BDP, Basiretsiz Akp İktidarından Aldığı Cesaretle İzmire Provokasyona Geliyor!

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

l etli yemekler yiyorlar nerden buluyorlarsa artık hele çiğ köfteyi nerden arakladılarsa bu uyanıklar...

---

:)

Canım çekti şöyle bol acılı
misafir olup geleyim sana
çiğ köfteler yap bana

Yazdığımı anladığın halde yukarıdaki bütün sorulardan kaçmaya çalışıyorsun. "Çiftçiliğin yapılabileceği yerler kısıtlıdır."dedik yok demedik. Kısıtlıdır dedik. Ve buralara da gap ile hayat verilmeye çalışılıyor. Onun dışında terörün tavan yaptığı yerlerde iklmi ve dağ koşulları çok zorludur.

Sen buralardan göç olduğunu söylüyorsun ben de sana terörün tavan yaptığı yerlerde zaten çok fazla tarım yapılamayacağını söylüyorum. Konuyu anlamadan etmeden araya giren şahıs da bir nevi seni yalancı çıkarıyor. Tarımın çok aktif olduğunu söylüyor. Tarım çok aktif bir şekilde zaten yapılabiliyorsa niye göç etsinler. Yapılıyormuş işte diyip geçip gitmek lazım... Ama çizdiğiniz görüntüde komik.

Tarımın yapılabileceği yerler bellidir, doğu anadolu bölgesinde oldukça azdır, güneydoğuda, özellikle Akdenize yakın bölgelerde, ona nispetle biraz daha fazladır. Yazılanlar bunlardan ibaret ama yukarıda söylediğim hiçbir şeye verilebilmiş tek bir cevap da yok...

[QUOTE=rotorcliy;476163]Bi dakka, bi dakka...

İkincisi, peki şu anda olan olaylara ne tepki veriyorsun. Gözünün önünde olanlara

-Deniz Fenerine?
-Toki yolsuzluklarına?
-2b yağmasına?
-Akpli belediyelerin defalarca ortaya çıkmış olmasına rağmen hiçbir şey yapılmamış yolsuzluklarına...
vs. vs. vs...
************************************************** *****************************************
Yolsuzluk yapmadığını söyleyen bir hükümet, Sayıştay denetiminden niçin kaçar?
Eksik Kalanları Bula bildiklerimi bende ilave edeyim gözünden kaçmış olanlara faydası olur belki!

Hedef Hacı’yı İsviçre’ye (Türkiye Bern Büyükelçiliği’ne) ayda 12 bin dolar maaşla yollamaksa yalan söylemek de mübahtır, dolandırıcılık da Allah rızasıdır!
* * *
CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi’nin verdiği soru önergesiyle; “İktidar partisi AKP’nin yandaşlarından Hacı Mehmet Gani’nin eline çok uzun bir sihirli değnek verildiği gerçeği” ortaya çıktı.
AKP’nin Amasya’dan milletvekili adayı yapılmış fakat seçilmediği için kendisine Başbakanlık’ta bir süre iyi maaşla iş bulunmuş Hacı Mehmet Gani, bu “yalanla ve yandaşlıkla uzatılmış sihirli değneğe abanarak Ankara’dan İsviçre’ye Bern Türkiye Büyükelçiliği Basın Müşavirliği’ne” atladı.
Ayda 12 bin dolar maaş alacak.
Bugünkü kurla hesap yapın.
Ayda yaklaşık 21 bin TL yapıyor
sihirli değneği verenler onun 9 aylık kurs İngilizce’siyle büyükelçiliğin adresini bile soramayacağını bildikleri için yanına çok iyi İngilizce bilen bir yardımcıyı da ayda 3 bin İsviçre Frangı ile (ayda 4 bin dolar yani yaklaşık 7 bin TL) işe aldılar.
Hacı Gani’nin eşi 2 yıllık İlahiyat Yüksek Okul mezunu Öznur Gani’yi de Bern Büyükelçiliği’ne din görevlisi olarak atadılar.Bugün Türkiye’de üniversitelerde 9 yıldır öğretim görevlisi olarak çalışan 2 üniversite mezunu, 2 yabancı dil bilen, master yapmış, doktorasını bitirmek üzere olan bir öğretim görevlisinin aylık maaşı 2045 TL’dir.
Değneği Hacı’ya verenler, Hacı’nın değneği.
Gözünüze girsin. Ayıptır.http://www.ilk-kursun.com/haber/140095


