Çok haklısınız insanlarımız artık hakkı olmadan davayı kazanabilmek için böyle şeylere başvuruyorlar. Ama adalet dağıtmakla yükümlü hakim ve savcılarımızın bunları mutlaka görmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Printable View
Çok haklısınız insanlarımız artık hakkı olmadan davayı kazanabilmek için böyle şeylere başvuruyorlar. Ama adalet dağıtmakla yükümlü hakim ve savcılarımızın bunları mutlaka görmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Sayın Dardayım, bu konu ile ilgili bir tespitim olacak. Bir insan, henüz olmamış gerçekleşmemiş bir olaya dayanarak nasıl dava açabilir? Örneğin olduğunu iddia ettiği olaylara dayanarak boşanma talep ediyor. Fakat dava açana kadar zaten hiçbir olay olmamış ki? Hakimin dava açıldıktan sonraki olaylara göre karar veya hareket etmesi ne derece akla hukuka ve mantığa uyabilir? Örneğin aramızda boşanmayı gerektirecek hiçbir olay yokken ne diye boşanma davası açıyorsun diye sormaları gerekmez mi? Belki dava açtıktan sonra gerçekten evlilik birliğini sarsıcı olaylar olmuş olsa da bu ayrı bir dava konusu olması gerekmezmi? Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler
Sayın Erhan,
Burada mağdur olduğunuzu görüyorum. Sayın Dardayım'ın da dediği gibi bir avukatla temyize gidin bence. Benim eklemek istediğim şudur: Hakimler de hata yapabilir, bahsettiğiniz kadarıyla karşı tarafın avukatı, şahitleri var. Mahkemelerde durum nasıldı bilmiyorum ancak hakim kararı takdiriyle belirlediği için böyle bir karar verilebilir.
Evet Mr Fender temyiz dilekçesi verildi. Bir avukat tarafından hukuki yardım alıyorum artık. Avukatımız da sizin gibi düşünüyor. Hakimin de neticede insan olduğunu, hata yapabileceğini söyledi. En nihayet temyizde adaletin tecelli etmesini umuyoruz. Şahitlerle ilgili de şunu söyleyeyim, 3 tane şahit de benim eşimi dövdüğümü görmediklerini söylediler, hatta ortak hayatı bilmediklerini belirttiler. Ama ifadelerinin sonunda da "eşimin yumruk atarak dişinin kırıldığını ve bunu benim yaptığımı gördüklerini" ifade ettiler. Hakim de şahitlere hiç bir şekilde " siz bunu nerde gördünüz, nasıl gördünüz, nerede yumruk atmış, hani bunun adli tıp raporu" diye sormadı.bana da soru sorma hakkı vermedi.Sanırım eşimin avukatı çok önceden hakimlerin nasıl davranacağıyla ilgili kehanetlerde bulunmuş olmalı ki tereyağından kıl çeker gibi davayı kazandı. Bir davacı davasını kazanmak için yalancı şahit kullanabilir, sahte evrak verebilir, yalan ve iftira da atabilir. Ama hakimlik kurumu ne için vardır orada, yalanları yakalamak, sahtekarlıkları önlemek için değil mi? Bana yani davalıya söz hakkı verilmeden, karşı tarafın iddialarını çürütmeme izin verilmeden sırf onlar şahit gösterdiler diye haklı olmaları hangi hukuk anlayışına göre uygundur? Veya hakimler hukuka aykırı talepler karşısında takdir hakkını "yalan ve iftira atan" taraftan yana kullanması ne derece ahlaki ve hukuki kurallara uygundur?