Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz'a Başyoz
“Balyoz Planı” iddiası soruşturmasını yürütmekle görevlendirilen iki yeni savcının dosyayı inceleyebilmesi için operasyonlara şimdilik ara verildiği bildirildi.
Alınan bilgiye göre, “Balyoz Planı” iddialarına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk bu soruşturmadaki görevlerinden alındı.
Bayraktar ve Berk'in yerine iki yeni savcının soruşturmayı yürütmekle görevlendirildiği belirtilerek, bu savcıların dosyayı incelemesi nedeniyle operasyonlara ara verildiği belirtildi.
İKİ SAVCI GÖREVDEN ALINDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin soruşturmadaki iki savcı Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk'i değiştirdi. Başsavcı Engin, 14 ilde 95 kişi hakkında gözaltı kararı ile yürütülen Balyoz soruşturmasının 3. dalga operasyonunu da durdurdu.
Soruşturmayı yürüten iki savcı açığa alınırken yerlerine Murat Yöner ve Mehmet Ergül atandı.
ÇOLAKKADI: "YETKİ BİZDE"
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, görev değişikliğinin kendilerinin yetkisinde bulunduğunu ve her yıl onlarca kişiyi görevden aldıklarını ve yerlerine atama yaptıklarını söyledi.
Soruşturma savcılarının görevden alındığı iddialarının doğru olup olmadığını ilişkin ısrarlı sorular üzerine Çolakkadı “Soruşturma savcılarının kimliğini açıklamak biliyorsunuz Terörle Mücadele Kanunu'na göre suçtur. Bu konuda bilgi vermeyiz” dedi.
SESSİZLİK SÜRÜYOR
"Balyoz Güvenlik Harekat Planı” soruşturmasına bakan Cumhuriyet savcılarından Mehmet Berk ve Bilal Bayraktar’ın, "Yapılan operasyonları İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’e bildirmedikleri” gerekçesi ile soruşturmadan alındığı ve yerlerine, Murat Yönder ile Mehmet Ergül'ün atandığı iddiası, yetkililerce doğrulanmadı.
Cumhuriyet Savcıları Mehmet Berk ve Bilal Bayraktar'a soruşturmadan alındıklarına dair yazılı ya da sözlü olarak bildirimde bulunulmadığı öne sürüldü.
Olayın basına yansımasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in konu ile ilgili açıklama yapmaması ve telefonlarının da kapalı olması dikkat çekti.
“Balyoz Güvenlik Harekat Planı" soruşturmasının koordinatör Savcısı Süleyman Pehlivan da operasyonun durdurulduğu ve iki savcının soruşturmadan alındığı iddialarına ilişkin soruları yanıtsız bıraktı.
Hürriyet
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
İzmirli Avukat, HSYK`ya Hakim Kuban hakkında ihbarda bulundu
İZMİR(CİHAN)- İzmir Barosu`na kayıtlı Avukat Sabır Çelik, İstanbul Adliyesi`nde görevli Hakim Oktay Kuban hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)`na suç ihbarında bulundu. HSYK`ya dilekçe ile müracaat eden Avukat Çelik, Balyoz Operasyonu
İzmir Barosu`na kayıtlı Avukat Sabır Çelik, İstanbul Adliyesi`nde görevli Hakim Oktay Kuban hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK)`na suç ihbarında bulundu. HSYK`ya dilekçe ile müracaat eden Avukat Çelik, Balyoz Operasyonu çerçevesinde, şüphelilerin daha önce üç tutuklamaya itirazının mahkeme heyetleri tarafından reddedilmesine rağmen, Hakim Oktay Kuban`ın verdiği tahliye kararlarının öncelikle bir hukukçu olarak ve bir vatandaş olarak adalete olan güvenini zedelediğini belirtti. Avukat Çelik, Hakim Kuban tarafından `kuvvetli suç şüphesinin olmaması` gibi gerekçelerle şüphelilerin tahliye edilmesi ve tahliyeden hemen sonra soruşturmanın en önemli şüphelilerin sağlık sebepleri ile GATA`ya müracaat etmiş olmalarının oldukça düşündürücü olduğunu vurguladı. Şüphelilerin serbest bırakılmaları sebebiyle, delillerin karartılma tehlikesi olduğunun bariz bir şekilde açık olduğunu kaydeden Çelik, `Şüphelilerin yapılan itiraz üzerine mahkeme heyeti tarafından yeniden tutuklanmaları, Hakim Kuban`ın verdiği tahliye kararlarının hukukiliği konusunda kamuoyunda şüphe uyandırmaktadır. Bu da kamuoyunun adalete olan güvenini zedelemektedir. Söz konusu soruşturmada geçen fiillerin ve suçların tüm vatandaşlarımıza yönelik olduğu açıktır. Bir vatandaş ve hukukçu olarak; kamuoyunda `Balyoz Darbe Planı` olarak bilinen soruşturma ile `iddia edilen Ergenekon davası` soruşturmalarında tahliye kararlarını veren Hakim Oktay Kuban hakkında, açılmış bir disiplin ve ceza soruşturmasının olup olmadığının tarafıma bildirilmesini arz ederim. Hakim Oktay Kuban hakkında açılmış bir soruşturmanın olmaması halinde dilekçemin ihbar kabul edilerek Kuban hakkında; disiplin ve ceza soruşturması açılması için dilekçemin suç duyurusu olarak işleme konulmasını arz ederim.` dedi.
