Cevap: Bir Ergenekon Savunması
Alıntı:
yağanuğur rumuzlu üyeden alıntı
Aynen öyle,Sayın Diaz.Bu ülkede vatandaşların zihinleri öylesine yıkanmış ki,TSK mensupları sanki uzaydan gelmiş,suç işleyemez,yalan söyleyemez,hata yapamaz.
Darbeyle suçsuz insanlara işkenceler yaparak asan TSK hangi TSK peki,o başka bir kurum mu?
Komplo teorileri üreterek her şeyi kendine yontma konusunda bir yarışma yapılsa,bizim millet birinci olur kuşkusuz...Kardeşim,akıllanın biraz,düşünme kabiliyetiniz var,kullanın bunu...Onlar da bir anadan doğan insan evlatları,suç da işlerler,her şeyi de yapabilirler,bakınız 12 Eylül...Çıkıp iki duygu sömürüsü yapan her subay kahraman olacaksa bu ülkenin çok işi var...O zamanın kahramanları o zaman yaşadı,şu andakiler onlar değil,bunun ayrımına varamadınız gitti...
POLİS TURGUT BAŞROLDE
21 Şubat 2011, Pazartesi
ASKERHABER, polisin Gölbaşı'nda mühimmatı kendilerinin gömdüğünü anlattığı ve Zir Vadisi'nde bulunan aydınlatma mühimmatın nasıl bubi tuzaklı bomba gibi kaydettiğini gösteren iki videoyu yayınlıyor.
http://askerhaber.com/haber/2893/pol...-baŞrolde.html
Cevap: Bir Ergenekon Savunması
Türk Tabipler Birliği: Binlecre ceset var
TTB’nin toplu mezar iddiaları için oluşturduğu inceleme heyetinin çalışmaları sonucunda yapılan açıklamada, "Olayın gerçek boyutları çok daha büyüktür" denildi.
Türk Tabipler Birliği(TTB), kamuoyu gündemindeki toplu mezar iddiaları ve açılan toplu mezarlar için bir inceleme heyeti oluşturdu. Bazıları daha önce açılmış, bazıları henüz açılmamış 7 toplu mezarda yapılan incelemeler sonucunda, yol kenarı, çöp ve kırsal alanlarda kimliği belirsiz binlerce cesedin bulunduğu ve gerçeğin görünenden daha ciddi boyutlarda olduğu belirtildi.
TTB’den yapılan yazılı basın açıklamasında, inceleme heyetinin 19-20 Şubat 2011’de bölge tabip odalarının yöneticilerinin de katılımıyla; Bitlis, Muğla, Siirt, Batman, Diyarbakır, Kozluk, Hazro ve Silvan’daki kayıp yakınları, görgü tanıkları, İnsan Hakları Derneği(İHD) yöneticileri, Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği yöneticileriyle görüştüğü belirtildi. Bazıları açılmış, bazıları henüz açılmamış 7 toplu mezarda yapılan incelemelerde, inceleme heyetinin gözlemlerinin, "binlerce kimliği belirsiz cesedin hızla ve toplu şekilde gömüldüğü" yönünde olduğu açıklandı.
Bin 469 kişiye ait kemik, 114 toplu mezarın tespit edildiği bildirilen yazılı açıklamada, açılan 26 toplu mezarda 171 kişinin kemiklerine rastlandığı ve olayın gerçek boyutlarının çok büyük olduğu kaydedildi.
http://www.milliyet.com.tr/turk-tabi...28/default.htm
http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResi...r-1159664.Jpeg
1469 kişiye ait kemik tespit edilmiş insaf edelim biraz bu kemikleri de ordan burdan polis toplayıp koymamıştır buraya yargılamayı sulandırmak için işin içine biraz tertip sıkanlar olabilir ama öyle sütten çıkmış ak kaşıklar yargılanmıyor mahkemelerde kimsenin beleş avukatlığını yapmaya luzum yok.
Cevap: Bir Ergenekon Savunması
Bu sanığın davranışı bana tuhaf geldi
Mehmet Y. YILMAZ 23 Şubat 2011
İKİNCİ Ergenekon Davası'nın 105. duruşması dün yapıldı.