BİR ARSA SATIŞINDAN BİR TRİLYON VERMEYEN BİR MALİYE BAKANI
13 GÜNDE 219 YOL İHALESİ.
İHALESİZ 2 MİLYON DOLARLIK İŞ ALAN AKP’Lİ.
HORTUMCUDAN PAHALIYA AL, YANDAŞINA UCUZA SAT.
DEVLETİN 51 MİLYON DOLARLIK FABRİKASI, AKP YANDAŞINA 1,1 MİLYON DOLARA SATILDI.
VER İHALEYİ, KAP MİLLETVEKİLİNİ.
İHALEYE FESAT KARIŞTIRAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI
YAĞMAYA DEVAM: ‘ 4,5 AYDA 4 MİSLİ KÂR
DEVAMI BURDA:http://akpartigercegi.wordpress.com/akp-ve-yolsuzluk/
************************************************** ******************
73. AB mevzuatına uygun Türk Gıda Kodeksi yayınlandı. “Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği” Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. (http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4716801_p.asp)
• Domuz ve yaban domuzu kasaplık hayvanlar arasına alındı.
74. AKP’nin meclisten geçirdiği TCK’nın 230. maddesi: “Aralarında evlenme olmaksızın dini nikah yapanlar, 6 aya kadar hapisle cezalandırılırlar.” (2004)
• Peki ya nikahsız yaşayanlar? Cezası yok, çünkü: “Zina suç olmaktan çıkarıldı.” (2004)
• Iğdır valisi açıkladı: “Fuhşun suç sayılmaması ve yaygınlığı yüzünden namuslu kadınlarımız neredeyse sokağa çıkamaz hale geldi.” (23.11.2005 – Vakit)http://www.akpgercegi.com/ak-icraatl...kp-icraatlari/
DUBLE YOLA DEVAM.TERÖR Destekcilerinin Her yaptıgına onay... 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMALARINA YASAK !!

Bu ülkede adı söylendiğinde akla ilk gelen şey yolsuzluk olan parti bellidir gerisi lafu güzaf a evet bu parti o parti değil kapanıp açılanı pardon komple katılınılanı atanın mirası üzerine oturulanı.

Ikına sıkına uzun uzun ne anatmaya çalışyonuz ya! '' aganın pohunun üstüne poh olurmu?'' desenize kısaca.

Her yazıyı okumadığımı, sadece sayın oğuzun yazısını görerek yanıtladığımı belirteyim. Bugüne kadar yolsuzluk iddiası olmayan parti kalmamıştır. Kapatma tehlikesi yaşamayan parti de kalmamıştır. Kapatılacağını anlayıp da bilimum kanun vs yolla bunun önüne geçmeyi becerebilen tek parti mevcuttur. Şu anki ana partinin elinde polis, yargı ve basın gücü bulunduğundan hiçbir tahkikat yapılamamaktadır. Sahneyi terkettiğinde bunlar da konuşulacaktır. Ancaaak, ben bir vatandaş olarak artık yolsuzluk yapan x kişi veya y partileri dinlemekten bıktım. Bana bu ülkeyi kurtaracak v kişi, z parti lazım. Beni kesmiyor politik üçkağıtçılıklar. Namusumla para kazanmaya çalışırken beni aşağılık hissettiriyor hatta. Yarın, dünkünü yargılayıp, kodese tıkan partinin üyelerini iktidarı bıraktıklarında bu kez onları da yargı kotuğunda da görmek istemiyorum. Profesyonel, dürüst, vatansever yönetici istiyorum. Bana ne partinin adından. Ben çocuğuma oğlum, CHP var ya ülke ekonomisini mahvetti, MHP var ya güç gösterisi ile ülke yönetti, AKP var ya dinimizi kullanarak ülkede satılmadık birşey bırakmadı demek istemiyorum. Ben bunları ona anlatamam. Anlatırsam demokrasinin göstergesi PARTİ olayından soğur. Politika da yapmaz, ilgilenmez de. Sonrası mı? İşte bugün yaşadığımız duyarsızlık. Takım tutarmış gibi parti tutuyoruz ki cevaplardan açıkça anlaşılıyor. O diğerine kaka, bu diğerine tukaka diyerek mi sağlayacağız medeniyeti. Ben de derim ki "Dinime küfreden bari Müslüman olsa!"

