Evlenme Vaadiyle Kızlık Bozma

İddiaların önceki mesajımda da kaydettiğim üzere delillerle desteklenmeden ortaya atılması durumunda, asılsız isnadlar mesabesinde kalacağını, diğer unsurların da söz konusu olması halinde TCK.da tarif edilen ''iftira'', ''suç uydurma'', ''hakaret'' gibi suçlardan dolayı asılsız itham sahibi hakkında soruşturma başlatılabileceğini anlatmak istemiştim. Sizin, karşılaştığınızı iddia ettiğiniz haksız eylemler karşısında hakkınızı aramak, gerekli mercilere şikayet ve suç duyurusunda bulunmak, vazgeçilmez ve en tabi bir hakkınız olduğu gibi elbette bir takım asılsız ithamlarla karalanmaya çalışıldıkları, kendilerine karşı iftira, hakaret gibi benzeri suçların işlendiği iddialarıyla da kanuni makamlara insanların başvuruda bulunmalarının onların en tabi hakları olduğunu unutmamak gerekir. Hukuk ve adalet sistemi, delilden mücerred ve ayrı düşünülemez. Hissiyata ve duygusal tepkilere göre adalet mekanizmasından adil karar beklentisi, boş bir hayaldir. Yukarıdaki mesajımda ''iddiaya göre suç işleyeni'' savunmadım. Soruda anlattığınız olay ve olay münasebetiyle vermeyi uygun gördüğünüz bilgilerden hareketle, sizi arayan kişinin bir savcı olmayabileceğini, yanılmış olabileceğinizi'' beyan ettim. Zira, bu konuya dair fikrimce iddianızın kuvvetli şüphe boyutunda değerlendirilmesini haklı kılacak başka bir bilgi vermediniz. Muhakkak ki, burada bizler kendimizi yargı mercii yerine koyamayız. Ancak bazı bilgi ve anlatımlardan hareketle muhtemel hukuki sonuçları mevcut teknik bilgilerimiz sayesinde tahmin edebiliriz. Tahminlerimiz, gerçek netice ile bağdaşabilir; bağdaşmayabilir de... Önemli olan insanların haklarını da ortaya koyarken bir anda haksız duruma düşmemeleridir. Zaten, bilgi paylaşımını amaç edinmiş bu forumda sorulan soru ve verilen cevapların sahih olan maksadı, soru sahiplerinin bazı güncel ve teknik hukuk bilgisi ile karşılaştıkları problemlerde ön-bilgi sahibi olmaları ve hukuki süreçte hazırlıklarını gözden geçirmeleridir. Yukarıdaki iyiniyetle yapılmış uyarılarımın bu anlamda değerlendirilmesini, aksi halde kimsenin hak-hukuk mücadelesini tahfif etme düşüncemin olamayacağını beyanlarıma eklemek isterim.

ben verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim Ekrem bey.suç işleyeni savunmadığınızın farkındayım.
Elimdeki deliller,olay sırasında 1 saat e yakın direniş,kaçma çabası oldu başaramadım.Çok kanama olmuştu 1 hafta kadar sürünce doktora götürmüştü o günkü doktor kayıtları,
anneme attıgı mesaj "ben bı suc işledim nolur affedın benı kotu bırı olarak tanıdınız nıhal cok ıyı bırı nolur ona kızmayın ıncıtmeyın vs vs "
daha sonra ki küfürlü mesajları tehditli konusmaları.
ve arkadaşının onun hakkında " o gece dışarı çıktığımızda alkol,esrar içer dengesi bozuk bir insan " demesi
beni wc ye zorla kitlediğinde psikolojimi bozdugunun farkına vardıgında ilerde evlencez seni bırakmıyacagım demesi ve sonradan aıleme anlattıgım için bana kızması,bu aralarda değişik değişik konuşması kafamı karıştırıyor.mahkeme günü hakim bey den o kişinin uyuşturucu testi yapılmasını isteyebilirmiyim?

