Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Alıntı:
mhgordu rumuzlu üyeden alıntı
Değerli avukatlar.. Bir alışveriş merkezinde arkadaşımla alışveriş yapıp çıktık.. 2 gün sonra arkadaşımın evine gece asayiş şubesinden polisler gelerek alışveriş merkezi müdürünün sadece kamera kayıtlarından şüpheli hareketinden dolayı hırsızlıkla şuçlayarak karakola almışlar nezaretten sonra savcılığa ve savcılıktan sonra da ilgili mahkemeye sevk edilmiş.. ve ilgili hakim de tutuklamaya gerek görmeden davanın incelenmesine karar vermiş.. Benim şu sorum olacak.. Marketlerde gizli kamera görüntülerine ve bu görüntülerdeki anların fotoğrafları birini hırsızlık için suçlamaya yeter midir? Olayı gören hiçbir sahit, tanık yoktur.. Mahkemeye sunulan sadece 2 adet cd götüntüsüdür.. Ki bu görüntülerde gizli kamera ile çekilmiş görüntülerdir.. ses ve görüntü kayıtlarının türk hukundaki yeri adlı makalede sadece görüntü kayıtlarına dayanarak dava açılmasının mümkün olmadığı hatta kamera kayıtlarının ikinci derece bir delil olduğu ve tek başına bir suça hüküm ettirme özelliğinin olmadığı yazmaktadır.. Uygulamada özellikle teyp ve video bantlarının içeriğinin delil olmadığı ileri sürülmektedir. Böyle bir yaklaşım Ceza Muhakemesi Hukuku esaslarına aykırıdır. Bunların içeriği, eğer olayı yansıtıyor ve olay açısından önemli ve akla uygunsa, elbette delildir. Ancak bunlar tek başlarına mahkumiyet kararı verilmesine yetmez; bunların başka delillerle de desteklenmesi gerekir. Bir film şeridi veya video kaseti belgedir. Bu haliyle keşif konusudur. Ancak içeriği yazılı açıklamadır. Aynı şekilde zor okunan bir yazı keşif konusudur. Okunduğunda yazılı açıklama olur (Öztürk, 1995). Gerçekten de Yargıtay 8. CD. 1983 tarihli E 1835/K2346 sayılı kararında; “teyp bantları tek başına delil olma vasfına haiz değildir. Sanıklar aleyhinde banttan başka hiçbir delil bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması isabetsizdir” demiştir. ayrıca Yargıtay kararlarında “ses ve görüntü kayıtlarının tek başlarına delil olmayacağı, güvenilirliğinin kuşkulu olduğu ve ancak diğer deliller ile desteklenmeleri halinde hükme dayanak oluşturabilecekleri vurgulanmıştır.”[6] 5-Bu delillerin tek başına delil olamayacağı gibi, bu tedbirlere ilk adım olarak başvurulması da hukuka aykırı olacaktır. Zira bu tedbir ikici derece başvurulabilecek bir araştırma ve delil toplama yöntemidir. ... SORUM ŞUDUR.. BAŞKA HİÇBİR KANIT DELİL ŞAHİT GÖRGÜ TANIĞI OLMAKSIZIN SADECE KAMERA KAYDINI İLERİ SÜREREK BİR KİŞİYİ HIRSIZLIKLA SUÇLAMAK KANUNA UYGUNMUDUR? SONUÇTA ARKADAŞIM BENİ ŞAHİT YAZDIRMAMIŞ AMA ONUN YANINDA OLMAMDA OLAYA KARIŞMIŞ OLMAM ANLAMINA DA GELİR.. AYRICA ARKADAŞIMIN DA CEP TELEFONU ÇALDIĞINI GÖRMEDİM.. BU DAVANIN KANUNA UYGUN OLUP OLMADIĞINI ÖĞRENMEK İSTİYORUM.. BİLGİ VERİRSENİZ SEVİNİRİM.. SAYGILARIMLA
Benim kişisel fikrime göre bu tür durumlarda görüntü kaydı on tane tanıktan çok daha güçlü bir delildir. Tanıkların yalan söyleme ihtimali her zaman mevcuttur ama görüntü kaydı asla yalan söylemez. Arkadaşınız cep telefonunu çalarken, gizlerken görüntülenmiş ise hakkında soruşturma başlatılması için yeterli sebep vardır.
Öte yandan mağaza güvenliğinin ifadeleri de tanık ifadesi gibi değerlendirilecektir. Örneğin "biz telefonun eksik olduğunu farkedince kamera kayıtlarından bu kişinin çaldığını tespit ettik." şeklinde bir ifade ve bunun görüntü kaydı ile desteklenmesi.
