Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
eğer Kur'an Türkçe olsa herkes okusa anlasa böyle kandıramazlar insanları...
Bildiklerim: Elmalılı Hamdi Yazır; Muhammed Esed, Yaşar Nuri Öztürk, Suat Yıldırım; bir de diyanet işleri başkanlığı olmak üzere 5 tane ben tercüme biliyorum. Bilmediklerim de vardır muhakkak.
"Türkçe olsa" dileğiniz zaten çoktaaan gerçekleşmiş durumda; okumak isteyen okur yani. Ama okumak isteyen o kadar az ki. Sorun burada. Bin tane de tercüme olsa okumak isteyen olmadıktan sonra anlamı olmaz.
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Aslında sorunuzun kısmi yanıtı bu iki öyküde bulunmaktadır. Bu dava yaklaşık yüz yıl sonra Türk Hukuk Tarihinin yüz karası davalarından birisi olarak ders niteliği taşıyacaktır. Hukuk adına bu kadar hukuksuzluk yapıldığı tarih boyunca görülmemiş muhtemelen de görülmeyecektir. Ne acıdır ki bu olaylar ilk başladığında daha ilk iddianame bile ortada yokken ortadaki gelişmelere bakıp ''dava başladığında ne el bombalarını bulabilecekler nede belgeleri..'' gibisinden bir cümle kurmuştum... Aylar sonra ilk duruşma başladı ve davanın temeli olan ''ümraniye el bombaları bulunamadı'' yerine imha tutanağı çıktı!!! Davanın baş delili yok oldu ve yerine tutanak geldi... Şimdi de bol bol sahte belgeler ortada dolaşıp duruyor...
Bu eğitim ve hukuk bilgisi düzeyiyle mahkemede mübaşir bile olamayacak RTE kendisini bu davanın savcısı ilan etti durduk yere... Burada ki ''durduk yere'' lafın gelişidir. Öteki durur mu ? O da sancak iskele demeden bodoslama daldı bende bu davanın avukatıyım diye... Gerçi Baykal a yakıştı ne deolsa asıl mesleği avukatlık yani birisinden vekalet aldığı an resmen davanın 'avukatı'' oluverir... Öteki ise yalakalarının verdiği fahri doktoraları üst üste koysa bile ancak davanın izleyicisi olabilir... Aslında aralarındaki fark bu....
AKP nin başbakanı dediğiniz RTE bu olayı hazırlayan OLAMAZ. İçinde midir ? kesinlikle.. Çünkü bu olay RTE yi çok ama çok aşar Antantiğin öbür kıyılarına kadar uzanır bu olay ... Orada ki bir salya sümük ve onu kullanan CIA ya çok iyi bakmak bazı olayları iyi analiz etmek gerekir.
RTE bazı diğer kişilerle birlikte görünen baş aktörlerdendir. Ama oyun çok büyüktür çok... Ve şimdiki zaman Laik demokratik sosyal hukuk devletine sahip çıkma zamanıdır çok geç olmadan...
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Ben sadece bir şeyden eminim, bütün milletler yer altındaki yada perde arkasındaki nasıl nitelerseniz niteleyin ama kaba tabiriyle pisliklerinden kurtuldu ve kurtulacak bizim ülkemiz "iyi çocuklar" felsefesiyle hareket ettiği için kurtulamayacak.
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Bildiklerim: Elmalılı Hamdi Yazır; Muhammed Esed, Yaşar Nuri Öztürk, Suat Yıldırım; bir de diyanet işleri başkanlığı olmak üzere 5 tane ben tercüme biliyorum. Bilmediklerim de vardır muhakkak.
"Türkçe olsa" dileğiniz zaten çoktaaan gerçekleşmiş durumda; okumak isteyen okur yani. Ama okumak isteyen o kadar az ki. Sorun burada. Bin tane de tercüme olsa okumak isteyen olmadıktan sonra anlamı olmaz.
