Bilirkişi

Alıntı:

---

kabalca rumuzlu üyeden alıntı

Bilirkişi; hakimlik mesleğinin gerektirdiği konularda olamaz; yani hakim mesleğini bilmiyor manası taşır. Yani bir doktorun yada bir mühendisin yaptığı bir eylem için ancak bir üniversite kurumu bilirkişilik yada danışmanlık yapabilir. aynı meslekten hatta daha alt rütbeden birisinin danışmanlık yapması mümkün değildir. Olsada yanlış kararlar çıkar. bizim mahkemelerimizde maalesef bu durum yaşanmakta. İş yoğunluğundan bir hakim bir avukatı mesleği ile ilgili bir konuda bilirkişi atarsa sonuç hep çıkmaya mahkümdür. Eğer hakim mesleğini yapmaya kendini yeterli görmüyorsa avukat bilirkişi atayıp milletin canını yakacaksa istifa edip başka mesleklerde çalışsın. hiç olmazsa vatandaşın canı yanmaz. yargıtay dairelerinde yıllarca adalet peşinde koşmaz.

---

Aynı fikirlerdeyiz ama mevzuat farklı...:))

Hukuk Usulü Muhakemesi Kanunu
Madde 275:
Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.

Maddede de belirtildiği üzere hakimin mesleki olarak bilinmesi gereken konularda bilirkişi görüşü isteyemeyeceği gibi, özel veya teknik bilgiyi gerektirecek konularda da sorunu bilirkişiye başvurmadan çözemeyecektir. Uygulamada pek göremesek de hakimlerimiz, ifa ettikleri meslekleri gereği bazı hukuki uyuşmazlık konularını şahsen çözümlemekle yükümlüdür. Fakat kanunumuz; akıl rahatsızlığı nedeniyle açılan boşanma davalarında davalı tarafın akıl rahatsızlığı olup olmadığının anlaşılması(TMK m.165)v.b durumlarda bilirkişiye başvurulmasını zorunlu kılmıştır.