Adalet Bakanı NE İŞ YAPAR?
Türkiyemizde adalet kilitlenmiş durumda, Milyonlarca dosya Temyizde bekliyor,Tutuklama nedeniyle neyle suçlandığını bilmeyen ,ÖLEN insanların VİCDANİ sorumluluğu ,VEBALİ kimin üzerinde?
Adalet Bakanlığında oturan muhterem zat, bu işleri çözmeyecekse HANGİ İŞLERİ çözecek?
İcra dairelerinde artık dosya koyacak yer kalmadı,Bunun çözümünü de anlattık,DİNLEYEN YOK.3000 TL'ye kadar olan dosyalarda, İcra Takip işlemlerini NOTERLER çözümlemeli.Avukat nasıl ,icra Dairesinde takip yapıyorsa Noterde de yapmalı.Telefon faturaları,abonelik sözleşmeleri gibi yığınca takipler nedeniyle ,İCRA DAİRELERİ İŞLEMEZ halde,en azından büyük şehirlerde bu uygulamaya geçmek gerekir.İcra dairelerini katipler doldurmuş ,kendileri dosya hazırlayıp mühür basıyorlar.
Adalet Bakanı, sen bunları görmüyor musun?
Bölge Adliye Mahkemelerini NEDEN HALA AÇMIYORSUN?
Yargıtaya, üye sayısını artırarak BU İŞLERİ ÇÖZEÇEĞİNİ mi sanıyorsun?
5 yıl önce ,çekten hapis cezasını kaldırın,hem insan haklarına aykırı hemde Yargıyı meşgul eden ,yoğunluk oluşturan bu cezadan kurtulun şeklindeki TÜM UYARILARI neden dikkate almadınız da, ŞİMDİ ALIYORSUNUZ?
Cevap: Adalet Bakanı NE İŞ YAPAR?
Söylediklerinizin bir kısmı doğru ve haklı. Ancak biz vatandaş olarak ne yapıyoruz? HİÇ. Her olur olmaz şeye dava açıyor, basitçe konuşma yoluyla bile halledilebilecek herşeyi yargıç çözsün diyoruz.
Noterlere bu sorumluluk yüklenemez. Özellikle büyük şehirlerdeki noterler kendi işlerini zor yetiştiriyor. Onun yerine avukatlara daha geniş yetki verilsin. Buna itiraz edenler varsa; Herhangi bir noterliğe gidin, hemen koltuğunun arkasındaki avukatlık ruhsatını görebilirsiniz. Bu yönden avukatlar da noterlerden farklı değiller. Haksız yere icra takibi yapan avukata karşı yapılabilecekler de zaten avukatlık kanununda var. Böylelikle icra daireleri dolup taşmaz.
Çek konusuna gelince, çekte cezaları tamamen kaldırmak onu değersizleştireceği gibi ticari hayatı da bitirir. Birileri ceza almasın diye konuşurken ülkenin ticaret hayatını mahfetmek akıl karı değil. Hapis cezası olmasa da ağır idari müeyyideler düşünülebilir. Çek mağduru derken sadece çek borçlusu değil, çek alacaklısı da düşünülsün. Bu nedenle bankaların garanti sorumluluğu arttırılsın. O zaman kime çek verdiklerine dikkat ederler. Ayrıca çek mağdurlarını koruyayım derken dolandırıcıların ekmeğine yağ sürülmesin.
Benim Adalet bakanına önerilerim:
1- Hakim sayısını arttırın (Yargıtay ve Danıştay. AYM için gerek yok, zaten arttırılmıştı.)
2- Mahkeme kalem memurlarının sayısını arttırın
3- İcra müdürü ve memuru sayısını arttırın
4- Yeni HMK ile zaten avans da ödendiğine göre artık şu adalet bakanlığının harçlarını maliye bakanlığı toplamasın, adalet bakanlığı toplasın. Artarsa maliyeye aktarsın yıl sonlarında. Yok maliye toplasın bu harçları diyorsanız o zaman BÜTÇEde adalet bakanlığına ayrılan pay en az 4 katına çıkarılsın.
5- Bence bölge mahkemeleri, istinaf mahkemeleri topu taça atmaktan başka bir şey değil. Lüzumsuz kurum kurmak yerine, kadrolar 2 katına çıksın, hakimler rahat rahat adalet dağıtırken hem yargı hızlanır, hem adalete olan güven artar.
