KOnu ayrıca Sabah gazetesinde ve Anadolu ajansında da yer bulmuş
http://www.sabah.com.tr/haber,DE7D7E...79D966011.html
Printable View
KOnu ayrıca Sabah gazetesinde ve Anadolu ajansında da yer bulmuş
http://www.sabah.com.tr/haber,DE7D7E...79D966011.html
Ttnet'e hak veren arkadaşlar neye göre hak veriyorlar anlamak mümkün değil.''ADSL hizmeti veren TTNET bize internet amacıyla telefon hattı veriyor ve bundan kira alıyor ve almasıda çok doğal dünyanın her tarafında bu böyle'' demiş ''bedava hizmet olmaz'' olmaz demiş.
Fakat dünyanın her yerinde maalesef öyle değil.Örnek verecek olursak Almanya.
Almanyada her hangi bir firma abonesine 1 tarifesunuyor ve kotalı veya kotasız yok sadece sınırsız internet.Bunun yanında eğerki teknolojileri yok ise ''Fiberoptik kablo altyapısı v.s'' yanında telefon bağlantısı verirler ve bu telefonla istediğini yaparsın istersen şehirler arası istersen milletler arası görüşme yaparsın ücret talep etmezler.Almanyadaki akrabalarım bu şekilde internet kullanıyor.
TTnet eğer birhizmet yapacaksa bu hizmetten sadece para kazanma amaçlı yapamaz alt yapısını oluşturmak zorundadır.Eğerki altyapı yoksa telefondan konuşulmayan kullanılmayan bir hatta fatura yazması normal değildir.
Bu arada TTNET'in uygulamaya koyacağı telefonsuz ''Çıplak internet'' interneti bize hizmet olsun diye mi yaptığını düşünüyorsunuz?Kablo net çıktı TTNET haliyle bu planı uygulamaya koydu.
ve şunuda eklemeliyimki internete kullanıcılır 3 şekilde bağlana bilirler
1-Elektrik yolu ile
2-Fiberoptik kablolarla
3-Telefon hattı ile (En eski ilkel yöntem)
Yani tüketiciler haklarını artık aramalılar.Bugün bizde mahkemeye gideceğiz...
Sayın Burak
ÇOk haklısınız. Ancak ilgili arkadaşın Telekom ile bağlantılı olduğu kanısındayım.
Çok uzaklara gitmeye gerek yok ki. Bizim Turkcell kuruluşu Tellcom bazı şehirlerde fiberoptik kablo döşeyerek çok hızlı internet hizmeti veriyor. BU hizmetin nasıl verildiğine bakmak bile yeterli. Doğalgaz, su, elektrik, bunların hepsi bu hizmetlerini sunmak için kapının önüne kadar hat çekmek zorundadır. BUnun aksi mümkün mü? Neden Tedaş her ay 13 YTL istemiyor? BU hizmeti vermek için bu yatırımı zaten yapmak zorundasınız. Ben bu yatırımı yaptım sabit ücret alırım diyen bir zihniyet olurmu? Tedaş mevcut elektrik hatlarından ADSL vermeye başlarsa ve ayda 13 YTL sabit ücret istese bu hukuki olur mu?
Mayıs ayında sabit numaralar içinde numara taşıma başlıyor. O zaman ne olacak? Böyle bir avanta para olacaksa bunu taşınan yeni operatör almaya devam edecek herhalde. Telekom un mahkeme savunması da çok ilginç. Diyorlar ki; bu iki adet bakır kablodan oluşan hat telefon hizmeti olmazsa atıl kalırmış. Bu hattın konuşma kapasitesini bir başkasına vermek mümkün olmazmış. Tam tersinden bakınca bu hattan sadece telefon hizmeti verince bu iki bakır kablonun ADSL hizmeti sunma kapasitesi atıl kalmıyor. Yani telefon alana hat boş kalacak birde adsl alacaksın denmiyor. Sonuçta bu bakır kablolu hattın kullanılması önemli. Bu bakır kablodan IP tv de vereceksin ilerde.
Sonuçta bu iş katmerli kazanç kapısı. Telekom dan hattın aramalara kapatılmasını talep ederseniz bu defa sizden yeni piyango olarak aylık 3.5 YTL daha hat kapatma ücreti alıyor. yani 9 YTL + 3.5 YTL alıyor. Sadece sabit ücet almıyor. Aslında herkes özgürdür. bu hukuksuz ücreti ödemek bazılarına normal ve yasal geliyorsa buyursunlar ödemeye devam etsinler. Ben hukuka inanıyorum ve hukuka uygun olmayan tek kuruş ödemeye niyetim yok.
BU hukuksuz tutarın ne kadar büyük bir rakam olduğunu hesap bilen herkes yapabilir. ADSL abonelerini 13.5 YTL ile çarpın ve aylık kaç para tutuyor görün.
Bu para için ben her yere 2 adet bakır kablo döşerim. Millet fiber optik döşüyor o başka.
BU iş pazarlama bilimi işi. Telekom bu işi kazanç kapısı görüyor. Sadece Keseyi doldurmaya bakıyor. Ama nedense sürekli müşteri kaybediyor. 38 milyon Turkcell abonesi 19 milyon Telekom abonesi olduğu belirtiliyor. Biri sürekli müşteri kazanıyor diğeri sürekli müşteri kaybediyor. Neden acaba? Telekom müşteri hizmetlerini arayarak hiçbir sorunu çözemezsiniz. Çok basit işlem için işletme müdürlüklerne gitmek zorundasınızdır. Bankaya bile gitmek zorunda olmadığınız bir dönemde bunun nasıl bir angarya olduğunu anlatmak gereksiz. Bir sorununuz olduğunda size yardımcı olacak bir yetkiliye ulaşamazsınız. Klasik bilinen o hantan Telekom aynen karşınızdadır.
Müşteri memnuniyeti diye bir kavramın kapıdan girmediği bir kurum ne kadar büyük kalabilir?
Sabit numara taşıma, 3G ve diğer sistemler devereye girdikçe bu müşteri kaybı olarak yansıyacak ama bunu görebilen bir işletme malesef hala yok.
BU yeni karar Tü-Mer in sitesinde mevcut. Hakkını aramak isteyen tüketiciler bu kararı da ekleyerek Tüketici sorunları Hakem heyetine müracaat edebilirler. BU yeni kararın bilirkişi teknik raporuda var. Masrafsız ve kolay yöntem ile TSHH nin bu başvuru taleplere olumlu yanıt vereceğine ben artık emminim. ÇOk değil 1000-2000 abone bu işi yapsa Telekom panik olur. Çözüm aramaya başlamak zorunda kalır.
ADSL için zorunlu telefon aboneliği konusunda TÜketiciler birliği kampanya düzenlemiştir. Kampanya ile toplu dava açmak planlanmakta. Bu konuda şikayetçi olmak isteyen tüketicilere duyurulur. Emsal kararlar bulunması nedeni ile TSHH ne yapılacak basit müracaat ile sonuç almak mümkündür.
Türk (?) Telekom bu konudaki tavrını belirlemiştir.Kendi web sitesinden açıklama yapmıştır ve tek başına adsl (çıplak adsl) hizmetinin mümkün olmadığını söylemiştir.
Hakem heyetlerine gidip haklı çıkan arkadaşlar tek başına adsl hizmeti kullanmaya başlayabildilermi ?
İşte Türk (?) Telekom un açıklaması
Çıplak ADSL Haberleri Türk Telekom Tekzip
Gazetenizin 26 Kasım 2008 tarihli nüshasında yer alan “Telefonsuz ADSL geliyor” başlıklı haberde bazı eksik ve yanlış aktarılan hususlar bulunmaktadır. Bahse konu haberde yer alan ve Genel Müdürümüz tarafından kullanılmayan ifadelerin, gerçek duruma uygun olacak bir şekilde tarafınızca düzeltilmesini, Basın Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ceza Kanunları gereği eser (yazı) sahibi, yayın sahibi, sorumlu müdür ve diğer ilgililer hakkında bu yasalardan kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai dava ve talep haklarımız mahfuz kalmak kaydıyla, 5187 sayılı Basın Kanununun 14. maddesi gereğince Mahkemeye başvurmak zorunda kalmaksızın işbu cevap ve düzeltme yazısının gazetenizin yayınlanacak ilk sayısında, aynı sayfa ve sütunlarda ve aynı puntolarla aşağıda yer aldığı şekliyle aynen ve tamamen yayımlanmasını rica ederiz.
Gazetenizin 26 Kasım 2008 tarihli nüshasındaki haberde yer aldığının aksine, Türk Telekom Genel Müdürü Dr. Paul Doany tarafından, Türk Telekom’un “müşteri şikâyetlerini dikkate alarak yakında ADSL aboneliğinde telefon hattı zorunluluğunu kaldıracağı” şeklinde bir açıklama hiçbir şekilde yapılmamıştır.
Dr. Paul Doany yaptığı açıklamada, elektronik haberleşme altyapısının ve bu kapsamda ADSL hizmetlerinin verildiği bakır veya fiber optik kablo ile diğer teçhizatlardan oluşan altyapı ve hatların çalışır durumda bulunması ve her an elektronik haberleşme imkânının sağlanması, bir başka deyişle, müşterilere tahsis edilen hattın sürekli kullanılabilir durumda tutulması ve söz konusu altyapı ve hat üzerinden ADSL hizmetinin verilmesi maliyetinin karşılanmasının esas olduğunu, bunun için de maliyet bazlı hesaplama yapılmasının şart olduğunu dile getirmiştir.
Türk Telekom’un “müşteri şikâyetlerini dikkate alarak yakında ADSL aboneliğinde telefon hattı zorunluluğunu kaldıracağı” şeklinde bir açıklama, Sayın Genel Müdürümüz tarafından yapılmamıştır.
Nitekim ADSL, hizmetin doğası gereği, teknik olarak bakır ya da fiber optik kablo ve ilgili cihazlardan oluşan fiziki bir altyapı üzerinden verileceğinden, fiziksel altyapı üzerinden verilen bu hizmetin bir maliyetinin olması da doğaldır. Zira, her halükarda ADSL hizmetinin verilmesi için bir hattın eve kadar götürülmesi gerekir. Dolayısıyla, bu altyapının sağlanarak hizmetin verilmesinin, Türk Telekom veya hizmeti sunan Internet Servis Sağlayıcıya bir maliyeti vardır. Doğal olarak da verilen hizmet karşılığında Türk Telekom, Internet Servis Sağlayıcı ya da diğer işletmeciler bu maliyeti müşterilerine yansıtacaktır.
