 - (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) Sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
Demişsinizki istisnai olarak bu kararı bir üst mahkeme uygun görürse yargıtaya gönderılmesını ısteyebılır.Yani itiraz dosyanın esasına ise ve kişinin suçsuzluğunun bariz delileri var ise buna mukabılen caza almışsa bir üst mahkeme dosyanın genelını ıncelıyıp bu dosyanın yargıtaya gönderılmesını ısteyebılır.Yanı sormak ıstedıgım eger bir üst mahkeme yargıtay yolunu açarsa dosyayı ınceledıgınden ve bazı yanlışlıklar tespıt ettıgındenmıdır.Yoksa her ıtırazda bu yolu açarmı?
Siz söylediklerimi yanlış anlamışsınız.. Bazı durumlarda itirazı Yargıtay inceleyebilir ancak bu durumlar istisnai niteliktedir.
Siz karara karşı itiraz edeceksiniz, itiraz üzerine karar veren mahkeme hala kararının doğru olduğunu düşünüyor ise bu durumda karar itiraz merci tarafından incelenecek.. Siz suçsuzsanız ya da usule ilişkin bir hata yapılmış ise itiraz merci sizi haklı görerek bu doğrultuda bir karar verebilecektir.
Cezayı veren mahkeme kararını doğru buluyorsa bir üst mahkemeye gönderır üst mahkemede kararı kaldırma ya da bozma gıbı bir yetkisi yok sanırım.Sadece şekil yönunden (yanı 231 md. genel şartlarının oluşması yönunden) inceler. Ama karara Yargıtay yolunu açmasında her dosyanın esasına ıtıraz edene açarmı bu yolu yoksa sadece dosyayı ıncelıyıp gereklı görürsemi 231 md. kapsamındakı cezaya yargıtay yolunu açar...Acaba bu uygulamadaki bilgimde yanlışım varmı? Düzeltirsenız sevınırım...
İtiraz üzerine iş kendisine gelen mahkeme de Yargıtay gibi inceleme yapar..Dosyanın Yargıtay'ın önüne gitmesini unutun, sizin olayınızda ancak ve ancak kanun yararına bozma yoluyla dosya yargıtay'a gidebilir..
Teşekur ederim verdiğiniz bilgiler için.....
Son bir soru: Mahkeme ıtırazı uygun bulmadı bır ust mahkemeyı dosyayı gönderdı burada karar onanırmı yoksa sanıgın suçsuzluğunun açık delilerini gördüklerine kanaat getırırse mahkeme heyetİ NE YAPABILIR YETKISI DAHILINDE??
İtiraz merci sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartların oluşup oluşmadığı yönünde bir inceleme yapabilir.Sizin deyiminizle sanık suçsuzdur, hiç ceza almamalıydı diyemez.. Sanığın suçlu olup olmaması, delillerin değerlendirilmesindeki sabetsizlikler, vb. hususlar,ileride sanığın kasıtlı bir suç işlemesi halinde mahkemenin daha önce açıklamadığı hükmü açıklaması ve söz konusu hükmün temyizi halinde irdelenebilir.
Çok tesekkur ederim verdiğiniz bilgiler için....
Konuyla ilgili bir soruda ben soracağım, bir akrabam 7 ay önce sahtecilik suçundan 1 yıl 8 ay hapse mahkum oldu, 2008 yılı şubat ayında çıkan "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması" ile ilgili yasaya görede bu yasadan faydalanma sınırı 2 seneye yükseltilmişti. akrabamın 1996 yılından kalma bir karşılıksız çek sabıkası vardı ancak çek ödenmiş ve ceza ortadan kalkmıştı. Bu sürede akrabam konuyu takip etmediğinden dolayı adli sicile müracat edip bu sabıkayı kaldırmamış. Mahkemede avukat akrabamın bu yasadan faydalanması gerektiğini isteyince hakim bu 1996 yılından kalma sabıkayı öne sürerek kanundan faydalandırmamıştı. Yargıtaya itiraz öncesi adli sicilden sabıka sildirilip adli sicil ve adli sicil arşiv kaydı olmadığına dair temiz belgesi alınarak yargıtaya itiraz yapıldı. Bu durumda yasal olarak akrabam lehine olan bir kanundan faydalandırılmıyor durumundamıdır? yargıtayın bu dosyayı mahkemeye geri göndermesi gerekmezmi?
