Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Basın açıklaması yapan avukatlar kendi adlarına hareket eden ve "durumdan vazife çıkaran" bir guruptu. Baronun tüzel kişiliğini temsil etmiyorlardı. İstanbul Barosu darbeci bir baro değildir. Kaygıları olan, ülkenin geleceği ile ilgili öngörüleri bulunan, Cumhuriyet'in temel nitelikleri konusunda hassasiyet sahibi bir barodur. Bu yönetim ezici çoğunlukla işbaşına gelmiştir. Öyleyse demokrasiye saygısı olan herkesin, yönetimin tavrını beğenmesede; bu tavra karşı saygılı olmasını beklemek gerekir.
Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Baro değildi, baro adına değildi. İstanbul barosu üyesi bir grup avukat idi.
Muhtemelen de baroyla hem fikir değillerdi.
Açıklama için teşekkür ederim, biz genede hüsn-ü zan edip, bu gir grup üyenin eylemini, bağlı olduğu kuruma isnad edelim.
Umulur ki; bu grubun erdemli duruşu geneline sirayet eder.
İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
Basın açıklaması yapan avukatlar kendi adlarına hareket eden ve "durumdan vazife çıkaran" bir guruptu. Baronun tüzel kişiliğini temsil etmiyorlardı.
• Biz yakışıklı bu eylemi baroya isnad edip; Baroyu Reel Hukukçu kılmaya çalışırken, siz tam tersine bu eylemin, Baronun Tüzel kişiliği olmadığını beyan ederek baroyu zan altında bırakıyorsunuz!
Alıntı:
İstanbul Barosu darbeci bir Baro değildir. İstanbul barosuna darbeci diyenler, darbecilere avukatlık yaptığı için diyor, baronun asli görevi Kaygıları olan, ülkenin geleceği ile ilgili öngörüleri bulunan, Cumhuriyet'in temel nitelikleri konusunda hassasiyet sahibi bir barodur.
• Hukuku baroya biz mi öğreteceğiniz; Suçu savma makamını somut olarak kim temsil eder? Cumhuriyetin temel niteliklerini korumak için kamu adına görevlendirmiş Cumhuriyet Savcısı, iddia makamında mütalâa şeklinde eylemin suç teşkil ettiği faillerini yargılamaya sunar. Mahkemeye sevk olunmuş sanıklar mahkeme tarafından muhakeme olunup suçu sabit görüldükten sonra, sanıklara eylemleri neticesinde hükme bağlanan kararla verilen ceza, TCK'na göre fazla veya haksız olursa, bu sefer baroya bağlı avuklatlar (somut savunma makamı olarak) devreye girip, suçlunun hukukunu korumak için, itiraz ederler.
Hakim de karar verirken, cumhuriyet savcısı ve baro adına değil Türk Milleti adına karar verir. Hukukçuda suçluya avukatlığı; suç almasın diye değil, suçluya verilen cezanın adil olması için mücadele eder!
• Bunların tam tersi olduğunda; Cumhuriyetin temel niteliklerini korumak, kamu düzenini sağlamak yetkisi verilmiş sav makamına; Savcı yerine Baro geçerde, temel niteliklere kast eden Cumhuriyet düşmanlarını savmadan savunmaya kalkarsa, asıl Cumhuriyet'in temel niteliklerini kendi elleri ile kendisi yıkar!
Alıntı:
Bu yönetim ezici çoğunlukla işbaşına gelmiştir. Öyleyse demokrasiye saygısı olan herkesin, yönetimin tavrını beğenmesede; bu tavra karşı saygılı olmasını beklemek gerekir.
• Bizde aynen sizin dediğiniz gibi; Millet iradesinin tecellisi ile iş başına gelen hükümetlerin icraatlarına, Demokrasiye saygılı olan herkesin (özellikle hukukçuların 2 sefer) saygılı olmasını, Milletin iradesi ile iş başına gelenleri al-aşığı etmek isteyen diktatör darbecilerin yargılanmadan; İstanbul Barosunun onlara yandaşlık yapmamasını, Baronun üyelerinden beklediği demokratik saygıyı bizde kendisinden bekliyoruz. Demokrasi ve Cumhuriyet herkesin illegal işleri için yonttuğu kaşıkçı keseri değildir!
Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
Derman Bey rumuzlu üyeden alıntı
• Biz yakışıklı bu eylemi baroya isnad edip; Baroyu Reel Hukukçu kılmaya çalışırken, siz tam tersine bu eylemin, Baronun Tüzel kişiliği olmadığını beyan ederek baroyu zan altında bırakıyorsunuz!
• Hukuku baroya biz mi öğreteceğiniz; Suçu savma makamını somut olarak kim temsil eder? Cumhuriyetin temel niteliklerini korumak için kamu adına görevlendirmiş Cumhuriyet Savcısı, iddia makamında mütalâa şeklinde eylemin suç teşkil ettiği faillerini yargılamaya sunar. Mahkemeye sevk olunmuş sanıklar mahkeme tarafından muhakeme olunup suçu sabit görüldükten sonra, sanıklara eylemleri neticesinde hükme bağlanan kararla verilen ceza, TCK'na göre fazla veya haksız olursa, bu sefer baroya bağlı avuklatlar (somut savunma makamı olarak) devreye girip, suçlunun hukukunu korumak için, itiraz ederler.
Hakim de karar verirken, cumhuriyet savcısı ve baro adına değil Türk Milleti adına karar verir. Hukukçuda suçluya avukatlığı; suç almasın diye değil, suçluya verilen cezanın adil olması için mücadele eder!
• Bunların tam tersi olduğunda; Cumhuriyetin temel niteliklerini korumak, kamu düzenini sağlamak yetkisi verilmiş sav makamına; Savcı yerine Baro geçerde, temel niteliklere kast eden Cumhuriyet düşmanlarını savmadan savunmaya kalkarsa, asıl Cumhuriyet'in temel niteliklerini kendi elleri ile kendisi yıkar!
• Bizde aynen sizin dediğiniz gibi; Millet iradesinin tecellisi ile iş başına gelen hükümetlerin icraatlarına, Demokrasiye saygılı olan herkesin (özellikle hukukçuların 2 sefer) saygılı olmasını, Milletin iradesi ile iş başına gelenleri al-aşığı etmek isteyen diktatör darbecilerin yargılanmadan; İstanbul Barosunun onlara yandaşlık yapmamasını, Baronun üyelerinden beklediği demokratik saygıyı bizde kendisinden bekliyoruz. Demokrasi ve Cumhuriyet herkesin illegal işleri için yonttuğu kaşıkçı keseri değildir!
İstanbul Barosu Ergenekon soruşturması kapsamında yargılanan insanların "adil yargılanma hakkı" na saygı beklemektedir. Yargılama ne zaman bitti de bu insanlar darbeci oldu. Mahkeme hüküm verdi de bizim haberimiz mi yok? Yarın bu insanlar "beraat" ederse ne olacak peki?
Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
İstanbul Barosu Ergenekon soruşturması kapsamında yargılanan insanların "adil yargılanma hakkı" na saygı beklemektedir. Yargılama ne zaman bitti de bu insanlar darbeci oldu. Mahkeme hüküm verdi de bizim haberimiz mi yok? Yarın bu insanlar "beraat" ederse ne olacak peki?
İstanbul Barosundan aynı hassasiyeti ergenekon soruşturmasının mağdurları için göstermesini bekleriz. Ama biliyorum daha çok bekleriz.
Bir de Hukuk Fakültesinin eşit ağırlıkla yani ciddi sayıda matematik sorusu yapılarak girilmesine ilişkin düzenlemeyi yorumlarken İstanbul Baro başkanın matematik bilmeyen hukukçu olamaz dediğini hatırlıyorum. Eksik veya yanlışsa düzeltiniz lütfen.