Buna göre, ADSL aboneliğinin telefon hattına sahip olmadan da verilmesine yönelik herhangi bir çalışma ya da değerlendirmemiz mevcut değildir. Şu an itibariyle ilgili mevzuat çerçevesinde böyle bir çalışma ya da değerlendirme yapılması da mümkün bulunmamaktadır. Zira, telekomünikasyon sektörü mevzuatı da Sn. Genel Müdürümüzün de ifade ettiği gibi, hizmetlerin maliyet bazlı ücretlendirmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu bağlamda da ADSL hizmetinin verilmesi de, ADSL hizmetinin doğası gereği, bir bakır ya da fiber optik kablonun varlığını ve işletilmesini; dolayısıyla da tüketicinin sabit hatta sahip olmak suretiyle ADSL hizmetinin verildiği altyapıdan kaynaklanan maliyetleri karşılamasını gerekli kılmaktadır.
Saygılarımızla,
Türk Telekomünikasyon A.Ş.
Kaynak : http://www.turktelekom.com.tr/tt/por...Telekom-Tekzip
Türk Telekom un bir tavır belirleme durumu yok ki. Ortada bir mahkeme kararı var. Mahkeme kararına uymamak gibi bir durum mümkün mü? İlamın infazı için icra emri gönderilir. Gereği yerine getirilmez ise İİK 343 ve 345. maddeden şikayet eder, sorumlu müdür hkkında 3 ay hapis istemi ile şikayet yapılır. Yda işin gereği icra zoru ile yaptırılır gereken masraflar Türk Telekom dan tahsil edilir.
İİK Madde 343 – (Değişik: 31/5/2005 - 5358/14 md.)
Yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin yapılması veya bir işin yapılmaması yahut bir irtifak hakkının tesisi veya kaldırılması hakkındaki ilâm hükümlerine makbul mazerete müstenit olmayarak muhalefet eden borçluların, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.
Madde 345 – Bu kanunda yazılı suçlar, hükmi bir şahsın idare veya muamelelerini ifa sırasında işlenmiş ise ceza o hükmi şahsın müdürlerinden, mümessil ve vekillerinden, tasfiye memurlarından, idare meclisi reis ve azasından veya murakıp ve müfettişlerinden fiili yapmış olan hakkında hükmolunur
Bu konu en geç mayıs ayında tamamen bitecek bir konudur. Çünkü mayıs ayında sabit Telefom içinde numara taşıma başlıyor. Sabit telefon hizmetini ister Türk Telekom dan isterseniz başka işletmeciden alabileceksiniz. Yani bu son fasıldır.
ADSL hattı için Telekom un bir kazancı olamayacak.
ADSL için sabit hat zorunluluğu kaldırılıyor
Rekabet Kurulu, ADSL bağlantısı için sabit telefon hattı zorunluluğunun kaldırılmasını istedi. Rekabet Kurulunun 18 Şubat 2009'da aldığı kararlar, Kurumun internet sayfasında yayımlandı.
Buna göre, Kurul, Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafından ADSL bağlantısı için sabit telefon hattının zorunlu tutulmasının, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırı olduğu iddiası üzerine inceleme yaptı. İnceleme sonucunda, Türk Telekomünikasyon A.Ş. hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığına karar verildi.
Haberin Devamı: https://www.hukuki.net/modules.php?na...rticle&id=2024
Mahkeme, milyonlarca ADSL kullanıcısının dert yandığı bir konu hakkında tüketicilerin lehine karar verdi
Milliyet / Ekonomi - 16.7.2009
Konya Tüketici Mahkemesi, sabit telefon hizmeti olmadan, ADSL hizmetinin sunulabileceği yönünde karar aldı. Konya’da bir ADSL kullanıcısı 3 Ağustos 2007 tarihinde sabit telefon olmadan, ADSL hizmetinden faydalanmak için Selçuklu Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine (TSHH) başvuruda bulundu. TSHH, 24 Ekim 2007 tarihinde aldığı 2007/612 nolu kararla talebi yerinde bularak, telefon hattının iptaline, ADSL hizmetinin yerine getirilmesine karar verdi.
İki hizmeti birlikte veren Türk Telekomun TSHH kararının iptali için
Konya Tüketici Mahkemesine açtığı davada talebi Konya Tüketici Mahkemesinin 14 Mayıs 2009 tarihinde aldığı 2009/76 nolu kararla reddedildi. Mahkeme tarafından açıklanan gerekçeli kararda, bilirkişi raporlarına istinaden sabit telefon hizmeti olmadan, ADSL hizmeti sunulmasının önünde teknik bir engel bulunmadığı, Türk Telekomun sabit telefon aboneliği içermeyen ADSL internet erişimine ilişkin kurumca onaylanmış bir tarifesinin bulunmadığı, mevcut uygulamanın kurum düzenlemelerine aykırılık teşkil etmediği, ancak dünyanın değişik ülkelerinde sabit telefon ve ADSL hizmetinin ayrı ayrı verilebildiği, Telekomun da altyapısının buna müsait olduğu belirtildi.
Kararda, şunlar kaydedildi:
“Tüketicinin dilediği hizmeti alma özgürlüğünün bulunduğu, yani sabit telefon hizmetinden faydalanmadan internet hizmetinden faydalanılabileceği, yine telefon ve internet hizmetlerinin ayrı ayrı verilmesinin maliyeti yükselteceği iddia edilmiş ise de kurum tarafından sabit telefon ve internet seçeneklerinin ayrı ayrı ve birlikte tarifeleri belirlenerek tüketiciye sunulması ve tüketicinin istediği paketi seçme özgürlüğünün sağlanması gerektiği ve Telekomünikasyon kurumunca da ayrı ayrı hizmet verilmesi paketlerinin reddedilmeyeceği gelen yazı cevaplarından anlaşıldığından, sonuç ve içerik olarak doğru olan TSHH kararının iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.”
TÜKETİCİLER BİRLİĞİ
Kararı değerlendiren Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkan Yardımcısı Ayhan Tekin, dernek binasında düzenlediği basın toplantısında, “Türk Telekomun keyfi ve hukuksuz bir şekilde uyguladığı ADSL hat ücretlerine karşı Tüketiciler Birliğinin yürüttüğü hukuk mücadelesi zaferle sonuçlanmıştır” dedi. Tekin, ADSL hattının teknik olarak bir telefon numarasına ve ses hattına ihtiyaç duymadığını, buna rağmen Türk Telekomun konuşma yapmayacak ADSL taleplerine de telefon tahsis ettiğini ve sabit ücret aldığını belirterek, bunun tamamen keyfi ve hukuksuz bir davranış olduğunu söyledi. Telekomun, yaklaşık 6 milyon ADSL abonesinden yıllık 1 milyar TL’ye varan sabit ücretlerden vazgeçmek istemediğini savunan Tekin, şunları kaydetti:
“Konya Tüketici Mahkemesi, konuyu derinlemesine ele almış ve bilirkişi raporlarına istinaden, 14 Mayıs 2009 tarih ve 2009/76 nolu kararında, ADSL’de sabit hat ve telefon aboneliği gerekmediğine karar verip, Telekomun açtığı itiraz davasını reddederek, hakem heyetinin tüketici lehine vermiş olduğu kararı onamıştır. Ayrıca Rekabet Kurulu da Şubat ayında almış olduğu bir kararla Türk Telekomun sabit hatsız ADSL hizmetini üç ay içinde başlatması kararı vermiştir.”
Tekin, Türk Telekoma çağrıda bulunarak, ADSL hatlarıyla ilişkili telefon aboneliklerini kaldırarak bundan doğan sabit ücretlere derhal son verilmesini istedi.
Sayın senoleker
Bir şey olmadı deyiminiz yanlış.
Bu karardan önce aynı kararı bende Tüketici Mahkemesinden aldım. BU forumda ve tüketiciler birliğinde karar örneği var.
Bir mahkeme kararının uygulanmaması mümkün değildir. Telekom a yazdığım yazılı talebe saçma sapa bir mümkün değildir yazısı gönderdiler. Sonrasında icra kanalı ile ilamın infazını gerçekleştiridim.
Bir mahkeme ilamının gereğini yerine getirmeyen kurum görevlisinin İİK na göre hapis cezası vardır.
Birşey olmadı lafı şu anlamda geçerlidir. Siz birşey yapmadan sadece bekler iseniz elbette birşey olmaz. Ama 10 TL tutara kıyarak bağlı olduğunuz TSHH ne başvuru yaparsanız sizin içinde birşey olur.
Benim aldığım ilgili kararı okursanız, ADSL almak için ödediğim sabit ücretleri de gei aldığımı göreceksiniz.
Saygılarımla.
İlgili çıplak ADSL tesis edilmesi kararı KESİN karar olmasına rağmen hukuk arka yolu ile Telekom vekili tarafından temyiz edilmişti.
08.10.2009 tarihli Yargıtay 13. HD kararı ile ilgili karar onanmış ve Yargıtay denetiminden geçmiştir.
Kısaca artık bir içtihat karar vardır.
İlçe kaymakamlıklarında bulunan TSHH ne başvuru yaparsan elbette kullanırsınız.
Telekom kabul etmiyor tabi ki. Aldığınız kararı icra yolu ile infaz ederseniz gereği yapılır.
Sayın senoleker
Bu karara ihtiyacınız var ise gerçekten yardımcı olurum.
Ancak forumda ihtiyacınız olmadığına yönelik beyanınızın olması da çok ilginç.
Karar İzmir 2. Tüketici Mahkemesinin 2008/408 sayılı ve 18.11.2008 tarihli kararıdır. Yargıtay onaması ise 13. HD 08.10.2009 2009/11169 sayılı karar iledir. Bir insanın kendine ait mahkeme kararını nasıl başkasının kart aidatı ile karıştıracağını anlatırsanız sevinirim.
Yargıtay ın dosya sorgulama sayfasından takip yapılmaktadır. Sizde deneyebilirsiniz.
İnternetten sorgulayınca kararların aslına ulaşılan bir yol daha önce duymamıştım.
Bu karar tüketici siteleri ile paylaşılmıştır.
Tüdef ile görüşürseniz ulaşmanız mümkündür.
İhtiyacım halen yok ama bu başka bir konu.
Tarih vermişsiniz; daire no vermişsiniz ama karar no vermemişsiniz.
Eskilere gidip JPG ler içinden bu evet, bulunabiliyor ama bu kadar uğraşmak için insanın "ihtiyacı olması" gerek :))
UYAP sitesini "denemek" için bu kararı bulabilir miyim acaba dedim, verdiğiniz bilgilerle bulamadım. İhtiyacım sadece bu kadardı.
Üstelik google sonuçları da gerçek :ok
Ama şimdi sayı da verdiğinize göre UYAP'ı bir deneyeyim :DD
Hayal kırıklığına uğradım :(
Ben buradan karar metnine ulaşabileceğimi düşünmüştüm ...
Maksat eğlence olsun diye takıldığınızı anlıyorum.