Güncel Haber
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz şoruşturması kapsamında nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Tümgenerel Nuri Ali Karababa ve emekli Albay Mümtaz Can tutuklanırken emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş serbest bırakıldı.
Emekli subaylar Sarıışık, Karababa ve Can'ın "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlaması ile tutuklandı.
Balyoz şoruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Tümgenerel Nuri Ali Karababa ve emekli Albay Mümtaz Can tutuklanırken emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş Metris Cezaevi'nde.
Milliyet
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz soruşturmasında Albay Levent Çevreli, Albay Abdullah Zafer Arısoy ve emekli albay Levent Çehreli tahliye edildi.
Hürriyet
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
'Balyoz' soruşturma kapsamında ikinci kez tutuklanan 1. Ordu Eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Silivri Cezaevi’ne nakledildi.
Soruşturma kapsamında tahliye edildikten sonra hakkında yakalama kararı çıkarılan ve geçtiğimiz Cuma günü adliyeye gelerek tekrar tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, Metris Cezaevi’ne gönderilmişti. 3 gün Metris Cezaevi’nde yatan Doğan’ın bugün öğle saatlerinde Silivri Cezaevi’ne gönderildiği öğrenildi.
Hürriyet
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
http://www.bhaber.net/upload/resimle...iveataturk.jpg
Gazi babanın mektubu...
08 Mart 2010, 17:48
ÖNCE mektubu okuyalım:
Yüce Türk Milleti’nin bilgisine, Yetmiş altı yaşında, emekli Deniz Astsubayı ve Kıbrıs gazisiyim. Vatanım ve milletim için 30 sene hizmet verdim. Hayatımı bu değerler uğruna feda etmekte hiçbir beis görmedim.
Deniz kuvvetlerinde muharip astsubay olarak gemi silahlarını kullanmak görevine sahiptim.
Kara savaşlarına bigane olduğum halde komutanlarımın emriyle Kıbrıs 6. kolordu emrine verilerek kara muharebesine katıldım. Taktik ve silah bakımından yabancı olduğum bu görevi asla yapmam, yapamam düşüncesi içime doğmadı.
Yurdum ve yüce milletim için canımı vermeyi, şehitlik mertebesine yükselmeyi şeref addettim.
Yukarıda şahsım hakkında verdiğim bilgiden maksat askerlik mesleğinin mukaddesliğini şahsım adına anlatmaktır. Bu düşüncelere hâkim olmuş bir baba olarak, oğlumu şerefli ordu mensubu olması için peygamber ocağına verdim.
O da bu manevi görev bilinci içinde azim ve gayretle vatan ve milletini şer güçlere karşı müdafaa etme çabasıyla Türk kültürünün şerefli addettiği paşalık mertebesine nail oldu.
23.02.2010 günü duyduğum haberle hayatımın şokunu yaşadım.
Oğlum, devlet ve milletimin aleyhine komplo ile itham edildi.
Ben bir baba ve asker olarak asla vatanına ve ulusuna ihanet edecek bir evlat yetiştirmedim. Hiçbir somut delile dayanmadan yapılan ithamların sonucu oğlumun tutuklanmasının acizliğin ifadesi olduğunu düşünmekteyim.
Bu sanal teorilerin insan hakları ve mukaddes değerler içeriğinde anne, baba, eş ve çocukları büyük üzüntüye gark etmesi kimsenin hakkı değildir.
Bu husus hakkında ulu Allah’ın yüce mahkemesinde davacı olacağıma büyük ulusuma söz veriyorum.
Tuğamiral Cem Aziz ÇAKMAK’ın babası
Mustafa Cemil ÇAKMAK
Gazi Em. Dz. Ast. sb.”* * *
Evet gazi baba Mustafa Çakmak’ın paşalığa kadar yükselen oğlu şimdi “Balyoz Darbe Planı” sanığı olarak cezaevine atıldı.