Ah be sayın senol eker ;
Tam bam teline bastınız. Ben üstü örtülü söyleip geçmeye çalışmıştım evla mı şimdi bu yaptığınız... Şimdi durduk yere kavga çıkacak çarşı karışacak. Ben zaten gevezeyim dilimin kemiği yok.. Sizde tam yerinden giydiriyorsunuz ... EE susamayacağız tabii bir diyeceğimiz olacak...
Daha Atatürk yaşarken ''istemezükçüler'' gizli gizli faaliyete başlarlar Hatta Atatürk ü ''dinsizlikle'' hiç utanmadan arlanmadan suçlayacak kadar alçalır şerefsizleşirler. ( Burada Atatürk ün dindar olup olmamasının hiç önemi yok kendilerinde olmayan yetkiyi kullanmaktan dolayı şeref yoksunudurlar. Çünkü kişi dindar mı değil mi bilecek tek mercii Kur'an a göre Allah tır. Kişi için göstergeler vardır ama çlçüt olamaz bunu akıldan çıkarmamak gerekir.) Bu şerefsizlerden günümüzde de bol miktarda vardır. Bu kadar hain bu topraklardan nasıl fışkırıyor anlamak mümkün değildir ama oluyor işte. Hem de çok üst düzeylere kadar çıkıyorlar... Neyse...
Bu istemezükçüler ki bunlar dinden sömürü yoluyla beslenen asalaklardır. Kuran ve Ezan ın ille de Arapça olması gerektiğini Türkçe nin caiz olmadığını kabul görmeyeceğini ve hatta daha ötesine geçerek yanlış olduğunu yayarlar. Türkçe Kur'an ın kur'an olmadığı okumanın neredeyse küfür olduğu kanısını yerleştirirler. E bizim halkımız bu konuda zaten cahildir vede gereğinden fazla tutucudur. Bilgisizlikten doğan tutuculuk en korkunç tutuculuktur.
Bu yüzden İslam Peygamberinin yaşadığı topraklarda bir tane bile sakal teli yokken ülkemizde 1248 adet sakalı şerif vardır ! Bu yüzden İslam peygamberinin soyundan gelen iki aile varken tüm dünya da ülkemde yüzlerce vardır ! Bu yüzden islam peygamberinin yaşadığı yerde ve tamamen islam olan ülkelerde yatır yokken bizim ülkemizde adım başı bulunur !!! Bu yüzden İslam Peygamberinin ülkesi ve çoğu islam ülkesi vatandaşları İslam peygamberinin mezarının Medine de olduğunu bilirken bizim ülkenin insanhalı hatta hacılar Mekke deki kabeyi peygamberin mezarı sanır...
Dini sömürmekten çıkarı olanlar dini en anlaşılmaz biçimde tutmaya çalışırlar. Çünkü bilindikçe inandırıcılıkları kalmayacak maskeleri düşecek şarlatanlıkları ortaya çıkacaktır. Yüzyılda bir kuran ı doğru tefsir eden çıkacaktır safsatasıda bundandır. EE herkes dinini tam anlasa bilse bunlar neyi sömürecek? Yüzde kırk küsür oyu kim vewrecek ?
Norveç Oslo Üniiversitesi islam Kürsüsü bir araştırma yayımladı 2007 de konu Kuran ı Kerim ve peygamberin hadisleri... Burada ki çarpıcı bir sonucu gel sen bizim halka sor bakalım ne yanıt alacaksın....
