Sayın Tangör Evren,
Mesele anlaşılmıştır, elinize, kaleminize sağlık, motivasyon tam,devam,
Printable View
Sayın Tangör Evren,
Mesele anlaşılmıştır, elinize, kaleminize sağlık, motivasyon tam,devam,
Tartışmayı bitirdiğinize göre, hiç karakol yüzü görmemiş biri olarak bir iki sözde ben edeyim. Bu başlik altında bir çok söz edildi, ancak büyük çoğunluğu polisin yetkilerinin genişletilmesinden şikayetçi oldu. Ben polisin yetkilerinin genişletilmesinden şikayetçi olmuyorum, hatta memnun oluyorum,üstümün ve arabamın aranmasındanda gocunmuyorum, çünkü çantama, üstüme,arabama bugün bir suç unsuru almadım, yarın almayada niyetim yok ve içimde potansiyel bir suçlu taşımıyorum. Hatta polisin yetkileri öyle genişlesinki, dur ihtarına uymayanı, veya zorluk çıkaranı(tv ekranlarında gıptayla baktığımız en gelişmiş ve dünyanın jandarması olan, A.B.D. polisi gibi) çatır çatır ilk etapta ayağından vurmalı.İstiyorum ben bunları, çünkü, T.C. devletinin otoritesi bana dur dediğinde, ben terddütsüz dururum. Kimliğimi sorduğunda,T.C. devletinin bana verdiği, vatandaşı olmakdan gurur duyduğum ve vatandaşı olduğumu ispat etmem için bana verdiği kimlik belgemi, onun kimliğini gördükden sonra, gururla gösteririm.Arama yapan,yoldan geçen bir polis ekibi gördüğümde, güvende olduğumu anlıyorum ben. Yukarıdaki forumda, poisin yetkilerinin genişletilmesinden şikayetçi olanların, potansiyel suçlu olduklarını söylemiyorum ancak, biraz bencillik ettiklerini, polis tarafından durduruldukları, üst araması yapıldıkları, sorgulandıkları zaman, vakitlerinin alınmasını istemedikleri için, böyle davrandıklarını düşünüyorum ama,suçlularında bunlar yapılmadan yakalanamadığını, polislerin müneccim olmadığını, ve bizim onlara ancak sabır göstererek yardımcı olabileceğimizi,yetlilerinin kısıldığında sevinirken, tez vakitte suçlulardan yaka silkip, ilk bizim suçluların yakalanamadığından şikayetçi olacağımızı söylüyorum.
Sn. myırtıcı'nın yorumuna aynen katılıyorum. Yeter ki bu yetki kendisine verildiğinde polis işi çığırından çıkaracak davranışlar içerisinde bulunmasın, sanırım bu konuda şikayetler de geçmiş yaşanmış hikayelerden doğuyor...
Selamlar,
Cumhurbaşkanı Sezer, polisin yetkilerini artıran kanunu onayladı.
Hadi hayırlı olsun bakalım, güvenlik güçlerimize sonsuz başarılar diliyorum. ;)
Polis, takı merâsiminde, damat ile geline kelepçe taktı, ''Birbirinize bağlı kalın''dedi.
İtirazım var; tüm evli çiftlere birer kelepçe takılsın, hak-hukuk demokrasi, kısaca eşitlik denen bir şey var dimi?
Şaka bir yana, polisimizin yetkilerini en iyi şekilde kullanması dileğiyle;
Sevgiler, saygılar...
"Türk polisi çok hızlı müdahale ediyor"
Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, yapılan yatırımlarla Türk polisinin geçmişe göre olaylara çok daha hızlı müdahale edebilecek düzeye eriştiğini söyledi.
İstanbul'da düzenlenen 2’nci İstanbul Demokrasi ve Küresel Güvenlik Konferansı’nda konuşan Köksal, Türk Polis Teşkilatı’nın 200 bine yakın personeli ile Türkiye'nin tüm kentsel bölgelerinde teşkilatlandığını belirtti.
Köksal, özellikle son 10 yılda gerçekleşen Polis Bilgisayar Ağı Sistemi POL-NET ve Otomatik Parmak İzi Tanıma Sistemi gibi yüksek teknolojik yatırımlara dikkat çekti.
Türk polisinin artık olaylara çok hızlı müdahale edebilen bir teşkilat haline geldiğini ifade eden Köksal, toplum destekli polis uygulamalarının yeni bir anlayışla reorganize edildiğini, halkın suçun önlenmesine katılımı için birçok proje geliştirildiğini belirtti.