Siyasi görüşü ne olursa olsun gerçekten kaliteli hukukçuların yazdığına inandığım şu forumda ÖSS'de 20'den fazla matematik yapan 20 kişi çıksın, bu yaştan sonra gidip türev-integral öğreneceğim.:)
Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
henien rumuzlu üyeden alıntı
... şu forumda ÖSS'de 20'den fazla matematik yapan 20 kişi çıksın, bu yaştan sonra gidip türev-integral öğreneceğim.:)
Konuyu baştan sona okumadım, son iletinizin son paragrafını görünce yanıt vermek istedim. Şahsen ben 33 matematik sorusundan yanlış hatırlamıyorsam 30 (veya 31) net ile İÜ. hukuk fakültesine girdim (sene 1983 olsa gerek). Okuduğum lisedeki arkadaşlar ve Matematik öğretmenlerim bir gün bu forumu ziyaret ederse Matematik konusundaki başarımı doğrulayacaklardır. Bu veri inşallah işinize yarar.
Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Konuyu baştan sona okumadım, son iletinizin son paragrafını görünce yanıt vermek istedim. Şahsen ben 33 matematik sorusundan yanlış hatırlamıyorsam 30 (veya 31) net ile İÜ. hukuk fakültesine girdim (sene 1983 olsa gerek). Okuduğum lisedeki arkadaşlar ve Matematik öğretmenlerim birgün bu forumu ziyaret ederse Matematik konusundaki başarımı doğrulayacaklardır. Bu veri inşallah işinize yarar.
Hımm hatırlıyorum 1983 deki sınavda matematik soruları çok kolaydı değil mi? (çamur yapacam ya :))
Cevap: İstanbul Barosu Darbeci mi?
Alıntı:
henien rumuzlu üyeden alıntı
Hımm hatırlıyorum 1983 deki sınavda matematik soruları çok kolaydı değil mi? (çamur yapacam ya :))
Evet çok kolaydı. O 2-3 soruya neden yanıt vermediğime hala yanıyorum. Oysa tahminen doğrularını bilmiş, ama işaretlemeye cesaret edememiştim. Umarım sizi matematik kursuna göndermek zorunda bırakmamışımdır :)
Çamurluk meselesine gelince, evet çamurluk yapıyorsunuz diğer forumlarda. Bence çamurluğu bırakıp, daha bilimsel tartışmaya ne dersiniz?
Çarşı, DARBECİ BAROnlara Karşı
Alacakaranlıkta erkenden uyanmıştım 1 Mart 2010 Pazartesi sabahı.Biraz kitap okudum.Kahvaltı derken yola koyuldum.
Etilerdeki evimden Ortaköye geçtim.Öğlene kadar buradaki bazı işlerimi hallettim.Benim artık hobilerimden biri olmuştu her pazartesi ya da salı günü Taksim İstiklaldeki Gloria Jeans Cafe de kahve içmek(Merak edenler her hafta başında beni orada görebilirler:) )
Öğle saatlerinde Ortaköyden dolmuşa bindim Taksime gitmek üzere.Gümüşsuyu Asker Hastanesinin önünden geçerken yaklaşık 50-60 kadar Beşiktaş taraftarının Taksim'e doğru yürüdüğünü gördüm.Kendim de her ne kadar hiç bir maçına gitmesem de bir Beşiktaş taraftarı olduğumdan Şoför beye "acaba bugün Beşiktaş ın maçı mı var?" diye sordum.
"Hayır bugün maç yok" dedi.
Kendi kendime "Allah Allah ne oldu ki bu kadar taraftar toplandı"dedim.Taksime geldiğimizde bir de ne göreyim.Yüzlerce avukat meydanda toplanmış.O an neden toplandıklarıyla ilgilenmedim ama şaşırtıcı bir tabloydu.İlk kez bu kadar avukatı cübbeleriyle birlikte sokakta görüyordum:).O an aklımdaki tek şey kafede içeceğim kahveydi:)
Kafeye girdiğim zaman ne tesadüftür ki bir arkadaşıma rastladım.Onun yanına oturup bu durumu sordum.Bana İstanbul Barosunun yasadışı dinlemelere karşı düzenlediği "Yargıya ve ülkene sahip çık" adlı bir miting yapılacağını söyledi.Bu durumu öğrendikten sonra kahvemi yarıda bırakıp hemen oradan ayrıldım.
