Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Alıntı:
bağımsız ve tarafsız bir mahkemece verildiği,
Mahkemenin Karar vermesi ve YARGITAY'ın ONAMASI bizim eleştiri yapmamızı ,Bu kararı Hukuka uygun bulmadığımızı söylememizi engellemez.
Her Mahkeme Kararı veya Her Yargıtay Kararı Doğru olsaydı.
Bu gün Türkiye AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNDE en çok dosyayı olan ülke olmazdı.
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Sayın Tavus;
Geride bıraktığımız yıl yine bu dönemlerde yaşanan Danıştay'ın üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran düzenlemeyi iptal etmesi konusunda Sayın Başbakanımızın Danıştay'ın verdiği kararın ideolojik olduğu yönünde açıklamaları mevcut. Aynı şekilde Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı Av.Fatih Şahin'in de mevcut kararın hukuk dışı olduğu açıklamasını gözden kaçırmış olmalısınız. Milyonların güvenip oy verdiği ülkenin Başbakan'ı ve yine hükümetin Gençlik Kolları kanadını yürüten Avukat Fatih Şahin'in yürütme organı olan Danıştay'ın verdiği kararı hukuk dışı bulması söz konusu iken VATANDAŞ Beyaban'ın yazdığı yazı sizi pek de rahatsız etmese gerek...
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Alıntı:
sonyaka1919 rumuzlu üyeden alıntı
Mahkemenin Karar vermesi ve YARGITAY'ın ONAMASI bizim eleştiri yapmamızı ,Bu kararı Hukuka uygun bulmadığımızı söylememizi engellemez.
Her Mahkeme Kararı veya Her Yargıtay Kararı Doğru olsaydı.
Bu gün Türkiye AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNDE en çok dosyayı olan ülke olmazdı.
Ne AIHM ne Danıştay ne de bir başka kurum hukuka %100 hakim olan ve uygulama imkanı olan erklerdir. Kararı hukuka uygun bulmuyorsanız, bunu gerekçesiyle açıklarsınız ne hakimi, ne başbakanı ne de bir başka kişi veya kurumu zan altında bırakmazsınız.
Siz bir avukatsınız farz edelim ve benim davamı kaybettiniz. Bunun üzerine benim size hakaret edip, davamı sattı demeye ne kadar hakkım varsa sizin de dava dosyasını görmeden burada hakimi veya bir başkasını zan altında bırakmaya o kadar hakkınız vardır.
Madem hukuka aykırı buluyor ve bu kararı beğenmiyorsunuz, size sözüm kısa: Hodrimeydan! Ben buradayım ve gerekçeli açıklamanızı bekliyorum. Yok ideolojik olarak beğenmiyorsanız buna bir hukuki kılıf uydurmaya çalışmamanızı tavsiye ederim.
Alıntı:
CeeK rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Tavus;
Geride bıraktığımız yıl yine bu dönemlerde yaşanan Danıştay'ın üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran düzenlemeyi iptal etmesi konusunda Sayın Başbakanımızın Danıştay'ın verdiği kararın ideolojik olduğu yönünde açıklamaları mevcut. Aynı şekilde Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı Av.Fatih Şahin'in de mevcut kararın hukuk dışı olduğu açıklamasını gözden kaçırmış olmalısınız. Milyonların güvenip oy verdiği ülkenin Başbakan'ı ve yine hükümetin Gençlik Kolları kanadını yürüten Avukat Fatih Şahin'in yürütme organı olan Danıştay'ın verdiği kararı hukuk dışı bulması söz konusu iken VATANDAŞ Beyaban'ın yazdığı yazı sizi pek de rahatsız etmese gerek...
Sayın CeeK;
Yukarıda da belirttiğim üzere her kurum hiçbir surette hukuku tamamen uygulayabilecek ve adaleti tamamen sağlayabilecek durum-konum-imkana sahip değildir. Hiçbir müessese adaleti tam anlamıyla tezahür ettiremez.
Ayrıca Danıştay'ın katsayı kararı, Anayasa mahkemesinin yakın tarihteki 367 ve başörtüsü kararı gibi kararları tartışmaya açık ve ideolojik tartışmalara sebebiyet veren kararlardır.
