Cevap: Kısa dönem er dayak olayı
Alıntı:
delpiero rumuzlu üyeden alıntı
Soyle oldu sayin Arzuhalci ; her kurumda oldugu gibi bu kurumun curuk elmalarida ayiklanmaya basladi . Artik "ben nasilsa askerim. istedigime istedigimi yaparim" mantigi bitmeye daha dogrusu "bitirilmeye" basladi . Asker askerligini , polis polisligini yani herkez gorevini ve sinirini bilmeye basladi .
Tabiki lafim genelleme degil kurumun curuk elmalarina . Nasil polisin rusvet alanlari , hirsizla isbirlik yapanlari varsa askeriyedede orayi babasinin ciftligi gibi goren , kaprisleri ugruna askerleri hapse attiran , gelen askeride parali hizmetcileri gibi goren ve istedigi askere istedigini yapma hakki goren zihniyet var . Bunu, askerligini yapan herkez kolaylikla gozlemleyebilir . Defacto arkadasada yapilan hareket bu sistemin artik iyice benimsendiginin bir isaretidir .
Askerde cep telefonu kullanan,sozlesmesini fes etmek isteyen degil bu tip eylemleri gerceklestiren komutanlarin hapislerde curumesi gerekir . Cunku asker imajini lekeleyen bu tip sahislardir ve bu tip eylemler ayyuka cikip tv lerde desifre oldugu zamanda toplumun askere olan saygi ve guvenci ister istemez yitirilmektedir . Gelinin boyutta ister kabul edin ister etmeyin asker , teror orgutu muamelesi gormeye baslamistir . Kamyonlari cevrilmekte , kalpazanlikla suclanmakta , muhimmatlarina el konmakta, karargahlari basilmakta ve kelepcelenip bir bir cezaevine atilmaktadir .
Vatandas askeri polise "ihbar" eder hale gelmistir. Bunlarin nekadari dogru ne kadari haksiz tartisilir ama ortada bir gercek varki askerin sayginligi yitirilmis ve bunada "burnu coktan surtmus olmasi gereken" ve "gorevinin sinirlarini bilmeyen" zihniyetteki curuk elmalar sebebiyet vermistir .
Atatürk'ün Bursa Nutku
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Cevap: Kısa dönem er dayak olayı
Sayın arkadaşım senin durumuna üzüldüm ama bence şikayet vesaire ile eline birşey geçeceğini sanmıyorum..
Yapmayı düşünüyorsan eğer, o astsubayın bir üstü kimse bölük komutanı olabilir. Ona durumu anlatmandır. onun verecei karar geçerli olacaktır.
Çoğunluk genellikle hakkını ara demiş, sanırım oradaki psikolojik baskı altında olmadıklarından tabiri uygunsa atıp tutmuşlar.. Hakkını aramasına ararsın ama kalan 3-5 ayın cehennemin en güzel günleride olabilir veyahut unutulur gider..
Subaylar, yakın bulmadıktan sonra Astsubayları benim kanatimce pek hazetmezler.. Askerlikte ne akıllı olacaksın nede akılsız ikisinin ortasında durduğunda seni kimse görmez sana kimse dokunmaz malesefki.. Senin olayının bence öncesi olmuştur ve hesaplaşma tarzı bir durum yaşanmıştır.
Acemilik dönemimizde aile iletişim merkezi tarzında bir bünye vardı birliğin içersinde, saflığımızdan olsa gerek anket varmış, üstlerin askerlere karşı tavırları davranışlarını sorgulayan, askere sorulan bir takım sorular.. Kimsenin verilen cevaplar karşısında hiçbir şekilde sorumlu tutulamaycağı söylenen.. Senmisin ankete katılan, senmisin el kadırıp giden.. Bunun bedelini ödemek bir kaç saniye sürdü fakat, bölük komutanından tutun, en kıdemsiz erbaşına kadar mimlenmeyi unutmak zaman aldı..
Hakkını ara, arada sonra o günki yaşadıklarını hayal et dur.. Kimse hakkın hukukun mağduru koruduğunu ve şahısların rütbelerinin bunu alt etmek için küçücük bir çabasının yettiğini unutmasın.. istersen 44 yıl okul okumuş olun, oradaki kıyafetlerin içindeki herkes bir şekilde eşittir..
Ben arkadaşımızın hakkını aramasını ve zamanı bulduğunda burda paylaşması taraftarıyım.
Cevap: Kısa dönem er dayak olayı
Arkadaşlar daha yeni fırsat bulabildim,yazmak için.Zaten ben teğmen ile görüştüm,gereğini yapacağını,ama fazla dallandırıp budaklandırmamamı söyledi.Ben bu insanın hakikaten iyi niyetli olduğunu bilsem ve gerçekten haksız olduğumu düşünsem ne şikayet ederdim ne de üstüne düşüp buralara yazardım.Marcus aurelius'un dediği gibi " Dünyadaki hiçbir çıkar,kendinize olan özsaygınızı yitirmeye değmez "şeklinde.Benim tek korkum bu herifin yanına yaptığının kar kalması.Bu benim kendime olan saygımı ve ahlaki olarakta TSK'yı etkileyecek.Ben elimden geleni yaparım gerisi onlara kalır.Bir de bu adam daha öncede bir askeri bayıltana kadar süründürmüş.Birlik komutanından azar yemiş.Ayrıca olaydan sonra kendisi izin alıp gitti(kaç günlüğüne bilmiyorum).Buradan biler az çok kimin haklı olduğu anlaşılıyor.Eğer o kadar kendine inanıyorsa komutanlarla karşılıklı konuşulur,tatmin edici bir sonuca varılmazsa mahkemeye gidilirdi.Özür dilemek erdeminden bile habersiz birinden bahsediyorum burada.Verilen cevaplar için teşekkür ederim.
Ayrıca kimse yanlış anlamasın,uzun dönemlerle aramda bir fark olduunu kesinlikle söylemiyorum.Hatta olay olduktan sonra ilk onlara danıştım.Benimkine benzer bir olay başına gelmiş bir arkadaş birlik komutanına çıkmış ve durumu anlatmış.Yüzbaşıda bunun üzerine astsubayı azarlamış ve siciline işlemiş.(aynı astsubay çavuş)
Cevap: Kısa dönem er dayak olayı
Birdakıka bir dakıka,cymimbeen insan omuz omuza savaşacağı kişiyi dövmez,tartaklamaz,zıt gitmez,karşısına geçip en büyük benim demez.