Oğuz Kağan Köksal, 57 ülke ile 100'ün üzerinde güvenlik ve işbirliği anlaşması imzalandığını, toplam 275 personelin 9 ayrı ülkede görev yaptığını söyledi.
Köksal, uluslararası eğitim alanında da önemli yatırımlar yaptıklarını, Polis Akademisi’nde halen lisans düzeyinde 15 ülkeden 250'nin üzerinde gence 5 yıl süreyle karşılıksız eğitim ve öğrenim imkanı verildiğini, 200'e yakın Türk polis teşkilatı mensubunun da ABD ve diğer Avrupa ülkelerinde master ve doktora öğrenimi gördüğünü bildirdi.
CNNTÜRK/14.6.2007
Mutlu Olmanin İkİ Yolu Vardir: Ya
İsteklerİmİzİ Azaltmak Ya Da İmkanlarimizi ÇoĞaltmak
Bİr Polİs Olarak Yetkİ Dİye Yutturulan Ve SaÇma Sapan TartiŞmalarin YapildiĞi Bu 5 Para Etmez Kanun Üzerİnden Çİrkİn TartiŞmalar YaŞandi. Neden 5 Para Etmez ŞÖylekİ;
1-bundan 1 Ay Öncede 11 Yil Öncede Pvsk,aÖay,ygİy,ktk Ve Daha Nİce SayamayacaĞim Kanunlara Atfen AraÇlar Durduruluyordu
2-bundan 1 Ay Öncede 11 Yil Öncede Yukarida Belİrtİlen Kanunlara Dayanarak Kİmlİk Sorma Yetkİlerİ Kullanilmakta İdİ
3-bundan 1 Ay Öncede 11 Yil Öncede TeŞhİs Vardi Ve Yaptiriliyordu Hemde HİÇ Şİmdİkİ Kadar Hukuka Aykiri OlmadiĞi Kadar
4-bundan 1 Ay Öncede 11 Yil Öncede Sonucu Tehlİke DoĞuracak Durumlarda Evlere Gİrİlebİlİyordu Hemde HİÇ BugÜnkÜ Kadar Kilifina UydurulmadiĞi Halİyle
5-bundan 1 Ay Öncede 11 Yil Öncede Sİlah Kullanma Yetkİlerİ Kullanilmakta İdİ
6-bundan 1 Ay Öncede 11 Yil Öncede Takİp Ve Tarassut Vardi Ve Takİp Tarassuttan Elde Edİlen İstİhbarat Bİlgİlerİ Kullanmamakta İdİ GÖrdÜĞÜnÜz Gİbİ Onun İÇİn 5 Para Etmez Dİyorum
Bunlari Sİzİn Gİbİ HukukÇu ArkadaŞlarin BİlmedİĞİnİ DÜŞÜnmek İstemİyorum. Sankİ Bunlar OlaĞan DiŞi YetkİlermİŞ Gİbİ Algilamanizada Çok ŞaŞirdim. ArkadaŞlar Burasi TÜrkİye Bİr Hukuk Devletİ Korkmayin Amerİka DeĞİl Sİzler DİĞer VatandaŞlarimiz Gİbİ Hep 1. Sinifsiniz Ve Öylece Kalacaksiniz
( Nedenmİ 11 Yil? Ben 11 Yil Önce İŞe Gİrdİm) O Zamanda Bunlarin Hepsİ Vardi
Hepİnİze Saygilar
Polisiz diyen 2 maganda yüzünden ÖSS zehir oldu 18 Haziran 2007
Seyit ERÇİÇEK/İSTANBUL
Halkalı’da, hızlı araç kullandıkları için tartıştığı iki kişiden dayak yiyen Alkan Akgül, kırık burunla girdiği ÖSS’yi tansiyonu düşünce yarıda bırakıp terk etmek zorunda kaldı.
Oğlunu dövenlerden birinin çevik kuvvet polisi olduğunu öğrenen Alkan Akgül’ün babası emekli Başkomiser Mehmet Akgül "Biz de polislik yaptık. Ama polis olmamız bize kimseye vurma hakkını doğurmaz" dedi.
