Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
resimlerle ilgili görüşünüz nedir baylar. sadece resim değil. msn yazışmaları ve kendisine gönderdiğim mailler de bende halen mevcuttur. İspat konusunda sıkıntı yaşamayız. Ancak önemli olan şu...Bu tür davaların bir emsali var mı? Yargıtayın mevcut bir kararı var mı?
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Yanlız kanunda alışılmışın dışındaki hediyeler diyor kanımca yüzük alışılmış hediyelerdir. ayrıca yüzüğü hatırası olur diye bırakan da sizsiniz. illişkiyi bitiren de sizsiniz.
MSN yazışmaları ve mailler de yasal yollardan elde edildiyse, bildiğim kadarıyla delil kabul ediliyor.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
şahtiler elbette var. Ona bir arkadaşının doğum gününde evlenme teklifi ettim. Hatta üzerinde onun bir resminin olduğu ve üzerinde "X benimle evlenir misin" yazan özel bir t-shirt bile bastırdım. ve ben ona yüzüğü verirken, o bunu kabul ederken, yüzüğü parmağına takarken ve yüzük parmağında çekilmiş onlarca resim var. Buna ne diyorsunuz baylar.
Bu delilleri de dava dilekçesine ekleyerek Medeni kanunun 122. maddesine dayanarak dava açabilirsiniz. Ama bence burada hakkaniyet açısından haksız olan sizsiniz. Zira karşı tarafı terk ederken, yüzüğü ve diğer masrafları talep etmediğinizi ve geri istediğinizi belirtmişsiniz. 5 ay sonra yüzüğü geri isteminizi, hukuka uygun, dürüstlük ilkesi çerçevesinde iyi niyetli ve olağan bir yaklaşım olarak kabul etmiyorum.
Şayet ona mesaj yoluyla filan yüzük sende kalsın filan tarzı bir şeyler söylemişseniz, boşuna yargılama masrafları gibi ekstra masraflara girmenize lüzum yok, hata sizin. Tabii ki ilişkide size sadık kalamayan karşı taraf ama yüzüğü ve masrafları talep etmeyip daha sonra beş ay geçtikten sonra tekrardan arayıp daha önce istemediğiniz şeyleri istemenizin hukuki olarak dayanağı yok.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Arkadaşlar,
Değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Karşılaşabileceğim farklı durumlardan önceden haberdar olmamı sağlıyor bu tartışma ve verimli geçtiğine inanıyorum. Eklemek istediklerimi ve katılmadığım noktaları aşağıda belirtiyorum.
"Yanlız kanunda alışılmışın dışındaki hediyeler diyor kanımca yüzük alışılmış hediyelerdir. ayrıca yüzüğü hatırası olur diye bırakan da sizsiniz. illişkiyi bitiren de sizsiniz.
MSN yazışmaları ve mailler de yasal yollardan elde edildiyse, bildiğim kadarıyla delil kabul ediliyor. " demişsiniz. Allah aşkına alışılmışın dışındaki hediyeler ne demek. Bu ucu çok açık bir kavram. Benim eski sevgilime verdiğim hediyeyi geri alabilmem için yüzük değil de, bir leopar mı hediye etmem gerekiyordu. :))) Herhalde çok alışılmışın dışında bir hediye olurdu bu. :))) MSn yazışmaları ve mailler de yasal yollardan elde edildiyse demişsiniz...Msn yazışmalarını bilgisayarım otomatik kaydediyor...Ben biraz obsesif bir adamım. Belgelendirme ve saklama takıntısı var bende. O nedenle benim çöp diye bir kavramım yoktur. Ben herşeyi alır saklarım. Bunları da sakladım. Maillere gelirsek, gönderdiğim ve bana gelen maillerden bahsediyorum. Kendi mail adresimde kayıtlı olan mailler. Bunlar yasal yollardan elde edilmiş sayılır herhalde. Evet yüzüğü hatırası olur diye verdim. Ancak o da bana "emanetine çok iyi bakıcam. Onu istediğin zaman benden alabilirsin" dedi. Maillerde var. Bugün çirkefe bağlamamın sebebi, yüzüğün satılmasına çok kızmamdır. Çünkü normali ayrıldıktan sonra benim ondan o yüzüğü almamdı. Almadım. O da yememiş içmemiş gitmiş satmış. Yüzük çok özel bir hediyedir. Olaya bu açıdan bakın. Evet terk ettim. Ne yapmalıydım. Eski sevgilisiyle iletişime geçtiğini gördükten sonra, hukuk önünde