-
Sayın xewer ;
Nasıl bir kusurdur ki bu eşinizi çocuklarınızın annesini/babasını başka birisiyle yatarak birlikte olarak telafi edilebilsin? Bence bu zina yapanın kendisini rahatlatmak için bulduğu bir bahanedir.
Bir kaç kusur verebilir misiniz ? Vede vereceğiniz kusurun çözümü buysa başka kusurlarda ben yazayım onlara neyapılacak onuda söyleyin. Sadakat bağlılık yada yasal boşanma iki seçenek vardır insanın evlilik yaşamında kusurların çoğalımının çözümü bence boşanmadır , aldatma değil...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
zinanın suç olrak duzenlenmemıs olması bır olumluluk.ancak gerkcelerım tabiki farklı.yürümeyen evlılıgın süründurulmesıne tabıkı karsıyım.Dılek hanım özellikle size seslenıyorum!bu tartısmayı bir bayanla yapmak dusundurucu.sorunlarımıza yabancılastık mı yoksa?bosanma nedenlerı için dayanak bulmak okadar mı zor!kadınların dırenmesi noktasına gelınce sizin kadın emeğının değersizligı ve issizlik gıbi ciddi bir sorundan haberınız yok sanırım.çozum tabiki evlılıgı surundurmek değıl ancak ıkı yuzlu namus anlayısi ve erkek egemen toplumda bes parasız güvencesiz yasamanın faturasını sadece kadınlara çıkarmakda doğru değıl.
-
Arkadaşlar bakınız Can Baba ne kadar güzel anlatmış, (istisnalar alınmasın lütfen) 40 yaş demiş ama lütfen diğer yaş gruplarıda üstlerine alınsın.
Teşekkürler CAN BABA :)
40 yaş erkegi
Kendimi ayırt etmeden söyleyeceğim:
Bazen erkek soyu midemi bulandırıyor.
"Kadın kokusu", taze ete susamış bir sırtlana dönüştürüyor bizi... Gözümüzü kör ediyor; başımızı döndürüyor.
Amerikan başkanından hocasına, kör cahilinden okumuşuna, kılıbığından "Taşfırın"ına kadar böyle bu...
Hele 40'ımızı geçmişsek...
Hele cüzdanımızı şişirmişsek...
Ve hele 40 yılı "boşa" geçirmişsek...
* * *
Sokağın çağrısını 40'larında işiten erkeğin "kaybolan yıllar" ağıtına, "televole" özentisi bir aşermenin ağız şapırtısı eşlik ediyor.
Evet, "alem gezip eğleniyor". Sokakta onun karizmasına teslim olmaya hazır "çıtırlar" fink atıyor.
O ise pijaması içinde "evi bekliyor".
Oysa -40'lıkların yaman teşhisiyle- "Hayat hızla geçiyor" ve "Böyle mi öleceğiz?" sorusu beyni deşiyor.
Bu panik, yaşanmamış yılların hıncıyla sokağa döküyor 40 yaş erkeğini...
Altta kırmızı arabalar, belde zar zor giyilmiş kotlar, dilde demode iltifatlar, cepte karaborsa á àá àá àá àá àá à'larla...
Hâlâ beğeniliyor olmanın vehmi, hala yapabiliyor olmanın hazzına karışıyor. Tatmin edilen ego şiştikçe şişiyor. Nefis uyanınca göz, ne iş ne ev görüyor.
Bitap evliliklerin tozunu, sevgisiz ilişkiler alıyor.
Her dişlenen "taze et", yenileri davet ediyor.
Ev zulaları, günahların çetelesini tutuyor.
İhanet kol geziyor.
* * *
Kim bilir kaç erkek, gömlekteki bir ruj izi, cepte unutulmuş bir mektup ya da ansızın gelen bir telefon mesajı yüzünden kan ter içinde hesap verdi, çocukça boyun eğdi, beceriksizce yalan söyledi, öfkeyle terk etti, terk edildi bugünlerde...
Kaçı, pişman gözler, yalvaran sözlerle geri döndü eşine, döndürdü eşini...
Kaçı, ertesi gün unuttu, "ebediyen" verdiği sözleri...
Kaçı, haber verenleri suçladı, yakalandığında...
Kaçı, yakalanana "enayi" dedi, haberi duyduğunda...
Ve kaç "kutsal kadın", aile denilen kumdan kalenin sınır boylarını bekledi, kızarak, ağlayarak, utanarak, yine de diş bilediği kale reisini savunarak; ...ve göz yumarak... bazen sevgiden, çoğu kez çaresizlikten...
...aynı saatlerde erkek, bir kahvede, becerdiklerini anlatırken...
* * *
Yanlış anlaşılmasın:
Garipsediğim, 40 yaş erkeğinin kadını sevmesi değil; sevmemesi...
Ve şaşırtıcı olan, ihanet etmesi değil; ihanet ettiği hayatı aynen sürdürmesi...
Yaşadığının bedelini ödemeye cesaret edememesi...
Harcına yalan kattığı kaleyi terk edememesi...
"Ben de karımın kaçamağını, ondan beklediğim tevekkülle karşılayabilirim" diyememesi...
Hep kendine yontarak diktiği ikiyüzlü bir ahlak totemine her daim secde etmesi...
Ne ihanet ettiği, ne ihaneti paylaştığı kadına karşı dürüst olabilmesi...
40'ında hala para karşılığı çiftleşmeyi, geceden kalma pudra izini banyoda gizlice çitilemeyi, cep telefonunu her an patlayabilecek bir el bombası gibi gizlemeyi kendine yedirebilmesi...
* * *
Kabul edelim:
Evlilik bitti!
Çağ yorgunu aile, ancak başka kadınların (ya da erkeklerin) kolunda yürüyebiliyor.
Yalan, bir mecburiyetler rejimi sayılan evliliğin temellerini oyuyor. Ve herkes her şeyi bilerek, gönülsüzce boyun eğerek bu oyunu oynuyor.
Çare, eşlerin birbirinin hayatını yaşamaktan vazgeçip her hayatı, sahibinin nefsine, iradesine, vicdanına, insafına terk etmesidir.
Sevgi varsa, aile ilelebet sürecektir.
Yoksa, böyle sürdürmek rezilliktir.
Yalansız yaşamayı özlemediniz mi?
************************************************** *************
Bizim meramımız bundan daha güzel nasıl anlatılırdı acaba?
Sorusu Olan?
-
Canım Can baba ne güzel yazmış , ama suçu sanırım kendisinin kırklı yıllarda yaptıklarını sonraki yıllarda keyifle anlatıp vede ' büyük hataydı' demesininde ağırlığıyla suçu 'çıtırlara' vede cüzlanı şişkin 'büyüklere' atmış. İyide yapmış :)) hep birlikte (en azından erkekler olarak) şimdilik yırttık :)))
Umarız ki insanlar doğru eş bulsunlar vede bu üzücü kırıcı 'suç'olup 'cezası' olmayan garabetin önüne geçilsin.
