-
Cevap: Kooparatif
Sayın karakas2
dairemiz göz göre göre icradan satılacak, bizde sonra kooparatifi mahkemeye verip bir 5 yıl bekleyip paramızı alacaz o da şüpheli.insanın çıldırması elde değil.insanların nasıl katil olduğu anlaşılıyor.
ilginiz ve alakanız için size çok teşk eder sevgi ve saygılarımı sunarım.
-
Cevap: Kooparatif
Haklısınız malesef durum bu ama bu kadar olumsuzluktan sonra şunu söyleyeyimki alacağınız şüpheli değil ,işallah bu sorun satış olmadan çözülür ama olmazsa evinizin değerinde parayı muhakkak alırsınız çünkü sizin kusurunuzdan dolayı ihraç olmuyorsunuz, malum olaylardan ihraç olsanız ancak ödediğiniz parayı talep edebiliesiniz ama mevcut durumunuz farklı size bir yargıtay kararı vereyim oradaki üyelerlerle paylaşın va işin sonucunda bu zararın onlar tarafından karşılancağını belirtin herkes başına geleceği bilsin ,bugün siz sıkıntıdasınız yarın onlar sıkıntıda olacak daireniz mevcut durumda satılırsa rayiç bedel ve faiz ve masrafları diğer üyeler ödemek zorunda kalır . Bu sorunu çözene kadar kooperatifi tasfiye edemezler,
YARGITAY
11.HUKUK DAİRESİ
E. 2001/8300
K. 2002/872
T. 04.02.2002
YARGITAY KARARI
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, ancak konut tahsis edilmediğini ileri sürerek, asıl davada, konut tahsisi sağlanmasına, olmadığı takdirde konutun rayiç değeri olan şimdilik 1.500.000.000.-TL tazminatın faiziyle tahsiline, birleşen davada bilirkişi raporunda hesaplanan 2.227.528.000.-TL.dan geri kalan 727.528.000.-TL.nın faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar ve benimsenen 18.12.2000 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, davacının aynen tazmin talebinden vazgeçtiği, davasını konut karşılığı tazminat talebine hasrettiği, davacının 2.227.528.000.-TL tazminata hak kazandığı gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, konut tahsisine, olmazsa konut karşılığı tazminat istemine ilişkin olup, davacı yargılama sırasında ilk talebinden vazgeçerek, davasını ikinci talebe hasretmiştir.
Kendisine konut tahsis edilemeyen üyenin, kooperatiften tazminat istemine ilişkin davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkeleri, Dairemiz`in en son uygulamalarında aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
1-Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
2-Davalı kooperatife normal ödemelerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibari ile toplam ödemeler dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
3-Bundan sonra, yukarıda (l) nolu bentte bulunan değerden (2) nolu bentte bulunan değer çıkartılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktar yararlanma sağladıkları ortaya çıkarılmalıdır.
4-Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentilere (2) nolu bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
5-Bu saptamalardan sonra, normal ödentilerini ödemiş bulunan bir ortağın yukarıda (2) nolu bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, gene yukarıda (3) nolu bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) nolu bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani, sonuç olarak (4) nolu bentte bulunan miktar (3) nolu bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) nolu bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın bu davada kooperatiften istemesi mümkün olan zarar miktarı olacak ve mahkemece (talep miktarı veya bozmaya uymakla oluşan kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınarak) bu miktara ihraç edilen ortağın ödemelerinin güncelleştirilmiş değeri de ilave edilerek hükmedilebilecektir.
Oysa, mahkemece, hükme esas alınan tek kişilik inşaatçı bilirkişi raporunda açıklanan bu ilkelere uyulmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, içinde hukukçu, inşaatçı, muhasebeci uzmanların bulunduğu bilirkişi kurulundan, yukarıda açıklanan ilkelere uygun ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor temin edilerek, sonucuna göre karar verilmek gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi,doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.