haklı olayım diye ilişkiye devam mı etseydim. Ayrıca, karşımda bu haltları yiyen ama sorumluluğunu kesinlikle almaktan korkan birisi vardı. Ben ayrılalım demeseydim, biz halen çıkıyor olabilirdik. Ama ona da çıkmak denirse...karşımda korkak birisi vardı. İlişkiyi bitirmek istediği her halinden belliydi. Ondan sonra devam etseydim yüzsüzlüğe girerdi. ben de bitirdim. Ben haklılığımı her türlü ispat ederim. Yüzüğü bırakırken de gerekçelerim vardı. Almak isterken de gerekçelerim var. Hakkaniyet ilkesi derseniz, burada hakkaniyetli olan nedir? Benim suçum fiilen "ayrılalım" dememde midir? Yoksa hukuk, her haltı yiyip te sırf bu lafı etmedi diye, karşı tarafı haklı mı görür? Olaya bu açıdan bakınız...."hukuka uygun, dürüstlük ilkesi çerçevesinde iyi niyetli ve olağan bir yaklaşım olarak kabul etmiyorum." denilmiş. Rica ederim. Lütfen ama. Ben bu kadına evlenme teklifi ederken o mesajın gittiğinden haberim yoktu. Olsaydı evlenme teklifi etmezdim. Yüzük te bende kalırdı. Dürüstlüğü sorgulanması gereken ben miyim? Kötü niyetli olan ben miyim? Olağan dışı davranan ben miyim? Hırsızın hiç mi suçu yok diye sorarlar:))) Lütfen olayı böyle değerlendirin. Tamam garip bir hukuk sitemimiz var ama objektif olarak baktığınız zaman haksız olmadığımı eminim göreceksiniz. Teşekkür ederim.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Beyefendi anlamadığınız kısım şurası;
Siz bu kişiye yüzüğü ve diğer hediyeleri kendi rızanız ile hatıra olarak bıraktınız mı, bırakmadınız mı?
Bıraktıysanız, o andan itibaren hukuki olarak bir hak iddia edemezseniz, karşı taraf bunu ispat ettirse, yargılama gideri, harç parası ve diğer masraflar size fazladan yük olacak, mahkeme için yaptığınız masraflar yanınıza kar kalacak, demek istediğim bu.
Burada aldatılan taraf siz olabilirsiniz, ama siz kendi rızanızla bıraktınız, yani bu bağışlamadır, ve hukuki olarak bağışlama akdinden tek taraflı dönüş söz konusu değildir. Zira siz rıza dışı bırakmış olsaydınız bu sebepsiz zenginleşme olacaktı, ama sizin rızanız var, o kişinin bu hediyeleri elinde tutması veya satması hukuka uygun. Demek istediğim bu.
Hukuk sizin dışa yansımamış sebeplerinizle ilgilenmez, sadece somut gerçeğe bakarız. Siz kendi iradenizle o yüzüğü bırakmasaydınız işin seyri değişirdi, ama şu anki durumda haksız olan taraf sizsiniz. Çünkü siz bu eşyaları geri alma hakkınızdan kendiniz vazgeçtiniz, feragat ettiniz, başkası değil. Daha açıklayıcı olması için yaptığınız şey hakkın kötüye kullanılması olup hukuk düzeni tarafından korunmamaktadır.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
söylediğiniz herşeyi anladım. anlamadığım tek şey şu. hakkın kötüye kullanılması derken neyi kastediyorsunuz. Hangi hakkım varmış ki kötü kullanmışım.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
söylediğiniz herşeyi anladım. anlamadığım tek şey şu. hakkın kötüye kullanılması derken neyi kastediyorsunuz. Hangi hakkım varmış ki kötü kullanmışım.
Şimdi hukuki olarak nişandan dönme durumunda olağandışı hediyeleri isteme hakkınız var. Siz bu hediyeleri ve masrafları talep etmiyorsunuz. Karşı tarafa "senden bir şey talep etmiyorum, yüzük de sende kalsın." diyorsunuz. Bu sözleriniz ile siz size ait olan şeyleri karşı tarafa bağışlamış oluyorsunuz. Bu sözlerinizle birlikte bağışlama akdi tamam olup artık o yüzüğün o kişide olması hukuksal nitelik kazanıyor. Beş ay sonra da o yüzüğü geri talep ediyorsunuz, bu hakkaniyete aykırı bir eylemdir. Zira bağışlama, karşılıksızdır ve bir kez yapılır sadece bir kişiye çıkar sağlar. Ama siz bağışladığınız bir şeyi geri istiyorsunuz. Bu hakkaniyete aykırıdır. Ben size bir şey bağışlasam bunu beş ay sona istemem doğal bir şey midir?
