Mahkemede 'Ben aktörüm rol veriyorlar oynuyorum" dedi
Bu cümlenin üzerinde biraz düşünmek lazım. Rolü kim veriyor?
Printable View
Mahkemede 'Ben aktörüm rol veriyorlar oynuyorum" dedi
Bu cümlenin üzerinde biraz düşünmek lazım. Rolü kim veriyor?
Muhterem site yöneticilerimizin bir fikri yokmu acaba değişik yazarların yazılarını kopyalayıp yapıştırmak iyide neden kendi fikirlerinizide en azından belirtmiyor tartışmaya bir yön vermiyorsunuz.Şık bir davranış değil kendi fikirlerinizi esirgerseniz insanlarda forumlarınızdan esirger.Yakında bende kopyala yapıştıra başlıycam alimallah
Dilek Hanım,
Konu ile hiçbir ilgisi olmamakla birlikte, Can Dündar'ın buraya aktardığınız yazısının Ahmet Hakan ile ilgili kısmına, Ahmet Hakan'ın verdiği yanıtı yazıyorum. Gıyaplarında, Can Dündar'ın iddialarına karşı Ahmet Hakan'a savunma hakkı tanımaktır amacım ;)
Romantik isyankár meğer pusudaymış
KENDİMLE gurur duyduğum konuların başında gelir:
Hayatım boyunca "Dönme", "Sabetaycı" masallarına zerre kadar prim vermedim.
En fanatik, en radikal, en sakallı günlerimde bile şu basit gerçeğe sonuna kadar iman ettim:
Bir insanı anne babasının kimliğinden dolayı suçlamak ve köken avcılığı yapmak, tek kelimeyle ayıptır.
Öyle yüksek teorilere, büyük insanlık ideali nutuklarına filan gerek duymadan bu basit ve yalın gerçeğe ulaştım.
"Ayıp" dedim, geçtim. Hepsi bu.
Benim için bazı konularda "Sen eskiden böyle demiyordun; ama şimdi diyorsun. Bu ne tutarsızlık" denilebilir.
Ancak benim hayatımda "tutarsızlık avcıları" için "dönmelik" konusunda maalesef elverişli bir malzeme yoktur.
* * *
Yani...
Can Dündar'ın dünkü yazısında öne sürdüğü iddia, kocaman bir saptırmadan ibarettir.
Evet... Mehmet Şevket Eygi ile Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi, 5 yıl önce Kanal 7'de İskele Sancak programında karşı karşıya geldiler.
Evet... Tartışma konusu "Dönmelik" idi.
Evet... Tartışmayı ben yönetiyordum.
Ancak...
O tartışmada Can Dündar'ın ima ettiği tarzda bir "Dönme avcılığı" yapmadım.
Öyle yapsam...
O programın ardından Sabetaycı avcılığına meraklı tiplerin ağır eleştirilerine maruz kalır mıydım?
Ya da Nükhet İpekçi ile o programla birlikte başlayan dostluğumuz beş yıldır sürer miydi?
* * *
Peki gerçek bu olduğu halde Can Dündar gibi "romantik bir isyankár" neden böyle bir saptırmaya imza atıyor?
Benim için "sakallı televizyoncu" filan diyerek efendiliğini bozuyor?
Bu sorunun yanıtını biliyorum.
6 ay önce yazdığım bir yazıda "Can Dündar tarzı belgeselcilik" konusunu ele almıştım.
O yazıda söylediğim şuydu:
"Belgeselcilik, durağan görüntülerin üzerine acıklı metinler yazıp genizden gelen içli bir ses tonuyla okumak mıdır?"
O zaman bu eleştiriye hiç ses vermemişti.
Demek ki pusuya yatmış, açık arıyormuş.
Şövalye gibi davranıp eleştiriye yanıt vereceğine adımın yanı başına işaret koyup açık aramaya koyulmuş.
Çok görmüyorum: Bizim memleket biraz böyledir.
En romantiğimiz bile pusu kültürüyle yoğrulmuştur.
Bundan sonra onun "pek hoş benli, genizden sesli" belgesellerini böyle bir verinin ışığında izleyeceğim.
Bakalım ağlatacak mı?