Yani aslında bu konuda bir karara ihtiyacınız olsa ulaşmanın kolay olduğunu sizde görmüş oldunuz. Yargıtay dan sorgulayıp emin oldunuz mu bari?
Dedim ya; hayır.
Daha doğrusu verilen bilgiye ulaştm da; sadece tarihi sayısı v.s. gibi birkaç kelimelik bir bilgi var. Karar metni yok. Yoksa var da ben mi bulamadım?
Ayrıca benim ihtiyacım olmasa da; 30 senedir çevrede "bilgisayarcı" olarak bilindiğimden insanlar soruyorlar. Bir nevi "görev icabı :DD" yani öğrenmek isteme sebebim.
Onanan bir karar için ne yazmasını beklediğinizi de anlayamıyorum.
Yargıtay ın kararı onamadır. Kararda yazan ise usule ve yasalara uygun olduğu için temyiz talebinin reddine, kararın onanmasına demektedir.
Siz sorguladığınızda onamayı gördüğünüze göre nerede sorun olduğunu anlayamıyorum. Daha doğrusu ne yapmak istediğinizi amacınızı da anlayamıyorum. BU kararın tam metnini istiyorsanız elbette benden talep etmeniz gerekir.
Ben bu kararın kullanılması ve diğer tüketicilere özendirici olması için paylaşmaktayım.
Genelde ilk mahkeme kararlarına Yargıtay incelemesinden geçmemiş kararlar denilir. Ancak bu karar artık Yargıtay incelemesinden de geçmiştir.
Yani ADSL kullanmak isteyenler için sabit telefon hattını zorla tesis etmek yasal değildir.
Bu kadar basit ve net.
Saygılarımla.
Diğer mesajımda da bahsettiğim gibi , bu tip davaları tüketicinin takip etmesi ve bireysel olarak hakkını araması , bence son derece traji-komik bir durum.
Ülkemizde bürokrasi yavaş ilerlediği için bazı haklar tüketicinin eline geç geçiyor olabilir. Ama sonuçta geçecek. Adsl 'de sabit hat zorunluluğunun kaldırılması ile ilgili olarakta gelişmeler olacak.
Her adsl kullanıcısı sizin paylaştığınız davayı emsal alıp , gidip mahkemeye başvuracak olsa mahkemelerde ki yoğunluğu düşünemiyorum.
Bu kadar çok kulanıcıyı ilgilendiren bir konuda kamu görevini yapmalı ve bence yapacak.
Bilmiyorum basından takip ediyormusunuz ?
Yakında önemli kararlar çıkabilir :
ALINTI:
Yalın ADSL, BTK’yı bekliyor
Rekabet Kurumu, “Yalın ADSL” uygulamasına, ilgili tarife sistemine karar verip onaylayacak olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) çalışmasını tamamlamasıyla başlanabileceğini bildirerek, Türk Telekomünikasyon A.Ş.;ye Rekabet Kurulu kararı ile getirilen yükümlülük açısından süreci izlemeye devam edeceklerini açıkladı.
Kurumun resmi web sitesinde ilan edilen açıklamada, Rekabet Kurulu’nun 18 Şubat 2009 tarihinde verdiği kararla, Türk Telekomünikasyon A.Ş.;nin ADSL hizmetinin sabit telefon aboneliğine bağlanması uygulamasına son verilmesi ve yalın ADSL hizmetine başlamak için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu;na (BTK) başvurmasına karar verdiği hatırlatıldı.
Açıklamada, Kurul;un söz konusu başvurunun Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından 3 ay içinde yapılması koşulunu da içeren bu kararı 27 Nisan 2009 tarihinde kamuoyuna duyurmasına rağmen, uygulamanın başlamamasının tüketicilerin ve tüketici örgütlerinin süregelen tepkilerine neden olduğu, Rekabet Kurumu’nun yalın ADSL hizmetinin neden halen başlatılmadığı konusunda çok sayıda soru ile karşı karşıya kaldığı ifade edildi.
Uygulamanın, BTK tarafından onaylanacak bir tarife ile yürürlüğe girebilecek olması nedeniyle, Rekabet Kurumu yapılan başvurular bakımından yol gösterici olması amacıyla açıklama yapılması ihtiyacı duyulduğu belirtilen açıklamada şu bilgilere yer verildi:
“Türk Telekomünikasyon A.Ş. Rekabet Kurulu;nun kararını takiben Kurumumuza gönderdiği yazıda, yalın ADSL uygulamasına geçilmesi için BTK; ya 3 Temmuz 2009 tarihinde başvuruda bulunduğunu bildirmiştir. Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından gönderilen bir diğer yazıdan da söz konusu başvuruyu takiben BTK ile Türk Telekomünikasyon A.Ş. arasında bu konuda çeşitli toplantılar yapıldığı anlaşılmaktadır. BTK tarafından Kurumumuza gönderilen bilgilendirme yazısında ise Türk Telekomünikasyon A.Ş.;nin başvurusuna değinilerek konunun kendi görev alanlarında olduğu ifade edilmektedir” Açıklamada, söz konusu bilgilerden Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, Rekabet Kurulu kararında yer alan “yalın ADSL hizmeti sunmak üzere 3 ay içinde BTK;ya başvuru yapılması” hükmünün gereğini bu aşamada yerine getirildiğinin anlaşıldığı ifade edildi ve yalın ADSL uygulamasının ilgili tarife sistemine karar verip bu tarifeyi onaylayacak olan BTK;nın çalışmasını tamamlamasıyla başlayabileceği belirtildi.
Kurumun, Türk Telekomünikasyon A.Ş.;ye Rekabet Kurulu kararı ile getirilen yükümlülük açısından süreci izlemeye devam ettiği vurgulandı
-------------------------------------------------------------------
http://www.milliyet.com.tr/default.a...icleID=1143659
Bence sonuç beklenmeli. Kamu görevini yapacaktır. Buna inanıyorum.
Türk Telekom, gelen talepler üzerine 2010 yılı başında sabit hatsız internet aboneliği için hazırlıklara başladı
İnternethaber - 05 Kasım 2009
Kablo sistemiyle internet aboneliği isteyen müşterilerine sabit hat alma zorunluluğu olduğunu belirten Çanakkale İl Telekom Müdürü Sakin Çetintürk, itirazların ardından sabit hat olmaksızın internet dağıtımı yapmak için çalışma başlatıldığını açıkladı.
Zamanı kesin olmamakla beraber projeler ürettiklerini kaydeden Çetintürk, amaçlarının müşteri memnuniyeti olduğunu söyledi.
İnternet abonesi olmak isteyenlerin sabit hat ücreti yüzünden vazgeçebildiğini vurgulayan Çetintürk, "Genel müdürlüğümüz, bu konuda oldukça hassas. Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda, telefon hattı açmadan internet dağıtmak için çalışmalara başladı. GSM şirketlerinin de dağıttığı 3G internet döneminin ardından teknoloji hızla ilerliyor. Kablo sayesinde ADSL dediğimiz internet daha hızlı ve güvenli." dedi.
Uygulamadan ilk faydalanacak illerden birinin Çanakkale olacağını hatırlatan Sakin Çetintürk, sadece para kazanma döneminin geride kaldığını, kurum olarak hizmet odaklı bir anlayışla müşterilerinin karşısına çıktıklarını sözlerine ekledi.
İnternet için sabit telefon şart değil
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ADSL aboneliği için sabit telefon hattının zorunlu olmadığını açıkladı
http://www.haberturk.com/ekonomi/hab...art-degil.aspx
BURSA’DA AÇTIĞIM ADSL DAVASI SONUCU ile İLGİLİ BİLGİLENDİRME
Yalın ADSL için, 27.10.2009 günü aboneliğime son verme başvurusu yaptığım 224.2496066 no’lu telefonumu, TÜRK TELEKOM, ADSL kullanacağım için kapatmadı; bunun üzerine telefonu fişten çekip, başvurudan sonra hiç kullanmadım. Yıllık peşin ödediğim sabit ücretin, aboneliğime son verme başvurusu yaptığım günden sonraki bölümünün geri ödenmesi ve ADSL aboneliğimin sürmesi için Nilüfer Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvurdum, ancak karar verilmeden önce, 03.01.2009 günü iki yıllık ADSL zorunlu kullanma sürem sona erince, ADSL aboneliğime de son verip, kablo internet’e geçtim. TÜRK TELEKOM bu başvurumu hemen kabul ederek, Hakem Heyeti’ne “ADSL ile ilgili konusuz kalan şikayetimin reddi yönünde” ve “Tüketici ile sağlayıcı arasında müracaat sırasında imzalanan ve Telekomünikasyon Kurumunun (Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu) onayladığı sözleşme ile tüketici baştan ADSL hizmeti alabilmek için Telefon abonesi olmayı kabul ederek sözleşmeyi imzalamaktadır” diye savunma verdi.
Başvurumla ilgili Hakem Heyetince “şikayette bulunan tüketicinin ADSL aboneliğinin açık tutularak, 02242496066 no.lu telefon aboneliğinin devamı konusundaki talebinin, aboneliğini iptal ettiğinden talebi konusuz kaldığından Red’dine”, “Tüketici Yusuf ÜNLER’in Başkanlığımıza verdiği 01.12.2008 tarihli dilekçesi ile ilgili olarak; sağlayıcı firma TÜRK TELEKOM A.Ş. tarafından; abonelik iptal edilene kadar, ADSL aboneliğinin devam ederken alınan sabit ücretin adı geçen tüketiciye iadesine karar verildi.”
TÜRK TELEKOM A.Ş’nin “ADSL aboneliği talebi konusuz kaldığından red’dine kararını kabul ederek, ileriye dönük sabit ücretlerin geri ödenmesini kabul etmeyerek itiraz başvurusu yaptığı BURSA Tüketici Mahkemesi de “İtiraz edilen hakem heyeti kararının ileriye yönelik olarak sabit ücretlerin iadesine ilişkin olduğu, bu durumda miktar itibariyle hakem heyeti kararının delil niteliğinde kaldığı, davacının itiraz etmekle hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın REDDİNE;” ….. “Dair itiraz üzerine kesin olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 08.10. 2009” kararını verdi.
Bu kesin karara, konunun ADSL ile hiçbir ilgisi kalmamasına, konu telefon hattı aboneliği sürer ve telefon hizmeti verilir iken sabit ücretin alınmaması ile ilgili olmamasına, 27.10.2008 günü sona erdirilen telefon aboneliğine yönelik verilmeyen bir hizmet için sabit ücret tahakkuku söz konusu olamayacağına karşın; TÜRK TELEKOM A.Ş Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunabildi.