Yine rakadaşınızın ifadesini alan savcı, görüntüye göre senin çaldığın görülüyor ne diyorsun diye arkadaşınıza sormuştur. Makul bir yanıt alınamaması da arkadaşınız aleyhine bir delildir. Tüm bu delillerle arkadaşınızın mahkumiyetine karar verilmesi çok güçlü bir olasılıktır.
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
http://www.porttakal.com/haber-telef...ir-232969.html
Benzer bir tartışma. Bence, "durumun gerekleri" dediğimiz o genel kavram burda devreye girer.
Hırsızlık suçunu da kişisel beceri gerektiren suçlar arasında değerlendirirsek ve becerinin de ; hissettirmeme, el çabukluğu doğrultusunda olduğunu katarsak, etraftaki insanların görmemiş değil görEmemiş olduklarına kanaat getirmek zor olmasa. Bu yüzden kamera kadyı tek başına yeterli olmalıdır.
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Değerli bilgileriniz için teşekkürler
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Bu açıklamalar beni tatmin etmedi.. Cep telefonun çalındığını ileri süren yine gizli kamera çekimi yapan kişi.. ayrıca kamera da cep telefonun marketten çıkarıldığını dair bir görüntü yok.. Ayrıca 3 saatlik alışverişte polise sunulan görüntü 10 dklık bir görüntü.. görüntüler de net değil.. arkadaşım savcıya cep telefonuna baktığını dokunduğunu ama satın almadığını çalmadığını suçsuz olduğunu hatta şikayetçi olduğunu söylemiş. sonuçta ortada cep telefonu yok.. olayı gören yok.. tanık şahit yok.. ayrıca kamera görüntülerinin günümüz şartlarında her şekilde oynanması değiştirilmesi muhtemeldir.. Ayrıca ben size YARGITAY kararı sundum.. Bir daha sunuyorum Yargıtay 8. CD. 1983 tarihli E 1835/K2346 sayılı kararında; “teyp bantları tek başına delil olma vasfına haiz değildir. Sanıklar aleyhinde banttan başka hiçbir delil bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması isabetsizdir” demiştir. Yargıtay kararlarında “ses ve görüntü kayıtlarının tek başlarına delil olmayacağı, güvenilirliğinin kuşkulu olduğu ve ancak diğer deliller ile desteklenmeleri halinde hükme dayanak oluşturabilecekleri vurgulanmıştır.”[6] 5-Bu delillerin tek başına delil olamayacağı gibi, bu tedbirlere ilk adım olarak başvurulması da hukuka aykırı olacaktır.(önder özlem)... yani verdiğiniz yanıt beni pek aydınlatmadı.. o halde bu güvenlik müdürü alışveriş yapan herkesi haklı haksız dayanaksız çektiği gizli kameralar ve montajlarla yada aldığı fotoğraf çıktılarıyla hırsızlıkla suçlayabilir.. Böyle bir açıklamayı sizlerin yani Avukatların yapmış olması şaşırtıcıdır.. o zaman elimizde fotoğraf kamerasıyla sevmediğimiz bir kişinin uygunsuz görüntülerini fotoğraflarını çekip suç duyurusunda bulunalım.. Bu insan haklarına da bir müdahaledir.. ayrıca CD ler güvenlik müdürü tarafından verilmiştir.. polisler tarafından mağazaya gidilip kayıtlar elde edilmemiştir.. Bence bu konuda biraz daha araştırma yapmalısınız.. Elimde gizli kamera kayıtların Almanya Amerika Fransa ve çoğu AB ülkelerinde delil olarak dahi sununlmasının yasalara ve bilhassa insan haklarına aykırı olduğunu yazan hukuk kaynak kitapları mevcuttur.. Görüntüdeki kişinin o kişi olduğunu kim belirleyecektir.. Görüntünler gerçekmidir.. Görüntülerin çekilip kayıt edilip saklanması kanuna uygunmudur.. Bunları bile bahse almadan arkadaşımı burada mahkum etmeniz bence çok gülünçtür.. Eğer zaten delil sağlam olsa Savcılık arkadaşımı tutuklardı.. tutuklamaya bile gerek görmemiş savcı ve hakim.. eğer suç sabit görülse idi tutuklanması gerekmezmiydi..
bir kişiyi sanal da olsa burada mahkum etmenizi ki gerçek hayatta hala dava yargı aşamasında olduğundan resmen suçsuzdur bir avukata yakışacak davranış düşünce yada bilgilendirme değildir.. bence burada insanlara sadece bilgi verilmeli.. bir kişi hakkında kesin mahkum olur gibi hakim yada savcı yerine geçilmemelidir..
