Türkiyenin zengin olamamasının nedeni İŞTE ŞU YAZDIĞINDIR.
Alıntı:
Bu konuyla ne alakası var.
Printable View
Türkiyenin zengin olamamasının nedeni İŞTE ŞU YAZDIĞINDIR.
Alıntı:
Bu konuyla ne alakası var.
Anlaşıldı,bize vize uygulamayan ülkeler varmı dediğime takmıssınız heralde siz.Niye taktınız anlayamadım.Beğenmiyormusunuz o ülkelerdeki şartları.Bence o şartlara nasıl gelebiliriz onu tartışmamız lazım değil mi sayın 1919,yada neden o şartlara gelemedik diye.Sayın Engin'in dediği gibi çalan çırpan çakallara sormak lazım,vergi kaçıran sahtekarlara sormak lazım.Kredi alıp cebi doldurup,yasaların boşluğundan yararlanıp iflas ettim deyim ülkenin,sizin benim paralarımı gasp edenlere sormak lazım.Şartları güzel deyip espriyle o ülkelere mi gitsek ne yapsak diyen ben ve benim gibilere değil.Anladığınızı umut ediyorum.Yoksa kaçanlardan olmadık olmayızda.Kalırım deyip te ilk kaçanlarıda biliriz biz.Hatta kalan son kişilerden oluruz siz rahat olun.Saygılar.
23 Nisan 1920 günü ulusun temsilcilerinden oluşan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Meclis Mustafa Kemal'i başkanlığa seçti. Böylece Ankara'da ulus temsilcilerinden oluşan bir meclis işe başlamış oldu. Bu meclisin kuruluş esası egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olması ilkesiydi. Meclis, Osmanlı hükümeti ile düşman ülkeleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nı tanımayacağını bütün dünyaya duyurdu.
Ankara'da Millet Meclisi'nin açılması, Mustafa Kemal'in başkan seçilmesi padişah ve onun hükümetini çok korkuttu. Özellikle Sevr Antlaşması'nın tanınmayacağı yolundaki karar onları büsbütün kuşkulandırdı. Düşmanlarla işbirliği yapan bir takım gericileri Anadolu'nun çeşitli yerlerinde örgütlediler. Büyük Millet Meclisi'ne karşı ayaklanmalar başladı.
Mustafa Kemal ve arkadaşları İstanbul Hükümeti tarafından vatan haini olarak ilan edildi. Haklarında ölüm cezası kararı verildi.
Bütün bunlar olurken Ankara'da ve bütün Anadolu'da yürekleri yurt sevgisi ile dolu insanlardan oluşan bir ordu kuruluyordu. İstanbul'dan kaçarak gelen subay ve aydınlar bu orduda görev alıyorlar, yurdun dört bir yanından koşup gelen erlerimiz de silahlandırılarak cephelere gönderiliyordu.
Eskişehir yöresinde İnönü'de, Yunan ordusu ile karşı karşıya gelen bu genç ordu, Yunanlıları I. ve II. İnönü Savaşı adı verilen iki büyük savaşta yenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin varlığını, sesini bütün yurda ve dünyaya bir kez daha duyurdu.
Sayın feyyar bu linki tıklayın bence sanırım 1919 alakası olabilir bu yazının:2008-07-16 - 22:18:00 Devletin makarr-ı idaresi Ankara'dır, böyle ...
http://www.google.com.tr/#hl=tr&biw=...b8845b374c7f44
Aynen katılıyorum.Aslında bu istatistik bilgileri vermekle amacım bu değildi,sanırım Sayın sonyaka1919 yazımın sonlarında yaptığım espriye takmış.Kaçmayı göçmeyi felan karıştırdı.Avrupada yaşayan Türk vatandaşlarımıza ne diyeceğiz şimdi.Sonyaka1919'un mantığıyla hareket edersek,pek hoş şeyler demeyiz onlara.Benden alıntı yaparak yazdığı için cevap verdim.Yoksa bizim kültürümüzde ne kaçmak vardır nede kalırız diye hava atmak.Biz ülkemiz düzelsinde insanlarımız ve içinde de biz ve sevdiklerimiz daha iyi imkanlarda nasıl yaşarız onun mücadelesini veririz.Kuru kuruya olmuyor bu işler.Teşekkürler.
Çok kıymetli ve değerli sayın feyyar beni çok güldürdünüz.Sağolasınız.:)
Sizide davet edeyim sayın sonyaka1919,mesela Norveç çok çeşitli balık tatları var.Gidelim orada bir balık lokantasına anladınız ya.Oturalım,yada Hong Kong'a karides yemeye gidelim buyrun.Hem gezeriz nasıl bir ülke buralar.Rakamlar aldatıcı olabilir,insan yaşamına nasıl yansımış,insan haklarına nasıl yansımış.Araştıralım tesadüf mü acaba eğitimin yüksek olması,trafik kazalarının yok denecek kadar az olması.Bakalım görelim.Yollarına bakalım,binalarına bakalım,fabrikalarına bakalım.Bakalım;Siyasetcileri halk için neler yapmış,iş adamları neler yapmış,çalmışlar mı,işçi çıkarmışlar mı,nasıl oluyorda eğitim seviyeleri yüzde 90 ın üzerinde.Dedim ya davetlimsiniz bakalım,görelim.İnceleyelim,Lüksemburg nasıl bir çocuğun 18 yaşına kadar bütün masraflarını karşılıyor,adamlar ülkelerini sevmekle kalmamışlar,bunu nasıl yapmışlar onu araştıralım.Mazot ne kadar,benzin ne kadar bu ülkelerde.Çiftçi ne alemde bu ülkelerde onlara bir bakalım.Bir işçiyle,bir millet vekili nasıl aynı otomobile biniyor onu araştıralım.Bizim gibi sevdiklerine kötülükmü etmişler yoksa hizmet mi.Onu araştıralım.VARMISIN.Geri geliriz merak etme.
Bu yazıları yazarken asıl meseleyede biraz değineyim dedim.Kimse yanlış anlamasın bu ülkelerin seviyesine gelemememizden en az kusurlu,şuanki mevcut hükümettir.Cumhuriyet tarihimizden bu yana kurulmuş hükümetleri günümüze kadar ki olanları hepsini eleştirmek lazımdır.Eleştiri,vatandaşın en doğal hakkıdır.Demek ki işlerini iyi yapmamışlar.İyi politikalar üretmemişler,üretememişler.İş adamlarımız,ekonomistlerimiz,akedemisyenlerimiz,ha lk olarak bizler.Hiç kimse görevini tam yapmamış demek ki.Avrupa ülkesinden bir turist gelip bizim göremediğimiz yerlerde 3 kuruş a cennet gibi tatil yapabiliyorsa,turizmin gelişmiş olmasından değildir,ekonomimizin kötü olmasındandır.Yok ben gidiyorum her yaz Bodrumda 2 hafta kalabiliyorum diyen üyeler varsa lafım yok.
Bu sorudan önce Türkiye neden tam bağımsız olamıyor diye sorsak ?? Tam bağımsız olamadan acaba nasıl zengin ülke olmayı düşünebiliriz ..
1. Türkiye henüz bağımsız bir ülke değildir.
2. Türkiye henüz demokratik bir ülke değildir.
3. Türkiye henüz çağdaş ve medeni bir ülke değildir.
En kısa zamanda olacağı ümidiyle...