Haksız yakalama nedeniyle oturduğunuz yere en yakın Ağır Ceza mahkemesine başvurarak Muhekamat Müdürlüğü nü davalı göstermek suretiyle maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz.:))
Printable View
Haksız yakalama nedeniyle oturduğunuz yere en yakın Ağır Ceza mahkemesine başvurarak Muhekamat Müdürlüğü nü davalı göstermek suretiyle maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz.:))
Mehmet beyin teklifi de güzel.
Yokum diyooor :)
Belki bir çılgınlık yapar:))
Seyircilerimizden kabul etsin diyenler alkışlasın :)
Bence kutusuna gitsin.:))
Üstad kutusundan çıkmış zaten kutuya girmek istemiyo bi daha :)
Kutusundan ne çıkmış ki!:))
Yakalama, nezaret üstad.
alexander kardeş bize darılmadın inşaallah.
Konuyu okuyunca eklemeden duramadım. Babamın da 2002 yılında başına benzer bir olay gelmişti. Mülkiyeli sınıf arkadaşları ile yaptıkları Kapadokya tatili dönüşü Afyon'a vardıklarında hava kararmış, annem sucukçuların otelinde kalmak istemiş. Büyük bir otel, albenisi var, yatak odaları büyük ve iyi döşenmiş. Gece 24:00' den sonra yatmışlar. Bir ara uykularının arasında telefon çalmaya başlamış. Annem ''Seni lobiye çağırıyorlar, polis de gelmiş'' dediğinde saat takriben 01:15. Arabada bazı şeyler açıkta kaldığından babam arabaya hırsız girdiğini, otel yönetiminin de polis çağırdığını düşünmüş. Annemle birlikte lobiye inmişler. Buradan sonrasını babamın diliyle aktarmak istiyorum.
Lobideki polis memuru memleketimi, anamın adını, babamın adını vs. sordu. "Siz İstanbul' da bir trafik kazası geçirdiniz mi?" dedi. "Ben kaza falan yapmadım, nereden çıktı bu şimdi?" dedim. "Sizin hakkınızda gıyabi tevkif kararı var, Üsküdar Savcılığı sizi arıyor" dedi. Konuyu hemen anladım...
Birkaç yıl öncesine kadar X Holding' in mali idari başkan yardımcısı idim. Dolayısıyla gruptaki bütün fabrikalarının yönetim kurulu başkan vekili idim. Şirketimizin Afyon fabrikasında bir taşeron çalışanı kazaen vefat etmiş, ailesi de fabrikamızı dava etmiş. Şirketin yetkili avukatı var, Holding' in avukat ve hukuk danışmanları var, ancak mevzuat gereği bütün yönetim kurulu üyelerinin polise gidip ifade vermesi gerekiyor. Vereceği ifade "Konudan haberim yok, çalışan taşeron firmanın elemanı, benim hiç bir kişisel kusur veya ihmalim yok" şeklinde. Holding' den ayrıldığım ve yurt dışında çalıştığım için konudan zamanında haberim olmadı ve ifade veremedim. Konuyu öğrendiğimde fabrikanın avukatını aradım. "Şu anda yapmanız gereken bir şey yok, ben gerekeni yaparım" dedi. Konuyu unuttum ancak 2002 yılı Haziran ayında annem icin vukuatlı nüfus kayıt örneği gerekti. Nüfus idaresi benim bilgilerin hizasına -ARANIYOR- ibaresini koymuş. Olayı takip ettim, konu fabrikadaki olay. Afyon' daki avukatı tekrar aradım. "Aman, yurt dışına gitmeme engel olurlar'' dedim. "Merak etmeyin, dava sonuçlandı; sizin gıyabi tutukluluğunuz da kalktı. Kararın tarih sayısını istedim. ''Gerekli değil, bana itimat edin, her yere yazı yazıldı" dedi. Buna rağmen Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü' nü aradım (Holdingin merkezi orası olduğu icin Afyon tevkifimi oraya bildirmiş, onlar da merkezi sisteme bildirmişler) ama telefonla ulaşmak bir türlü mümkün olmadı. Kapadokya' ya kadar gidiyoruz ama orası uzak geldi.
