Cevap: Boşanma Davası açacağım.Önerilerinize ihtiyacım var arkadaşlar.
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
SORU1: Eşim GSM hatlarım ile beni tehtit ediyor sürekli. Mahkemede talep edeceğini söylüyor. Bunun dışında hiç bir şey yok ? Bunun Bana zararı ne olabilir ?
SORU2: Eşimin hiç bir sağlık sorunu olmamasına rağmen iş bulup çalışmıyor. 6 Yıldır İşsiz. Benden Nafaka talep edebilirmi? Ederse alabilirmi?
SORU3: 1 Yıl önce kredili olarak, ödemeleri maaşımdan otomatik ödeme ile yapılan arabam üzerinde hak talep edebilir mi ? Edebilirse bunu nasıl engelleyebilirim ?
1- Uzun süreli ve sık telefon görüşmeleri, hele birde gece geç saatlere sarkmış ise, çok sayıda da sms var ise hakimin kanaatını etkileyecektir. Bu tür durumlar hayatın olağan akışına aykırı durumlardır. Mahkemede aleyhinize durum teşkil edecektir. Kusurlu olmanıza neden olur.
2- Nafaka da talep edebilir, kusurunuzu öne sürerek tazminatta. Ama son kararı hakim, ekonomik ve sosyal durum araştırmasına ve tarafların kusuruna göre verecektir.
3- Evet hak talep edebilir. Evlilik birliği içerisinde edinilen bütün mallar (hakim farklı bir oran belirlemezse) yarı yarıya ortaktır. Kredi taksitlerini kimin ödediğinin bir önemi yok.
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
… Şuan evli olmam konusunda bana sonsuz saygılı olan bir adam. 6 aydan bu yana 4 defa yüzyüze görüştüm. Bunun dışında sadece ve sadece telefon ile görüşüyorum. henüz birşeyin adı konulmuş değil. görüşmemizin şuan ki nedeni dostane.Sadece arkadaş olarak görüşüyoruz. Aramızda boyut kazanmış bir şey kesinlikle söz konusu değil…
Buna siz veya biz değil; deliller, tanık anlatımları ve genel teyammüller ışığında hakim karar verecektir.
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
Ben ise eşime olan sevgimi, saygımı tamamıyle yitirdim artık. 9 aydan bu yana boşansam mı boşanmasam mı arasında gidip geliyorum. Derken Bundan 6 ay kadar önce yıllar öncesinden tanımış olduğum Bekar bir arkadaşım ile karşılaştım. Sonraları ama internet üzerinden ama telefon ile görüşmeye başladık.
Boşanma kararını net olarak verebilmeniz için ille de hayatınıza birinin girmesine gerek yok. Sizin evlilik birliğini bitirme kararınız eşinizle aranızdaki ilişkiye göre beliriyor. Başkası ile olan ilişkinize bağlarsanız hata yaparsınız. Nitekim de bu hatayı yapmışsınız..
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
……Kendime yeni bir GSM hattı aldım. Eşimin haberi yoktu.Bu hattı buldu. Sonra bir tane daha GSM hattı aldım. Eşim bunu da yakaladı. Ve sonra inatla bir tane daha aldım.Eşim şimdi bunu da yakaladı.
Bu ne inat; hani biri size gaipten mesaj üstüne mesaj gönderiyor “hata yapıyorsun dur” diyor ama siz inatla hata yapmaya devam ediyorsunuz.. BU GSM hatları mahkemede size tazminat ve kusur anlamında geri dönecektir.
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
…Ben eşimi aldatmadım ! Tek başına telefon görüşmeleri aldatma sayılmıyor olsa gerek öyle değil mi ?Evet gece geç saatlerde konuşmam var. sık sık telefon ile görüşüyorduk zaten bunun dışında kati suretle birşey söz konusu değil. Tek başına telefon kayıtları birşey ifade eder mi ki ? Ayrıca ben o telefon görüşmelerimi yaparken EŞİM Neredeydi kim bilebilir !!!Bu durumu değiştirmez mi. Yoksa sadece telefon görüşmelerinden ötürü kötü ben mi olacağım. Bunun cezasını ben mi çekeceğim... Ben sadece ve sadece eşimden boşanmak istiyorum. hiç bir şey (maddi)almak ta vermek te istemiyorum.
Aldatmanın tanımını yapmanız lazım öncelikle birde sizin tanımlarınızın evrensel tanımlama ve doğrularla eşleşip eşleşmediğine bakmak lazım. Neye göre kime göre hangi kriterlere göre aldattınız yada aldatmadınız.