Vatan için yetiştirdiği ve peygamber ocağına gönderdiği evladı devlet ve milletin aleyhine komplo kurmakla suçlanıyor.
Gazi babanın yüreği yanıyor. Nasıl yanmasın ki?
Paşa oğluyla kim bilir ne kadar övünüyordu Gazi Mustafa Çakmak.
Ama paşa oğlu şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönük saldırıların kurbanı oldu. Bu acıya hangi babanın yüreği dayanabilir?
O yürek nasıl isyan etmez.
* * *
Kin ve intikam duygularıyla yürütülen saldırılar bakın nelere mal oluyor.
Kimse sanmasın ki bu olaylarda ateş sadece düştüğü yeri yakıyor.
O ateş milyonlarca yüreği yakıyor.
Bu saldırıları yapanlar, bu tertipleri kuranlar, bu iftiraları atanlar kin ve intikam duygularıyla hareket ediyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sindirmenin, onurunu kırmanın, onu çökertmenin büyük hasarlar yaratacağını düşünmüyorlar.
Dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş nesillerin mirasçılarıyız.
Emperyalistler koskoca imparatorluğu yıkıp Türkleri bu coğrafyadan söküp atmak amacıyla bu ülkeyi istila ettiler.
Mustafa Kemal’in önderliğinde perişan haldeki millet silkinip vatanını savundu ve istiklalini kazandı.
Cumhuriyet bu sancılı ve zor coğrafyada güçlü ordusunun varlığıyla ayakta durdu, duruyor.
Bugün orduyu tahrip etmek, onu çökertmek için bütün güç ve hünerlerini kullananlar aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin bu zor coğrafyada varlığını sürdürmesini tehlikeye attıklarının farkındalar mı?
Tufan Türenç/Hürriyet
http://www.bhaber.net/haber/2296-gaz...n-mektubu.html
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
5. Ordu Komutanları Silivri'de görev başında
Ben dağlarda ölümden dönmüş adamım. Kucağımda nice Mehmetçikler şehit düştü.Üç kez helikopterde mermi yedim, iki kez yerde PKK taradı...Savcılar bizi, düşman ordusunun esir generalleri gibi sorguladılar.Beni Silivri'ye değil İmralı'ya koysunlar. []
Korgeneral Engin Alan görev başında
"Doktorlar bıraktığı anda ben burada bir dakika durmam.
Silah arkadaşlarım cezaevinde yatarken ben burada yatmam.
Doktorlar karşı çıksa bile mutlaka Silivri'ye döneceğim."diyordu, dediğini yaptı, GATA'dan çıktı, Silivri 5. Ordudaki görevine başladı.
Yıllarca Özel Kuvvetler Komutanı olarak Kuzey Irak'ta PKK ile vuruşmuş.
Şemdin Sakık'ı yakalayıp getirmiş.
Öcalan olayının pek çok aşamasında bulunmuş.Korg. Engin Alan, Balyoz tutuklusu olarak Silivri'de yatarken tahliye olunca GATA'da tedaviye alındı.
Bu arada tekrar tutuklama kararı çıktı.
Hastanede Çölaşan'a anlatıyor: (Posta, 11 Nisan 2010)
"18 Mart törenlerinden Kolordu olarak biz sorumluyduk.
(Tayyip) Bana valiyle haber gönderiyor, 2 saat geç gelecekmiş.
"Töreni geç başlatsınlar" diyor. Kabul etmedim. "Emir değişmez" dedim.
Zamanında gelmek zorunda kaldı. Konuşması bitti. Ayağa kalkmadım, alkışlamadım. Olay bu.
Ben dağlarda ölümden dönmüş adamım.
Kucağımda nice Mehmetçikler, hatta Emir Subayım şehit düştü.
Üç kez helikopterde mermi yedim, iki kez yerde PKK taradı.
Kuzey Irak'ta Metina Dağları'nda Tümgeneral rütbesiyle 38 gün dağlarda kaldım, bitlendim.
Ben bedavadan yaşayan adamım. Ölümden korkmam.
Ben bunlardan mı korkacağım, bunlara mı diz çökeceğim.
Poliste, sanki aranan sabıkalılar gibi üzerimize lavha koyup resimlerimizi çektiler, parmak izlerimiz alındı.
Savcılar, sorguda bir tek suçlama getiremedi.
Ancak gözlerindeki nefreti hepimiz görüyorduk.