Neticede adamlara güven veremedik. Beni Emniyet Müdürlüğü' ne götürdüler, eşim de yanımda. Bir ara ricam üzerine amirlerine (sanıyorum evinde nöbetçi) bana güvenilebilineceğini ve otelde kalmak istediğimi anlatmaya çalıştılar ama adam dinlemedi bile. Kırk yıl önce Mülkiye'de okurken iken gece yarısından sonra evde CMU Hukuku çalışıyordum. Aşağıdan bir gürültü geldi, indim. Polis memuru komşumuzun evine girmiş, "derhal giyin, gideceğiz" diyordu. Adam da uzun donunun üzerine pantolon giymekle meşguldü. Üzerinde çalışmakta olduğum konuları uygulamak için mükemmel bir fırsat çıkmıştı. Polise arama izni olup olmadığını sordum ve gecenin bu saatinde adamın evine giremeyeceğini hatırlattım. Hemen bir kaç geri adım atarak kapıya geldi, "İçeride değilim ki" dedi. Ayrıca gün ağarana kadar adamı evinden götürmeye hakkı olmadığını söyledim. "Gerekirse sabaha kadar evi polis gözetiminde tutarım" dedi. Polisin o saatte kendisini götüremeyeceğini öğrenen zavallı adam pantolonunu tamamen giymişken süratle tekrar çıkardı ve "Gitmiyorum, sabah gelin" dedi. CMU Hukuku işe yaramıştı. Adamla o güne kadar belki de hiç selamlaşmamıştık, ne de olsa bekardık; kiracı olduğumuz eve mümkün olduğunca sessiz sakin girip çıkıyorduk. Ertesi akşam adam beni gördüğünde büyük ilgi gösterdi ve "Allah senden razı olsun, sayende gece evde kalmakla bir araba sopa yemekten kurtuldum" diye teşekkür etti.
CMUK' la 1960' lı yıllarda komşumuzu dayaktan kurtardık ama kendimize bir faydamız olamadı. Sucukçu, otelciliği daha öğrenememiş olacak ki beni lobiye çağırıp polise teslim etti. Polis kapıya gelse veya telefon etse kesinlikle dışarı çıkmazdım. Eşyaların otomobilde açıkta kaldığını ve hırsıza davetiye olduğunu düşündüğüm için otel yönetimi çağırınca indim. Özetle:
1- Büyük birader Türkiye' de yaşıyor. Her yerde kayıtlı olan ev adresinizde size ulaşamayacak kadar sorunlu olan büyük birader sizi tahmin etmediğiniz yerlerde, örneğin otellerde gözetliyor. Oteller her aksam saat 24:00' de müşteri listesi hazırlayıp güvenlik görevlilerine gönderiyor. Onlar sizi ve cep telefonu borçlularını yakalayıp nezarete atmaya çalışırken atı alan Üsküdar' ı geçiyor.
2- 1960' lardan bu yana Türkiye' de hukuk kurallarında bir gelişme oldu mu bilmiyorum ama şurası kesin ki uygulamacıların anlayış ve yaklaşımında en ufak bir gelişme olmamış. Beni tutuklayanlar saat üçte sıcak yuvalarına giderken beni bodrumda nezarethanenin bulunduğu yerdeki görevli polis ve bekçiye teslim ettiler. Tabii eşim de orada idi. Sabaha kadar da kalmakta kararlı idi. Yalvar yakar saat 04:00'de otele dönmeye ikna ettik. O gittikten sonra da ben parmaklıkların arkasına...
Sayın Aydın ve Sayın Oğuz,
Valla kutu mutu soran olmadı, genelde sorarlarmı.? Aldılar götürdüler merkeze gösterdiler beni herkese. :)
Hayatımda ilk defa ve haksız yere bir gece karakolda tutuldum. Allah kimseyi düşürmesin. Gerçi nezarethaneye bile konmadım ama orda beklemek bile kişinin ruh halini bozuyor. Sayın Aydın, dava açsam ne olacak sanki.? Kimi kime şikayet edeceksin.? Karakolda komsere tüm dosyayı sundum, dava 2007 de düşmüş olmasına rağmen 2 defa ifade vermişim ve buna rağmen yakalamam düşmemiş. Herşey dosyada var. Komser nöbetçi savcıyı aradı savcının yanıtı şu " mahkemeyi arayın gerekçeli kararın doğruluğunu sorun ". Ya kardeşim gecenin 12 sinde hangi mahkemeye soracaksın.? 3. ye ifadem alındı. ( gerçi alınmadı ) çünkü adliyede ne hakim nede savcı huzuruna çıktım, yakalama bürosuna gittik beni serbest bıraktılar birde elime sanki mahkemeye çıkmış gibi duruşma kağıdı verdiler. Sözde duruşma kağıdında yakalandığım, daha önceki ifademin aynısı ve serbest bırakıldığım yazıyor.
Tek korkum ummadığım bir zamanda 4. ye ifade için yakalama çıkarırlarmı.?