Sayın fulya1212,
Yazınızı yürek burkulmasıyla okudum. güzel bir anlatımınız olduğu için değil, son derece sahici! olduğu için.
şu an ne tesadüfdür ki radyoda "hadi yüreğim ha gayret, hele sıkı dur hele sabret" şarkısını söylüyor sertab erener.
şu an size söylenecek hiçbir şeyin size faydası yok. sizin paylaşma ihtiyacınıza yanıt vermekten başka...
geçmişimizin bir kısmıyla hesaplaşabiliyoruz, özenle ama bir daha açmamak üzere dosyalıyor, bir kutuya yerleştiriyor ve tozlanmak üzere geçmişler rafına kaldırabiliyoruz. ama bazı şeyler var ki başında aşk geliyor, bir türlü sonlanmıyor hesaplaşmalar, aklımızla yüreğimiz tokalaşmayı reddediyor, rafa kaldırdığımız o kutu, hiç beklemediğimiz anlarda, ansızın düşüyor önümüze, tüm anılar saçılıyor, her yer darmadağın oluyor.. bazı yaralarımız iz bırakmadan kapanıp giderken, diğerleri kabuk bağlamıyor bir türlü. bazen kendi canımızı kendimiz yakıyoruz, acaba iyileşti mi diye kaldırıyoruz kabuğu, yeniden kanatıyoruz yaramızı. bazen kendimizi herşeyin yolunda olduğuna inandırmaya çalışıyoruz... içimizdeki yangının bir gün mutlaka söneceğini çaresizce umut ederken, aslında biliyoruz ki, o ateş hiç sönmeyecek, bir kor olarak kalacak yüreğimizin derinliklerinde, bir şarkıyla, bir yanılsamayla, bir kokuyla yeniden alevlenecek.. belki bir gün, sona erer hesaplaşmalarınız, yaralarınız siz farkına varmadan kapanır gider, belki söner o yangın.. belki siz yüreğinizdeki o incinmiş çocukla yaşamayı öğrenir ve onunla birlikte yeniden denersiniz. kimbilir?
