Sayın fcob
Bu yazım şahsınızla ilgili değil sakın alınmayın. İyiniyetli olarak mali konularda katkı yapma isteğiniz de takdirle karşılanmaktadır. Ancak, hukuksal anlamda yardımcı olmak için avukat olmama gerek yok demeniz, sanırım bir dil sürçmesi. Tam tersi. Hukuksal anlamda görüş bildirmek için hukukçu olmak zorunludur.
Hukuk sadece yasa ve yönetmelik değildir. Hukukta birbiriyle bağlantılı kanun maddeleri var. Daha da önemlisi, bunların yorumunun nasıl yapılacğı bir hukuk eğitiminden sonra öğrenilir.
Örneklemek gerekirse; Sermaye şirketlerinde ortakların kişisel sorumluluğu yoktur. Ya da sizin yazdığınız biçimiyle, koymayı taahhüt ettikleri sermaye kadar sorumludurlar. Ama TTK 336 ve devamında şirket yöneticilerinin kişisel sorumlulluğunun doğduğu haller düzenlenmiş. Keza Verrgi usul kanunu ve SSk kanunda da kişisel sorumluluklar düzenlenmiş durumda. Buna benzer Borçlar Kanunu ve İcra İfls Kanununda da hükümler var.
Somut olayın gerektirdiği durumlara göre, hukukçular, hangi usulün uygulanacağına karar verirler.
BK 171 maddesine yaptığınız atıf da sermaye şirketleri için değildir. Ticari işletmelerin genel düzenlemesine yöneliktir.
Bu yorumlarda sizin kötüniyetiniz ya da bilgisizliğiniz olduğu kanısında değilim. Yalnızca nosyon farkını belirtmek açısından söz ettim.
Ancak vergi borçları açısından anlattığınız durumun yeterli açıklıkta olduğunu ve bir bilgi birikimi sonucu yazıldığını da tesbitte yarar var.
Bu nedenle mali konulardakikatkınıza teşekkür etmekle birlikte, hukuki konuların hukukçular tarafından yanıtlanmasında fayda gördüğümü belirteyim