Adamlar islam peygamberinin peygamberlik dönemini yani yaklaşık 23 seneyi incelemişler tüm islam ülkelerindeki hadisler ve KurAn kapsamında... Kur'an da sorun yok.. 22 sene de ağır ağır inmiş... tüm kaynaklar (islami kaynaklar) aynı.. Amma hadislerine sıra gelince ortalık karışıyor... Hele hele güzel turdum Türkiye kaynaklı hadisleride ortaya koyunca... İşin ilginci ve komiği adamlar hadisleri doğru yanlış diye sınırlamamışlar. Tamamen islam kabulüne göre islam Peygamberine atfedilen hadisleri almışlar... Aynı olanları silmişler ve Kuran ı kerim veda hutbesi ile hadisleri başlamışlar okutmaya... Sonuç 22 sene peygamberlik yapan islam peygamberinin gece gündüz uyumadan yemeden içmeden tuvalete gitmeden konuşsa 27 seneye ihtiyaç duyduğu gerçeği !!! İslami diğer verilerle yani Kuran inişi yorumu anlatımı savaşlar göçler hicretler vede günde yedi saat uyku ilave edildiğinde buna yemek süreleri kısmi dinlenme ilave edildiğinde 56 seneye çıkıyor... Bu 56 sene de de yukarıda belirtilen olay ve zamanlar dışında hiç susmadan konuşması halinde ulaşılıyor!! İslam peygamberinin çok sık namaz kıldığı çok uzun süre oruç tuttuğu bu oruç süresince kaynaklardan elde edilen bilgiyle genelde 12-16 saatleri arasında istirahate çekildiği bilgilerinide eklediğimizde süre 78 seneye çıkıyor. Bir de mantıklı olarak islam peygamberinin din dışı konularda da sohbet ettiği konuştuğu yada ara sıra sustuğu kabul edildiğinde süre 156 seneye çıkıyor... EEE İslam peygamberi topu topu 22 sene peygamberlik yaptı Ne iş!!!
Hadi gel bunu açıkla bakalım ne diyecekler ssize !! Kur'an haricinde islam peygamberinin çok az günümüze gelen hadisi olduğunu veda hutbesinin bile tartışmalaı olduğunu söyleyin bakılım... Katli vaciptir...
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Sizi uğraştırdım galiba korkarım :)
Ama güzel yazı olmuş.
Her görüş birbirinin aynı değildir, olmamalıdır mıuhakkak. Örneğin ben bir yere katılamayacağım:
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kuran ve Ezan ın ille de Arapça olması gerektiğini Türkçe nin caiz olmadığını kabul görmeyeceğini ve hatta daha ötesine geçerek yanlış olduğunu yayarlar.
Kur'anı boşverin, Bir filim seyrederken bile, dublaj orijinalinin tadını vermez diyoruz. Örneğin "ne me quitte pas" gibi oluyor mu Türkçe versiyonları?
Vel hasıl-ı kelam "ezanın Türkçe'si" komiğime gider. Komiktir de zaten. Ezan hangi dili konuşuyor olursa olsun tüm ülkelerde "orijinal" dili ile okunur. Zaten Türkiye'de Türkçe ezan(?)'ın okunmasını isteyen de Atatürk değildir. Atatürk'e malederler çok zaman.
Kafiyesi, vezni olan bir şiir başka dile çevrilirse neye benzer? Çok zaman fıkraları bile tercüme edemiyoruz, romanları çevirince tadı kalmıyor, bir "kutsal kitap" nasıl çevrilir ki?
Ha, herkes arapça bilmez tabii; bu yüzden birçok alternatfi ile çevirileri olmalı. Hatta tefsir denen açıklamalı tercümeler de çok alternatili olarak olmalı. Ama her tercümede olduğu gibi hata ihtimali olduğundan tercümeler "gerçek" kabul edilmemeli.
Hadisler konusunda ise vurgulamadığınız daha başka gariplikler de vardır. Bunlar da zaten hadis değil, düpedüz Peygamber efendimiz'e isnad edilen iftiralardır.
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Ha, herkes arapça bilmez tabii; bu yüzden birçok alternatfi ile çevirileri olmalı. Hatta tefsir denen açıklamalı tercümeler de çok alternatili olarak olmalı. Ama her tercümede olduğu gibi hata ihtimali olduğundan tercümeler "gerçek" kabul edilmemeli.
Ben bu konuda çok iyi Arapça bilen birinden şu yorumu aldım. Sizler de yorumda bulunabilirsiniz;
"Arapça çok zengin bir dil. Öyle Türkçe ve hele hele İngilizce'deki gibi bir kelime içinde bulunduğu cümleye göre çok fazla anlam değiştirmiyor. Arapçada neredeyse her bir anlam için farklı bir kelime karşılığı var..."