saygılarımla
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Son olarak :
Ben şu anda çalınan telefonun markasını biliyorum.. Şimdi o telefonun aynısını alıp o marketin herhangi bir yerine bırakıp çıksam bu görüntülerin kayıtların ne anlamı kalır ki.. Yada arkadaşım bu telefonu çalmış dahi olsa bir şekilde gidip olay yerine bıraksa o kamera kayıtları ne işe yarayacaktır.. Eğer çalındığı söylenen telefon şu an mağazanın herhangi bir yerinde bulunsa güvenlik müdürü polise sunduğu bu kamera kayıtları yüzünden en az 1 yıl hapis cezasına çarptırılır.. Ayrcıa bu mağaza uluslararası bir mağaza olduğundan bu şirketin sadece görüntüler yoluyla insanlar hakkında dava açması ve davanın sonuçsuz çıkması yüzünden belki de o çalındığı söylenen telefonun bin katı manevi tazminat cezası verecektir..
saygılarımla
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Alıntı:
mhgordu rumuzlu üyeden alıntı
Bunları bile bahse almadan arkadaşımı burada mahkum etmeniz bence çok gülünçtür.. Eğer zaten delil sağlam olsa Savcılık arkadaşımı tutuklardı.. tutuklamaya bile gerek görmemiş savcı ve hakim.. eğer suç sabit görülse idi tutuklanması gerekmezmiydi.. bir kişiyi sanal da olsa burada mahkum etmenizi ki gerçek hayatta hala dava yargı aşamasında olduğundan resmen suçsuzdur bir avukata yakışacak davranış düşünce yada bilgilendirme değildir.. bence burada insanlara sadece bilgi verilmeli.. bir kişi hakkında kesin mahkum olur gibi hakim yada savcı yerine geçilmemelidir.. saygılarımla
Sayın mhgordu,
Evvelemirde iletinize yanıt veren ne sayın Veysel Demir ne de ben avukatız. Buraya hukuki bir sorununuz için yazıyorsunuz ve yanıt istiyorsunuz ancak aldığınız yanıt hoşunuza gitmeyince kızıyorsunuz. Ben tecrübeme dayananak bu tür bir davanın çok büyük olasılıkla mahkumiyetle sonuçlanacağı yönünde görüş bildirdim.
Öte yandan deliller ne kadar sağlam olursa olsun (ki olayda yeterli delil var) bu tür bir olayda şüpheli tutuklanmaz. Tutuklamanın hangi şartlarda yapılacağı konusunda 5271 CMK'nın ilgili maddesine bakınız. Yani şüphelinin tutuklanmamış olmasının nedeni suçsuzluğu ya da yeterli delil elde edilemeyişi değildir.
Ayrıca şunu da düşünün; Eğer savcı, şüpheli hakkında dava açmak için yeterli delil elde edilemediği kanaatine varsaydı dava açmak yerine takipsizilik kararı yani kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecekti. Demek ki savcı eldeki delillere göre süphelinin bu suçu işlemiş olabileceğine kuvvetle kanaat getirmiş.
Şüphelinin suçluluğu ya da masumiyeti dava sonunda ortaya çıkacaktır. Biz ne savcıyız ne de hakimiz. Bu itibarla da burada kimseyi yargılamamız söz konusu değildir. Sadece sizin talebiniz üzerine görüşümüzü bildirdik.
Cevaplar hoşunuza gitmedi diye de kimseyi kınama hakkınız olmadığını belirtmek isterim.Saygıyla...
Hakkarili Arzuhalci
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Sayın mhgordu, neden sinirleniyorsunuz ki ?
İlk olarak üye profilime baksaydınız avukat olmadığımı anlardınız . Ayrıca sitenin kalitesine de lütfen saygı gösterin, bir tek kişinin yaptığı yorumla böyle bir karara varmanız çirkince br davranış olmuş, bu kişi kim olursa olsun. Yanlış anlamış olabilirim ; varolan görüntü kayıtları güvenlik kamerası kayıtları mıdır ? Size verdiğim linkteki olayda, benzer bir tartışma olduğunu vurguladım ve kendi görüşümü söyledim. Türkiye, kanunlarını başka devletlerden almış olabilir ama hukukunu değil. Bizim Türk Hukukumuz var ve verdiğiniz örnekte diğer Avrupa ülkelerini baz almışsınız, yanlıştır.
Siz yasaları hiç mi eleştirmezsiniz ? Ya da kendi yaşamınızı sorgulamaz mısınız ? Yasalar da, kararlar da eleştirilebilme özelliğine sahiptir, unutmayınız. Bundan 20 yıl önce uygulamada olan bir durum, bugün bizlere hukuk dışı gelebiliyor değil mi ?