ALKAN Akgül (21), geçen cuma günü, Halkalı Aysan Sitesi’ndeki evlerine misafirliğe gelen ağabeyi Volkan ve yengesi Fatma Akgül’ü yolcu etmek için dışarı çıktı. O sırada caddeden geçen O.K. otomobiliyle ani fren yapınca, kucağında 8 aylık bebeği bulunan Fatma Akgül korktu. Volkan ve Alkan Akgül, O.K’yı daha sakin kullanması konusunda uyardı. Çıkan tartışmaya O.K’nın babası H.K’dan dayak yiyen ve burnu kırılan Alkan Akgül, dün sabah, ağabeyinin yardımıyla geldiği Siyavuşpaşa İlköğretim Okulu’nda ÖSS’ye girdi. Ancak tansiyonu düşen Akgül, sınavı yarım bıraktı.
Alkan Akgül’ün ağabeyi Gürkan Akgül, kardeşini dövenlerin peşini bırakmayacağını belirterek "Sınava iki gün kala kardeşimi hastanelik ettiler. Polis olduklarını söylemişler. Araştırdım O.K. çevik kuvvet polisiymiş. Babası H.K’nın ise polislikle hiçbir alakası yok. Adli makamlara gereken başvuruyu yaparak hesap soracağız" dedi. Alkan Akgül’ün babası emekli Başkomiser Mehmet Akgül ise, "Biz de polislik yaptık. Ama polis olmamız bize kimseye vurma hakkımızı doğurmaz" dedi.
İstanbul Barosu avukatlarından Muammer Öz polis tarafından bir güzel dayaktan geçirildi. Polise verilen yetkilerin artırılmasının polisleri bu konuda cesaretlendirdiğini düşünüyorum. Bu yetkilerin artıırılmasını savunan arkadaşlarımız bu düşünceleri ile artık övünebilirler (!). Polisten dayak yiyen avukatın öyküsünü Radikal Gazetesi'nin 3 Ağustos 2007 günlü nüshasından veya aşağıdaki linkten okuyabilir;
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=228817
Ayrıca, aynı gazetede Türker Alkan'ın köşe yazısından da konunun yorumunu aşağıdaki linkte görmek mümkün;
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=228816
https://www.hukuki.net/forum/showthre...t=25831&page=2
Birde buraya bakın
Keşkeleri hiç sevmem, ama keşke bu konuda yanılmış olsa idik... Utanmaktan çok utanırım ama keşke bizleri utandırabilselerdi Güvenlik Güçlerimiz... :(
Saygılar...
Nedir bu polisteki şiddet merakı? İnsanlar bu kadar mı meraklı polise mukavemet etmeye?Alıntı:
Güneydoğu gazisine hakaret öfkesi
13 Ekim 2007Turan ARSLANOĞLU- Ramazan EĞRİ/İSTANBUL, (DHA)Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde 2002 yılında teröristlerle girdiği çatışmada 3 kurşunla yaralanarak nedenle vücudunun neredeyse tamamı tutmaz hale gelen Tufan Durak, Beykoz sahilinde denetim yapan bir polis ekibinin kendisine hakaret ettiğini, kendisini sahile getiren iki kardeşinin dövüldüğünü öne sürdü.
Dün saat 15.00 sıralarında sahildeki otomobilin yanına gelen polisler Beykoz'da bir sokağa verilen Durak'ın iki kardeşini araçtan indirerek üzerlerini aradı.
İddiaya göre polisler Tufan Durak'ın da araçtan inmesini istedi. İki kardeş buna itiraz ederek Tugan Tufan’ın felçli olduğunu inmesinin mümkün olmadığını onun bir gazi olduğunu söyledi. Ancak polisler ikna olmadı. Tufan Durak'a hakaret ederek Turgay ile Tayfun Durak kardeşleri etkisiz hale getirmek için de takviye ekip istedi. Olan biteni kıpırdayamadığı otomobilin içinden izleyen Tufan Durak, kardeşlerinin kelepçelendiğini, coplandığını ve onlara biber gazı kullanıldığını öne sürdü. 2 kardeş gözaltına alınarak Beykoz Polis Merkezi'ne, buradan tedavi için Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne götürülürken Tufan Durak 45 dakika süresince araçta bekledikten sonra gelen bir polisin kullandığı otomobille kardeşlerinin bulunduğu hastaneye götürüldüğünü anlattı.