Eşinizi aldatmadığınızı iddia ediyorsunuz, arada bolca yaşadığınız sıkıntıları da anlatmışsınız. Ancak hukuk duygularla iş yapmaz, faraziyelerinde önemi yoktur. Hukuk maddi deliller ile iş görür. Aksi halde varlığının nedeni tartışılır hale gelir ki buda toplumda kaosa neden olur.
Tek başına telefon kayıtları çok şey ifade eder. O telefon kayıtlarındaki saat, süre, tarih bilgileri ile Sms ve görüşme sıklıkları sizin 3 ncü kişi ile aranızdaki ilişkinin / birlikteliğin boyutları hakkında fikir verir. O görüşmeleri eğer siz gece 23:00 den sonra yaptıysanız sakın ola hakime de bu soruyu sormayın. “ben o telefon görüşmelerini yaparken eşim neredeydi” sorusuna yanıt hazır “ kocanı uyutmuşsun sonrada 3 ncü kişiyi aramışsın” derler.
Bunca acı, zulüm ve elem çeken kişi olarak sizin (!) hiçbir şey talep etmeden boşanmak istemeniz de ayrıca manidar geldi bana.
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
… Birkaç şey daha sormak isterim.
Eşim boşanma davası açacağım dönemlerde evden ayrılmıyor, baskı altında tutuyor. aynı evin içinde ancak mesajlaşabiliyoruz, yan yana gelip konuşmamız mümkün dahi olmuyor. Bahsettiğim olay 6 aydan fazla oldu ve eşimin bunu bilmesine rağmen boşanma davası açmıyor. benim açmamı bekliyor. Kendisi hala boşanma taraftarı değil, bana cep telefonuma gönderdiği mesajlarda seni her ne yanlış yaptıysan affediyorum diyor. 6 aydan buyana telefon ile görüştüğüm kişi ile görüşmüyorum. Eşiminde, beni affettiğini söyleyerek benimle aynı evin içerisinde yaşaması boşanmak istememesi beni affettiği hususu anlamına gelmez mi ? Kendisi hala boşanmak istemiyor. Ayrıca Son 1 ay içerisinde 2 kez daha şiddet gördüm ve birinde artık dayanamayıp darp raporu aldım. Seyri değişirmi durumumum?
Evlilik birliği devam ettiği sürece eşler aynı evde kalabilirler. Boşanma davası açmakla birlikte ayrı yaşama hakkı doğar.
Dava açma süresi ile ilgili olarak yasa derki ;Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Eşinizin size gönderdiğini iddia ettiğiniz mesajları aynı ev içerisinde yaşadığınız için fırsat bulup eşinizin telefonundan kendi telefonunuza sizde göndermiş olabilirsiniz değil mi ? Eşiniz böyle bir iddiada bulunabilir.
Sizi affetiğini tanıklar huzurunda yada ses / video görüntüsü ile ispatlamanız gerekir.
Şiddet olayına gelince, eşi tarafından aldatılan her eş (kadın erkek ayırt etmeksizin) böyle bir tepki verebilir. Keza şiddet olayı aile mahkemesinde görülecek bir dava konusu değildir. Ancak aldığınız darp raporu hakim tarafından dikkate alınacaktır. Tabii eşinizin aldatılmanın verdiği ağır psikolojik baskı altındaki ruh Halide dikkate alınacaktır.
Alıntı:
fusunfusun rumuzlu üyeden alıntı
…. Fakat her iki davada da eşimi affettim. Aldatmaları da affolmuş sayılırmı ?
Kredi kartlarımı kullanarak beni altından kalkamayacağım borçların altına soktu.
Son zamanlarda çok sık şiddet görmeye başladım, tabiiki bununla birlikte çok şiddetli hakaretler işitiyorum. Özellikle şahsıma olmakla birlikte,Anneme , Kardeşime , gelinimiz ve arkadaşlarıma yönelik hakaretlere maruz kalıyorum.
Bir çok kez şiddet görmeme rağmen sadece 1 kez darp raporu aldım.
1- Eşim herhangi bir tazminat talebinde bulunabilir mi ?
2- Nafaka talep edebilir mi ? Ederse kabul edilme oranı nedir?
3- Telefon konuşmalarım dışında hiç bir yanlış içerisine girmedim! Bana ne gibi zararları dokunabilir ? Ki bunun yüzünden defalarca darpedilip hakarete maruz kaldım!
Olaylarla ilgili olarak çok eskilere gitmiş olmanız size bir şey kazandırmaz. Zaten hakimlerde genelde son 2 senede yaşanan olayları dikkate alıyorlar.