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
buyrun size bir aşk-ı zina
Selam Güzin abla. Ben Berlin’de yaşıyorum, 34 yaşındayım evliyim ama bir başka kadını seviyorum. Ancak o da evli ve o da beni seviyor. Anlayacağınız yasak bir ilişki yaşıyoruz. Ama birbirimizden kopamıyoruz, ne yapalım, bize bir akıl ver?
RUMUZ: GİZEMLİ
Sevgili oğlum, evlilik yaşamında mutsuz olduğun için mi, böyle bir yasak ilişkiye girdin? Yoksa bu kadın başını döndürdüğü için mi? Bilemiyorum, ayrıntıları yazmamışsın.
Ama sen de farkındasın ki, bu çok ciddi bir sorun ve ikiniz de çıkmazdasınız. 34 yaşındasın, bu ilişkinin asla böyle sürüp gitmemesi gerekir. O halde birlikte bir karar vermelisiniz. Ya ikiniz de, ortalık karışmadan, büyük olaylar yaşanmadan, sessizce eşlerinizden ayrılıp, yeni bir yuva kuracaksınız. Ya da sevginizi kalbinize gömüp, ayrılacaksınız.
Böylesine ciddi bir kararda, hele hiçbir şey bilmeden, uzaktan ne öğütleyebilirim ki size?
ceteris paribus
-
Biraz mizahi yaklaşım ama zinanın niçin yaygın olduğu sanırım anlaşılıyor
TÜRKLER NEYLE İLGİLENİR
Bana sorarsaniz, Turkler kendilerini hic ilgilendirmeyen konularla ilgilenirler.
En ilgilerini cekmeyen konular da kendilerini en cok ilgilendirenlerdir.
“Bu bindiginiz tren devrilir,” derseniz ilgilerini cekemezsiniz.
Hatta, “bak tren devrildi” dediginizde bile ilgilenen pek bulamazsiniz, gidip
gene ayni trene binerler.
“Deprem oldugunda on bes milyonluk Istanbul kenti yerle bir olabilir”
dediginizde sikintili bir sessizlikle karsilasirsiniz.
Pek ilgilenmezler.
Devrilebilecek trenlerde, yikilabilecek apartmanlarda otururlarken onlari
ilgilendirecek ve hararetli tartismalara surukleyecek konular ise onlari hic
ilgilendirmeyen konulardir.
Kendilerini ilgilendirmeyen konular arasinda en sevdikleri ise “kimin kimle
sevistigi” konusudur.
Oyle bir halleri vardir ki kendi sevismeleriyle bile baskalarinin sevismeleriyle
ilgilendikleri kadar ilgilenmediklerini dusunursunuz.
Soyle gur bir sesle “birisi birisiyle sevisiyormus” diye bagirsaniz yetmis
milyon ayni anda elindeki isi birakip doner.
“Cumhurbaskani sizin geleceginizi ilgilendiren cok onemli bir yasayi veto etti”
derseniz o ilgi hemen porsuyuverir.
Eger Turklere onemli bir sey soylemek istiyorsaniz, sanirim, sevisen birilerini
bulup onlarin ciplak vucuduna yazmaniz gerekir mesajlarinizi.
Ciplak bir kadinin karnina “bize demokrasi lazim,” bir erkegin sirtina da “daha
fazla ozgurluk” yazarsaniz belki bu konulari da tartisma gundemine
sokabilirsiniz.
Erkegin yanlis bir kadinla sevistigini hararetle konusurlarken arada “bize
demokrasi de lazimmis” gibi cumleler karisabilir belki.
Ya da guney sahillerinde yeni sevgilisiyle guneslenen bir mankenin tangasinin
hemen ustune “yerel yonetimleri guclendirelim” sloganini yazabilirsiniz.
Yargitay uyelerinin mafyayla iliskileri olabilecegine dair bir haber ancak o
uyelerin arasinda bir ask macerasi yasanirsa ilgi cekebilir.
Turklerin davranislarina mantikli nedenler bulmaya calismak elbette mantiksiz
bir davranistir ama illa da bir mantik cercevesi olusturmak isterseniz Turklerin
tarihine bakmaniz gerekir.
Tarihimiz boyunca, Turkleri ilgilendiren konularla ilgilenen Turklerin basi
daima derde girmistir.
Bu ulkenin daha ozgur, daha mutlu yasamasini isteyen herkes bir sekilde kendini
mahkemede ya da hapishanede bulmustur.
Sanirim bu yuzden Turkler toplumsal bir icguduyle kendilerini ilgilendiren
konulardan atesten kacar gibi kacarlar.
Bir Turk icin tren kazasindan da depremden de daha tehlikeli olan kendisini
ilgilendiren bir konuyla ilgilenmektir.
Bu tarihsel tecrube sonucunda kendilerini ilgilendirmeyen konularla ilgilenmeyi
bir gelenek haline getirmislerdir.
Turklere, onlari ilgilendiren bir sey soylerseniz, sizi, baslarini belaya
sokacak bir dusman gibi gormeleri ve size sirtlarini donmeleri pek muhtemeldir.
Onun icin, eger Turklere onemli konulari illa da anlatmak gibi tuhaf bir
takintiniz varsa anlatmak istediginiz konuyu mutlaka bir sevisme hikayesinin
icine yerlestirmeniz gerekir.
“Sonra adam kizi soyup, bize demokrasi lazim, demis, kiz da adama sarilirken,
yerel yonetim yasasinin veto edilmesi cok kotu oldu, diye cevap vermis,”
turunden bir anlatimla ancak Turklerin ilgisini cekebilirsiniz.
Turklere, trenlerin devrildigini mi anlatmak istiyorsunuz, o zaman konusmaniza
soyle baslayacaksiniz:
“Adam kizi yatirmis...”
Sizi dinleyeceklerdir.
Siz de devam edersiniz.
“Sonra tren devrilmis.”
9 Agustos 2004, Pazartesi- Ahmet Altan
-
Tüm Katılımcılara Merhaba
Zina nın yeniden suç kapsamına alınmaya çalışıldığı şu günlerde bu konudaki görüşlerimi dile getirme ihtiyacı içindeyim. Türk insanı düşe kalkada olsa yaklaşık yüz yıla yakın süredir bir "demokrasi" geleneği taşımaktadır. Demokrasi demek sınırsız özgürlüklere sahip olmak demek değildir elbette. Özgürlükler ancak yasalarla korunabilir. Özgürlüklerin teminatı güçlü ve adil bir hukuk sistemidir. Ülkemizdeki çoğu durumda olduğu gibi sadece yasaları çıkarmak veya yasaların varlığı da yetmez önemli olan o yasalara işlerlik kazandırabilmek ve o ülkede yaşayan her bireyin kanun karşısında eşit tutulmasını sağlamaktır. Türkiye maalesef gerek din, gerek gelenek,örf ve adetler gerekse hukuk anlamında tam bir iki yüzlülük cennetidir. Herkesin herşeyi kılıfına uydurduğu yoz bir toplumda yaşıyoruz maalesef. Ancak ne yazık ki bazı çevreler ısrarla Ahlak kavramını korumanın tek yolu olarak cinselliğin baskı altında tutulmasını görmekteler. Hatırlatırım Ahlak ve Namus kavramları sadece cinsel aykırılıkları içermez!!!
