bu arada sizin yazdıklarınızı doğruluğunu biliyorum. baya araştırdım, inceledim forumu, interneti ve kanunları. zaten takılmamda aklıma yatmadığı içindi.
Printable View
Dükkan sahiplerini haklı buluyorsunuz siz...birşey diyemem ,kavga da yok anladığım kadarı ile
sadece bir konunun doğruluğunu tartışıyorsunuz aranızda...
bu durumda aidat almaz ve kira parasını vermezsiniz , özel karara ihtiyaç yok ;
ama sayın Gezgin in söylediği gibi kira ve aidatı mahsup etmek de var
sorun yine bitmedi;
diyelim kanal tıkandı, yaptırılacak,o kanalı dükkan kullanmıyor mu...
ya da çatı oluğu kırıldı, dükkan önüne sular akıyor, kim yaptıracak..
Merhabalar, forumda konunun doğruluğunu tartıştığımız doğru. Ancak bulunduğum çevrede yalnızım maalesef. İnsanlar kafalarındaki şeylere o kadar inanmışlar ki aksini pek konuşamıyorsunuz. Ancak başlarına bir iş gelecek ondan sonra.
Ayrıca o sizin bahsettiğiniz dükkanlarıda ilgilendiren giderler hakkında yönetim planına belirgin şekilde maddeler koymayı düşünüyorum. Şu şu giderlere katılı, şunlara katılmaz...gibi.
Bu arada bu konuyu neden bu kadar önemsiyorum diye merak edenler olursa çevremde karşılaştığım bazı durumlar hakkında bir şeyler yazayım.
Bu arada benim Kırtasiye dükkanım var. Apartmanların, sitelerin bolca olduğu bir çevrede. Bazı yöneticiler yazılarını yazdırmaya bana geliyorlar. Tabii gelenlerin çoğunluğu işlerini tamamen kanuna uygun şekilde yapmaya çalışan titiz ve ciddi yöneticiler.
Dükkanım 72 bağımsız bölümlü (68 konut, 4 dükkan) bir site altında. Site 12 yıllık bir geçmişe sahip. Merkezi sistem ısıtmalı. Yakıt olarak kömür kullanılıyor.
Devam edeceğim...
Yönetim ise Allah'lık...
Toplantı şekli usulsüz, denetim yok, hizmet yok, aidat tahsilatı şüpheli. Şu andaki yönetim siteyi müteahide veren arsa sahiplerinden oluşuyor. 4 kardeş dairelerin 1/3'üne sahipler. Toplantıda onların dediği oluyor genelde zaten. 10 kişi olumlu oy verse tamam. Kendi kiracıları oluyor. Aidat borçları kalıyor. Tahsilat şüpheli. Kömür alımı şüpheli. Bunlar hep konuşuluyor ama sadece konuşuluyor site sakinleri arasında. İcraat yok.
En son geçtiğimiz Perşembe akşamı ilan panolarında bir yazı. "Biz yönetim olarak karar aldık, kazanları değiştiriyoruz. Bölüm başına 400TL. Ödeme şöyle..." diye. Tepkiler çok olunca Cuma sabahı yazı değişmiş. Şöyle diyor "Cumartesi akşamı toplantı salonunda toplantı yapılacaktır.". Toplantı yapıldı mı yapılmadı mı daha haberim yok. Bugün Pazartesi duyarız. Ya şimdi böyle çağrı yapılan toplantıda alınan karar nasıl geçerli olacak? Ben ödemesem ödemem. Mahkemeye versem halleri ne olacak? Ne korkusuz insanlar bunlar böyle?
İşte çevremde gördüğüm bu olumsuzluklardan dolayı ikamet ettiğim yeni bitmiş binada yönetimin çok ciddi ve kanunlara tamamen uygun şekilde kurulmasını ve işletilmesini çok önemsiyorum. Bu sayede apartmanımız ileride çok düzenli ve örnek bir apartman olacak, değerini yıllarca koruyacaktır. Bizlerde huzur içerisinde yaşamımız sürdüreceğiz. inşallah sevgili komşularımızda bunun bilincine varırlar ve beni engellemezler.
Herşeyi kanunlara uygun yapayım diyorsunuz ama yapmak istediğiniz (Şu şu giderlere katılır, şunlar katılmaz...gibi. .....)
kanunlara aykırı...
işin çözümünü sayın Gezgin yazmış...
Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 20 - Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça :
Burada altı çizili olan ibare giderlere katılma durumunu yönetim planında düzenleyebileceğimizi ifade ediyor. Yoksa ben mi yanlış düşünüyorum.