Ömer bey bunun neresi yanlış doğrusu anlamadım.Alıntı:
Muhterem site yöneticilerimizin bir fikri yokmu acaba değişik yazarların yazılarını kopyalayıp yapıştırmak iyide neden kendi fikirlerinizide en azından belirtmiyor tartışmaya bir yön vermiyorsunuz.Şık bir davranış değil Ekleyen: Av.Ömer Faruk Daş*-*18/01/2006*:* 19:21:58
Bazen öyle anlar olur ki o an için o olay için söylenmek istenen en güzel söz önceden söylenmiştir. Sizin ekleyebileceğiniz çok fazla bişi kalmaz sadece katılıyorum demekten başka
Alıntı yapan arkadaşları bu mahiyette değerlendirirsek daha iyi olur
Ayrıca biz yöneticilerin belli bir taraftaymış izlenimi veren görüşler bildirmemizin doğru olduğunu sanmıyorum.
Sitemizin konusu gereği konu hakkında hukuk yönüyle yorumlarda bulunabiliriz ki bu konuda benim söylemek istediğim tek şey şudur.
Şu an Yaşanan (gerek aflar gerek başka nedenlerle) şeyler toplumdaki "adalet" duygusunu incitmektedir.
Esin Hanım öncelikle Ahmet Hakan'a cevap hakkı tanıdığınız için teşekkür ediyorum. ( Bakalım Can Dündar cevap hakıkını ne zaman kullanacak? ;) )
Can Dündar'ın yazısının Ahmet Hakan ile ilgili kısmının konumuzla doğrudan ilgisi olmadığını ben de belirtmek isterim. Ancak Abdi İpekçi'nin dönme olduğu iddiası ile ölümü hak ettiğine inanan ve M.Ali Ağca'yı bu nedenle kahramanlaştıran bir kesim var. (Ahmet Hakan bu kesime dahil mi değil mi onu bilemem.) Bunu vurgulamak için Can Dündar'ın yazısını olduğu gibi aktardım buraya.
Ömer Bey, ben de sizin iletinize karşı cevap hakkımı kullanayım demiştim ama Sayın Eyilik düşüncelerime öyle güzel lisan olmuş ki "Katılıyorum" demekten başka bir şey bırakmamış bana, tıpkı eklediğim yazırladaki gibi...
Saygılar..
Ağca’dan Polonya’ya vatandaşlık başvurusu
1981’de Papa II. Jean Paul’e suikast girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca, Papa’nın doğum yeri Polonya’ya vatandaşlık başvurusunda bulundu.
Associated Press Ajansı’na konuşan Ağca’nın avukatı Hacı Ali Özhan, müvekkilinin, cezasının kalan kısmını Polonya’da çekmek, sonrasında da orada yaşamak istediğini açıkladı.
Mehmet Ali Ağca, avukatı aracılığıyla Polonya Büyükelçiliği’ne başvurarak Papa II. Jean Paul’ün doğum yeri olduğu için Polonya vatandaşlığına geçmek istediğini belirtti.
Ağca dilekçesinde 2005’te ölen Papa’yı “ruhani kardeşi” olarak tanımladı. Abdi İpekçi suikastından hüküm giyen Mehmet Ali Ağca, halen Ankara Sincan F Tipi Cezaevi’nde bulunuyor. Ağca, 2010’da tahliye olacak.
NTV
Ağca tahliye oluyor ama...
İnternethaber - 27 Temmuz 2009
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi'yi öldüren, Vatikan'da Papa 2. Jean Paul'a suikast girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca'nın 30 yıllık cezaevi hayatı 18 Ocak 2010'da son bulacak.
VATİKAN DA PORTEKİZ DE REDDETTİ
Cezaevinden 52 yaşında çıkacak olan Ağca, aldığı "Antisosyal kişilik bozukluğu" raporuyla askerlik yapmaktan da kurtulacak. Halen Ankara Sincan Cezaevi'nde tek kişilik odada kalan Ağca, tahliye olduktan sonra yerleşeceği ülke arayışını sürdürüyor. Vatikan'a yerleşme isteği kabul edilmeyen Ağca'nın, Portekiz'e iltica istemi de kabul görmedi. Ağca'nın, Türkiye'de kalması halinde hangi şehire yerleşeceğine de henüz karar vermediği bildirildi.