Hukuk size, bu yüzüğü geri alma hakkını zaten vermiş. Siz ise kendi rızanızla bu hakkınızı kullanmayıp karşı tarafa bırakmışsınız. Daha sonra da karşı tarafa bağışladığınız bu hakkınızı geri almak istiyorsunuz. Biz buna hakkın kötüye kullanılması deriz.
Başka bir tabirle açıklayayım. Sizin bana beş bin lira borcunuz var. Ama siz beni sevmiyorsunuz ve gıcıklık olsun diye, 10 kuruşlarla dolu bir çuvalı getirip, "Al, say işte borcum." diyorsunuz. Burada sizin borcunuzu ödeme yükümlülüğünüz var, ama alışılmışın dışında sırf beni zor durumda bırakmak için böyle bir şekilde borcunuzu ifa etme şansınız yok. Bana o borcunuzu hakkaniyete uygun şekilde yerine getirmek zorundasınız. Gideceksiniz, 20lik 50lik paralarla borcunuzu ödeyeceksiniz.
Sizin somut örneğinizde ise sizin 5 ay önceki sözlerinize sadık kalma yükümlülüğünüz vardır. Zira dürüst bir insana her koşul altında sözlere sadık kalmak düşer. Haa bu davayı alırsınız, ben avukatınız olsam %99 bu davayı alırdım. Ama mesele davayı kazanmak değil, mesele adil, dürüst ve samimi olabilmekte. Bu sebepten dolayı size bu konuda yardımcı olamayacağım. Tek bilmeniz gereken hukuki olarak haksız taraf bu yüzük meselesinde sizsiniz ve dava açarsanız kaybetme ihtimaliniz çok yüksek. Sizin lehinize olacak tek şey riske girmemenizdir.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Buradaki yazışmalardan anladığım şey şu. Net birşey yok. Kimisi dava açabilirsiniz diyor, kanuni dayanaklar da sunuyor. Kimisi de açsanız da kaybedersiniz diyor. Bu konuda içtihat ta yok. Hukuk düzenimizin özeti kısacası. Aynı zamanda hukuk düzenimizin sakat bir diğer yanını da tekrar hatırlamış oldum. O da şudur. Bizim hukuk düzenimiz, gerçeklerle değil, belgelendirilebilen gerçeklerle ilgilenmektedir. Belgelendiremediğim hiçbir şeyi kazanma şansınız yoktur. Dolayısıyla, istediğiniz şeyleri hukuki yollarla elde etme imkanınız çoğu zaman olmayacak bu durumda. Çünkü hukuk bunu sağlamayacak. Somut olaylarla ilgileniriz diyorsunuz. Bulunduğunuz noktada haklısınız. Ama, yazılı kuralların dışına çıkıp, gerçek hayatın doğal akışı içine girdiğiniz zaman ortada bir hakısızlık olduğunu (hukukun düzenlemeye bağlı kılmadığı, es geçtiği bir haksızlık) çok net görürsünüz. Bana, geçmiş olsun üstüne bir bardak su iç te diyebilirsiniz, hukuk ta bunu söyleyebilir. Ama amaç adaleti sağlamaksa, hukukun fonksiyonu da buysa, burada adil olmayan bir sonuç ortaya çıkar...Olayın ahlaki boyutu, insani boyutu, vicdani boyutu, duygusal boyutu ve ekonomik boyutu ile ortaya çıkan sonuç birbirini tamamlamayacak, tem tersine itecektir. Bu belki doğru olmayan ancak koşullara bağlı olarak olağan bir şekilde gelişen sürecin (ahlaksızlığın da kendi içinde bir mantığı vardır ve doğal süreci içinde ilerler) sonucu olması gereken hukuki hükmün doğmaması, dolayısıyla bir mantıksızlık ve haksızlık ortaya çıkaracaktır. Ahlaki olmayan bir süreç gelişiyor ve aslında o kişi bu yüzüğü en başından beri hak etmiyor. Ama ben bu süreçten haberdar değilim dolayısıyla yüzüğü veriyorum. Sonra ilişki bitiyor. Normal olan yüzğü geri almam ama almıyorum. Hatıra olarak sende kalsın diyorum. Çünkü hala o kişiye karşı zayıfım. Kırmak istemiyorum. İlişkiye devam edemiyorum ama o yüzüğe baktığı zaman pişmanlık duymasını istiyorum. O yüzüğe baktığı zaman beni kaybetmeye değer miydi diye sorgulamasını istiyorum. Artı ne olursa olsun unutulmak istemiyorum. O yüzüğü ona bu amaçlarla bırakıyorum. Satmasını kesinlikle istemiyorum. Bunu da ifade ediyorum. O da emanetine çok iyi bakacağım diyor.