Benim görüşüme göre zina nın suç olmaktan çıkarılması isabetlidir ve kesinlikle tekrar suç kapsamına alınmamalıdır. Bu sakın benim evlilik dışı ilişkileri onayladığım ve hoşgördüğüm şeklinde yorumlanmamalıdır. Bireyin cinsel yaşantısını kontrol etmek devletin görevleri arasında değildir. Evli taraflardan herhangi biri bir başkası ile birlikte olmuş ise bu o iki bireyin sorunudur ve onlar arasında çözülmelidir. Medeni insanlar için çözüm yolu bellidir. Uzlaşma olmaz ise boşanma elzemdir. Öte yandan şayet zina suç olarak kabul edilir ise evli olmayanlar ne yapacaklar? Ben bir birey olarak mecburmuyum evlenmeye? Kendi yaşamımın yönünü kendim çizerim ve bu DEVLETİ hiç alakadar etmez. Cinsellik te yemek ve içmek gibi doğal bir ihtiyaçtır. Hiçbir birey eğer kendi kararlarını verecek ve bu karalarının sonucuna katlanacak yaşa gelmiş ise cinsel yaşamı ile ilgili devletten izin alacak değildir. Zinanın tekrar suç kapsamına alınması işin kolayına kaçmaktır. Ancak az gelişmiş, medeniyetten nasibini almamış KOYUN toplumlar için geçeli olabilir! İnsan akıl ve irade sahibi bir varlıktır. Bir fiile geçerken onu düşünerek yapar sonuçlarını bilir ve bu sonuçlara katlanmaya hazırdır. Eğer devlet otoritesi ile insanların özel yaşamına dahi müdahale edecekseniz bu Türk halkı için tam bir aşağılamadır. Sen devlet olarak diyorsun ki sizin hayvandan farkınız yok kendinizi kontrol edemiyorsunuz ben hakim güç olarak sizin cinsel yaşamınızı düzenleyeceğim!! Bu kabul edilemez birşey! İnsanı hayvandan ayıran bir şeyler olmalı!
-
Tamam, insanlıkla birlikte bazı toplum kuralları doğmuş, bunlardan hepsi de zinayı yasaklamıştır. Hukuk da, diğer toplum kurallarından etkilenmiştir elbette ki. "Doğru"yu, "olması gereken"i bulmaya çalışmıştır hep hukuk... Zinanın kötü bir şey olduğu gerçektir fakat devlet tarafından müeyyideye tabi tutulmamalıdır. Zaten boşanma sebebi olması, kısmi bir müeyyidedir.
en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
-
yasa koyucunun zina için öngördüğü bir yaptırım nedeniyle bir kişinin eşine sadakat gösterip zina yapmaması durumunu düşünürsek ortada zaten sağlıklı bir evlilik yoktur. bu noktada bir eş tarafından gerçekleştirilen ve evlilik birliğini sarsan bir eylemi cezai yaptırıma bağlamak ancak diğer eşin acısını gidermek amacıyla olur ki bu da cezanın fonksiyonu dışındadır.
cezanın amacı mağdurun intikam ve öc alma isteğinin tatmini değil başta suçluyu ıslah etmek bu suçlunun tekrar bir suç işlememesini sağlamak ve toplumun diğer suç işlememiş ancak suç işlemeye eğilimi olan bireylerini caydırmaktır. Diğer yandan
zina olayı aldatılan eşin ruh sağlığının bozulması sonucunu doğurup kişide bu olay bir acı ızdırap ve eleme sebep olduğunda zaten kişi manevi tazminat isteme hakkını haizdir. illa bir bedel ödetme niyeti varsa bu cezai yaptırımla değil maddi olarak ödetilebilir.
zina eylemini suç olarak düzenlenmesi gerektiğine inanan bir kişinin bu suça ilişkin bir gerekçe bulması için kanımca çok gerilere gitmesi gerekecek çünkü zina suçunu destekleyecek bu günkü çağdaş hukuk sisteminde geçerli bir ilke yoktur.
sonuçta insanlık olarak büyük emekler sarfederek kazandığımız özgürlükleri kişisel ve duygusal istekler sonucu kısıtlamaya çalışmak kanımca bizi bir yere ulaştırmayacaktır...
ciddiyeti severim disipline hayranım..
-
Bence zina tekrar suç kavramı olarak değerlendirilmeli.Çünkü en azından iki kanunla arsındaki uyumsuzluk kalkar,toplumun çekirdeği olan aile korunur.şunu bir düşünün medeni kanun boşanma nedeni sayıyor ama TCK suç kavramı içerisine alınmıyor.Acaba bu kanunu değiştirmek kimlerin fikriydi.acayip bir yoğunlukta onları kınıyorum.selamlar arkadaşlar
falcon
-
Ankara'da iktidar ve muhalefetin ağır topları bütün gün "zina suç olsun mu, olmasın mı" sorusunu tartıştılar.
Sanki milletin boğazı ile ilgili sorunları hallettiler, şimdi uçkuru ile uğraşıyorlar!
Oysa zina, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararı ile beş yıl önce suç olmaktan çıkarılmıştı. Avrupa hukuku ile bütünleşme o zaman sağlanmıştı.
Yeni TCK'nın ön görüşmeleri sırasında kadın erkek eşitliği bağlamında bu gerçeği kabullenmeye AKP'liler zor da olsa ikna oldular. Ama anlaşılıyor ki meclis tatilinde milletvekilleri yerel baskılardan etkilendiler ve çark ettiler.
Adalet Bakanı Çiçek bile AB sürecinde doğuracağı sakıncaları bildiği halde karşı kampa geçti.
Kadınları ikinci sınıf insan sayan tutucu seçmenleri küstürmek istemeyen partisine, saygınlığını riske atarak hizmet ediyor.
"Biz bunun suç olması gerektiği kanaatini taşıyoruz" diyor..
Zinanın suç olmaması gerektiğini söylemek zinayı onaylamak, desteklemek midir?
Elbette değil. Ama siyaset cambazları, eşitsizlik adına bu girişime karşı çıkanları pek âlâ böyle bir iftiranın hedefine koyabilirler.
CHP bu yüzden "Olmaz böyle rezalet" diye kestirip atamıyor.
Yine bu yüzden olmayacak bir savunma tedbirine başvuruyor.
Geçen gün Deniz Baykal "Zina suç olacaksa erkekler için de suç olmalı" diyerek oyunu bozdu ve kontra bir tuzak kurdu.
Namuslarını, eşlerinin başları üstünde sallanan bir ceza kılıcı ile daha garantili hale getireceklerini zanneden erkeklerin sayısı, siyasetçilere bayram günü fazla mesai yaptıracak kadar çok mudur?
Hiç sanmıyoruz.
Zina, sadece kadınların ceza gördüğü bir suç olamaz, ancak iki taraf için de geçerli bir boşanma sebebi olabilir.