Eşinizin sorumsuz davranışlarını, fuzuli harcamalarını ve bu harcamalardan kaynaklanan borçların sebebinin eşiniz olduğunu ispatlamanız gerekiyor. Tabiî ki deliller ve tanık ifadeleri ile.
Maruz kaldığınız şiddet ve hakaretleri yine deliller, raporlar ve tanık anlatımları ile ispat etmeniz gerekiyor.
Gelelim sorularınıza:
1- Eşiniz sizin kusurlu olduğunuzu ispat edecek olursa hem sizden hem de Borçlar Kanunun 41/2 madde gereği 3 ncü şahıstan tazminat alabilir.
2- Nafaka talebinde de bulunabilir. Çok olası görünmemekle birlikte medeni yasa nefaka yükümlüsünde cinsiyet aramıyor. Kadınlar da nafaka ödeyebilir. Ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre belirlenecektir.
3- Sizin iddianız böyle. Hukuk iddiaların ispatlanmasını bekler ve ister. Telefon görüşmelerinin sıklığı, süresi varsa sms sayıları ve sıklıkları boyut bilgileri 3 ncü şahıs ile aranızda bir birlikteliğin varlığını ortaya koyuyorsa artık burada zina yaşandı mı yaşanmadı mı olgusu aranmaz. Hakim 3 ncü şahısla aranızda duygusal bir yakınlaşma olduğuna kanaat getirecek olursa sadakatsizlik ve buna bağlı olarak güven bunalımı nedeni ile boşanmanıza karar verebilir.
Tabiiki tüm bu süreçten en az zarar ile çıkmanın tek yolu Hukuksal anlamda profesyonel destek almanızdan geçiyor. Mutlaka ama mutlaka bir avukatınız olsun.
Geçmiş olsun.
Cevap: Boşanma Davası açacağım.Önerilerinize ihtiyacım var arkadaşlar.
Alıntı:
Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı
1- Uzun süreli ve sık telefon görüşmeleri, hele birde gece geç saatlere sarkmış ise, çok sayıda da sms var ise hakimin kanaatını etkileyecektir. Bu tür durumlar hayatın olağan akışına aykırı durumlardır. Mahkemede aleyhinize durum teşkil edecektir. Kusurlu olmanıza neden olur.
2- Nafaka da talep edebilir, kusurunuzu öne sürerek tazminatta. Ama son kararı hakim, ekonomik ve sosyal durum araştırmasına ve tarafların kusuruna göre verecektir.
3- Evet hak talep edebilir. Evlilik birliği içerisinde edinilen bütün mallar (hakim farklı bir oran belirlemezse) yarı yarıya ortaktır. Kredi taksitlerini kimin ödediğinin bir önemi yok.
Buna siz veya biz değil; deliller, tanık anlatımları ve genel teyammüller ışığında hakim karar verecektir.
Boşanma kararını net olarak verebilmeniz için ille de hayatınıza birinin girmesine gerek yok. Sizin evlilik birliğini bitirme kararınız eşinizle aranızdaki ilişkiye göre beliriyor. Başkası ile olan ilişkinize bağlarsanız hata yaparsınız. Nitekim de bu hatayı yapmışsınız..
Bu ne inat; hani biri size gaipten mesaj üstüne mesaj gönderiyor “hata yapıyorsun dur” diyor ama siz inatla hata yapmaya devam ediyorsunuz.. BU GSM hatları mahkemede size tazminat ve kusur anlamında geri dönecektir.
Aldatmanın tanımını yapmanız lazım öncelikle birde sizin tanımlarınızın evrensel tanımlama ve doğrularla eşleşip eşleşmediğine bakmak lazım. Neye göre kime göre hangi kriterlere göre aldattınız yada aldatmadınız.
Eşinizi aldatmadığınızı iddia ediyorsunuz, arada bolca yaşadığınız sıkıntıları da anlatmışsınız. Ancak hukuk duygularla iş yapmaz, faraziyelerinde önemi yoktur. Hukuk maddi deliller ile iş görür. Aksi halde varlığının nedeni tartışılır hale gelir ki buda toplumda kaosa neden olur.
Tek başına telefon kayıtları çok şey ifade eder. O telefon kayıtlarındaki saat, süre, tarih bilgileri ile Sms ve görüşme sıklıkları sizin 3 ncü kişi ile aranızdaki ilişkinin / birlikteliğin boyutları hakkında fikir verir. O görüşmeleri eğer siz gece 23:00 den sonra yaptıysanız sakın ola hakime de bu soruyu sormayın. “ben o telefon görüşmelerini yaparken eşim neredeydi” sorusuna yanıt hazır “ kocanı uyutmuşsun sonrada 3 ncü kişiyi aramışsın” derler.