Bu durumda acaba tercümeyi gerçek anlamda Arapça bilenler yapmıyor mu? Veya Türkçe'ye veya başka bir yabancı dile doğru çeviremiyorlar mı?
Ergenekon'un müştekisi konusuna gelince, sanığı da belirsiz, müştekisi de ... Hala yeni sanıklar bulunabilen bir soruşturmanın Türk Yargısına büyük darbe indirdiği ortada. En azından kimsenin o hakimlerin yerinde olmak istemeyeceğine eminim.
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Ben bu konuda çok iyi Arapça bilen birinden şu yorumu aldım. Sizler de yorumda bulunabilirsiniz;
"Arapça çok zengin bir dil. Öyle Türkçe ve hele hele İngilizce'deki gibi bir kelime içinde bulunduğu cümleye göre çok fazla anlam değiştirmiyor. Arapçada neredeyse her bir anlam için farklı bir kelime karşılığı var..."
Arapça biliyor muyum?
Hayır.
Ama yukarıda sizin alıntıladığınız ifadenin zorlama olduğunu düşünüyorum.
En azından ben bir kelimenin (mâric) anlamını arıyorum ama tam karşılığını bulamadım. Aynı kelime (kur'anda geçer bu kelime) değişik çevirmenler tarafından farklı hatta ilgisiz şekilde çevrilmiş. Eğer arkadaşınızın dediği gibi olsaydı hepsinin aynı şekilde çevirmesi gerekirdi. Üstelik ben bu çevirilerin hiçbirinin ifade edilmek istenen anlamı taşıdığını sanmıyorum.
Neyse, bu konu "ince" konu. İşin sonu kavgaya varır :deli:
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Herhangi bir zorlama yok. Bu ifade Kuran-ı Kerim için söylenmiş bir ifade de değildir. Yalnızca Arapça Türkçe farkını konuşmuştuk. Ben sadece çok iyi Arapça bilen birinin zamanında bana söylediği şeyi sizlere aktardım. Kelimeyi bulamama nedeni Türkçe'de tam karşılığının olmaması da olabilir. Ancak buna evet veya hayır diyebilmek için ne ben, ne de siz yeterli Arapça bilgisine sahip değiliz. Sadece farklı bir bakış açısı getirmek istedim.
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Sayın commodore, ne tesadüftür ki bu akşam bir iki yakınımla çok benzer bir konuyu tartıştık. Okyanusların suyunun birbirine karışmadığının tespit edildiği Kuran-ı Kerim bir ANAYASA'DIR. Kanunlar, Yönetmelikler ve daha alt hiyerarşideki düzenlemeler Anayasaya aykırı olamaz mantığı ile şu sonuca vardık;
Hadisler, hiyerarşik olarak çok daha üst sırada olan Kuran-ı Kerim'e aykırı olamazlar, ondan farklı düzenlemeler getiremezler... Örnek: Yönetmelikler, kanunlara dayanır. Kanunda olmayan düzenleme yönetmelikte olmaz, yönetmelik kanuna da aykırı olamaz. Yönetmelikler kanunların sadece uygulamasına yöneliktir. Peki bir çok hadis hadi Anayasa dediğimiz kitaba nasıl uyumsuz? nasıl onda olmayan şeylerde kural vaz'ediyor?
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Mariç sözcüğünün nerede geçtiği çok önemlidir. Örneğin Feto ya göre Rahman suresinin 55/15 inde geçer. Amma Rahman suresinin 55. ayeti tek satırdır !!! Mariç aslında meyve demektir o da ayrı...
Ama Mariç Marmariste bir bellediyeler birliğidir...
En meşhur mariç ise mileva mariçtir ki o da albert einstein in kendisinden üç yaş büyük karısıdır...
Ezan ve Atatürk konusuna ise girmeyelim isterseniz... Çünkü çok ama çok uzun bir konu öyküsü de ilginç aslına her Türk vatandaşının bilmesi gereken bir öykü... Tek cümle kurayım 1930 lu yıllarda Atatürk ten habersiz kuş uçmazdı yurdumda...