GEBZE’DE YALIN ADSL UĞRAŞIMIZ İLE İLGİLİ GELİŞMELER
Gebze’de çalıştığım için, oturduğumuz semtte kablo internet olmadığı için, ADSL abonesi olabilmek için eşimin abone olmak zorunda kaldığı 262.6444325 no’lu telefon aboneliğime, üstelik üç dört gün süren arızası giderilemediğinden son verilmesi için, 03.12.2009 günü başvuru yaptık. Ancak bu kez yöntem değiştirmişler. Önce aboneliğimizi iptal ettirmememiz için hediye dakikalar önerdiler, ardından interneti de keseriz şantajında bulundular. Rekabet Kurulu kararları ve İzmir 2. Tüketici Mahkemesi'nin 18.12.2008 günlü, 2008/100 Esas No’lu, 2008/408 sayılı kararı’na TTAŞ olarak yaptığı itirazın, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı ile red edilerek kesinleşmesinden sonra, artık kendi lehlerine karar çıkmayacaklarını bildikleri için, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 5. Maddesi gereği ADSL erişim hizmetini alma hakkını telefon aboneliğine bağlı kılamayacaklarına ve ADSL hizmeti vermekten kaçınamayacak olmalarına karşın, TTNET A.Ş. ile birlikte tekel konumunda olmaktan yararlanarak, elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanarak, yasal yollara başvurmadan, hiçbir mahkeme kararı olmadan; üstelik ADSL bağlantısı ile birlikte ücretsiz modem aldığımdan, özel sözleşme nedeniyle, 13.06.2010 gününe dek aboneliğimi sürdürmem yükümlülüğüm sürmesi, bu yükümlülüğüm karşılığında TTNET A.Ş.’nin de bu süre içinde internet erişimini sağlama yükümlülüğü olmasına karşın ADSL erişimini engellediler. Gebze’de evde 04.12.2009 gününden bu yana internet kullanamıyoruz. Üstelik verilmeyen ADSL hizmeti için fatura göndermeyi sürdürüyorlar, 11.12.2009 günü TÜRK TELEKOM ile TTNET A.Ş.’ye ayrı ayrı iadeli taahhütlü ihtarname gönderdik. TÜRK TELEKOM alışılan standart yanıtlar ve lehine TSHH kararları örneği gönderdi. TTNET A.Ş.’nin yanıtı ilginç.
“Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından. Şirketimize iletilen bilgiye göre 2626444325 numaralı telefonunuzun aboneliği iptal edilmiştir. Mevcut durumda, ADSL hizmetinin sunumu sabit telefon aboneliğini gerektirmektedir. Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu tarafından yapılmış olan düzenlemeler doğrultusunda sabit telefon aboneliğinizin iptal edilmiş olması nedeniyle, ADSL aboneliğiniz de 22 Ocak 2010 tarihinde sonlandırılacaktır. ADSL aboneliğinizin devam etmesini istiyorsanız 22 Ocak 2010 tarihine kadar Türk Telekom Müdürlüklerine başvurarak, sabit telefon aboneliğinizi aktif hale getirmeniz ya da yeni bir sabit telefon aboneliği tesis ettirmeniz ve Türk Telekom Müdürlüklerinden ADSL abonelik bilgilerinizi güncellemeniz gerekmektedir.
Bu tarihe kadar sabit telefon aboneliği tesis ettirmemeniz durumunda, 22 Ocak 2010 tarihİ itibariyle ADSL hattınız haberleşmeye kapatılacak olup, ADSL aboneliğinizin İptali İçin işlemlere başlanacaktır. Bu durumda, ödenmemiş ADSL faturanız varsa bu faturalar için ödeme yükümlülüğünüz devam edecektir. Ayrıca, taahhütlü olarak kullandığınız hizmet ve donanımların bulunması halinde taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir. Sözügeçen ücretler için iptal işleminden sonra adınıza son bir fatura düzenlenecek ve fatura adresinize iletilecektir.”
Şimdi Gebze TSHH’ne başvuru hazırlığı yapıyorum.
İSTEKLERİM VE SORULARIM
1- mkocagul rumuzlu üye “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nı bana gönderebilir mi? Bunu TSHH başvuruma ekleyeceğim. Ayrıca Bursa’da ki dava sırasında TTAŞ avukatı, bu kararın esas yönünden değil şekil yönünden alındığını ileri sürmüştü.
2- İsteyenlere elimdeki her türlü belge, TSHH kararı ve Mahkeme kararlarını gönderebilirim. 2007’den bu yana sürdürdüğüm uğraşılar sonucunda elimde epey birikim oluştu.
3- TTNET A.Ş verilmeyen bir hizmet için, hizmet bedeli talep edebilir mi? Bu konuda icraya başvururlarsa itirazımı yapacağım. Ancak icraya başvurmadan TSHH’ye başvurum sırasında bu fatura ile ilgili tedbir ya da benzeri istemde bulunabilir miyim?
4- TTNET A.Ş verilmeyen bir hizmet için bedeli talep etmesine karşı Borçlar Kanunun, Ticaret Kanunu veya başka bir kanunda herhangi bir hüküm yok mu ?
Saygılarımla
Sayın Yünler
mkocagul ün aldığı kararın sureti bende vardır. Kendisinden kendi davam için bir suretini talep etmiştim. Ebru Y........... adlı bir tüketicinin adına açılmış bir davadır. BU kararın sureti, Yargıtay onama kararının sureti ve Bilirkişi raporunun sureti bende var.
TT Net in iddia ettiği gibi değil esastan incelenmiş ve onanmış bir karardır. Size nasıl iletebileceğimi bildirirseniz memnuniyetle iletirim. Siteye nasıl eklenir onu bilmiyorum. Ayrıca bir tarayıcım malesef yok.
Saygılarımla.
Sayın hncllc
Yargıtay onama kararının sureti ve Bilirkişi raporunun suretini, ödemeli kargo ile "Yusuf ÜNLER, TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü Gebze KOCAELİ" adresine gönderebilirsiniz, kargoda zarfın içine ileti adresinizi yazarsanız, bende size konu ile ilgili gelişmeleri daha ayrıntılı aktarabilirim.
Ayrıca, ben TSHH'a başvuru yaparken, borcum olmamasına karşın, mahkeme kararı olmadan internet erişimiminin engellenmesinin, TC Anayasası'nda temel hak ve hürriyetler arasına sayılan ve Anayasa'nın 22. Maddesinde tanımlanan "haberleşme hürriyeti"min engellenmesi olarak değerlendiriyorum. Haberleşme hürriyetinin hakim kararı olmadan engellenemeyeceği TC Anayasası'ndagüvence altına alınmıştır.
TSHH başvurusunda bunu da dile getireceğiz.
Teşekkürler
BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR)Eşimin Yalın ADSL ile ilgili 29.01.2010 günü 14:52’de ilettigi şikayet başvurusunu bilgilerinize sunuyorum. Bugüne dek BTK yöneticileri hep tüketiciyi aleyhine yanıt verdiler, hakkımızı mahkemede aramak durumunda kaldık. Ardından daha önce yazdığım gibi TSHH'ye başvuracağız. Bu nedenle "mkocagul" rumuzlu üyeden ya da göndereceğini belirten "hncllc" rumuzlu üyeden “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nın sureti ile bilirkişi raporunu göndermesini bekliyorum. İsteyenlere ekleri gönderebilirim.Saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’naGebze’de oturduğumuz semtte kablo internet olmadığından, yalnızca ADSL bağlatabilmek için 13.06.2008 günü abone olmak [EK:1] zorunda kaldığım 262.6444325 no’lu telefon hattımız 27.11.2009 günü başlayan Kurban Bayramından önce arızalandı ve bu arıza bir haftayı aşkın süre sürdü. Bu ayıplı hizmet uygulamasını da göz önüne alarak; telefon hattı üzerinden çalışan, iki yıllık özel sözleşmesi süren 1841215679 no’lu ADSL aboneliğimin, 4077 sayılı kanunun 5'inci maddesindeki “bir mal veya hizmetin satışı başka bir mal veya hizmetin satın almasına bağlanmayacağından” hükmü uyarınca açık tutulması isteğiyle; yaklaşık bir haftadır istesek bile kullanamadığımız bu telefon aboneliğime son verilmesi amacıyla 3 Aralık 2009 günü Gebze Telekom Müdürlüğü’ne başvurdum. [EK:2]
Telefon aboneliğime son verme başvurumda açık seçik belirtmeme; aboneliğime son verme işleminin ardından hiç sormama karşın mevzuatları gereği varolan telefon hattımın üç ay bekletileceğinin söylenmesine; DSL hizmetlerinin bakır devreler üzerinden verilen hizmetlerden ve varolan ADSL-DSL-G.SHDL alt yapısının sabit telefon almadan da bu hizmetleri vermeye elverişli olduğu birçok mahkeme ve Rekabet Kurulu kararı ile kesinleşmiş olmasına karşın; TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş. ile TTNET A.Ş. birlikte, her hangi bir Mahkeme kararı olmaksızın, elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanarak, 4 Aralık 2009 gününden sonra ADSL internet hizmeti almamızı engellemiştir.
Bu engelleme üzerine, TTNET A.Ş ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.’ye 11.12.2009 günü [EK:3] ihtarnameyi gönderdim. İhtarnameye TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı [EK:4], TTNET A.Ş 14.01.2010 günlü 3821340 sayılı [EK:5] yazıları ile yanıt verdiler.
Sayın yetkililer,
4077 sayılı kanunun 5. maddesinde “Üzerinde ‘numunedir’ veya ‘satılık değildir’ ibaresi bulunmayan bir malın; ticari bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi halinde satıcı bu malların satışından kaçınamaz. Hizmet sağlamada da haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.” yer almaktadır. Bu kuruluşa ADSL erişimini sürdürdüğü Kasım ayı sonuna dek gönderilen, ödenmemiş bir faturam da yoktur. TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin hizmet sağlamaktan kaçınmada haklı bir sebebi olmadığı; Mahkeme kararları ile ortaya konmuş, Rekabet Kurulu’nun 18.02.2009 günlü 09-07/127-38 sayılı gerekçeli kararı ile bu uygulamaya son verilmiş ve en son Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas no’lu, 2009/11169 sayılı kararı ile kesinleşmiştir.
Kaldı ki yapılan uygulama hizmet sağlamaktan kaçınmadan öte, TTNET A.Ş’nin bugüne dek sürdürdüğü ADSL erişimi hizmetini engellemesi, konutumda ADSL ile sürdürdüğüm elektronik haberleşme hürriyetimi engellemek niteliğindedir. TTNET A.Ş 5809 sayılı “Elektronik Haberleşme Kanunu” kapsamında hizmet vermektedirler. Kanunun adı bile “Elektronik Haberleşme”dir. “Haberleşme Hürriyeti” T.C. Anayasası’nda “Temel Hak ve Hürriyetler” içinde tanımlanmıştır. T.C. Anayasası’nın 22. Maddesi “Haberleşme Hürriyeti” “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.” biçimindedir. TTNET A.Ş.’nin herhangi bir mahkeme kararı olmadan, ne sürdürülen ADSL erişimi hizmetini engelleme, ne de aboneliğimi iptal yetkisi vardır.