Bunca acı, zulüm ve elem çeken kişi olarak sizin (!) hiçbir şey talep etmeden boşanmak istemeniz de ayrıca manidar geldi bana.
Evlilik birliği devam ettiği sürece eşler aynı evde kalabilirler. Boşanma davası açmakla birlikte ayrı yaşama hakkı doğar.
Dava açma süresi ile ilgili olarak yasa derki ;Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Eşinizin size gönderdiğini iddia ettiğiniz mesajları aynı ev içerisinde yaşadığınız için fırsat bulup eşinizin telefonundan kendi telefonunuza sizde göndermiş olabilirsiniz değil mi ? Eşiniz böyle bir iddiada bulunabilir.
Sizi affetiğini tanıklar huzurunda yada ses / video görüntüsü ile ispatlamanız gerekir.
Şiddet olayına gelince, eşi tarafından aldatılan her eş (kadın erkek ayırt etmeksizin) böyle bir tepki verebilir. Keza şiddet olayı aile mahkemesinde görülecek bir dava konusu değildir. Ancak aldığınız darp raporu hakim tarafından dikkate alınacaktır. Tabii eşinizin aldatılmanın verdiği ağır psikolojik baskı altındaki ruh Halide dikkate alınacaktır.
Olaylarla ilgili olarak çok eskilere gitmiş olmanız size bir şey kazandırmaz. Zaten hakimlerde genelde son 2 senede yaşanan olayları dikkate alıyorlar.
Eşinizin sorumsuz davranışlarını, fuzuli harcamalarını ve bu harcamalardan kaynaklanan borçların sebebinin eşiniz olduğunu ispatlamanız gerekiyor. Tabiî ki deliller ve tanık ifadeleri ile.
Maruz kaldığınız şiddet ve hakaretleri yine deliller, raporlar ve tanık anlatımları ile ispat etmeniz gerekiyor.
Gelelim sorularınıza:
1- Eşiniz sizin kusurlu olduğunuzu ispat edecek olursa hem sizden hem de Borçlar Kanunun 41/2 madde gereği 3 ncü şahıstan tazminat alabilir.
2- Nafaka talebinde de bulunabilir. Çok olası görünmemekle birlikte medeni yasa nefaka yükümlüsünde cinsiyet aramıyor. Kadınlar da nafaka ödeyebilir. Ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre belirlenecektir.
3- Sizin iddianız böyle. Hukuk iddiaların ispatlanmasını bekler ve ister. Telefon görüşmelerinin sıklığı, süresi varsa sms sayıları ve sıklıkları boyut bilgileri 3 ncü şahıs ile aranızda bir birlikteliğin varlığını ortaya koyuyorsa artık burada zina yaşandı mı yaşanmadı mı olgusu aranmaz. Hakim 3 ncü şahısla aranızda duygusal bir yakınlaşma olduğuna kanaat getirecek olursa sadakatsizlik ve buna bağlı olarak güven bunalımı nedeni ile boşanmanıza karar verebilir.
Tabiiki tüm bu süreçten en az zarar ile çıkmanın tek yolu Hukuksal anlamda profesyonel destek almanızdan geçiyor. Mutlaka ama mutlaka bir avukatınız olsun.
Geçmiş olsun.
Bilgilerinizden ötürü müteşekkirim,
Bunca acı, zulüm ve elem çeken kişi olarak sizin (!) hiçbir şey talep etmeden boşanmak istemeniz de ayrıca manidar geldi bana. Aktarmış olduğunuz Onca değerli hukuki tecrübelerinizden sonra bu şahsi yorumunuzuesrefle kınıyorum.
1- Boşanmak istemeyen, her fırsatta beni affettiğini söyleyen, buna rağmen ben boşanmak istediğimi söylediğimde telefon görüşmelerini mahkemede istemekle tehdit edilip şiddete maruz kalmamın hiç bir önemi olmayacak mı? İşlediğim kusurumun karşılığını Şiddet görerek mi almalıyım her daim? Bu bir kusur değilmidir ? Kusura Kusurla karşılık verildiğinden, her ikimizde maddi manevi tazminat davasından feragat etmiş olmazmıyız? son iki kez artık dayanamayarak darp raporuyla belgeledim. Çekişmeli boşanma olsun istemediğimden anlaşmaya çalışıyorum fakat her denememde şiddete maruz kalıyorum..
2-Eşimin 6 Yıldan bu yana işsiz olmasını geçiyorum, iş bulmak için bir kez olsun müracaatının olmamasının hiç mi önemi yok ?
