Ben şanslı değilim HAKLIYIM. Siz gerçekten haklarınız biliyor musunuz? Bu konuda kaç yargıtay kararı okudunuz? Ben allak bullak ettim kanunları verdiğim dilekçeyi reddedecek hakim hesabını da çatır çatır verir. Siz zannediyor musunuzki bunlar kolay oldu. Yok olmadı. Reddi hakim dahi yaptım ve kimsenin GIKI çıkamadı. Avukatım dahi apışıp kaldı. Kızım 'babamla yaşamak istiyorum' diyecek ve hakim anneye verecek kolay mı ? Kızım mahkemede BM ve AB Çocuk Hakları Sözleşmesinden kaynaklanan hakları gereğince 'söz hakkı istiyor' dedeim vemesin de göreyim. Siz bu sözleşmelerden haberdar mısını? Eğer hakim söylediğiniz gibi yönlendirici soru sorduysa siz veya avukatınız niye hakimi uyarmadı. Dinlemediyse tutanakları ve dinleyenleri şahit gösterip neden reddi hakim yapmadınız? Çocuğunuzun pedagog tarafından değerlendirilmesini istediniz mi? Diğer taraftan kötüden öğüt olmaz ancak yasalarımız gereğince 'geçici velayet esnasında mahkeme kime geçici velayet verirse versin taraflardan birinin çocuğu alıkoyması'nın suç olmadığını biliyor musunuz? Çocuğunuzu alıp vermeseydiniz o da madem öyle çıkıp babamı istiyorum deseydi. Diğer taraftan önemli olan babayle veya anneyle olması değildir. ÇOCUĞUN MUTLULUĞUDUR. Birinizden birisiyle yaşamak zorundaydı kendinize sordunuz mu 'çocuğum şu anda mutlu mu?' yanıtı evet ise endişelenmeyin. Ha evet siz mutsuzsunuz bu kötü ama unutmayın bu evliliği çocuğunuz yıkmadı. O halde ondan katlanmasını bekleme lüksünüz yok. Katlanması versa siz veya annesidir. KATLANIN. Biliyorum içiniz acıyor ama söylediklerimi anlayacağınızı umuyorum. Ard niyetim yok ÇOCUĞUNUZ MUTLU İSE sineye çekin. Benim kızım da annesini sildi. Bundan gurur duyan baba manyaktır. Ben çocuğumu pedagoglarda gezdiriyorum Allah aşkına yardım edin bir annesi olması lazım diyerek. Bu da can yakıyor merak etmeyin. Silinmek istemiyorsanız 5 pedagog gezmiş bir baba olarak tavsiyem PEDAGOGLARI DİNLEMEYİN. Çocuğunuza onu çok sevdiğinizi hissettirmekten çekinmeyin. Yok düzenli ilişkiymiş, yok çocuk tenefüste görülmezmiş. Hadi canım. Gidin görün, her telefonunuzda sevginizi, özleminizi dile getirin. Önemli günlerini hep hatırlayın ve her telefon sonunda YAVRUM bir ihtiyacın var mı demeyi unutmayın. Artık sevmeseniz dahi annesine de değer verdiğinizi gösterin. Anneler gününde ona hediye alın. Doğum gününde annesini de hatırlayın. Kısacası çocuğunuzun değerlerine saygı gösterdiğinizi ona hissettirin. Dha çok mu görmek istiyorsunuz? Mahkeme devam ediyorsa ilgili yargıtay kararlarını gösterip süre artırımı isteyin., bittiyse yeniden dava açın. VELAYET DAVASI AÇMA HAKKI her ebeveyn için sınırsızdır 18 yaşına kadar bir davanın bittiğinin ertesi günü yenisini açabilirsiniz. Her aşamada muhakkak PEDAGOG MUAYENE VE BİLİRKİŞİ görüşü isteyin. Çocuk için zararlı ebeveyn sıfatınız ıspatlı değile pedagog raporunu çiğneyen hakimi reddeddin ve önce hakimler savcılar yüksek kuruluna o da yetmezse AİHM'ne şikayet edein. Diğer taraftan hakimi ayrıca dava edin yeni TCK gereğince gerek hakimleri gerekse kusurları mutlaksa vekillerinizi şikayet ettiğinizde çok ciddi yaptırımlara maruz kaldıklarını biliyor musunuz? Üzmek için söylemiyorum ama OKUYUN google mükemmel bir nimettir çareniz muhakkak vardır arayın bulun.Alıntı:
"- Babanla 4 saat (ayda toplam 8 saat eder) görüşmek sana yetiyor mu?" diye sordu ve çocuk korkusundan tabi ki :
"- Evet yetiyor"
cevabını verdi. Aksi cevap verseydi akşam annesi tarafından başına kimbilir neler gelecekti. Böyle bir riske hangi çocuk girer?
"Haklarını iyi bilenin sırtı yere gelmez" demişsiniz. Bir de bunu büyük harflerle yazmışsınız. Yok böyle bir şey malesef!!
Ben haklarımı iyi biliyorum. Çocuğumun da haklarını iyi biliyorum. Çocuğumun (HER ÇOCUĞUN) babasıyla görüşmeye (ayda iki kezden fazla görüşmeye) hakkı vardır. Ama bunu bilmek malesef yetmiyor. Sırtımız, hem benim hem de çocuğumun sırtı yere geldi malesef ve BİR YILDIR DA SIRTIMIZ YERDEN KALKMIYOR. Siz şanslısınız, ama herkes sizin kadar şanslı olamıyor. Ne kanunlar, ne hukuk, ne de mahkemeler mağdur babanın ve babasından mahrum bırakılan çocuğun yanında olmuyor Türkiye'de. Siz katılsanız da böyle, katılmasanız da..
Saygılarımla.
Ekleyen: necil - 04/01/2006 : 17:10:25