Dışarı çıktığımda gördüğüm manzara bir hayli ilginçti.Bir yanda binlerce avukat toplanmış.Bir yanda da o gördüğümüz, Beşiktaş ın taraftar topluluğu olan Çarşı grubundan küçük taraftar topluluğu...
Baro avukatlarının ellerinde Atatürk posterleri ve Türk bayrakları mevcutken,Çarşı grubunun açtığı döviz bir hayli ilginçti...
"Çarşı DARBECİ BAROnlara Karşı"...
İki grupta birbirini umursamıyordu.Sonuçta ikisi de demokratik haklarını kullanıyordu.Polis önlemlerini almış sorunsuz bir gösteri olacağı muhtemeldi.İstanbul Barosu Başkanı Muammer AYDIN yürüyüşe geçmeden önce bir konuşma yapacaktı ki o anda Çarşı grubunun şu tezahüratları duyuldu.
"DARBE YAPSANA,DARBE YAPSANA SATILMIŞ BARO DARBE YAPSANA"...
"NE ZAMAN DEMOKRASİ DİYE BAĞIRSAK,KURSAĞIMIZDA KALIYOR"...
"DARBECİ BARO BEYAZ DESENE DESENE DESENE"...
Bu tezahüratlardan sonra ÇARŞI grubu dağıldı sorunsuzca.Baro yürüyüşünü yapmaya başladığı anda ben de kafeye geri döndüm.Çarşı grubu yaratıcı fikirlerini tekrar göstermişti fakat hayret ettiğim nokta şuydu.
Çarşı grubu her gün şarap içip maç seyretmeye giden,geçimlerini korsan cd ve karaborsa bilet satarak sağlayan taraftar grubu olarak düşünüyordum:)
Fakat benim dünyadan haberim yokmuş.1 saat kadar oturdum kafede.Tam çıkmaya hazırlanıyordum ki birden kafeye Çarşı grubundan 2,Avukatlardan da 2 kişinin birlikte girdiğini gördüm.Tam karşıma oturdular.Şaşkındım.Aralarında geçen konuşmalara kulak misafiri oldum.
Avukatlar grup üyelerine"Bu yaptığınız çok ayıp ve yakışıksız" dedi.Onlarda"Hocam siz bu yürüyüşü kendiniz için demokratik hak olarak görüyorsunuz değil mi" dedi."Evet" dedi avukatlar.
Grup üyeleri"Eğer bu yürüyüşü ve protestonuzu kendinize yasal hak görüyorsunuz da,bizim protestomuzu neden ayıplayıp doğru bulmuyorsunuz.Bu da bizim yasal hakkımız.Sizin baronuzun geçmişini çok iyi biliriz hiç kusura bakmayın.Size darbeci baro lakabını biz takmadık.Sizler kendinizi hukuktan önce hep devlet adamı olarak gördünüz,tüm askeri darbelere ilk siz ön ayak oldunuz,faili meçhulların,Dersim in hesabını hiç sorma gereği hissetmediniz,kalemlerinizi hep mazlumlara çevirdiniz ,ama yıllardır ülkemizde olan dinleme skandalı başınıza gelince kükremeye başladınız.Neden peki diğerlerinin hakkını aramadınız.Ama gene de sizleri tebrik ederiz geç de olsa sonuçta siz de hakkınızı arıyorsunuz.Bu bile büyük bir adımdır".