Teşekkürler
Fikir ve sanat eserleri kanunu uyarınca korsan cd dolayısıyla sadece 50 bin ytl para cezası verilen ve bu da ertelenen daha önceden sabıkası bulunmayan kişi karaı temyiz etmiştir. Yargıtaydan Hükmün açıklanmasının geri bırakılması gözönünde bulundurulmadığı gerekçesi ile bir bozma sebebi olabilirmi saygılar...
Yanıtınıza teşekkürler. Bunu öğrendikten sonra aklıma gelen iki konu daha var:
1. Hüküm verilseydi sanığa bir yıldan daha az hapis ceza verilecek ve bu da ertelenecek olan bu davada suç tarihi 1 Ocak 2002 olduğuna ve lehte olan kanun uyarınca her halukarda 7.5 yıllık dava zamanaşımı 1 Temmuz 2009 da sona ereceğine göre dava bu tarihte düşmüş mü olacak? Yoksa hukuki durum ne olacak?
İlerde açıklanmayan bu hüküm açıklanır ise sizin görüşünüze göre temyiz o vakit söz konusu olacağına göre 5 yıllık dava zamanaşımı hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı ile tekrar başlıyor ya da kesilmiş oluyorsa hükmün ilerde açıklanması halinde yeniden başlayacaktır. Ama ne olursa olsun 1 Temmuz 2009 da her halükarda dava zamanaşımına uğraması gerekiyor. Siz ne dersiniz?
2. Bu ceza davasında müdahil olan taraf ayrıca sanık aleyhine tazminat davası açmışsa ve tazminat davası ceza davasının sonucunu bekliyorsa, hüküm açıklanmadığına göre tazminat davasının olası kararı ne olabilir? Mahkemenin kanaati tazminat davasına esas teşkil eder desek, dava Yargıtay'ca onanmadan kesinleşmediğine göre böyle birşeyin mümkün olmaması gerekir.
Diğer yandan sanık mahkemenin hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararına itiraz etmezse bu kararı kabul etmiş oluyor gibi görünüyor. Ancak "İleride açıklanmayan hüküm açıklanır ise temyiz o vakit söz konusu olur" demeniz bu savı çürütüyor.
Görüşlerinizi belirtirseniz memnun olurum.
CMK'nın 231. maddesinin 8. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı hallerde zamanaşımı duracağı için davanın düşmesi gibi bir durum söz konusu olmayacaktır,süreler kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.Alıntı:
1. Hüküm verilseydi sanığa bir yıldan daha az hapis ceza verilecek ve bu da ertelenecek olan bu davada suç tarihi 1 Ocak 2002 olduğuna ve lehte olan kanun uyarınca her halukarda 7.5 yıllık dava zamanaşımı 1 Temmuz 2009 da sona ereceğine göre dava bu tarihte düşmüş mü olacak? Yoksa hukuki durum ne olacak?
Hükmün açıklandığı zaman temyiz edileceği görüşü Yargıtay'ca da kabul edilen bir görüş,bir sonraki iletimde bu kararı da ekleyeceğim.Alıntı:
2. Bu ceza davasında müdahil olan taraf ayrıca sanık aleyhine tazminat davası açmışsa ve tazminat davası ceza davasının sonucunu bekliyorsa, hüküm açıklanmadığına göre tazminat davasının olası kararı ne olabilir? Mahkemenin kanaati tazminat davasına esas teşkil eder desek, dava Yargıtay'ca onanmadan kesinleşmediğine göre böyle birşeyin mümkün olmaması gerekir.
Diğer yandan sanık mahkemenin hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararına itiraz etmezse bu kararı kabul etmiş oluyor gibi görünüyor. Ancak "İleride açıklanmayan hüküm açıklanır ise temyiz o vakit söz konusu olur" demeniz bu savı çürütüyor.
