Bu arada cümlemi düzeltiyorum "Siz ce de yalan yere suç duyurusu yapmak ortada iddia ettikleri bir fiil olmadığı halde " kısmı için yanlışlık oldu kusura bakmayın.2 tene harfin olmayışı cümlenin anlamını değiştirebiliyor.
Printable View
Bu arada cümlemi düzeltiyorum "Siz ce de yalan yere suç duyurusu yapmak ortada iddia ettikleri bir fiil olmadığı halde " kısmı için yanlışlık oldu kusura bakmayın.2 tene harfin olmayışı cümlenin anlamını değiştirebiliyor.
Emrah Bey eşimin ve annesinin şikayet dilekçelerinde kendilerini telefonda "ölümle tehdit ettiğimi ve hakaret ettiğimi" iddia etmişlerdi. Yapılan incelemede bunun "yalan olduğu" ortaya çıktı. Çünkü onları hiç aramadığım telefon dökümlerinde ortaya çıktı. Ben o dönemde annemin yanında hastanede refakatçiydim. Zaten suç duyurusu yaptıkları günden 2 gün önce annemi kaybetmiştim. Ama onların amaçları sadece soruşturma dosyası açtırmak ve dosya numarasını boşanma davasında delil olarak göstermekmiş. Çünkü evli oluğumuz dönemde hiçbir kavga veya tartışmamız olmadığı için eşimin avukatı davayı kazanabilmek için böyle bir yola başvurmuşlar. Acıdır ki boşanma davasına bakan hakimler bu durumu bile bile seyirci kaldılar ve son duruşmaya gelen yeni hakim boşanmaya karar verdi. Sizce burada dürüstlük ilkesi, adalet kavramı, hukuk ve etik kavramlarından hangisinden söz edebiliriz?
Erhan Bey, anladığım kadarıyla siz ve eşinizin başlattığı her iki suç duyurusu da sonuçsuz kalmış. Boşanma davanız ise sanırım şuanda Yargıtay'da. Temyiz incelemesi henüz sonuçlanmamışsa her iki Savcılık dosyasını da açıklamalı dilekçe eşiliğinde Yargıtay'a göndermeniz uygun olacaktır. Eğer Mahkeme, tazminat gerekçesini sadece asılsız suç duyurusuna dayandırmışsa karar yüksek ihtimalle bozulacaktır. Ayrıca, Savcılığın iftira şikayetiniz hakkında verdiği takipsizlik kararına Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz hakkınız olduğunu hatırlatırım.
Şenol Bey boşanma davası dosyası şu an yargıtayda.Eşimin yaptığı suç duyurusu dosyası da boşanma davası ve gerekçeli kararın delilleri arasında. Eğer Yargıtay'daki hakimler inceleme yaparlarsa eşimin ve annesinin "savcıya yalan söyledikleri" ortaya çıkacak. İnşallah, beklentim de Yargıtay'dan adil ve hukuki bir karar çıkmasıdır. Biz TC Medeni Kanununa göre evlendik, eğer Medeni Kanun'da boşanmamız için yazılan şartlar oluşmadıysa tabi ki ben de boşanmayı kabul etmeyeceğim. Beni üzen en büyük olay, yerel mahkemenin bizi adeta boşamaya gayret etmesidir. Aile terapisi isteğim şiddetle reddedildi, anlaşma ve barışma çabalarım hakimlerin sürekli onların lehine karar vermesi ve mahkemede savunma yaptırmamaları yüzünden sonuçsuz kaldı. Mahkemede avukatım yoktu ama avukatım yok diye de bir insanın savunma hakkı gasp edilmez ki. Bu dünyanın bir de Ahiret tarafı var.Saygılarımla
merhaba, fikirlerinize ihtiyacım var eğer benle düşündüklerinizi paylaşırsanız sevinirim....
Cinsel tercih farklılığı, kaba kuvvet , hakaret gerekçeleri ile açmış olduğum bir boşanma davası var....davam devam ederken eşim dava açıldıktan sonraki tüm krd.kartı ekstrelerimi telefon ft mahkemeye teslim etti nereden bulduğu konusunda en ufak bir fikrim yok.Aklımda fikrimde yeni biri fikri hiç olmazken bu arada biriyle tanıştım ve bambaşka duygulara kapıldım...Birebir görüşme hiç olmadı ama tel msj ve resimler mevcut...Görüştüğüm kişi yurtdışına çıkacağını söyledi ve görüşmelerimiz son buldu ve ben öğrendim ki o kişiyle tüm görüşmelerim ve resimlerim mahkemeye delil olarak sunulmuş oyuna getirildim.
Haklı iken haksız durumda kaldım şoktayım lütfen benle düşüncelerini paylaşın...
Merhaba, yalan yere yapılan bir suç duyurusu ile karşı karşıyayım. Kayınvalidem ve eşimin yalan yere suç duyurusu yaptıkları telefon kayıtlarında ortaya çıktı. Malesef bu konuda tatmin edici bir cevap alamadım. Konu özetle şu: Eşim boşanma davası açtığı için annesinin evine yerleşti. Boşanma davası açtığı için son 5 ay hiç görüşmedik. Telefonlarıma bile çıkmadıkları için ben de hiç aramıyordum onları. Bu sırada haberim olmadan kayınvalidem ve eşim "onları telefonda ölümle tehdit ettiğimi ve hakaret ettiğimi" öne sürerek suç duyurusu yapmışlar. Tel dökümünde de onları hiç aramadığım ortaya çıkmış. Bu durumda kayınvalidemin ve eşimin yaptığı şikayet "kasıtlı ve yalan yere yapılmış, delil üretmek maksatlı" bir eylem olmuyor mu? Yani insanların savcılara yalan söyleme hürriyeti mi var? Konu hakkında bir hukukçu olayı genellemeden sadece bu olayla ilgili fikrini bildirirse çok sevinirim. Saygılarımla