Ablanız boşanmak istiyorsa rahatlıkla boşanır ve tazminat talep edebilir.:))
Printable View
Ablanız kocasını evden uzaklaştırma kararı çıkartırabilir. Böyle bir kanuni hakkı var. Ailenin korunmasına dair kanun 4320 sayılı maddedir. Bunun için ne yapmalı derseniz: Aile içi şiddete uğrayan kişiler Ailenin Korunmasına Dair Kanun'a göre önlem alınmasını isteyebilir, yasada sayılan önlemler arasında ortak konutun şiddet gören eşe özgülenmesi, şiddet uygulayan kişinin konuttan ve işyerinden uzaklaştırılması da bulunmaktadır. Şiddete maruz kalan kişi doğrudan aile mahkemesinden bu önlemlerin alınmasını isteyebilmektedir. Belirttiğiniz gibi bu yasaya göre yapılacak başvurular ve icra işlemleri için harç alınmamaktadır.
4320 sayılı madde aynen şöyle:
KANUN NO: 4320
AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN
Kabul Tarihi: 14 Ocak 1998
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 17 Ocak 1998 - Sayı: 232335.t. Düstur, c.37 - s.
Madde 1- (Değişik: 5636 - 26.4.2007 / m.1) Türk Medeni Kanunu'nda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hakimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:
Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;
a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,
b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,
c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,
d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,
e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,
f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.
Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eş veya diğer aile bireyine ihtar olunur.
Eğer şiddeti uygulayan eş veya diğer aile bireyi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise hakim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak daha önce Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Bu Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icrai işlemler harca tabi değildir.
Madde 2- (Değişik: 5636 - 26.4.2007 / m.2) Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı kararın uygulanmasını genel kolluk kuvvetleri marifeti ile izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde genel kolluk kuvvetleri, mağdurların şikayet dilekçesi vermesine gerek kalmadan re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar.
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eş veya diğer aile bireyleri hakkında ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.
Madde 3 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 4 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Eniştenizin aile içi şiddet uygulamıştır. Bu konudaki bir soru-cevabı aynen aktarıyorum.
"SORU: AİLE BÜYÜKLERİ, EŞ YA DA ÇOCUKLARA YÖNELİK ŞİDDET CEZA YASASI KAPSAMINDA MIDIR?
Melekler Mekanı - EŞ Ya Da Çocuklara YÖnelİk Şİddet Ceza Yasasi YANIT: TCK, bu tür suçları, vücut dokunulmazlığına karşı suçlar olarak nitelemektedir. Şiddet, her biçimde suçtur. Aile bireylerinden biri olmak, diğerine şiddet uygulamaya izin vermez. Hukuk, bireyin yaşama hakkını, en temel değer olarak kabul eder. Bu nedenle, TCK’nın 86. ve 87. maddelerinde, bir başka kişiye karşı kasıtlı olarak, zarar veren, onun sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişinin cezalandırılacağı belirtilmektedir. Bu fiil, ‘üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı’ yapılmışsa ceza, artırılacaktır.
Şayet kasten yaralama, gebe bir kadına karşı işlenir de çocuğun vaktinden önce doğmasına neden olursa ya da sürekli bir bedensel zaafa yol açarsa veya yaşam tehlikesi yaratırsa verilecek ceza bir kat artırılacaktır. Yaralama, mağdurun bitkisel yaşama girmesine, iyileşmesi olanağı olmayan bir hastalığa yakalanmasına, duyularından ya da organlarından birinin işlevini yitirmesine, konuşma ya da çocuk yapma yeteneğinin yitirilmesine, yüzünde sürekli değişikliğe, gebe kadının çocuğunun düşmesine neden olursa, verilecek ceza iki kat artırılacaktır. Kasten yaralama vücutta kemik kırılmasına neden olduysa kırığın yaşam fonksiyonlarındaki etkisine göre ceza artırılarak verilebilecektir. "
-------------------------------------------------------------------------
Türk Ceza Kanunu 86 ve 87. maddelerde neler yazıyor onu da yazıyorum.
