Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Hayatımda ilk defa kürtlerle, branş öğretmeni olmak için FKB eğitimi aldığım yüksekokulda karşılaştım. Hem de parasız yatılı okurken. Yani; gecemiz, gündüzümüz beraberdi. Ülkücü kürtler, devrimci kürtler...
Daha sonra 1972 Kasım'ında Baykal'a yumurtalı saldırının yapıldığı ilde de, görev gereği onlarla karşılaştım.O yıllarda dört parti vardı ve gördüğüm manzara şuydu: oralarda partiler; komünist kürtçü, kapitalist kürtçü ve şeriatçı kürtçü. Ülke bütünlüğünden yana, sadece bir parti...
Göreve başladıktan bir süre sonra; aynı okulda çalıştığımız, kıdemce hayli eski bir meslektaştan "Malazgirt Savaşının 900 yılı kutlamaları sebebiyle, Malazgirt'te bulunduğunu, törenlere uçak ve helikopterlerin de katılmasıyla muhteşem bir kutlamanın yapıldığını, bu manzara karşısında bazı kürtlerin 'Biz bu devlete mi başkaldıracağız?' dediklerini" öğrendim.
Görevimin ikinci yılında; aldığım siyasî tavır sebebiyle "SKF" imzalı tehdit mektupları aldım.SKF: Sosyalist Kürt Federasyonu Gerginlik sebebiyle ilk defa "saçkıran" oldum. Bu olaydan tam 27 yıl sonra, yine saçkıran...
Açılım hikâyelerine kadar da, bir Sağlık Bakanlığı mensubu hariç, hiçbir kürtten " şöyle veya böyle hak istiyoruz" ya da "Kahrolsun ağalık, şeyhlik, şıhlık, seyitlik" sözü duymadım.
Sadece sosyalist görüşlü öğrencilerimden birisi "kürdistan kurmak"tan bahsederdi. O da yıllar sonra; o ilde DTP il başkanı oldu.
ABDnin "our boys"larının işkencelerinden bahsedilecekse, diğer taraflar da unutulmamalı.
Uygun olan başka bir zamanda; 12 Eylülden hemen sonra bulunduğum ilçedeki bölük komutanı yüzbaşı R.Ç. komutasında halka (hapihanelerdekiler değil) yapılanları ve denen "burası Yunandan beri böyle zulüm görmedi"nin açıklamasını da yaparım.
Uzun yıllar aynı yerde görev yapmak demek; askerlik yapıp gelen (bazıları tabut içinde geldiler) öğrencilerinle yazılmayan, söylenmeyen şeylerden haberdar olman demek. Bu konuda yine "our boys"ların, niçin PKKyı bitirici eylemler yapmadıklarını da anlatırım. Emperyalizmin kanser gibi ülkeye yayıldığını anladığımız zaman; dün hiç bir haktan bahsetmeyen kürdün, açılımdan sonra "kürdistanı biz, kalanını beraber idare edeceğiz." demelerinin sırrını çözmüş oluruz. Çünkü etrafımda T.Özal'ın yerleştirdiği iki köy var. Yani hâlâ görüşüyorum.
Yine uygun bir zamanda; -hangi hak içinse- batının bazı bölgelerine iç savaşta kullanılmak üzere taşınan silahlardan, A-4 C-4 patlayıcılardan, stringer füzelerden de bahsederim.
"Devlet yüz yaşındaki tüfeğin peşindeyken, bunları niye görmez, duymaz?" ın cevabını bilenler zaten biliyor.Emperyalizmi hafife almayınız.
Bu ülke; bu şartlarda daha ne kadar, bir ve bütün kalabilir?
Cevap: Yılmaz Özdil’e karşı TRT-TMSF beslemeli Sevrciler Cephesi!
Yılmaz Özdil gibi yazarlar bi de şöyle öğretmenler oldukça bu ülkede kimseye rahat yok.
http://www.gazeteturka.com/news_detail.php?id=78906
Öğretmen bunu yaparsa polis ne yapar bilemiyorum artık !
Danıştay 'a saldırı da göz göre göre gelir tabii ki
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...1.0/index.html
Ve daha neler neler...
Mesele kürt-türk meselesi değil, unutun onu...
Türkçülük yaparsanız, birileri de kürtçülük yapar, tersi de söz konusudur.
Kime ne yararı var bunların.
Yılmaz Özdil düpe düz suç ve suçluya - çaktırmadan - övgüler yağdırmış, nesini savunuyorsunuz anlayamıyorum.