Bu davanın sanıkları 2008 yılının Temmuz ve Eylül aylarında tutuklandılar, 2,5 yılı aşkın bir zamandır hapishanedeler.
105. duruşmada sanıklardan emekli albay ve avukat Mustafa Levent Göktaş'ın savunmasına devam edildi.
Göktaş'ın bürosunda bulunduğu iddia edilen bir DVD var. 51 numaralı DVD olarak biliniyor ve bazı yargı mensuplarının kişisel yaşamları ile ilgili görüntüleri içeriyor.
Benim ilgimi çeken husus DVD'de herhangi bir parmak izinin bulunmamış olması. Pırıl pırıl bir DVD bu, adeta “el değmemiş”!
Size de tuhaf gelmiyor mu?
Adliye mensuplarına şantaj yapmak için gizli görüntüler elde ediyorsunuz, bunları bir DVD'ye kaydedip büronuzda saklıyorsunuz. Ergenekon tutuklamaları başlıyor, siz de o örgüte üyesiniz (savcı bunu iddia ediyor) ve hâlâ o DVD'yi büronuzda tutmaya devam ediyorsunuz. Bununla da kalmıyorsunuz, “ne olur ne olmaz, bulunursa bari temiz bulunsun” diye her gün eldivenle tutup, üzerinde parmak izi kalmayacak şekilde temizliyorsunuz!
Yani hem ofisinizin basılıp bu DVD'nin bulunabileceğini düşünüyorsunuz, bu nedenle parmak izlerini temizliyorsunuz, hem de ofisinizin aranacağını bile bile DVD'yi çöpe atmıyorsunuz.
Kanunu takmayan savcılara ne oldu?
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2011-02-23
Mektubu veren savcı mıydı polis mi
?
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2011-02-21
Cevap: Bir Ergenekon Savunması
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:A...5bFBqMoYoZ&t=1
20 Mayıs 2011 Cuma 19:58 Mehmet Ali Çelebi serbest
Mehmet Ali Çelebi:“Bizi ihanete uğrayan Atatürk devrimleri buralara attı.”
Haberler
20 Mayıs 2011
Sayın başkan, saygıdeğer heyet,
Mustafa Kemal’den, onun devrimlerinden millet olarak şahsi çıkarlarımız adına ödün vere vere Hasdal, Silivri zindanlarına çekildik. Bizi ihanete uğrayan Atatürk devrimleri buralara attı. Hakikatin ağırlığını yüklenemeyen geçim kapısı vatanseverliği de burada tutuyor.
İki sene evvel TSK’nin namuslu ellerinden, birliğimden terörist olma şüphesiyle alındım. Kuvvetli suç şüphemi oluşturan delil klasörü incelendiğinde (252 nolu klasör) Kemalizmin terörist ideoloji ilan edildiğini göreceksiniz. Bilinmelidir ki Atatürk Devrimlerinin nasibi terör iddianamelerine oyuncak olmak değildir. Bunlar Mustafa Kemal’i anlayacak kıratta olmayan hastalıklı kafaların, sefil ruhların ürünüdür. Kurduğu devlette onun sağladığı nimetlerden yararlananlar onu yargılamaya çalışıyor! Bina mimarı, resim ressamı yargılayabilir mi? Şaşırmıyorum, çünkü diğer suç unsurum Nutuk’tan bu mikroplara karşı bağışıklıyım:
“Gelecek kuşakların Türkiye’de Cumhuriyet’in ilan edildiği gün, ona insafsızca saldıranların başında cumhuriyetçiyim diyenlerin yer aldığını görerek asla şaşıracaklarını sanmayınız. Aksine Türkiye’nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek düşüncelerini tahlil ve tespitte hiç de karamsarlığa düşmeyeceklerdir.”
Mustafa Kemal’e ait düşüncelerle suçlanıyorum. Ne güzel benim suçum. Ne güzel benim davam. Zulmün hançerlerini üzerime çekecek kadar ona bağlı isem ne mutlu bana! Dilerim kuvveli şüphem katlanarak artar. O zaman hayatım daha da anlam kanacaktır.