Ama biz, eşitsizliğe ve hakarete uğrayan kadınların gazabı, siyasi olarak dikkate alınması gereken bir risk faktörü haline gelene kadar bu zırvalarla uğraşmaya devam edeceğiz
güngör mengi
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Adalet Bakanı Çemil Çiçek, ‘’Biz zinanın suç olması gerektiği kanaatini taşıyoruz. Bu konuda uzlaşmaya çalışacağız’’ dedi.
Kardeşi Şerafettin Çiçek’in kızı Rukiye Çiçek’in nişan törenine katılmak üzere Yozgat’a gelen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, nişan töreni öncesinde Taşocağı Mezarlığı’ndaki aile kabristanını ziyaret etti. Daha sonra Vali Gökhan Sözer’in evinde bir süre dinlenen Çiçek, Soner Karaaslan ile evlenen yeğeni Rukiye Çiçek’in nişan törenine katıldı. Genç çiftlerin nikah yüzüklerini eşi Gülten Çiçek ile birlikte takan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ankara’dan gelen bir telefon üzerine törenden erken ayrılmak zorunda kaldı.
‘’ZİNA SUÇ SAYILMALI’’
Nişan töreninden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplayan Çiçek, şunları kaydetti:‘’Yürürlükteki Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükmünü Anayasa Mahkemesi (Kadın-erkek arasında zina suçunun oluşması bakımından eşitsizlik vardır) diye iptal etmişti. Dolayısıyla yürürlükteki yasa açısından bu konu suç değil. Ancak, biz bunun suç olması gerektiği kanaatini taşıyoruz. Çünkü toplumsal beklenti de bu yönde. Ama mevcut tasarıda da bu yok. Eğer anlaşabilirsek, ne ala, anlaşamazsak ona göre bir başka değerlendirme yapacağız.’’
‘’Kabine değişikliği var mı’’ sorusunu cevapsız bırakan Çiçek, Yargıtay Başkanı Eraslan Erkaya ile ilgili soruya ise şu karşılığı verdi: ‘’Her şey kanun konusu değildir. Bu ülkede her şeyi kanunla düzenleyemezsiniz, birçok konuyu oturarak, uzlaşarak, anlaşarak çözerseniz, o daha kalıcı olur. Yoksa her şeyi kanunla çözemiyoruz.’’
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
burada topluma karşı işlenmiş bir suç yokki cezası olsun.zarar gören evlilik kurumudur.bununda cezası boşanmadır.eğer bir ceza verilecekse para cezası verilmeli ve taraflar direk boşanmalıdır.mahkemeye gerek kalmadan.
adam yada kadın bir başkasına aşık olabilir,boşanma davası açabilir ama bizim medeni hukukumuzda devamlı kadın haklı olduğu için bu dava yıllarca sürebilir.bu durumda erkek ne yapacak,ayrıca üçüncü kişinin durumu ne olacak.oda bir insan,yanlış olabilir ama sevmiş,
ben bir bayanım ve aldatıldığımı duyduğum an boşanma davası açtım,davayıda şiddetli geçimsizlik diye açtımki ilerde çocuğum rahatsız olmasın.sonuçta o onun babası.ve hakim davayı açan taraf kadın olduğu için tek celsede boşadı.aynı durun erkekler içinde geçerli olmalı.evliklik bitmişse bitmiştir ayrıca kimse kimsenin sırtından geçinmemelidir.her zaman kadın erkek eşitliği diye bağırıyoruz,boşanırken eşit olmayı kabul etmiyoruz.herkes mutlu olmak için evlenir ama mutluluğu birbirinde bulamazsa uzatmanın adama işkence etmenin ne anlamı var.
düşüncelerim oradan oraya atladı ama söylenecek o kadar çok şey varki...
efe
-
Syn commodore1tr !!
Sizinle çok nadir aynı fikirleri paylaşabildi isekde
Bu konuyla ilgili fikirlerinize aynen katılıyorum...
Saygılar!
-
arkadaşlar hayatımız boyunca çevremizde her türlü zinaya açık bir toplum yetişiyor bunun önüne geçmenin zor oldugunu düşünüyorum .gerek medyatik gerek görsel olarak bize bunu enpoze ediliyorlar örnek ibrahim malum şahıs beraber yaşadıgı ve çocuguda var biz bunu hergün televizyonlarımızdan evimize giriyor şimdi zina suç olacaksa herkese eşit olarak uygulanmalı ona başka bana başka uygulanacaksa yasanın dogrulugunu sorgulamamız gerekiyor bana sorarsanız zina bir şekilde oluyor .< suç <herkese aynı uygulanacaksa dogru .eger uygulamada farklı olacaksa olmasın dahaiyiMetin
mehaya
-
Hergün televizyonlarda kimin eli kimin cebinde haberleri yapılıyorken,devletin denetimindeki genelevleri harıl harıl çalışıyorken,insanların evlilik dışı ilişkilere bulaşması için her türlü ortam hazırlanıyorken,zinaya hapis cezası getirilmesi mantıksızlık değilmi,acaba avukat arkadaşlar zinanın suç olmasını mahkemelerde dosya sayısını arttıracağı içinmi hararetle istiyorlar.Hepimiz biliyoruzki evliliğinden memnun olmayan binlerce insan var bu ülkede ama çoğu insan cesaret edipte boşanmaya karar veremiyor kendisi istese bile hemen çevre devreye giriyor önce karşı tarafın ailesi hısım akrabası tarafından düşman ilan ediliyorsunuz hatta kendi aileniz bile sizin karşınıza dikiliyor,sonra çevrenizdeki diğer insanlar başlıyor kararınızın yanlış olduğunu anlatıp size akıl vermeye.sizin hayatınızın nasıl yaşanmasını gerektiğini siz dışında herkes daha iyi biliyor,sanki boşanmak dünyanın sonuymuş gibi kafanıza dayatılıyor,bütün bunları aşıp ayrılığa karar vermişseniz bu sefer mahkemede zorluklar başlıyor,bunlar anlaşamıyordu, davacı evliliğinden şikayetçiydi diye ifade verebilecek zorlukla bulduğunuz her tanığa karşı diğer taraf 3,4,5 tane(sizin yalnız kaldığınızda birbirinizi yediğinizi bilseler bile) aman çok iyi geçiniyorlardı hiç bir sorunları yoktu diyebilecek tanık bulabiliyor.Çünkü bu insanlara göre evliliğin devamı için ifade vermek evliliği bitirmek için ifade vermekten daha iyidir.Sonuçta boşanamazsınız birlikte yaşamaktan artık vazgeçtiğiniz için ayrı yaşamaya başlarsınız bu arada(Sayın kanun koyucularımızın görüşüne göre) en az 3 yıl artık başkasını sevmezsiniz,kimseyle birlikte olamazsınız.Başka birini sevip birlikte olmaya karar verdiğiniz anda da siz zanisiniz zaten intikam almak için bekleyen karşı tarafın bir şikayeti üzerine bir anda adi bir suçlu olup hapsi boylama tehlikesiyle karşılaşıyorsunuz.Memursanız memurluğunuz biter işçiyseniz iş akdiniz fesh edilir,hayır bunun suç olmaması lazım Saygılarımla.
