-
Sayın KASIMAN'ın affına sığınarak kötü niyet tazminatı konusunda bir uyarıda bulunmak istiyorum. İşçi iş güvencesinden yararlanan yani işe iade davası açma hakkı olan bir işçi ise kötü niyet tazminatı davası açamayacaktır. Çünkü İş Yasası'nın 17. maddesinde "18, 19, 20 ve 21. madde hükümleri dışında kalanlar için kötü niyet tazminatı öngörüldüğü" belirtilniştir. Bu kapsamdaki bir işçi kötü niyet yerine işe iade davası açacaktır. (18, 19, 20 ve 21. maddeler işe iadeyi düzenleyen maddelerdir). selamlar.
-
Sayın Bilgili,
Yapıcı uyarınız için teşekkürler.
sevgiler
-
Abbas Bey ,"kötü niyet tazminatı" konusunda bizleri aydınlattığınız için teşekkürler ,anlaşılan ,ben iş güvenliği kapsamında olduğumdan bundan faydalanamayacağım.Sitede bahsettiğim ,bu güncel dosya ile ilgili ve davanın sonucunu etkileyebilecek ,diğer bir konu olan "sözlü fesih ve tutanak " ile ilgili merakımızı giderebilirseniz çok sevinirim...
-
Sözlü fesih bildirimi 29 Eylülde yapıldığına göre ve iş güvencesi kapsamında iseniz 29 Ekimden önce işe iade davasını açmanızı öneririrm. Ancak, bu davanın sizin açınızdan riskli bir dava olduğunu da unutmamak gerekir. Çünkü istifa dilekçenizin mahkemeye sunulması davayı riske sokabilir. ama yine de denemenizi önereceğim. İşe iade davalarında sözlü fesih geçerli değildir, yani işe iade yönünde karar verilmesi nedenidir. istifa dilekçesi olmasa idi kesin kazanırdınız, ama istifa dilekçesi hakimin kafasını karıştıracaktır. (İşyerinde 30 ve daha fazla işçi çalışıyorsa ve kıdeminiz 6 aydan fazla ise iş güvencesi kapsamındasınız demektir). Selamlar.
-
Abbas Bey ,"sözlü fesih ve tutanak" konu başlığı ile ilgili dosyadaki paylaşımlar ," İAB'de 17.madde ( işveren feshi) değişebilir mi" dosyası ile AYNI dosyalardır.Yani firma önce(29 eylül'de) sözlü fesih yapmış ,aynı gün araç teslim tutanağı düzenlenmiş,daha sonra 1 Ekim tarihli "işveren feshi"yazan İAB imzalanıp İş-Kur'a teslim edilmiş ve tarafımdan da 1 Ekim tarihli istifam alınmıştır.Mahkemede işveren , İAB'de "işveren feshi" yazmasına rağmen ,bunun yerine "hayır çalışan istifa etmiştir "şeklinde savunma yapabilir mi ?
-
Yerel Mahkeme şubat 2005 Tarihinde Davayi Reddetti,avukatim Selim Köse Ile Dosyayi Yargitay 9. Hukuk Dairesine Ilettik. Yargitay Red Kararini Ortadan Kaldirarak Doğrudan Işe Iade Yönünde Karar Verdi.bu önemli Kararin Dosyasini Yakinda Buraya Yükleyeceğim Ki Faydalinabilsin.yargitay Esas No : 2006 /9850
-
Hayırlı olsun diyelim. Bütün dosyayı yüklemenize gerek olmayabilir. Yerel Mahkeme kararı ile Yargıtay kararı da yeterli olur sanırım. Bekliyoruz..
-
Sayın demir3;
Yerel mahkeme kararı ile Yargıtay kararını yayınlarsanız biz de istifade ederiz. iyi çalışmalar.
-
T.C.
ADANA
1.İŞ MAHKEMESİ
SAYI
ESAS NO: 2005/1854
KARAR NO: 2006/21 9
HAKİM: Orhan BULGRCU 34507
KATİP: Menderes Yağlı
DAVACI: Ali Osman Özdemir, vekili Av. Selim Köse -Adana
DAVALI: EVPAŞ EVYAP PAZ.VE TİC. A.Ş. vekili Av. Meltem Yaman-DAVA : İşe İade
DAVA TARİHİ: 25.10.2005
KARAR TARİHİ: 23.02.2006
Yapılan açık yargılama sonucunda;
GEREGi DÜŞÜNüLDÜ : Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi ile müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 01.10.2005 tarihirtde hiçbir gerekçe gösterilmeden işine son verildiğini, davalı tarafından yapılan fesih işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, davaIı tarafından yapılan fesih işleminin geçersizliği ile müvekkilinin işine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili mahkememize verdiği cevap yazısında, davacının işyerinden kendisinin istifa ederek ayrıldığını bildirerek,haksız açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Taraflarca ibraz olunan tüm belgeler delil olarak dosyaya konulmuştur.