Kürsüye ulaşabilmem 2 senemi çaldı. Yüreğimdeki yurt sevgisi, askerlik gurur ve şerefimle bir de 26 yaşımla oraya yürüyecek ve savunma vereceğim.
Kanun gücüyle askere diz çöktürmeye çalışanlara,
Bu devlet, bu millet için peşinen ölüm tercihi yapmış Türk subayını iki senede iki büklüm yapabileceğini zanneden sığ zihniyetlilere,
Tarihin şanlı sayfalarına layık Mustafa Kemal adını terör sayfalarında lekelemek isteyenlere söyleyeceklerim var!
ISLAH OLMADIM
Bu toplantıya başkanlık eden, gözleri altında olduğumuz Ebedi Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün iradesini, titremeksizin bedenlerinden vazgeçen ve şimdi kabirlerinden başlarını kaldırarak bizleri izleyen şehit ruhlarının dileklerini, Türk milletinin vicdanını kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: BEN ISLAH OLMADIM!
Hiçbir güç benim vatana olan sevgim ve onun azametini ıslah edemez.
Beni hıyanetin dostu, karanlığın yoldaşı olmama suçundan ıslah edemezsiniz! Utanmayanların yüzkarası olmaya devam edeceğim.
Uçurumlar arasından, ölüm yollarından, topların tüfeklerin namlusundan geçerek zihnimize, yüreğimize intikal eden Cumhuriyetin, Mustafa Kemal devrimlerinin en kıskanç neferlerinden olma suçundan ıslah edemezsiniz!
Ne sandılar Türk subayını? Ben insanlık tarihi boyunca evladı olduğu Türk milletinin boynuna esaret zinciri geçirtmeyen Türk Ordusu’nun subayıyım. Bunları suç kabul edenlerin müebbet okları karşısında ürküp çekilmiyorum. Esaret zincirini gururla bedenime sarıyorum. Görevimi şevk ve ümitle yüklenip onları istekle karşıma alıyorum.
İnancım odur ki Mustafa Kemal düşüncesinin takipçisi olmak, Türk milletinin ortak suçudur, hiç değilse namuslu kalan omurgasız olmayanların ortak suçudur bu. Türk milletinin her bireyi potansiyel suçludur.
Suç sayılan eyleme katılmam tam bir inanç ve bilinçledir. Bu uğurda taşıyacağım prangalardan, mahkûm edileceğim en ağır cezalardan şeref duyarım. Ama zindandan çıkacağımız gün bizi yeniden mahkûm etmeniz gerekecektir. Çünkü biz o gün de bugün olduğumuz kadar suçlu olacağız.
Savunma verdiğimde birtakım ülser kuyusu, ısmarlama basının pis nefesinde lekelenmiş önyargılı hafızalar; Adaletin sarsılmaz takipçileri, Mustafa Kemal’e dost vicdanlar; İki sene rehin alınmış bir muvazzaf subayın, KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ’ni görmek üzere,
En azından böyle bir kara lekeye inanırlarsa yüzüme tükürmek üzere burada olmalılar.
Şairin dediği gibi:
Bir şey varsa
Bir şey vardır
Bir şey yoksa
Çok şey vardır
Özdemir ASAF
Vatanıma ihanetten yargılanıyorum. Bir şüphe kırıntısı dahi akıllarda yer ederse eğer, milletimden talebimdir:
Çıkarın o şanlı üniformamı üzerimden.
Yeter olsun! Mübarek vatan havasını ciğerlerime sokmayın.
Lekelenmişse eğer topraklara sürtün alnımı.
Daha fazla değdirmeyin vatan topraklarına ayaklarımı.
Dağ doruklarına bırakın bu bedeni; kuşlar etimi çeke çeke parçalasınlar beni. Bütün varlığımı ovalara saçsınlar ki ibret olsun âleme…
Aklın almayacağı iftira ve isnatlarla bu tezgâhı kuranlar beni iki sene zindanda tutmakla başarılı olmuşlardır. Ancak ben onların bu küçük zaferine izin verecek kadar güçlüyüm. Bugün beni burada tutarak başları göğe erenler, yarın adaletin saf ışığı karşısında başlarını yerden kaldıramayacaklar olacaktır.