-
dilek hanım yazdıklarınız beni hem şaşırttı hemde üzdü. bu ülkede yaşayan bir bayanın bu düşünvelere sahip olmasıda ilginç olan ayrı bir durum.ya siz bu ülkede yetişmedimiz ya da oldukça rahat bir ortamınız va hayatın hep toz pembe tarafına denk geln gri yanını hiç görmeyen biri olduğunuzu düşünüyorum.erkekler ve bayanlar için verdiniz örnek kapsamına girenler türkiye'de yaşayan ailelerin % kaçını oluşturuyor bence boşanmayla ilgili kendi çevrenizde yoğunlukta olduğunuz bu durumu tüm ülkeye genelleyemezsiniz.bu ülkenin kadınalarının sorunlarını çektiklerini ki sadece bsnim bildiğim kadarını bile buraya aktarmak çok zor bu konuda çekilmiş birçok film yazılmış kitap var onlardan haberdar olmadan bu yazıyı yazdığınızı düşünüyorum.ezilaen asıl erkekler lcümlenize diyecek bir şeyde bulamıyorum
nilgul
-
bdilek hanımın yazdıklarına katılıyorum.Ama görüyorumki bayan üyeler pek hoşlanmamış,zaten ulusal alişkanlığımızdır birisi bizim çıkarımıza aykırı bir fikir söylediği zaman hemen,sen nasıl böyle düşünürsün,sen yanlış düşünüyorsun,hatalı düşünüyorsun diye başlarız hiç bir zaman tamam o senin düşüncen ama benimkide böyle demeyiz.O öyle düşünüyorsa düşünür ve söyler hiç kimsenin vay senmisin bunu söyleyen diye saldırıya geçmeye hakkı yok.
-
Türekiye nin taraf olduğu İnsan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye ek 4 no lu protokol
madde 1- Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememiş olmasından dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
evliliğin bir sözleşme olması dolaysıyla zinanın sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi sonucu bir cezai yaptırım uygulanması taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeye de aykırı bir durum teşkil eder. bu nedenle de zinanın suç olarak düzenlenmesi uluslararası alanda Türkiye nin itibarını zedeleyecek niteliktedir.
ciddiyeti severim disipline hayranım..
-
Biz aldatılan kadını savunuyoruz yaptığımız bu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni TCK tasarısına konulması düşünülen zina ile ilgili maddeyi savundu
08/09/2004
Ankara- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni TCK tasarısına konulması düşünülen zina ile ilgili maddeyi savundu. Erdoğan, parti genel merkezine gelişinde bir gazetecinin "AB Komiseri Verheugen düzenlemeye karşı olduğunu söylüyor. Sizinle görüşmesinde de bunları gündeme getirdi mi?" sorusuna karşılık "Bunların hiçbirinin hakikatle ilgisi yok" dedi. Aynı gazetecinin "Verheugen'in zinayla ilgili düzenlemenin AB sürecini olumsuz etkileyeceği yönünde demeci var" sözleri üzerine ise "Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil" yanıtını verdi.
Şikayet olursa
Yapılan yorumların saptırmaca olduğunu söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: "Biz bu konuyla ilgili söylenmesi gerekenlerin hepsini söyledik. Ben ve Cemil Bey bunların hepsini çok açık, net söyledik. Biz aynı istikamette gidiyoruz. Tamamıyla AK Parti olarak muhafazakarlığımızın gereği aile kurumunun sağlam tutulmasıdır. Ve bu konuda da aile kurumunun temel direği olan anne ve baba herhangi bir aldatma yaparsa, aldatılanın şikayeti söz konusu olması halinde biliyorsunuz bu konuda yargı devreye girer. Bunun dışında herhangi bir şey söz konusu değildir." 1996 yılında zina yasağının kaldırılmadığını vurgulayan Erdoğan "Biz şu anda kadına saygının gereğini yerine getiriyoruz. Aldatılan kadının hakkını koruyoruz. Yaptığımız iş budur" dedi. Erdoğan, toplumun yüzde 80'inin atılan adımı haklı bulduğunu ve hükümeti desteklediğini söyledi.
Erdoğan: Zinada şikayete bağlı ceza TCK'da kalacak
Başbakan, Bakanlar Kurulu toplantısında AB'nin zina konusunda yeni şart öne sürmediğini söyledi. Gül ise 'Zinanın AB sürecine etkisi söz konusu değil' dedi
07/09/2004
Türk Ceza Kanunu Tasarısı'nda tartışmalara yol açan zina düzenlemesi dünkü Bakanlar Kurulu gündemine de geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şikayete bağlı soruşturma ve ceza düzenlemesinin tasarıda yerini koruyacağını söyledi. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de, zina tartışmalarının Avrupa Birliği'nde Türkiye alehine sorun edinmediğini savundu. Toplantıda, Gül son yurtdışı temaslarıyla ilgili bilgi verirken "iddiaların aksine Türkiye dışındaki ülkelerde zina tartışmalarıyla ilgili fırtınalar kopmuyor. Hele AB üyeliği sürecine etkisi söz konusu bile değil. Bir tek İspanya'da bir gazetede Türkiye'deki bu tartışmalar haber oldu. Oraya ziyaretimde hem İspanyol yetkililere hem de basın mensuplarına konuyu açıkladım" dedi. Erdoğan da, Gül'ün bu sözlerine AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in de bu konunun yeni bir şarta neden olmadığını söylediğini aktarırken "TCK'da zina ile ilgili şikayete bağlı soruşturma ve sonucunda ceza şeklindeki düzenleme kalacak. Değiştirmemiz söz konusu değil" diye konuştu.
Karar AKP MYK'da
Öte yandan AKP MYK'nın, Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında yarın akşam yapacağı toplantının ana gündem maddesini de zina tartışmaları oluşturacak. Toplantıda, zina başta olmak üzere TCK ile ilgili tartışmalı konular ele alınarak tasarıya son şekli verilecek
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Biz aldatılan kadını savunuyoruz yaptığımız bu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni TCK tasarısına konulması düşünülen zina ile ilgili maddeyi savundu
08/09/2004
Ankara- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni TCK tasarısına konulması düşünülen zina ile ilgili maddeyi savundu. Erdoğan, parti genel merkezine gelişinde bir gazetecinin "AB Komiseri Verheugen düzenlemeye karşı olduğunu söylüyor. Sizinle görüşmesinde de bunları gündeme getirdi mi?" sorusuna karşılık "Bunların hiçbirinin hakikatle ilgisi yok" dedi. Aynı gazetecinin "Verheugen'in zinayla ilgili düzenlemenin AB sürecini olumsuz etkileyeceği yönünde demeci var" sözleri üzerine ise "Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil" yanıtını verdi.