Davacı yanca, davalı işveren genel müdürlüğüne verilen 01.10.2005 tarihli dilekçesi ile 01.12.2003 tarihinde başlamış olduğu, Akdeniz zincir Mağaza Satış yönetmenliği görevinden özel nedenlerden dolayı istifa ettiğini imzası altında bildirmiştir.
Toplanan delillerden, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerden, özellikle davacı yanca, davalı işverenen Genel Müdürlüğüne verilen 01.10.2005 tarihli istifa dilekçesirıden, davacı işyerinden kendi hür iradesi ile istifa ederek ayrılmış olduğundan davacını davasının reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm tesisi uygun görülmüştür.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere dayanılarak;
1-Davacının davasının R E D D İ N E ;
2-Alınması lazım gelen 12,20.YTL. red harcından davacının önceden yatırdığı harcın mahsu ile geri kalan 2,00.YTL. harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına;
4-Davalı vekili içiin takdir olunan 400,00.YTL ücreti vekaletin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23.02.2006
YARGITAY İLAMI
T.C.
Y AR GIT AY 9.Hukuk Dairesi
YARGıTAY İLAl\;I[I
:2006/9850 :2006/11327
MAHKEMESİ TARİHİ
, O
IDAVACI DAVALI
:Adana l.İş Mahkemesi
- ,
- :23.2.20Q6
:1854/219
:AIi Osman Özdemir adına Avukat S.ıelim Köse
:Evpaş Evyap Pazarlama ve TAŞ.adına Avukat Meltem Yamaı
i
:Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmtsini
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edi! miş .lmakla dosya incelendi, ger ği konuşulup düşünüldü:
YARGıTAY
KARARI
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan 01.10.2005 tarihinde işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacı işçiye iş sözleşmesinin 1.10.2005 tarihi itibariyle
feshedileceği hususunun 21.8.2005 tarihli yazı ile bildirildiğini, fesih bildirimi tarihi itibariyle bir aylık dava açma süresinin geçtiğini, davacının performans düşüklüğü sebebi ile iş sözleşmesinin feshini istemediği için istifa ile ayrılmak istediğini ve buna ilişkin 1.10.2105 tarihli dilekçe verdiğini, evrakların fotokopilerini almak isteğini yetkililere söyleyip aldı ğını ancak bir daha iade etmediğini, bu durumun tutanak ile tespit edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacnın 1.10.2005 tarihli dilekçesi ile istifa ile ayrıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda iş sözleşmesinin kimin tarafından fesbedildiği uyuşmalık konusudur davacı iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, istifa dilekçesi imzalaması karşılığında kıdem tazminatının verileceğinin söylendiğini ve baskı altında istifa dilekçesi imzalamak zorunda bırakıldığını ileri sürmüştür. Davalı işveren ise 21.8.2005 tarihinde iş sözleşmesinin 1.10.2005 tarihinde sonlandırılacağınailişkin bildirimde bulunduklarını, ancak davacının performans düşüklüğü sebebiyle işten çıkarılmasının kendisi açısından iyi olmayacağını belirterek istifaen ayrılmak istediğini ve 1.10.2005 tarihli istifa dilekçesini imzalayarak ayrıldığını açıklamıştır. Davalı işveren, 21.8.2005 tarihinde fesih bildiriminde bulunduğuna ilişkin 13.10.2005 tarihli tutanağı ibraz etmiş ise de, sözü edilen tutanak çok sonradan düzenlendiği gibi, davacının imzasını da taşımamaktadır. İşverence fesih bildiriminin hangi tarihte yapıldığı kanıtlanmamakla birlikte iş sözleşmesinin 1.10. 2005 tarihinden geçerli olmak üzere önce işverence feshedildiği açıktır. Bu durumda aynı gün jşçi tarafından istifalilekçesinin imzalanmış olmasının sonuca etkisi bulunmamktadır. Kaldı ki, iş sözleşmesi işverence feshedildikten sonra kıdem tazminatına hak kazanmış olan işçinin bu hakkını
ortadan kaldırma anlamına gelecek şekilde istifa dilekçesini imzalaması hayatın olağan akışına uygun düşmez. Keza, davacı, işverenin kıdem tazminatını anılan dilekçeyi imzalaması şartıyla ödeyeceğini söylediğini ve baskı altında dilekçeyi imzaladığını ileri sürmüştür. Mevcut olgulara göre feshin dayalı işveren tarafından ve geçerli neden olmadan gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 48571 sayılı İş Kanunun 20/3 maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- )Adana 1.İş Mahkemesinin 23.2.2006 gün ve 1854-219 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2- )Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
3- )Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 4 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,
4- )Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
5-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi .uyarınca 400.-YTL vekaIet ücretinin dayalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan (29.00 )YTL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-)Temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 24.4.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.