Zaman ve hadiseler her türlü hakikati ispat eder, fakat bazen böyle helak eden darbeler indirerek. Aldatmacaların son bulacağı ve kötülüklerin yenileceği gün gelecektir. Varsın o gün benim zindanımın üzerine doğsun, ne önemi var? O mutlu gün 2 yıldır bulunduğum, zulmün tesis ettiği sabit ikametgâhım! Hasdal’da beni bulacaktır.
O zaman zulüm adaletin buyruğuna girecek, tarih hakikati yine göndere çekecek, o sancak yine dalgalanacak ve dosta düşmana o ulvi düşünceyi haykıracaktır: “HARBİYELİ ALDANMAZ!”
Yolları kapattılar, açacağız.
Ufku kararttılar, ağartacağız.
Yurdumuz virandır, şenleteceğiz.
Yüce Heyeti Saygıyla Selamlarım!
Mehmet Ali Çelebi
Tutuklu Kr. Plt. Tğm.
Cevap: Bir Ergenekon Savunması
TEĞMEN ÇELEBİ GELDİ
29 Mayıs 2011
– Sizinle sevincimi paylaşmak istedim…
Telefondaki ses, heyecandan titriyordu.
Yüzünde gülücükler olduğu belli, ama ben göremiyorum.
Baba Muharrem ÇELEBİ, İstanbul’dan arıyor. Akşam geç vakit.
– Komutanım, öğrenciniz Teğmen Mehmet Ali tahliye oldu. Şimdi çıkarmaya gidiyorum..
Birden tüylerim diken diken oldu. Ne söylenir bu durumda?
– Gözünüz aydın Muharrem Bey. Çok sevindim. Geçmiş olsun. Bu günleri bir daha yaşamazsınız inşallah. Darısı diğer silah arkadaşlarımıza ve aydınlarımıza.
Teğmen ÇELEBİ’yi, Türk kamuoyu gibi ben de basına yansıyan felsefi, edebi,tarihi ve cesur savunmalarından tanıdım.
Onlara savunma demeye de dilim varmıyor. Askeri terimle SALDIRI diyeceğim ama o da hukuka uygun olmayacak.
En iyisi “TARİHİ KONUŞMALAR” diyeyim.
Çünkü o konuşmalar tarihte yerini alacak, hatta aldı bile.
İlk konuşmasının ardından HASDAL’a bir kutlama mektubu yazdım.
Benim daire başkanlığım döneminde Askeri Lise öğrencisi olduğu için öğrencim sayılırdı. Bir özellik de daha önce komutanlığını yaptığı Maltepe Askeri Lisesi mensubu idi. Aidiyet bağı bizi daha da yaklaştırdı.
Duygulanmış. Hemen yanıtını yazdı.
Mektupta bir de söz vardı;
– Burdan çıkınca ilk sizi ziyaret edeceğim…
Onu tanıyorsunuz artık, sözünü tutmaması olası mı?
Baba Muharrem Bey ile birlikte evimize geldiler.
Dört çocuk yetiştiren ve üçü hala yüksek tahsil ve uzmanlık eğitimi ile uğraşan onurlu ve aydın insan Muharrem ÇELEBİ, en az 15-20 yaşlarında eski model bir arabayla getirdi oğlunu.
İkisinin de gözlerinin içi gülüyordu.
Anne ÇELEBİ yoktu ama, ilk günkü su böreği ve karnıyarık karşılaması anılmadan geçilmedi.
34 ay sonra esaretinin bittiğine inanamıyordu sanki Teğmenim.
Her konuşmasında dikkatimi çeken vurgusu ise, kendi kurtulmuşken arkada kalan komutan ve arkadaşlarına olan üzüntüsüydü. Onları orada bırakıp çıkmak zoruna gidiyordu.
Son konuşmasında da mahkeme heyetinin yüzüne söylememiş miydi?