Şikayet olursa
Yapılan yorumların saptırmaca olduğunu söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: "Biz bu konuyla ilgili söylenmesi gerekenlerin hepsini söyledik. Ben ve Cemil Bey bunların hepsini çok açık, net söyledik. Biz aynı istikamette gidiyoruz. Tamamıyla AK Parti olarak muhafazakarlığımızın gereği aile kurumunun sağlam tutulmasıdır. Ve bu konuda da aile kurumunun temel direği olan anne ve baba herhangi bir aldatma yaparsa, aldatılanın şikayeti söz konusu olması halinde biliyorsunuz bu konuda yargı devreye girer. Bunun dışında herhangi bir şey söz konusu değildir." 1996 yılında zina yasağının kaldırılmadığını vurgulayan Erdoğan "Biz şu anda kadına saygının gereğini yerine getiriyoruz. Aldatılan kadının hakkını koruyoruz. Yaptığımız iş budur" dedi. Erdoğan, toplumun yüzde 80'inin atılan adımı haklı bulduğunu ve hükümeti desteklediğini söyledi.
Erdoğan: Zinada şikayete bağlı ceza TCK'da kalacak
Başbakan, Bakanlar Kurulu toplantısında AB'nin zina konusunda yeni şart öne sürmediğini söyledi. Gül ise 'Zinanın AB sürecine etkisi söz konusu değil' dedi
07/09/2004
Türk Ceza Kanunu Tasarısı'nda tartışmalara yol açan zina düzenlemesi dünkü Bakanlar Kurulu gündemine de geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şikayete bağlı soruşturma ve ceza düzenlemesinin tasarıda yerini koruyacağını söyledi. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de, zina tartışmalarının Avrupa Birliği'nde Türkiye alehine sorun edinmediğini savundu. Toplantıda, Gül son yurtdışı temaslarıyla ilgili bilgi verirken "iddiaların aksine Türkiye dışındaki ülkelerde zina tartışmalarıyla ilgili fırtınalar kopmuyor. Hele AB üyeliği sürecine etkisi söz konusu bile değil. Bir tek İspanya'da bir gazetede Türkiye'deki bu tartışmalar haber oldu. Oraya ziyaretimde hem İspanyol yetkililere hem de basın mensuplarına konuyu açıkladım" dedi. Erdoğan da, Gül'ün bu sözlerine AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in de bu konunun yeni bir şarta neden olmadığını söylediğini aktarırken "TCK'da zina ile ilgili şikayete bağlı soruşturma ve sonucunda ceza şeklindeki düzenleme kalacak. Değiştirmemiz söz konusu değil" diye konuştu.
Karar AKP MYK'da
Öte yandan AKP MYK'nın, Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında yarın akşam yapacağı toplantının ana gündem maddesini de zina tartışmaları oluşturacak. Toplantıda, zina başta olmak üzere TCK ile ilgili tartışmalı konular ele alınarak tasarıya son şekli verilecek
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
CHP'li Koç'tan Şahin'e zina cevabı
CHP'li Haluk Koç: Başbakan Yardımcısı'nın yakın tarihi öğrenmesi lazım. Cumhuriyet'in ilk yıllarında çok eşli evlilikleri önlemek için zina suçtu
07/09/2004
Ankara-CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, dün, basın toplantısı düzenledi. Koç, "zina, CHP döneminde suç oldu" diyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'e yanıt verdi: "Söylediği sözler Başbakan Yardımcısı'nın yakın siyasi tarih konusunda bir ek eğitim almasını gerektirecek kadar eksiktir. Bir Başbakan Yardımcısı'nın Türkiye'nin bırakın 1923 öncesini, en azından Cumhuriyet dönemini ve siyasal gelişmeleri çok iyi bilmesi gerekir. Sene 2004... Çağdaş değerlerden bahsediyoruz. zina bir ahlaksızlıktır, medeni hukukta boşanma gerekçesidir. Eşlerin birbirine saygısının, sadakatinin yittiği anlamına gelir, bunun karşılığı boşanmadır."
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
CHP'li Koç'tan Şahin'e zina cevabı
CHP'li Haluk Koç: Başbakan Yardımcısı'nın yakın tarihi öğrenmesi lazım. Cumhuriyet'in ilk yıllarında çok eşli evlilikleri önlemek için zina suçtu
07/09/2004
Ankara-CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, dün, basın toplantısı düzenledi. Koç, "zina, CHP döneminde suç oldu" diyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'e yanıt verdi: "Söylediği sözler Başbakan Yardımcısı'nın yakın siyasi tarih konusunda bir ek eğitim almasını gerektirecek kadar eksiktir. Bir Başbakan Yardımcısı'nın Türkiye'nin bırakın 1923 öncesini, en azından Cumhuriyet dönemini ve siyasal gelişmeleri çok iyi bilmesi gerekir. Sene 2004... Çağdaş değerlerden bahsediyoruz. zina bir ahlaksızlıktır, medeni hukukta boşanma gerekçesidir. Eşlerin birbirine saygısının, sadakatinin yittiği anlamına gelir, bunun karşılığı boşanmadır."
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Buda sayın süleyman Ateş İn Kuran a göre zina yorumu..
Soru: Nur Suresi'ndeki, "zina etmiş erkek ancak zina etmiş kadını nikahlayabilir, zina etmiş kadın da ancak zina etmiş erkekle nikâhlanabilir" ayetini açıklar mısınız? Bu ayetten hareketle evli olup da başka bir kadınla zina eden erkeğin nikâhı düşüp kendi hanımı ona haram olur mu? (Ahmet Kerkük / Ankara)
Cevap: Nur Suresi'nin 3'üncü ayetinde, zina eden erkeğin, ancak zina eden veya şirk koşan bir kadınla evleneceği, zina eden kadının da ancak zina eden veya şirk koşan bir erkekle evleneceği, böyle kimselerle evlenmenin, müminlere haram kılındığı bildirilmektedir.
Ayetin anlattığı gerçek şudur: Fahişe bir kadını ancak fuhşa alışmış bir erkek kabul eder. Namuslu insanlar, fahişelerle evlenmek istemezler.
"Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara, iyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara meylederler" ayeti de bu psikolojik durumu bildiriyor. Fasık, habis, işi gücü zina ve fısk işlemek olan, iffetli kadınlardan hoşlanmaz. O kendisi gibi iffetsiz birini seçer. Genellikle fahişe kadın da kendi tıynetinde (karakterinde) bir erkekle evlenir. Yani, "Tencere yuvarlanır, kapağını bulur." Namuslu insanlar, iffetsizlerle yaşayamazlar. İffetsiz insanlarla mutlu bir yuva kurulamaz.