Ama Fahriye Erdal gibi bir kişi bir kasten öldürme fiilini işlerse ve ülkeden ayrılırsa, sığındığı ülkeye de bunu siyasi bir amaçla işlediğini söyleyip iadenin reddi de hükmolunursa burada hukuktan bahsedemeyiz. kasten öldürme fiili hangi saikle işlenirse işlensin sanığın iadesini zorunlu kılmaktadır ve hiçbir surette kasten öldürme fiili siyasi bir saikle işlenip de iadeye konu olmadığı ne dünyada ne de hukukta görülmüştür. Keza insan doğasına da aykırıdır. Burada hukukun ne olduğu ve nasıl uygulacağını açık ve nettir. Uygulanıp uygulanmaması önemli değil.
Buradaki somut olayda da "hakaret" suçunun unsurları oluşmuştur. Mahkeme burada ceza verirse hukuku uygular, vermezse uygulamamış olur. Ama mahkemenin karar buradaki hukuki durumu değiştirmeyeceği gibi daha dava dosyasını bile görmeden, hakimin siyasi etki altında kaldığını dolaylı yoldan isnat eden bir olguyu da ifade etmek hukuki veya etik değildir.
Şayet bu "cumhuriyet yıkıcısı" lafı başbakana değil de bir başka kişiye söylenseydi hakaret olurdu değil mi?
Bir çok ceza kitabında yazan şu örneği tüm hukukçular bilir sanırım. "Hırsıza, hırsız demek bile hakarettir." diye. Kaldı ki zaten başbakanın cumhuriyete yönelik somut bir saldırısı olsaydı bu ceza kanunlarına göre tazmin edilirdi. Olmayan bir eylem üzerinden varsayım ve farazi düşüncelere dayanarak kimseye hakaret etme hakkını hukuk tanıyamaz.
Ben buradaki mağdur, başbakan da olsa, Kılıçdaroğlu da olsa, Bahçeli de olsa, aynı tepki ve izlenime sahip olurdum. Tarafsızlık bunu gerektirir. Şayet sizler aynı sözler Kılıçdaroğlu yahut Bahçeli'ye söylendiğinde aynı sözleri ifade edemeyeceksiniz, hukuki bir tartışmadan veya hukuktan bahsetmeyin. Çünkü hukuk o değil.
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Sayın Tavus;
Yukarıda ki yazımda kararın doğruluğu ya da yanlışlığı yönünde herhangi bir yorumum söz konusu değil. Türkiye Gençlik Birliği Üyesi öğrenci kardeşimizin sözü ile hakaret fiilinin işlenmediğini de söylemiyorum. Halkın güvenini kazanan bir partinin, Gençlik Kolları Başkanı üstelik avukat olan birinin yargının yanlış karar verdiği açıklamaları sizin ikinci iletinizde belirttiğiniz hakimin kararına saygı gösterilmemesi unsuru ile birebir uyuşmaktadır. Vatandaş(!)ın ilgili kararı eleştirmesi yüce mahkemeye ne kadar saygısızlıksa hükümet kanadından yapılan açıklamalarda o derece saygısızlık göstergesidir.
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Alıntı:
Hodrimeydan! Ben buradayım ve gerekçeli açıklamanızı bekliyorum. Yok ideolojik olarak beğenmiyorsanız
Sizin yazdıklarınız Tam bir ideolojik saptırmadır.Siz Türkiye de yaşıyorsanız eğer ,gündemi takip ediyorsanız cumhuriyet yıkıcılığı kelime birliğinin hakaret olmayıp bir protesto olduğunu çok iyi bilmeniz gerekir.
AKP iktidarı LAİKLİK İLKESİNE AYKIRI EYLEMLERİN odağı nedeniyle Anayasa Mahkemesinden TESPİT VE UYARI ALDIĞINI DUYMADINIZ MI ?
Anayasa Mahkemesi 'ne KENDİ MECLİS ÇOĞUNLUKLARIYLA ATAMA yaptıklarından haberiniz yok mudur?
TÜRBAN konusunda Mahkemelerin kesinleşmiş kararları varken FİİLİ DURUM YARATMA hakkında SÖYLEYECEĞİNİZ bir şey yoktur.
HUKUKA HODRİ MEYDANI KABUL ETMİYORUZ.
Cumhuriyet Yıkıcılığı sözü bir eleştiridir.Siyasetçi bu eleştirileri görmezlikten gelemez.
HA DİYORSUNUZ Kİ;
DOSYAYI okudun mu.Biz Yukardada açıkladığımız gibi sadece CUMHURİYET YIKICILIĞI konusunda açıklama yaptık.Bu genel bir değerlendirmedir.
Bunun dışında NE VAR?