TTNET A.Ş.’nin erişimi TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin engellediği ya da BTK’nın yaptığı düzenlemeler gerekçeleri, bu konuda geçerli olamaz. BTK olarak yapılan düzenlemelerde TC. Anayasası’na, yasalara aykırı hükümler geçersiz olduğu gibi; bu tür düzenlemeler mahkeme kararları, yasaların ve TC. Anayasası’nın üstünde değildir. Ayrıca Rekabet Kurulu kararında “Türk Telekom ayrıca, Türkiye’nin üç GSM operatöründen biri olan Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin %81,1’ine, kablolu ve kablosuz internet servis sağlayıcılığı hizmetini sunmak veya altyapısını kurup işletmek için genel izin kapsamında yetkilendirilmiş olup, TTNET’in de % 99,96’sına sahip durumdadır.” “TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüş olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarında hakim durumda bulunduğu,” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” belirtilmiştir.
Usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 günün bu yana internet erişimimin engellenmesi TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin TTNET A.Ş. ile birlikte tekel konumunda olmaktan yararlanarak elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanmasıdır. Anayasa suçu işlemesidir.
TTNET A.Ş’nin [EK:5] yazısında “Bu durumda, ödenmemiş ADSL faturanız varsa bu faturalar için ödeme yükümlülüğünüz devam edecektir. Ayrıca, taahhütlü olarak kullandığınız hizmet ve donanımların bulunması halinde taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir. Sözügeçen ücretler için iptal işleminden sonra adınıza son bir fatura düzenlenecek ve fatura adresinize iletilecektir.” yazılmıştır. Bu kuruluşa ADSL erişimini sürdürdüğü Kasım ayı sonuna dek gönderilen, ödenmemiş bir faturam da yoktur. Oysa ADSL erişim hizmeti 04. Aralık 2009 gününden bu yana verilmemekte olup bu durum kendileri tarafından bilinmektedir. Hizmet fiilen kesildikten sonraki dönem için bir borç yükümlülüğü olamayacağı için Aralık ve Ocak ayı için gönderilen faturalar ödenmemiştir. Ayrıca ADSL bağlantısı ile birlikte ücretsiz modem aldığımdan, özel sözleşme nedeniyle, 13.06.2010 gününe dek aboneliğimi sürdürmem yükümlülüğüm sürmektedir. Bu yükümlülük karşılıklıdır. TTNET A.Ş.’nin de bu süre içinde internet erişimini sağlama yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğe de uyulmadığı gibi, “ADSL aboneliğiniz de 22 Ocak 2010 tarihinde sonlandırılacaktır.” denilerek kendi yapacakları iptal işleminden sonra, “taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir” denilmesinin yasalar karşısında hiçbir geçerliliği olamaz.
Ayrıca son dönemde KOCAELİ Gebze’de telefon arızaları giderilemiyor ve konuşulamadığı için ayıplı hizmet veren telefon aboneliğinden sabit ücret alınması sürdürülüyor. 27.11.2009 günü başlayan Kurban Bayramından önce arızalandığı için, 262.6444325 no’lu telefon aboneliğimizi yaklaşık bir haftadır istesek bile kullanamadık.. Her ne kadar, TÜRK TELEKOMİNİKASYONÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı [EK:4] yasında “Yine arıza iddialarınızla ilgili olarak yapılan incelemede, geriye dönük bir senelik zaman diliminde adınıza kayıtlı numaraya ait bir arıza kaydına rastlanmıştır. Bu arızanın da bildirim tarihinden (01.12.2009, 14:53) bir gün sonra (02.12.2009, 09:52) giderildiği tespit edilmiştir.” denerek yalnızca bir gün arıza kabul edilse de, önceki sürede arızanın telefon cihazından kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmakla geçmiş, bu nedenle ikinci bir telefon cihazı bile alınmıştır. Ayrıca telefon aboneliğine başvuru yaptığımız güne dek arıza giderilmemiştir. TÜRK TELEKOMİNİKASYONÜNİKASYON A.Ş, daha önce, (istendiğinde belgeleri sunacağım) birçok konuda da olduğu gibi, bu konuda da yanlış bilgi vermiştir. Üstelik bu ayıplı hizmet süresinin ücreti tahakkuk ettirilerek, tarafımdan tahsil edilmiştir. Hiçbir kurum, hangi gerekçe ile olursa olsun, örneğin TTNET A.Ş’nin [EK:5] yazısında yer aldığı gibi “ADSL aboneliğinizin devam etmesini istiyorsanız 22 Ocak 2010 tarihine kadar Türk Telekom Müdürlüklerine başvurarak, sabit telefon aboneliğinizi aktif hale getirmeniz ya da yeni bir sabit telefon aboneliği tesis ettirmeniz ve Türk Telekom Müdürlüklerinden ADSL abonelik bilgilerinizi güncellemeniz gerekmektedir.” diyerek, benim ayıplı hizmet ifa edilen aboneliğimin sürdürülmesini isteyemez.
Sayın Yetkililer;
BTK “elektronik haberleşme sektöründe” 10 Kasım Pazartesi günlü 27050 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 5809 sayılı “ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU”nun verdiği görev ve yetkilerle hizmet yapan, üst kurul işlevi üstlenen, bir kamu kurumudur. 2813 sayılı kuruluş kanunuz da, 5809 sayılı yasa ile neredeyse tümüyle değişti. Artık TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş sizin için yalnızca bir işletmeci. Ve rekabetin ortamının sağlanması ile korunması için, BTK olarak yansız, yalnızca mevzuatın yanında olmak konumundasınız. Bu Kanunun:
Amaçlarının içinde; [I]“tüketici haklarının gözetilmesi”, “bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi”, [/I]
Kapsamı içinde, “Elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi” konularına “ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi”,
İlkeleri arasında; “Tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi”; “Elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin kurulması, kullanılması ve işletilmesinde insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicinin korunması açısından asgarî uluslararası normların dikkate alınması” da yer alıyor.
“Kurumun görev ve yetkileri” içinde:
“Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak.”
“Elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösterenlerin mevzuata uymasını denetlemek ve/veya denetlettirmek, konu ile ilgili usul ve esasları belirlemek, aykırılık halinde mevzuatın öngördüğü işlemleri yapmak ve yaptırımları uygulamak.”
“Kurum, re’sen veya şikayet üzerine abonelik sözleşmelerini işletmecilerden isteyebilir, inceler ve değiştirilmesi uygun görülen hususları işletmeciye bildirir. İşletmeciler Kurum düzenlemelerine uygun olarak gerekli değişiklikleri belirtilen sürede yapmakla yükümlüdür.”
“Kurum re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikayet üzerine, bu Kanunda belirlenen görevleri ile ilgili olarak elektronik haberleşme sektöründe yer alan gerçek ve tüzel kişileri denetleyebilir, denetlettirebilir.” hükümleri olduğunu anımsatarak;
* TC Anayasası’nın 22. Maddesine aykırı olarak usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 gününden bu yana erişimime son verilen 1841215679 no’lu ADSL aboneliğimin açık tutularak, en kısa sürede erişimin sağlanması,
* Hizmet verilmeyen dönemlerde tahakkuk ettirilen ve ettirileceği belirtilen ADSL fatura bedellerinin iptali ve bu dönemlere ilişkin mağduriyetimin tazminin sağlanmasını,
* T.C. Anayasası’na aykırıyapılan işlem nedeniyle, TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş için mevzuatın öngördüğü yaptırımları uygulamanızı,
sonucun en kısa süre içinde tarafıma ve avukatıma ileti ile bildirilmesini, bir tüketici olarak rica ederim.
Saygılarımla 29.01.2010
F. ÜNLER
EKLER:
1- 841215679 no’lu ADSL aboneliğim için tarafıma verilen belge,
2- 262.6444325 no’lu telefon için 03.12.2009 günü son verme başvurusu,
3- TTNET A.Ş ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.’ye 11.12.2009 günü gönderilen ihtarname,
4- İhtarnameye TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı yanıtı,
5- İhtarnameye TTNET A.Ş 14.01.2010 günlü 3821340 sayılı yanıtı.
mkocagul rumuzlu üye “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nı bana gönderebilir mi? Bunu TSHH başvuruma ekleyeceğim.
BTK kendini yine Anayasa ve Mahkeme Kararlarının üzerinde saydı.
Yanıtlarında, Anayasa’nın 22. Maddesini göz ardı ediyorlar. Yargıtay kararından haberleri yokmuş. Ayrıca Rekabet Kurulu kararında “TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüs olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” konusu onları hiç ilgilendirmiyormuş.
Ayıplı telefon hizmeti ya da sağlanmayan erişimden ücret alınması onları hiç ilgilendirmiyormuş.
TSHH'ya başvurmak için "Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas no’lu, 2009/11169 sayılı kararı" nın gönderilmesini bekliyorum.
________________________________________
---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: btm_tuketici_sikayet <btm_tuketici_sikayet@btk.gov.tr>
Tarih: 04 Şubat 2010 14:23
Konu: İLT: İLT: BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR)
Sayın Ünler,
Şikayetiniz incelenmiştir.
Mevcut durumda son kullanıcılara perakende seviyede internet erişimi hizmeti, İnternet Servis Sağlayıcılığı Hizmeti sunmak üzere Kurumumuzca yetkilendirilmiş işletmeciler (İSS'ler) tarafından sunulmakta olup Türk Telekomünikasyon A.Ş. (Türk Telekom) son kullanıcılara doğrudan internet erişim hizmeti sunmamaktadır. DSL teknolojisinde abone ile İSS arasındaki bağlantının sağlanmasında, 'yerel ağ' da denilen 'Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin (PSTN) evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmının kullanılma zorunluluğundan dolayı İSS'ler kendi kullanıcılarına DSL internet erişim hizmeti sunabilmek için Türk Telekom'un altyapısını kullanmakta, başka bir deyişle Türk Telekom'dan toptan seviyede hizmet satın almaktadırlar.