Aynı fiil nedeniyle tazminat davası da açılmış ise ve mahkeme de ceza davasını bekletici sorun yapmış ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile mahkemenin bu ara kararından rücu etmesi gerektiğini ve olayı kendisinin incelemesi gerektiğini düşünüyorum.Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması anlamına gelmektedir.
Farklı düşünen hukukçular da görüşlerini belirtirlerse sevinirim..
T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
E. 2006/5860
K. 2006/6504
T. 13.7.2006
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA İTİRAZ ( Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği )
İTİRAZ ( Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması - Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği )
SANIK HAKKINDA BELİRLENEN CEZA ( Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği - Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İtiraz )
TALEPLE BAĞLILIK İLKESİ ( Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İtiraz - Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği )
5395/m. 23/7
ÖZET : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına karşı, 5395 sayılı kanunun 23/7. madde ve fıkrası uyarınca itiraz edilebileceği hükmü karşısında, sanık müdafiinin itirazı üzerine sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılması yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi, Yasaya aykırıdır.
DAVA : 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun’a aykırı davranmak suçundan sanık Cuma Akyol’un anılan Kanun’un 13/2, 765 sayılı TCK.nun 55/3. 59/2. maddeleri uyarınca 2 Yıl 9 Ay 10 Gün Hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanun’un 6. maddesi gereğince ertelenmesine, emanetin 2003/12 sırasında kayıtlı silah, şarjör, ve fişeklerin 765 sayılı kanun’un 36. maddesi uyarınca müsaderesine, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun’un 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, herhangi bir yükümlülük getirilmemesine dair Güroymak Asliye ceza mahkemesinin 21/02/2006 tarihli ve 2005/192 Esas , 2006/32 kararına yönelik itirazın, sanığın yaşının küçüklüğü nedeni ile yapılan indirimin, 5237 sayılı TCK.unun 31/3. maddesine göre 01/06/2005 - 08/07/2005 tarihleri arasındaki lehe durum dikkat alınarak 1/2 oranında yapılması gerekirken, sanık aleyhine 1/3 oranında yapıldığı, gerekçeli kararda kısaca lehe yasa uygulanmasından bahsedilmesine rağmen hüküm bölümünde de karşılaştırma yapılmadığı gerekçesi ile kabulüne, dosyanın gereği için mahkemesine iadesine dair ( BİTLİS )Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2006 tarihli ve 2006/108-114 sayılı kararı ve dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, 5395 Sayılı kanun’un 23/8. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tabii olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, aynı Kanun’un 23/6. maddesi gereğince çocuğun denetimli serbestlik süresi içinde işlediği hapis cezasının gerektiren kasıtlı bir suç nedeni ile mahkum olması veya yükümlülüklerine aykırı davranması halinde, mahkemenin geri bıraktığı hükmü açıklaması üzerine, temyiz veya istinaf kanun yoluna tabii olması gerektiği cihetle, itirazın sadece hükmün geri bırakılması koşulların oluşup oluşmadığı yönünde incelenmesi yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabülüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/05/2006 gün ve 20959 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 07/06/2006 gün ve KYB/2006-112066 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına karşı, 5395 sayılı kanunun 23/7. madde ve fıkrası uyarınca itiraz edilebileceği hükmü karşısında, sanık müdafiinin itirazı üzerine sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılması yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2006 tarih ve 2006/108-114 sayılı, kesin olarak verilen hükmünün CMK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yarına ( BOZULMASINA ) ,ortadan kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine, 13/07/2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Aynı fiil nedeniyle tazminat davası da açılmış ise Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için "Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir" maddesi devreye girmektedir. Yani mağdurun itirazı halinde Ceza mahkemesi suçun oluştuğunu mağdurun maddi ya da manevi zararını tazmin etmesini sanıktan istemeden HAGB kararını vermemesi gerekiyor. Burada sorun miktarın nasıl tayin edileceği. Bilirkişi marifetiyle mi yoksa mağdurun kabul edeceği bir miktar mı olacak?