ÖZBEY ZAMAN AŞIMINDAN KURTULDU
Bu arada, Papa'ya suikast olayının kilit isimlerinden Yalçın Özbey ise şimdiye kadar yakalanmadığı için zaman aşımından kurtuldu. Özbey'in, buna rağmen Türkiye'ye gelmek istemediği bildirildi.
Ağca evlenecek kız arıyor
Gazeteci-yazar Abdi İpekçi cinayeti ve iki ayrı gasp suçundan hükümlü Mehmet Ali Ağca'nın avukatı Hacı Ali Özhan, tahliye günü yaklaşan müvekkili Ağca hakkında ''yalan, yanlış'' haberler çıktığını belirterek, ''Olumsuz ve aşağılayıcı yorumlarla geçmişin acılarını istismar ederek düşmanlık üretmek yerine, sevgi, anlayış ve hoşgörüyü amaçlayan yayınlara ihtiyaç varken 30 yıl hapis yatmış birisine haksızlık yapılmaktadır'' dedi.
Özhan, Ağca hakkında yapılan haberlerin ''araştırma ve inceleme ihtiyacı duyulmadan eksik, yalan ve yanlış'' bilgilerle yapıldığını öne sürdü.
''Olumsuz ve aşağılayıcı yorumlarla geçmişin acılarını istismar ederek düşmanlık üretmek yerine, sevgi, anlayış ve hoşgörüyü amaçlayan yayınlara ihtiyaç varken 30 yıl hapis yatmış birisine haksızlık'' yapıldığını savunan Özhan, şunları kaydetti:
''İtalyan gazetesi La Repubblica'da yer alan bir röportaj için 2 milyon dolara anlaştı haberi doğru değildir. Mehmet Ali Ağca'ya çok sayıda sinema filmi, kitap ve belgesel film önerisi yapıldığı doğrudur. Teklif sahiplerinin ismini kendilerinden izin almadan açıklamak doğru olmaz. Ancak Avrupa ülkeleri ve Amerika da dahil çok sayıda ülkeden önemli yayınevleri ve film yapım firmalarından gelen teklifleri Mehmet Ali Ağca'ya ilettim. Mehmet Ali Ağca gelen her teklifi değerlendiriyor, henüz karar vermiş değildir. 18 Ocak 2010 tarihinde tahliyeden sonra bu teklifleri ayrıntılı inceleyip firma yetkilileri ile görüşmeler yaptıktan sonra bir karar verecek.
BEŞ KITAYI GEZECEK
Mehmet Ali Ağca'nın sığınacak ülke aradığı, kalacak yer bulamadığı şeklindeki yorumlar da yanlıştır. Mehmet Ali Ağca halen Türk vatandaşıdır, Türkiye'nin her yerinde kalabileceği gibi istediği ülkeyi de ziyaret edebilir, kalabilir de. Nitekim beş kıtayı gezmeyi düşünmektedir. Geçmiş yıllarda yalnızca Polonya ve Portekiz vatandaşlığı için başvuruda bulunduk. Mehmet Ali Ağca, Türkiye'deki cezaevi koşullarının ağırlığı ve sıkılığı nedeniyle kalan hapis cezasını başka bir ülkede çekmek istemiştir. Başka ülkenin cezaevine nakil olabilmesi için, o ülkenin vatandaşı olması gerektiğinden bu amaçla Polonya ve Portekiz vatandaşlığı için Türk vatandaşlığını muhafaza ederek çifte vatandaşlığı sağlamak için başvuru yapılmıştır. Basında yer alan başka ülkelere resmi başvuru yapılmamıştır.''
NİŞANLI ARIYOR
Avukat Özhan, 30 yıllık cezaevi yaşamından sonra müvekkili Mehmet Ali Ağca'nın beden ve ruh sağlığının gayet iyi olduğunu belirterek, ''Evlenmeyi düşünmekte olup nişanlı arayışı içinde olacaktır. Mevzuat gereği uzun yıllar cezaevinde kalan mahkumlara özgü askerliğe elverişli olmadığına karar verildiğinden askerlik sorunu da yoktur'' dedi.
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=226945