biz ona hiç bi kötü kelime etmedik babam la aram eskisi gibi değil.ben ailemin tek kızıyım beni saygımla insanıgımla tanır çevrem.afedersiniz hoppala bir kız olsam yada şu 21 yy denen şey e ayak uydurup başıboş yaşayan bir insan olsam başıma gelen olayda hakkımı aramaya çalışmaz susar otururdum köşemde.
mesele sadece rapor ise hukukumuzda,ilişkiden 15 gun sonra ayrıldık bız.doktor kontrolunde kızlık zarının yenımı eskımı yırtık oldugu bellı oluyormus.en azından savcı bey ın atk'na göndermesi muayene ettirmesi gerekmezmiydi?talep ettim atk'na gönderin muayene olmak istiyorum dedim.çok zaman geçmiş kim bilir kim ile oldu der adam nasıl ıspaylıyacaksın dedi.ben ısrarla nolur gönderin dedim halimi görüyorsunuz sizin tabirinizle nasıl bir başkasıyla olabilir dedim savcı bey sustu .
sayın Ekrem Sencer benim hayatımın en güzel yılları denebilecek çağındayım o adam benim hayatımı simsiyah etti.Çldığım her kapı yüzüme kapandı.Ama davamın arkasındayım sonuna kadar.Verdiğiniz bilgiler için size çok teşekkür ederim.

ekrem beyin yazılarından adli konulardan oldukça iyi anladığı anlaşılıyor...onun için anlayabildiğim; herşeye rağmen zamanında suç duyurusunda bulunmak ...ama çok zaman geçmesi şurdan kurtarılamaz mı?: 1 hafta kadar süren kanamalar,vücudun bitkin düşmesi,şoka -depresyona girme,aileye korkudan ,mahcubiyetten geç aktarılması, bu süreçte onların da üzülmesi ve onlardan maddi ve manevi destek alınamaması...durumun kişinin özel hayatını ifşa etmesine neden olacağı için saklanmak istenmesi ...ne de olsa bi bayan için aile için kolay olmayan bişey....daha önce adliyeden mahkeme yollarından hiç geçmemesi ve hele böylesine fiziksel ve ruhen zayıf düşmüş bir durumdan yeni yeni çıkıp ,kendini anca toplayıp sağlıklı şekilde karar vermeye başlanması, mahkemeler için güç toplanması...süreçte kişi iki kez hayatına son vermek istemiş,hiç kolay değil yani....


nihal hanıma...

herkesin kendine göre sorunları ,üzüntüleri olur...geçmişten ders çıkarıp eski hatalara dönmemek,yeni bi sayfa açmak en doğrusu...tamam; mahkemede hakkını ara ama sonuç istediğin gibi olmazsa tekrar başa mı dönüceksiniz?elbet mahkeme bi süreç ve istenilen sonucun çıkmamasınada hazır olmalısınız...inanın hayatını sipsiyah yapan insanlar olduğu gibi bembeyaz yapan ,eski defterleri açmayan,mahkeme sonucunu dahi sorgulamayan tipler de vardır çevrenizde...onlar üzüntünüzü hafifletirler...bu dostlarla birlikte üzücü süreci atlatmanız dileğiyle...

T.C. kanunlarında herşeyin ıspatı sadece bir rapora bağlı ise ben bunu kanıtlamak için hiç gözümü kırpmadan canımı ortaya koyarım.Duygusal olarak bakmıyorum olaya sizde bakmayın! yaşadığım bu travma sonrası benim umudum kayboldu.ve kaybedecek hiç bir şeyim kalmadı.

bu sosyal forum a üye olmamın sebebi ise kafama takılan sorularıma cevap arayışı içinde olmamdır.Herkese yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim.

Nihal hanım

Bir agabey olarak naçizane tavsiyelerim olacak.Öncelikle savcı bey ile ugraşmayın malum oda bir insan ve belliki sizden hoşlanmış ve aramış bunu sürekli yapmıyorsa anlayışınıza bırakıyorum.

Ses kaydını mahkeme izniyle polis alır sizn almanız suçtur bir işede yaramaz aman lafını bile etmeyin.