Aylar sonra yüzüğü sattığını öğreniyorum. Ve çok sinirleniyorum. Çünkü ne olursa olsun o yüzüğün çok değerli olması gerektiğini düşünüyorum. Artı yüzğü onda bırakmaktan umduğum sonuçların hiçbirisi olmayacak artık bunu biliyorum. Evlilik teklifi için verilmiş olan bir yüzük ne olursa olsun satılmamalı bence. Hele ki ben herşeye rağmen ilişkiyi güzel bitirmeyi başarmışım. En azından bunun bir anlamı olmalı. Ama sen yüzüğe değer vermeyeceksin, emanete değer vermeyeceksin, anılara değer vermeyeceksin, bana değer vermeyeceksin. Sonra da hukuk bana diyecek ki, sen haksızsın arkadaş. Git bir bardak soğuk su iç. Şimdi bu adil mi? Vicdanlar rahat mı? Bunun bir bedeli olmamalı mı? Bu bedeli hukuk dışı yollarda mı aramalıyım? Bunlar eleştirel sorulardır. Elbette hukukun dışına çıkacak değilim. Ama bu, sorgulamayacağım anlamına gelmiyor. İster istemez sorguluyorum ve çıkardığım sonuç ta bu oluyor.
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
............................
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
Buradaki yazışmalardan anladığım şey şu. Net birşey yok. Kimisi dava açabilirsiniz diyor, kanuni dayanaklar da sunuyor. Kimisi de açsanız da kaybedersiniz diyor. Bu konuda içtihat ta yok. Hukuk düzenimizin özeti kısacası. Aynı zamanda hukuk düzenimizin sakat bir diğer yanını da tekrar hatırlamış oldum. O da şudur. Bizim hukuk düzenimiz, gerçeklerle değil, belgelendirilebilen gerçeklerle ilgilenmektedir. Belgelendiremediğim hiçbir şeyi kazanma şansınız yoktur. Dolayısıyla, istediğiniz şeyleri hukuki yollarla elde etme imkanınız çoğu zaman olmayacak bu durumda. Çünkü hukuk bunu sağlamayacak. Somut olaylarla ilgileniriz diyorsunuz. Bulunduğunuz noktada haklısınız. Ama, yazılı kuralların dışına çıkıp, gerçek hayatın doğal akışı içine girdiğiniz zaman ortada bir hakısızlık olduğunu (hukukun düzenlemeye bağlı kılmadığı, es geçtiği bir haksızlık) çok net görürsünüz. Bana, geçmiş olsun üstüne bir bardak su iç te diyebilirsiniz, hukuk ta bunu söyleyebilir. Ama amaç adaleti sağlamaksa, hukukun fonksiyonu da buysa, burada adil olmayan bir sonuç ortaya çıkar...Olayın ahlaki boyutu, insani boyutu, vicdani boyutu, duygusal boyutu ve ekonomik boyutu ile ortaya çıkan sonuç birbirini tamamlamayacak, tem tersine itecektir. Bu belki doğru olmayan ancak koşullara bağlı olarak olağan bir şekilde gelişen sürecin (ahlaksızlığın da kendi içinde bir mantığı vardır ve doğal süreci içinde ilerler) sonucu olması gereken hukuki hükmün doğmaması, dolayısıyla bir mantıksızlık ve haksızlık ortaya çıkaracaktır. Ahlaki olmayan bir süreç gelişiyor ve aslında o kişi bu yüzüğü en başından beri hak etmiyor. Ama ben bu süreçten haberdar değilim dolayısıyla yüzüğü veriyorum. Sonra ilişki bitiyor. Normal olan yüzğü geri almam ama almıyorum. Hatıra olarak sende kalsın diyorum. Çünkü hala o kişiye karşı zayıfım. Kırmak istemiyorum. İlişkiye devam edemiyorum ama o yüzüğe baktığı zaman pişmanlık duymasını istiyorum. O yüzüğe baktığı zaman beni kaybetmeye değer miydi diye sorgulamasını istiyorum. Artı ne olursa olsun unutulmak istemiyorum. O yüzüğü ona bu amaçlarla bırakıyorum. Satmasını kesinlikle istemiyorum. Bunu da ifade ediyorum. O da emanetine çok iyi bakacağım diyor.