Mağdurun kabul edeceği bir miktar olmamalı, bu durumda mağdur ceza tehdidi altındaki sanığı istediği rakamı kabul etmeye zorlayabilir ki bu da hakkaniyete uygun düşmez. Kanımca öncelikle sanık ve mağdur bir bedel üzerinde anlaşabilirlerse bu bedelin ödenmesi yeterli olmalı aksi halde bilirkişi marifetiyle tespit edilecek bedelin ödenmesi yeterli görülmelidir.Tabi bu nakden ödeme için geçerlidir, hırsızlık suçunda çalınan eşyanın mağdura geri verilmesi de zararın bir şekilde giderilmesi niteliğinde olduğundan bu yola da başvurulabilir.
1996 yılından kalma Çek kanununa muhalefet suçundan sabıkası olan akrabam mahkemede bu öne sürülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kanunundan faydalandırılmadı. Ancak daha sonra yargıtaya itiraz aşamasında adli sicile dilekçe verilerek 1996 yılındaki sabıka arşiv kaydıda dahil olmak üzere kaldırıldı. Bu durumda yargıtayın kararı ne olabilir?
Saygılar
Sayın Ulaş Değirmenci.
Özel mesaj bölümünde davanın sonucu hakkında bilgilendirme isteğinizi orada yanıtlamam nedense mümkün olamadı. O yüzden burada açıklama yapmak zorunda kalıyorum:
Sorduğum sorular varsayımlar üzerineydi. Mahkemede taraflardan biri HAGB isteğinde bulunur da konu edilirse sonucu bildiririm.
Özür dileyerek sorumu bir kez daha yazıyorum, konuyla ilgili bilgisi olan yanıtlarsa sevinirim.
1996 yılından kalma Çek kanununa muhalefet suçundan sabıkası olan akrabam mahkemede bu öne sürülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kanunundan faydalandırılmadı. Ancak daha sonra yargıtaya itiraz aşamasında adli sicile dilekçe verilerek 1996 yılındaki sabıka arşiv kaydıda dahil olmak üzere kaldırıldı. Bu durumda yargıtayın kararı ne olabilir?
Saygılar
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünü mahkemeler çok farklı değerlendiriyorlar ve hiçbir tutarlılık yok. Örneğin bir yakınım imar kanununa muhalefet suçundan 1 sene hapis cezası aldı ve 12.000.-YTL para cezasına çevrildi. Karar ve gerekçeli kararda mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına değinmedi bile kaldıki bu hükmün uygulanması için şartların tümüne uygundu. Yargıtaya bu hususu belirten dilekçe ile temyiz edildi ve büyük olasılıkla hüküm bu yüzden bozulacak. Kendim tebligat kanununa muhalefet suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası aldım 1.500.-YTL para cezasına çevrildi. Hiçbir sabıkam olmamasına ve diğer tüm şartlara uymama rağmen hükmün açıklanmasının CMK 231/5,6 maddesi uyarınca uygulanmamasına hükmedildi. Para cezası 2.000.-YTL nin altında olduğu için temyizde edemiyorum. Kimse cezam nasılsa 2 yıl ve altında olur sabıkamda yok deyip illede bu maddeden yırtarım diye düşünmesin.!
Ulaş bey bu yargıtayın kararı sanırım hükümün açıklanmasının gerı bırakılması kararının değilde dosyanın esasına yönelık bır bozmamı?.Eğer öyleyse bu karara karsılık yargıtay dosyanın esasına yönelık bozabılır mahkemenın hagb kararlarını.....
Yani mesala yerel mahkeme kişiyi suçlu bulup ceza vermiş ama hagb nı gereklı görüp 231 madde kapsamına kışıyı almıssa .Kişide suçlu olmadıgın ıspatı için berrat kararı yönunde ıtıraz ederse ve bir üst mahkemede yargıtaya gönderılmesını ısterse dosyanın kamu yararına yargıyat bozabılır mı?
Yani anladığım kadarıyla mahkeme kararının doğru oldugunu düşünüyor, ama itiraz mercide kararı incelerken sanıgın itirazını berat yönünde oldugundan mı kararı yargıtya göndermeyı gereklı görür yoksa, sanığın suçsuz oldugunu gösteren ibareleri fark ettiğinden mi yargıtayda dosyanın incelenmesı yönunde bi karar verılır.Tam olarak anlat istedıgım hagb kararına karsılık butun sanıkların beraat yönundekı itirazını yargıtya gönderırmı? Yoksa dosyada sanıgın suçu işlemedıgıne yönelık ibarelere rastlarsamı istisnaı olarak yargıtayda incelenmesını gereklı görür.