Bu kişiye karşı hakkınızı sonuna kadar arayın.Kazanacagınızdan eminim.

Lütfen kızmazsanız naçizane bir yorumda ypacagım.

Şu an beraber oldugum ve evlenmeyi düşündüğüm kız arkadaşımda yıllar önce böyle bir olayın magduru.yılmadı ölmedi o kişi şu an antalya cezaevinde yatıyor biz tanıştıktan bir süre sonrada bana durumu aktardı.Bakın bu sayfalarda ne acı hikayeler var sırf ibret olsun diye okurum çogu zaman sizi tanımıyorum ama güzelliğinizle çevrenizi büyülediğiniz aşikar yorularınızda bitim mahvoldum felan yazıyosunuz üzülüyorum hayır hayat herşeyile güzel

''izc'' müstearlı üyenin iltifatına teşekkür ediyorum. Ancak, adli meseleleri iyi anladığını iddia eden bir insan olmadığımı, hatta hukuki konulara dair iddiada bulunmaktan özellikle kaçındığımı vurgulamak isterim. Şüphesiz genç arkadaşımın beyan ettiği gibi, mağdurenin karşılaştığını iddia ettiği olayın niteliği ve bu olayın ''şüyuunun belki vukûundan beter'' sonuçlara neden olabileceği düşüncesiyle adli makamlara iletmemiş olması mantıklı bir açıklamadır. Ancak, fikrimce her mantıklı açıklama bir delil ile desteklendiğinde hakikat tahtına oturabilir; aksi halde kendi sebep-sonuç kurgusu içinde daima aklın kestiği bir hükümden öte bir anlam ifade etmez. Zira, (soru sahibi mağdureyi tenzih ederim), karşılaşılan her durum ve hadise karşısında insan zihni, aklın kavrayabileceği tarzda mantıklı senaryolar üretip yine mantıklı neticelere varabilir. Bunun ise sonu ve sınırı yoktur. Soruda kaydedilen olayın mahiyeti itibariyle hemen ardından delillerinin toplanmasında suçun ve failin sübutu yönünden pek mühim faydalar olduğu açıktır. Her ne kadar ülkemizde tam olarak yerleşmemiş ise de sanıktan delillere değil de delillerden sanığa veya faile ulaşılması ceza muhakemesi hukukumuzun da genel bir prensibidir. Bu ilkeye göre, ceza muhakemesine tabi tutulup suçlandırılacak kişinin yararı ve hakkı ortaya konulmuştur. Çünkü, gerçekte suç işlemeyen masum ve şerefli bir adamın yeterli delil mevcut değil ise bu durumda Cinsel İstismar suçunun sanığı durumuna düşmesi, bırakın mahkumiyetini, sadece böyle bir suçtan dolayı yargılanması sebebiyle dahi ailesinin dağılıp, hâlet-i ruhiyesinin rahnedâr olması ihtimali düşünüldüğünde, işlendiği iddia edilen cürümlerde delil tahkikatı yapılmasının ne derece kıymetli ve önemli olduğu anlaşılacaktır. Şüphe varsa mahkumiyetten söz edilemez. Gerçekte sanık suçu işlemiş bile olsa yine de sanığı cezalandıramazsınız. Karar merciinde yer alan vicdan sahibi hiç kimse şüphe ve tereddütler üzerine hüküm tesis etmez; bunun maddi ve manevi sorumluluğunu üstlenmek istemez.

Soruya gelecek olursak, kanaatimce dinlenen tanık beyanlarından, fenni ve sâir delillerden hareketle şikayet olunan şüpheli hakkında ya kamu davası açılacak ya da takipsizlik kararı verilecektir. Dava açılırsa, mağdure veya sanık memnun ya da gayr-ı memnun olsalar da mahkemenin adil bir karar vermesini temenni ediyorum.

Ne oldu son durum,

Bu suç 765 sayılı mülga ceza Kanunu'nda kaldı. Yeni 5237 s. Ceza Kanunu'nda böyle bir suç tipi yok.