Aylar sonra yüzüğü sattığını öğreniyorum. Ve çok sinirleniyorum. Çünkü ne olursa olsun o yüzüğün çok değerli olması gerektiğini düşünüyorum. Artı yüzğü onda bırakmaktan umduğum sonuçların hiçbirisi olmayacak artık bunu biliyorum. Evlilik teklifi için verilmiş olan bir yüzük ne olursa olsun satılmamalı bence. Hele ki ben herşeye rağmen ilişkiyi güzel bitirmeyi başarmışım. En azından bunun bir anlamı olmalı. Ama sen yüzüğe değer vermeyeceksin, emanete değer vermeyeceksin, anılara değer vermeyeceksin, bana değer vermeyeceksin. Sonra da hukuk bana diyecek ki, sen haksızsın arkadaş. Git bir bardak soğuk su iç. Şimdi bu adil mi? Vicdanlar rahat mı? Bunun bir bedeli olmamalı mı? Bu bedeli hukuk dışı yollarda mı aramalıyım? Bunlar eleştirel sorulardır. Elbette hukukun dışına çıkacak değilim. Ama bu, sorgulamayacağım anlamına gelmiyor. İster istemez sorguluyorum ve çıkardığım sonuç ta bu oluyor.
Ukala bir insanımdır ama sizi şunu temin edeyim, sadece bildiğim hukuki konularda yorum yaparım ve hukuki olarak daimi olarak dediğim şeyler doğru çıkar. Bu sitede birçok kişinin yorumları mevcut, hukukçu olmayanlar bile yorum yapabiliyor. Kendi adıma sadece hukuki yorumu yaparım ve dediğim şey daima doğrudur, olmak zorundadır. Bilmediğim konularda fikir yürütmem, isterseniz söylediğim her cümlenin hukuki gerekçesini sayfalarca açıklarım. Yani benim söylediklerime katılıp katılmamam önemli değil, zira ben kendi görüşümden ziyade uygulamada olanı söylüyorum. Kendi fikrimin bir önemi yok. Uygulamanın nasıl gittiğini bildiğim alanlarda aktif olup hukuki yorum getiriyorum. Bu noktada, sizin görüşünüze katılıyorum, bilmeden fikir yürüten çok kişi var.
Hukuk düzeninin belgelendirilebilir gerekçelerle ilgilenmesi çok normal, zira öbür türlü kim haklı kim değil bilinemez bile.
Şimdi ahlaki açıdan haklısınız, zira az buçuk ihanete uğramışsınız. Ama o yüzüğü o kişide bırakmayacaktınız. Vermeyecektiniz, geri alacaktınız, geri almamanız o kişiye güvendiğinizi gösterir, zira o kişi güveninize ihanet ederse burada hukuk düzeni size yardımcı olamaz.
vicdan açısından burada hukuk düzeninin adaletsiz olduğunu düşünmüyorum, bana gayet de adil geliyor. Bu işin formasyonunu alıyorum. Kendi isteğinizle bıraktığınız, bu satma olayının ihtimal dahilinde olduğunu da düşünmeniz gerekirdi. Siz düşünmediyseniz hukuk düzeni size bu noktada yardımcı olamaz.
Kişisel yorumum ise; ilişkiyi iyi bir şekilde bitirmişsiniz, keşke yüzüğü bırakmasaydınız. Ama artık yapabileceğiniz bir şey yok. Ama burada hata hukuk sisteminde değil sizde. Ayrıca dava açmamanızdaki tek çabam ekonomik olarak kendinizi riske atmamanızdır. Zira kaybetme ihtimaliniz oldukça yüksek bir dava. Hem de bu yüzük karşı taraf için kazanılmış bir hak niteliğinde.
Size diğer bir örnek vereyim. Şayet bu bayan, "Satmadım kaybettim." dese sattığını ispat edemezsiniz, onun da kaybetmesini ispat etmesine gerek zaten de yok. Boşuna kendinize ek mahkeme masrafı yapmanın alemi yok.
Olay itibariyle haklı olan taraf elbetteki sizsiniz, ama bir hukuki olayda birbirinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bazı alt olgular da vardır. Sizin ayrılma olayınız ile yüzük meselesinde olduğu gibi.
Geçmiş olsun, hayatta keşke hiç kötü anılar olmasa, ama onlar iyi ki varlar ki geleceğe karşı daha tecrübeli oluyoruz, bunlar önemsiz şeyler. Emin olun en büyük sorunlarınız bunlarla sınırlı kalsın.