İnanmış bir insanın, fuhuş yapan biriyle hayat sürmesi doğru olamaz. Onun için müminlerin, zina edenlerle evlenmeleri haram kılınmıştır. Çünkü böylelerine rağbet, toplumda edepsizliğin, utanmazlığın artmasına, namuslu kadınlara karşı ilginin azalmasına yol açar. Dediğimiz gibi ayetin amacı, zinanın kötülüğünü ve mümin erkek ve kadınlara, zinadan tevbe etmeyen, bu günahlarına devam eden kişilerle evlenmemelerini vurgulamaktır. Ama günahından tevbe eden, günah işlememiş gibi kabul edilir. Onlarla evlenmekte bir sakınca yoktur. Ayetin mensûh olduğu görüşü doğru değildir. Esasen ayet emir değil, haberdir. Haberlerde nesih olmaz. Nur Suresi'nin 26'ncı ayeti de bu ayetin anlamını pekiştirmektedir. Ayet, toplumdaki bir gerçeği belirtmekte, inanmış, temiz insanların ahlâksız insanlarla evlenmek istemeyeceklerini, ahlâksız insanların da temiz insanlara eğilim duymadıklarını, onlar da kendi tinerinde olan kişilere eğilim duyduklarını, onlarla evleneceğini bildirmektedir.
Fakat günahından tevbe eden affedilir. Onlarla evlenmekte bir sakınca yoktur. Ancak zina, mevcut nikâhı düşürmez. Adam zina etmekle karısı kendisinden boş olmayacağı gibi kadın da zina ederse kocasından boş olmaz. Ancak zinayla namusunu kirleten bir kadını kabul edecek koca da toplumumuzca pek makbul görülmez. Elbette zina büyük bir suç, Allah'ın gazabına sebep olan büyük bir günahtır. Kur'ân, zinaya yaklaşmamayı vurgulamıştır
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Buda sayın süleyman Ateş İn Kuran a göre zina yorumu..
Soru: Nur Suresi'ndeki, "zina etmiş erkek ancak zina etmiş kadını nikahlayabilir, zina etmiş kadın da ancak zina etmiş erkekle nikâhlanabilir" ayetini açıklar mısınız? Bu ayetten hareketle evli olup da başka bir kadınla zina eden erkeğin nikâhı düşüp kendi hanımı ona haram olur mu? (Ahmet Kerkük / Ankara)
Cevap: Nur Suresi'nin 3'üncü ayetinde, zina eden erkeğin, ancak zina eden veya şirk koşan bir kadınla evleneceği, zina eden kadının da ancak zina eden veya şirk koşan bir erkekle evleneceği, böyle kimselerle evlenmenin, müminlere haram kılındığı bildirilmektedir.
Ayetin anlattığı gerçek şudur: Fahişe bir kadını ancak fuhşa alışmış bir erkek kabul eder. Namuslu insanlar, fahişelerle evlenmek istemezler.
"Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara, iyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara meylederler" ayeti de bu psikolojik durumu bildiriyor. Fasık, habis, işi gücü zina ve fısk işlemek olan, iffetli kadınlardan hoşlanmaz. O kendisi gibi iffetsiz birini seçer. Genellikle fahişe kadın da kendi tıynetinde (karakterinde) bir erkekle evlenir. Yani, "Tencere yuvarlanır, kapağını bulur." Namuslu insanlar, iffetsizlerle yaşayamazlar. İffetsiz insanlarla mutlu bir yuva kurulamaz.
İnanmış bir insanın, fuhuş yapan biriyle hayat sürmesi doğru olamaz. Onun için müminlerin, zina edenlerle evlenmeleri haram kılınmıştır. Çünkü böylelerine rağbet, toplumda edepsizliğin, utanmazlığın artmasına, namuslu kadınlara karşı ilginin azalmasına yol açar. Dediğimiz gibi ayetin amacı, zinanın kötülüğünü ve mümin erkek ve kadınlara, zinadan tevbe etmeyen, bu günahlarına devam eden kişilerle evlenmemelerini vurgulamaktır. Ama günahından tevbe eden, günah işlememiş gibi kabul edilir. Onlarla evlenmekte bir sakınca yoktur. Ayetin mensûh olduğu görüşü doğru değildir. Esasen ayet emir değil, haberdir. Haberlerde nesih olmaz. Nur Suresi'nin 26'ncı ayeti de bu ayetin anlamını pekiştirmektedir. Ayet, toplumdaki bir gerçeği belirtmekte, inanmış, temiz insanların ahlâksız insanlarla evlenmek istemeyeceklerini, ahlâksız insanların da temiz insanlara eğilim duymadıklarını, onlar da kendi tinerinde olan kişilere eğilim duyduklarını, onlarla evleneceğini bildirmektedir.
Fakat günahından tevbe eden affedilir. Onlarla evlenmekte bir sakınca yoktur. Ancak zina, mevcut nikâhı düşürmez. Adam zina etmekle karısı kendisinden boş olmayacağı gibi kadın da zina ederse kocasından boş olmaz. Ancak zinayla namusunu kirleten bir kadını kabul edecek koca da toplumumuzca pek makbul görülmez. Elbette zina büyük bir suç, Allah'ın gazabına sebep olan büyük bir günahtır. Kur'ân, zinaya yaklaşmamayı vurgulamıştır
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
katılımcı arkadaşlar düşünceleriniz paylaşırsanız sevinirim.
Diyelim ki zina TCK suç olarak hapis cezası ile yer aldı. Ve yine Medeni Kanunda da boşanma sebebi. Örneğin Eşlerden biri boşanma davası açmış ve ayrı yaşıyor. zinadan da hüküm giydi. Bu kişi cezasını çekecek. peki boşanabilecek mi? Yani evet ben zina yaptım. Cezamı çektim. Bana ceza verdiyseniz o zaman beni neden boşamıyorsunuz diye sorabilecek mi?
burcum
-
katılımcı arkadaşlar düşünceleriniz paylaşırsanız sevinirim.
Diyelim ki zina TCK suç olarak hapis cezası ile yer aldı. Ve yine Medeni Kanunda da boşanma sebebi. Örneğin Eşlerden biri boşanma davası açmış ve ayrı yaşıyor. zinadan da hüküm giydi. Bu kişi cezasını çekecek. peki boşanabilecek mi? Yani evet ben zina yaptım. Cezamı çektim. Bana ceza verdiyseniz o zaman beni neden boşamıyorsunuz diye sorabilecek mi?
burcum
-
Boşanma sebeplerindeki zinaya göre kişi eğer zinayı bir kez affederse bir daha geri dönemez.Zina kesin bir boşanma sebebi bunun yanında hırsızlık gibi suçlar da kesin boşanma sebebi Değerli bdilek birisi tamam ben hırsızlık yaptım ama cezamı çektim beni neden boşuyorsunuz diyemeyeceğine göre ben zina yaptım ama cezamı çektim neden boşuyorsunuz da diyemez.Ceza farklıdır.Boşanma farklı
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Boşanma sebeplerindeki zinaya göre kişi eğer zinayı bir kez affederse bir daha geri dönemez.Zina kesin bir boşanma sebebi bunun yanında hırsızlık gibi suçlar da kesin boşanma sebebi Değerli bdilek birisi tamam ben hırsızlık yaptım ama cezamı çektim beni neden boşuyorsunuz diyemeyeceğine göre ben zina yaptım ama cezamı çektim neden boşuyorsunuz da diyemez.Ceza farklıdır.Boşanma farklı
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Davacı, davasını kanıtlamak zorunda. Kusurlu olan eş, kendi kusurundan dolayı dava açamaz. Mesela terk de boşanma nedeni Ama ben evi terkettim diye boşanma davası açılamaz. Açılır da kabul edilmez
-
Davacı, davasını kanıtlamak zorunda. Kusurlu olan eş, kendi kusurundan dolayı dava açamaz. Mesela terk de boşanma nedeni Ama ben evi terkettim diye boşanma davası açılamaz. Açılır da kabul edilmez
-
Bu sabah sakin masama oturdum gece geç yatmıştım sebebide Star TV de kiaçık oturumdu (zina Konulu) oturumu izldim geç saatlere kadar bazen üzüldüm bazende sevindim.