3-Şiddet olayına gelince, eşi tarafından aldatılan her eş (kadın erkek ayırt etmeksizin) böyle bir tepki verebilir? Verebilirmi ? Bu bir kusur değilmidir. Tepkini veriyosan davayı açan da sen olacaksın! hem boşanmak istemeyeceksin hem de istediğin gibi şiddet göstereceksin? Bu durumu ne şekilde etkiler? değiştirmez mi ? Yinede tazminat ödemekle cezalandırılırmıyım?
4-Boşanma kararını net olarak verebilmeniz için ille de hayatınıza birinin girmesine gerek yok. Sizin evlilik birliğini bitirme kararınız eşinizle aranızdaki ilişkiye göre beliriyor. Başkası ile olan ilişkinize bağlarsanız hata yaparsınız. Nitekim de bu hatayı yapmışsınız.. Bakınız benim bir kusurum oldu! Bu Yalnızca telefon görüşmesidir. Evet kabul ediyorum, ıspatlanabilir olduğundan değil, yaptığımın sadece bu olduğundan. Lütfen iğneleyici kişisel yorumlarınızdan ziyade hukuki tecrübelerinize dayanarak bilgi veriniz. Ayrıca ben evliliğimi hayatıma biri girdiğinden ötürü değil, Kaldıki hayatımda biri de yok! Yılların birikimi sorumsuzluğu, yediğim hakaretler, gördüğüm şiddet, ilgisizlik, borç yükünün altına sokulmuş olmam ... v.s gibi nedenlerden ötürü bitirmek istiyorum. Bir fiil 22 Yıldır eşime olan sevgim son bir kaç yıl içerisinde tamamen eriyip gittiğinden boşanmak istiyorum. Bir başkası için asla değil. kaldıki ocak ayından buyana bahsi geçen kişi ile görüşmüyorum.
5-Ben 5 yıldan buyana İstanbul gibi büyük bir şehirde yalnız yaşıyorum. Bunu çok tartışmamıza rağmen eşim yinede başka şehirde yaşayan ailesinin yanında kalmayı tercih ediyor. Birkaç ayda bir evimize gelirek 1 hafta kalıyor ve yeniden ailesinin yanına gidiyor. Eşimin yapmış olduğu sorumsuz harcamalar kredi kartı ayrıntılarımda mevcuttur. İçki ve sigara alımında kullanılmıştır. Bu durumumu ne yönlü etkiler?
Bilgilerinizden yararlanmadığımı söyleyemem, bakış açısı kazandırdığı inkar edilemez. Bunun için yüreklilikte teşekkürlerimi sunuyorum sizlere. Fakat sizden bir ricam olacak. Ben yaşadıklarımı, kusurlarımı apaçık söylüyorum, sizinde cevaplarınızı verirken objektif olmanızı istiyorum. Teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
Cevap: Boşanma Davası açacağım.Önerilerinize ihtiyacım var arkadaşlar.
Neden beni kınıyorsunuz. Esef ne anlama gelir. Size bu hakkı kim verdi. Objektif olmadığım kanaatına nasıl vardınız? Hangi kriterler ile ölçtünüz. Bu konudaki kaç iletimi okudunuz?
Herkese açık bir forum da yaşadıklarınızı yazıp, durumunuza uyan yasal durumu merak ediyorsunuz. Size özel bir yanıt alıyorsunuz. Hem de olabildiğince objektif, olabildiğince gerçekçi, başınıza gelebilecekleri, hem yasal hem de sosyal anlamda anlatılıyor size. Boşanmanın sadece yasal bir durum olmadığı sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda da hem bireyleri hem toplumu etkilediğini anlatmaya çalışıyoruz.
Sizin durumunuzdan daha az sıkıntıda olan bir çok kadın boşanırken eşinden nafaka tazminat mal mülk almak için çırpınıyor. Sizin bu haklardan (!) vazgeçerek boşanma talebiniz olağan gelmedi.
Medeni kanun Madde 185.- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
Diyor. Yorumlarımız kesinlikle objektif olup, Medeni Kanunun amir hükümleri çerçevesinde sadece pratikte ve yaşanmış olaylardan edinilen tecrübelerle harmanlanarak sunulmaktadır.
Yoksa sizin dediğiniz gibi sadece kişisel yorumlarımız değil. Eğer sadece yasa bu işe ne diyor diye soruyorsanız alırsınız bir minik Medeni Kanun kitapçığı (3-5 TL) okursunuz. Yasanın amir hükümlerini okur bilgilenirsiniz.
Ama siz ve sizin gibi bu siteye üye olup soru soran üyelerin büyük çoğunluğu içinde bulunduğu durumun yasal yönünün pratikte nasıl olduğunu merak ediyor. Kendi durumunu anlatıp yasal olarak neler ile karşı karşıya olduğunu görmek istiyor. Nitekim sizde siteye bu amaçla yazmadınız mı?