Gelelim BDP olayına. Evet BDP istedikçe istemektedir. Kürçe dil dendi, OK. Seçilme hakkı dendi OK. VS. bir sürü doğal hak... Bitti mi. Hayır. Şımarık bir çocuk gibi paso menfaat koparılmaya çalışılıyor. Nereden alındı bu hak ve yetki? Kim TC hükümetini seçerken bu yetkiyi verdi de bir parti özgürce kendine verilmeyen yetkiyi kullanıyor? Biliyorsunuz buna hukukta vekaletsiz /yetkisiz temsil denir. Maalesef kanımca AKP sanki diğer hükümetler bu yolu bilmiyor da kendisi icat etmiş gibi taktik değiştiriyor. Savaş bitsin miş, barış gelsin miş. Veriverecekmişiz toprakları kurtulacakmışız. Yok daha neler. Atatürk de öyle düşünseydi veriverirdi... Her isteyene veren tiplere ne denildiğini de biliriz. Bizim toplumumuz kimseye zorla bir şey vermeyen, ama rica edildiğinde elinde ne varsa veren bir yapıya sahiptir. Şimdi gelip Türk-Kürt atalarımın kanıyla çizdiği sınırları bölmeye çalışan insanlar da her kim olursa olsun itibar görmez. Bana diyorlar ki AKP ümmet ister. Ümmet birlik demektir. Bölünmek değil. Gidin haritaya bakın, Azerbeycan ile Türkiye arasında hangi ülke var, ne zaman kurulmuş, nasıl kurulmuş bakın. O ülkenin tampon gibi sınırı oluşturduğuna bakın ve düşünün. Sonra BOP diye araştırın. Hadi kolaylık olsun Büyük Ortadoğu Projesi. Hem de ABD menşeili. O haritaya 7 yaşındaki çocuk baksa olayı çakar. Lütfen malzeme değil, usta olalım.

Bana 40 bin kişinin katline neden olan (bunların içinde kürt kökenli daha doğrusu PKK tarafında olan insanlar ve onların aileleri de dahil), aslında kötü amaçlara hizmet eden, nifak tohumu ekip halk ve kitleleri birbirine düşman edenleri, meclise sokayım, TV den brifing verdireyim diyen CHP de olsa, MHP de olsa asla oy vermem. Biz kardeşiz. Ama öz kardeşlerinizi düşünün. Kardeşlikte bir kural vardır. Kendi aramızda didişsek de bizi bölmeye aramızı bozmaya kalkanı ortaya alır bir güzel döveriz. Doğu da benim batı da...

Bir karış toprak bile bölünmemeli. ABD bilmem kaç eyalet, İsviçre bilmem kaç ırk birlikte yaşıyorsa bunu biz de başarabilmeliyiz (aslında başarmıştık da). İsviçrede resmi dil var, isteyen de diğer dilleri konuşur. Dil midir bütün mesele? Hele hele zamanında İngilizce dilinden nefret eden Fransızlar, Almanlar ve en önemli düşman RUSLAR bile çatır çatır İngilizce öğrenmişler. (Bu konuda görgüye dayalı olarak İspanyollar tam bir inatçı, biz Türkler ise beceriksiz...) Dünya neredeyse tek dilde birleşiyor. Araplar, Japonlar, Çinliler çatır çatır İngilizce konuşuyor. Biz ise hammaddesi insan olan ülkemizde hala nece konuşacağımızı mı tartışacağız? Hala çok geriyiz. Bana birileri de Sanayii devriminden bahsetsin. Kalkınmadan bahsetsin. Bunu cebime giren parayla değil, üniversite mezunu çocuklarımızın eğitimine uygun iş bulduklarında anlarım. Kimya mühendisi, fizik mühendisi, jeoloji, matematik vs. mühendisi çalışacak fabrika bulamayıp da banka vs. sektörlerde sürünüyorsa demek ki sanayii yok. Bana paso inşaat yapın diyen bir hükümet istemem. GYO bir tane mühendisle işini görür. Peki ya gerisi? Çocuklarımız ben Türküm ben Kürdüm tartışmasından ne kazanacak. Hele hele bir de melezse, nereye yaranacak? İtilmiş mi olacak, kakılmış mı? Matbaa, icat edilmesinden 200 sene sonra benim halkımla tanıştı diye hayıflanırken, bir 200 yıl daha geride kaldığımızı, artık din-dil-ırk ayrımının çoktaan (rönesans) bırakıldığı 1789 ları yaşamak akıl karımıdır? İşe bakın, biri Atatürk'ü, biri Türk kökenliliği, biri daha evrensel DİNİ, diğeri Kürtçülüğü tutan partilerimiz var. Hani din-dil-ırk ayrımı yasaktı? Çelişkiyi bir görebilsek, geri kaldığımızı bir görebilsek.