Üzüntüm şu idi, karşıt görüşlerde iki görüş vardı biri zinayı şuç sayıyor diğeride avrupa insan hakları diye bir şeyi getirmiş yarım yamalak okuyarak zina şuç olamaz diyor. bunu izaha başlayan yetkiliye cevap verecegi zaman ortalığı biliçli bir şekilde karıştırarak haklı sözlerini susturmaya çalışıyorlardı.
güldüm :))))))
bu sabah bu forma bakınca da ytazıları okudum
Öncelikle Sayın Alişankay ve commodore1 ye teşekkür etmek istiyorum.
Toplumsal bir dünyada yaşarken sadece kendi isteklerimi yapıyorum diye 3. sahısların haklarına müdahale edemem
Aç kaldım karnımı doyurmak için hırsızlık yapacagım bu kimi ilğilendirir demek gibi birşey olur sanırım.
Eğerki deniz in dediği gibi iki insan birbirini seve bilir gönül fermen dinlemez doğru bir söz. madem iki insan birbirini seviyorsa bunlar da evli iseler eşlerini aldatmamak adına eşlerini bırakırlar ve sevdikleri insanla ister hergün birlikte olurlar isterse haftaa vs..... böyle bir duruma suç yokki.
hatta evlensinler, sevgi o kadar basit birşeymi sayon deniz, sevginin bedelleri vardır onu yerine getirmelisiniz
Burada anlatılan sevgi değil Zina Lütfen zina ile sevgiyi ayıralım ve sevginin bedeli olarak 3. kişileride mahdur etme kimsenin hakkı değildir
ZİNA SUÇTUR VE BU YASA ÇIKMALIDIR.
-
yorumların genelde yüzeyel okudum ama genel olarak zinanın suç sayılması konusunda hemfikir olunmuş galiba. Ama bana göre zina suç değil boşanma sebebidir. Tamam suç oldu diyelim yaptırımı ne olacak. Ceza şekli nasıl olacak. Hemde çok ağır cezalandırılmalı diyen arkadaşlar nası bi ceza şekli düşünüyolar acaba? Türkiyedeki tutukevleri buna yeterli mi? Çok çetrefilli bi konu. Ama dediğim gibi bana göre zina suç değil boşanma sebebi. Zinanın tekerrürü belki suç unsuru olarak sayılabilir.
cancan
-
Ben zinayı kasten müessir fiille bir tutuyorum.Çünkü ortada bir aldatma kastı var ve bilerek ve isteyerek yapılmış.Suça elverişli aletler de kullanıldığına göre suç cinsel ilişkinin gerçekleşmesi ile tamamlanmış olur.Ceza konusuna gelince burada mağduru ne kadar etkilediği önemli olabilir.Mesela aldatılmayla ağır bir psikolojik sorun geçiren bir mağdurla bunu fazla önemsemeyen bir mağdurun eşlerine aynı ceza verilmemeli.Şöyle olabilir 10 güne kadar rapora 1 ay 10 gün ile 20 güne 3 ay 20 günden sonrasına 1 yıl gibi.Ben zinanın suç olmasını desteklerken mağdurun yaşadığı sorunları düşünüyorum.Sadece hapis cezası değil manevi tazminat da verilebilir.
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
o nasıl olacak, az aldattı-çok aldattı diye mi? Yoksa aldattığı kadın güzelmi-çirkinmi diye olacak. ya da tanıdıklamıyattı tanımadıklamı yattı diye mi sorcaz.
Beyefendi, kadınları ne sanıyon sen. herkadın üzülür bizman gastede çıkmıştı,or...puya tecavüz suç değil diye. kadın serbes ve çalışıyosa hakeder mi demek istiyon. seni (üstüne alınma) karın aldatsa ne kadar bunalıma girersin. az mı çok mu. karına ne kadar ceza verisin
özgürlüğümü kimseye vermem
-
Hökümet , halkın çoğunluğunun zinanın suç olması gerektiğini istediğini gerekçe göstererek bir yanlışa daha imza atacak. Bu kanıya hangi araştırmayla vardılar acaba veya ben tatildeyken referandum falan mı yapıldı? :-) Belki de rüyasına yatmışlardır veya bir yatıra sormuşlardır.
Hem gerçekten halkın çoğunluğunun isteği her zaman yapılmalı mıdır veya yapılabilir mi?
Bizim halkın bırakın çoğunluğunu tamamı yıllardır zamlardan şikayetçi, enflasyon düştüğü halde heryıl %25 kira zammı yapan ev sahibnden şikayetçi, köprü parasından şikayetçi , şikayetçi de şikayetçi...
Halkın çoğunluğuna kulak veren hökümete duyurulur. Geriye giden değil de ileri giden halka kulak versin. Bu yasa yine kadınları ikinci plana atar. Kim ne derse desin. Eşitlik ilkesine aykırı. En başta çağa aykırı.
https://www.hukuki.net
-
Sayın nurtenoz yazımı okursanız bir hukukçu olarak hiçbir zaman kadın yada erkek kullanmadım eş,
Eş ne demektir.Bir aile birliğinde kadın ve kocadan her biri diğerinin eşidir.Siz kadınları ne sanıyorsunuz az aldattı yada çok aldattı diye mi ayıracaksınız demişsiniz.Hayır elbette öyle bir ayırım yapmayacağım.Aldatma sonucunda 3. kişiye ne kadar zarar verildi bunun araştırmasını yapacağım.Eşlerden biri diğerini aldatırsa ister istemez aldatılan eş üzüntü duyacaktır.Bu üzüntünün boyutuna göre ceza verilebilir dedim.Bunu da psikiatrist raporu ile sağlayabiliriz
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Sayın alisinkay, çok tehlikeli bir öneriniz var. bunun başka suçlara da uygulandığını düşünün. Bankadan para çalana az ceza verelim çünkü çok parası var, az zarar gördü. memurdan para çalana çok ceza verelim az parası var çok zarar gördü Ya da genç insanı öldürene çok ceza verelim, yaşlı öldürene az ceza verelim, zaten az ömrü kalmıştı fazla zarar görmedi, gibi bir açmaza gireriz.
-
Sayın ragipatay müessir fiillerde uygulanan sistem budur.Şu anda halihazırda ve yıllarca uygulanan
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Zina suç kapsamına dahil edilirse, bu yüzden işlenen <span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>töre cinayetleri meşrulaşmaz mı?</span id='hl'>
en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...