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Alıntı:
CeeK rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Tavus;
Yukarıda ki yazımda kararın doğruluğu ya da yanlışlığı yönünde herhangi bir yorumum söz konusu değil. Türkiye Gençlik Birliği Üyesi öğrenci kardeşimizin sözü ile hakaret fiilinin işlenmediğini de söylemiyorum. Halkın güvenini kazanan bir partinin, Gençlik Kolları Başkanı üstelik avukat olan birinin yargının yanlış karar verdiği açıklamaları sizin ikinci iletinizde belirttiğiniz hakimin kararına saygı gösterilmemesi unsuru ile birebir uyuşmaktadır. Vatandaş(!)ın ilgili kararı eleştirmesi yüce mahkemeye ne kadar saygısızlıksa hükümet kanadından yapılan açıklamalarda o derece saygısızlık göstergesidir.
Anlamadığım nokta, madem bu karar doğru, doğru karar neden eleştirilir. Benim kızdığım nokta sanki başbakan yargıladı çocuğu. O hakimin şahsen yaptığı bir şey olmaksızın bu dava üzerinden edebiyat yapılmasıdır.
Sonyaka1919;
Bence sizi öldürmek, suç teşkil etmemelidir, bana göre bunu hak ediyorsunuz. Ama hukuk benim bakış açımı değil, evrensel bir bakış açısını kabul ediyor.
21. yüzyıl ceza hukukunda hırsıza hırsız demek bile suçtur. Ama önceki yüzyılları bilmiyorum. Ayrıca ben herhangi bir ideolojiyi benimsemiyorum, ideolojik çarpıtma yapan da ben değilim. Hakaret konusunda yeteri kadar bilginiz olmadığına kanaat getirdiğim için devam etmeye niyetim yok. Ama bu konuda yeterli hukuki bilgiyi öğrendiğiniz zaman bana hak vereceğinizi pekala biliyorum. Bu sebepten dolayı da şimdilik sizi kendi bakış açınızla baş başa bırakıyorum. Siyaseti sevmiyorum. Ama bir hakimin kararını sanki siyasi iktidar vermiş gibi o hakime haksızlık yaparak, hakimin iradesini hiçe sayarak yapılan yorumlara karşı olduğumu ifade etmeye çalıştım o kadar. Gerek doktrinde gerekse Yargıtay 2. ceza dairesinin örnek içtihatları nazara alınırsa mahkeme kararında bir isabetsizlik olmadığı ortadadır.
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Bunu bir an için hakaret olarak algılayalım. TCK, hakarete konu şeyin ispatı halinde ceza verilmeyeceğini öngörür. Peki Anayasa mahkemesinin kapatma davası gerekçesinde "laiklik karşıtı eylemlerin odak noktası" olarak gördüğü AKP yöneticileri hakkındaki karar nedir? AYM açıkça durumu ortaya koymuşken bir vatandaşın "kral çıplak" demesini yadırgamamak, tam tersine tebrik etmek gerekir. Ne yazıktır ki hükümetlerin elinde oyuncak olan Yargı da şimdilik buna esir olmuşsa da yüce Türk Yargısı bu yanlışı kolayca düzeltebilecek, güç ve yeteneğe sahiptir. Tekrar ediyorum "cumhuriyet yıkıcısı" demek suç değildir. Çünkü anayasa mahkemesince zaten bu tespit edilmiş, ancak hafif müeyyidelerle geçiştirilmiştir. Bu nedenle suç oluşmaz, ceza verilemez...
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Eldeki yetersiz bilgiye rağmen tartışmanın düzeyli sürmesi çok güzel. En azından azda olsa bu site sayesinde ''insanların konuşma/tartışma özgürlüğünün'' sürdüğünü görmek hoş... Korku imparatorluğu henüz tam egemen olamamış... Belki hala hükümetin gerçek bir ''darth vader'' bulamamasındandır...
Basında yer alan bir sözcük üzerine ''hüküm kurmanın'' olumsuzluğundan ilk yazımda bahsetmiştim. Bizim basın ''bir noktayı'' alıp gerisini göremezden gelme konusunda ustadır. Bu bağlamda Bektaşi'nin Kur'an da ''namaz kılmayın'' yazdığını söylemesi gibidir. Başını sonunu atar işine geleni alır garip bir durum oluşur. Bu davada da elimizdeki tek olgu ''cumhuriyet yıkıcısı'' sözcüğüdür. Başı sonu nedense yok!!!