6- Yukarıda belirttiğim gibi avukatlara daha fazla hak ve yetki verilsin. Zaten onlar da baro ve adalet bakanlığına bağlı kişiler. Veraset ilamını noter düzenleyebiliyorsa avukat da düzenleyebilir. İcra müdürü Adalet YÜKSEKOKULU mezunu olabilirken, ondan statü olarak daha üstün HUKUK FAKÜLTESİ mezunu olan avukatlar neden icra emri düzenleyip gönderemesin?
Cevap: Adalet Bakanı NE İŞ YAPAR?
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
İcra müdürü Adalet YÜKSEKOKULU mezunu olabilirken, ondan statü olarak daha üstün HUKUK FAKÜLTESİ mezunu olan avukatlar neden icra emri düzenleyip gönderemesin?
Avukat bir serbest meslek erbabıdır. İcra müdürü ise devlet memurudur; devleti temsil eder.
Hakim ya da savcı devleti temsil ederken avukat davalıyı davacıyı temsil ediyor örneğin.
Örneğin noterler de resmi kurum sayılır. Buna benzer bir yapı olabilir. Yani kimi avukatlar bu "mesleği" seçip "icra noktası" olurlar. Bunun kıstasları; kuralları olur noterlik gibi; bunu tercih eden avukatlar davalara girmez, bu işi yapabilirler. Ama "her avukat bunu yapabilsin", başka sorunlar çıkartabilir bana göre. Zira avukat alacaklıyı temsil edecektir ve alacaklıdan "ücret" alacaktır. Her ne kadar hukukçu değilsem de bana "şık" gelmedi :)
Akepe Zihniyetinin KÜRT AÇILIMI:Kaymakam TAŞLI,YUMRUKLU SALDIRIYA UĞRADI!
Bombardımanda ölen 35 kişi için taziye ziyaretinde bulunmak üzere Gülyazı köyüne giden Uludere Kaymakamı Naif Yavuz ziyaret sırasında bir grubun taşlı ve yumruklu saldırısına uğradı..Kaynak:haber10.com
Kaymakam ,hastanelik olmuş..........
DEVLET YÖNETMEK BELEDİYE YÖNETMEYE BENZEMEZ...........
HALK DALKAVUKLUĞUNUN ,DUVARA TOSLAMASI.......
CUMHURİYETLE HESAPLAŞACAKMIŞ..........
DERSİMİN HESABINI SORAÇAKMIŞ...........
HABİL ,KABİL 'inde hesabını SOR.........
HAZRETİ İSA'yı öldürenlerden de HESAP SOR........
NUH TUFANINA NEDEN OLANLARDAN DA HESAP SOR.........
Cevap: Akepe Zihniyetinin KÜRT AÇILIMI:Kaymakam TAŞLI,YUMRUKLU SALDIRIYA UĞRADI!
1991 yılında Şemdinli Kaymakamı ingiliz askerlerinin saldırısına uğramıştı...
şimdi benzer şeyi birtakım insanlara yaptırıyorlar...
emperyalizm epey ilerleme kaydetmiş..!
birilerinin çok güvendiği predator ve heronların bir parmağı mı var bu işlerde..!
'Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım' İmza: Mümtaz...
'Atatürkçü olmayı hakaret sayarım'3 Ocak 2012Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetimine atanan Mümtazer Türköne, katıldığı canlı yayında kendisine Atatürkçü tanımlamasının yapılmasını hakaret olarak algılayacağını söyledi..Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından sürpriz bir şekilde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yönetim Kurulu üyeliği'ne getirilen Zaman Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtazer Türköne Habertürk TV'de Balçiçek İlter'in sunduğu Söz Sende'ye konuk oldu.
'ATATÜRKÇÜ OLMAYI KENDİME HAKARET SAYARIM'
Türkiye'de yüzlerce Atatürkçü olduğunu ifade eden Türköne kendisine Atatürkçü tanımlamasının yapılmasını da hakaret olarak algılayacağını söyledi. Atatürk'ün bu ülkenin bir ortak değerini olduğunu kaydeden Türköne "Atatürk'ün mirasına sahip çıkmamız lazım ve Atatürk'ün Atatürkçülerden korunması gerekli. Atatürk 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktı. Ve biz 19 Mayıs'ı Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutluyoruz. 1932 yılında İnönü İtalya'ya gidiyor. Ve İtalya'da faşist kutlamaları görüyorlar. Alıyorlar onu 1938'den itibaren 19 Mayıs törenleri diye Türkiye'de uyguluyorlar" dedi.
'19 MAYIS TÖRENLERİ FAŞİST KUTLAMALARI ANDIRIYOR'
Stadyumda öğrencilerin aynı hareketleri yapmasını askeri disipline benzeten Türköne, "19 Mayıs kutlamalarına model olarak İtalya'nın faşist kutlamaları alınmış. Beden eğitimi öğretmenleri bütün liselerde ali kıran baş kesen oluyor ve eğitim bitiyor" diye konuştu.
kaynak:hurriyet.com.tr
"Silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz: DOĞRU SÖZE NE DENİR?
"Silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz"hurriyet.com.tr3 Ocak
BU IRKÇI PARTİNİN KAPATILIP,SORUMLULULARININ YARGIYA HESAP VERMESİ ELZEMDİR.BU PARTİ ETNİK kürtçülük olayının ,ODAĞI olmuş, Kardeşliği zehirleyen bir ,bölücülüğün siyasi kolu haline gelmiş......TÜRK MİLLETİ , ÜNİTER YAPIYA düşünce özgürlüğü dışında,eylemli silahlı örgütün SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPMAKTA, onun adeta KOLU BACAĞI ,AYAĞI OLMAKTADIR..........Buna rağmen haklarında hiçbir işlem yapılmaması MANİDARDIR..
SAVCIYI KİMLER DÖVDÜ,KİMLER AZMETTİRDİ...........ORADA ,KAYMAKAM DEĞİL.........TÜRK MİLLETİ ,TAŞLANMIŞTIR........
.............
"ULUDERE OLAYININ TAKİPÇİSİYİZ"
Diğer bir acı olay da Şırnak’ın Uludere ilçesi yakınlarında yaşandı. Yakınlarımıza, milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Bu acı hadise de en küçük detayına kadar adli ve idari inceleme yapılıyor, yapılacaktır. Genelkurmay Başkanlığımız idari ve adli incelemeyi başlattığını açıklamıştır. Ben de dün bu konuyla ilgili olarak bir araya geldiğim genelkurmay başkanımla bu konuyu değerlendirdik. Konunun takipçisi olduklarını tekrar duydum, dinledim.
Bu yapılan çalışmalar, gösterdikleri hassasiyet nedeniyle, hepsine bu konulardaki hassasiyetleri için teşekkür ediyorum. Medyaya rağmen teşekkür ediyorum. Çünkü bazı gerçekleri görüyoruz, biliyoruz.
Hükümetimiz döneminde silahlı kuvvetlerimizin attığı bu adımları, halka karşı atılan adımlar gibi göstermek, devlet halkını bombalıyor gibi göstermek, bunların hepsi devletle millet arasındaki bütünlüğü parçalamaya yöneliktir. Bunların da emellerinin ne olduğunu biliyoruz. Bizim de onların istikametinde hareket etmeyen hükümet olduğumuz için rahatsız oluyorlar. Doğrularına inanan bir hükümet olarak milletimizin geleceğini devlet, millet ikileminde, devleti değil milleti öne çıkaran bir iktidar olduğumuz için bunlarla anlaşmamız tabiî ki mümkün değildir.
Şunu çok açık ve net söylemek durumundayım. Özellikle bu ülkede 780 bin kilometrekarelik vatan toprağını ilmik ilmik işleyen biz olduk. Buna devam edeceğiz. Ana muhalefet şöyle der böyle der. Bu da bizi bir ilgilendirmiyor. Sürekli bir tekerleme var ağızlarında. Ak Parti iktidarı cumhuriyet tarihini eleştiriyor diye. Biz bir dönemin takvimini ortaya koyuyoruz. Diyoruz ki Cumhuriyet döneminde, bu iktidarda yapılanlar yapılmamıştır diyoruz. Bu tespiti yapmak yanlış mı?
Eğer sizler tek parti iktidarlarınız döneminde ne yaptığınızı ortaya koyacaksınız. Zaten çok partili iktidar dönemine de kenarından köşesinden yamandınız. Tek partili iktidar döneminde kimlik kartlarını gösterdik, mühürle nasıl ekmek gaz yağı dağıtıldığını anlattık. Un şekerin nasıl mühürle dağıtıldığını dinledik. Bunlar CHP’nin iktidar dönemleriydi.
Bu millete bu acıları yaşattınız. Ama Ak Parti iktidarı döneminde hamdolsun böyle bir şey söz konusu değil. Her geçen gün daha iyi oluyor.
Bu elim hadisenin ardından, cenazeler üzerinden derhal istismar ve fitne faaliyetlerine başlayanları da maalesef gördük. Şimdi burada altını kalın çizgilerle çizerek vurgulamak durumundayım.