Ancak bu sitenin bunların dışında da farklı bir görevi var. Kişilere hukuksal anlamda ışık tutarken, henüz kusur işlememiş / suça bulaşmamış kişilere de mesajlar vererek olası bir kusur/suç işleme durumunda başlarına ne geleceğini göstermekte görevimiz. Gösterelim ki kişiler suçtan / kusurdan uzak dursun. Kaldı ki size verdiğim yanıtlarda medeni kanunun amir hükümlerinin pratikteki yansımasıdır.
Toplumun bir ferdi olarak sizin (eşinizin kusuru ne olursa olsun) yaşadığınız birlikteliği burada olağan bir durummuş gibi sergilemenize ve destek aramanıza müsaade edilmesini bekleyemezsiniz.
Her fırsatta yaşadığınız birlikteliğini ve bu birlikteliğin yansımalarını anlatıp, eşinizin kusurlarını ön plana çıkartıp, “o bunları yaptı bende bunları yaptı isem hep ben mi suçluyum” diyorsunuz. “eşim beni dövdü, çalışmıyor, eve gelmiyor” diye anlatıp “bunların hiç mi bir önemi yok” diye yakınıyorsunuz.
Bu anlatımlarınızla yaşadıklarınızı yada kusurunuzu olağan bir durummuş gibi sergilemeye çalışıyorsunuz. Buna destek bulamazsınız. Zira buna destek verilmesi demek, benzer durumları yaşayan bireylerin (kadın erkek farketmiyor) kendi durumlarına mantıksal gerekçeler üretip, yasal desteklerle besleyip evliliklerini (DOLAYISI İLE TOPLUMSAL DÜZENİ) etkileyecek birliktelikler yaşamalarına kapı açacaktır.
Kişisel kanaatım olarak eşiniz elbette kusurlu, ancak eşinizin hiçbir kusuru, size sadakatsizlik yapma hakkı vermez (her ne kadar ben sadakatszilik yapmadım desenizde). Eşinizin hataları / kusurları sizin adınıza yeterli boşanma sebepleridir. Ancak sizin yaşadığınızı söylediğiniz birlikteliğin eşiniz tarafından ispatlanması, eşiniz adına çok daha ciddi bir boşanma sebebidir. Bu durumda size ve eşinize düşen iddialarınızı ispat etmektir.
Cevap: Boşanma Davası açacağım.Önerilerinize ihtiyacım var arkadaşlar.
Beyfendi, bakınız hala aynı şeyi yapıyorsunuz. Kişisel durumumu, Telefon ile görüştüğüm kişi ile ne görüştüğümü bilmiyor, ama buna bir birliktelif sıfatını ekleyebiliyorsunuz. Kusura bakmayınız Editörlük Ünvanını ancak ve ancak hukuksal birikimlerinizin dışında kişisel görüşlerinize yer vermeden aktardığınızda bunu hak edebileceğinizi düşünüyorum.
Ben bir aşk veyahut başka birşey yaşamış değilim. Fakat siz bunun adına Birliktelik adını koyabiliyorsunuz. Teşekkür ederim. Bunun için objektif olmadığınızı düşünüyorum. Defalarca kez söylememe rağmen hukumsal tecrübe ve birikimlerinizden faidalanmamı sağlar, ne yapmam gerektiği hususunda bir yol önerebilirmisiniz soruma rağmen, sizin sadece ve sadece tek söylediğiniz (üstelik altını çizerek ) sadakatsizlik ! Onca yazmış olduğum şeyden sonra, bana bir kaç öneride bulunmanızı bekliyor iken siz ajitasyona başvurduğuma, Sadakatsizlik yaptığıma kilitlendiniz ki buna siz bir ad vermiş oldunuz! Birde neden hiç bir hak talep etmek istemediğime !
Sizin durumunuzdan daha az sıkıntıda olan bir çok kadın boşanırken eşinden nafaka tazminat mal mülk almak için çırpınıyor. Sizin bu haklardan (!) vazgeçerek boşanma talebiniz olağan gelmedi. Şu yazığınız kınanmayacak türden mi ? Kime olağan gelmedi yargı makamına mı ? hayır size! Ben burada herhangi birşeyin size olağan gelmesi için bulunmuyorum. Kaldıki kendinizi yargı makamı gibi düşünmenize sebep olan nedir bunuda anlamış değilim. Ben hukuksal tecrübe ve birikimlerinizden fayladalanmak üzere burada bulunduğumu söyledim. Paylaşmanın güzel olduğunu düşündüğüm değer verdiğim bir forum üzerinde! Sizi ayıplıyorum. Sizden ricam gerekli bilgilerinizin içerisine gereksiz nacizane yorumlarınızı ekleyerek psikolojik anlamda zaten zor durumun içerisinde olan insanları daha da bunaltmayınız! Esenlikle kalınız.