Tam bilemiyorum ama onun anlamı şudur sanırım....
a ve b maddesinde eşit olarak ve arsa payı oranında deniyor.....
mesela arsa payı değilde herkes aynı verecek denilebilir....
netice olarak o binada bir bağımsız bölüm varsa öyle yada böyle masraflara katılacak...
kaçar yanı yok.....
Arkadaşlar günlerdir hazırlandım, araştırdım. Davet mektubunu ve mektubun kat maliki tarafından teslim alındığına dair imza listesini hazırladım. Bizim kat malikimiz babam olduğu için 6 bağımsız bölüm sahibi (6/18) onun adını yazdım ve kendisini gönderdim. Burası Türkiye ya, başka bir sıkıntıdan dolayı 3 kişi yazıyı almadı, imzalamadı. Bu sıkıntı için yeni konu açacağım veya araştıracağım forumda. Ancak kısaca anlatayım,
13 numaralı kat maliki A beyefendi bir gün ben ve bizim damadı bir kenara çekip "sizin kiracını X hanım apartmanı k......ne'ye çevirdi. Y hanım (yan komşusu) çok sesler duymuş. C bey 3 adam görmüş. (sonradan C bey bana yalanladı, görmemiş ama gördüğünede, görmediğinede inanamıyorum). Hemen gereğini yapın, atın apartmandan" dedi.
Tabii ben kısa süreli şoku çabuk atlattım. Cevap "A abi, bak konuyu bilmiyorum. X hanım daha apartmana taşınalı 1 ay oldu. Gayet düzgün bir bayan. Çok üst seviyede bir firmada iyi pozisyonda çalışıyor. Yine de zamana bırakalım takip edelim. Sonra bakarız, ilgileniriz bir rahatsızlık olursa." şeklindeydi.
Ama tabii burada kalmadılar. Müthiş bir mahalle baskısı başladı. Ama şikayet etmiyorlar. Polise falan gitmiyorlar. Hep diğer komşuları ikna turları yapıyorlar. 6 ay geçti. Ortada hiçbir durum yok. Bayanın alt dairesinde bizim diğer kiracımız oturuyor. Üstünde kardeşim oturuyor. Şikayet yok.
Bu konu nedeniyle, bize küstüler. Bahçede karşılaşınca arkasını dönüyor, elinde ekmek torbası, çiçekleri kontrol edermiş gibi yapıyor. :DD Dünde son olarak, davetiye dağıtacağımızı duymuşlar, tüm komşuları gezmişler. Bizi haklı bulan Z hanım durumu bize haber verdi.
Toplantı davetiyesini bunlardan 3'ü teslim almadı. Şimdi resmi kanaldan posta ile göndereceğiz. Olmadı defterler mahkemeye. Mahkemenin atayacağı yöneticiye ne diyecekler bakalım.
Ya burada sormayacaktım ama sorayım.
Bu konuda ne yapabiliriz? Yani bunların bu saçma ve haksız mahalle baskısını nasıl engelleyebilirim?
İftira atıyorlar. İspat yok, olay yok. Bunu mağdur bayana anlatmalı mıyım? Haberi yok kendisinin.
Değerli fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Çok zor durumda kaldım.
Toplantı çağrısı için en ucuz, pratik ve garantili yöntem, iadeli taahhütlü gönderidir. Çünkü teslim alınsa da alınmasa da size geri dönen bir belge var. Bu belge ilerideki sorunlara karşı sigorta durumundadır.
İkinci konu çeşitli şekillerde yorumlanabilir. Benim yorumum şöyle.
Her insanın yetişme tarzı, çevresi, sosyal ve ekonomik durumu ile değer yargıları farklıdır. Kimi insan iş arkadaşıyla (karşı cinsten) evinde yemek yer, kahve içer, sohbet eder, işiyle ilgili çalışma yapar. Bu insanlar eve girip çıkarken etraftan tedirgin olmaz, çünkü bu durum onlar için gayet doğaldır. Ama çevresindekiler için bu durum normal olmamakla birlikte, yapıştıracakları önyargılı etiket önceden hazırdır. ''Evine giren çıkan belli değil, akşamları son model araba eve bırakıyor, ara sıra çiçek geliyor, çok açık giyiniyor falan filan''.
Sizin için doğru olan yaklaşım tarzı, kiracınızla bu konuyu görüşmek, mahalle baskısı hakkında bilgi vermek ve bazı hassasiyetleri gözönünde bulundurmasını tavsiye etmektir.