Sayın Raşit Tavus'a düzeltmeyle başlayayım. ''Yürütme erkinin başı olan kişiye..'' demiş... Başbakan için Oysaki başbakan yürütme erkinin başı değildir. Yürütme erkinin başı Cumhurbaşkanı'dır.
''III. Yürütme yetkisi ve görevi
MADDE 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.''
Görüldüğü gibi anayasa yürütmeyi tarif ederken Başbakandan bahsetmez bile, çünkü başbakan adı üzerinde bakanların başıdır. Cumhurbaşkanı tarafından atanır, istifası kabul edilir.
Burada tartışılması gereken en önemli husus aslında bence şudur;
AKP hükümetinin ve partisinin vede onun oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı'nın kendi aleyhlerindeki en küçük eleştiri veya sözcüğe dayanamayıp çok acımasız ve zalimce yüklenmeleridir. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir zalimlikle bu işlemleri sürdürmektedirler. Ben koskoca Cumhurbaşkanı'nın bir otobüs durağında kendisini protesto eden iki gencecik kişiyi parmağıyla işaret ettiği ''O'' fotoğrafı unutamıyorum. aslında o bir utanç fotoğrafıdır. O fotoğraf bu kişilerin ne kadar zalim ne kadar vicdansız ne kadar baskıcı olduğunun göstergesidir. Başbakanında bir lise öğrencisinin boğazını sıkmasıda çok dikkate değerdir. Bu BİZ HER ŞEYİ YAPARIZ DERİZ KİMSE BİZE BİR ŞEY DİYEMEZ FAŞİST DÜŞÜNCESİDİR.
Her işlerine gelmeyen kararda ''ULEMAYA SORMAK LAZIM'' diyenlerin en ufacık bir eleştiride mahkemeye koşmalarıda ayrıca düşünülmesi gereken bir husustur. Bu bağlamda sorun HAKARET yada ELEŞTİRİ değil MEMLEKETİ İDARE ETTİĞİNİ SANAN ZİHNİYETİN FAŞİST BASKISI VE HOŞGÖRÜ YOKSUNLUĞUDUR.
Sayın Raşit Tavus'un doğru yazmasına karşın eksik yazması olaya yanlış açıdan bakmamıza yol açabilir. 125. madde her nekadar hakaret suçunu tarif edip cezasını düzenliyorsada bunun içtihat ve yorumlarıda en az kanun maddesi kadar önemlidir.
Örneğin ben bir bayanla bir otele girerken görüntülensem ve bayanında sıradan bir vatandaş olduğu durumlarda bunu haber yapmak ''özel yaşamın dokunulmazlığı''ihlalidir. Suçtur cezası vardır. Amma topluma mal olmuş kişiler dediğimiz kişilerden birisi ( Manken, futbolcu şarkıcı artist model siyasetçi yazar v.s) ise bu haber değeri taşır ve gerçekse ceza alınmaz... Paparazi dediğimiz tipler neden bizi değilde bu meşhur denen tipleri takip eder? yanıtı işte buradadır.
Örneğin ben yada sıradan herhangi bir başka vatandaş herhangi bir devlet başkanı için atıp tutsa hakaret etse ne olur ? En fazla alıp götürürler , laf edip serbest bırakırlar yada çok ayyuka çıktıysa dava açılır. Peki aynı atıp tutmayı veya hakareti Başbakan yapsa ne olur ? Ülkeler arası diplomatik kriz çıkar bir çok ülke müdahil olur abuk bir durum ortaya çıkar... Yanıt işte buradadır.
Özetle topluma mal olmuş kişiler dediğimiz kişilerden olan başbakana daha sert eleştiri yapılması doğaldır ki yargıtayda bir çok içtihatında bunu belirtmiştir. Topluma mal olan kişiliklerinde bunun bilincinde olarak daha dikkatli olmaları ve daha hoş görülü olmaları gerekmektedir.
Cumhuriyet yıkıcısı demenin hakaret olup olmadığından önce bu söze maruz kalanların davranışlarının demokratik olup olmadığı önemlidir.
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Alıntı:
Sonyaka1919;
Bence sizi öldürmek, suç teşkil etmemelidir, bana göre bunu hak ediyorsunuz.
Beni öldürtürseniz.Kiminle tartışma yapacaksınız.:)
Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!
Sayın Tavus;
Başından bu yana anlatmaya çalıştığım, anlamadığınız diğer bir nokta da Sayın Beyaban gibi hükümetin de mahkeme kararlarını eleştirip, hukuk dışı bulması... Günümüz Türkiyesine uygun olacak; imam böyleyse cemaat napsın?