ADSL internet erişim hizmetiyle ilgili olarak İSS'lerin Türk Telekom'dan toptan seviyede alacakları hizmetlere ilişkin düzenlemeler, 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.11.2008 tarih ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu (EHK) başta olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında Kurumumuz tarafından yapılmaktadır. Kurumumuz tarafından yapılan söz konusu düzenlemeler çerçevesinde Türk Telekom tarafından toptan düzeyde İSS'lere sunulmakta olan ve İSS'lerin son kullanıcılara DSL internet erişim hizmeti sunmalarına imkân sağlayan 'Al-Sat', 'Veri Akış Erişimi', 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim' ve 'Yerel Ağa Paylaşımlı Erişim' olmak üzere farklı hizmet türleri bulunmaktadır. İSS'lerin mevcut durumda Türk Telekom'dan yukarıda sayılan toptan hizmetlerden Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim[1] <https://posta.tk.gov.tr/exchange/btm_tuketici_sikayet/Taslaklar/%C4%B0LT:%20%C4%B0LT:%20BTK%27YA%20%C5%9E%C4%B0KAY ET%C4%B0MD%C4%B0R.%20(TTNET%20A.%C5%9E.%20ve%20T%C 3%9CRK%20TELEKOM%20A.%C5%9E.%20ANAYASANIN%2022.%20 MADDES%C4%B0N%C4%B0%20%C4%B0HLAL%20EDEREK,%20ANAYA SA%20SU%C3%87U%20%C4%B0%C5%9ELEM%C4%B0%C5%9ET%C4%B 0R).EML?Cmd=forward&Create=0#_ftn1> hizmetini alarak, kendi kullanıcılarına, telefon aboneliği gerektirmeyen DSL internet erişim hizmeti sunabilme imkânları bulunmaktadır. Türk Telekom'un belirli santrallerinde sunulmakta olan Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim hizmeti ile kullanıcıların ADSL hizmeti almasında Türk Telekom sabit telefon aboneliği zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu hizmetin sunulduğu santrallere üçer aylık periyotlarda yeni santraller ilave edilmektedir.
Diğer taraftan Al-Sat, Veri Akış Erişimi ve Yerel Ağa Ayrıştırılmış Paylaşımlı Erişim hizmetlerine ilişkin Kurumumuz tarafından onaylanmış ve yürürlükte olan usul, esas ve ücretler xDSL internet erişiminin sabit telefon aboneliği ile birlikte sunulmasına dayanmakta olup hâlihazırda söz konusu yöntemlerle xDSL hizmetinin telefon aboneliğinden bağımsız olarak sunulmasına yönelik Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin Kurum düzenlemeleri kapsamında tesis edilmiş bir karar veya onaylanmış bir tarife bulunmamaktadır.
Bu itibarla mevcut durumda 'Al-Sat', 'Veri Akış Erişimi' ve 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Paylaşımlı Erişim' yöntemleriyle kullanıcılara ADSL hizmeti sunulabilmesi için hukuken sabit telefon aboneliği şartı bulunmakta olup 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim' yöntemiyle kullanıcılara ADSL hizmeti sunulabilmesi için hukuken sabit telefon aboneliği şartı bulunmamaktadır.
Rekabet Kurulu'nun Yalın ADSL konusundaki kararı ile Türk Telekom tarafından yalın ADSL uygulamasının başlatılmasını teminen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na gerekli başvurunun yapılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karara istinaden Türk Telekom, konuyla ilgili olarak Kurumumuza bir yazı ile başvurmuştur. Söz konusu başvuru yazısının değerlendirilmesi ve bahse konu hizmete ilişkin olarak yapılan toplantıların ardından Kurumumuzun talebi üzerine Türk Telekom, Referans IP Veri Akış Erişimi Teklifine eklenmek üzere yalın ADSL'ye ilişkin uygulanacak usûl, esas ve ücretleri içeren teklifini Kurumumuza sunmuştur. Mevcut durumda söz konusu teklif Kurumumuzun internet sayfasında yayınlanarak kamuoyu görüşlerine açılmıştır. Taslak Usul Esas ve Ücretler'in, kamuoyu görüşleri de dikkate alınmak suretiyle Kurumumuz tarafından ilgili mevzuat kapsamında nihai haline getirilerek onaylanması ve yayımlanması ile anılan referans teklifin bir eki olarak yürürlüğe girmesinin ardından İSS'lerin "Veri Akış Erişimi" yöntemiyle de kullanıcılarına telefon aboneliği gerektirmeyen ADSL internet erişimi sunmaları söz konusu olacaktır.
Başvurunuzda Yargıtay tarafından verildiği ifade edilen mahkeme kararına ilişkin (davanın tarafları arasında bulunmaması hasebiyle) Kurumumuza herhangi bir husus tebliğ edilmemiştir. EHK başta olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri ve konuya ilişkin Kurumumuz düzenlemeleri saklı olmak kaydıyla, münhasıran davanın taraflarını etkileyen söz konusu kararın uygulanma keyfiyeti hakkında tarafımızca bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.
Diğer taraftan, PSTN şebekelerinde sabit ücret ses ve/veya veri iletiminde aboneler ile santral arasında kullanılan bakır kabloların ve santralde telefon hizmetine yönelik kullanılan şebeke bileşenlerinin yatırım, bakım, onarım ve işletme maliyetlerini içermekte olup, fiziksel telefon hattının aktif olarak tutulabilmesi karşılığında alınmaktadır. Başka bir deyişle abonenin sahip olduğu telefon hattını kullanıp kullanmadığından bağımsız olarak söz konusu hattın işletmeciye belirli bir maliyeti söz konusudur. Avrupa Birliği tarafından hazırlanan 14. Düzenleme Raporu verilerine göre 27 AB üyesinde son kullanıcılara uygulanmakta olan vergiler dahil aylık PSTN sabit ücreti 14.7 EUR'dur (yaklaşık 30 TL). Yukarıda da belirtildiği üzere DSL teknolojisinde abone ile İSS arasındaki bağlantının sağlanmasında, Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin (PSTN) evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmı kullanılmaktadır. Bu itibarla, söz konusu bakır kabloların yatırım ve işletme maliyetleri, sabit telefon aboneliğinin iptal edilmesi durumunda ortadan kalkmamakta, DSL hizmeti verilirken de söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla "mevcut durumda DSL hizmeti alınırken ödenmekte olan aylık sabit ücretin telefon hizmetinden dolayı verildiği ve telefon hizmeti iptal edilerek yalnızca DSL hizmeti alınması durumunda söz konusu ücretin tamamen ortadan kalkması gerektiği" değerlendirmesinin yukarıda açıklanan teknik ve ekonomik gerekçelerle makul ve yerinde olmadığı düşünülmektedir. Nitekim telefon aboneliği olmadan DSL hizmetinin sunulduğu tüm ülkelerde bakır kabloya ilişkin söz konusu maliyetler DSL aylık ücretlerine ilave edilmektedir.
Bilgilerinizi rica ederiz.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
________________________________
[1] <https://posta.tk.gov.tr/exchange/btm...ate=0#_ftnref1> 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 3'üncü maddesinde 'yerel ağa tam erişim', "Sabit elektronik haberleşme şebekesinde abone tarafındaki şebeke sonlanma noktasını, abonenin bağlı bulunduğu ana dağıtım çatısına veya eşdeğer tesise bağlayan fiziksel devre" şeklinde tanımlanmıştır. Yerel ağa tam erişim hizmeti, yerel ağın tümüyle (ses ve ses harici bandının) kiralanmasını içermekte olup, kiralayan işletmeci yerel ağ üzerinden yetkilendirmesi çerçevesinde her türlü hizmeti sunabilmektedir.
Mahkeme, internette sabit telefon ücretini iptal etti
Bir ilköğretim müfettişinin açtığı dava sonucu internet hizmeti için alınan sabit telefon ücreti iptal edildi.
Türk Telekom'un bütün ADSL aboneleri için emsal teşkil edecek kararda, ADSL hizmeti nedeniyle kişiye ait telefon hattı üzerinden sabit ücret alınmasının yasal olmadığına hükmedildi.
Müfettiş Recep Ali Örten, Kastamonu'da görev yaptığı sırada ADSL aboneliği için başvuruda bulundu. Türk Telekom yetkilileri sabit hat çektirmeden ADSL hizmeti veremeyeceklerini belirtti. Bunun üzerine sabit hat için aboneliği kabul etti ve evine telefon hattı çektirdi. Ancak ADSL hizmeti için sabit telefon ücreti alınmaması gerektiğini savunan Örten, 4 Mart 2008'de Kastamonu Valiliği Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti Başkanlığı'na şikâyet dilekçesi verdi. Talebin reddedilmesi üzerine konuyu tüketici mahkemesi sıfatıyla Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, Örten'i haklı bulurken, telefon hattı üzerinden sabit ücret alınmaksızın ADSL hizmetinden yararlandırılması gerektiğine hükmetti. Türk Telekom avukatları kararı temyiz etti. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi itirazı reddetti. Şu an Sinop'ta görev yapan Örten, şimdi geriye dönük ödediği sabit ücretleri almak için uğraşıyor.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=984853
Ben sabit telefonumu aramalara kapattırdım.Her ay 21-TL sabit ödüyorum.Yukarıda verilen bilgilerden hiçbir şey anlamadım.Türk Telekoma itiraz mı etmem gerekiyor?Sabit ücretten kurtulan var mı?21-TL'nin altında sabit ücret alan alternatif bir şirket var mı?Türk Telekomdan daha ucuzu varsa yazabilir misiniz?Nasıl kurtulabilirim bu sabit ücretten?
