Bildiğiniz gibi artık aile reisi diye bir şey yok gidin aile hakimine bu sorunu çözmesini isteyin artık kim haklı çıkar bilinmez sonucada razı olun koruma tedbiride istemek fena olmaz :) belkide nafaka :utangac
Printable View
arkadaşım ben bir bayan dan ziyade tamamen tecrübelerime ve gözlemlerine dayanarak , ve yaşayan biri olarak söylüyorum, ve arkadaşın anlatışına göre sadece hanımın çalışmak istemesi ve karşı çıkılması evliliği bitirmez mutlaka başka nedenler vardır, ama şu bir gerçek artık kabul edin, erkeklerin geninde var, şiddet, küfür, kabalık vs vs, ben herşeyin üstüne yemin ederimki hiçbir kadın mutlu kocasından memnun kadın eşini asla ama asla bırakmaz, erkek aldatsa bile bayan yinede bırakmıyor eşini çogu bayan, ama ben hiç duymadım kadın kocasını aldatmış kocasıda sineye çekip tamam karıcım demiş hiç duymadım siz duydunuz :) yani erkek kadın arasında o kadar çok farklılık varki, neden hep boşanma davalarında kadınlar korunuyor çünkü erkeklerin savunacağı ellerinde kocaman bir hiç den başka bişiyleri olmadıgı için kadınları devletimiz koruyor haklı buluyor vs vs. ayy sıkıldım daha fazla yazamıcam :)
Bir kadın beyni günde yaklaşık erkek beyninin 4 katı kelime üretir nasıl sıkıldınız ki :)
Ve ülkemizde kadınlar sosyal ortamlarda çalışmayıp haneye emekleri doğrultusunda katkıda bulunduklarından akşama kadar ürettikleri
bilimsel olarak bir erkek beyninin ürettiği kelimelerin %50 sini işyerinde %50 eşi ile harcar yani erkek eve geldiğinde her kelimesine karşılık 8 kelime işitir bu durumda evlilikleri bitirir.
(Bende benzer bir durumda olduğum için) yazınızı üzüntüyle okudum. İnş. en az zararla kurtulursunuz. Bence temkinli olun, hırsla hareket etmeyin, sistematik hareket edin (en azından ben kendi durumumda böyle olmaya çalışıyorum). Maalesef sonradan yapılan basit bir hata ile bile hukuken insan haksız çıkabiliyor.
Öte yandan, anlamadığım bir durum var ki, erkeği her durumda suçlu olarak gösteren, ne niçin nasıl oldu diye sormadan tümüyle erkekse suçludur diyerek ön yargı ile yaklaşan, kadın haklarını koruma bahanesi ile (kadın veya erkek fark etmez) insan haklarından bihaber olan feminist tavrı şiddetle kınıyorum. Sonuçta erkek veya kadın olsun, dünyanın geri kalanı kişinin boşandığı eşi gibi (şiddet hastası, yalancı, alçak vb sıfatları hak edecek biri) olamaz. Bu ruh hali, bence sağlıklı değil.
Hanım efendi. 2. gönderimde ince ince açıkladım ama tam ayrıntısı ile açıklamam tam 1 saat sürüyor. Şu an itibari ile hayatı gerçekten düşünerek yaşamış ve hayat deneyimi yüksek 50-60 yaşındaki abilerime evlilik anlamımda akıl danıştığımda dolandırılmışssın diyorlar. Madem ki inanmıyorsunuz size bir iki maddede kendimi özetleyeyim.
1) Yüksek eğitimliyim (Yüksek lisans)
2) Fotomodellik yaptım fiziki görünüşüm tam.
3) Kadına fiili ya da sözlü şiddet uygulamanın acizliğine inanıyorum ÇÜNKÜ! Bahsi geçen bayan ne benim kadar fiili güce sahip ne de benim kadar düşünsel yetenekli (Düşünseydi sonsuza kadar mutlu ve mesut yaşardık)
4) Cinsel olarak partnerimi her anlamda tatmin etme amacını güderim ve abartısız yüksek derecede iltifat almışımdır hep.
5) Toplumda saygın bir yere sahibim. Öğrencilerim bana hocam dan daha çok abi yada baba sıfatını uygun görüyorlar. Bir süre mesleğime ara versem de bana HOCA sıfatını layık görüyorlar. Girdiğim her ortamda güleryüz ile karşılaşırım.
Bu maddeler bir eviliğin temelleridir diye düşünüyorum. Yani olmaz ise olmaz. Şimdi size soruyorum. Bir bayan bu nitelikteki bir erkeği neden bırakır? Öyle derin düşündüm ki bazen aklımın limitlerine dayandım. Şu an ise sadece dolandırıldım diyorum. Evet beni eşim dolandırdı. Siz dolandırmadınız. Üstünüze alınmayın. Yaşanmışlar yaşayan insanların sorumluluğundadır.
Bakın ben tüm sıfatkarımdan ayrılarak deneyimli ve bilgili insanlardan bilgi almak amacındayım. Ne yaşadığınızı bilemem. Amaki şunu tüm yüreğimle ve açık sözlülüğümle ifade ediyorum. Onurlu, şerefli ve gururlu bir erkeğe bu şekilde davranan her kadın müsfettedir. Ötesi olamaz zaten.
Eğerki boşanmam gerçekleşirse ve eğer ben bir kadını yeniden bu değerlere layık görürsem HİÇ UTANMADAN VE SIKILMADAN AYAĞINI ÖPEBİLMEK İÇİN BİR NEDEN OLACAKTIR. ÇÜNKÜ HER KADIN ANNE OLAMAZ. ZORLA FİZİKSEL EBEBEYN OLSA DA BİR TÜRK ANNESİ OLAMAZ!!!!!!!!!!!!!