Alıntı:
Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı
Neden beni kınıyorsunuz. Esef ne anlama gelir. Size bu hakkı kim verdi. Objektif olmadığım kanaatına nasıl vardınız? Hangi kriterler ile ölçtünüz. Bu konudaki kaç iletimi okudunuz?
Herkese açık bir forum da yaşadıklarınızı yazıp, durumunuza uyan yasal durumu merak ediyorsunuz. Size özel bir yanıt alıyorsunuz. Hem de olabildiğince objektif, olabildiğince gerçekçi, başınıza gelebilecekleri, hem yasal hem de sosyal anlamda anlatılıyor size. Boşanmanın sadece yasal bir durum olmadığı sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda da hem bireyleri hem toplumu etkilediğini anlatmaya çalışıyoruz.
Sizin durumunuzdan daha az sıkıntıda olan bir çok kadın boşanırken eşinden nafaka tazminat mal mülk almak için çırpınıyor. Sizin bu haklardan (!) vazgeçerek boşanma talebiniz olağan gelmedi.
Medeni kanun Madde 185.- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
Diyor. Yorumlarımız kesinlikle objektif olup, Medeni Kanunun amir hükümleri çerçevesinde sadece pratikte ve yaşanmış olaylardan edinilen tecrübelerle harmanlanarak sunulmaktadır.
Yoksa sizin dediğiniz gibi sadece kişisel yorumlarımız değil. Eğer sadece yasa bu işe ne diyor diye soruyorsanız alırsınız bir minik Medeni Kanun kitapçığı (3-5 TL) okursunuz. Yasanın amir hükümlerini okur bilgilenirsiniz.
Ama siz ve sizin gibi bu siteye üye olup soru soran üyelerin büyük çoğunluğu içinde bulunduğu durumun yasal yönünün pratikte nasıl olduğunu merak ediyor. Kendi durumunu anlatıp yasal olarak neler ile karşı karşıya olduğunu görmek istiyor. Nitekim sizde siteye bu amaçla yazmadınız mı?
Ancak bu sitenin bunların dışında da farklı bir görevi var. Kişilere hukuksal anlamda ışık tutarken, henüz kusur işlememiş / suça bulaşmamış kişilere de mesajlar vererek olası bir kusur/suç işleme durumunda başlarına ne geleceğini göstermekte görevimiz. Gösterelim ki kişiler suçtan / kusurdan uzak dursun. Kaldı ki size verdiğim yanıtlarda medeni kanunun amir hükümlerinin pratikteki yansımasıdır.
Toplumun bir ferdi olarak sizin (eşinizin kusuru ne olursa olsun) yaşadığınız birlikteliği burada olağan bir durummuş gibi sergilemenize ve destek aramanıza müsaade edilmesini bekleyemezsiniz.
Her fırsatta yaşadığınız birlikteliğini ve bu birlikteliğin yansımalarını anlatıp, eşinizin kusurlarını ön plana çıkartıp, “o bunları yaptı bende bunları yaptı isem hep ben mi suçluyum” diyorsunuz. “eşim beni dövdü, çalışmıyor, eve gelmiyor” diye anlatıp “bunların hiç mi bir önemi yok” diye yakınıyorsunuz.
Bu anlatımlarınızla yaşadıklarınızı yada kusurunuzu olağan bir durummuş gibi sergilemeye çalışıyorsunuz. Buna destek bulamazsınız. Zira buna destek verilmesi demek, benzer durumları yaşayan bireylerin (kadın erkek farketmiyor) kendi durumlarına mantıksal gerekçeler üretip, yasal desteklerle besleyip evliliklerini (DOLAYISI İLE TOPLUMSAL DÜZENİ) etkileyecek birliktelikler yaşamalarına kapı açacaktır.
Kişisel kanaatım olarak eşiniz elbette kusurlu, ancak eşinizin hiçbir kusuru, size sadakatsizlik yapma hakkı vermez (her ne kadar ben sadakatszilik yapmadım desenizde). Eşinizin hataları / kusurları sizin adınıza yeterli boşanma sebepleridir. Ancak sizin yaşadığınızı söylediğiniz birlikteliğin eşiniz tarafından ispatlanması, eşiniz adına çok daha ciddi bir boşanma sebebidir. Bu durumda size ve eşinize düşen iddialarınızı ispat etmektir.