Kim ki Uludere’de 35 Kürt öldürüldü diyerek meseleyi etnik meseleye taşıyorsa, o her türlü milli manevi değeri, her türlü insani ve vicdanı değeri ayaklarının altına almış ve çiğnemiş demektir. Biz olaya böyle bakmıyoruz, biz Uludere’de 35 insan hayatını kaybetmiştir, biz olaya böyle bakıyoruz. 35 can yitirilmiştir. 35 vatandaşımız kaybedilmiştir diye bakıyoruz.
BDP'YE SERT ELEŞTİRİ
Gazze’deki Filistin Yönetimi Başbakanı İsmail Haniye Ak Parti grup toplantısına katıldı.
Hale bakın. Cenazeleri bile etnik kökenleriyle tasnif edenler, insanlıktan nasibini alamayanlardır. Siyasi zihniyeti nedir bilemem, ancak mesela orada ölenlerden birinin ablası da benim şu an kadın kollarında çalışan bir bayan, başkanlık yapan bir bayan. Bu da var. Bizden bunun istismarını duydunuz mu?
Bunlar vicdanlarını yitirmişler. Irkçılık ve faşizm, iblisin yani şeytanın açtığı bir yoldur. Cenazeleri bile Türk-Kürt diye ayıranlar işte iblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir.
İstanbul’da yaptıkları basın toplantısının görüntülerini izlediniz değil mi? Kendi milletvekilleri. Güya acı içindeler. Ama kameralar önünde kahkahalar atmaya çekinmeyecek kadar insafsızlar vicdansızlar.
Bunların koruculara nasıl baktıklarını çok iyi biliyoruz. O korucu kardeşlerimizi nasıl hedef yaptıklarını biz çok iyi biliyoruz. O cenazelerin tabutların üzerine parti bayraklarını asmak iki yüzlülük fırsatçılık değil de nedir?
Cenaze terörist başının resmini taşıyanlar neye hizmet etmek istiyorlar? Sonra birileri çıkıyor, bazı densizler çıkıyor, bu olay yüzünden bu ülke bölünmüştür diyor. Yahu sen kimsin? Kimi temsil ediyorsun?
Siz silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz.
Neyi bölüyorsunuz? Kimi bölüyorsunuz?
“TERÖR ÖRGÜTÜNE YETER ARTIK DİYEBİLDİNİZ Mİ?”
Bugüne kadar masum insanların, vatan evlatlarının hayatını yitirmesine hangi tepkiyi verdiniz? Terör örgütünün canlı kalkan yaptığı vatandaşlarımız için hangi tepkiyi gösterdiniz? Terör olaylarında arzu edilmeyen kayıplar yaşanabiliyor. Terör örgütüne yeter artık diyebildiniz mi?
Terör olmasa bu acılar yaşanmayacağına göre, terörü yöntem olarak seçenlere bir şey diyebildiniz mi? Teröriste tek bir laf söyleyemeyip, ülkesini korumak için mücadele eden güvenlik güçlerini suçlamak
Sizin nifak tohumlarınız bu topraklarda asla kök salamaz. Apo’ya peygamber diyenlerin, her türlü kutsalı çiğneyenlerin, gençlerin kanıyla beslenen vampirlerin bu topraklarda hiçbir şekilde muhatabı yoktur.
Bugün vesayetçi zihniyetin şekillendirdiği bir devlet yok. Bugün milletin iradesiyle şekillenen adil, şefkatli ve özgürlükçü bir devlet, hükümet var.
“CENAZELERİ DAHİ İSTİSMAR EDECEK KADAR MI AKLINIZI VİCDANINIZI YİTİRDİNİZ?"
Ekmeğini aşını suyunu, misafirle paylaşmaktan onur duyar gurur duyar. Bu ülkenin insanı başım gözüm üstüne der, misafiri evinin de gönlünün de baş köşesinde ağırlar. Taziyeye gelmiş, başsağlığı dilemeye gelmiş, acıyı paylaşmaya gelmiş, kendisi de o coğrafyanın insanı olan bir kaymakamı öldüresiye dövmek, linç etmek, benim Kürt kökenli kardeşlerimin değil, o insan diye geçinen müsveddelerin işidir.
Cenazeleri dahi istismar edecek kadar mı aklınızı vicdanınızı yitirdiniz? Ayrıştırmak, kutuplaştırmak, tahrik etmek, demokrasiye inanmayan zihnin ürünü olabilir. Toplumu tahrik etmeye değer mi?
Fırsatçı siyasetçiler kadar, bazı medya kuruluşları, bazı yazarlarda bu acı hadiseyi istismar etme içine girdiler. Dertleri acıyı paylaşmak değil, dertleri suyu bulandırmak. Ve ilk saatlerde kendi ürettikleri komplo teorilerine kendileri de inandılar.