Sabit ücret ödemeye devam.Asıl mücadelemiz sabit ücretin miktarı.Hem ADSL ücreti yüksek hemde sabit ücret.Telefonu kullanan da kapalı tutanda aynı ücreti veriyor.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas Numarası: 2009/13-122
Karar Numarası: 2009/189
Karar Tarihi: 13.05.2009
TARİFELERİN DÜZENLENMESİ
TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİNİN GÖREV VE YETKİLERİ
406 s. TelefonTelgrafK/Ek18
2813 s. TelsizK/4, 7
4077 s. TüketiciK/22
5809 s. ElektronikHaberleşmeK/13
ÖZETİ: Herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından eşit şekilde yararlanması ilkesinden hareketle, Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim gibi masrafların karşılığı olarak, Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylanan tarife uyarınca alınan sabit ücretin, yasal ve hakkaniyete uygun bir uygulama olduğu; bu bağlamda, yasal ölçütler yerine direnme kararında sözü edilen sübjektif esaslara göre değerlendirme yapılamayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır. Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen ve davanın kabulü ile Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, hatalı teşhis ve değerlendirme sonucu davanın reddine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Taraflar arasındaki “Karar İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 27.06.2008 gün ve 2008/137-301 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2008 gün ve 2008/10943-15049 sayılı ilamı ile; (...Davacı, telefon abonesi olan davalının sabit ücret alınmaması gerektiğinden bahisle yaptığı başvuru sonucu Balıkesir Tüketici Sorunları Hakem Heyetince, sabit ücret alınmamasına karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, sabit ücretin 4502 sayılı kanunun 12. maddesi, 406 sayılı Kanunun ek 18. maddesine eklenen fıkra uyarınca alındığını, yasaya uygun olduğunu, hattın aboneye tesisi karşılığında yürütülen asgari hizmetler karşılığında alındığını bildirip, Balıkesir Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 24.3.2008 tarih ve 2008/99 sayılı kararının iptalini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalının başvurusu üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetince, davacının abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin alınmaması gerektiğine karar vermesi üzerine, bu kararın iptali talebiyle açılmış olup, davalının yaptığı başvuru ile yarattığı çekişmenin giderilmesine yöneliktir. Her ne kadar davacının aldığı sabit ücretler miktar itibariyle, gerek 4077 sayılı kanunun 22. maddesinde, gerekse HUMK'nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının altında kalmakta ise de, yaratılan çekişme ve verilen hüküm bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da yönelik olduğu anlaşıldığından, kararın kesinlik sınırlarının dışında kaldığı da açık ve belirgindir. Davacının hem sabit ücret hem de konuşma ücreti talep ettiği, sabit ücretin hangi hizmetlerin karşılığı olduğunun açıklanmadığı, her aboneden aynı miktar sabit ücret istendiği, 406 sayılı kanunun ek 18. maddesindeki tanıma uygun olmadığı, eşitlik, iyiniyet ilkelerine aykırı, haksız uygulama olduğu belirtilerek, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin kararı yerinde görülerek mahkemece davacının davası red edilmiştir. Bu sonuca varılırken, sabit ücretle ilgili yasal düzenlemeler tartışılmamış ve herhangi bir araştırma ve incelemede yapılmamıştır,
Her şeyden önce konunun aydınlanması için, davacının abonelerinden alabileceği ücretle ilgili yasal düzenlemelerin ne olduğunun açıklanması gerekir. 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 4. maddesi ile telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde veya telekomünikasyon alt yapısı işletilmesinde ve bu hususlarda yapılacak düzenlemelerde gözönünde tutulacak ilkeler belirtilmiş olup, bunlar özetle; herkesin, makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasının sağlanması, aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça eşit şartlardaki aboneler arasında ayırım gözetilmemesi ve hizmetlere benzer konumdaki her kişi tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması, hizmetlerin belli teknik ve ekonomik koşullar çerçevesinde makul surette karşılanabilecek bir bedelle sağlanması, teknolojik yeniliklerin uygulanması ve araştırma geliştirme yatırımlarının desteklenmesi, hizmet kalitesi standartlarına uygunluk sağlanması, ücretlerin yatırım işletme maliyetlerini ve genel masraflarından ilgili payını, amortisman ve makul ölçüde karı mümkün olduğu ölçüde yansıtması v.s. gibi belirtildikten sonra, kanunun 4. faslında “Telekomünikasyon hizmetlerinin ücret esasları” başlığı altında 29. maddesi ile özetle telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alacakları ücretleri ilgili mevzuat, tabi oldukları görev ve imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ve kurul düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe düzenleneceği hangi hallerde Telekomünikasyon kurumunun ücret belirleyebileceği belirtilmiş, 30. madde ile de, ücret düzenlenmesinde gözönünde tutulacak ilkeler belirtilmiş, bu meyanda öncelikle; ücretlerin adil olması, benzer konumdaki kişiler arasında haklı olmayan nedenlerle ayırım gözetilmemesi, yatırım ve işletme maliyetleri de dahil olmak üzere, mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesinin esas olduğu, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden ve karşılanmasından kaçınılması, haklı gerekçelerin varlığı halinde, ücretlere zorunlu maliyetleri ve makul ölçüde kârı da yansıtılarak, üst sınır konulabileceği belirtilmiş olup, ek 18. maddesine 4502 sayılı yasanın 12. maddesi ile eklenen fıkrada “Bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücret abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya bir kaçı olarak tespit edilebilir” hükmü getirilmiştir. Yine, 2813 sayılı Telsiz Kanununun 4. maddesi ile kurulan Telekomünikasyon Kurumunun, aynı yasanın 7/h maddesi ile Türk Telekom ve diğer işletmecilerin hazırladıkları tarifeleri onaylayacağı ve ondan sonra tarifelerin yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Dava açıldığında mevcut olan ve belirtilen yasal düzenlemeler dava karara bağlandıktan sonra, dairemizce temyiz incelemesinden önce 5.11.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5809 sayılı yasa ile 406, 2813 sayılı kanunlarda değişiklik yapılarak bu maddeleri iptal edilmiş olup, iptal edilen maddelerdeki düzenlemeler, aynen yeni yasada yer almıştır. 5809 sayılı yasada ücretlendirme ile getirilen 13 ve 14. maddelerdeki düzenlemeler iptal edilen 406 sayılı ve 2813 sayılı yasanın ilgili maddelerindeki aynı hükümleri taşımaktadır.
Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, dava konusu sabit ücret, yasa ile belirlenen bir ücrettir. Türk Telekom tarafından yapılan tarife Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girmekte ve uygulanmaktadır. Bu ücretin Anayasaya aykırı olmadığı, Anayasa Mahkemesinin 10.2.2004 tarih ve 74-9 sayılı kararı ile de belirlenmiştir, Sabit ücretin, yapılan görüşmeler dışında, abonenin telefon görüşmesini sağlamak üzere bütün yıl boyunca telefon hattının görüşmeye hazır tutulması için, işletmeci şirket tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanımı, bakım ve yönetim ile personel çalıştırılmasından doğan masrafların karşılığı olduğu, bu uygulamanın yurt dışındaki telekom firmalarınca da yapıldığı, daha önce Dairemizce temyiz incelemesi yapılan dava dosyalarından bilinmektedir, Sabit ücretin alınmaması, bu kalem masrafların konuşma ücretlerine yansıtılması da aboneler arasında adaletsizlik yaratacaktır. Zira çok konuşandan bu masraflar çok fazla olarak alınacak az konuşandan az, başkasını aramayan, arandığında konuşan aboneden ise, hiç sabit ücret alınmaması sonucunu doğuracaktır. Bu sonuç hakkaniyete uygun olmadığı gibi adil ve yasada öngörülen ücretin belirlenme kurallarına uygun değildir, O nedenle, telefon abonesi olan herkesin, hiç başkalarını aramasa, telefonla hiç konuşmasa dahi, hattın kendisine tahsis edilip bağlı kalması, her an başkalarını araması veya başkalarınca aranarak konuşması için hazır bulundurulmasının karşılığı bir sabit ücret ödenmesi yaptığı konuşmaların sayısına göre de, ayrıca ücret ödenmesi aklın, mantığın ve hakkaniyetin gereğidir, Dairemizin uzun süredir uygulaması da sabit ücretin yasal ve hakkaniyet gereği olduğu yönündedir. Kaldı ki ücret tarifeleri hizmet veren kurum tarafından hazırlanmakta ise de, bunun yürürlüğe girip uygulanabilmesi, bağımsız bir kurum olan Telekomünikasyon kurumunun uygun görüp onaylamasına bağlıdır. Nitekim Telekomünikasyon Kurumu aleyhine onayladığı tarifelerin iptali talebiyle davalar açıldığı hususu da taraflarca bilinmektedir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacının abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin alınmaması gerektiğine dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin, “davacı tarafından sabit ücret alınması konusunda yapılan uygulamanın, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 18. maddesindeki tanıma uygun bulunmadığı, eşitlik ve hüsnüniyet ilkelerine de aykırı olduğu, alınan sabit ücretin hangi hizmetin karşılığı olduğu da açıklanmadığından davacı yönünden haksız kazanç teşkil ettiği” gerekçesiyle ve 4077 sayılı Kanun'un 22. maddesine göre kesin olduğu belirtilmek suretiyle verilen ilk karar; Özel Daire'ce, yukarıda tam metni alınan bozma ilamıyla, mahkemece verilen kararın temyiz ve inceleme kabiliyeti bulunduğu kabul edildikten sonra esasa ilişkin nedenle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, “dava konusu sabit ücret tutarının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda belirlenen temyiz sınırının çok altında bulunduğu ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesine göre kesin olarak verilen ilk kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı; sabit ücret konusunda ise, Kanun ve davacı şirketin uygulamalarını aşar şekilde konuya yorum getirilemeyeceği” gerekçesiyle usule ve esasa ilişkin nedenlerle, direnme kararı verilmiştir.
Telefon abonesi olan davalının, 31.12.2007 tarihli fatura ile tahakkuk ettirilen “10,64 YTL sabit ücretin iptali, 01.01.1995-21.02.2008 tarihleri arasında kendisinden tahsil edilen miktarın hesaplanarak iadesi ve takip eden aylarda da “sabit ücret bedeli” adı altında ücret tahakkuk ettirilmeyerek fatura düzenlemelerinin yapılması” talebiyle başvuruda bulunduğu Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nce “talebin kabulü ile sabit ücretin alınmaması gerektiğine” dair verilen kararın iptali istemiyle Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından açılan eldeki davada; gerek 15.04.2008 dava tarihi, gerek 18.12.2008 bozma tarihi ve gerekse 27.01.2009 direnme tarihleri itibariyle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu 427. maddesinin 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile yapılan değişiklikten sonraki hükmü yürürlükte olup davacı tarafından alınan sabit ücretin anılan Kanunlar uyarınca belirlenen temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır,
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, esasın incelenmesine geçilmeden önce; davanın niteliği ve müddeabihi itibariyle, direnme kararının temyizinin mümkün olup olmadığı, bir başka ifadeyle direnme kararının kesin olup olmadığı bir usulü ön sorun olarak tartışılmış ve şu sonuca varılmıştır:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/2. maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu dolayısıyla temyizinin olanaklı bulunmadığı hükme bağlanmıştır.
Yasa koyucu bu hükümle açık bir biçimde, bir kararın temyiz kabiliyetini haiz bulunup bulunmadığını belirlerken, davanın miktar veya değeri yanında temel ölçü olarak davanın türünü de esas almıştır.
Dava, davacının abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin alınmamasına dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali istemiyle açılmış; davalının yarattığı çekişmenin giderilmesi talep edilmiştir.
Her ne kadar, davacının davalıdan aldığı sabit ücret miktar itibariyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; sabit ücretin alınıp alınmaması hususunda verilen hükmün salt alınan sabit ücrete münhasır olmayıp, sonraki yıllara da yönelik olduğu ard etkisinin bulunduğu kuşkusuzdur.
Yine, sabit ücret uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren, toplu bir hak uyuşmazlığının bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu itibarla, sabit ücretin yasada öngörülen ücret tespit kurallarına uygun olduğu yönünde tespit istemini de içeren böyle bir davada verilen karar, bir kanun hükmünün ileriye dönük uygulanıp uygulanmaması yönünde de sonuç doğuracağından, temyiz incelemesinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiğine, dolayısıyla bu davanın miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiş ve işin esası incelenmiştir.