Cevap: Boşanma Davası açacağım.Önerilerinize ihtiyacım var arkadaşlar.
Sayın üye .. Önceki iletilerde size gerekli cevap verilmiştir. Bu da son cevaptır.
Sizin kişisel durumunuz, anlatımlarınız ve yaptığınız telefon görüşmeleri, üst üste alınmış ve yakalanmış (bu sizin tabiriniz) sim kartları, hayatın olağan akışına aykırı durumdur.
Gece geç saatlerde yapılan görüşmeler (buda sizin tabiriniz) hayatın olağan akışına aykırıdır.
Eşinizin olduğu şehirden tayin yada başka bir sebeple ayrılmanız da keza…
Sizin bir beraberliğinizin olup olmadığı kimseyi ilgilendirmiyor. Anlatımlarınızdan yola çıkılarak genel teyammüller ışığında mahkemede karşılaşabileceğiniz durum anlatıldı size. Mahkemede bu telefon görüşmeleri ve 3 ncü şahıs ile olan ilginiz alakanız Medeni Kanunun amir hükümleri ışığında değerlendirilecektir. Eşinizde zaten bu durumu mahkemeye ancak sadakatsizlik olarak sunabilir.
Ancak her nedense bir suçluluk psikolojisi altında önce savunmaya geçtiniz sonra saldırmaya başladınız.
Elbette ki yargı makamı değiliz. Ancak hakimlerin de yaşanan olayları mantık ve hukuk çerçevesinde değerlendirdiği, deliler ve tanık beyanlarını dikkate aldığı, ille de fiziki durumu göz önünde tuttuğu aşikardır.
Sizin görmediğinizi, tahmin etmediğinizi, size lisan-ı münasiple anlatmaya çalışmayı ne yazık ki kişisel bir tepki gibi algıladınız.
Yazdığım şu cümlenin kınanmasına anlam veremedim. “Sizin durumunuzdan daha az sıkıntıda olan bir çok kadın boşanırken eşinden nafaka tazminat mal mülk almak için çırpınıyor. Sizin bu haklardan (!) vazgeçerek boşanma talebiniz olağan gelmedi.
Bunun nesi abes geldi size. Forumda yazan bir çok üyeden (anlatımlarınızdan yola çıkarak yazıyorum) daha fazla eziyet, işkence şiddet görmüş, fiziki ve psikolojik baskıya maruz kalmışsınız. Başkaları tabir caizse adamın donuna kadar almaya çalışırken sizin olayı tevekkülle kabullenip sadece boşanmak istiyorum hiç bir şey istemiyorum demeniz garipsenecek bir durum.
Hak aramaya gelmiş birisi gibi değil de kusuruna istinaden en az zararla nasıl kurtulacağını öğrenmeye gelmiş birisi gibi duruyorsunuz. (işte bu acizane düşüncem)
Demişsiniz ki “Ben burada herhangi bir şeyin size olağan gelmesi için bulunmuyorum.”
Sayın üye yaşadıklarınızın bana yada buradaki üyelere olağan gelmesi zorunluluğu yok. Yasalara olağan gelmeli. Yasal kalıplar içerisinde kalmalı. Sizde bunu öğrenmeye gelmediniz mi? Bende sizin anlatımlarınızın ve içinde bulunduğunuz durumun yasal olarak nasıl görüneceğini anlattım. Gerçekleri öğrenmeye gelmemiş miydiniz yoksa.
Diğer yandan “ Kaldı ki kendinizi yargı makamı gibi düşünmenize sebep olan nedir bunu da anlamış değilim.” Elbette yargı makamı değiliz. Ancak toplumsal bir kavram olan evlilik müessesesini korumak kollamak, sağlıklı nesiller yetişmesi için bu kavramın korunması gerekliliğine inanmış birisiyim. Tabii ki yasalar çerçevesinde. Sadece sorumlu bir vatandaş gibi davrandım.
Ayıplamanız, kınamanız, hatta küfür bile etmeniz umurumda değil. Zira bu sitenin 140.000 civarında üyesi ve milyonlarca ziyaretçisi var. Sizi memnun etmek adına yasal, etik ve doğru olandan dönecek değilim. Editörlük ise bir unvan değil gönüllülük esası ile yürütülen bir görevdir. Kimsenin olmadığı gibi benim göğsüme de altın çivi ile çakılmış değil. Kaldı ki bu görevi yürütmem ile ilgili olarak eleştiri yapacak bilgi, görgü, tecrübeye sahip olmadığınızı düşünüyorum. (buda şahsi görüşümdür)
Bu cümleden olmak üzere tarafımdan size verilecek cevaplar tükenmiştir. Geçmiş olsun.