Fikri olarak destek veren her dostuma binlerce teşekkür ederim. Son olarak ise şunu söylemek istiyorum. KAdın erkek eşitliği diye bahsedilen toplumumuzda 100 gramlık bir organın bizi buı durumlara düşürmesini insanlık suçu olarak nitelendiriyorum. Ben karşımdaki her insana insan olduğu için insani değer verdim. Dini dili ırkı ve cinsiyeti benim için hiç önemli değil. Anlamanız için biraz argo ama %100 doğru bir cümle söyleyeceğim.
Her insan bir delikten doğar, hacetini bir foseptik deliğine giderir, ve en son deliği ise bir mezardır. Bizi büyük hacetimizden farklı kılacak şey ise taşıdığınız değerdir. Zira sizde bir kokuya, sosyal ortamlarda etkileşime (buna bulaşma diyebiliriz) ve en son olarak da berbat bir koku ve hastalık yaymamanız için bir deliğe gömülürsünüz. Ben bir büyük hacetten farklı olabilmek için herşeyi yaptığıma inanıyorum. Yoksa İnsanlar ...tur kokar diyip beni aşşağılayacaklardır.
Sevcanakay bir kısım dişi gibi sıkılmanız gayet doğal. Ciddi ve düşünsel yetenek gerektiren konulara uzaksınız. Söylemeniz gereken şeyleri söyler çekilirsiniz. Amacınız, fikir alışverişi ya da yardım olamaz hiçbir şekilde. Aldatılan bir insanın sineye çekmesi kendisinin de ahlak ve namus kavramından yoksun olduğunu gösterir. Umarım anlatabildim!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bu arada şu ayyy sıkıldım kelimeleri size ne kadar uymuş............................
emin misin...ben bayanım eşim o kdr çok konuşurduki heleki tartışmalarda makinalı tüfek gibi benim ona yetişmem
imkansız olduğu gibi onun görebileceği şekilde ve yeter artık dememe rağmen susmadığından dolayı 2 kulağımıda
serçe parmağımla kapatıyordum....ve hala konuşmaya devam ediyordu....
erkeklerin hormonları değişmişşşşşşşşş.....hep kadınlara yüklenmeyelim ltf...
senin yapmış olduğun hatayı bende yaptım tam tanımadığım insana eğitim ve kültür seviyemiz farklı olmasına rağmen
evet demiş oldum...ve kısa sürede evlendim....yaşadıklarımın tarifi yok....hala hatırladıkça ağlıyorum ben bunları
haketmedim neden böyle birine evt dedim ki veya neden bunları yaşadım ki...sorular uzayıp gidiyor...
yaşadıkların kolay geçmeyecek, eşin ise ne yazıkki egoist bencil biriymiş....her türlü iftiraya hazırlıklı ol,
yeterki sen savunmanı düzgün ve yalansız yap....benimde boşanma davam sürüyor, türk adaletine güveniyorum....
İnanın sizi çok ama çok iyi anlıyorum. %100 aynı şeyleri yaşıyoruz. Biliyorum ben mükemmel değilim, olamamda zaten. Şartların, imkanların ve birçokşeyin değiştiği dünyada an olarak doğru şeyi yapmış olsanız da zamanla o en büyük yanlış olabiliyor. Fakat eş kelimesi bir eşiniz yani sizden bir parça olduğunu ifade etmiyor mu? Kabul edelim düştük. HEmde fena düştük. Çok aşırı şey kaybettim. Çok aşırı yaralandım. İnanın kendi hatalarıma bakarak evliliğimi kurtarmak için bir ışık bir imkan aradım hala da arıyorum. Ama olmuyor. BEn derine indikçe birçok şey ortaya çıkıyor. Anladım ki benim hatalarım onun hatalarının yanında devede kulak bile değil. BEnim bilgisayar başında çalışırken kültablasının etrafına saçılan külllerimden şikayet eden insan kendi takı kutusunu içine sigara küllerini koymuş ve sigara söndürmüş. Bu en hafifi.
Şu an gerçeklere bakmak gerekli. Evlenildiği andan itivaren iki kişi kaybediyor. Mutlaka ve en azından birisi acı çekiyor. Boşanmış kelimesi aslında onlar boşanmışları ifade ediyor. Tek kişi ile olmaz. Eğer ki bir umut ışığı varsa kullanılmalı. Eğerki her iki taraf ta hatalarını kabul ediyorsa düzelmek için bir umut vardır elbet. KAnser olduk diye illaki ölecek değiliz ya elbet bir çaresi vardır %10 desek te 10 gene var. Dünyanın her yerinde insanlar tartışir ve hata yapar. Neticesinde insandırlar. İnsan olduğu için severler. Ben de eşimi sevdim itiraf etmek gerekirse hala da seviyorum. Şununda farkında olmak ta lazım, sevdiğimiz eşimiz mi yoksa bir imaj mı? dumanı, bir sisi mı sevdik? rüzgar çıkınca, hava ısınınca kayıp mı oldu? Kısacası gerçek miydi? GErçekse hani nerede?
Aşkı cinsiyeti olmaz, aşksız fedakarlık ta olmaz. Önce sevmeli ve sevilmeli. Yoksa acı çekmek kaçınılmaz oluyor.
BEn elimden gelenin fazlasını yaptığıma inanıyorum. Sevildiğimi anladığım andan itibaren beni kimse durduramaz. Eğer kullanılmaya devam edilmeye çalışılırsam da kimse beni yol almaktan ayıramaz. Bana ne yapacakları ya da ne diyecekleri hiç umrumda değil. BEn zaten her an ölüyorum. Yalan aciz işidir. Elbet bir ışık yalanı eritir bitirir. Hak bildiğim yolda doğru gideceğim.