Esas yönünden, direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş. nin telefon abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin yasal ve hakkaniyete uygun olup olmadığı; bu bağlamda, sabit ücretin alınmaması gerektiğine dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptaline karar verilmesinin gerekip gerekmediği, noktasındadır.
Öncelikte, davacı Türk Telekom A.Ş. tarafından, telefon abonelerinden alınmakta olan “sabit ücretin” yasal dayanağının açıklanmasında yarar vardır:
Bilindiği üzere; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun ek 18. maddesine 27.01.2000 tarih ve 4502 sayılı Kanunla ilave edilen son fıkrasında, “Bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücret; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira, ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir.” hükmü öngörülmüştür.
Anılan Ek 18. maddenin son fıkrasında yer alan “...sabit ücret…” sözcüğünün Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali talep edilmişse de, Anayasa Mahkemesin 11.05.2004 tarih ve 25459 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 10.02.2004 tarih ve E:2000/74, K:2004/9 sayılı kararıyla, sabit ücretin abone tarafından ödenmesinin, Anayasa'nın 5. maddesinde temel amaç ve görevleri belirtilen sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine aykırılık oluşturmayacağı ve kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkını zedelemeyeceği gibi, Anayasa'nın 22. maddesindeki haberleşme hürriyetini de engellemeyeceği sonucuna varılarak, sabit ücretin Anayasa'ya aykırı olmadığına, hükmedilmiştir,
Öte yandan; 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun 4. maddesi ile kurulan Telekomünikasyon Kurumu'na aynı Kanun'un 7/h maddesi ile, “Telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından yararlanacak kullanıcılara ve telekomünikasyon şebekeleri arasındaki ara bağlantılar bakımından diğer işletmeden uygulanacak ücret tarifelerine ve sözleşme hükümlerine ve teknik hususlara ilişkin genel kriterleri ve görev alanına giren diğer konularda uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri incelemek değerlendirmek, gerekenleri onaylamak ve bunların uygulanmasını izlemek...” görevi yüklenmiştir.
Nihayet; yargılama aşamasında, 10.11.2008 tarih ve 27050 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.11.2008 tarih ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile az yukarıda açıklanan 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu ile 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nda değişiklik yapılmıştır.
Mahkemece verilen ilk karardan sonra yürürlüğe giren, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun Tarifelerin düzenlenmesi” başlıklı 13/1. maddesinde, Tarife; abonman ücreti, sabit ücret konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir” hükmüne yer verilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18/son fıkrasına paralel bir düzenlemeye gidilmiştir.
Tüm bu açıklamaların ortaya koyduğu sonuç; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18. maddesinin son fıkrası ile daha sonra yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 13/1. maddesinde açıkça düzenlenen ve Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe giren “sabit ücret” uygulamasının, yasal dayanağı bulunan bir uygulama olduğudur.
Uyuşmazlığın çözümünde üzerinde durulması gereken bir başka yön ise; sabit ücretin yine yasal kapsamda hakkaniyete uygun olup olmadığı ve karşılığının belirlenmesine ilişkindir.
Bu noktada, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun, “Telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde veya telekomünikasyon alt yapısı işletilmesinde ve hu hususlarda yapılacak düzenlemelerde nitelik ve nicelik itibariyle gözönünde tutulması gereken ilkelerin” sıralandığı 4. maddesinde, herkesin, makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi, aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça eşit şartlardaki aboneler, kullanıcılar ve işletmeciler arasında ayırım gözetilmemesi ve hizmetlerin benzer konumdaki her kişi tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması, evrensel hizmetlerin belli teknik ve ekonomik koşullar çerçevesinde makul surette karşılanabilecek bir bedelle sağlanması, ilgili mevzuat, imtiyaz sözleşmesi veya telekomünikasyon ruhsatında açıkça belirlenen durumlar haricinde, ara bağlantı ücretleri ile hat ve devre kiraları da dahil telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin, yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını, amortismanı ve makul ölçüde karı mümkün olduğu ölçüde yansıtması gerektiği vurgulanmıştır.
Aynı Kanunun, “Telekomünikasyon hizmetlerinin ücret esasları” başlığı altında düzenlenen 29. maddesinde; işletmecilerin, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alacakları ücretleri, ilgili mevzuat, tabi oldukları görev ve imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ve kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebileceği vurgulandıktan sonra; Telekomünikasyon Kurumu'nun, ücretlerin hesaplanma yöntemleri ile üst sınırlarını tayin ve tespite yetkili olduğu durumlar, ayrıca sıralanmıştır.
Anılan Kanun'un, Ücretlere ilişkin düzenlemeler yapılırken göz önünde tutulması gereken genel ilkelerin açıklandığı 30. maddesinde ise, ücretlerin adil olması ve benzer konumdaki kişiler arasında haklı olmayan nedenlerle ayırım gözetilmemesi, yatırım ve işletme maliyetleri de dahil olmak üzere mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesi gerektiğine dair ilkeler konularak, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden ve karşılanmasından kaçınılması ve haklı gerekçelerin varlığı halinde, ücretlere zorunlu maliyetlerin ve makul ölçüde karı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabileceği belirtilmiştir.
Şu açık ilkeler karşısında; Kanunda bir iş veya hizmetin karşılığı olarak alınan ücret çeşitleri arasında yer alan “sabit ücret”in, telekomünikasyon hizmetleri ve alt yapısının abonenin kullanımına, sürekli hazır bulundurulması, telefon hattının hiç konuşma yapmadan gelen aramaları cevaplandırması ve çalışır durumda olmasının sağlanması, belli teknik donanım, bakım ve yönetim ile buna dair personel çalıştırılmasından kaynaklanan benzeri masrafların karşılığı olduğu ve eşit şekilde abonelere yansıtıldığı kuşkusuzdur. Bu haliyle sabit ücretin, salt konuşandan alınması, konuşma yapmayandan alınmaması durumunda, konuşmayan abone belirtilen hizmetlerden yararlandığı halde ücret ödemeyecek ve yukarıdaki yasal ilkelere aykırı olarak aboneler arasında eşitsizlik doğacaktır.
Sonuç olarak; herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından eşit şekilde yararlanması ilkesinden hareketle, Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim gibi masrafların karşılığı olarak, Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylanan tarife uyarınca alınan sabit ücretin, yasal ve hakkaniyete uygun bir uygulama olduğu; bu bağlamda, yasal ölçütler yerine direnme kararında sözü edilen sübjektif esaslara göre değerlendirme yapılamayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen ve davanın kabulü ile Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, hatalı teşhis ve değerlendirme sonucu davanın reddine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 13.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Merhaba Değerli Hukukçular,
Bende Smile ADSL abonesiyim. Sabit telefonu kullanmama rağmen ADSL için ücret ödüyorum.
Bu durumda bende itiraz edebilirmiyim? Çekindiğim nokta internetimin Smile adsl olmasıdır.
Bu durum dez avantaj getirir mi?
Edebilirsiniz...
Sadece ADSL Kullanmak İsteyenlere Telefon Hattı İptali İhtarname Örneği Şöyle;
İHTARNAME
İHTAR EDEN: (Buraya ad soyad yazılacak)
ADRES: (Buraya adres yazılacak)
MUHATAP : Türk Telekom A.Ş. ……….. İl Müdürlüğü
ADRES: (Buraya muhatabın adresi yazılacak)
KONU: ADSL’e bağlı 0…. … .. .. numaralı telefon hattımın kullanıma kapatılması ve bu telefon aboneliğimin iptali talebimdir.
AÇIKLAMALAR:
1- Eskişehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/194 Esas ve 2009/371 Karar sayılı ilamı Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2009/15721 Esas ve 2010/6764 Karar sayısı ile onanmış olup, karar gereği “ADSL internet bağlantısı için ayrıca konuşmak yapmak için bir telefon hattı bağlantısı kurulmasına teknik açıdan gerek olmadığı” gerekçesiyle 4077 sayılı kanunun 5. maddesinde “Aksine bir teamül, ticari örf veya adet yoksa, satıcının bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin satın alınmasına bağlı kılamayacağı” hüküm altına alınmıştır.
2- Yukarıdaki gerekçelerle ADSL bağlantısı için muhatabın şart koşmuş olduğu 0…. … .. .. numaralı telefon hattı aboneliğimin İPTAL EDİLMESİNİ, aksi takdirde yasal yollara başvuracağımı, bundan doğacak dava ve icra masrafları ile avukatlık ücretinin tarafınıza ait olacağını ihtar ederim.
SAYIN NOTER: İşbu ihtarnamenin bir suretinin muhataba tebliğine, bir nüshasının dairenizde hıfzını ve tebliğ şerhini havi bir nüshasının da tarafımıza iadesini talep ederim.
Ad soyad:
İmza:
Ya iyi güzel hoş ama nereye kadar?!
Öncelikle ülkemizde aslında pek var olmayan adalet, var olduğuna da yavaş işlemekte.
Bizler her ne kadar hakkımızı aramak için uğraşsak da, bu "hak arayışı" oldukça uzun zaman almakta.
Bu uzun zamanın yanında zaten bize ait olan hakkımızı almak için bir sürü masraf yapılmasıda gerekmekte.
Şimdi ben gitsem;
telefonu kapattırıp sadece internet kullanmak isediğimi mahkemeye söyleycek olsam;
avukat masrafı, vekalet masrafı, dosya masrafı...v.s ve türlü haraçlar adı altında bir sürü masrafım olacak.
İhtar çekilecek, TSHH'ye gidilecek, omadı mı asliye mahkemesine, o da olmazsa yargıtaya...
Bugün bir devlet kurumuna verdiğim çok çok basit bir dilekçeye bile cevap almam bir kaç ayı bulabiliyor.
Aslında olması gereken, çeşitli yerlerde de belirtildiği gibi devletin bizim haklarımızı korumasıdır.
Yani bu işlerle ben değil devlet ilgilenecek. Çünkü benim haklarımı korumak devletin görevi.
Devlet bakacak; TTNET A.Ş şu hatayı yapıyor, hemen diyecek düzelt bunu.
Elimi cebime atmadan, daire daire, kapı kapı dolaşmadan, sayısız kağıtlarla, evraklarla boğuşmadan; sadece hakkım olduğu için bunu sağlayabileceğim bir yol var mı?
Not:
Acaba savcılar bu konuda, bütün ADSL kullanıcılarına haklarını iade edecek bir dava (sanırım kamu davası oluyor) açamazlar mı?
Böylece bizler uğraşmadan TTNET yada Türk Telekom tarafından bu işlemler gerçekleştirilir mi?