Güvenlik kamerası uygulaması ne zamandan beridir insan haklarına aykırı bir durum teşkil eder oldu ? Bizim mi haberimiz yok ? Yine ne zamandır bu uygulama kanunlara aykırı yapılıyormuş? Bu kanun hangisi, söyleyiniz.
Pek çok olay bugün güvenlik kameraları sayesinde çözülüyor. Göz önünde bulundurunuz.
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Alıntı:
mhgordu rumuzlu üyeden alıntı
Bu sitenin hukuki.net adını almasını da anlamadım doğrusu.. hukiki.anti net olsa daha iyi olur.. mevzuatı ve uygulamayı bilmeden bu sitede yorum yapılması akla abestir..
Haddinizi aşmışsınız!
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Sayın yardımsever kişiler,
Yargıtay ses ve görüntü kayıtlarının başka bir delil ile ispatlanmadıkça hüküm verilmesine hiçbir şekilde tek başına yeterli görmeyerek verilen kararı iptal etmiş ve biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bu kararı bilgi belge ve dayanak olarak göstermiştir..
AYRICA AŞAĞIDA TÜRK CEZA KANUNUNDA GÖRÜNTÜ KAYDI VE SES KAYDI HAKKINDAKİ CEZALARI GÖZÖNÜNE ALIP OLAYLARI DEĞERLENDİRİRSENİZ SEVİNİRİM.
SAYGILARIMLA,
5237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
MADDE 132 - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur......
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133 - (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlal
MADDE 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
MADDE 135 - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136 - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cevap: Alışveriş merkezinde hırsızlık
Alıntı:
Veysel Demir rumuzlu üyeden alıntı
Sayın mhgordu, neden sinirleniyorsunuz ki ?
İlk olarak üye profilime baksaydınız avukat olmadığımı anlardınız . Ayrıca sitenin kalitesine de lütfen saygı gösterin, bir tek kişinin yaptığı yorumla böyle bir karara varmanız çirkince br davranış olmuş, bu kişi kim olursa olsun. Yanlış anlamış olabilirim ; varolan görüntü kayıtları güvenlik kamerası kayıtları mıdır ? Size verdiğim linkteki olayda, benzer bir tartışma olduğunu vurguladım ve kendi görüşümü söyledim. Türkiye, kanunlarını başka devletlerden almış olabilir ama hukukunu değil. Bizim Türk Hukukumuz var ve verdiğiniz örnekte diğer Avrupa ülkelerini baz almışsınız, yanlıştır.
Siz yasaları hiç mi eleştirmezsiniz ? Ya da kendi yaşamınızı sorgulamaz mısınız ? Yasalar da, kararlar da eleştirilebilme özelliğine sahiptir, unutmayınız. Bundan 20 yıl önce uygulamada olan bir durum, bugün bizlere hukuk dışı gelebiliyor değil mi ?
Güvenlik kamerası uygulaması ne zamandan beridir insan haklarına aykırı bir durum teşkil eder oldu ? Bizim mi haberimiz yok ? Yine ne zamandır bu uygulama kanunlara aykırı yapılıyormuş? Bu kanun hangisi, söyleyiniz.
Pek çok olay bugün güvenlik kameraları sayesinde çözülüyor. Göz önünde bulundurunuz.
Sayın Veysel Demir, size de tck nın ilgili maddelerini gönderiyorum.. Hiç kimse üçüncü şahısların görüntüsünü üçüncü şahsın izni alınmaz ise, kaydedemez, başkasına veremez, yayınlayamaz.. Bu durum telefon dinlemeleri, telefon kayıtları için de geçerli olup görüntü ve seslerin kişilerin rızası olmadan çekilmesi yayınlanması suçtur.. Ayrıca verdiğiniz site de Yargıtay sadece görüntü yada ses ile kayıt edilmiş belgeleri tek başına mahkumiyet için yeterli görmeyip davayı iptal etmiştir.. Yani hiçbir delil yok ise sadece görüntü ve ses kayıtlarının bir kişinin mahkumiyeti için geçerli sayılamayacağını verdiği kararla biz hukukseverlere bildirmiştir... Ayrıca aşağıdaki maddeleri de okursanız görüntü ve ses kaydını gerçekleştirmenin TCK yasalarına göre hem yasak olduğunu hem de hapis ve para cezalarının olduğunu görecekseniz..
SAYGILARIMLA,
5237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
MADDE 132 - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur......
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133 - (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlal
MADDE 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
MADDE 135 - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136 - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.