Hastaneye götürülen kardeşlerden Tayfun Durak'ın başında darp izleri olduğu Turgay Durak'ın kaşının açıldığı ayrıca kolunun da kırıldığı belirlendi. Turgay Durak’ın alnına 12 dikiş atılırken, kırılan kolu da alçıya alındı. İki kardeş tedavilerinin ardından ifadeleri alınmak üzere tekrar Polis merkezine götürüldü.
Turgay Durak polislerin beline vurduğu darbelerin izini hastanede DHA kamerasına gösterirken diğer kardeş Turgay Durak yüzündeki kapanmak üzere olan gözüyle sedyede hastaneye girerken konuşamadığı belirtildi.
Tufan Durak polislerden şikayetçi olacağını söylerken güçlükle tutabildiği gazi kartını göstererek, “Gazi kartımı gösterdim dinlemediler, ağır hakaret ettiler ve kardeşlerimi gözlerimin önünde dövdüler” diye konuştu. Baba Servet Durak da, “Gazilerimize bu kadar mı saygı var? Oğlumu iki kişi zor taşıyoruz. Bütün Beykoz halkı oğlumu tanır. Sokağa bile ismi verildi” diyerek tepkisini dile getirdi.
Tufan Durak 2002 yılında terör örgütünün silahlarından çıkan kurşunlarla vurulmadan önce çekilen askerlik fotoğraflarını ve hastanede tedavi gördüğü sırada Orgeneral Aytaç Yalman'ın yine bir bayram günü elini sıktığı fotoğrafları da gösterdi. Olayı duyduktan sonra hastaneye gelen anne Karagül Durak “Bir oğlumu PKK gazi yaptı, diğerini de polisler mi gazi yapacak” diye bağırdı.
Olayı duyup hastaneye gelen ile üyeleri polislerden şikayetçi olacaklarını söyledi.
Avukat ve polis tartışması. Şıracıyla bozacı hesabı. Sade vatandaş olarak rahatça söyleyebilirim ki, insanlar ne polisten ne de avukattan pek hoşlanmıyor. Ama avuakt mı polis mi derseniz, polis avukattan daha iyidir bence. Avukat dediğinin canı cini para :) Ama şu polise verilen salahiyetlerden tırstım. Vurdular zaten geçenlerde dur ihtarına uymayan birini.
Polisin bir DTP milletvekiline şiddet kullanması ve buna ilişkin okur yorumları bana oldukça ilginç geldi.
Özellikle okur yorumlarında polisi haklı görenlerin çoğunluğu da bizim toplum olarak aslında "bizden olmayanlara" polisin şiddet kullanmasını normal buluşumuz ve hatta polisi bu davranışı nedeniyle kahraman ilan edişimiz bir hastalıklı tavır gibi geldi bana.
Polis "benden" olanı coplarsa kötüdür, "sizden" olanı coplarsa iyidir. Bu mantık sağlıklı mı sizce..
Polisin birilerine uyguladığı şiddeti övenler unutmasınlar ki, o polis yarın sana da copunu sallarsa eleştirme hakkın olmaz. Sana yapılmasını istemediğini başkasına da isteme..
http://www.milliyet.com.tr/2008/02/1...set/siy01.html
http://yorum.milliyet.com.tr/yorumla...ici=1#Yorumlar
Şehitlerimizin kanını dökenler, gazilerimizi sakat bırakanlar hakka hukuka çok mu saygılı da bu sitede isimlerini telaffuz ediyorsunuz? Dağa çıkıp, gençlerimizin şehit olmasına sebep olanların genç erkeklerimizin yaşam hakkını elinden aldığını unutup, katillere siper olanları mı savunuyorsunuz? Bu ülkede Abdullah Öcalan'a birşey yapılamazken, kimsenin canına kast etmemiş insanların suyunu sıkan bir ecnebi icadı sistem türbandı terördü derken insanlara kanıksatılmışken, siz kimi savunuyorsunuz? Dağa çıkıp, vatanını korumak için erlik vazifesini yerine getirenleri öldürenleri savunanlar hak hukuk tanıyorlar mı? Bize kendilerinden daha fazla olanak sağlandığını mı sanıyorlar? Türkiye'nin çok parası var da Doğu Anadolu'dan mı esirgedi? Hizmet alamadıklarını söyleyenler, kocası dağda olup da kendisi vekil maaşı alanlar, bu ülkeye artı fayda getirip de vergi mi verdiler? Türk insanı darda kalınca 155' i arıyor, dağa çıkmıyor.