Kafama takılan 2 nokta var;
1) Bu görüntüleri az çok hatırlıyorum. Canlı bomba üzerindeki bombayı patlatamamıştı, madem birden fazla bomba olması ihtimali vardı ölümü göze almış adam 2-3 defa daha patlatmayı deneyebilirdi herhalde. Kaçmaya başlaması kendi operasyonunun başarısızlığını zaten ortaya koyuyor.
2) Sanırım polislerin vurma sebebi adamın halkın olduğu bölgeye doğru koşmasıydı. O bölgeyi her gün kullanıyorum, dolmuş duraklarının yanındaki yoldan günde takriben 5000-6000 kişi geçiyor ama tam aynı bölgede yine takriben 100 kişilik bir Çevik Kuvvet yığını ve 7-8 tane araç var. Polisler bombacıya ellerine kelepçe takacak kadar yaklaşabiliyorlar, sonra adam halkın arasına koşunca bomba diye vuruyorlar. Peki ya o bomba polis kordonunda patlasaydı? Kelepçeleme sırasında o bomba patlasaydı ordaki araçlar da bundan etkilenirdi ki bence asıl facia o zaman olurdu.
Bu noktada aklıma gelen şu, her ne kadar polisin müdahalesini bir vatandaş olarak yerinde de görsem olayın hukuki yönü kafama takılıyor. Tamam, bu kadar olağanüstü bir durumda polisten bu muhakemeleri yapmasını beklemek saçma, ama hızlı düşünüp doğru karar vererek uygulamaya çalışmak da Emniyet Teşkilatı'nın görevidir nihayetinde. Burada soru şu, olayın yönü meşru müdafaa mı? Yoksa avukatlarımızın belirttiği gibi görevin icrası mı? Polisin yaptığı hareket yerinde, peki hukuki mi? Yani sonuçta o bombacının o sefer başarısız olsa bile başka sefer bunu deneyeceği aşikar; ama olayı kendi içinde değerlendirirsek ya istikrarsızlık ya da aşırı tedbir var. Burada baz almamız gereken yön nedir?
(Henüz ceza hukuku görmediğim için kafama takılanlar pek de doğru yönde olmayabilir, cevaplayacak herkese peşinen teşekkür ediyorum.)
Saygılar...