_ Komutanlarımla yaşayacağım her akıbet onurumdur. Çünkü onlar, bağımsızlığı yaşamın gereği sayan milletin yiğit çocuklarıdır.
_ Şimdi beni, ölüme hudut yaşamış komutanlarımın yanına, HASDAL’a gönderin. Orası, sancağını düşmanlara diktirdiğimiz ONUR KALEMİZDİR.
Teğmen ÇELEBİ, mahkemedeki hiçbir konuşmasında kendisi için bir şey talep etmedi.
Bir kez olsun tahliye istemedi.
Her seferinde tüm iddiaları çürüttü. Kendi içinde bile çelişkili iddianameyle adeta oyun oynadı.
Adalet yerini buldu sonunda?
Acaba?
Onu, 34 ay, tutarsız bir iddianame ile, soyut suçlamalarla özgürlüğünden yoksun bırakıp sonra salmak mıdır adalet ki yerini bulsun?
Adalet utanmıştır herhalde yaptığından.
Ya adaletsizliğe alet olanlar ?
Hele kirli tezgahın senaristleri ?
Teğmen ÇELEBİ, onurlu ve gurulu, her Türk subayı gibi ağırbaşlılıkla düşünüyor, konuşuyor.
Şimdi artık görevde bir asker olduğunun bilincinde.
Mesleğine ve TSK’ne en ufak bir zarar gelmemesi için kılı kırk yarıyor.
Bu konuda benden de bilgi ve destek istiyor.
Öylesine iyi yetişmiş bir insan ve subay ki, ona verilebilecek bir şey bulmak çok zor.
Onu yetiştiren aileye ve askeri eğitim sistemine şükran duydum, bir kez daha.
Teğmen ÇELEBİ, başka bir heyecanı daha yaşıyor.
Üç yıldır ayrı bırakıldığı helikopterini özlemiş.
Evimizin üzerinden geçen her helikopter sesinde cama doğru koşuyor.
Özgürlüğümüzün güvencesi kartalları izliyor.
En kısa sürede uçuşa başlayacağını söylüyor.
Genç yaşta ve daha ilk rütbede bu acı deneyimden geçen ancak sağlam karakteri ile eğilip bükülmeden ve olumsuz bir yara almadan esaretten özgürlüğe ve mesleğe dönen bu genç adama gıpta ile baktım.
Onu yetiştiren babaya da.
Uğurlarken içimden geçeni yüzüne de söyledim;
– Çok çalışıp başarılı olacaksın. Genelkurmay Başkanı veya en azından Kuvvet Komutanı olacaksın. Birliğini ve personelini koruyacaksın…
Yaşım ve yaşam o günlere yetişmeme izin verir mi bilmiyorum ama, Teğmen M.Ali ÇELEBİ’nin oralara geleceğine inanıyorum.
Yolun ve bahtın bir kez daha açık olsun Teğmenim.
Eski bir komutanın, TSK’nın ve Türk Milleti’nin bir bireyi olarak seninle gurur duyuyorum.
Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN
sitenin okuyucu yorumları:
1. demiralişbozope 28 Mayıs 2011 22:57 :
Savunmalarını okurken ağlardım! Özgürlüğün hayırlı olsun!!!!
Yüce Adalet (ancak 13 hazirandan sonrasını bekleyebildiğimiz ) kalan Vatanseverlerin başına!
2. A YSE 29 Mayıs 2011 08:09 :
BEN DE TEGMEN
CELEBI ILE GURUR DUYUYORUM…
VE ELIMDEN DAHA BIR SEY GELEMEDIGI ICIN
TEGMEN CELEBIDEN BIR TURK VATANDASI OLARAK OZUR DILIYORUM…..
3. ALİ BAYRAMOĞLU 29 Mayıs 2011 08:24 :
SENİN SAVUNMALARINI OKURKEN HEP AĞLADIM,ŞİMDİDE BU YAZI BENİ AĞLATTI..AMA BU MUTLULUK GÖZ YAŞI TEĞMENİM..SELAM SANA KOMUTANIM ALLAH YOLUNU AÇIK ETSİN..