Devlet halkını bombaladılar diyorlar, katliam diyorlar, güya kuzu postu altında toplumu terbiye etmenin, çok bilmiş edasıyla millete istikamet çizmenin gayreti içerisindeler.Kaynak:hurriyet.com.tr
Aileden sorumlu Devlet Bakanı : Bak oku ,senin ülkende neler oluyor!
11 yaşında 8 aylık hamileKoray YILMAZDEMİR/BOLU, (DHA)5 Ocak 2012BOLU’nun Mudurnu İlçesi’nde 25 yaşındaki E.D. ile imam nikahıyla yaşayan ve nüfus kaydında 11 yaşında olan Z.Ç.’nin 8 aylık hamile olduğu anlaşıldı. Z.Ç. hastaneye kaldırıldı. Ancak, doktorların hastaneye yatması teklifi imam nikahlı eşi tarafından kabul edilmeyince evine gönderildi.Seninle +1 sayfasını okuyarak, birçok sosyal yarayı sarmaya katkıda bulunabilirsiniz
Mudurnu’ya bağlı Alpagut Köyü’nde oturan 8 aylık hamile Z.Ç. dün gece rahatsızlandı. Ambulansla Bolu İzzet Baysal Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne kaldırılan Z.Ç. muaeyene edilirken, imam nikah lı eşi E.D.acil servisin önünde endişeyle bekledi.
Bu sırada hastanenin özel güvenlik görevlileri Z.Ç.’nin görüntüsünün alınmaması için gazetecilere engel olmaya çalıştı. Doktorlar, E.D.’nin hastanede kontrol altında tutulmasını istedi. E.D. doktorların isteğini kabul etmeyerek, muayene olan Z.Ç.’yi alarak hastaneden ayrıldı. Z.Ç.’nin yaşının küçük olmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmaması dikkat çekerken, hastane yetkilileri konu hakkında açıklamada bulunmadı.
BOLU'DA BÜYÜK SKANDAL / WEB TV
PATNOS’TAN ALIP GELMİŞ
Alpagut Köyü’nde yaşayan E.D.’nin bir yakınının Ağrı Patnos’dan evlendiğini söyleyen köylüler, "E.D.’nin bir akrabası Patnos’tan bir kız ile evlendi. Daha sonra E.D. de Patnos’a giderek bu kızı alıp geldi. Kız nüfus kaydında daha 11 yaşında olduğu için nikahlarının yapılması mümkün değil. Biz mutlaka bir sorun çıkacağını bilerek kendisini uyardık. Şimdi kız hamile, ne olacak bizler de bilmiyoruz" dedi.
Kaynak:hurriyet.com.tr
Cevap: 'Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım' :imza........ Mümtaz........
BURADA MÜMTAZ DEĞİL...........ONU BU MAKAMA ATAYANA BAKMAK LAZIM.......BU TÜR KURUMLARA ,BİR SİYASİ GÖRÜŞÜN ŞOVALYELİĞİNİ YAPANLARI ATAMAK ,BAŞLI BAŞINA BİR KUSURDUR.
Bu tür makamlara bağımsız,siyasi görüşü olsa da ,sivrilmemiş kişilerin atanması gerektiğini,CUMHURBAŞKANI BİLMİYOR MU? NE OLDU şimdi? MAKAM ,ağır yara aldı.TÜRK MİLLETİNİN BAŞBUĞU olan bir makam ,böyle sonuçlar doğuracak ATAMALARDAN kaçınmalı........HANGİ siyasi görüşten olursa olsun ........İŞİ EHLİNE ,UZMANINA teslim etmeli........
Mümtazer Türköne istifa etti5 Ocak 2012Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yönetim Kurulu üyeliğine atanan yazar Prof.Dr. Mümtazer Türköne istifa etti.Kendisine Atatürkçü tanımının yapılmasını hakaret olarak algılayacağını söyleyen Türköne'nin atanması tartışmalara neden olmuştu.
Kaynak:hurriyet.com.tr
Cevap: Aileden sorumlu Devlet Bakanı : Bak oku ,senin ülkende neler oluyor!
Haberi ilk okuduğumda Allah Allah dedim hem de Bolu Mudurnu'da olacak iş değil dedim içimden haberin devamında Ağrı patnos'tan getirildiğini öğrenince kızın bilindik ön yargıda haklı olduğumu anladım.
Aileden sorumlu devlet bakanı ne yapar ne eder bilemem de bir kızın anası özellikle babası olacak insan kılıklıların hali daha çok öfkelendiriyor beni. Adeta hayvan almaya gider gibi gidip kızı alıp getirmek. Vay anasını...