Hadi bakalım araştırın. HIGSS BOZUNU nedir? BOZON ne demektir? HIGGS BOZONU atom mudur, HODRON atomaltı birşey midir? Büyük Hadron Çarpıştırıcısı denen şey Kürt ve Türk halklarını mı çarpıştırmaktadır, nevruz mudur, yoksa Allah'ın insanoğluna verdiği bir lütuf mudur... Herkes gider Mersine, biz gideriz tersine ! Bize AKP,BDP midir bilmem ama bölen değil, birleştiren, birlikten güç üreten bir parti lazım. Bakın ben şu saatte bile 1 gram hukuk ve adalet için savaşıyorum, ya siz?

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Bu ülkede adı söylendiğinde akla ilk gelen şey yolsuzluk olan parti bellidir gerisi lafu güzaf a evet bu parti o parti değil kapanıp açılanı pardon komple katılınılanı atanın mirası üzerine oturulanı.

---

Hani şu .... bankasının ortağı olduğu söylenen emekçinin elidekini kart aidatı vs alan banka mı?

Alıntı:

---

ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı

Ikına sıkına uzun uzun ne anatmaya çalışyonuz ya! '' aganın pohunun üstüne poh olurmu?'' desenize kısaca.

---

Hay aklınla bin yaşa sen. Eşkiya ile devletin adamı aynı kaba niye pislemiş onu irdeliyoduk. Geçmişte çok hatalar yapıldı belki ihanet edenler oldu o yüzden muasır medeniyetlerin gerisinde kaldık demek çok mu zor? Bizimkiler ne yaptıysa doğrudur mantığı hiç doğru bir mantık değildir. Amaç devleti kurumları yıpratmak değildir biz bölücü dili kullanmayız konuşurken devlet bunu yaptı asker bunu yaptı polis bunu yaptı demeyiz bunların içinde dış güçlerin maşası olup iç güçler içine yuvalananlar yaptı deriz.
Litigationun ve adminin yorumlarına aynen katılıyorum meseleyi partizanlık seviyesine ben indirmedim indirmek de istemem meselenin özü bağlamında geçmişte yaşanan ihanetlerden zarar görmeyen parti oldu mu? Atatürkün partisi dahi kapatılmadı mı?

İşin özü sade vatandaş ki ben Yörüğüm Kürt Türk ayrımı olduğuna inanmıyorum inanmıyorum derken kör kendinden pay biçer misali ben böyle bir ayrım yapmıyorum vatandaşın geneli bu şekilde vatandaş ayrım yapmadığı için bu sürece anlam veremiyor ben ne kadar Türksem Engin bey o kadar Türktür ben ne kadar Kürtsem engin bey okadar Kürttür bende kafa böyle çalışır vatandaşın genelinde bu şekilde sonuçta komşuyuz arkadaşız ve birbirimiz arasında fark yoktur benim insanımdan uzak durun tarzı yaklaşımlar ayrıştırmadan öteye gitmez



Haklar konusuna gelince Kürdünde Türkünde Lazında kültürünü dilini yaşatma geliştirme hakkıdır seçmeli ders olarak istek halinde verilebilir verilmelidir. bu dili geliştirme vs maksatlı her türlü girişim yapılabilir bölüm ve üniversite açılabilir.

Bu konudaki kırmızı çizgi ise resmi dilin değişmesi yada askıya alınması konusudur insanların ortak bir dilde konuşmasını sağlayamazsanız birlik beraberlikten bahsedemezsiniz.

Alıntı:

---

admin rumuzlu üyeden alıntı

Bir karış toprak bile bölünmemeli. ABD bilmem kaç eyalet, İsviçre bilmem kaç ırk birlikte yaşıyorsa bunu biz de başarabilmeliyiz (aslında başarmıştık da). İsviçrede resmi dil var, isteyen de diğer dilleri konuşur. Dil midir bütün mesele? Hele hele zamanında İngilizce dilinden nefret eden Fransızlar, Almanlar ve en önemli düşman RUSLAR bile çatır çatır İngilizce öğrenmişler. (Bu konuda görgüye dayalı olarak İspanyollar tam bir inatçı, biz Türkler ise beceriksiz...) Dünya neredeyse tek dilde birleşiyor. Araplar, Japonlar, Çinliler çatır çatır İngilizce konuşuyor. Biz ise hammaddesi insan olan ülkemizde hala nece konuşacağımızı mı tartışacağız? Hala çok geriyiz. Bana birileri de Sanayii devriminden bahsetsin. Kalkınmadan bahsetsin. Bunu cebime giren parayla değil, üniversite mezunu çocuklarımızın eğitimine uygun iş bulduklarında anlarım. Kimya mühendisi, fizik mühendisi, jeoloji, matematik vs. mühendisi çalışacak fabrika bulamayıp da banka vs. sektörlerde sürünüyorsa demek ki sanayii yok. Bana paso inşaat yapın diyen bir hükümet istemem. GYO bir tane mühendisle işini görür. Peki ya gerisi? Çocuklarımız ben Türküm ben Kürdüm tartışmasından ne kazanacak. Hele hele bir de melezse, nereye yaranacak? İtilmiş mi olacak, kakılmış mı? Matbaa, icat edilmesinden 200 sene sonra benim halkımla tanıştı diye hayıflanırken, bir 200 yıl daha geride kaldığımızı, artık din-dil-ırk ayrımının çoktaan (rönesans) bırakıldığı 1789 ları yaşamak akıl karımıdır? İşe bakın, biri Atatürk'ü, biri Türk kökenliliği, biri daha evrensel DİNİ, diğeri Kürtçülüğü tutan partilerimiz var. Hani din-dil-ırk ayrımı yasaktı? Çelişkiyi bir görebilsek, geri kaldığımızı bir görebilsek.

Hadi bakalım araştırın. HIGSS BOZUNU nedir? BOZON ne demektir? HIGGS BOZONU atom mudur, HODRON atomaltı birşey midir? Büyük Hadron Çarpıştırıcısı denen şey Kürt ve Türk halklarını mı çarpıştırmaktadır, nevruz mudur, yoksa Allah'ın insanoğluna verdiği bir lütuf mudur... Herkes gider Mersine, biz gideriz tersine ! Bize AKP,BDP midir bilmem ama bölen değil, birleştiren, birlikten güç üreten bir parti lazım. Bakın ben şu saatte bile 1 gram hukuk ve adalet için savaşıyorum, ya siz?

---

Üstad,

Fikrine, klavyene sağlık.

Diyorum ki, X göktaşı tam dünyayı, onunda anadolusunu 12ye oturtmuş geliyor. 2 bilemedin 3 ay.

ARMEGEDDON ya da bir başka filminin konusu ama hiçte fantastik veya ütopik değil.

İstanbul düşerken Roma Papazları, meleklerin kanatlarını tartışıyorlardı. Mücadeleyi bıraktıkları kardinal fesi mi Osmanlı sarığı mı görmek istedikleri konusunu ikincil tartışma konusu yapmalarından belliydi.

Ey insanoğlu ey Anadolulunun halkları silkin ve kendine gel. Bu kullanılan son şanstır iki taraf içinde.

Sular bulandığında; Bosna, Irak, Libya, Suriye örnekleri Anadolu'da yaşanmaz diyebilecek var mı?

Metal Fırtına serisi sıradan politik romanlar olarak yazılmadı. İnsan mühendisleri planları çok önce yaptılar.

11 Eylül'ün planları bir filmin senaryosundan alınmıştır. Alınma sizce rastlantı mı?

SONUÇ: Hep birlikte yedik beyler hep birlikte. Karnını doyurup insan gibi yaşayacağımızı düşündüğümüz frenk ellerine törenlerle trenlere bindirilmiş götürüldük. Atlar gibi muayene edildi dedelerimiz babalarımız.

Bu gün vizeler kalksa ekonomik durum kriz öncesinde ki gibi olsa çoğunluk terki vatan eyler.

Yavru vatanın rahmetli liderinin oğlu değil miydi Rum pasaportu ile gezen. Demek ki asıl öncelik hayatta kalmak ve karın doyurmak.

Siz bilir misiniz, Barzani'nin ve Talabani'nin yıllarca TÜRK Kırmızı Pasaportu ile gezdiğini?

O zamanlar AKP mi vardı? BDP öncesinde diğer örnekleri meclise benim desteğimle mi taşındı?

YA DA Çiller hepsini tutuklayınca sol oylar "0" a mı indi?

Hiç bir siyasi görüşün etkisinde ya da sempatizanı değim.

Paranın olmayacağı bir dünyada daha mutlu olacağımıza inanıyorum.

İnançların körü körüne dayatılmasına da karşıyım ama Ateist de değilim.
Düşüncelerin zorla dayatıldığı her izime karşıyım. Bu sebeple ANARŞİST de değilim.

Bizde eylem planlarımızı bir filmden alsak.

We For Wendetta dan MASKE gibi bir bağımsız bağlantısız lidere ihtiyacı var dünyanın.

Dilerim en kötü günlerimiz bunlar olur.

Saygılarımla.