Hukuka aykırı boşanma kararı hakkında

Sayın Swan fikirlerinizi aynen paylaşıyorum. Sayın Av. Duygu Tekay'ı anlayamıyorum. Bir hukukçu olarak nasıl olur da mahkemede yalan beyan vermeyi normal birşeymiş gibi hatta haklı birşeymiş gibi kabul eder bir türlü anlayamadım. TC Medeni kanunda belirtilen kanunlara uymakla mükellefiz. Evlilik kurumu madem ki mahkemeler aracılığıyla sona erecek, o zaman herşey dürüstlük, ahlak ve iyi niyet kurallarına bağlı olmalıdır. Kadın davayı tabi ki boşanabilmek için açmıştır. Madem ki (Duygu Hanımın dediği gibi) zaten dava açmış ve yalancı şahit kullanabilecek kadar gözü dönmüşse bir kadın o zaman hakim de boşanma kararı vermekte haklıdır diyorsa neden Aile Mahkemeleri görev yapıyor ki, noterleri görevlendirler o zaman, boşanmak isteyen her kadın gider notere şahitlerini de götürür ve hemen boşanır. Mahkemede görülmesinin sebebi nedir diye hiç düşünüyor mu Duygu Hanım acaba? Yani Mahkemeler ne işe yarar diye hiç kendi kendine soruyor mu acaba?

Alıntı:

---

romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı

Daha doğrusu hiçbir hakim benim yuvamı yıkma hakkına sahip değildir. Ben TC vatandaşıysam herkes Tc'nin kanunlarına saygı gösterecek. Bir hakim herkesin gözü önünde alenen SUÇ İŞLERSE bunu da burda ve heryerde söyleme hakkımız vardır. Aynen ergenekon yezgahındaki savcı ve hakimlerin vatana nasıl ihanet ettiğinin ve bu hakim ve savcıları adalet bakanının AYARTTIĞI gün gibi aşikar olduğu gibi ortada işlenmiş çok büyük bir suç, ayıp var. TCK 272. maddesi "yalancı şahitliği" suç olarak kabul ediyorsa, bu suça iştirak eden hakimler de yargılanabilmelidir. Ben buradan herhangi bir AKP'liye bir söz söylesem beni yargılamak için binlerce savcı hakim sıraya girerler ama haksızlık yapan hakim ve savcılara savunma olarak " takdir hakkını kullanmış " demek de hukuka yapılan en büyük haksızlıktır diye düşünüyorum. Bu arada adalet bakanı hakkında az bile söyledim. Kendisi tescilli bir markadır. Sahtekarlık ve dolandırıcılıkta yeni bir boyut yaratmıştır "ALİ DİBO" adıyla. Böyle adalet bakanına böyle hakimler az bile...

---

Ben bu yazdıklarınızı anlayamadım açıklar mısınız?

Alıntı:

---

romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı

Mahkemede görülmesinin sebebi nedir diye hiç düşünüyor mu Duygu Hanım acaba? Yani Mahkemeler ne işe yarar diye hiç kendi kendine soruyor mu acaba?

---

Düşünme ve soru sorma yetim sizin tahminlerinizden çok daha ötedir.
Hakaretamiz ifadelere doğru yol alan üslubunuzu düzeltmenizi dilerim.
Bu memleketin bir aile hakiminin sizin boşanma davanızda ne tür bir çıkarı olabilir.
Sizin davanız o hakimin önüne gelen bir çok bşanma davasından sadece birisi. İletilerinizin tamamını okudum. Tanıklar hakkında şikayetçi olmuşsunuz, eşinizin avukatını baroya şikayet etmeyi düşünüyorsunuz,hakim hakkında da yasal bir süreç başlatmışsınız. Peki bizden istediğiniz nedir? istediğiniz şeyleri söylememiz mi... Ola ki Yargıtay onarsa orada kı hakimlerle ilgili ne yapacaksınız? Onlarda mı kusurlu..
Ve neden hatayı birde kendinizde aramıyorsunuz? Sizin anlatımlarınızdan çıkan sonuç şu;
ya usul hatası yaptınız ya da hakim verdiği kararda haklı..
Bir detay daha şahsi kanaatim ülkemizde boşanma davalarının cok zor ve uzun olduğudur. Bazı devletlerde özellikle anlaşmalılarda hakim karşısına bile çıkılmaz. Çekişmeli bir dava demek ortalama 5 sene boşanma konusunun hayatınızın yaşayan bir unsuru olması demektir.

Değerli üyemiz biraz daha aklı selim düşünmenizi ve sakin olmanızı öneriyorum. Bana karşı agresif tavır takınmanız davada istediğiniz sonucu siz getirmez. Ha derseniz biraz stress atıyorum buyrun..

Sayın avukatlarım benim kafama takılan bir sorumvar sizinle paylaşmak istiyorum,Boşanma davası daha karar alınmadan kadın başka bir kişi ile gayri resmi evleniyor ve ondan çocük oluyor nüfustan çocük adına kimlik çıktığında babasının Boşanma aşamasında olan kişinin adını gören kadın ben bu konuda ne yaparım diyor ne yapılır bu konuda

Sayın meslektaşım nesebin düzeltilmesini talep etmeniz lazım. Prosedürü cok uzun...

Alıntı:

---

Av.Duygu Tekay rumuzlu üyeden alıntı

Sayın meslektaşım nesebin düzeltilmesini talep etmeniz lazım. Prosedürü cok uzun...

---

Tşk ederim yanıtmayayım ben avukat değilim ama yanında calışıyorum.

Duygu Hanım şahsınıza yüklenmek istemedim, sadece bir hukukçununn böyle düşünmesine şaşırdım. Üslubum biraz sert olabilir, ama gerçekleri dile getirmeye çalışıyorum. Dava konusuna gelince. Eşimin ve avukatı "eşimin dişini yumruk atarak kırdığımı" iddia etmektedirler. Bu sebeple de boşanma kararı verildi. Eşimin ağzında kırık bir dişi yok, dolayısıyla bunun raporu da yok. Yani iddialar yalan. Şahitler de yalan söylüyorlar. Çünkü kendi beyanlarında "eşimi döverken görmediklerini" belirtiyorlar. O halde bu şahitler neyin şahitliğini yapmaya gelmişler belli değil. Sadece usul yönünden hukuku aldatmak için yapılmış bir oyun bu. Yani hakimle danışıklı dövüş yapıyorlar. Şimdi böyle asılsız, belgesiz şahitlerinin bile görmediği hayal mahsulü bir dayak hikayesiyle TC devletinin hakimi bilerek ve isteyerek kandırılmış gibi davranıyor. siz bu konuda ne diyeceksiniz çok merak ediyorum. Hakimin gerekçeli kararında eşimi dövdüğüm için davayı kabul ettiğini belirtiyor. Burada eğer evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumu varsa bu tamamen eşimin evi terketmesi ve bana dava açması sonucu gerçekleşen bir durumdur. Kusurlu tarafın davası kabul edilebilir mi ki? Ben hukukçu değilim ama okuduğumu anlayabilecek kapasitede kafam çalışır. Değerli fikirlerinizden faydalanmak isterim. Saygılarımla