Sayın geniush,
İtiraz merci sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için gerekli şekil şartlarının olup olmadığını inceler, ayrıca sanığın suçsuz olup olmamasına bakamaz.
Gürkan Bey'e.hangi durumlarda ceza alınması memuriyete engel olur.Yani
1-Beraat (kurtarır galiba)
2-Hükmün Açıklanmasını Erteleme (?)
3-Adli Para Cezası (?)
Ayrıca adli para cezası sabıka kaydına alınmadan doğrudan arşive alınıyor galiba bu konuyuda tam bilmiyorum aydınlatırsanız sevinirim
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/1-5. maddesine göre devlet memuru olmak için "... kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak." gerekir.Alıntı:
hangi durumlarda ceza alınması memuriyete engel olur.Yani
1-Beraat (kurtarır galiba)
2-Hükmün Açıklanmasını Erteleme (?)
3-Adli Para Cezası (?)
Ayrıca adli para cezası sabıka kaydına alınmadan doğrudan arşive alınıyor galiba bu konuyuda tam bilmiyorum aydınlatırsanız sevinirim
Buna göre;
1. İşlenen suç taksirle işlenmişse yani kasten işlenmemişse ve mahkumiyete ilişkin mahkeme hükmü bu doğrultudaysa, (yada)
2. İşlenen suç kasten işlenmiş olmakla beraber verilmiş olan ceza adli para cezası ise, (yada)
3. İşlenen suç kasten işlenmiş olmakla, suç sonucu sanık hapis cezasına mahkum edilmişse, ancak hapis cezası 1 yıldan daha az ise,
memuriyete engel olmaz.
Yukarıdaki 3 durumda kişi memur olabilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda ortada bir mahkumiyet söz konusu olmaz. Zira HAGB kararı verildiğinde verilen hüküm 5 yıl süreyle askıdadır. Kişi 5 yıl süreyle CMK 231'e uygun davrandığı takdirde askıdaki bu hüküm ortadan kalkar. HAGB durumunda hüküm sabıka kaydı da oluşturmaz. Dolayısıyla kişi memur olabilir.
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu açıktır.
4/1-c maddesine göre;
c) Adlî para cezası ile ilgili olarak;
1. Adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü,
2. Adlî para cezasının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu,
3. Adlî para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu,
4. Adlî para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu, ... adli sicile kaydedilir. Dolayısıyla adli para cezası adli sicil kaydına geçer. Arşiv kaydına değil.
Dosyayı incelemek gerekir.Alıntı:
Fikir ve sanat eserleri kanunu uyarınca korsan cd dolayısıyla sadece 50 bin ytl para cezası verilen ve bu da ertelenen daha önceden sabıkası bulunmayan kişi karaı temyiz etmiştir. Yargıtaydan Hükmün açıklanmasının geri bırakılması gözönünde bulundurulmadığı gerekçesi ile bir bozma sebebi olabilirmi saygılar...
Genel olarak kararda HAGB'nın uygulanmamasının sebebleri tartışılmışsa yani niçin HAGB karar verilmediği yer almışsa bu sebepten karar temyizen bozulmaz. Ancak kararda HAGB değerlendirilmesi yapılmamışsa Yargıtay hükmü bozar (bozuyor).
2001 senesinde hakkımda 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun 456/4 ve 457/1 maddelerine binaen ceza davası açıldı.2005 yılı Aralık ayında yapılan duruşmada müşteki şikayetinden vazgeçti ama Adli Tıp Kurumunun "Spreyi" silah olarak kabul etmesinden dolayı beraat edemedim ve dava bu şekliyle karara bağlandı.Yargıtay 2006 Aralık ayında "Para cezası ve onun da ERTELENMESİ" şeklinde cezamı onadı.'GEREKÇELİ HÜKÜM'de cezam ,"....sanığa 765 Sayılı TCK’nun 456/4 , 457/1 , 51/1 , 59 , 94 ve 647 s.y’nın 6. maddeleri" şeklindedir.İki hafta önce Adli Sicil Bürosu'ndan Sabıka Kaydımı aldığımda "GEREKÇELİ HÜKÜM" ile farklılık arz ettiği gördüm.Bu farklılık ,“765 Sayılı TCK’nun 456/4” ifadesinin ; Sabıka Kaydında “CK:456/2” şeklinde kayıt altına alınmasındandır.