İnanın şaşkına dönmüştüm.O ana kadar şarapçı taraftar dediğim grup insanından bu sözler inanılır gibi değildi.Tabi bu sözlere cevap vermeye çalıştı baro avukatları da.On beş dakika sonra avukatlar kafeden ayrıldı.Grup üyeleri kaldı.Dayanamadım onlarla 5 dakika sohbete girdim ve şaşkınlığım bir kat daha arttı.Onlar hakkındaki düşüncelerimi söylediğim de güldüler.Kendilerinin de avukat olduklarını söylediler.Meğer çarşı grubunun her kesimden taraftarı varmış.Dışarı çıktığımda bir Beşiktaşlı olarak çarşı grubundan gurur duydum.Gurur duymamın sebebi baro avukatlarına söyledikleri sözlerden dolayı değildi.Gerçi sözlerinin yüzde 100 üne katıldığımda aşikar.Çarşı nın sadece bir taraftar grubu olmadığını bilmek ,sadece şarap için olay çıkarmak için maçlara giden taraftar topluluğu olmadığını bilmek ,hukukçu üyelerinin olduğunu bilmek,asker üyelerinin olduğunu bilmek,çiftçi üyelerinin olduğunu bilmek gerçekten gurur vericiydi.
Ne diyebilirim ki,çok yaşa Beşiktaş ,çok yaşa ÇARŞI.Saygılarımla
Cevap: Çarşı, DARBECİ BAROnlara Karşı
Alıntı:
bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı
İnanın şaşkına dönmüştüm.O ana kadar şarapçı taraftar dediğim grup insanından bu sözler inanılır gibi değildi.Tabi bu sözlere cevap vermeye çalıştı baro avukatları da.On beş dakika sonra avukatlar kafeden ayrıldı.Grup üyeleri kaldı.Dayanamadım onlarla 5 dakika sohbete girdim ve şaşkınlığım bir kat daha arttı.Onlar hakkındaki düşüncelerimi söylediğim de güldüler.Kendilerinin de avukat olduklarını söylediler.Meğer çarşı grubunun her kesimden taraftarı varmış.Dışarı çıktığımda bir Beşiktaşlı olarak çarşı grubundan gurur duydum.Gurur duymamın sebebi baro avukatlarına söyledikleri sözlerden dolayı değildi.Gerçi sözlerinin yüzde 100 üne katıldığımda aşikar.Çarşı nın sadece bir taraftar grubu olmadığını bilmek ,sadece şarap için olay çıkarmak için maçlara giden taraftar topluluğu olmadığını bilmek ,hukukçu üyelerinin olduğunu bilmek,asker üyelerinin olduğunu bilmek,çiftçi üyelerinin olduğunu bilmek gerçekten gurur vericiydi.
Ne diyebilirim ki,çok yaşa Beşiktaş ,çok yaşa ÇARŞI.Saygılarımla
Konunun az dışına çıkacak ama Başiktaş Çarşı Grubu Türkiye'nin en bilinçli, en sosyal taraftar grubudur. Kurucuları mühendis, doktor, mimar gibi toplumda yer etmiş mesleklerden gelen insanlardır. Her zaman Türk taraftarının önünde gitmiş, yaptıkları herşey diğer takımlar tarafından çalınmıştır. Bugün sahalarda söylenen marşların çoğunu Çarşı yazmıştır. Şeytana pabucunu ters giydiren (Fenerbahçe taraftarlarını kandırıp "Korkak Tavuk Ortega" pankartı açtırmaları gibi) olayların planlayıcısı hep bu muzip ama sosyal olaylara duyarlı kurumdan çıkmıştır.
Ne yazık ki son yıllarda sırtına Çarşı montu giyen 15 yaşındaki gençler de halis Çarşı grubundan sayılmaya başlamış, insanların gözündeki bu "Şarapçı" imajı oluşmuştur. Oysa ki Çarşı grubunun özü oldukça entelektüel, oldukça eğitimli ve sosyal konulara duyarlı insanlardan oluşmaktadır. Beşiktaş forma arkasına Kızılay ve Mehmetçi Vakfı reklamlarını ücretsiz alarak da Sosyal Davalara olan duruşunu göstermiştir.
Baro olayına gelince, kendim eski bir subay olarak bile darbelere karşıyım.