Bizi, düşman ordusunun esir generalleri gibi sorguladılar.
Neyle suçlandığımı söylemediler, çünkü mahkemenin gizlilik kararı varmış, her şey gizli imiş.
"Hele bir Silivri'ye git, suçunu orada öğrenirsin" dediler.
Bunların hepsi onurumuzu kırmak için yapılıyordu.
Benim 20 yıl savaştığım adamlar Habur'dan girdi, serbest bırakıldı.
Şimdi biz terörist olduk.Hepimizden korkuyorlar. Çok korkaklar.
Ama en büyük korkuları Özel Kuvvetlerle birlikte SAS ve SAT komandolarıdır.
Onun için denizcilerin üzerine gidiyorlar.
ABD/CIA - Fethullah - AKP üçlüsü tarafından tezgahlanan sahte ve düzmece bir kurgu ile insanların onuru ayaklar altına alınıyor.
TSK her gün hakaretlere uğruyor."
Hürriyet’ten Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada ise şöyle diyordu:
“Benim adım Engin Alan. Ölüm dahil hiçbir şeyden korkmuyorum. Şu anda aşırı tansiyon hareketinden dolayı kroner bakım servisindeyim. Buradan çıkınca doğruca cezaevine gideceğim. Beni Silivri'ye değil İmralı'ya koysunlar. Silivri'den tabutum çıksa bile tabutun kapağını kaldırıp dimdik yürüyeceğim. Kimse burada olduğum için "GATA'gulle" demesin. Ölümden korkmayan Engin Alan, cezaevine girmekten korkmaz. Bunu herkes böyle bilsin.”
http://www.bhaber.net/haber/4136-5-o...v-basinda.html
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
“Balyoz” soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Korgeneral Yurdaer Olcan, teslim oldu ardından tutuklandı.
ntvmsnbc.com
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
http://webtv.hurriyet.com.tr/default...cid=1&vid=7451
ÇETİN DOĞAN'DAN SERT AÇIKLAMA
"Balyoz" davasından tahliye olan 1. Ordu eski komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan cezaevi çıkışında arabasından inerek açıklama yaptı. Doğan, "Bu balyoz birilerinin kafasına düşecek. Bize bu tertipi yapanlar içeri girecek. Kimseye kırgın değilim. Kırgın olamam. Ancak, Türk milletine ihanet edenlere kırgınım. Bu tertibi yapanlara, bu tertibin içinde olanlara, bilip de konuşmayanlara kırgınım" dedi. İşte Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın cazaevi önünde yaptığı açıklama..
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
"Balyoz"da Tahliye Gerekçesi Açıklandı
Mahkeme gerekçesinde, Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin, yapıldığına ilişkin somut olgular bulunmadığını bildirdi.
Gerekçede, "Yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular bulunmamaktadır" denildi.
Mahkemenin tahliye kararında, tutuklamanın tedbir olduğu hatırlatılarak, şüphelilerin soruşturma aşamasındaki davranışları, sosyal statü ve konumlarına göre kaçma ihtimallerinin olmadığı, delillerin toplanmış olması itibariyle yok edilmesi, gizlenmesi ve değiştirilmesi ile tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması hususunda kuvvetli şüphe bulunmadığı ifade edildi.
Kararda, "Mevcut deliller doğrultusunda şüphelilerin katıldıkları ya da görevlendirildikleri Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular bulunmamaktadır" denildi.
Anayasa’nın eşitlik ilkesinin içeriğine dikkat çekilen kararda "Aynı dosya kapsamındaki soruşturma aşamaları göz önüne alındığında aynı suç isnadıyla soruşturulan bir kısım şüpheliler gözaltı süresi sonunda tutuklanmış, bir kısım şüpheliler ise gözaltına alınmadan sorgu talebiyle nöbetçi hakimliğe dahi sevk edilmeden serbest bırakılmışlardır" ifadesine yer verildi.
Kararda, 14 şüpheli hakkında yurtdışına çıkış yasağı konularak, adli kontrol altına alınmalarına karar verildiği de bildirildi.
Öte yandan, Balyoz Darbe Planı soruşturmasına ilişkin, bugüne kadar askeri ve sivil bilirkişi heyetlerince hazırlanan 4 farklı rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirildi.
TÜBİTAK tarafından oluşturulan bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor, dava dosyasına da girdi.
TÜBİTAK raporunda, daha önce hazırlanan raporlardaki bir kısım çelişkilerin ve farklı tespitlerin, bilirkişilerin farklı uzmanlık alanlarına sahip olmasından kaynaklandığı bildirildi.
http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...c-b0d47bc47b0c