Kasten yaralama
MADDE 86. - (1)Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e) Silahla,
İşlenmesi halinde şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Silâh deyiminden; Ateşli silâhlar, patlayıcı maddeler, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler kastedilmektedir (TCK Madde 6)
Açıklama: 86. maddenin 1. fıkrasında kasten yaralama suçunun temel şekli tanımlanmış olup, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiştir. 2. fıkrası kapsamındaki, yaralamanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde verilecek ceza daha az olup bu ölçüdeki yaralanmalarda soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır. 86. maddenin 3. fıkrasında ise kasten yaralama suçunun nitelikli şekilleri yer almaktadır. Bunlar, mağdurda oluşan sağlık zararının dışında, suçu ağırlaştırıcı şartlardır. Yaralama suçunun silahla işlenmesi de, 2. fıkranın (e) bendinde yer alan nitelikli hallerden biridir. Dolayısıyla, yaralanmanın ne tür bir aletle meydana getirilmiş olduğu, adli tıbbi olarak aydınlatılması gereken bir problem olacaktır. Yaralar ya da travmatik değişimler değerlendirilirken bu husus gözden kaçırılmamalıdır.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
MADDE 87. (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Açıklama: 87. maddenin 1. ve 2. fıkrası kasten yaralama suçunun netice sebebiyle ağırlaşmış hallerini içermektedir. 87. maddenin 3. fıkrasında kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması haline ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmıştır. 4. fıkrası, "yaralanma sonucunda ölüm olursa verilecek cezayı" göstermekte olup, yaşayan kişilerdeki yaralanma ağırlığının belirlenmesi ile ilgili değildir.
mahkemede belli nolur diyorsun8z yani
4320 sayılı yasa nedeniyle verilen kararlar tedbir niteliğindedir ve temyiz yolu kapalıdır.
Bu tedbirler, kusurlu eşin;
a) şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması,
b) müşterek evden uzaklaştırılması, evin (aile konutunun) şiddete uğrayan eşe ve çocuklarına tahsis edilmesi, şiddet uygulayan eşin eve yaklaşmaması,
c) ev eşyalarına zarar vermemesi,
d) aile bireylerini iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,
e) varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi,
f) alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanmış olarak ortak konuta gelmemesi, şeklinde olabilir.
Hakim bu tedbirlere en çok 6 ay süre için hükmedebilir.
Kusurlu eşe, kararda hükmolunan tedbirlere uymazsa tutuklanacağı ve tedbir süresinin hapis cezasına dönüşeceği ihtar edilir.
Hakim, şiddete uğrayanın yaşam düzeyine uygun bir tedbir nafakasına da karar verebilir.
ablam karakola şikayetçi olmadığını, ve bu olayın ilk olduğunu söylemiş ve sanırım yin çocuk için sabredecek, ve eşininn ceza yemesini istemiiyor en azından şu an için
Ablanız bu tedbiri istesin. Gereken yapılır merak etmeyin. Hatırlarsanız bundan birkaç ay evvel ünlü bir ilahiyatçımız da karısını bu 4320 sayılı karar ile uzaklaştırmıştı. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk karısını uzaklaştırmıştı. Sizin ablanızda bu uzaklaştırma kararını çıkartabilir.
Bunu hem kendisi hemde çocuğu için alsın. Boşanmak isterse de bu raporlarla enişteniz kusurlu bulunup istediği maddi+manevi tazminatı da alabilir. Ayrıca çocuk ve kendisi için tedbir nafakası alabilir. Alır da. Hakimler şidddete uğrayan kadından yana kanunları uygular. Böyle bir davaya da her avukat rahatça bakar. Hazır raporlar ve şiddete uğradığına dair herşey varken.
Çok geçmiş olsun.
Koca öğretmen ve bizim çocuklarımıza da eğitim veriyor böyle şiddet uygulayan bir adam. Bu öğretmeni şiddetle kınıyorum. Eğer ablanız uzun zamandan beri bu şiddeti uygulayan eşine göz yumuyorsa şiddeti destekliyor demektir.
şiddeti desteklemek tanımınız doğru, ama arada çocuk var ve baba evine dönünce karşına çıkacak sorunlar ,ü yeni bir hayat kurmak vs, bütün bunlar dan çekiniyor. aslında aytrılmakniyetinde ama sonrasından korkuyor cesareti yok
Ablanız şunu düşünsün. Çocuğu kız mı erkek mi bilemiyorum. Diyelim ki kız. Kızı evlenip kocasından kulağı patlayıncaya kadar dayak yese, kızına arka çıkıp damadını da kapıdan def mi eder, yoksa git nasıl geçinirsen geçin, istersen öl mü der?
Buna istinaden anne-babanızda ablanıza arka çıkmalı ve eniştenizden okkalı bir tazminatla boşanmalı. Şu an ki kanunları hakimler kadınlardan yana uyguluyorlar. Sizin anne-babanız kızınıza arka çıkacağına damadına arka çıkmış oluyor böyle yaparak. Aferin damadım dövmeye devam et demek oluyor bu. Damat da nasıl olsa ben dövünce ne karım ne karımın ailesi sesini çıkartmıyor, ben bunda sonra dövmeye devam edebilirim mesajını vermiş oluyorsunuz. Hele hele torunlarını hiç düşünmüyorlar demektir.Bu zihniyette olan anne-babanızı da kınıyorum bilesiniz. Anne-babanız ablanıza sahip çıkmalı.