1)Ben bu yanlışlığı nasıl düzelttirebilirim?
2)GEREKÇELİ HÜKÜM'de , 765 s.y.nın 95.maddesi 2.fıkrasının yani "II - Cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, CEZASI TECİL EDİLMİŞ OLAN MAHKUMİYETİ ESASEN VAKİ OLMAMIŞ SAYILIR. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." maddesinin de yazılması gerekiyor muydu?Gerekiyorsa bunun için ne yapmam gerekir?
3)Ceza Mahkemesinin açılış tarihi 2001 , bitiş tarihi ise 2005'tir.Bu yıllar arasında hem ceza hem de Adli Sicil Kanunumuzun yanında birçok hukuki normlarda değişikliğe gidilmiştir.Yukarıda da görüleceği üzere ben ,765 s. Eski Türk Ceza Kanununa yargılandım ve bu cezam eski 3682 Adli Sicil Kanununa göre Adli Sicilime işlendi.Dolayısıyla , halihazırda ,Adli Sicil Kaydımdaki bu cezam , Adli Arşiv Kaydından 5 sene sonra tamamen silinecek ve Sabıka Kaydım temiz mi görünecek?
4)647/6. maddesine göre verilen ERTELEME kararı yazıldığı için mi 95.madde yazılmamış?
5)5 sene sonra ,Gerekçeli Hüküm'de 95/2 yazılmadığı için Adli Arşiv Kaydı'ndan silmeme / silinmeme gibi bu problemle karşılaşır mıyım?
Şimdiden ilginize teşekkür ederim.
herkese selamlar yeni üyeyim
bir konuda yardıma ihtiyacım var yardımcı olursanız sevinirim
hakkımda verilmiş bir hagb.kararı var
sayın ulaş bey konuyu takip ettiğim ve anladığım kadarıyla bu kararın esastan incelenebilmesi için hükmün bir şekilde açıklanması gerekiyor.
peki diğer taraftan beş yıllık denitim süresinin bitiminde dava düştüğünde itiraz ederek esastan incelenebilmesi sağlanabilirmi.?
cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını alan bir memur polis memuruda olsa geri döner adli sicil ve arşiv kaydı silinir sadece hakimlerin ve savcıların istediğinde verilebileceği bir yerde saklanır arşiv kaydıda silinir
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmayacağı suçlar İnkilap kanununda yer alan suçlar, 5739 sayılı yasa ile getirilen sınırlamalar, karşılıksız çek keşide etmek suçlarıdır.
Sevgili arkadaşım hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı kanunun 562. maddesi ile CMK 231 maddesinin değişiklikle ortaya çıkanyeni bir kurum olup hükmün açıklanmasının GERİ BIRAKILMASI, HÜKMÜN HUKUKİ OLARAK HERHANGİ BİR SONUÇ DOĞURMAMASINI KAPSAR.
Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının ayrı bir sicile kayıt edilip tutulması gerekirken uygulamada tam olarak netleşmediğinden kişinin ADLİ SİCİL KAYDINDA GÖZÜKMEKTEDİR.
Ancak BU BİR MAHKUMİYET HÜKMÜ OLMADIĞI İÇİN HERHANGİ BİR HUKUKİ SONUÇ DOĞURMAZ KİŞİ 5 YIL İÇERİSİNDE HERHANGİ BİR SUÇ İŞLEMEZ İSE KİŞİNİN BU BİLGİSİ ADLİ SİCİLİN ARŞİV KAYDINDANDA SİLİNİR ( NORMALDE ÖZEL OLARAK TUTULAN BİR SİCİLDE KAYIT EDİLMESİ GEREKLİ İKEN BUSİCİLDEN SİLİNİR)